You are on page 1of 48

Akl ve Vahiy Balamnda Bedizzaman ve Bir Fiziki

Bedizzaman and a Physicist in the Context of Reason and Revelation Rdvan ZYAOLU
Dr.

Bedizzaman Said Nursi'nin eserleri yurt dnda birok niversitede ders kitab olarak okutuluyor, adna krsler alyor, bu balamda dzenlenen konferanslara birok bilim adam katlyor. Byle bir ortamda talebelerinin dnda da ahsn ve eserlerini takdir eden ok farkl kitleler onun etrafnda sevgi emberi oluturuyorken, iftira ve itirazlar da -byk oranda azalsa bile- ekil ve ierik deitirerek devam ediyor. Ancak "dostun att gl dahi incitir" nev'inden olanlara cevap vermek hayli zor. Yine de, Bedizzaman'n kulland yntemle; yani yumuak bir slupla, sadece dorular izah ederek cevaplamaya alacaz. Akl ve kalp birlikteliine dikkat eken Bedizzaman'a, akln snrlarn ok farkl bir ekilde yorumlayan Prof. Dr. Ahmed Yksel zemre'nin esr maddesi konusunda baz itirazlar var.1 Ayn konuda daha nce yaplan benzeri bir itiraza 2 da cevap mahiyeti tamas ve konunun vuzuha kavumas iin bu yazda muhatap dairesi biraz genie tutulacak. Ancak ilk plandaki muhatabmz; kalbiyle inand eye aklnn tasdiini de ekleme, yani hikmetini anlama muradnda olanlar, yani sddklardr. Dost bilim adamlarndan gelen itirazlarn altnda yatan nedenlerden biri eksik bilgi ise dieri daha ok bildiini vehmetmektir, enaniyettir. Enaniyet de kskanl dourur, bakasnn birey bilmediini veya daha az bildiini zu'm eder, zanneder. Bunun sonucunda, anlayamad yda hikmetini bilmedii her eye kar kar. Btn bunlar; a) lim ile bilim adam tanmlarnn farklarn, b) Vehb ile kesb ilim sahiplerini ayrt edebilmeyi, c) Akrebiyet ile kurbiyet arasndaki fark ve ilikiyi, Kur'n perspektif altnda yeterince kavrayamamaktan kaynaklanmaktadr. Esr maddesi konusunu fizik diliyle aklamadan nce bu konulara bir miktar deineceiz. Kelimeler zemre yazsnn giri ksmnda ince bir slpla Risale-i Nur'un diline sataarak -maalesef- din sevmezlere bu konuda destek olmutur. yleyse biz de ncelikle dille balarz. Kelimeler dnceleri anlatmak iin kullanlan bir alettir ve onu kullanann bitii anlamla snrldr. Byk dnrlere bakldnda, onlarn kelimelere ykledii anlamn halkn ykledii anlamla bazen uyumad grlr. Bilim dilinde de her yeni bulu yeni kelimeler tretmeyi veya eski bir kelimeye yeni anlamlar yklemeyi gerektirir. Birinciye rnek olarak 'televizyon' kelimesi, ikinciye rnek olarak da 'belirsizlik ilkesi' verilebilir. Belirsizlik ilkesindeki 'belirsizlik' bilinmeyen anlamnda olmayp, Heisenberg'in tanmlad ekilde snrlar belirli bir bilinmezliktir. yleyse kelime, kimin hangi maksatla kullandna gre mana kazanr, mesel; halk dilindeki yldz (gece vakti gkte parlayan her gk cismi demektir) ile astronomideki yldz gibi.

zemre; "Nur Talebelerinin Bedizzaman'a mu'cize isnat ettiini" iddia etmi; oysa ok rahatlkla ulaabilecei Risale-i Nurlardan keramet ile mu'cizenin farklarn renebilirdi. Onun talebelerinden herhangi birine sorsayd veya hatralarla ilgili kitaplar okusayd mu'cize isnadndan vazgeerdi. Dorusu neden aratrma yapmadan yazd anlalamad. Eer mu'cizeyi keramet anlamnda kullanyorsa, Bedizzaman'a keramet isnad etmek anlamna gelir ki; bunda ne gibi bir yanllk olabilir? Gramer Snrlar Kelimelerin dzenleni tarzn gramer belirler. Cmleler de kullancsna gre ekil alr. ocuklar tek zne, tek yklem ve tek nesneden mteekkil cmle kurarlar. Kavraylar da yine buna gredir. Ancak yksek hakikatler, ince duygular anlatlrken bu basit cmle yaps ve kelimelerin basit sralan yetmez. Devrik cmledeki kelimelerin sralan belirli bir gayeye mtuftur, dz cmle bunu karlayamaz. Ayrca, gramerin elerinden olan noktalama iaretleri ve balalar cmlenin kurulu sistematiine gre yerlerini alrlar. Ne var ki bu sistematik dilden dile deikenlik gsterir. Mesel; ngilizcede 'virgl' iaretiyle birlikte 've' balac art arda kullanlabilirken Trkede byle bir durum sz konusu deildir. Yine, Almancadaki devrik cmle eitlilii Trkede bulunmamaktadr. Malm, devrik cmlede esas olan ey vurgulanmak istenen eyin cmle bana yerletirilmesidir. Dolaysyla kendisini Trke, ngilizce veya Almanca gramere mahkm eden birisi dier gramerlerdeki anlatm zenginliini, daha dorusu anlatma hrriyetini kaybedecektir. Elbette, gnlk hayatn insicam, ortak kltrn paylalmas ve birbirini daha iyi anlama adna, gndelik ilerde, haberlemede, yaanlan memleketin gramerini kullanmak gerekir. Fakat yksek eserler iin gramer boyunduruu art koulamaz. Bu noktada Kur'n- Kerim'in de kendisini Arapa grameriyle snrlamayp, gramerin yannda eksikliklerini de nasl ustaca kullandn grmek isteyenler, rat-l 'cz ve Mu'cizt-l Kur'n eserleriyle birlikte ho bir misal olarak hls Risalesi'ndeki 'kale, kalet' nansna bakabilirler. Bu ekilde Kur'n- Kerim'in byk bir i'czn gsteren zt elbette kendi yazd eserlerde de kendisini herhangi bir gramere hapsetmeyecektir. "Hafiyeyi kafiyeye feda etmeden" gzel sz syleme sanatnn yer ald Muhkemat adl eseri dikkatle okuyanlar, bunlarn Risale-i Nur Klliyat'nda tatbik edildiini greceklerdir. Byk airimiz, edebiyatmzn medar- iftihar merhum Mehmed Akif, bir deba meclisinde, "Victor Hugo'lar, Shakespeare'ler, Descartes'lar, edebiyatta ve felsefede Bedizzaman'n bir talebesi olabilirler" demitir.3 Byle yksek edeb eserleri sadeletirme ad altnda katlettiini fark edemeyenlerin kulaklar nlasn. lim, lim ve Marifetullah Hz. Muhammed'in (asm) hadislerine dikkat ettiimizde ilmi; yer yer bilim ve teknoloji, yer yer de marifetullah ilmi anlamnda kullandn grlr. "in'de de olsa ilmi araynz"4 hadisi bunun en arpc ifadesidir. Tp, fizik, siyaset ve tarih de dhil zamanlar st birok hadis mevcuttur; burada ise Bedizzaman'dan renilen, fizikle ilgili birka rnek birazdan ele alnacak. Dier grubu ise "phesiz ilim din ilmidir, yleyse dininizi kimden rendiinize iyi bakn",5 "limler peygamberlerin varisleridir"6 tarzndaki hadisler oluturur. mansz ahiret mutluluunun olmayacan hem Kur'n- Kerim, hem de onun en byk mfessiri olan

Hz. Muhammed (asm) net bir ekilde aklamtr. Cehennemdeki bir lim din adna tebrik edilemeyeceine, vlemeyeceine gre; methedilen limlerin marifetullah ilminin limleri olduu kesindir. Dnyevi ilimler ise marifetullaha kap at lde nem kazanrlar. Onlara kendileri namna deil de yaratclar namna bakldnda Esm-i Hsn'y renmede birer ayna vazifesi grrler, nurlanrlar. Fakat fen bilimlerine mana-i harfi nazaryla bakldnda bir nur deil karanlk kapsdr, tabiatperestlie, firavunlua, irk mesleklerine yol aar. Bunu, "baz ilimler cehalettir"7 hadisi pheye yer brakmayacak ekilde aklamaktadr. Her iki ilmi de Muhammed (asm) yle karlatryor: "Az bir ilhi tevfike mazhar olan, akl ok olandan daha hayrldr. Dnyann gayr- meru ilerinde akl zarar kayna, din ilerinde ise akl sevin kaynadr."8 Demek ki; dnyada ismi lim olarak geip hayatn ateist bir teori (!) bulmaya adayan Hawking9 gibileri iman ilimlerinde sz sahibi olmay iddia etse ne kadar komik ve anlamsz olur, anlalr. O halde birinin sadece bu sfatn arkasna snp "ben de limim, benim de Kur'ni konularda syleyeceklerim var" demesi bir mana ifade etmez. Profesrler ve Vehb lim Profesr titri herhangi bir bilim kollarndan birinde st dzey ihtisas sahibine verilir. Bunu verenler de kendinden nce profesr olan dierleridir. Bu st ihtisas dzeyinin alt limitini dolduran herkes profesr olabilir. Dolaysyla profesr olmak her eyi bilmek anlamna gelmedii gibi bunu hibir akl banda bilim adam da iddia etmez. Aksine, konusu dndaki sorulara "bilmiyorum" diyebilmek bir olgunluk iaretidir. Bu tarz ilim kesbdir, alarak elde edilir, snrlar bellidir. Bilgi bilgi stne konularak gelime salanr. Zamanla mukayyettir, zaman iinde geliir, ezeli deildir. Bununla beraber Profesrlerin hepsi de birbirine eit deildir. Dnya yznde ka tane bn-i Sina, Newton, Bohr, Maxwell, Lorentz veya Einstein seviyesinde insan vardr veya var mdr? stelik Heisenberg ve Einstein nl almalarn yaptklarnda brakn profesr olmay daha akademisyen bile deillerdi. in gerek yz buyken, elbette bir kimse "Ben profesr olduum iin her konuda konuurum, beni dinlemek durumundasnz" deme hakk bulamaz, profesrln ilm istibdat arac olarak kullanamaz. Ehl-i Snnetin temel prensipleriyle, Sahabelerle, mezhep imamlaryla ve muhaddislerle ilgili skntlar olan birinin,10 Bedizzaman gibi hayatn bu temel prensipler erevesinde yaamaya adam ve hibir dnyevi hatta uhrevi makam ve mevkiye alet etmemi bir insan eletirmesi, kendi iinde tutarl olmakla beraber, u gelen hitab hak etmiyor mu? "Evet, gururla, insan madd ve mnev kemlt ve mehasinden mahrum kalr. Eer gurur saikasyla bakalarn kemltna tenezzl etmeyip kendi kemltn kfi ve yksek grrse, o insan nkstr. Byle insanlar, malmat ve kefiyatlarn daha yksek grmekle, eslf- izmn iradat ve kefiyatlarndan mahrum kalrlar. Ve evhama mruz kalarak, btn btn izgiden karlar. Hlbuki eslf- izmn krk gnde yaptklar bir kefiyat, bunlar krk senede bulamazlar."11 Kendi kesb ilmini vehb ilim, dierinin vehb ilmini de kesb ilim zannedip, vehb ilim sahiplerine sataanlara ancak utanma der. Tarih bunun saysz misalleriyle doludur. Said Nursi 1908'de stanbul'a gittiinde "Burada her suale cevap verilir, fakat sual sorulmaz" diye iln ederek btn ilim ve fikir dnyasna meydan okur. Din ilimleri yannda matematik, fizik, kimya, tp ve astronomi gibi msbet bilimlerden gelen sorular da

tamamyla cevaplar. Bu harika vaziyet ancak vehb ilimle -Allah'n hususi vermesiyleaklanabilir. Yoksa bir insan kesb ilmiyle, kendi gayret ve almasyla bir bilim dalnn kollarndan ancak birinde binbir glkle uzman olabilir. Nerede kald btn bilim dallarn bilebilmek! Molla Said-i Mehur olarak girdii otelden, Bedizzaman yani "an esiz gzellii" unvanyla kar. Her ne kadar bu unvan kendisine on be yl ncesinde verildiyse de, stanbul ulemasnn byle bir dehay fark etmesi ve onun Bedizzaman unvann tasdik etmesi 1908 ylnda gereklemitir. Dnemin bilindik bir Osmanl aydn, gnll albay, askeri onur madalyas sahibi ve Kurtulu Sava destekisi Bedizzaman Said Nursi eer bir tek soruya bile cevap veremeseydi, baz kskan hocalar ve din dmanlar oka grlt koparacak, duymayan kalmayacakt. Demek ki, cevapsz soru kalmam! O halde Bedizzaman'n ilminden phe etmek kuru bir arzu veya kskanlk tezahrnden baka bir ey olamaz. Son asrn Kur'n szcs bakalm ne diyor: "Risale-i Nur'u anlamyorlar yahut anlamak istemiyorlar. Beni skolstik dnce batakl iinde saplanm bir medrese hocas zannediyorlar. Ben, btn mspet ilimlerle, asr- hzr fen ve felsefesiyle megul oldum. Bu hususta en derin meseleleri hallettim. Hatta bu hususta da baz eserler telif eyledim. Fakat ben yle mantk oyunlar bilmiyorum, felsefe dzenbazlklarna da kulak vermem."12 Akl ve Vahiy Akl-vahiy dengesinin ok gzel bir rnei brahim Aleyhisselam'a indirilen suhuftaki misali kullanan Bedizzaman'n Sekizinci Sz'nde bulunmaktadr. yi huylu ve kanunlara uymakta tembellik etmeyen bir adam etrafndaki btn eyaya, her eye dikkat ederek, ister-istemez getirildii mekn ve bulunduu skntl, acip durumu sorgular. Bulunduu ortam hazrlayan, evresindeki mahlklar kontrol eden ve edebilen bir Hkim olmas gerektiini aklyla anlar. Sonra yle nid eder: 'Ey bu yerlerin Hkimi! Senin bahtna dtm bana kendini tanttr.' Bu tavr kendini, kendi snrlarn, akln haddini bilmesi tavrdr. Buras akl ve vahyi ayran snrdr. Bu izginin tesi vahiydir. Akl ise vahiydeki hikmetleri, manalar anlamakla mkelleftir. Yaratcsn btn kinattan soran yolcunun hatralarnn anlatld yet-l Kbra risalesinde de akln snrlarn bulmak mmkn. Seyyah sorduu her mahlktan kendisinin ilh olamayacan; nk u u sebeple kendisinin ciz olduunu, ilhta olmas gereken zellikleri tamadn ona anlatrlar. Atomdan yldzlara kadar btn mahlklardan ret cevab alan yolcu, varlklardan hibirinin ilh olamayacan nihayet anlar. nk her bir varlk mahlkiyet noktasnda eit olduu gibi, ilhlk noktasnda Yaratc olmaktan da ayn derecede uzaktrlar. Evet, akln yolu biter. Bu noktada Muhammed (asm)' i banda halka nutuk verirken grr. Seyyah aradn bulmutur; nk Hatb-i Ekber (asm) arad lh'ndan haber vermektedir. Akl yolculuundayken rendii btn hasiyetlere sahip Bir lhtan, Vhid-i Ehad'den bahsetmektedir. Hatib'in kendi zerinde tad, Yaratc'dan gelme mhrleri de grnce artk hem akl hem de kalbi kanaat getirir. Aradn bulmutur. Akl gelip vahye tbi olur. Sokrat ise soru sorarak doruya ulama yolunu takip eder. Ne var ki, soru sorduu kiiler de kendisi gibi kesb ilimli insanlardr. Dolaysyla ulalan nokta olsa olsa o devirdeki mantk erevesinde mkemmel bir cevaptr, zamann erevesinin dna kamaz. yleyse, alnan cevabn insanda var olduu zannedilen Ezel ilimle13 uzaktan-yakndan

ilgisi yoktur. Biraz dnseler belki Sokrat' izleyenler de anlayacak ki; eer insann ilmi ezel olsayd, Newton, Maxwell ve dier bilim adamlar deneme-yanlma yoluyla ilerlemez, insanln ilmi sabit kalr, u anda bile olmayan ileri teknoloji ve bilim ilk insan Hz. demden beri deimeden varolurdu. Sokrat vahiyden habersiz olduu iin aklnn ifratndan -ar gitmesinden- belki mazur grlebilir. Peki, Kur'n indikten sonra akl-vahiy dengesini kurmayp halen akln ifratnn peinden gitmek mazur grlebilir mi? te bunu baz ehl-i hak mzur grmedikleri iin Farabi ve bn-i Sina gibilerine kfir demiler. Bedizzaman ise, bu Yunan felsefesiyle kafas karmlara, iyi niyetlerine istinaden, 'basit Mslman' derecesini vermitir.14 Said Nursi'nin Farabi gibi felsefecilerin vartaya dme noktalarn, akl-vahiy-felsefe farklarn detaylaryla aklad bir zamanda, onun eserlerini ciddi olarak incelemeden halen 2400 yl ncesinin mantyla son din aklanmaya kalklrsa hatadan uzak olunabilir mi? Nitekim drt mezhep imamlarna, Sahabelere, mteber hadis kitaplarna ve mcedditlere ilim noktasnda bhtan, saygda kusur etmekten kanamayp, bunu da iyi bir kulluun gerei zannediyorlar.15 ine dtkleri durumu aklayamamaktan kaynaklanan bir skntyla "baz eyleri saklamak iin takiyye yapmaya mecbur olduklarn" itiraf ediyorlar.16 Hlbuki zemre, 1994'te Cemal Uak'la yapt seri mlkatlardan sonra, bilim adamnda bulunmas zarri olan merak hasletini kullanp Bedizzaman'n Muhyiddn-i Arab Hazretleriyle ilgili eserini17 okusayd, skntsndan kurtulabilecekti. Ruh, Madde ve Elektromanyetik Spektrum zemre Bedizzaman' Halk Nur Baki, Hans von Aiberg mstear ismini kullanan kimse ve Ahmet Hulsi ile kartrmaktadr. Kendisi bu kiilerin Nurculuk akmyla balants olmadn kabul etmekle beraber, Bedizzaman' bu ahslarn eserlerinde var olan veya var olduu addedilen vehimlerin ncs kabul etmektedir.18 Bu noktada Nur talebelerinin Risale-i Nur hesabna bahsedilen ahslar kabul ettiine dair bir beyanat yoktur. Aksine, Yeni Asya Gazetesi Hans von Aiberg isimli ahsn kimliinin sahte olduunu 1985'te rnek bir muhabirlik gayretiyle ispatlam, nihayet yirmi sene sonra bu kii, Haziran 2006da sahtekrlktan tutuklanmtr.19 frat ve tefrit kelimelerini anlamak nemlidir. Yemei tuzla tatlandrmak farkldr, tencereyi azna kadar tuzla doldurmak veya hi tuz atmamak farkldr. En bataki vasatken, ikincisi ifrat ve sonuncusu tefrittir. Birileri ar tuz zehirlenmesine sebep oluyorsa, bunun suu yemee bir miktar tuz atlmasn tavsiye eden abanda aranmaz. Bedizzaman'n eserlerinde bahsedilen madde ve ruh uyumu ile her trl ruhani mahlku fiziksel maddi bir kla sokmak farkl farkl eylerdir. Aslan ruhuna koyun vcudu, koyun ruhuna arslan vcudu elbette uygun deildir. Aslan vcudu iindeki kkreyen bir arslan -Hz. Mevlna'nn "ya olduun gibi grn, yda grndn gibi ol", eklinde belirttiinamuslu, drst, dengeli ve dil bir yaratl ftratn gereidir. Bunun aprak hali olan, arslan ruhu koyun vcuduna yerletirilse, yani aslana koyun vcudu giydirilse; dileri sadece ot kesebilen, trnaklar, bacaklar, cssesi hatta midesi hibir ekilde avlanmaya ve ava msait olmayan bir arslan, alktan lmeye mahkm bir hilkat garbesi olurdu. Ki, Hkim-i Hakm-i dil anna yakmayan byle bir eksiklik ve noksanlktan berdir, uzaktr, fesbhane men tehayyere fi sun'ihil ukl.** Mademki, ruh ve ruhun bir nevi evi olan beden birbiriyle uyumludur, o halde bu kural elbette melekleri, ruhani mahlklar ve cin taifesini de kapsayacaktr. Bunu Bedizzaman

u ekilde beyan eder: "Belki, madde-i nurdan, hatta zulmetten, hatta esr maddesinden, hatta manalardan, hatta havadan, hatta kelimelerden zhayat, zuuru kesretle halk eder ki, hayvanatn pek ok muhtelif ecnaslar gibi pek ok muhtelif ruhan mahlklar, o seyyalt- latife maddelerinden halk eder."20 Ayn ekilde, her bir melek taifesi melek olmakla beraber vazifeli olduklar mekna uygun, farkl bir vcuda sahip olacaktr. Mesel, yamur damlasna nezaret eden bir melein vcudu elbette, yldzdaki nkleer reaksiyonlara nezaret eden meleklerden farkl olacaktr. Bedizzaman "maddi nurni" ve "yar nurni" olarak tanmlad , 21 "nurni ruhlar" olan meleklerden ayr olarak ele alyor.22 Zamansz olarak Allah'tan emir alp bir lahzada belki bir anda Peygamber'e (asm) ulatran Cebrail (as) ve ayn anda birok yerde birok ruhu kabzeden Azrail'in (as) hz hibir ekilde k hzyla karlatrlamaz. Demek ki, meleklere bizim anladmz anlamda fiziksel bir hz ve mekn atfetmek imknszdr. Hem, elektromanyetik spektrum iinde bir yerlerde bu mahlklar dhil olsaydlar elbette bir cihazla tespit edilebilirlerdi. Tespit edilememiler ve edilemezler; nk imtihan srrna aykrdr. Eer Sayn zemre'nin kaygs bu ve benzeri eylerse, kendisine din adna itirak edilebilir. Byle olduu bilimcilie kar eletirel yaklamndan anlalyor. 23 Ancak baka birilerinin hatal yaklamlarn Bedizzaman'a dayandrmasnn anlalr ve hakl bir gerekesi bulunmamaktadr. Risaleler ve Fizik Mi'rac bahsinden anladmza gre; Muhammed (asm) urc esnasnda Esm-l Hsna'y azam derecelerine kadar talim etmi, btn isimlerin inceliklerine vkf olmu, renmitir. Kur'n- Mu'ciz'l-Beyan btn asrlar ve btn insanlar kuatr, her asrn fikrine, ilmine, insanna taptaze grnr. Kur'an- Kerim yaanan an kitabdr, adatr.24 Onun bu zellikleri ise; en bata Hz. Peygamber (asm) olmak zere, Kur'n ve din uzman olan alarn mcedditlerince de gsterilmek icap eder, gsterilir. Nitekim son asrn (ahir zaman srecinin) mceddidi olan Risale-i Nur'un hakikatleri gayet makuldr, akla hitap etmektedir. "Vicdann ziyas, ulm-u dniyedir. Akln nuru, fnun-u medeniyedir. kisinin imtizacyla hakikat tecell eder"25 diyen Bedizzaman'n eserlerinde akl ile naklin muvafakati sz konusudur. Nasl ki Hz. Muhammed (asm) bilim adam deil, peygamberdir ve Kur'an fen kitab deil din kitabdr. Onun son asrda varisi olan Bedizzaman da slam limidir ve onun eseri olan Risale-i Nur Klliyat da bir Kur'an tefsiridir. Bu sebeple bilimlerden bahsi bilim kitaplar gibi deildir, forml sunmaz. fade tarz, Hkim-i Hakm-i Zlcell'in kudretinin, kemalinin, cemalinin tecellilerine rnek gsterme kabilindendir. Bununla beraber yksek bilimsel hakikatlere de iaret ederek bilim adamlarnn dikkatini kendine celp eder. Risalelerde gnn fizii kullanld gibi, henz kefedilmemi bilimsel gereklere de iaretler var. Mesel, ada fiziin temel elemanlarndan n dalga-parack ikilii (wave-particle duality) 1900'de Planck'la balayp 1922'de Compton'un kesin delilini bulmasyla tamamland.26 Bu gelime risalelerde 'maddi nurani' ve 'yar nurani' tabirleriyle 1933 ylnda yer alr.27 Gelecekteki bilimsel gelimelerden verdii baz haberlerin fizikle ilgili olanlarndan tespit edebildiklerimiz ise unlardr:

Ay'a k tarihi olan 1969'dan tam 40 yl nce 1929'da telif edilen risalede "Ay'a gideceksiniz; fakat kendi zatnda karanlk, hayatsz olduunu greceksiniz" 28 yazlyken; bilim adamlar yaklak 10 yl ncesine kadar hl hayat aryorlard Ay'da. "Essemu mevcun mekffun" Hadis-i erif'inden Risale-i Nur'da defalarca bahsedilir. Bu hadis kozmik mikrodalga fon masn (cosmic microwave background radiation, CMBR, 1964) haber vermektedir.29 Risalenin yazl tarihi CMBR'n bulunuundan yaklak 60 yl ncedir. Samanyolu Galaksisi, ems-s mus adl ok byk bir yldza doru hzla ilerliyor.30 Bedizzaman'n 1928-1930 yllarnda verdii bu haberi, astrofizikiler byk teknolojik imknlar kullanarak ancak 60 sene sonra 1986-1988 yllarnda kefedebildiler. Buna gre; Gne Sistemi galaksimizle beraber Byk ekici (Great Attractor) ad verilen 150 milyon k yl mesafedeki bir blgeye doru saniyede 600 kilometre hzla yol almaktadr.31 Grld gibi; Bedizzaman Said Nursi, btn bilimsel keifleri gncel olarak takip etmi ve bundan fazlasn dahi Kur'an ayetlerinden ald ilham ve snuhatla haber vermitir. Maxwell'in Esr Maddesi Esr maddesi u u zelliktedir denilip, birilerince tanmlanm. Bu zelliklere uygun bir eyleri aramlar ve bulamamlar, bulamaynca da "esr maddesi yoktur" demiler. Tebihte hata aranmaz. Bundan yaklak 200 sene nceki 'tat' tanm; iki tekerlekli, ounluu ahap aksamdan mteekkil, at, eek veya katrlarn ektii, krbala harekete geen aratr. Bu tanm altnda bugnn stanbul'una bakarsanz; "stanbul'da tat yoktur" diyebilirsiniz. "stanbul'da tat yoktur" derseniz, her akl- selim size itibar etmeyecektir. Ya sizin kr, sar olduunuza, yda 'tat' kelimesinin manasn bilmediinize ve medeniyetten uzak bir da banda oturduunuza hkmedilecektir. Her halkrda "stanbul'da tat yoktur" sznz reddedilecektir. Esr maddesinin tarifi byk fiziki J.C. Maxwell'den ok nce ve sonra da yaplm. Mehur Michelson ve Morley, deneyleriyle 1887 ylnda Maxwell'in esrini aram ama bulamamlar. Dolaysyla zemre, baz fizikiler ve popler fizik kitaplar okuyup da bu konuda kitap bile yazanlar "esr yoktur" derken, esasnda "Maxwell'in tanmlad esr yoktur" demek istiyorlar. Oysa, Said Nursi Maxwell'den sonra yeni ve farkl bir esr tanm yapmtr. Baka Esr Tarifleri Modern fizikte Bedizzaman'n esr tanmna tam olarak uyan bir kavram yok. Ancak baz bilim adamlar; bo uzay, uzay kp, Planck parac, kuantum dalga durumu, sfr noktas enerjisi, kuantum kp ve vakum enerjisini esr maddesi olarak da adlandrmaktadr.32 Bunlardan vakum enerjisi Lorentz'in Esri olarak da bilinir. zemre ve Merdin Maxwell'in 1887 tarihli esrinde takla dursunlar, bugnn astrofizikileri zorunlu olarak deiik adlar altnda esr maddesinin farkl formlarn aratryorlar. Ancak esr maddesi Maxwell'in tarifiyle zdeleletirildii ve yok sayld iin esr maddesinin dier bir ismi olan "beinci z" anlamndaki quintessence ismi kullanlyor. Kathal Fiziindeki muhtemel faydalar bir yana, astrofizikte quintessence'e ciddi bir ihtiya var. Einstein'n Esri, quintom, phantom, chameleon ve chaplygin gaz vb. 33

esrle alakal eitli bilimsel aratrma makalelerini grmek isteyenler yakn zaman literatrne bakabilirler. Evrenin sadece yzde bei (% 5) bilindik maddeden meydana gelmi, kalan maddenin ise; % 25i kara madde, % 70i kara enerjiden olumaktadr. 34 Kara madde adaylarndan k-essenc35 de baka bir problemin zm olmak zere 1999'da ortaya atlmt. 36 Coma kmesindeki galaksilerin arlk ve hzlar arasndaki uyumsuzluktan dolay 1933'te Fritz Zwicky tarafndan ortaya atlan karanlk madde fikri ancak 1970'lerden sonra ciddiye alnmaya baland.37 Astrofizikiler bu uyumsuzlua neden olabilecek eksik ktleyi bulmak iin bahsettiimiz adaylar aratrmaya baladlar. zm olarak dnlen karadeliklerin says ve ok ok hafif olan 0.05 eV38 ntrinonun tm evrendeki toplam ktlesi de yetersizdir. Karanlk madde adaylar, souk ve scak karanlk madde adaylar olarak iki ana grupta incelenir.39 almalar sadece kuramsal olmayp, gzlemsel ve deneysel aratrmalar da byk bir hzla devam etmektedir. Karanlk madde adaylar hakknda nemli projeler zerinde alan birok kii ve kuruluun iinde NASA, ESA, FERMILAB ve Max-Planck Enstits gibi dev aratrma kurulularnn da yer almas konunun gncelliini ispatlamaya fazlasyla yeter.40 Bedizzaman'a Gre Esr Maddesi Esasen Bedizzaman Said Nursi, yeni bir esr tarifi getirmitir. Bu onun yeni bir hipotezidir. Bu hipoteze inanp-inanmamakta insanlar serbesttir. Bir hipotezi ortaya atan elbette ona inanarak ortaya atar. Dierleri ise balangta ya aklen, ya hissen veya kalben teoriyi kabul veya reddeder. Kalben ve hissen kelimeleri ilgin gelebilir, ama yle. Bunun byle olduunu Boazii niversitesi Fizik Blm'ndeki bir seminerde hayretle rendim. Deney imkn olmayan ve sadece teorik olarak zmlenebilen problemlerde doru yolda olup-olmadklarn anlamak iin Amerika'daki bilim adamlarnn ncil, Kur'n- Kerim ve Tevrat'a baktklar sylendi.41 Teori ancak deneylerle ispatlandktan sonra genel kabul grr ve direni krlr. Btn kkl fizik kuramlarnn tarihesi buna ahittir. Teori sahibi ahs da nemlidir. Einstein "benim laboratuarm beynimdir" der. Dolaysyla, Einstein' hsn- kabul eden bilim adamlar, uygun laboratuar koullar ve teknoloji olumazdan evvel onun teorilerini kabullenerek meslektalarnn nne gemilerdir. Hatta ylesine ki, Einstein'n nce ortaya att fakat sonradan "hata ettim" dedii 'kozmoloji sabiti', bugn en fazla kullanlan parametrelerden biri olmutur. Buraya kadar esr maddesinin ne olduundan ok ne olmadnn netlemesi hedeflendi. Yaznn ilerleyen blmlerindeyse, Bedizzaman'n esir tanmn benimseyen ve bu fikri bilimsel bir erevede inceleme meyli tayan fizikilere kk de olsa bir katk olmas amacyla, zemre bata olmak zere reddiyecilerin bak alar sorgulanacaktr. Allegori Baz insanlar kendi dncelerini kabul ettirebilmek iin byk ahsiyetlerden destek almak isterler ve olmam bir eyi olmu gibi iln ederler, Nasreddin Hoca'nn "ya tutarsa" mantn kullanarak. Bu oyun ehl-i dikkat ehl-i ilme rast gelinceye kadar devam eder. zemre de esir maddesinin yokluuna delil olarak Einstein'n zel Rlativite Teorisi'ni gstermi. Hlbuki bu makalesinde Einstein: "Maxwell'in teorisindeki esir maddesine gerek yoktur" der, esir maddesi yoktur demez.42 Bu tema Einstein yl kapsamnda Nature dergisindeki makalelerden birinde detayyla incelenmitir.43 Burada iki temel zellik gze arpyor:

1. Esr maddesi, ktleli maddenin olmad yerde k dalgalarnn ierisinde yayld ortam, olarak tarif ediliyor. 2. Sorun olarak da; a) Hareket eden cisimlerin esri beraberinde az y da ok srkleyip-srklemedii veya b) Esrin duraan olup-olmadnn bilinmezlii, sunulmu. H. A. Lorentz ise J. C. Maxwell'in elektromanyetik denklemlerini salamas iin esr maddesinin tamamyla duraan olduunu ileri srer ve bu kabul altnda Lorentz Dnmlerini tanmlar. Bunlara karlk Bedizzaman'n esr tanm unlar ierir; 1. Esr maddesi sadece ktleli maddenin olmad yere deil, her eyin iine ilemitir. 2. a) Beraberinde srkleme tarznda bir eyden tek bana bahsedilmemitir, b) Haddi zatnda ok cevval ve hareketlidir.44 laveten, Nursi'nin tanmndaki esrin 7 deiik fazda bulunmasn da gz nne alrsak her iki tanmn birbirinden ne denli farkl olduu ortaya kar. zemre, nce Nursi'nin bahsettii esr Maxwell'inki ile ayn derken, iki paragraf sonra da Aristo'nun ve kadim felsefenin Heyulasna benzediini iddia ederek kendi kendisiyle tutarsz hale dm. Bununla beraber zmnen de olsa bir eyi akl edebilmi: Bedizzaman'n tarif ettii esr, bir ynyle Maxwell'inkine bir ynyle Aristo'nunkine benzeyebilir. Ancak bundan sonraki adm atlam olmal ki o da udur: Benzemek farkldr, ayn olmak farkldr. Mesel, tekeri olan her vastann ille de otomobil olmas gerekmez, uak yda bisiklet de olabilir. Vasta olarak sadece bisikleti tanyan biri ua grdnde, "yahu hem tekeri hem de kanad var, bu vasta olamaz" derse doru olur mu? Ya, bir de stne stlk "uak da vastadr" diyenleri bilgisizlikle sularsa? Bedizzaman'n fikirlerini Maxwell'in esr tanmna hapsetmek ve stelik bunda da modern fizikle hi bir alkas bulunmayan bn-i Rd, El-Kind ve Farabi gibi eskilerden medet ummak hem akl olmaktan uzak bir tavrdr hem de gnmz fiziindeki son gelimeleri grmezlikten gelmektir. Esri Anlama Gayretleri Elbette btn bilim adamlar 1970'lerin bilgisi ve 2400 yl ncesinin mantyla hareket etmiyor. Bedizzaman'n esr maddesi hakkndaki aklamalarna hak ettii deeri verip anlamak isteyenler de var. Fakat bu konuda henz yeterince ciddi ilmi aratrmalar yaplm deil. Her ne kadar zemre, tanmn baz ynlerini alp esr maddesini reddetse bile, iyi niyetli bir ksm bilim adamlar da tanmn baz ksmlarn alp gnmzdeki baz fizik kavramlaryla badatrmaya almaktadrlar. Henz tam anlamyla isabet kaydedememilerse de aratrmalarnda ada fizik ltlerini kullanmaktalar, yllar ve asrlar ncesinin deil. z

Bu makalede, Prof. Dr. Ahmed Yksel zemre'nin, Bedizzaman'n esr maddesiyle ilgili tespitlerine yapt itirazlara cevap verilmekte ve Bedizzaman'n "esr"le ilgili grlerine ada Fizik kuramlar nda dikkat ekilmektedir. Anahtar Kelimeler: Esir, Fizik, akl, vahiy, ruh, madde, Elektromanyetik Spektrum Abstract This article responds to the critics by Prof. Dr. Ahmed Yksel zemre on the Bedizzaman's view of ether, which has been appraised under the light of temporary physical theories. Key Words: Ether, physics, reason, revelation, soul, material, electromagnetic spectrum
Dipnotlar Bu yaz, Ahmet Yksel zemrenin www.ozemre.comda yaymlad Said Nurs'nin Eserinde Esr Kavram balkl yazsna cevap olarak kaleme alnmtr. zetle bu yazda, 1866'da J. Clark Maxwell tarafndan ortaya atlan elektromagnetik dalgalarn yaylmalar iin gerekli grlen faraz bir elstik ortam olarak kulland "Esr" kavramn, Said Nursnin gerek bir ortam olarak telkki ettii ve bunu Kintn yaradl ile ilgili baz Kur'n yetlerinin yorumunda kulland, onun yorumunda Maxwell'in "Esr" kavramnn daha ok Aristo-vr bir "Heyul" rol oynad, bilim adamlarnn Fiziksel Realite asndan tutarsz ve elikili olmas nedeniyle Esir varsaymn terk ettikleri, bu nedenle de Said Nursinin "Esr" kavram zerindeki speklsyonlarnn tmnn geersiz olduu ifade edilmektedir. 1. zemre A. Y, Said Nursi ve Esr Kavram, http://www.ozemre.com, 2005. 2. Merdin S., Tanrya Koan Fizik, Tima Yaynlar, stanbul, 1996. 3. Nursi B. S., Risale v.1.0, CD-ROM, Risale-i Nur Enstits, 1998, Szler, s. 717. 4. Mutlu ., Den . ve Hatip A., Cmi's-Sair Muhtasar, Tercme ve erhi, 1-4 Cilt, 640 [1:543, Hadis No: 1111], Yeni Asya Neriyat, stanbul, Mart 2002. 5. a.g.e., 1398 [2:545, Hadis No: 2411]. 6. a.g.e., 2753 [4:384, Hadis No: 5705]. 7. a.g.e., 1365 [2:525, Hadis No: 2458]. 8. a.g.e., 2933 [4:526, Hadis No: 6151]. 9. Ziyaolu R., Bohr-Einstein Kavgasnda Bedizzaman'n Yeri, Kpr, 90 Bahar 2005. 10. zemre A. Y., Vehmini Kesin Bilgi Zannetmek, http://www.ozemre.com, 2005. 11. a.g.CD-ROM, Mesnev-i Nriye, s. 58. 12. Nursi B. S., Tarihe-i Hayat, s. 543, Yeni Asya Neriyat, stanbul, Mart 2002. 13. zemre A. Y., Beden Nefs ve Ruh, http://www.ozemre.com, 2005. 14. a.g.CD-ROM, Szler, s. 500. 15. zemre A. Y., Hadislerin Shhati Meselesi, http://www.ozemre.com, 2005. 16. zemre A. Y., Vehmini Kesin Bilgi Zannetmek, http://www.ozemre.com, 2005. 17. Nursi B. S., Ltif Nkteler, Szler Yaynevi, stanbul, 1988. 18. zemre A. Y, Said Nursi ve Esr Kavram, http://www.ozemre.com, 2005. 19. Milliyet Gazetesi, 10.06.2006. ** Sanatnda akllarn hayrete dt Allah, her trl kusur ve noksandan uzaktr. 20. Nursi B. S., Szler, 29. Sz, s. 824, Yeni Asya Neriyat, stanbul, ubat 2005. 21. Benzer ekilde, fizikte n yaps dalga-parack ikiliiyle (wave-particle duality) aklanr. 22. a.g.CD-ROM, Szler, s. 178. 23. zemre A. Y., limde Demokrasi Olmaz, Yeni Asya Yaynlar, stanbul, 1991. 24. a.g.CD-ROM, Lem'alar, s. 72. 25. Nursi B. S., Mnazarat, s. 127. 26. Beiser A., Concepts of Modern Physics, McGraw-Hill, New York, 1987, chap. 2.

27. a.g.CD-ROM, Szler, s. 178-179. 28. a.g.CD-ROM, Szler, s. 306. 29. Hz. Muhammed ve Kozmik Mikrodalga Fon Imas, Yeni Asya Gazetesi, 16.01.2004. 30. a.g.CD-ROM, Szler, s. 615. 31. Seven Samurai, 1986-1988, s. 356. 32. www.wikipedia.com. 33. Wang W., Gui Y.-X. and Shao Y., Chin. Phys. Lett., 23 No.3 762, 2006; Wei H., Cai R.-G., and Zeng D.-F., Class. Quantum Grav. 22 3189-3202, 2005. 34. Scherrer R. J., Phys. Rev. Lett. 93 011301, 2004. 35. Kinetic-energy-driven quintessence'in ksaltlm. 36. Armendariz-Picon C., Damour T. and Mukhanov V., Phys. Lett. B 458 209, 1999. 37. Khalil S. and Munoz C., arXiv:hep-ph/0110122v1, 2001. 38. Elektronun ktlesi ise 0.51 MeV, yani yaklak yarm milyon eV. 39. Liddle A. R. and Lyth D. H., Cosmological Inflation and Large-Scale Structure, Cambridge University Press, New York, 2000. 40. http://ppd.fnal.gov/experiments/cdms, 2006. Prbst F, http://wwwvms.mppmu.mpg.de/cresst/, 2006 and Turner K, http://www.nsf.gov/attachments/103146/public/turner_doe_program_ update.ppt, 2005. 41. Kutsal kitaplardan karmda bulunmak elbette kolay olmasa gerek; nk onlar fizik kitab deiller, amalar farkl. Birtakm iaretler varsa da ayetlerin zahiri manasnda deil daha derinlerde olsa gerektir. Benzer baz iaretler 20. Sz'de bulunduu gibi, Risale-i Nur'un deiik yerlerine yaylm durumdadr. Burada ayrca hakkn vermek gerekir ki; Byk Patlama Teorisi'nin esin kayna Georges LeMaitre (1894-1966) adnda -astrofizikle de megul olan- bir din adamnn keif-leridir. 42. Einstein A, Annalen der Physik 17:891, 1905. 43. Stachel J., Nature 433 215-217, 2005. 44. a.g.CD-ROM, Lem'alar, s. 336.

an En yi Yaklam ve Bedizzaman
The Attitude of the Best of our Age and Bedizzaman Nevzat TARHAN
Prof. Dr., nsani Deerler ve Ruh Sal Vakf Bakan-Psikiyatrist

"Yirminci yzyl Trkiye'sinde en ok yanl anlalan dnr kimdir?" sorusuna tereddtsz Bedizzaman Said Nursi'dir cevabn verebiliriz. Gazete ve dergilerde hakknda yaplan atflarda kendinden sz edilen ancak niyeti anlalmayan, iyi niyetli dzeltmeleri siyasi anlam yklenen bir kiiydi Bedizzaman. Geleneki miydi, yeniliki miydi? Deiim konusunda ne dnyordu ve ne yapyordu? nanlar gibi dogmatik konularda ve gnlk yaam gibi modernizmin etki alan olan konularda tutum ve yaklamlar nelerdi? Btn bu sorulara psikososyal bir bakla cevap vermeden nce 'innovatien' kavram zerinde biraz durmakta fayda vardr: tici G nsan hayatnda itici gler; akl, duygular, sezgiler ve inanlar eklinde zetlenebilir. Birey bir hedef belirlediinde bu hedefe ulamak iin itici gcn itilimi ile harekete getiinde nne ilk kan yaad ortamn ortak kltrdr. Kiiliin olumasnda biyolojimiz; yani DNA'mz baz snrlar koymutur. Bu snrlar genler belirler. Genlerin kodlarna uygun retilen proteinlerle hormonlarmz alr, cinsel kimliimiz ve kiiliimizin ara iskeleti izilir. 12 adet ana kiilik tipi vardr. Kii, bu kiilik eilimlerinden

birisine baskn ekilde sahiptir. Kiiliin kalan % 60-70lik ksm ailemiz ve yaadmz evre tarafndan belirlenir. Kyde doup yaayanlarn daha bedevi, kentte doup byyenlerin daha medeni olduu bilinir. Trkiye'de 1820'lerde nfusun % 80'i kyde yaarken bugn bu rakam tersine dnm gibidir. Kentleme ve zenginleme, bireyi kanlmaz ekilde etkilemektedir. Anneannemizin, dedemizin kulland tat aracn kullanmyoruz. Komumuzun kz ile evlenip babamzn iini yrtmyoruz. Uluslararas evlilik daha sk. Yzyl nce elektrik yoktu, insanlar erkenden yatyorlard. Bugn geceler gndz oldu. Hzl yaant, ekonomik hareketlilik, zaman basks deiimi inanlmaz bir ekilde hzlandrd. 1990 sonras doan ocuklar para, cinsellik gibi kavramlarla ok erken tantlar. nsan, ahlaki davranlar bilmi olarak domuyor, sorun zme biimi, iletiim tarz, dnce-duygu kalplar hep yaad ortamda ekilleniyor. nsan hangi durumda nasl davranacan bilemedii, neyin iyi neyin kt olduu konusunda ortak anlaya sahip olmad ortamda kendini gvende hissedemez. Bir toplulukta dzen ve huzur olabilmesi iin asgari ortak tutum kalplar olmas gerekir. Kltrel standartlarn olmad zeminde ilikilerde dzen ve huzur olmaz. Bir toplumun kltrel standartlar kmesinin oluumu ise yzyllk sreler sonucudur. Kltrel standartlardaki ani deiiklikler kltr oklarna neden olur. Kltr okuna ilk tepki de genellikle ie kapanma eklindedir. Reform Transform Fark Birey iin kimlii; zgemii, kiilik yaps ve idealleri belirler. zgemi hafzasndadr, kiiliini ideallerine gre yaar. Birey bir kaza sonucu veya beynin uzun sre oksijensiz kalmas gibi bir durumda hafzasn kaybederse ona konuma, yazma, oturma, kalkma, renkler, ekiller gibi btn kavramlar yeniden retmek gerekir. Bana slak deri geirilip gnlerce gnete tutulup hafzas silinmi zombi adamlar, canl robot kullanan Gney Amerika yerlileri bilinmektedir. Kimliini kaybetmi bir insan, daha gller tarafndan ynlendirilir. Ayn ekilde bir milletin asrlar sren kltrel birikimini ok bir uygulama ile silerseniz, o millet kimliksizleir. Baka kimlikler tarafndan ynetilir. Yahut iine kapanr, arabesk bir kltr gelitirir. Bernard Lewis'in u gzel sz kltrel kimlik deitirmenin ne demek olduunu ok gzel anlatr. "Birey iin hafza neyse millet iin tarih odur. Tarihi arptan nrotik kii, tarihi bilmeyen, hafzasn kaybetmi kii gibidir. Gelecei grebilmek iin tarih bilmek ok nemlidir." Bireyin kendisi ile bark olmas, nrotik olmamas demektir. Bir toplumunda kendisi ile bark olmas, gemiini arptrmamas demektir. Salkl dnp ideallerin peinde gelecee yryebilmek iin kltrel kimlii arptrmamak gerekir. Eer kltrde aa uymayan zelikler varsa ne yapmak gerekir? Bu sorunun cevab da piyasa kurallar ile verilecektir. Yeni arabalar kmken eski arabalar retmek isteyen zaman iinde erir gider. Eski arabalarn satn yasaklamak gerekmez. Ekonomide reform yapmak kaosa neden olur; ama transformasyon ise serbest rekabeti artrd iin geliime yol aar. "nnovation" olarak tanmlama, srekli geliim ekonomik yaamda vazgeilmezdir. Sosyokltrel olaylarda reformist yaklamlar devrimci niteliindedir, kltrel bakalam getirir ve kltrel asimilasyona neden olur. Ancak sosyokltrel durumlarda reform (bakalam) yerine transform (deiim) savunulursa, istikrarl bir deime olaca iin kii ada dnyadan kopmaz; ama entegre olur ve kendi kltrel kimliini de korur.

Yenilik Geni nsan insan yapan z gemii, kiilii ve idealleri ise toplumu da millet yapan, ortak kltrel deerleri, tarih bilinci ve milli lksdr dedik. O halde neden srekli deiim oluyor? Neden hayvanlar bin sene nceki gibi evini yaparken insan hep ilerleme ierisinde? Bu sorunun cevabn biyoloji veriyor. Metakognisyon genleri olarak bilinen zihin st genlerinden bir tanesi de "Novelity screening gene" olarak tanmlanan, yenilii arama davrann kodlayan bir gendir. Bu gen nedeniyle insan srekli sra d dnmeye ve sorgulamaya alr. Bu nedenle yenilie ayak uydurmayan bireyler ve toplumlar zamanla tarihin p sepetine atlmlardr. Ret ve Kabul, Ayna Hcreler nsan zerine yaplan aratrmalarda, son yllarda beyin konusunda byk bilgi patlamas yaanyor. Scientific American dergisinin Kasm 2006 saysnda "niyet" kavram konusunda nemli bir aratrma yaynland. nsana lezzetli bir yemek yediriliyor, yemek seyrettiriliyor ve yemeye niyet ettiriliyor. Her durumda da beynin benzer blgeleri, benzer biimde aktif hale geiyor. Sonuta, kii bir ie niyetlendiinde onu reddetme veya kabul etme davranna karar verdiinde beyin o ii yapyor gibi alyor. Bu srada bilgiler beyne kaydediliyor. Ret ve kabul ettikleri eyin toplam o kiinin kiiliini oluturuyor. Ayn durum toplum iin de geerlidir. Bir toplumun yeni eylere ret ve kabul tepkisini etkileyen sz, eylem ve propagandalar o toplumu ekillendirir. Ret ve kabulde nemli olan karlkllk ilkesi, iletiim teknolojisi sayesinde tek tarafl etkilenmeye ak duruma geldi. Televizyonda tek tarafl telkinlere cevap veremeyen insan, kltrel standartlarn farkna varmadan deitirilebilir duruma geldi. Toplumsal Vicdan Kavram Vicdan dediimizde bir insan yanl yapmaktan koruyan, hatta hibir ey yapmama hatasndan koruyan i beki anlalr. Bu i beki sayesinde, insan yanl eyler yapt veya dnd zaman, insanda sululuk ve pimanlk duygular uyanr. Vicdan belirleyen ahlak bilgileri kiinin yaad ortamn rndr. nsann i drtleri ve eilimleri d ayartclarn etkisi ile ykselen bir enerji haline dnr. Bu enerjiyi bastrp kontrol edemeyen insanda saldrganlk eilimleri kendine ynelir. Sululuk, pimanlk duygular ierisinde i mcadele verir. Bu i savan sonucu baz eyler renilir, snrlar belirlenir, kii gnlk yaantsna dner. Eer i drtler ve eilimler sonucu ykselen enerji kontrol edilmezse arptlr ve hastalkl tepkiler, kompleksli davranlar eklinde ifade edilir. Ayn dinamik toplum iin de geerlidir. Toplum yeni durumlara uyum salama abas ierisinde iken batan karc ve ayartc d ve i etkiler hcum eder. Hcumlar karsnda psikolojik btnln tehdit altnda olmas gibi sosyolojik btnlk de tehdit altna girebilir. Byle durumlarda toplum, canl varlk gibi, i savunmasn oluturur. Toplumsal vicdan devreye girer, ret ve kabullerin snrlar belirlenmeye allr. Toplum Vicdan Olarak Bedizzaman Modernizmin Birinci Dnya Sava'ndan sonra Osmanl'ya girmesi hzland. Bu hzl girite Osmanl aydnlar gruba ayrldlar. Muhafazakrlar, reformistler ve slahatlar. Muhafazakrlar gelenekiydiler ve saltanattan vazgemek istemiyorlard. Yenilikilerden reformistler, Trkiye'nin sadece teknolojik olarak deil, kltr olarak da Batl olmasn

istiyorlard. Islahatlar, kltrel kimlii koruyarak modernizmi almak istiyorlard. Sonuta Cumhuriyet, reformistlerin istedii gibi oldu. Bat'nn teknolojisi ile birlikte kltrel ve dini deerlerinin de gen Cumhuriyet'te kabul edilmesi iradesine kar Bedizzaman'n duruu ilginti. Kendisini siyasetten uzak tuttu. Genliinden beri savunduu medreselerin mekteplerle birletirilmesi ve din ilimleri ile fen ilimlerinin birlikte retilmesi tezi iin almaya devam etti. evresinde toplanan insanlara el yazs ile yazdrp oaltarak 6000 sayfalk Risale-i Nur eserlerini ortaya kard. Onun toplumun bamszlk savanda cansiperane yer aldn; ama Cumhuriyet'in st ynetimine katlmadn ve iine kapanarak kendi kltrel kimliini yaatmaya altn gryoruz. Toplumsal vicdan olan i sesin, btn yasaklara, srgn ve cezaevi yaantsna ramen Bedizzaman'n etrafnda toplandn gryoruz. eyhi Yoktu Bedizzaman'n zgemiini incelediimizde standart bir medrese eitimi ve tekke terbiyesinden gemediini, ar gibi her eyden bir eyler aldn gryoruz. Lemalar isimli eserinin 26. Lema blmnde, kendisine Abdlkadir-i Geylani'nin Ftuh-ul Gayb'iyle stad, tabip ve mrid olduunu, mam- Rabbani'nin Mektubat'yla efkatli bir hoca olduunu syler. (Onuncu Rica) Ayn blmde, felsefe ilimlerini pek yanl olarak gelimenin ve aydnlanmann kayna olduunu zannettiini belirtir. Talebelerine tasavvuf dersi vermedi. Bedizzaman, kendisine balanmak isteyenlere "Beni ziyarete gelmek isteyenler Risale-i Nur eserlerini okusunlar, ziyaret etmi gibi olurlar" diyerek ahs merkezli deil, kitap merkezli bir hareketiyle slam tarihinde bir yenilik olarak ortaya kyordu. Vefat ederken yerine vekil brakmamas, kitaplarna iaret gstermesi de yine geleneksel yaklama uymuyordu. Reformu Deil, Transformu Savunuyordu "Beni ortaa bataklna dm medrese hocas zannediyorlar, dar dnceler dar grler" szlerini Eref Edip'e sylediinde 80'li yalarndayd. Genlik yllarndaki dini kimliini koruyarak deiime ayak uydurma tezinden vazgemediini gryoruz. Ancak savunduu model Japon modeli idi, yoksa kltrel emperyalizmin oyununa gelinecekti. Reform; yani bakalamak kimliksizlemekti. Mmin kalarak modernlemek de mmknd. Bedizzaman, bir sosyopsikolojik manifesto olan Hutbe-i amiye isimli eserinde daha 30'lu yalarnda deiimden sz ediyordu. Burada "Avrupallarn terakkide istikbale umasyla bizi maddi cihette ortaada durduran alt tane hastalk"tan sz ediyordu. Bu manifestoya balarken "Benim gnderilmemin ehemmiyetli hikmeti gzel ahlak tamamlamaktr" Hadis-i erif'ini vurguluyordu. Hutbe-i amiye'de, ana fikir olarak "ahlaken Peygamber gibi olalm, ama ilim ve fende ve maddi cihette Avrupa'y geelim" diyordu. Bu tez, Bedizzaman'n yenilikilik ve muhafazakrlk snrlarn izen bir gr olarak deerlendirilebilir. lgintir. 30 yalarnda am'da irad ettii hutbesinde ve 80'li yalarnda yazd eserlerinde hep deiimden sz ediyordu. Tutucu kiiliklerin hayat stratejileri kazanmak ve gelimeye ynelmez. Yaam enerjilerini kayb azaltmaya ve mevcudu korumaya ayrrlar. leri yalarda bu durum daha belirginleir. Eski eyleri atmak istemezler, hep gemii konuurlar. Riski sevmezler, srprizlerden holanmazlar. Bedizzaman'a baktmzda hayatnn son yllarnda bile riski gze alm, 70'li yalarnda Afyon cezaevinden ilkeleri iin yatm; ama vazgememi. Gemiten ok gelecei dnm. Hayat stratejisini gelimeye yneltmi bilim ve

teknolojiye kar olumsuz bir tutumu olmad gibi tevik edici yaklamlarda bulunmu. Bir din alimi iin izginin zerinde bir deiimcilii Bedizzaman'n ahsnda gryoruz. Alt Hastalk Bedizzaman, Osmanl'y ortaada durduran alt hastal ve hastalklara alt ilac zetle yle sunuyor. Hastalklar: mitsizlik, doruluun lmesi, kin ve dmanlktan holanlmas, imani sosyal balarn bilinmemesi, bulac hastalk gibi yaylan baskclk ve ahsi menfaati birinci ncelie almak. Bu alt hastala kar da midi ayakta tutmak iin m'minlerin idealleri, hedefleri ve emellerinin olmas gerektiini birinci art olarak belirtiyor. Bilindii gibi motivasyon almalarnda, ilk basamakta kiilerin projelerinin olmasn salamak hedeflenir. Gelecek projeleri soyut hedefleri olan insanlar zorluklar aarlar, yeni fikirler ve zm seenekleri gelitirerek gizli yeteneklerini ortaya karrlar. mitsizlii, milletlerin veba gibi kemalata ve gelimeye mani olan dehetli bir hastal olarak tanmlar. mitsizliin kiilerin toplum iin riske girmesine engel olduunu ve ahsi menfaati ncelikletirdii tespitini yapar. Nemelazmcln terakkinin nndeki en nemli engel olduu vurgusu, nemlidir. Gelimeye engel olan yalancln pirim yapmasna ve ikiyzlle kar doruluu abartl bir ekilde savunmutur. "Yol ikidir, deildir" diyerek yalana kar susmay ve tepkisiz kalmay onaylamyor. Gereke olarak da yeryznde yalancln bu derece youn yaand slam corafyasnda gvenin azalaca, asayiin zir- zeber olaca kaygsn belirtiyor. Doruluu, slam dininin sosyal hayatnda "ukde-i hayatiye"; yani can alc nokta olarak tanmlamas ve vurgusu nemli bir tespittir. Dmanlk duygusunun toplum hayatnda hzla artmasndan son derece rahatsz olduunu ve sevmek ve kardelik duygularn slamiyet'in mizac ve rabtas olduunu stne basarak belirtmitir. yi zanda bulunmak, uhuvvet, gybet etmemek gibi Peygamber ahlak zelliklerinin yaanmasn reete etmitir. Uhuvvet Risalesi isimli eserinde, "nce insanz, sonra Mslman'z" dedirten bir bak as getirmesi Ortodoks slam limi baknn stndedir. Baskcla ve Dou despotizmine kar verdii mcadele de klasik slam ulemas bakna hi uymamaktadr. Siyasi istibdadn ilmi baskcla neden olduunu, Cebriye, Rafizilik, Mutezile gibi kark frkalar dourduunu Mnazarat isimli eserinde vurgulamaktadr. Hrriyet kavramn din alimi olarak bu derece ne karmas yeniliki bir yaklamdr. stibdad ldrc bir zehir olarak dou airetlerini tek tek dolaarak onlara anlatmas 1900'l yllarda ok manidardr. ura vurgusunu yaparken "Ve ilerde onlarla istiare et, onlarn ileri istiare iledir" gibi ayetleri referans alarak Merutiyet sisteminin slam'a daha uygun olduunu belirtmesi, zgrlk ve ura paradigmalarn yeniden tanmlamas ve slam dininin "nas" hkmndeki kaynaklar ile balant kurmas ok anlamldr. zgrln, istiarenin olduu toplumlarda, insanlarn her eyi koruyabilmesinin hakszl ve zulm nleyeceini srarla belirtiyor. Bilimdeki baskcln taklidi sonu

vereceini ve yenilemenin nn kapatacan sylemesi, niversitelerinin politikalarnn bile ok ilerisinde olan yenilikiliktir.

gnmz

Trkiye

Tembelliin ve gayretin ahsi menfaate ynlendirilmesini de geri kalmaya sebep olan bir hastalk olarak tanmlamas, buna nerdii zmler ilgintir. "Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek bayla kk bir millettir" diyerek bencillikle mcadeleyi sosyal yaralarmza bir ila olarak sunmaktadr. Hayvan gibi tek bir postla yaamayan insann medeni olduunu, dier insanlara manevi bir fiyat vermeye mecbur olduunu belirtmektedir. Yardmseverlii ve infak kavramn sosyal reete olarak ne srmesi, bunu yksek ahlak eklinde tanmlamas ve sosyal yaralara reete etmesi farkl bir baktr. Sonu Bedizzaman'n subjektif paradigmalar incelendiinde Ortodoks din limlerinden ok farkl bir portre ile karlayoruz. 20. yzyldaki sosyal yaralara, Msr kaynakl veya Pakistan kaynakl reetelere baktmzda, hep kapitalizmden ve sosyalizmden etkilenmi sistem nerileri eklinde reeteleri gryoruz. Ancak Bedizzaman farkl bir yntem izliyor. Postmodernizmin kabul ettii sosyal sorunlar zmek iin bireyden balamak gerektii eklindeki toplumu deil, insan merkez alan zmleri Bedizzaman 1900'l yllarda nermiti. Subjektif paradigmalarndan tanmlad bir dier yeni kavram olarak peygamber ahlakndan baka; sadece akla hitabeden felsefe, sadece kalbe hitap eden tekke, ilim ve fenne srtn dnm medrese, dine kaytsz mektep karsnda da ada bir yntem gelitirmeye almtr. zde peygamber ahlaknn, yntemde akl ve kalp birlikteliinin kullanld eitim bakn kitaplarla yapmas ve ev okullarnda hayata geirmesi slam retisinde bir yeniliktir. midi ayakta tutmak, doruluu yceltmek, insanlar sevmek, zgrlklk, oulculuk, istiare, diergamlk gibi insan odakl zmler nermesini, bireysel huzura ve toplumsal bara katk salamak hususunda an en iyisi Bedizzaman'n dier sbjektif paradigmas olduunu sylemeliyiz. z Bedizzaman; geleneki miydi, yeniliki miydi? Deiim konusunda ne dnyordu ve ne yapyordu? nanlar gibi dogmatik konularda ve gnlk yaam gibi modernizmin etki alan olan konularda tutum ve yaklamlar nelerdi? Bedizzaman'n subjektif paradigmalar incelendiinde dier din limlerinden ok farkl bir portre ile karlamaktayz. 20. yzyldaki sosyal yaralara, Msr kaynakl veya Pakistan kaynakl reetelere baktmzda, hep kapitalizmden ve sosyalizmden etkilenmi sistem nerilerini ve reeteleri gryoruz. Ancak Bedizzaman farkl bir yntem izlemektedir. Bu almada, yukarda bahsi geen sorulara cevaplar aranmakla birlikte, sosyal sorunlarn zmnde bireyi merkez alan Bedizzaman'n bu hususlarda nerdii zmler gzler nne serilmektedir. Anahtar Kelimeler: nnovatien, kltr, inan, modernizm, reform, transform, toplumsal vicdan

Abstract Was Bedizzaman a traditionalist or an innovative? What did he think on change and how did he act? What was his attitude towards the dogmatic subjects as beliefs, and as daily life which is in the influential sphere of modernism? An analysis of Bedizzaman's subjective paradigms clarify that we are confronted with a very different portrait than other religious scholars. If we look at the social traumas through the receipts originating from Egypt or Pakistan, then we see receipts and system suggestions which have been influenced by capitalism and socialisn. But, Bedizzaman follows a different process. While the author tries to find answers to above-mentioned questions, he also brings out the solutions proposed by Bedizzaman on these themes who puts individual to a central point for the solution of these problems. Key Words: Innovation, culture, belief, modernism, reform, transformation, social conscience

Bedizzaman'a Gre Ahlakn Kayna ve Nefsin Tezkiyesi


The Origin of Ethics and the Purification of the Soul according to Bedizzaman Musa Kazm YILMAZ
Prof. Dr., Harran niversitesi, lahiyat Fakltesi retim yesi.

Giri "Ahlak" kelimesi, Arapa'da "hulk kelimesinden tremitir. "Yaratl" manasna geldii gibi, "insaf" ve "din" manasna da gelmektedir. Sadece bir tek oulu vardr, o da "ahlak"tr.1 "Gzel ahlak" veya "kt ahlak" ile ilgili olarak Hz. Peygamber'den rivayet edilen ok sayda hadis vardr. Gerekte ahlak, insann i dnyasnda yer alan nefsinin zellikleridir. Baka bir deyimle, "yaratl ve ftrat" manasna gelen "ahlak" kelimesi insann ftri ve ruhi tm zelliklerini ifade etmektedir. "nsanlarn iman ynnden en mkemmeli, ahlak ynnden en gzelleridir."2 hadisi gz nne alnd zaman, ahlakn insan ruhu zerindeki fonksiyonu daha iyi anlalr. Ahlak insann beden ve ruh btnlyle alakal olduu iin, insann kendi iradesiyle iyi davranlarda bulunup ktlklerden uzak durmak istemesi anlamna gelir. Dier taraftan ahlak, hem insann ruhi ve zihni hallerini ve huylarn hem de toplumun alkanlk, tre ve adetlerini, yani moral deerlerini anlatan bir kelimedir. Ahlak, sadece iyi huylar ve deerler manasna gelmez. nk iyi ve kt huylarn tmne ahlak denir. Bu tanma gre "ahlaksz insan yoktur, iyi veya kt ahlakl insan vardr" denilebilir. Ancak halk arasnda "ahlakl insan" vg makamnda, "ahlaksz insan" da yergi makamnda kullanlmaktadr. slami kaynaklarda iyi huylara "ahlak- hamide, ahlak- hasene", kt huylara da "ahlak- zemime, ahlak- seyyie" gibi adlar verilmitir. Bedizzaman'n kt huylar iin sk sk "ahlak- rezile"3 deyimini de kullandn gryoruz.

Ahlakn kayna konusunda felsefecilerle din limleri arasnda teden beri tartmalar sz konusu olmutur. Felsefecilere gre ahlakn kayna beer akl iken, slam bilginlerine gre gzel ahlakn kayna akl deil, vahiydir. Baka bir deyimle, tarih boyunca gzel ahlakn en gzel numunelerini bize gsteren peygamberler ve onlar takip eden din nderleri olmutur. Bu yzden Bedizzaman, gzel ahlakn salt insan aklndan ortaya km olabileceini kabul etmemektedir. Ona gre, insann ruhuna manen ykselmeyi ve ahlaken kemalatn zirvesine kmay alayan ve tevik eden eriatlardr. Eer peygamberler gnderilmeseydi, vahye dayal dinler de olmayacakt; dolaysyla insan, hayvanlar seviyesinde basit bir mahlk olarak kalaca iin insanda gzel ahlaktan ve vicdani kemalattan sz edilemezdi.4 Buna gre diyebiliriz ki, gzel ahlakn kayna dinler ve peygamberlerdir; yani vahiydir. Bedizzaman, Kur'an'n insanlar terbiye ettiini, nefislerini tezkiye ve kalplerini tasfiye ettiini, ruhlara inkiaf ve terakki, akllara istikamet ve nur saladn, ayrca hayata hayat ve saadet verdiini,5 ifade ederek gzel ahlakn kaynann Kur'an olduunu vurgulamaktadr. Hz. Peygamber'in, "Benim Allah tarafndan gnderilmemin hikmeti, gzel ahlak tamamlamak ve insanl ahlakszlktan kurtarmaktr"6 eklindeki szleri; dier taraftan Hz. Aie'nin Hz. Peygamber'i anlatrken "Onun ahlak Kur'an'd" diyerek gzel ahlakn kayna olarak Allah'n kitabn gstermesi 7 Bedizzaman'n tezini dorulamaktadr. Sosyal Ahlak slam dncesinde kiisel menfaat kadar toplum menfaatinin korunmas da esas alnmtr. Ancak kiinin ve toplumun menfaati, birbirine zarar vermeyecek ve birbirini inkar etmeyecek ekilde dengelemitir.8 Bu durum "sosyal" veya "itimai" ahlak dinamiklerinin toplumda var olduunu gstermektedir. nk toplumda yaayan bireyler ya gzel ahlakl olurlar ya da kt ahlakl olurlar. Gzel ahlakl insanlarn toplum ve sosyal hayat iin faydal olduklar hususunda phe yoktur. Buna karlk kt ahlak sahiplerinin topluma zarar vermeyeceini tahmin etmek safdillik olur. Dolaysyla toplumu, aileyi, kurumlar, alma hayatn, evre ve tabiat; hatta bilim ve siyaset dnyasn kt ahlakn etkilerinden korumak iin "sosyal ahlak" kurallarna ihtiya vardr. Sosyal ahlak, bir bakma bireylerde hakim olan kiisel ve deruni olan ahlakn, eyleme dnerek toplumu etkilemesidir. Kukusuz bu konu sosyologlarn ilgilendii bir sosyal davran bilimi olarak da incelenmektedir. Burada bizi ilgilendiren ynyle sosyal ahlak, bencillikten uzak durmak, kardelik esaslarna riayet etmek, yardmsever ve diergam olmak gibi toplumu dorudan etkileyen davranlar ifade etmektedir. "nsanlarn en hayrls insanlara faydal olandr" 9 hadisinden de anlalaca gibi slam dini zellikle toplum iin faydal olacak insanlar yetitirmeyi amalamtr. Bedizzaman, Risale-i Nur'un muhtelif yerlerinde meru dairede yaamann gereklilii zerinde durmutur. "Helal dairesi genitir, keyfe kafi gelir; harama girmeye lzum yoktur."10 eklindeki szlerinden maksat, insann bakalarna kar mtecaviz davranmamas, nefsini tatmin uruna bakalarna zarar vermek suretiyle toplumsal ahlak kurallarn ihlal etmemesidir. Bedizzaman'n tespitlerine gre, toplum ahlak fertlerden, fertler de toplum ahlakndan etkilenir. nk evrenin insan ahlak zerindeki etkisi inkar edilemez. Bedizzaman, scak memleketlerdeki ak sakln, ehevi ynden su-i istimale, israfa, kt ahlakn yaygnlamasna ve neslin zafiyetine, hatta iktidarszla sebep olduunu, bunun da toplumun ahlaki ynden yozlamasna yol atn ifade eder. 11 Ona gre sosyal ahlak olumsuz ynde etkileyen en byk etkenlerden birisi de doruluk ve yalann sosyal hayatta ayn dkkanda satlmas, dolaysyla yalann mthi irkinliiyle doruluun parlak gzelliinin grnmemesidir.12 Yalann reva bulduu, yalanc insanlarn itibar grd,

buna karlk dorunun ve doru insanlarn alaya alnd toplumlar ahlaki ynden fesada uram saylrlar. Bedizzaman konuyla ilgili olarak, stn ahlaka sahip asr- saadetteki Sahabe toplumunu rnek gstererek zetle yle der: Asr- saadette, toplumsal hayat arsnda, yalan, ktlk ve kfr gibi maddeler, ebedi mutsuzluu ve Mseylime-i Kezzab gibi maskaralar dourduundan, yksek seciyelere ve stn ahlaka talip olan Sahabelerin ldrc zehirden kaar gibi o maddelerden kaacaklar ve nefret edecekleri aktr. Dier taraftan yksek karakterli Sahabenin; Hz. Peygamber gibi bir meyveyi ve ebedi saadeti netice veren hak, doruluk ve iman gibi deerleri birer elmas kymetinde grerek var gleriyle sahip kmalar ve ak olmalar kanlmazd.13 Ahlakn Ekonomik ve Sosyal Boyutu Ahlakn ekonomik ve sosyal dinamiklerinin var olduu tespitinde bulunan Bedizzaman, toplumsal dzeni altst eden ihtilallerin, bozgunculuun ve kt ahlakn kaynann iki kelime (cmle) olduunu ifade ederek yle der: "Birisi, 'ben tok olaym da bakas alktan lrse lsn, bana ne!' kincisi, 'Sen zahmetler iinde boul ki, ben nimetler ve lezzetler iinde rahat edeyim.' nsanlk lemini zelzelelere maruz brakmakla yklmaya yaklatran birinci kelimeyi sildiren ancak zekt olmutur. nsanl umumi felaketlere ve Boleviklie srkleyen, ilerlemeyi durduran ve asayii mahveden ikinci kelimeyi kknden kesip atan da ribann yasaklanmasdr."14 Bedizzaman'a gre, sosyal bnyedeki nizam muhafaza etmenin en byk art, toplumsal snflar arasnda boluun kalmamasdr. Baka bir deyimle, zenginlerle fakirler arasndaki ban kopuk olmamas gerekir. Kukusuz zenginle fakir arasnda birlemeyi salayan en nemli unsurlar, zekt ve yardmlardr. Zektn denmedii ve ribann yaygn olduu toplumlarda bu iki snf arasnda slay temin etmek imknsz hale geldiinden, snflar arasnda gerginlik ba gsterir. Durum byle olunca ekonomik ynden alt snf oluturan fakirlerden zenginlere sayg ve hrmet yerine ihtilal sesleri, haset barlar, kin ve nefret kokan sloganlar ykselir. Ayn ekilde ekonomik ynden st snf saylan zenginlerden fakirlere merhamet, iyilik ve iltifat yerine, zulm ateleri, tahakkm ve imek gibi hakaretler yamaya balar. Bunun sonucunda, st snflara mensup insanlardaki meziyetler tevazu ve merhamete yol amas gerekirken, onlar tekebbr ve gurura sevk ediyor. Fakirlerdeki acizlik de onlar esaret ve sefalete srklyor.15 Zenginleriyle fakirleri arasnda bu derece ak mesafe bulunan bir toplumda gzel ahlak numunelerini bulmak kolay olmayacaktr. Bu yzdendir ki, Hz. Peygamber (s.a.v) "zekt slam'n kprsdr"16 buyurarak, bir ekonomik deer olan zektn ahlak zerindeki etkisine iaret etmitir. Bu hadise gre, toplum katmanlar arasnda yardmlamay esas alan zekt ibadeti emniyet ve asayii muhafazaya sebep olduu gibi, toplumun ilerlemesine engel olan isyan, karklk ve ihtilallerin ateini de sndrmekte ve yoksulluktan tr toplum dna itilmi olan insanlar topluma kazandrmaktadr. Bedizzaman, "ayet-i Ku'aniyye lem kapsnda durup 'kavga kapsn kapamak iin ribann kapsn kapaynz' der." diyerek Kur'an'n ribay bir kavga kaps olarak grdn ifade eder. O halde denilebilir ki, zektn vacip klnmas ve ribann yasaklanm olmas gzel ahlakn temel dinamiklerinin korunmas anlamna gelmektedir. Ahlakn levsel Merkezleri Bedizzaman'n anlattna gre ruhun yaayabilmesi iin insan bedeninde adet duygu ykl merkez yaratlmtr. Birincisi, "menfaatleri celb ve cezbetmek iin kuvve-i eheviyye-i behimiyye"dir. Bu duygu btn hayvanlarda mterek olarak bulunur. kincisi, "menfaat ve zarar, iyi ve kty birbirinden ayrmak iin kuvve-i akliyye-i

melekiyye"dir. Meleklere has bir zellik olan akl nimeti insanlara ve cinlere de verilmitir. ncs, "zararl eyleri defetmek iin kuvve-i sebu'iyye-i gadabiye"dir.17 Bu zellik, insanlarda bulunmakla beraber daha kamil manada yrtc hayvanlarda bulunan bir zelliktir. Bedizzaman, ahlakn etkili kayna olarak gsterdii bu melekelerden eheviyye" ve "kuvve-i gadabiyye"yi zetle yle tanmlamaktadr: "kuvve-i

Kuvve-i eheviyye cinsel arzu, yemek, imek, uyumak ve konumak gibi faydal eyleri alma ve elde etme gcdr. Ancak bu gcn derecesi vardr. Tefrit derecesi 'humud' denilen ehevi konulara kar isteksizliktir. Byle bir kii, harama kar ehveti olmad gibi helallere kar da itahl deildir. Tefritin ztt olan ifrat derecesi ise, helal-haram demeden ar ekilde ehvetine dkn olmaktr. Byle bir kimse namuslar ayaklar altna alma istidadndadr. Orta mertebe olan vasat derecesi ise iffetliliktir. Kiinin helaline kar ehveti varken, harama kar itahsz olur.18 Bunun anlam udur: Eer insan ifrat derecede ehvetine dkn olursa, ktln en ileri seviyesi olan fuha decei ve birok masum insann namuslarn kirletecei aktr. Bu da kt ahlakn veya ahlakszln en belirgin eklidir. Eer tefritte kalrsa nimetlerden ve meru lezzetlerden mahrum olur. Oysa Kur'an'da tavsiye edilen "srat- mstakim" 19 ve "vasat mmet"20 kstas, insan bu ar durumlara dmekten kurtarr. Kuvve-i gadabiyye, zararl eyleri reddetme duygusudur. Bu duygunun tefrit derecesi korkaklktr ki, byle bir duyguya sahip olan insan olur olmaz eylerden korkarak hayat kendisine zehir eder. frat derecesi ise, maddi ve manevi hibir eyden korkmama hissi veren 'tehevvr'dr. Denilebilir ki, btn istibdatlar, zulmler ve tahakkmler tehevvr mertebesinin mahsuldr. Bu duygunun vasat mertebesi 'eca'at' denilen kahramanlktr. eca'at sahibi bir kimse, baka bir ey iin deil, sadece dini ve dnyevi haklar iin cann feda etmekten ekinmez. Ancak meru olmayan ilere karmaz.21 Buradan anlaldna gre, hak tanmazlk ilkesine dayanan gadab duygusunun ifrat (tehevvr) derecesi, helal-haram bilmeyen kuvve-i eheviyyenin ifrat derecesiyle birleince, masumlarn ve zellikle zayflarn haklar ayak altna alnaca gibi, iffetli insanlarn namuslar da kirletilmi olur. nsann eref bir mahluk ve mkemmel bir varlk oluuna uygun olarak bu duygular, din ve eriat tarafndan tahdit edilmise de ftrata ve yaratla snrlandrlmamtr. Baka bir deyimle, insanlara verilmi bulunan bu duygularn kontrol tamamen insann iradesine braklmtr. nsan eer "hadd-i vasat" dediimiz dereceyi muhafaza edemeyip ifrat veya tefrite derse ahlaki zaaflarn iine decei aktr. Bir Ahlak Eitimi Olarak Nefsin Tezkiyesi "Ahlak" szcnden maksadmz slam ahlakdr. "slam ahlak" deyiminden anlalmas gereken ey, Kur'an ve Snnet'in n grd gzel ahlaktr. Kur'an- Kerim, "Ben nefsimi temize karmam, nk Rabbimin merhamet ettii hari, nefis ar derecede ktl emreder."22 ayetinin ifade ettii emirle mminlere, bakalaryla mcadele etme yerine ncelikle kendi nefisleriyle mcadele etme prensibini telkin etmitir. slam'n bu temel esasn ilke edinen Bedizzaman "nefsini slah etmeyen bakasn slah edemez"23 dsturundan hareketle ncelikle nefsin slah edilmesini ahlakn vazgeilmez art olarak kabul etmitir. nsann nefsini dizginlemesi, nefsine tapmamas ve nesini temize karmamas, tabiatnda var olan fke ve ehvetin esiri olmamas gibi konulara Risale-i Nur'da oka yer veren Bedizzaman, insann kendi dndakilere evirdii mcadele

enerjisini kendi nefsinin kt temayllerine yneltmesi gerektiine vurgu yapmaktadr. Bilindii gibi Kur'an- Kerim Hz. Peygamber'in24 ve Hz. brahim'in,25 gzel ahlakn zirvesinde birer rnek olduklarn ifade ederek, mminleri bu ikisinin yoluna uymaya davet etmitir. Kukusuz model olarak gsterilen bu peygamberlere benzemek ancak nefsin kt eilimlerini bastrmakla mmkndr. "Her kim nefsinin hrslarndan ve mala dknlnden kendini kurtarrsa, ite felah ve mutlulua erenler onlar olacaklardr." 26 ayeti, gzel ahlakn ilk artnn, insann kendisini kt hasletlerden ve fena duygulardan kurtarmas olduunu aka gsterir. Bedizzaman'a gre, kt ahlakn kayna saylabilecek "tezkiyesiz nefs-i emmare"nin27 slah edilebilmesi iin insan nefsinin "ahlak-i ilahi" veya "ahlak- peygamberi" dedii gzel ahlakla donatlmas, yani nefsin tezkiye edilmesi, temize karlmas gerekir. Bunu iin kendisi, ncelikle insanda "nefsini mrakabe altnda tutabilme" uurunun gelimesi ve yerlemesi gerektiine inanr. Onun "Herkes kendi leminde bir kumandan olduundan lem-i asgarinde [zel dnyasnda] cihad- ekber ile mkelleftir ve Peygamber ahlakyla ahlaklanmakla vazifelidir."28 eklindeki szleri, "tezkiye-i nefis ve tekemml- ruh" iin insann zel dnyasnda ktlklerle mcadele etmesinin art olduunu gstermektedir. Bedizzaman insan Allah'a kavuturacak olan yollarn nefsin tezkiyesinden getiini ifade ederek, konuyu drt admda yle zetlemektedir: lk admda 'Nefislerinizi temize karmaynz'29 ayetinin ifade ettii gibi tezkiye-i nefis etmemektir. nk insan, her eyi nefsine feda edercesine ftrat itibariyle nefsini sever. Mabuda layk bir ekilde nefsini metheder ve nefsini btn ayplardan ve kusurlardan uzak tutar. Hatta Allah'a hamd iin kendisine verilmi bulunan yetenekleri kendi nefsi iin kullanarak 'nefsini kendine tanr edinen kii'30 durumuna der. Bu konuda nefsin tezkiyesi, tam tersi onu tezkiye etmemekle mmkndr.31 Anlalyor ki, insan gzel ahlak sahibi olabilmek iin ncelikle Allah' tanmak maksadyla kendisine verilmi bulunan yetenek ve cihazlar kendi nefsi iin kullanmamaldr. Baka bir deyimle nefsin tezkiyesi yolunda ilk adm Allah'a salam bir imandr. Aksi takdirde Allah' tanmayan insan nefsine tapmakla irke decei iin zulm ve ahlak d davranlarda bulunmas kanlmaz olur. kinci admda, 'Allah' unutanlar gibi olmayn ki, Allah da onlara kendi akbetlerini unutturmutur.'32 ayetinin ifade ettii gibi, kendisini unutan, adeta kendisinden haberi olmayan bir nefis sz konusu. Hatta lm dnecek olsa onu bakasna veren, klfet ve hizmet makamnda kendini unutan fakat cret almak ve lezzetli eylerden istifade etmek hususunda kendini dnen bir nefis var karmzda. Bu makamdaki nefsin tezkiyesi, u durumlarn tersini yapmakla mmkndr. Yani, zevk ve lezzetlerden istifade etmek ve cret almak hususunda nefsini unutmak, fakat lm ve hizmet konusunda onu hep dnmektir.33 Kukusuz Allah'a inanan bir insan, nefsin tezkiyesi konusunda her eyi yerine getirmi saylmaz. Allah'a inandn sylemekle birlikte O'nu hibir zaman unutmamaldr. nsan yalnz cret ve lezzet zamannda deil, hizmet ve klfet zamannda da ortaya kmal ve Allah' unutmadn gstermelidir. Kukusuz bu da ibadet etmekle mmkn olur. nk slam dininde yaplmas emredilen ibadetlerin gayesi insanlar gzel ahlak sahibi yapmaktr. mann mkemmel oluu, ahlakn gzel oluuyla orantldr. Zira ibadet insan kt ahlaktan korur.34 nc admda, 'Sana her ne iyilik gelirse Allah'tandr; her ne ktlk gelirse o da nefsindendir.'35 ayetinin iaret ettii gibi, insan nefsi daima iyilii kendisinden bilir. Bunun

sonucu olarak da kibir ve gurura kaplr. Bu durumdaki nefsin tezkiyesi, kiinin btn kusurlar ve noksanlar kendisinden bilmesi, fakat btn gzelliklerin, Allah tarafndan kendisine ihsan edilen nimetler olduunu kabul etmesiyle mmkndr.36 nsan nefsi iyiliklerin hep kendisinden kaynaklandn zanneder. Oysa tezkiyesiz insan nefsi ktln merkezi durumundadr. yilikse Allah'tandr. Bu l muhafaza edilmedii zaman nefis kibir ve gurura kaplp ahlakszla yelken aar. Drdnc admda, 'Onun zatndan baka her ey yok olacaktr.'37 ayetinin iaret ettii gibi insan nefsi, rububiyyet dava edercesine kendisini serbest, lmsz ve kendi kendine malik zanneder. Hatta nefis bu zelliiyle Allah'a kar bir isyan davasn gder. Bu durumdaki nefsin terbiyesi varlnda yokluk, yokluunda ise varlk olduunu bilmesiyle mmkndr. Yani nefis dnmeli ki, kendine gvense, kendi kendine malik olduunu zannetse, yldz bcei gibi karanlklar iinde kaybolur gider. Fakat enaniyeti brakp kendisinin bir hi olduunu ve esma-i lahiyenin ayinesi olduunu kabul etse sonsuz bir varla sahip olur.38 Tezkiyesiz nefsin en byk zaaflarndan birisi de lm unutmas ve adeta kendisini "layemut" (lmsz) ve bizzat var olduunu zannetmesidir. Bu durumdaki bir nefsin kendisini mstakil ve bamsz bir varlk telakki etmesi, kt bir ahlak olan benlie kaplmas demektir. Sonu Bedizzaman'a gre "terbiye-i slamiye" ya da "ahlak- slamiye" denilen slam ahlaknn yaygn olmamas toplumda ahlaki temellerin bozulmasna sebep olmutur. Bedizzaman, toplumda ve ailede meydana gelen zlmeleri, slam ahlak yerine Bat kltr ve uygarlnn elli yla yakn bir zamandan beri ictimai hayatmza yerletirilmi olmasna balamaktadr.39 Risale-i Nur'da sk sk "eair-i slamiye'nin ihyasndan", "adat- ecnebiyenin alnmamasndan" ve "eair-i slamiye'nin tayire teebbs edilmemesi" gerektiinden sz ederek slam ahlaknn desteklenmesinin ve yaygnlatrlmasnn elzem olduunu vurgular. Bedizzaman, yaklak yarm asr nce, hrriyetilerin ahlak- ictimaiyede ve dinde bir derece laubalilik gstermeleri sebebiyle, elli sene sonra gelecek olan nesillerin dini, ahlaki ve sosyal ahlak asndan byk zafiyetler iinde olacan ifade etmitir. Hatta kendi zamannn insanlarn deil; elli sene sonra gelecek olan nesilleri dndn ve Risale-i Nur'la onlar aydnlatmaya altn dile getirmitir.40 Bedizzaman, toplumun ahlaki bozukluklarn dzeltme yolunda Risale-i Nur'da peygamber ahlakn adeta zetlemitir. Toplumun nemli bir ksmn oluturan genler iin Genlik Rehberi'ni, yallar iin htiyarlar Risalesi'ni, hastalar iin Hastalar Risalesi'ni, hanmlar iin Hanmlar Rehberi'ni, musibete uram insanlar iin ocuk Taziyenamesi'ni yazarak ailevi ve sosyal bir ok konuda slam ahlakn ve slami eitim metodunu anlatmtr. Ancak Bedizzaman, hadis-i eriflerde imanla e deerde tutulan gzel ahlakn gelimesi iin, ncelikle insann kendi nefsine ynelik bir arndrma abasnn ve bir murakabe uurunun gelimesini ne grmektedir. Kendisi risale-i Nur'un bir ok yerinde ihlas ve samimiyete vurgu yaparak ahlakl insanlarn mutlaka samimiyet snavndan gemeleri gerektiine inanr. z

Ahlakn kayna konusunda felsefecilerle din limleri arasnda teden beri tartmalar sz konusu olmutur. Felsefecilere gre ahlakn kayna beer akl iken, slam bilginlerine gre gzel ahlakn kayna akl deil vahiydir. Baka bir deyimle, tarih boyunca gzel ahlakn en gzel numunelerini bize gsteren peygamberler ve onlar takip eden din nderleri olmutur. Bu yzden Bedizzaman, gzel ahlakn salt insan aklndan ortaya km olabileceini kabul etmemektedir. Bedizzaman, toplumun ahlaki bozukluklarn dzeltme yolunda Risale-i Nur'da peygamber ahlakn adeta zetlemitir. Bedizzaman, hadis-i eriflerde imanla e deerde tutulan gzel ahlakn gelimesi iin, ncelikle insann kendi nefsine ynelik bir arndrma abasnn ve bir murakabe uurunun gelimesini n grmektedir. Anahtar Kelimeler: Ahlak, sosyal ahlak, tezkiye-i nefis Abstract The philosophers and the religious scholars discussed the issue of the origin of ethics throughout the history. Philosophers argue that the human intellect is the origin for ethics, whereas Islamic scholars claim that its origin should be revelation, not intellect. In other words, the prophets and their followers, i.e. religious leaders, showed us always the best examples of the good and ethical behaviors in the past. For this reason, Bedizzaman did not accept the human intellect as the origin of ethics. Bedizzaman summarizes in Risale-i Nur nearly the ethical conduct of the prophet in order to correct the ethical corruption of the society. In order to improve the good ethical conduct which is recognized in the hadits of the prophet equal to the belief, he proposes a self-purification attempt of each individual towards his soul and a consciousness of control. Key Words: Ethics, social ethics, purification of the soul
Dipnotlar 1. Tac'l-'Arus, "HULK" maddesi. 2. Ebu Davud, Snnet, 14. 3. Szler, s. 29; Emirda Lahikas, s. 378. 4. arat'l-caz, s. 214. 5. ualar, s. 124. 6. Malik, Muvatta, Hsn'l-Huluk, 8. 7. Mslim, Sahih, Msafirin, 139. 8. Safa Mrsel, Bedizzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi, st., 1976, s. 99. 9. Buhari, Maazi, 35. 10. Szler, s. 33, 133. 11. Lem'alar, s. 200. 12. Szler, s. 452. 13. A.g.e., a.y. 14. arat'l-caz, s. 49. 15. A.g.e., a.y. 16. Et-tarib ve't-tarhib, I, 517. 17. arat'l-caz, s. 29. 18. arat'l-caz, s. 29.

19. Fatiha, 1/6. 20. Bakara, 2/143. 21. arat'l-caz, s. 29. 22. Yusuf, 12/53. 23. Szler (21.Sz), s. 243. 24. Ahzab, 33/21. 25. Mmtehine, 60/4. 26. Hair, 59/9. 27. Lem'alar, s. 274. 28. Hutbe-i amiye, s. 89. 29. Necm, 53/32. 30. Furkan, 25/43. 31. Szler, s. 439. 32. Hair, 59/19. 33. Szler, s. 439. 34. Ankebut, 29/45. 35. Nisa, 4/79. 36. Szler, s. 439. 37. Kasas, 28/88. 38. Szler, s. 440. 39. Emirda Lahikas, s. 292. 40. A.g.e., s. 20.

nsan- Kamil Ahlak ve Bedizzaman


The Ethics of the Perfect Man and Bedizzaman Sadk YALSIZUANLAR Ariflerin ortak kanaatine gre, Kur'an'n yedi anlam kat mevcuttur. (Baz bilgeler, Kur'an'n manasnn sonsuz olduunu da syler. 'Denizler mrekkep, aalar kalem olsayd Rabb'inin szleri yazmakla tkenmezdi' ilahi haberinden hareketle, Kur'an'n sonsuz bir anlam denizi olduunu belirtirler). Yedinci anlam dzeyi sadece Allah'n ilmindedir, ama dier katlara, insan ulaabilir. Bunun yolu ise, yine Kur'an'n ve Hz. Peygamber'in emrettii nefisle mcahede, riyazet ve tezkiye ile alr. Tevil ya da tefsir, manevi bir mertebe, bir makam1 gerektirir. Allah kelamnn batni zenginliklerine ulaabilmek iin, insann manevi bir gezi (seyr-i sluk) gerekletirmi olmas gerekir. nsandan ama, halifedir, bu ise, insan- kamildir.2 Buna, kimi arifler, abd-i klli de derler. nsan- kamil, kainatn minyatr halidir. Onda, lahi isimlerin tm tecelli eder. Bir baka kavle gre, insan- kamil, Kur'an'dr, Kur'an'n kardeidir. Kamil insan, Allah'n yeryzndeki halifesidir, O'nun mahlukatna merhamet ve efkatle muamele eder; Allah'tan rahmet alr, varlklara merhamet verir, yeryzn korur, Allah'n gerek bir halifesidir. nsann, bu mertebeye ulaabilmesi iin manevi bir seyahat, bir mira yaamas gerekir.3 Bu manevi seyahatin balangcn zhd oluturur. 'Ktl emreden nefsin tezkiyesi, ancak srekli ve kararl bir ibadetle gerekleebilir. Bu bakmdan slam'n balang gnlerinden itibaren, mkemmel bir model olarak Hz. Muhammed'in (asm) zhd ve takvas, nefisle mcahede yntemleri, tevekkl, bakasnn derdiyle dertlenmesi, srekli Rabb'inin huzurunda bulunmann gerektirdii adap ve esaslar, sonraki yzyllarda olduka sadk izleyiciler bulmutur. zellikle bir ilim ve belagat

merkezi olan Basra ve Kufe, ayn zamanda zhd hareketinin de bereketli bir evresine tanklk eder. nsann kul olarak alakgnll bir hayat srmesi, eylem ve dncelerinde tam bir uyum iinde olmas, sabr ve kr ehli bulunmas, bir bakma, kamil bir veli ve nebi olarak Hz. Peygamber'in brakt mirasa varislik edenleri iaret eder. Bunlar, 'Allah dostu/veli' olarak anlmlardr ki, en yetkin rneklerine Sahabiler arasnda tank oluruz. Ad ayn zamanda manevi bir makama zel isim olmu olan veys'l-Karani, bunlarn en kamil rneklerindendir. O, bir anlamda, kendisini insanlardan yitirmesiyle, sonradan Melametiyye biiminde adlandrlacak olan bir damara da kaynaklk eder. Arif4 kendisine Hz. Peygamber'in yaamn rnek edinir. O, daima, Allah'n klli iradesine bal, nefsin tutku ve arzularndan arnm, marifet ve tefekkr dolu bir hayatn sahibidir. Sufi, bu uhrevi ilkeleri esas alarak yola koyulur. Nefsini tezkiye edene ve marifet nurlarna mheyya bir hale gelene kadar bu yolda yrr. Bu yolun nihayeti yoktur. Geri arifler, 'tevhid' makamnn, manevi seyahatte, varlabilecek en st dzey olduunu sylerler; ama Allah'n mutlak ve sonsuz varlnda tam olarak gaybubet etmenin nihayeti olamaz. Erken dnem zahitlerinin ilgin bir rnei olarak grlebilecek olan Hasan el-Basri'nin u ifadeleri, sufiyi bize net bir biimde tanmlar niteliktedir: 'Bu dnyann tm ekiciliklerine dikkat et. Bir ylan gibi dokunuta yumuak, ama zehri ldrcdr. Onda bir zevk buldun ise, hemen terk et, nk, ondan ok az, sana yol arkadal edecektir. Dnyann hali birdenbire deiir. Sen, deiene, kalc olmayana, sana sadk yoldalk etmeyene sakn kalbini balama.' Bir anlamda zhd de tanmlayan bu ifadeler, O'nun bir mektubundan alnmtr. Basra, Hasan gibi daha pek ok zahide ev sahiplii yapmtr. Fakr ve istina vadisinin yldzlarndan biri olan Rabiatu'l-Adeviyye5 bunlardandr. Keza erken dnemin iki nemli velisini, Cneyd-i Badadi ile Hallac- Mansur'u anmamz gerekmektedir. ElMuhasibi'nin6 rencisi olan Cneyd-i Badadi, 'Yolun eyhi' olarak da anlr ve nazari irfan tarihi asndan nemle kaydedilmesi gereken bir kiiliktir. rfani tefekkrn doruundadr ve onun nazari bir yapya kavumasnda risaleleri ve mektuplaryla etkili olmutur. O'nun geni vizyonu, slam irfannn, 'nesnel' dile kavumasn salamtr. Geri sufi szlnn tedvini ve zenginletirilmesi, daha ok bn Arabi'ye nasip olacaktr; ama tm bu ahsiyetler, Hz. eyh-i Ekber'in doumuna zemin hazrlamtr, denilebilir. Erdem ve ahlak vadisinin yldzlar saymakla bitmez. Ama Geylani ve mam- Rabbani'yi zellikle anmamz gerekir. Biri, btn irfani ve ahlaki retilerin yolunun mutlaka kendisine urad bir kavaktr; dieri ise adndan da anlalaca zere Rabbani bir alimdir. amzda ise, 'kamil insan'n mkemmel rnei olarak Bedizzaman Said Nursi'yi grrz. Bedizzaman'n ahlaki formasyonunu ve ahlaka ilikin dncelerini doru kavrayabilmemizde, insan- kamil ve insan- kadim doktrinlerinin nemli bir ilevi olacaktr. Ahlak, hsn-ihsan ve hakikat formlasyonu gzetilmeksizin salkl bir zeminde konuulamaz. Gzellik, iyiliin; iyilik, gerekliin i boyutudur. Gzel olan iyidir, iyi olan gerektir. Bu anlamda, ahlakn kaynann lahi Hakikat olduunu syleyebiliriz. Bedizzaman'n gzel ahlaka ilikin dnceleri, bu formlasyona uyar. O, 'gzel ahlak tamamlamak zere gnderilmi olan' Nebi'nin (asm), kamil bir varisidir. Dolaysyla, O'nun nuru zerinden, lahi niteliklerle iliki kurulaca grndedir. nsan, Rahman sureti zere yaratlmtr. Allah'n yeryzndeki halifesidir. Arapa'da ed-dnya, bizim yaadmz 'aa alem' iin kullanlr. El-alem ise, yce alemleri ifade eder. kisinin de szlk anlam dnya'dr; ama biri arzi dieri semavi alemi ima eder. Semavi alem arzi alemi kuatmtr. nsan, ftrat itibariyle mkerremdir. Gzleri semadadr. Ruhu semadan inmitir. Ruhun mekaneti, semadr. nsan, Allah'n nitelikleriyle donatlmtr. Merhamet, efkat, muhabbet, adalet, ahlak, hikmet, tedbir, basar, sem vs. gibi nitelikleri itibariyle insan Rahmani bir doaya sahiptir. Fakat yaamn snav olmasndan dolay, insanda negatif ve pozitif kutuplar bulunur. Ya lahi boyutunu korur veya ihanet eder. Nebiler ve

onlarn kamil varisleri olan insan- kamil'ler, 'gzel ahlak'n korunmasnda, insann ftratn muhafaza etmesinde grevlendirilmilerdir. nsan- kamil iin 'veted' (stun) tabirinin kullanlmas da bundandr. Kamil insan, varoluun stunudur. Dnyay ve iindekilerin doasn koruma devini yklenmitir. Emanet'ten kast da gerekte budur. nsana yklenmi olan sorumluluk, hangi manevi dzeyde seyrederse etsin, doasna, asli tabiatna ihanet etmeksizin yaamaktr. Ahlak dendii zaman, insann ftratna sadakatini ilgilendiren bir atflar dnyasndan sz edilmi olur. Bedizzaman'n, 'iman insan insan eder, belki de insan sultan eder' sz bunun arpc bir ifadesi olarak okunmaldr. Sultan'dan kast halifedir ve kamil insandr. 'Kamil insan'n en yetkin rnei olarak Efendimiz'e (asm), onun yaamna bakldnda ahlak'n tanmna ilikin sarih bir alana gemi olacaz. Hz. Aye validemize sorulduunda, 'O, nasl, ahlak nasld?' diye, yle cevap vermiti: "O'nun ahlak Kur'an'd." Burada Efendimiz'in Kur'an'la zdeletirilmesi, Kur'an'n, hsn-ihsan ve hakikatten ibaret oluuyla da ilgilidir. O, elidir. kamil insandr. nsanlarn en erdemlisi ve ahlaklsdr. O, bir bakma Kur'an'dr, Kur'an'n kendisidir, Kur'an'n kardeidir. Bedizzaman'n eserlerinde atfta bulunduu el-nsanu'l-Kamil adl eserinde Abdulkerim Cili, bunu ayrntl biimde aklar. Kur'an, bize, "her ey yok olucudur, (O'na bakan/O'nun vechi) mstesna" der. Bu, esasnda, tevhid (birlik) ilkesinin de kaynan oluturur. Arifler, varlk unvann Cenab- Hakk'a layk grr, varolana bir unvan olarak yaktrmazlar. Varolan, gerekte Esma ve Sfat'n tecellisidir. Bu, bir grnm, bir belirmedir. Tpk denizin dalgalar gibi. Dalga, denizden ayr bir varlk deildir, onun bir halidir. Tm yaratlmlar da, Allah'n mutlak varlndan 'taan' bir haldir. Bu anlamda, varolanlarn, Allah'n Esma ve Sfat'nn tecellisi olduu sylenir. Tecelli ile ayn kkten gelen bir szck olarak 'cilve'nin anlam, 'gerdek gecesi, gelinin, yzn amas'dr. Bu, bize varln, Allah'n 'almas' olduunu ihsas eder.7 Esma ve Sfat'n tecellisi, bir bakma, varln almasyla, yani cilvesiyle gereklemektedir. Bu ise, kaf ve nun arasnda ortaya kmaktadr. Bu yzden kimi arifler8 varln hazinelerinin anahtarnn, 'kaf ile nun arasnda' olduunu belirtirler. Yani 'kn' emriyle varln arketipleri yaratlmaktadr -ki bunlara ayan- sabite denir- bu, zaman ve mekan tesi bir varlk alann iaret eder. Varln harici vcut giymesi ise, Esma ve Sfat'n tecellisiyle gerekleir. Varln vcuda gelmesi srecinde grev alan 'sebepler'in, tenteneli bir perde olduunu belirten Bedizzaman, dier arif-i billahlar gibi, Allah'n, kendisiyle varlk arasna yetmi bin zulmani ve nurani perde koyduunu syler. bn Arabi hazretlerine gre, bu perdeler, nebilerin ve velilerin gzlerinden giderilmitir. Hz. Ali'ye izafe edilen bir sz yledir: "Perde-yi gayb alsa, yakinim ziyadelemeyecek." Marifet ilminin kaps olan Hz. Ali, bu szyle, gznden bu perdelerin giderilmi olduunu rtk biimde ifade etmektedir. Bu, bize ahlakn kaynan ve kurucu ilkesini de verir. Allah'a grr gibi inanmak ve ibadet etmekle insan ihsan dzeyine eriir. hsan, kulun amellerinde Allah'n rzasndan gayrsn gzetmemesidir. Bedizzaman iin bu son derece nemlidir. Bu srra sk biimde baland iin, kimseden hediye, zekat ve yardm almaz. lahi Hakikat'in hatrn her hatrn zerinde tutar. lahi hakikatlerin resmi bir biimde ve cret karlnda ders verilmesini sakncal grr. Allah rzas iin sever, Allah rzas iin yapar, Allah rzas iin konuur veya susar. Bu ahlaki ilke, esasnda btn Nebilerin ve onlarn kamil varislerinin ortak niteliidir.

Hllet ve isar hasletleri kamil insann nitelikleridir. Bedizzaman'a gre, ihlas tevhidin ba ve sonudur. Tevhid (lahi birlik ilkesi) ihlasla balar ve onunla biter. "Amelinizde rza-y lahi olmal, O raz olduktan ve kabul ettikten sonra btn dnya ksse ehemmiyeti yok" ifadesi, ahlakn batni, kiinin kendi dnyasna bakan ynn ifade eder. nsann kendisiyle ilikisinde geerli olan bu ahlaki ilke, esas itibariyle tekiyle olan ilikisine de zemin oluturacaktr. lahi hakikati nceleyen bir insan, tekiyle ilikilerinde adalet, merhamet ve muhabbet zere olacak fakat hakikatin hatrn koruma konusunda da duyarl davranacaktr. Adil olmak, Allah'n mutlak adalet ilkesiyle davranmak, demektir. Merhametli olmak, Allah'n dnyada Rahman, ahirette Rahim sfatyla tecelli ediine bal olarak, insann da dnyada merhametli, ahirette efkatli oluunu zorunlu klar. Fakat burada yine ahlaki bir snrlayc ilke olarak u karmza kar: Allah'n merhametinden fazla merhamet edilmez. Kendisine merhamet etmeyene merhamet edilmez. Bu, manevi doasna, ftratna ihanet eden, bir bakma kendisine kyan bir insana kar lahi snrlar ierisinde gereklemek zorundadr. Arif, manevi miracn yaarken, dnya varlndan soyunmann ilk adm olarak, zerinde herhangi bir dnyevi mal brakmamaldr. Tvbe kapsna bu halde yanaan sufi, adna zhd denilen ve slam'n 'ibadat' ksmn oluturan amel-i salihalara titiz bir biimde uymak olan bir yola girecektir. Zhd ve takva, sufinin nefsiyle mcahedede bulunmas zorunlu bir srece, bir hale iaret eder. Olgun bir yakine ulamak ve mahedelere hazr hale gelmek iin bu zorunludur. Farzlarn yan sra, insan Allah'a yaknlatran nafileler de sufinin dikkatli ve duyarl bir biimde uymas gereken ibadetler cmlesindendir. Huu ve huzur hali, havf ve recayla gerekleecektir. Burada zikr ve virdler, halvet ve uzletler, sabr ve krler, sufiyi, 'ubudiyet' hakikatine doru yceltecektir. Ubudiyet, kulluun eitli belirtilerini ifade etmede kullanlr. Bu halin, sufide srekli galebesi, artk onun rza makamna doru yol aldn gsterir. Bu yolda, istikamet zere olmann art, ihlastr. Bedizzaman'n srarla zerinde durduu ve adna bir risale kaleme ald ihlas, kulun, her eyde, samimi bir biimde Hakkn rzasn gzetmesi halidir. Bu, Melamilerde olduu gibi, sufinin, dnyaya gelirkenki saf ve yaln haline dnmesini sonu verecektir. Saf ve katksz bir kul olma durumu sufiyi, ferasete, cud ve sehaya, gayrete, fakra, sefere, sohbete, muhabbete, aka, evke ve marifete ulatracaktr. Marifetin nihai dzeyi, tevhiddir. Risale-i Nur, Bedizzaman'n manevi tecrbesinin rndr. Biz, bu metinlerin ardndaki tecrbelerden habersiziz. Ne ki, elimizdeki metinlerin gramerinden, szlnden ve anlattklarndan o deneyimleri ksmen okuyabiliyoruz. Bu anlamda, Bedizzaman'n, manevi bir geziyi, tevhidin nihai noktasna dein gerekletirdiini gryoruz. O'nun nihai bir yakine ulam olduunu zellikle Ayet'l-Kbra ve El-Hccet'l-Zehra metinleri yeterince aklyor. Her iki metinde de, bir gezi, bir seyr ve seyahat yaplyor, basamaklarla eitli mertebelere klyor, mirac tamamlannca da, menzillere uranlarak iniliyor. Buradaki anlatmlar, bn Arabi'nin vakalarnda ve bu vakalarn meyvesi olan metinlerde grld zere, saf bir ilhamla edinilen marifetin gerektirdii bir gramerle

yaplyor. Istlahlar ise, ounlukla Kur'an ve hadislerde geen ve ulalan manevi makamlar, ona ulama srelerini konu edinen kavramlar olarak karmza kyor. Biz, bu manada, Bedizzaman'n, tmyle irfani gelenek ierisinde yer aldn iddia ediyoruz. Risale-i Nur Klliyat, bu iddiamz besleyen ok sayda delil barndryor. Bu balamda ilk olarak, Yedinci ua'da yer alan ve Bedizzaman'n 'magnum opus'u saylan Ayet'lKbra'y9 gzden geirmemiz yerinde olacaktr. Risale, "kainattan Halk'n soran bir seyyahn mahedatdr" altbalyla alyor. Bir seyyahn, Halk'na doru yapt gezide ulat 'mahede'leri okuyacaz, demek ki. Buradaki seyyahn, Bedizzaman'n kendisi olduu sylenmelidir. Bu, dile dnrken, Cneyd-i Badadi'de (ra) grdmz zere, 'nesnel' bir nitelie brnyor. Oysa, Bedizzaman, burada, tmyle kendi tecrbesini anlatmaktadr. Mahede kelimesine daha nce birka kez deinmitik. Ayn kkten gelen mehed kelimesi, 'mahede yeri' anlamna gelir. uhutla da kktetir ve manen grmek demektir. Burada gzle deil, 'gnl gz'yle gerekleen bir gr sz konusudur. Mahedenin dilimizdeki tam karl, 'grnme'dir. Bu durumda, mahedeye mazhar olan kimse, Allah'n mehetlerinde (tecelli ettii yerlerde) 'hayalen' bulunmu demektir. Bu ynyle, Ayet'lKbra, Allah'n Kendisini aa vurduu, (mazhar) grnd (manzar),10 at (mtecella fih) yerlerde yaplan gezideki mahedeler toplamdr. Zaten Risale, sra suresindeki u ayetlerle balar: "Yedi gkle yer ve onlarn iindekiler O'nu tesbih eder. Hibir ey yoktur ki, O'nu vp, O'nu tesbih etmesin." Allah' tesbih eden varlklarda yaplacak olan geziyi yapmak zere, 'dnya misafirhanesi'ne gelen yolcu, gzn (basar) ap baktka grr ki, (basiret) "gayet keremkarane bir ziyafetgah ve gayet sanatkarane bir tehirgah ve gayet hametkarane bir ordugah ve talimgah ve gayet hayretkarane ve evk-engizane bir seyrangah ve temaagah ve gayet manidarane ve hikmetperverane bir mtalaagah olan bu gzel misafirhanenin sahibini ve kitab- kebirin mellifini ve bu muhteem memleketin sultann tanmak ve bilmek iin iddetle merak ederken..."11 Metne daha yakndan bakalm: Kainat byk bir kitaptr. Yeryznde, 'Kerem' tecelli etmektedir. Kitabn kelimeleri olan sanatl varlklar, tehir edilmekte, 'hayret'li baklara sunulmaktadr; bu 'temaa'y yapanlara, 'evk' vermektedir. Kainat manal ve hikmetli bir okuma yeridir vs. Istlahlara baktmzda, Bedizzaman'n, gezisine balarken, 'hayret'i kuanm, varlk kitabn okumaya hazr, 'evk' makamna ulam ve varl temaa disiplinini kazanm olarak grrz. Yolcu, ilkin yz nur yldzlaryla sslenmi ge bakar. Bu, ilk semadr. Yolculuun da ilk makamnn ilk mertebesini iaret eder. Zaten metnin ilk meyvesinin 'tesbih'inde, 'birinci makamn birinci mertebesinde' denmektedir. Yolcu admn ilk basamaa atarken, 'Halk'n varlnn, gn varlndan daha zahir' olduunu grr. Zahir, zuhur etmi olandr. Birinci admda yolcu, Allah'n semada grdklerinden daha ak biimde zuhur etmi olduunu fark edecektir. kinci admda, semada gezen bulutlara klr. Yolcu bakar ve gn, "bana bak, merakla aradn ve seni buraya gndereni benimle bilebilir ve bulabilirsin" sesleniini duyar. Yolcu, buluttan sonra rzgarn, ardndan yamurun hakikatini grr ve gzn (basiret) onlardan ekerek aklna bakar, mtalaasn, "...Ve rzgarlar sevk etmesinde ve gkle yer arasnda, Allah'n emrine boyun emi bulutlarda..." (Bakara, 2:164) ayetiyle talandrr. Yamura bakarken, damlalar saysnca 'rahmet' ve 'hikmet' mahede eder. Buradan, suyun hakikatine ular. 'Hayat sudan yarattk' ayetinin srrna erer. Bu, sufilere gre, yz makamdan on yedincisine tekabl eder. Bu manevi aamaya ulaanlar, yani suyun gereine erenler, zerinde yryebilirler. Yolcu, bulutun, rzgarn ve yamurun Allah'a ilikin 'yksek ehadetini' mahede ettikten sonra, ikinci mertebeye geer. Burada, yamurun indii ve rzgarn zerinde estii arza bakacaktr. Yeryz seslenir, "gel" der, "ben, sana, aradn tantacam. Gel ve sayfalarm oku." Yolcu, bu kez, kainat kitabnn arz sayfasn mtalaaya balar. Varlklarn eitli trlerinde ve rneklerinde gezisini srdrr. nc mertebeye geer. Okumalar ilerledike, yolcunun 'manevi terakkiyatnn miftah olan marifeti' artmaktadr. Drdnc mertebeye ilerlerken,

denizleri, glleri ve nehirleri okur. Onlarn Allah'a dair ahitliini mtalaa ettikten sonra, birinci 'makam'n, drdnc 'mertebe'sine eriir. Burada, kitabn da ve sahralardan oluan sayfalarn mtalaaya balar. "Dalar direk yapmadk m?" (Nebe, 78:7) ve "Yeryznde dalar sabit kldk" (Hicr, 15:19) ayetlerini, dalardan ve sahralardan okur. Beinci mertebe, bitkiler (nebatat) alemine tar onu. Altnc mertebe, hayvanlar alemine arr. Yedinci mertebede, varlklarn mtalaas bitmi, kainat kitabnn sayfalar kapanmtr. Bu dzeyde, yolcu, kainattaki varlklarn Allah'a dair 'aikar ehadeti'ni tmyle okumu; tekvini eriattan, tenzili olana geerek, tm Allah elilerinin getirdii vahiylere ynelmitir. Kainat ve Halk'n bize tarif eden Peygamberlerin getirdii vahyi okur. 'Nev-i beerin en nurani ve en mkemmeli olan Allah Elileri arr yolcuyu meclise. Burada, yeni bir mahedeye mazhar olan yolcu, o 'nurani meclis'e girer ve nce, 'gemi zamann menziline' bakar. Burada 'menzil' kelimesi, iki anlamda kullanlmtr. lki, bir yer ve mekan belirtir ve gemi peygamberlerin vahye mazhar olduklar mekanlara ve eriatlara atfta bulunur. kincisi, 'zuhurun mertebeleri', 'cennetin dereceleri' ve/veya, "Allah'n sana doru indii ve senin Allah'a doru indiin yer" anlamndadr. 12 Yolcu, o 'nurani medresede diz kp, nebilerin ahitliklerini dinler. Sekizinci mertebede, nebilerin meclisinden ayrlarak alimlerinkine girer. Alim, nebinin varisidir. Allah, Alim'dir ve ilim, vahdet bilgisinde vahiyden sonraki sray igal eder. Alimlerin tevhid konusundaki 'ittifak'n 'mahede' eden yolcu, bu kez, melekler alemine girer. "Nur- iman parlar" ve "zeminden gklere kar." Bu ykseliten sonra, yolcu, seyrini srdrerek, 'mnevver akllarn, selim ve nurani kalplerin' sahiplerinin menziline urar. Onlarn da Halk'a olan 'mncezibane kefiyat ve mahedatlarn' mtalaa ettikten sonra, birinci makamn on nc mertebesinde, bu defa, 'alem-i gayb'a bakar. Vahiylerin hakikatinin, gayb alemlerinin her tarafnda hkmettiini mahede eder. Nihayet, 'kainat bize tarif eden klli muarriften biri olan Hz. Peygamber'e (asm) doru ykselir. Yirmi Sekizinci Lem'a'da da belirttii zere, burada, "menzili enlendiren ve nsiyetlendiren ve nurlandran ahsiyet-i maneviye-i Muhammediye'yi (asm) mahade eder." O'nun Allah'a olan ehadetini de okur, bylece, birinci makamn, on altnc mertebesine ulam olur. Alemlere rahmet olarak gnderilen Hz. Muhammed'in (asm) ahitliini dinledikten sonra, O'nun getirdii vahye ynelir. Kainat kitabn okuyan ve ' klli muarrif'ten bir dieri olan Kur'an- Mu'cizi'l-Beyan'a kulak verir. Onun srlarna muttali olur. Kur'an'da yaplan bu soluk kesici gezinin ardndan yolcu, birinci makamn on yedinci mertebesine ycelmitir. Bu durakta, kendi nefsine yle der: "mann hadsiz mertebelerinden bir mertebe daha kazanmak iin kainatn heyet-i mecmuasna mracaat edip, o ne diyor, dinlemeliyiz, erkanndan ve eczasndan aldmz dersleri tekmil ve tenvir etmeliyiz."13 Kainatn eitli varlklarn, czlerini ve paralarn ayr ayr mtalaa eden yolcu, bu itkann glendirmek zere, bu kez, paradan btne geecek ve tm varl bir kl halinde idrak edecektir. Burada, ara basamaklara iaret eden 'hakikat'ler sralanr. On sekizinci mertebede Bedizzaman, yolcunun brnd hali ve makam yle niteler: "Sonra, dnyaya gelen ve dnyann Yaratc'sn arayan ve on sekiz mertebeden kan ve ar- hakikate yetien, bir mirac- imani ile gaibane marifetten, hazrane ve muhatabane bir makama terakki eden merakl ve mtak yolcu..." 14 Bedizzaman, yolcunun imani miracn tamamladn, hakikatin en yksek gne yceldiini, tevhid mertebelerini tmyle gemi olduunu, yakinde nihai dzeye ulatn ve 'muhataba makam'na eritiini belirtiyor. Ayet'lKbra'ya konu olan yolcu, bylece, Ef'al, Esma, Sfat, Ehadiyyet ve Samediyyet gibi snrlardan geerek, Allah'n Zat'na ulam oluyor. Bu, 'byk mira'ta, sidret'lmnteha olarak adlandrlr. Buradan tesi, Zat alemidir ve insann idrak snrlarnn tesindedir. Allah, kendisini Allah olarak vaz'ettii dzeyin de tesindedir nk. 'Muhataba makam'nda, dorudan Zat'a seslenen yolcu, ulat idrak dzeyinden, kainatn, Peygamberlerin, meleklerin, alimlerin, velilerin, Hz. Peygamber'in ve Kur'an'n O'na olan ahitliini Zat- Akdes'e arz eder. Bylece birinci makam, fark- evvel ile birlikte, on dokuzuncu mertebede15 son bulur. Yolcu, imani miracn bitirmitir, ama gezi tmyle sona ermemitir. Bu kez, oradan yeniden mahlukata ini ve ulalan tevhid

nurlarnn teblii sz konusu olacaktr. Buna sufi szlnde, fark- sani denir. Gezinin nihayetinde, Bedizzaman bir 'ihtar'da bulunur: "Geen, ikinci makamn, birinci babnn, on dokuz adet mertebelerin ehadet ettikleri hakikatlerin her birisi, tahakkuklaryla ve vcutlaryla vcub- vcuda delalet ettikleri gibi, ihatalar ile dahi vahdete ve ehadiyete delalet ederler. Fakat, bata, sarihan vcudu ispat ettikleri cihetle, vcub- vcudun delilleri saylm. kinci makamn ikinci bab ise, bata ve sarahatle vahdet -ve iinde vcudu- ispat ettii haysiyetiyle, tevhid brhanlar denilir. Yoksa her ikisi, her ikisini ispat eder. Farklarna iaret iin, Birinci Bap'ta, "...hakikatinin azamet-i ihatasnn ehadetiyle...", kinci Bap'ta, "...hakikatinin azamet-i ihatasnn mahedesiyle..." fkralar tekrar ediliyor. Bu ayrnt bize, (birinde 'ehadet', dierinde 'mahede'nin kullanlmas) yceliten sonraki inite, lahi azametin katlarn mahede etmi olan yolcunun, bunun meyvelerini aktaracan gstermektedir. kinci bapta, bu anlamda, dnya misafiri, akln da alarak yola kar. Ve ilk 'menzil'de, 'kainat kuatan drt hakikat- kudsiyeyi' grr: Uluhiyyet-i Mutlaka, Rububiyyet-i Mutlaka, Kemalat ve Hakimiyyet. Bu ini gezisinde ikinci aamada, Fettahiyet, Rahmaniyet, Mdebbiriyet, Rahimiyet ve Rezzakiyet hakikatleri anlatlacaktr. El-Hccet'l-Zehra16 risalesinde de 'tevhid brhanlar' benzer bir gezi ve stlahlarla anlatlmaktadr. Bedizzaman'n manevi hayatnn nc ve son evresinin bir meyvesi olan bu risale de 'iki makam'dan oluur. Birinci makamda 'kelam- tevhid'in on bir mjdesi ve on bir hcceti aktarlr. Hccetlerin her biri, 'kelime' alt balyla anlatlr. Kelime ile, bir varla ve onun hakikatine iaret edilmektedir. Risalenin nc ksmnn giriinde ilgin bir ifade gze arpar: "Namazdaki Fatiha'nn manevi emriyle, 'Allah'tan baka hibir ilahn olmadna ehadet ederim'in feyziyle, ikinci ksm yazld gibi, namazdaki teehdde dahi, 've Muhammed'in (asm) Allah'n resul olduuna ehadet ederim' cmlesinin diliyle, manevi ihtaryla ve Fetih suresinin ahirinde, 'btn dinlere stn klmak zere, Resuln hidayet ve hak din iin gnderen O'dur. Buna ahit olarak Allah yeter. Muhammed, Allah'n resuldr. Onunla beraber olanlar da, kafirlere kar iddetli, kendi aralarnda ise, pek merhametlidirler' be mucize-yi gaybiyyeyi gsteren byk ayetin nuruyla dersin nc ksmn yazmaya, imdi beyanna iznim olmayan sebep iin mecbur oldum."17 Bedizzaman, risalenin ikinci ksmn, 'Fatihann manevi emriyle' yazdn syler. (Bu, bize, bn Arabi'nin, 'her surenin bir ruhu olduu'na ilikin yorumunu hatrlatyor. eyh-i Ekber'in ilk kadn mritlerinden el-Msenna'nn emrine Fatiha suresinin verildiini syler. Ayrca, bir vakasnda, kendisine uara suresi balanr. Ve szlerinin tm Dou ve Bat'y kuatacan anlar. Keza, bn Arabi'ye hakikati ve ruhu bahedilen bir baka sure, lhas'tr. Bir dieri, Fatiha'dr.) Fetih suresinin 28 ve 29. ayetlerinde ise, Bedizzaman, 'be gaybi mucize' grdn belirtiyor. Bu, risalenin birinci makamnn ilk iki ksmnda ulat mertebeden sonra kendisine alan bir sr olsa gerektir. kinci Ksm'da, 'Fatiha'nn manevi emri'nin yan sra, kelime-yi ehadetin ikinci blmnn 'dili'yle ve 'ihtar'yla yazlmtr. Birinci aret'te, 'bu kainat sahibinin rububiyetinin tezahrne, sermedi uluhiyetine ve nihayetsiz ihsanlarna', 'klli bir ubudiyet'le mukabele eden Hz. Muhammed (asm)'n varlnn, 'gnein lzumu' gibi zorunlu olduu belirtilir. Bu giriten anlalaca zere, bir 'abd-i klli' (insan- kamil) olarak Hz. Peygamber'den (asm) bahisle, insann, Allah'n rububiyetine kar nasl ubudiyetle mukabele edecei anlatlacaktr. kinci iaretin banda ise, 'vird'inden sz eder. Bu hususa daha nce birka kez temas etmitik. Bedizzaman'n, sufiler gibi (gibi diyorum, nk O'nu sufi olarak nitelemekten ok, muhakkik olarak tarif etmek daha doru olacaktr. Muhakkik, Allah' tahkik dzeyinde idrak eden kiidir. Bu mertebeye ise, imani miracn tamamlam kamil veliler ulaabilir.) srekli okuduu virdleri mevcuttur. yle diyor: "Benim, virdimde her vakit tefekkrle baktm yirmiden ziyade ehadetlere iaret eden, 'mmiliiyle beraber en ekmel bir din ve slamiyet ve eriatla ve en kavi bir iman ve itikad ve ibadetle ve en yksek bir davet ve mnacat ve dua ile ve en eamm bir tebli ve misli grlmemi harika ve msmir, en etemm bir metanetle def'aten zuhurunun ehadetiyle, Muhammed, Allah'n resuldr ve

Sadku'l-Va'di'l-Emin'dir."18 kinci aret, bu virdin anlamyla alr ve On be ehadet'ten oluur. Allah Resul, kainat kitab- kebirinin ayat- tekviniyesinin hikmetlerini tefsir eden yksek bir dellaldr.19 O halde, bu manevi dersin alm olacaktr risale. Zaten, her iaret ve ehadet, Hz. Peygamber'in (asm) risaletinin delil ve hikmetlerini beyanla doludur. ElHccet'z-Zehra'nn kinci Makam, imani miracn tamamladktan ve vahyin iaretlerine vakf olduktan sonra, imanda tahkik dzeyine ulamann arayn anlatr. Bir bakma, bu, ulalan makamlarn iindeki yksek tabakalara erimenin de meyvesidir: "Dnyaya, srf Halk'n tanmak, bulmak iin gelen seyyah, aklna dedi: 'Biz, her eyden Halk'mz sorduk; gzel, tam cevap aldk. imdi, 'Gnei, gneten sormak lazm' darb- meseli gibi, biz dahi Halk'mz, ilim, irade ve kudret gibi kudsi sfatlarnn tecellileriyle ve mehud eserleriyle ve isimlerinin cilveleriyle tanmak, bulmak iin bir seyahat daha yapacaz."20 Bu risalede, 'muhatabane makam'a ulaan yolcunun, makamn gerektirdii dille konutuunu da bize gsteriyor. 'Gnei gneten' dinleyen ve O'ndan ald marifetle, O'na, bir 'abd-i klli' olarak, O'nun azamet ve kibriyasn ycelten yolcu, 'nun'un 'manevi mucizesinin beyan'na mazhar olmutur. Seyyah, arzdan ara doru yapt bu gezide, 'Yerlerin ve gklerin Rabbi'nin (Ra'd, 13:16) marifetine ulamtr. Bu risale, marifetin meyvesidir. Yolcunun gezisi srerken, 'ikinci kudsi kelime-yi miraciyye'de21 yine bir mira olan namazdan sz eder. Bedizzaman'a gre, namaz, 'mirac- ekberin numunesi'dir. Ve mminin 'hususi mirac'dr. Yolcu, her alemde, ilim sfatyla, 'Allamu'l-Guyub' olan Halk'n bulmutur. Bu, miracnn sonucudur. nc 'kelime-yi kudsiyye'de, Fatiha ve Teehhdn hikmetlerinden sz edilir. 'Nihayetsiz bir hsn ve cemal-i sermedinin aynas' olan kainatn kokusu, Hz. Peygamber'in (asm) mirac- ekberinde ald 'tayyibat'ta bulunmaktadr. Her teehhtte, O'na (asm) salat ve selam edenler de bu gzelliin iklimine girerler. Ardndan varlklar, tahkik dzeyinden tekrar okur yolcu. Ve mahede ettii on be 'parlak' delili nakleder. Delillerin sonunda, Bedizzaman, 'cem-i ezdad'tan (ztlarn birlii, bize, bu dzeyde muttali olunan srlarn, tmyle, lahi hakikatlerin inkiaf ve tecelliler olduunu gsterir) sz eder ve 'Kudret' sfatnn tezahrlerini temaa etmek zere, tekrar basamaklarla ykselmeye balar. Bedizzaman'n 'dehetli mesele' dedii Kudret tecellileri, 'uhudi bir yakinle' anlatlrken, geleneksel irfani szln hemen tm stlahlar kullanlr: "Vacibu'l-Vcud'un hadsiz kudret-i ezeliyesi, bir tek mmkne vcut vermesi kolaylnda, btn mmkinatn vcudu, ademin muvazenesini bozar, her eye layk bir vcut giydirir. Ve vazifesi bitmise, zahiri vcut libasn karyor, sureta ademe, belki daire-yi ilimdeki manevi vcuda gnderir. Demek, eya, Kadir-i Mutlak'a verilse, bahar bir iek kadar, btn insanlarn hairde ihyalar, bir nefis kadar kolay olur."22 Risalenin ilerleyen blmlerinde, ayan- sabite, ehadiyet ve samediyet hakikatleri konu edilir. Bedizzaman, Dokuzuncu23 ve son basama, 'uzun bir beyanla' sylemek istemesine ramen, Afyon tutukevindeki 'keyfi tahakkm ve tazyiklerden gelen iddetli skntlar ve tesemmmden gelen zaafiyet ve elim hastalklar'n mani olduunu belirterek yle der: "Ehl-i hidayet, geen basamaklardaki kuvvetli hakikatler ve sarslmaz hccetler, selim kalplerine ve mstakim akllarna gayet kat'i kanaat ve kuvvetli iman ve ayne'l-yakin bir tasdik vermi ki, phesiz ve vesvesesiz itminan- kalple itikat ederler ki, yldzlar, zerreler, en kk, en byk, kudret-i lahiyeye nisbeten farklar yoktur.'24 Ahlak'n, ftri kkenine ilikin bir temellendirmeyi de buluruz bu risalede. Ahlak, 'hulk' kkeninden gelir ve 'yaratl'la anlam ilikisi vardr. Ahlakn kkeni, bir bakma, insann da asli doasdr. Hulk, hem gzel huy demektir hem de 'yaratl'tan, yani ftrattan, insann asli tabiatndan doan bir niteliktir.

Sorunun asli boyutu, Allah'n isimleriyle ilgilidir. Allah'n isimleri, Bedizzaman'n belirttii gibi, "kemalat- lahiye'nin nvanlardr." nsan, bilinli bir biimde bu isimlerin mazhar olmaya almaldr. Szgelimi, Allah Hakm'dir, insan da hikmetli hareket etmeli, abes eylerden uzak kalmaldr. Allah her iini salam, kusursuz yapar, insan da yle olmaya gayret gstermelidir. Allah, Adil'dir, insan da bu ilkenin gereklemesi iin aba gstermelidir. Allah, btn yaratlmlara kar Rahman'dr, merhametlidir, insan da insanlara ve dier yaratlmlara kar rahim bir varlk olmaldr. Bu, insan- kamilin ahlakdr. Kamil insan da, Allah gibi rahim ve kerimdir, adildir ve efkatlidir. Bedizzaman, 26. Mektup'ta yle der : Eer deseler, "Kur'an nasldr?". Derler: "Gzel ve ahlak dersini veren bir insan kitabdr." O vakit onlara ... eer onlara denilse, "Peygamberi nasl bilirsiniz?". Derler: "Gzel ahlakl, ok akll bir adam." Hz. Aye'ye, Peygamberimizin nasl olduu sorulduunda, "O'nun ahlak Kur'an idi" demitir. Arifler, kamil insann, Kur'an'n kardei olduunu sylerler. arat'l-'caz'da bir yerde yle denmektedir : "kinci nkte: Ahlak- aliyeyi ve yksek huylar hakikate yaptran ve o ahlak daima yaattran, ciddiyet ile sdktr. Eer sdk kalkp araya kizb girerse, rzgarlara oyuncak olan yapraklar gibi, o adam da insanlara oyuncak olur. "nc nkte: Mtenasip olan eya arasnda meyil ve cezbe vardr. Yani, birbirine temayl ederler ve yekdierini celb ederler, aralarnda ittihad olur. Fakat birbirine zt olan eyann aralarnda nefret vardr, ekememezlik olur. "Drdnc nkte: Cemaatte olan kuvvet fertte yoktur. Mesela, ok iplerin heyet-i mecmuasnn tekil ettii urgandaki kuvvet, ipler birbirinden ayr olduu zaman bulunmaz. Bu nkteler gz nne getirilmekle o Hazret'in sayfas okunmaldr. Evet, o Zat'n btn asar, siretleri, tarihe-i hayat ve sair ahvali, onun pek byk, azim ve ahlak sahibi olduuna ehadet ediyorlar. Hatta dmanlar bile onun ahlaka pek yksekliinden dolay kendisini "Muhammed'l-Emin" ile lakaplandrmlardr. Malumdur ki, bir zatta itima eden ahlak- aliyenin imtizacndan izzet-i nefis, haysiyet, eref, vakar gibi, hasis, alak eylere tenezzl etmeye msaade etmeyen yksek haller husule gelir. Evet, melaike, ulvv- anlarndan, eytanlar reddeder, kabul etmezler. Kezalik, bir zatta itima eden ahlak- aliye kizb, hile gibi alak halleri reddeder. Evet, yalnz ecaatle itihar eden bir zat, kolay kolay yalana tenezzl etmez. Btn ahlak- aliyeyi cem eden bir zat, nasl yalana ve hileye tenezzl eder; imkan var mdr? "Hlasa: Hazret-i Muhammed Aleyhissalat Vesselam kendi kendine gne gibi bir brhandr.

"Ve keza, o Zat'n (asm) drt yandan krk yana kadar geirmi olduu genlik devresinde bir hilesi, bir hyaneti grlmemi ve bir yalan iitilmemitir. Eer o Zat'n yaratlnda, tabiatnda bir fenalk, bir ktlk hissi ve meyli olmu olsayd, behemehal genlik saikasyla darya verecekti. Halbuki btn yan, mrn kemal-i istikametle, metanetle, iffetle, bir ttrad ve intizam zerine geirmi, dmanlar bile hileye iaret eden bir halini grmemilerdir. Ve keza, ya krka bali olduunda, iyi olsun, kt olsun ve nasl bir ahlak olursa olsun, rsuh peyda eder, meleke haline gelir, daha terki mmkn olmaz. Bu Zat'n tam krk yann banda iken yapt o inklab- azimi aleme kabul ve tasdik ettiren ve alemi celp ve cezb ettiren, o Zat'n (asm) evvel ve ahir herkese malum olan sdk ve emaneti idi. Demek o Zatn (asm) sdk ve emaneti, dava-y nbvvetine en byk bir brhan olmutur."25 Bedizzaman'a gre ahlakn kayna imandr. Gzel ahlak, kamil insann niteliidir. man, balanmadr; kamil insan, balanm ve teslim olmutur. Baland yer, lahi Hakikat'tir. lahi Hakikat'in inii ise, 'gzel ahlak tamamlamak'tr. z Ariflerin ortak kanaatine gre, Kur'an'n yedi anlam kat mevcuttur. Yedinci anlam dzeyi sadece Allah'n ilmindedir, ama dier katlara, insan ulaabilir. Bunun yolu ise, yine Kur'an'n ve Hz. Peygamber'in emrettii nefisle mcahade, riyazet ve tezkiye ile alr. Kamil insan, Allah'n yeryzndeki halifesidir, O'nun mahlukatna merhamet ve efkatle muamele eder; Allah'tan rahmet alr, varlklara merhamet verir, yeryzn korur, Allah'n gerek bir halifesidir. nsann, bu mertebeye ulaabilmesi iin manevi bir seyahat, bir mira yaamas gerekir. amzda 'kamil insan'n mkemmel rnei olarak Bedizzaman Said Nursi'yi grrz. Bedizzaman'n ahlaki formasyonunu ve ahlaka ilikin dncelerini doru kavrayabilmemizde, insan- kamil ve insan- kadim doktrinlerinin nemli bir ilevi olacaktr. Bu alma, zellikle Ayet'l-Kbra risalesinden yola klarak Bedizzaman'n ahlaki formasyonunu ve ahlaka ilikin dncelerini "insan- kamil" erevesinde anlamaya ynelik bir incelemedir. Anahtar Kelimeler: Ahlak, insan- kamil, sufi Abstract According to the common conviction of the wise men, Qur'an possess seven meaning spheres. God only knows the seventh sphere, but the knowledge of other spheres are recognizable by people. The methodology to achieve this seems to be the struggle against the self, contemplation and purification. The perfect man is the caliph of the God on earth. He treats His creatures with compassion and mercy; acquires from God His mercy and grace, and distributes it to the

beings, protects the earth, he is a real caliph of God. Man has to experience a spiritual voyage, an ascent to heaven in order to reach this ranking. In our age, we see Bedizzaman Said Nursi as an excellent sample of the perfect man. In our comprehension process of Bedizzaman's moral formation and his thoughts on the ethics correctly, the doctrines of perfect man and ancient man will carry an important function. This work is an investigation to understand Bedizzaman's moral formation and his ethical thoughts in the framework of the 'perfect man'. The starting point of this effort is his booklet of Ayet'l-Kbra (the Greatest Sign). Key Words: Ethics, perfect man, sufi
Dipnotlar 1. Mertebe, basamak, menzil, makam gibi szckler, sufilerin, Kur'an'dan yola karak tedvin ettikleri bir literatrn kelimeleridir. Fark- evvel tabir edilen sre, insann yeryznden Allah'a doru ycelmesidir. Bu ycelmede her uraa, yani mertebeye, eitli basamaklardan klr. Mertebelerin birkandan sonra bir makama gelinir. Makam, sufinin manevi seyrinde brnd ahvalde bir sre ikamet ettii yere denir. Allah'a ycelen sufi, bu miracn meyvelerini insanlara iletmek zere, yeniden varla dner. Bu srada, yani inme esnasnda uranlan yere menzil denir. Menzil szcnn anlamn bn Arabi, 'Allah'n insana doru indii, insann Allah'a indii yer' olarak belirtir. 2. XIII. Yzyln byk bilgin ve sufilerinden olan Necmeddin-i Kbra, Sa'dddin Hamuya gibi tasavvuf irfannn nemli isimlerinin derslerine devam etmi ve tasavvufa ilikin son derece deerli eserler kaleme alm bulunan Azizddin Nesefi, nsan- Kamil adl eserinde (Trkeye eviren: A.Avni Konuk, Gelenek Yaynlar, Tasavvuf Klasikleri Dizisi 4. Haziran 2004, stanbul, s. 69-70) 'insan- kamil'i yle tarif eder: 'nsan- kamil, eriat, tarikat ve hakikatte eksiksiz olandr. Onun iin drt ey kemal dzeyindedir: yi szler, gzel eylemler, gzel ahlak ve marifet. Seyr-i slukta, balangta, tm salikler ortalama bir yerdedir. Salikin amac, bu drt nitelikte olgunlamak, kemale ermektir. ou kimseler, bu yola girmi ama amacna ulaamamtr. nsan- kamilin eitli adlar vardr. eyh, piva, hadi, mehdi, bilgin, olgun, tamamlayc, imam, halife, kutup ve 'zamann sahibi' bunlar arasndadr. Ona, cihann kadehi ve byk iksir de derler. sa (as) derler, O'nun gibi lye can verir, onu manen diriltir; Hzr (as) derler, O'nun gibi, sonsuzluk suyunu imi, ebediyyetin srrna ermitir, Sleyman (as) derler, pek ok dile vakftr, kularn dilini bilir. nsan- kamil, alemde srekli olarak vardr ve birden ok deildir. Tm varlklar, byk bir ahstr ve insan- kamil de onun kalbidir. Varlklar, kalpsiz olmaz. Byle olunca, insan- kamil, alemde, birden ok bulunmaz. Arifler oktur, ama alemin kalbi olan zat, birden fazla deildir. Dier ariflerin mertebeleri farkldr, her biri bir dzeydedir. Ne zaman ki, alemin biricii bu dnyadan g eder, bir bakas, onun mertebesine eriir ve yerine oturur ki, alem kalpsiz kalmasn. yi bil ki, alem, hokkaya benzer ve varlklarn fertleriyle doludur. Bu mevcudattan hibir eyin ve hibir kimsenin kendinden ve bu hokkadan haberi yoktur. Sadece insan- kamil, kendinin ve hokkann farkndadr. Mlk, melekut ve ceberrutta hibir ey ona rtl kalmaz. eylerin hikmetini grr. nsan, kainatn zdr, zetidir ve varlk aacnn meyvesidir. nsan- kamil ise, insann meyvesi ve zdr. Varlklar, suret ve mana itibariyle insan- kamile grnrler. nsan- kamil, ayn zamanda alemi dzenlemekten, insanlar arasnda doruluun gereklemesinden, irkin, fena ve yanl ilke, kural, yasa ve eylemlerin ortadan kaldrlmasndan, insanlarn Hakka arlmasndan; Allah'n byklk, ycelik ve birliini insanlara bildirmekten, ahireti vmekten ve zendirmekten, ahiretin sonsuzluunu ve daimliini haber vermekten, dnyay yermekten, dnyann deikenlik ve geiciliini zemmekten, fakrn, insanlarn gnlne ho grnmesini salamaktan, insanlar zenginlik ve ehvetten kanmaya yneltmekten, cehennemin irkinliini ve iddetini duyurmaktan daha gzel bir eylem sahibi deildir. Esasnda bu, nebilerin de arsdr. Yce Allah, Ra'd suresinde (13:7) yle buyurmutur: 'Sen, ancak bir uyarcsn ve her toplumun bir rehberi vardr.' eyh-i Ekber'e gre de, 'mkemmel saylarn ilk olan 6, her eyden nce insan- kamil'i sembolize eder. Ebced hesabnda 6'ya tekabl eden vav harfi, 'kn' emr-i ilahisinde (her ne kadar yazda gsterilmemekteyse de) kaf ve nun arasnda bulunmakta ve bu sebeple de, eyh-i Ekber tarafndan Hakk ve halk, ilahi ilke ve zuhuru arasndaki berzah olan 'Hakikat- Muhammediye'nin temsili kabul edilmelidir. Bu harfin, Arapa'da bala ilevi yklenmesi, yani bir taraftan birletirmeye, bir taraftan ayrmaya yaramas da, 'vav'n hakikatinin tezahrlerinden (ya da baka bir ifadeyle, vav sembolizminin dayanaklarndan) olmaktadr.' (Michel Chodkiewicz, Sahilsiz Bir Umman, Gelenek Yaynlarn. eviren: Atila Ataman, stanbul, Ekim 2003, 2. bsk. s. 127.) nsan- Kamil'e ilikin, Prof. Dr. Mahmut Erol Kl'n, 'Sufi ve iir' (nsan Yaynlar, rfan ve Tasavvuf Dizisi: 53, stanbul, Mays 2004. 2. bsk., s. 176.) adl kitabnda geen bir beyann da aktarmamz, konuyu btnlemesi asndan yerinde olacaktr: 'nsan- kamil-i hakiki veya Adem-i hakiki denilen bu premordial insan, Tanr'nn kendisine ayna olarak ald varlk oldu. (...) 'Ben ona kendi ruhumdan fledim' Kur'an ayeti ile hem bir Tevrat ayeti hem de bir Hz. Muhammed hadisi olan, 'Allah,

Adem'i, kendi sureti zere yaratt' szn yanyana koyduumuz zaman baz ifreler zlyor gibi olmaz m sizce? Sufiler, daha Hz. Adem fiziki olarak yeryznde yaratlmadan evvel varolan bu hakikati, bir tr logos ile aklarlar ki, bunun ad, Hakikat-i Muhammediye mertebesidir.' 3. Arifler, manevi gezilerinde (seyr), Hz. Peygamber'in yaad mirac model olarak alrlar. Mira, bu bakmdan tasavvufi gelenekte merkezi bir yer igal eder. Esasnda, arifler, mirac, 'insann kendi ruhunda yapt gezi' olarak tanmlarlar. Bu, dikey bir yolculuktur, tpk mira gibi, ama, insann ruhunda bir yerden bir yere yaplmaktadr. Nesefi'nin nsan- Kamil'inde bu hususta unlar kaytldr: (Nesefi, age. Sh.73-74) 'Sluk, seyrden ibarettir. Allah iin seyr, Allah'a seyr ve Allah'ta seyr dzeyleri bulunur. Allah iin seyrin ve Allah'a doru seyrin sonu vardr ama, Allah'ta seyr, sonsuzdur. Allah iin ve Allah'a doru yaplan seyrde, salik, kendi varlndan geer, Allah'n varlyla var olur. Ve Allah ile diri, gren, konuan ve iiten hale gelir. Gerekte salik, varl olmad halde, var olduunu sanan kiidir. Varln tmyle Hakk'tan bildii ve grd anda, Allah iin seyri tamamlanr. Bu, Allah'ta seyrin de balangcdr. Salik, bu gezide ylesine ilerler ki, eylerin zn grmeye balar. Bu tahkik bilgisidir. Varlklarn Allah'a nisbeti, aacn mertebelerinden her bir mertebenin ekirdee olan nisbeti gibidir. Tasavvuf ehli der ki, senden Allah'a kadar olan yol, arz tarikiyledir. nk varln fertlerinden her bir ferdin Allah'a nisbeti, bir kitabn harflerinden her bir harfin mrekkebe nisbeti gibidir. Ve bu makamdan demilerdir ki, varlk birden fazla deildir. O da, Allah'n varldr. O'nun varlndan baka bir vcudun olmas imkanszdr. 4. Arif'i, kendisine marifet ilmi balanm olan kimse olarak tanmlayabiliriz. Bedizzaman, Yirminci Mektub'un Mukaddime'sinde, marifete ilikin unlar syler: 'Kat'iyyen bil ki, hilkatin en yksek gayesi ve ftratn en yce neticesi, iman- billahtr. Ve insaniyetin en ali mertebesi ve beeriyetin en byk makam, iman- billah iindeki marifetullahtr. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatl nimeti, o marifetullah iindeki muhabbetullahtr. Ve ruh- beer iin en halis srur ve kalb-i insan iin en parlak sevin, o muhabbetullah iindeki lezzet-i ruhaniyedir.' (Nursi, age. 1. cilt. s. 448.) bn Arabi, ilmin irfandan stn olduunu syler. Bunun delili olarak da, Kur'an'da Allah'n, Kendisini Alim olarak ifade etmesini gsterir. Allah'n isim ve sfatlar arasnda Arif yoktur. O halde, der bn Arabi, ilim, hiyeraride, marifetin zerindedir. Sufi, arif, dervi, veli vb. kelimeler, bilge ya da aziz olarak da dnlebilir. 5. bn Arabi, erkeklerin ulaabildii tm manevi makamlara, kadnlarn da sahip olabileceini, sufi erkeklerin seyr-i slukunun aynsn kadnlarn da yaayabileceini belirtir ki, bunun en arpc rnei Rabiat'lAdeviyye'dir. 6. Haris el-Muhasibi, er-Riaye'siyle, kendisinden sonra gelen pek ok irfan ehlini etkilemi, nazari irfan birikimine ok katkda bulunmutur. Hicri 165'te Basra'da doan el-Muhasibi, adn, nefsini srekli murakabe altnda tutabilmesinden alr. Kelam, fkh ve hadis alannda da yetkin bir kiiliktir. 7. Bir armla, Martin Heidegger'in, 'varln almas'na da atfta bulunabiliriz. 8. Bedizzaman Said Nursi, Lem'alar adl eserinin Yirmi Sekizinci Lem'a'snda yle der: "Bir eyin olmasn murad ettii zaman, O'nun ii, sadece 'ol' demektir; o da oluverir.' (Yasin, 36/82 ayet-i kerimesinin iaretiyle, emr ile icad oluyor. Ve Kudret hazineleri, kaf ve nun'dadr. (...) Zat- Zlcelal olan Sahib-i Ar- Azam'n, manevi bir merkez-i alem ve kalb ve kble-i kainat hkmnde olan kre-i arzdaki mahlukatn tedbirine medar drt ar- ilahisi var: Biri, hfz ve hayat ardr ki, topraktr. sm-i Hafiz'in ve Muhyi'nin mazhardr. kinci ar, fazl ve rahmet ardr ki, su unsurudur. ncs, ilim ve hikmet ardr ki, unsur- nurdur. Drdncs, emir ve iradenin ardr ki, unsur- havadr." 9. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 898-931. 10. Manzar szc de Risale-i Nur'da ska geen stlahlardandr. oulu menazrdr. Menazr- Sermediye sz grubuna Risalelerde ok rastlarz. Manzar, "nzr" kknden gelir. Nazar, baktr. Chittick (age, s. 305) Manzar teriminin szlk anlamnn, 'iinde bir eye baklan yer' veya 'grnt yeri' olduunu syler. bn Arabi'nin eitli eserlerinde de geen, menazr- ula'ya ilikin Chittick unlar kaydeder: 'Ula, yce anlamnda 'ala'nn ouludur. Buna gre, menazr- ula, 'en yksek grnt yerleri' demektir. Kozmolojide teknik bir terim olarak, 'en yksek' (veya daha yksek ve yce), 'en alak' (veya daha alak) olann kartdr; 'en yce', dnya, melekler ve ruhlarn meskun bulunduu grnmez alandr. 'En alak dnya' ise, cismani varlklarla meskun bulunan, grnen alandr. Buna gre, 'en alak grnt yerleri' (el-manazru's-sufla) bizim gz veya bakmzla (basar) algladmz eyler olduu halde, 'en yksek grnt yerleri' derin gr (basiret), kef ve zevk gibi adlar verilen batni, ruhu yetilerle algladmz eyler olmaktadr. nsann grnmez ve daha yce olan eyleri alglama 'organ', kalptir. bn Arabi, u hadis-i kutsiyi sk sk tekrarlar: 'Beni, ne arz ne ar kuatr, Beni ancak mmin kulumun kalbi kuatr.' bn Arabi, manzar ya da 'grnt yeri' formunu, iki boyutta kullanr: Bunlardan birisi, grlen gereklik (manzur) dieri ise, bunun grld dzey'dir (mertebe). Grntnn nihai nesnesi, bizzat Allah'tr. Ama, Allah, bizatihi asla grlemez ve tanmlanamazdr. O, bilinmez olan Zat'nda deil, fakat zuhuru veya tecellisinde grlr. Ve bu da grntnn ortaya kt yer (mahal) olan bir ekil iinde olur. Bu ekle, 'hayali suret' (suret-i hayaliyye veya suret-i misaliyye), 'grme yeri' (mehed), 'tezahr yeri' (mazhar), 'kendini ama yeri' (mecla veya mtecella fih), 'ruhanilik' vs. gibi eitli adlar verilebilir. Bu terimlerden her birinin zel bir farkll vardr. Ve kendi balamnda tartlmay gerektirir.' 11. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 898.

12. bn Arabi hazretlerinin Kitabu Menzili'l-Menazil adl eseri, menzillerin menzilini konu edinen, konuyla ilgili temel kaynaklardan biridir. Et-Tenezzlat- Mevsliyye'de de bu konuya ilikin yorumlar buluruz. bn Arabi stlahatnn baka pek ok unsuru iin de geerli olduu gibi, menzil (lafz olarak, 'inilen mekan') kelimesini balama gre, deien birok farkl manada kullanmaktadr. Kelime, sadece 'durak' manasna gelebilir, nitekim eyh-i Ekber, hicri 597'de Merake ve Sale arasndaki cisil'de konaklad srada, 'kurbet makam'na vasl olmasndan bahsederken kelimeyi bu manada kullanmtr. Menzil, Cennetin derecelerini veya lahi tezahrn -Ftuhat'n 198. babnda, alfabenin yirmi sekiz harf ve yirmi sekiz lahi simle balantl olarak anlatlan- mertebelerini de ifade edebilir. Ama esas itibariyle, menzil, 'Allah'n kula indii, kulun Allah'a gittii yer' olarak anlalmaldr. (Geni bilgi iin bkz, Chodkiewcz, a.g.e., s. 83-101) 13. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 914. 14. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 918. 15. On dokuz saysna, rakamlarn metafiziksel anlamlar itibariyle bakmamz gerekir. Bunun Kur'an'la ilikisi olduu gibi, yine O'ndan hareketle, manevi idrak dzeylerinden bir 'makam'n, on dokuz mertebe ierdii de dnlebilir. 16. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 1116-1148. 17. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 1126. 18. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 1126. 19. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 1130. 20. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 1143. 21. Bu kez, 'Dokuz' basamak anlatlmtr. Bu rakamn da manevi bir atfa sahip olduunu belirtmemiz yerinde olacaktr. 22. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 1146. 23. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 740. 24. Nursi, a.g.e., 1. cilt, s. 597. 25. Nursi, arat'l-'caz, s. 167.

"Risale-i Nurda Ahlk" Mevzuuna Ksa Bir Bak


A Short Outlook to the Issue of 'Ethics in Risale-i Nur' Mustafa NUTKU
Prof. Dr.

Cemiyetlerin madd ve manev kalknmas, asyii, huzuru ve refah, fertlerinin ahlak yapsyla yakndan ilgilidir. Gazete havadisleri veya bizzat karlalan hadiseler vesilesi ile, cemiyetteki baz insanlarn ahlk zaaflarndan sadece "dert yanmakla" kalnr ve gerei yaplmazsa, ikayet sebepleri ortadan kalkmaz ve ikayetler devam edip gider. "Krk gn karanlktan ikayet etmektense, bir gn bir mum yakmak daha hayrldr." nsanlarn ferd ve itima meselelerinin odak noktasnda bulunan ahlk, ok geni ve ok mhim bir mevzudur. nsanlara ahlk olarak neyi, niin ve nasl telkin etmek gerektii, ferd ve itima hastalklar nlemek ve gidermek iin iyi bilinmeli ve iyi yaplmaldr. nsanlarn madd hastalklar iin nasl mtehasss hekimlere mracaat ediliyorsa, manev hastalklar iin de, bu sahada ulalabilecek en iyi mtehasss aratrlmal; onun tehis ve tedavi usulleri dikkate alnmaldr. Beeriyetin en yksek temsilcisi olan Peygamberimiz (a.s.m.), ahlk hususunda da en nde gelen rehberimizdir. "Ben ancak gzel ahlk tamamlamak iin gnderildim", "slm gzel ahlktan ibarettir" gibi hadis-i erifleriyle ahlkn mahiyetine ve ehemmiyetine dikkatimizi eken Resululllah'n (a.s.m.) ahlknn nasl olduu sorulduunda Aie

validemiz; "Onun ahlk Kur'an ahlkyd" eklinde ksa ve tatminkr bir cevab vermeyi kafi grmtr. Bedizzaman da, "Yaayan Kur'an" olan Peygamberimizi (a.s.m.) anlayabilmemiz iin, onu "Rabbimizi bize tarif eden byk kll muarriften biri" olarak tantmaa alt Risale-i Nur eserlerinde, ayn zamanda bize en mhim ahlk derslerini de vermi olmaktadr. Ahlk eitli bak alarndan ele alan ok sayda kitap vardr. Ahlkn temeli semav dinler ve onlar arasnda da asliyetini bozulmadan muhafaza etmi olan slm dinidir. nsan kinatn misal-i musaar (kinatn kltlm bir misali), eref-i mahlukt ve arzn halifesi olarak yaratan Allah (c.c.) elbette uymas iin ona yapmas ve yapmamas icap edenleri de bildirmitir ki, bunlar da yetler ve hadisler bata olmak zere slm kaynaklarda mevcuttur. Bu sebeple, ahlk mevzuundaki slm d eitli felsef grlerde boulmamal; slm ahlk zerinde durulmal; slm ahlknn bilhassa Peygamberimizin (a.s.m.) rnekliiyle lyk ile tantlmas yolunda mesai sarf edilmelidir. Bedizzaman Said Nursi, yet ve hadislerden szlm manlar halinde slm ahlk ile ilgili olarak eserlerinde geni olarak bahsetmitir. Bunlardan, ksaca ve zet olarak misal verebileceimiz baz mevzular unlardr: 1- Gzel eylerimiz gayrimslimler eline getii gibi, Bat lkelerinin bize gzel grnen baz ahlk hususiyetleri de semav dinlerden ve bilhassa slm dininden alnmtr. Sanki slm'n yksek ahlknn bir ksm slm lkelerinde reva bulmadndan darlp onlara gitmi ve onlarn bir ksm ahlkszlklar da, kendileri iinde ok reva bulmadndan, slm lkelerinin ahlk deerler pazarna getirilmitir. 2- Bir lkenin ilerleyebilmesinde en salam esaslardan biri olan; "Ben lsem milletim sa olsun. nk milletimin iinde bir hayat- bakiyem var." dncesi, aslnda din-i Hak'dan ve iman hakikatlerinden kar; onun asl kayna slm imandr. Buna tamamen zt olan, "Benden sonra tufan" kt seciyesiyle yaayan bir adam; "Ben susuzluktan lsem, hi yamur bir daha dnyaya gelmesin. Eer ben saadet grmesem, dnya istedii kadar bozulsun." diyebilir ki, hireti bilmemekten ve dinsizlikten kan bu szler, insan cemiyetleri iin manev bir zehir gibidir ve cemiyetlerin iine dt zaaf ve sefaletin de balca sebebidir. nk, herkesin millet menfaatini dnmeyip, ahs menfaatini dnmesi halinde, bin adam bir adam hkmne der. Ruhuyla, canyla, fikriyle ve vicdanyla; "Biz lsek hakikat dini slmiyet hayattadr, milletim sa olsun; sevab- uhrev bana kafidir. Milletimin hayatndaki manev hayatm beni yaattrr, lem-i ulvde beni mtelezziz eder." diyebilenlerin tekil ettikleri insan cemiyetlerinin yksek zellikleri ve bunlarn semereleri, tarihin ahadetiyle de sabittir. Bu yksek haslet, aslnda hakik dindarln, slm dininin muktezasdr ve cemiyetimizin madd ve manev bir ok hastalklarna kar bir deva hkmndedir. Bunun gibi, ahlkn esas olan ahlk- slmiye'yi lyk vechile, mantk, ilm, delilleriyle tantmak, hem fertlerin hem de onlarn tekil ettikleri cemiyetlerin ve btn kre-i arzn sulhu, sknu, huzuru, refah ve saadeti iin byk bir ihtiyatr. 3- Bedizzaman, Peygamberimizin (a.s.m.) genliinden itibaren tad "Muhammed'lEmn" sfatna da dikkati ekerek, insan ahlknn inasnda her eyden nce ve ona lazm olan "doruluk" zerinde srarla durur ve kll bir hakikatin, czleri ile mnasebetini gstererek gerekelerini aklar. Doruluun, niin itima hayatmzn esas olduunu, kfrn btn eitleriyle yalan; imann ise doruluk olduunu, bu srra binaen doruluk ve yalanclk arasnda hadsiz bir mesafe olduunu, ark ve garp kadar birbirinden uzak olmas icap ettiini, nr ve nur gibi birbirine girmemesi lazm geldiini, doruluu iimizde

ihya edip onunla manev hastalklarmz tedavi etmemizin zaruri olduunu, zihinlere kabul ettirecek bir mana genilii ile beyan eder. 4- Bedizzaman'n insanlarn ahlk eitimi mevzuunda yaplacak almalar iin zerinde ehemmiyetle durup dikkat ektii dier mhim bir mevzu, fertlerde hiret akdesinin tesisine ve kuvvetlenmesine almaktr. Ahiret akidesinin ruh faydalarnn ve itima hayattaki mspet neticelerinin pek ok olduundan bahsederek buna dair misaller verir ve insan hayatnn, itima hayatnn, saadetinin ve kemalinin esasn ahiret akidesinin tekil ettiini belirtir. Bedizzaman, bu mhim mevzuu Kur'an- Kerim'in te birini tekil eden hair meselesi ile ilgili ayetlerden ve hadislerden szlm manalar halinde akl, mantk deliller gstererek gerekeleriyle geni bir ekilde aklar. Bu aklamalarnda insan cemiyetlerindeki genlerin, ocuklarn, ihtiyarlarn ve insan cemiyetlerinin en kk birimi olan ailenin ahiret inanc ynnden durumlarn ayr ayr ele alr ve tahlil eder. Onun bu tahlillerini zetlersek: a) tima hayatta dinamik unsur olan genlerin iddetli galeyana gelebilen hislerini, ifratkr nefis ve arzularn, tecavzlerden, zulmlerden, tahribattan koruyan ve itima hayatn iyi cereyann temin eden yalnz Cehennem fikri olabilir. Cehennem endiesi olmazsa, "el-hkm li'l-galip" kaidesiyle, sarho delikanllar, hevesleri peinde zayflara dnyay cehenneme evirebilirler ve yksek insaniyeti gayet sfl bir hayvaniyete dntrebilirler. b) ocuklar, gayet mukavemetsiz olan ruh mizalarnda, ancak Cennet fikriyle bir mit bulup, etraflarnda kendileri gibi ocuklarn ve byklerin lmleri karsnda tahamml gsterebilirler. c) htiyarlar, lm ve yok olmak fikrinden gelen dehetli yeise kar, ancak dnyadaki lmlerinden sonra, hirette bki hayata kavumak midiyle mukabele edebilirler. d) Aile hayatnn saadeti, hakik hrmet ve samim merhamete dayanr. Dnya hayatnda evlilikle ksack bir beraberlikten sonra ebed bir ayrla urayan arkadalk, esassz, muvakkat, hayvan gibi bir cins rikkat, sun' bir hrmet ve merhamet verebilir. Hayvanlarda olduu gibi, baka menfaatler ve dier galip hisler, o hrmet ve merhameti malp edip, o dnya cennetini cehenneme evirebilir. zetle verilen bu misallerde grld gibi, hiret akidesinin neticeleri insanlardan knca, aslnda ok yksek ve mhim olan insaniyetin mahiyeti murdar bir ceset hkmne dnebildiinden, Bedizzaman ahlk mevzuunda cemiyet zerinde messir olmaya allrken, insann ferd ve itimai hayatnn, saadetinin, kemlinin esasn tekil eden hiret akidesini, hari, vicdanlarda ve uurlarda yerletirmeye almann nemine dikkati eker. 5- Bedizzaman, kinatta dindarlk ile dinsizliin Hz. dem (a.s.) zamanndan beri cereyan edip geldiini ve kyamete kadar devam edeceini belirterek, insanlar dindarlk saflarna davet eder. 6- Dinsizlie kar dindarln bu zamanda takip edebilecei en selmetli bir yol ve hareket tarznn, aynen ihtiyar bir annenin efkatle evldn tehlikeden kurtarmak iin ylmadan ve hi vazgemeden fedakrane didinmesi gibi, akllar tenvr ve kalpleri mutman etmek iin ylmadan feragatle ve efkatle yaplacak "nuran bir mdafaa" olabileceini syler.

7- Felsefe-i tabiiyenin karanlk fikirleriyle, medeniyetin ktlklerini iyilik zannederek insanlk lemini sefahate ve dallete sevk eden Avrupa'nn bozuk ksmnn tesiri altnda, btn dnyann ve bilhassa slm leminin ekser yerlerinde dinin, eitli tazyikler altnda tutulmakta veya ihmle uramakta olduuna dikkati eker. 8- Buna ramen, dindarlarn, zalim dmanlarna ve dinde alkaszlara kar her areye bavurarak haklarn mdafaa ve hkimiyetlerini idame ettirmek ve dinde alkaszl krmak iin, aynen zalimlerin tarznda, izaf adaletle iktifa, siyaset topuzuyla hareket ve menf bir ekilde madd ve manev tahripten kanmayarak boumaya atlmalarnn; ekici, fakat pek tehlikeli, grltl ve korkulu olup kazan ihtimli az, fakat zarar ihtimli pek fazla bir yol olduunu ve bundan saknlmas gerektiini belirtir. 9- Bu durumda, tam ve mutlak adlet dersiyle, itim hayatta emniyet, selmet, insaf, uhuvvet ve muhabbeti temin edip Kur'n ve nuran ispatlarla insanlar ikna ve irad etmek suretiyle, Hak yolunda tamirci ve msbet bir tarzda almay tavsiye eder. 10- "Vazifemiz hizmettir. Muvaffakiyet, muzafferiyet vazifemiz deildir. O, vazife-i lhiyedir. Vazife-i lhiyeye karmak haddimiz deil." diyerek her dindarln z olan ihlsla, Allah rzas iin, man hakikatlerine hizmet etmekte madd muvaffakiyeti esas tutmamak ve srf uhrev neticeye mteveccih olmak gerektii eklinde verdii ok mhim lyle hareket edilmesinin nemini srarla vurgular. 11- Anari ve terr, maalesef asrmzn gndemden dmeyen bir belas olmaya devam etmektedir. Anari ve terrn sebepleri, nlenmesi ve giderilmesiyle alkal ok mhim ferd ve itima ahlk reeteleri veren Bedizzaman'n, bu hususta mahkeme mdafaalarnda da tekrarlad mhim bir ahlk reetesi vardr: "Bu milletin ve bu vatann hayat- itimaiyesini anarilikten kurtarmak ve byk tehlikelerden hals etmek iin be esas lzmdr ve zarurdir: Birincisi: Merhamet kincisi: Hrmet ncs: Emniyet Drdncs: Haram helali bilip haramdan ekinmek Beincisi: Serserilii brakp itaat etmektir." Bedizzaman'n bu ahlk reetesinin her bir maddesinin ayr ayr ok iyi tahlil edilip anlamaya ve anlatlmaya, kabule ve kabul ettirilmeye, yaamaya ve yaatlmaya allmasnn, ferd ve itima ahlkmza katk ve faydas ok byk olabilir. 12- Asrmzdaki ahlk meselelerin bir ksmnn da, "ak" kelimesine yklenen baz yanl, sadece nefsan ve eksik manalarla ilgili olduu inkr edilemez. Bedizzaman, Risale-i Nur'da "iddetli muhabbet" dedii akn hakik olannn dersini de verir. Bu kelimeyi en byk gnahlardan zinann ve ona yakn gnahlarn klf veya eitli kitle iletiim vastalarnda reyting, yazl basn ve neriyatta da yksek tiraj ve rantiyecilikle madd menfaat iin istismar malzemesi olarak kullananlara mukabil o, akn hakiksini ve en yksek manda olann aklar. Akn, ncelikle ona en lyk ve hakik muk olan Allah'a

(c.c.) ve ondan sonra da Allah'n (c.c.) hesabna O'nun mahluktna ve mutlaka meru dairede olmas gerektiinden geni ekilde bahsederek, bunun aksinin tehlikelerine dikkat eker. efkatin, aktan da stn bir his olduunu ve mesleinin drt esasnn ilkini tekil ettiini belirtir. 13- Trkiye'deki Batllama hareketinin ilk dnemlerinde, z manev deerlerimizi hafife alp, bilim ve teknikte bizi gemi Avrupa ve Amerika lkelerine kar maraz bir aalk duygusunu hissedenler ve bunu iinde bulunduklar cemiyette, dehetli bir manev hastalk halinde bakalarna da bulatrmaya alanlar, maalesef olmutur. slmiyet hakikatleri, hem manen hem de maddeten terakkiye vesile olduu halde; "Din terakkiye manidir" teranesiyle yaplan hakikat tahriftyla, din inanlarna ballk gsteren Mslman halkmz hafife alnm, hor grlm ve yllarca tedirgin edilmitir. Maalesef halkmzdan bu tahrifata kaplanlar da olmu ve hakikat dini olan slm'dan koparak hem kendilerinin hem de onlar taklit ile aldananlarn ebed hayatlarn mahvetmilerdir. Temelleri ve kaynaklar bakmndan hakikatte yine slm'n mal olan fen ve sanat, tevhid nuruyla yourarak, Kur'an'n bahsettii tefekkr ve mana-y harf nazaryla, yani onun sanatkr ve ustas nam ile onlara bakmaya ve baktrmaya almak, ferd ve itima ahlkmzn ok mhim hedeflerinden biri olmaldr. O dehetli manev buhran devirlerinde yaam ve maneviyatlar, ebed hayatlar mahvolan o nesli grm olan Bedizzaman, ahlk problemimizin bu yn zerinde de fevkalade messir ve mkemmel yapc faaliyetleri gstermi; yz binlerce kiinin imanlarnn ve ebed hayatlarnn kurtulmasna vesile olmutur. Netice olarak, Risale-i Nur eserlerinde Kur'an ve hadislerden szlm manalar halinde en mhim hakikatleri anlaymza yaklatrmaya alp bizim istifademize sunarak -kendi tabiriyle- bu mevzuda "tercmanlk" yapan Bedizzaman'n, eserlerindeki iman ve dier hususlar yannda, yukarda ksa ve zet olarak vermeye altmz baz rneklerdeki gibi, insanla ders verdii ahlak prensipleri de anlamaya ve tatbike almak, asrmz insanlarnn ok mhim bir ihtiyacdr. z Cemiyetlerin madd ve manev kalknmas, asyii, huzuru ve refah, fertlerinin ahlak yapsyla yakndan ilgilidir. nsanlarn ferd ve itima meselelerinin odak noktasnda bulunan ahlak, ok geni ve ok mhim bir konudur. nsanlara ahlak olarak neyi, niin ve nasl telkin etmek gerektii, ferd ve itima hastalklar nlemek ve gidermek iin iyi bilinmeli ve iyi yaplmaldr. Bu almada Bedizzaman Said Nursi'nin, eserlerinde genie olarak bahsettii ahlak konusuyla ilgili grleri ksaca zetlenmektedir. Anahtar Kelimeler: Ahlak, asayi, huzur, refah Abstract The material and spiritual development, the security, peace and welfare of societies are closely related to the ethical features of their members.

Ethics is a very broad and important issues, which stands in the focal point of the personal and social affairs of the human being. What should be suggested, why and how as good ethics should be well-known and properly conducted in order to prohibit and remove the individual and social diseases. This work summarizes Bedizzaman Said Nursi's views on ethics shortly, which is a broad subject in his works. Key Words: Ethics, security, peace, welfare

Risale-i Nur'da "Ahlak"


"Ethics" in Risale-i Nur "Gaye-i insaniyet ve vazife-i beeriyet, ahlk- lhiye ile ve secy-i hasene ile tahallk etmek[tir]" Bedizzaman Said NURS

Srat- mstakim ecaat, iffet, hikmetin mezcinden ve hlasasndan hasl olan adl ve adalete iarettir. yle ki: Tagayyr, inklap ve felaketlere maruz ve muhta u insan bedeninde iskan edilen ruhun yaayabilmesi iin kuvvet ihdas edilmitir. Bu kuvvetlerin, birincisi, menfaatleri celp ve cezb iin kuvve-i eheviye-i behimiye, ikincisi, zararl eyleri def iin kuvve-i sebuiye-i gadabiye, ncs, nef ve zarar, iyi ve kty birbirinden temyiz iin kuvve-i akliye-i melekiyedir. Lakin, insandaki bu kuvvetlere eriata bir had ve bir nihayet tayin edilmise de, ftraten tayin edilmemi olduundan, bu kuvvetlerin herbirisi, tefrit, vasat, ifrat namyla mertebeye ayrlrlar. Mesela, kuvve-i eheviyenin tefrit mertebesi humuddur ki, ne helale ve ne de harama ehveti, itihas yoktur. frat mertebesi fcurdur ki, namuslar ve rzlar payimal etmek itihasnda olur. Vasat mertebesi ise iffettir ki, helaline ehveti var, harama yoktur. htar: Kuvve-i eheviyenin yemek, imek, uyumak ve konumak gibi fruatnda da bu mertebe mevcuttur. Ve keza, kuvve-i gadabiyenin tefrit mertebesi, cebanettir ki korkulmayan eylerden bile korkar. frat mertebesi tehevvrdr ki, ne maddi ve ne manevi hibir eyden korkmaz. Btn istibdadlar, tahakkmler, zulmler bu mertebenin mahsuldr. Vasat mertebesi ise ecaattir ki, hukuk-u diniye ve dnyeviyesi iin cann feda eder, meru olmayan eylere karmaz. htar: Bu kuvve-i gadabiyenin fruatnda da u mertebenin yeri vardr.

Ve keza, kuvve-i akliyenin tefrit mertebesi gabavettir ki, hibir eyden haberi olmaz. frat mertebesi cerbezedir ki, hakk batl, batl hak suretinde gsterecek kadar aldatc bir zekaya malik olur. Vasat mertebesi ise hikmettir ki, hakk hak bilir, imtisal eder; batl batl bilir, itinap eder.

htar: Bu kuvvetin u mertebeye inksam gibi, fruat da o mertebeyi havidir. Mesela, halk- efal meselesinde Cebr mezhebi ifrattr ki, btn btn insan mahrum eder. tizal mezhebi de tefrittir ki, tesiri insana verir. Ehl-i Snnet mezhebi vasattr. nk bu mezhep, beyne-beynedir ki, o fiillerin bidayetini irade-i cziyeye, nihayetini irade-i klliyeye veriyor. Ve keza, itikadda da tatil ifrattr, tebih tefrittir, tevhid vasattr. Hlasa: u dokuz mertebenin alts zulmdr, adl ve adalettir. Srat- mstakimden murad, u mertebedir. rtl-cz, 29-30. Yedinci Nkte Snnet-i Seniyye edeptir. Hibir meselesi yoktur ki, altnda bir nur, bir edep bulunmasn. Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ferman etmi: bana edebi gzel bir surette ihsan etmi, edeplendirmi. Yani, Rabbim

Evet, siyer-i Nebeviyeye dikkat eden ve Snnet-i Seniyyeyi bilen, katiyen anlar ki, edebin envn, Cenb- Hak, Habibinde cem etmitir. Onun Snnet-i Seniyyesini terk eden, edebi terk eder. edepsizlie der. kaidesine msadak olur, hasretli bir

Sual: Hereyi bilen ve gren ve hibir ey Ondan gizlenemeyen Allml-Guyba kar edep nasl olur? Sebeb-i haclet olan hletler Ondan gizlenemez. Edebin bir nevi tesettrdr, mucib-i istikrah hlt setretmektir. Allml-Guyba kar tesettr olamaz. Elcevap: Evvel, Sni-i Zlcell nasl ki keml-i ehemmiyetle sanatn gzel gstermek istiyor ve mstekreh eyleri perdeler altna alyor ve nimetlerine, o nimetleri sslendirmek cihetiyle nazar- dikkati celb ediyor. yle de, mahlkatn ve ibdn sair zuurlara gzel gstermek istiyor. irkin vaziyetlerde grnmeleri, Ceml ve Mzeyyin ve Ltf ve Hakm gibi isimlerine kar bir nevi isyan ve hilf- edep oluyor. te, Snnet-i Seniyyedeki edep, o Sni-i Zlcellin esmlarnn hudutlar iinde bir mahz- edep vaziyetini taknmaktr. Saniyen: Nasl ki bir tabip, doktorluk noktasnda, bir nmahremin en nmahrem uzvuna bakar ve zaruret olduu vakit ona gsterilir, hilf- edep denilmez. Belki, edeb-i tp yle iktiza eder denilir. Fakat o tabip, recliyet nvanyla yahut viz ismiyle yahut hoca sfatyla o nmahremlere bakamaz, ona gsterilmesini edep fetv veremez. Ve o cihette ona gstermek hayszlktr. yle de, Sni-i Zlcellin ok esms var; herbir ismin ayr bir cilvesi var. Mesel, Gaffr ismi gnahlarn vcudunu ve Settr ismi kusrtn bulunmasn iktiza ettikleri gibi, Ceml ismi de irkinlii grmek istemez. Ltf, Kerm, Hakm, Rahm gibi esm-i cemliye ve kemliye, mevcudatn gzel bir surette ve mmkn vaziyetlerin en iyisinde bulunmalarn iktiza ederler. Ve o esm-i cemliye ve

kemliye ise, melike ve ruhan ve cin ve insin nazarnda gzelliklerini, mevcudatn gzel vaziyetleriyle ve hsn- edepleriyle gstermek isterler. te, Snnet-i Seniyyedeki db, bu ulv dbn iaretidir ve dsturlardr ve numuneleridir. Lemalar, 106. On Birinci Nkte Birinci Mesele: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmn Snnet-i Seniyyesinin menba tr: akvli, efli, ahvlidir. Bu ksm dahi ksmdr: Feriz, nevfil, dt- hasenesidir. Farz ve vcip ksmnda ittiba mecburiyet var; terkinde azap ve ikab vardr. Herkes ona ittiba mkelleftir. Nevfil ksmnda, emr-i istihbb ile, yine ehl-i iman mkelleftir; fakat terkinde azap ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibnda azm sevaplar var. Ve tayir ve tebdili bida ve dallettir ve byk hatadr. dt- seniyyesi ve harekt- mstahsenesi ise, hikmeten, maslahaten, hayat- ahsiye ve neviye ve itimaiye itibaryla onu taklit ve ittib etmek gayet mstahsendir. nk herbir hareket-i diyesinde ok menfaat-i hayatiye bulunduu gibi, mtbaat etmekle, o db ve detler ibadet hkmne geer. Evet, madem dost ve dmann ittifakyla, zt- Ahmediye (a.s.m.) mehsin-i ahlkn en yksek mertebelerine mazhardr. Ve madem bilittifak nev-i beer iinde en mehur ve mmtaz bir ahsiyettir. Ve madem, binler muciztn delletiyle ve tekil ettii lem-i slmiyetin ve kemltnn ehadetiyle ve mbelli ve tercman olduu Kurn- Hakmin hakaikinin tasdikiyle, en mkemmel bir insan- kmil ve bir mrid-i ekmeldir. Ve madem semere-i ittibyla milyonlar ehl-i kemal, mertib-i kemltta terakki edip saadet-i dreyne vsl olmulardr. Elbette o ztn snneti, harekt, iktid edilecek en gzel numunelerdir ve takip edilecek en salam rehberlerdir ve dstur ittihaz edilecek en muhkem kanunlardr. Bahtiyar odur ki, bu ittib- Snnette hissesi ziyade ola. Snnete ittib etmeyen, tembellik ederse hasret-i azme, ehemmiyetsiz grrse cinayet-i azme, tekzibini imam eden tenkit ise dallet-i azmedir. kinci Mesele: Cenb- Hak Kurn- Hakmde ferman eder. Rivyt- sahiha ile Hazret-i Aie-i Sddka (r.a.) gibi Sahabe-i Gzin, Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm tarif ettikleri zaman, diye tarif ediyorlard. Yani, Kurnn beyan ettii mehsin-i ahlkn misali, Muhammed Aleyhissalt Vesselmdr. Ve o mehsini en ziyade imtisal eden ve ftraten o mehsin stnde yaratlan odur. te byle bir ztn efal, ahval, akval ve harektnn herbirisi nev-i beere birer model hkmne gemeye lyk iken, ona iman eden ve mmetinden olan gafillerin (Snnetine ehemmiyet vermeyen veyahut tayir etmek isteyen) ne kadar bedbaht olduunu divaneler de anlar. nc Mesele: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm hilkaten en mutedil bir vaziyette ve en mkemmel bir surette halk edildiinden, harekt ve sekent itidal ve istikamet

zerine gitmitir. Siyer-i Seniyyesi kat bir surette gsterir ki, her hareketinde istikamet ve itidal zere gitmi, ifrat ve tefritten itinap etmitir. Evet, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm emrini tamamyla imtisal ettii iin, btn efal ve akval ve ahvlinde istikamet, kat bir surette grnyor. Mesel kuvve-i akliyenin fesat ve zulmeti hkmndeki ifrat ve tefriti olan gabvet ve cerbezeden mberr olarak, hadd-i vasat ve medar- istikamet olan hikmet noktasnda kuvve-i akliyesi daima hareket ettii gibi; kuvve-i gadabiyenin fesad ve ifrat ve tefriti olan korkaklk ve tehevvrden mnezzeh olarak, kuvve-i gadabiyenin medar- istikameti ve hadd-i vasat olan ecaat-i kudsiye ile kuvve-i gadabiyesi hareket etmekle beraber; kuvve-i eheviyenin fesad ve ifrat ve tefriti olan humud ve fcurdan musaff olarak, o kuvvenin medar- istikameti olan iffette, kuvve-i eheviyesi daima iffeti, zam msumiyet derecesinde rehber ittihaz etmitir. Ve hkez, btn snen-i seniyyesinde, ahvl-i ftriyesinde ve ahkm- eriyesinde hadd-i istikameti ihtiyar edip, zulm ve zulmat olan ifrat ve tefritten, israf ve tebzirden itinap etmitir. Hatt tekellmnde ve ekl ve rbnde iktisad rehber ve israftan katiyen itinap etmitir. Bu hakikatin tafsiltna dair binlerce cilt kitap telif edilmitir. srrnca, bu denizden bu katre ile iktif edip, kssay ksa keseriz. Lemalar, 109, 110. Eer biz ahlk- slmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemaltn eflimizle izhar etsek, sair dinlerin tbileri elbette cemaatlerle slmiyete girecekler. Belki, kre-i arzn baz ktalar ve devletleri de slmiyete dehalet edecekler. Emirda Lahikas, 369. Biz gryoruz ki: Dinsizlerin veya sahih bir dini olmayanlarn ahvalleri muaddele ve munazzemedirler. Elcevap: O adalet ve intizam, ehl-i dinin ikazat ve iradatyladr. Ve o adalet ve faziletin esaslar, enbiyann tesisleriyledir. Demek enbiya, esas ve maddeyi vaz etmilerdir. Onlar da o esas ve fazileti tutup, onda ilediklerini ilediler. Bundan baka nizam ve saadetleri, muvakkattr. Bir cihetten kaime ve mstakime ise, ok cihattan mile ve mnhaniyedir. Yani, ne kadar sureten ve maddeten ve lfzan ve maen muntazamadr; fakat sreten ve mneviyaten ve mnen faside ve muhtelledir. Ey birader! te sra nc cihete geldi. yi tefekkr et. yle: Ahlktaki ifrat ve tefrit ise, istidadat ifsad ediyor. Ve u ifsad ise, abesiyeti inta eder. Ve u abesiyet ise, kinatn en kk ve en ehemmiyetsiz eylerinde mesalih ve hikemin riayetiyle lemde hkmfermal bedih olan hikmet-i lhiyeye mnakzdr. Vehim ve tenbih: Meleke-i mrifet-i hukuk dedikleri her fenaln maddeten zararn ihsas ede ede ve efkr- umumiyeyi ikaz etmekle hsl olan meleke-i riayet-i hukuk dedikleri emri, eriat lhiyeye bedel olarak dinsizlerin tasavvuru ve eriatten istinalar bir tevehhm- btldr. Zira dnya ihtiyarland. yle bireyin mukaddemat da zahir olmad. Bilkis,

mehasinin terakkisiyle beraber mesv dahi terakki edip daha dehetli ve aldatc bir ekle giriyor. Evet, nasl ki nevmis-i hikmet, destir-i hkmetten mstani deildir. yle de, vicdana hkim olan kavanin-i eriat ve fazilete eedd-i ihtiyala muhtatr. te, yle mevhume olan meleke-i tdil-i ahlk, kuv-y selseyi hikmet ve iffet ve ecaatta muhafaza etmesine kfi deildir. Binaenaleyh insan bizzarure vicdan ve tabiatlara messir ve nafiz olan mizan- adalet-i lahiyeyi tutacak bir Nebiye muhtatr. Muhakemat, 125-126. te, imn- harnin yzer neticesinden birisi, hayat- itimiye-i insaniyeye taallk eder. Ve bu tek neticenin de yzer cihetinden ve faydalarndan mezkr drt delile, sirleri kyas edilse, anlalr ki, hakikat-i hariyenin tahakkuku ve vukuu, insaniyetin ulv hakikati ve kll hceti derecesinde katdir. Belki, insann midesindeki ihtiyacn vcudu, taamlarn vcuduna dellet ve ehdetinden daha zhirdir ve daha ziyde tahakkukunu bildirir. Ve eer, bu hakikat-i hariyenin neticeleri, insaniyetten ksa, o ok ehemmiyetli ve yksek ve hayattar olan insaniyet mahiyeti, murdar ve mikrop yuvas bir le hkmne sukut edeceini ispat eder. Beerin idare ve ahlk ve itimiyt ile ok alkadar olan itimiyyun ve siysiyyun ve ahlkiyyunun kulaklar nlasn. Gelsinler; bu boluu ne ile doldurabilirler? Ve bu derin yaralar ne ile tedvi edebilirler? Szler, 93. u cezre-i vsiada vah ve detlerine mutaassb ve inat muhtelif akvm, ne abuk dt ve ahlk- seyyie-i vahiynelerini defaten kal ve ref ederek btn ahlk- hasene ile tehiz edip btn leme muallim ve meden meme stad eyledi. Bak, deil zhir bir tasallut, belki akllar, ruhlar, kalbleri, nefisleri feth ve teshr ediyor. Mahbub-u kulb, muallim-i ukl, mrebb-i nfs, sultan- ervh oldu. Szler, 216. nsanlar, insana verilen cihazat- mneviyeyi, eer nefsin ve dnyann hesabyla istimal etse ve dnyada ebed kalacak gibi gafilne davransa, ahlk- rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur. Eer hafiflerini dnya umuruna ve iddetlilerini vezif-i uhreviyeye ve mneviyeye sarf etse, ahlk- hamdeye mene, hikmet ve hakikate muvafk olarak saadet-i dreyne medar olur. Mektubat, 37. Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmn Kurndan sonra en byk mucizesi kendi ztdr. Yani, onda itima etmi ahlk- liyedir ki, herbir haslette en yksek tabakada olduuna, dost ve dman ittifak ediyorlar. Hatt ecaat kahraman Hazret-i Ali, mkerreren diyordu: Harbin dehetlendii vakit, biz Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmn arkasna iltica edip tahassun ediyorduk. Ve hkez, btn ahlk- hamdede en yksek ve yetiilmeyecek bir dereceye mlikti. u mucize-i ekberi Allme-i Marib Kad yazn if-i erifine havale ediyoruz. Elhak, o zat, o mucize-i ahlk- hamdeyi pek gzel beyan edip ispat etmitir. Mektubat, 179.

Hem o mucizt- bhire sahibi olan vahdniyet delll ve saadet-i ebediye mjdecisi, kendi zt- mbarekinde yle ahlk- liye ve vazife-i risaletinde yle secy-y smiye ve tebli ettii eriat ve dininde yle hasil-i galiye vardr ki, en edit dman dahi onu tasdik ediyor, inkra mecal bulamyor. Madem ztnda ve vazifesinde ve dininde en yksek ve gzel ahlklar ve en ulv ve mkemmel seciyeleri ve en kymettar ve makbul hasletleri bulunuyor. Elbette o zat, mevcudattaki kemltn ve ahlk- liyenin misali ve mmessili ve timsali ve staddr. yleyse, ztnda ve vazifesinde ve dininde u kemlt ise, hakkaniyetine ve sdkna o kadar kuvvetli bir nokta-i istinaddr ki, hibir cihette sarslmaz. Mektubat, 190. Btn ihtillt ve fesadn asl madeni ve btn ahlk- rezilenin muharrik ve memba, tek iki kelimedir. Birinci kelime: Ben tok olsam, bakas alktan lse bana ne. kinci kelime: stirahatim iin zahmet ek; sen al, ben yiyeyim. Birinci kelimenin rkn kesecek tek bir devs var ki, o da vcub-u zekttr. kinci kelimenin devs hurmet-i ribdr. Adalet-i Kurniye lem kapsnda durup, ribya Yasaktr, girmeye hakkn yoktur der. Beer bu emri dinlemedi, byk bir sille yedi. Daha mthiini yemeden dinlemeli. Mektubat, 456. Gazeteler iki kyas- fsid cihetiyle ve haysiyet krc bir neriyat ile ahlk- Islmiyeyi sarstlar. Ve efkr- umumyeyi perian ettiler. Ben de gazetelerle, onlar reddeden makaleler nerettim. Dedim ki: Ey gazeteciler! Edipler edepl olmal, hem de edeb-i slmiye ile mteeddip olmal. Ve onlann szleri, kalb-i umum-i mterek-i milletten btarafane kmal. Ve matbuat nizamnamesini, vicdannzdaki hiss-i diyanet ve niyet-i hlisa tanzim etmeli. Halbuki, siz iki kys- fsidle, yni taray stanbula ve stanbulu Avrupaya kyas ederek efkr- umumiyeyi batakla drdnz. Ve ahs garazlar ve fikr-i intikam uyandrdnz. Zira; elif-b okumayan ocua felsefe-i tabiye dersi verilmez. Ve erkee tiyatrocu kar libs yakmaz: Ve Avrupann hissiyat, stanbulda tatbik olunmaz. Akvmn ihtilf, meknlarn ve aktrn tehlf, zamanlarn ve asrlarn ihtilf gibidir. Birisinin libas, tekinin endamna gelmez. Demek Fransz Byk htilli, bize tamamen hareket dsturu olamaz. Yanllk, tatbik-i nazariyat ve muktez-y hali dnmemekten kar. Divan- Harb-i rfi, 25-26. eriat da, yzde doksan dokuz ahlk, ibadet, hiret ve fazilete aittir. Yzde bir nispetinde siyasete mtealliktir; onu da ull-emirlerimiz dnsnler. Divan- Harb-i rfi, 28. Maatteessf, gzel eylerimiz gayr- mslimler eline getii gibi, gzel olan ahlklarmz da yine gayr- mslimler almlar. Gya bir ksm itima ahlk- liyemiz yanmzda

reva bulmadndan, bize darlp onlara gitmi. Ve onlarn bir ksm rezili, kendileri iinde ok reva bulmadndan cehaletimizin pazarna getirilmi. Mnazarat, 100. Btn zhayatlar hayatlarnn lisan- halleriyle Hlklarna takdim ettikleri mnev hediyelerini ve lisan- halle hamd ve krlerini, o zt- Vacibl-Vcuda biz de takdim ediyoruz ki, demi: Yani, rahmet-i lhiyeden midinizi kesmeyiniz. Hem hadsiz salt ve selm ol Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhissalt Vesselm zerine olsun ki, demi: Yani, Benim insanlara Cenab- Hak tarafndan bisetim ve gelmemim ehemmiyetli bir hikmeti, ahlk- haseneyi ve gzel hasletleri tekmil etmek ve beeri ahlkszlktan kurtarmaktr. Hutbe-i amiye, 25-26.

Kurn, slihat mutlak, mphem brakyor. nk ahlk ve faziletler, hsn ve hayr ou nisbdirler. Neviden neve getike deiir. Snftan snfa nzil olduka ayrlr. Mahalden mahalle tebdil-i mekn ettike bakalar. Cihet muhtelif olsa muhtelif olur. Fertten cemaate, ahstan millete ktka mhiyeti deiir. Mesel, cesaret, sehavet, erkekte gayret, hamiyet ve muavenete sebeptir. Kadnda, nuza, vakahate, zevc hakkna tecavze sebep olabilir. Mesel, zayfn kavye kar izzet-i nefsi, kavde tekebbr olur. Kavnin zayfa kar tevazuu, zayfta tezelll olur. Mesel, bir ull-emir, makamndaki ciddiyeti vakar, mahviyeti zillettir. Hnesinde ciddiyeti kibir, mahviyeti tevazudur. Mesel, tertib-i mukaddematta tefviz, tembelliktir. Terettb- neticede tevekkldr. Semere-i sayine, ksmetine rza kanaattir; meyl-i sayi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa, dnhimmetliktir. Mesel, fert, mtekellim-i vahde olsa; Mtekellim-i maal-gayr olsa hyanet olur. msamahas, fedakrl, amel-i slihtir.

Mesel, bir ahs, kendi namna hazm- nefs eder, tefahur edemez. Millet namna tefahur eder, hazm- nefs edemez. Herbirinde birer misal grdn; istinbat et. Madem ki, Kurn, btn tabakata, btn asrda, kffe-i ahvlde mil bir hitab- ezeldir. Hem nisb hsn, hayr oktur. Slihattaki tlak, beline bir icz- mutnebdir. Beyanda sktu, geni bir szdr.

*** kbet, ikaba delildir; hadsen onu gsteriyor. Msiyetin ekseriya dnyada olan kbeti bir emare-i hadsiyedir ki, cezasnda bir ikab vardr. nk herkes husus bir tecrbeyle hadsen gryor ki, hibir mnasebet-i tabiiye olmad halde, msiyet bir netice-i seyyieye mncer olur. Bu kadar kesret ve vsatle tesadf olamaz. Eer u umum muhtelif husus tecrbeler nazara alnrsa, grnr ki, nokta-i itirak yalnz tabiat- msiyettir ki, cezay istilzam ediyor. Demek ceza, msiyetin lzm- ztsidir. Madem ki dnyada filcmle bu lzm, srf tabiat- msiyet iin terettp ediyor. Elbette, bu drda terettp etmeyen, baka drda terettp edecektir. Acaba kim vardr ki, kck bir tecrbe geirmemi ve dememi ki, filn adam fenalk etti, belsn buldu. Snhat, 19-21.

You might also like