Professional Documents
Culture Documents
Genevieve Lloyd
ngilizceden
M u t t a l i p
eviren:
z c a n
/ >
AYRINTI
"1
9789755390833
9 789755 390833
GENEVIEVE LLOYD
Genevieve Lloyd Avustralyadaki New South Wales niversitesinde felsefe profesrdr.
YAPITLARI: 77.: Man o f Reason (1984; Erkek Akl) ve Being
in Time. Selves and Narrators in Philosophy and Literature
(1993; Zamanda Olu. Felsefe ve Edebiyatta Benlikler ve An
latclar).
I
Ayrnt: 160
nceleme dizisi: 83
Erkek Akl
Bat Felsefesinde Erkek ve Kadn
Genevieve Lloyd
ngilizceden eviren
Muttalip zcan
Yaym a hazrlayan
Tuncay Birkan
Kitabn zgn ad
Arslan Kahraman
Dzelti
Seda Cebeci
Basm a hazrlk
Austos 1996
ISBN 975-539-083-9
AYRINTI YAYINLARI
Piyer Loti Cad. 17/2 34400 emberlita/lstanbul Tel: (0 212) 518 76 19 Fax: (0 212) 516 45 77
Genevieve Lloyd
ERKEK AKIL
BATI FELSEFESNDE ERKEK VE KADIN
M
AYUNTI
N
C
E
L
E
M
E
D
NDEKLER
VII. SO N S Z ....................................................
131
sel simgelerle, akla ilikin grlerin karmak konfigrasyonunda (ki bu Bat felsefesinin nemli bir zelliidir), cin
siyetsiz ruh, kadns cinsiyet farkll karsnda belli belirsiz bir
erkeksilik kazanr.
Ruhun simgesel cinsiyetsizlii, simgeler oyunu iinde, ruhun
temel zelliinin, yani rasyonalitenin, erkeksilii ile gayet rahat
bir arada var olabilir. Bunun tersine, akl anlaynda gerek bir
toplumsal cinsiyetsizlii egemen klmak veya gerekten ruhun
cinsiyetsizliini gelitirmek olanakl mdr? Bu noktada mesele,
bu kitapta ele alnmayan daha kapsaml bir meseleyle atallanr:
Erkeklik ve kadnln felsefi m etinler zerinde yaplan a
lmalarla aa vurulan simgesel ierii, bizim kendimize erkek
veya kadn olarak bak biimlerimizle nasl ilikilendirilebilir?
Simgesel erkeklik ya da kadnlk toplumsal cinsiyet kimliinin
kltrel oluumu ile nasl etkileir? Bu tr meselelerin ancak di
siplinler aras bir almada tam olarak ele alnabileceini d
nyorum. Fakat felsefi metinler zerinde yaplacak daha dik
katli bir okuma da bu meselelerin daha doru bir ekilde
incelenebilecei bir ortamn yaratlmasna katkda bulunabilir.
nk bugn, felsefe tarihinden miras alnm dnme bi
imlerinin izleri, biimsel olarak, sorunlar zerlerinde yeterince
dnmeden kavramsallatryor oluumuzun stne tamamen sin
mi durumda. Ama felsefe gelenei iinde alternatif kav
ramsallatrm a biimlerinin formle edildii -bizim bugn ada
dnce iin nelerin olanakl olduu konusundaki anlaymz
zenginletirmek iin yeniden dnebileceimiz kavramsallatrmalardr bunlar- dnm noktalar da vardr.
te bu noktada Erkek Akl' n ilgi alan, cinsel farkllk m e
selesini akla kavuturmak iin cisimlemenin [embodiment]
daha yeterli bir kavramsallatrmn formle etme abasna giren
birok ada feminist dnrn ilgi alan ile akr. Erkek ve
kadn'm simgesel ieriinin bizim kendimizi eril veya diil olarak
alglay biimimizin ekillenmesine katkda bulunm asna izin ve
recek bir akl-beden ilikisi ne tr bir iliki olmaldr? Daha nce
belirttiim gibi uygun zneleri kavramlar olan simgesel erkeklik
ve kadnlk nasl olmaktadr da toplumsal cinsiyet kimliinin kl
trel olarak ekillenmesine katkda bulunabilmektedir? Kanmca,
12
14
16
TEEKKRLER
Kanthi Femandoya metni daktiloya ekmesinden, Catriona
Mackenzieye bibliyografik yardmlarndan, aralarnda Rosi
Braidotti, John Broomfield, Lorraine Code, Paul Crittenden,
Maurita Harney, Brenda Judge, Russell Keat, Evelyn Fox Kel
ler, Kimon Lycos, San MacColl, Carole Pateman, Ross Poole,
Amlie Rorty, Tony Skillen, John Small ve Michael Stockerm da bulunduu pek ok kiiye metnin nceki ver
siyonlarna gsterdikleri ilgi ve yaptklar yorumlardan dolay
teekkr etmek isterim. Verdii ilham, gsterdii tevik ve
yapc eletirileri iin Jonathan R eye zel bir teekkr bor
luyum.
Bu kitabn baz blmleri daha nceleri u dergilerde ya
ymlanmtr. The Man o f Reason, Metaphilosophy, 10(1)
(1979), 18-37; Masters, slaves and others, Radical Phi
losophy, 34 (Yaz 1983), 2-8; Rousseau on Reason, Nature
and Women Metaphilosophy, 14 (3/4) (1983), 308-26; Re
ason, gender and morality in the history o f philosophy, So
cial Research, 50 (3) (Sonbahar 1983), 490-513; Public Re
ason and private passion, Politics, 18 (2) (1983), 27-35;
History o f philosophy and the critique o f Reason, Critical
Philosophy, 1 (1) (1984), 5-23.
F2 N /E rkek A kl
17
g ir i
iddias genellikle Aklin zihinleri birbirinden ayran her eye aknl varsaymna bavurularak temellendirilmitir.
leride de tartacam gibi, cinsiyet nedir bilmeyen bir A kla
duyduumuz gven, byk lde bir tr kendi kendini aldatma
olmutur. Akl ideallerimizin rtk erkeksiliini gnyzne
karmak, rasyonel inan ve doruluk konusunda bir tr cinsel grecilik tavr benimsemeyi gerektirmez; fakat toplumsal cinsiyet
farkllna dair ada anlaymz iin olduka nemli ierimlere sahiptir; rnein, pek ok kadnn Akl ile kadnlk ara
snda yaad elikilerin sadece pratik deil, kavramsal ne
denleri de olduu anlamna gelir. A kln kadnlar tarafndan
ilenmesinin nndeki engeller, byk lde, Akl ideallerimizin
tarihsel olarak kadnl dlam olmasndan ve kadnln ken
disinin de bylesi bir dlama ilemi yoluyla olumu olmasndan
domaktadr. A kln erkekliini tarihsel adan ele alm, ada
feminist dncede gncel olan, ayrt edici lde kadns bir d
nce tarz gelitirme idealinin tam olarak deerlendirilmesi ko
nusuyla da ilgili olacaktr. Bu karmak konularn tam olarak ele
aln bu kitabn boyutlarn aar. Yine de A kln tarihsel er
keklii konusunda ortaya kartlacak eyler, bu sorunlarn ka
dnlar ve erkeklerde ayn ekilde yaratt tereddtn ksmen ay
dnlatlm asna yardmc olacaktr.
20
A. GR
21
B. K A D IN L IK V E Y U N A N BLG K U R A M L A R I
22
23
24
26
27
28
29
30
32
33
sulluun stesinden gelecek olan kutlu Kahramanlar ya da stninsanlar rk sana bar, mutluluk, refah ve gven getirecek.23
34
35
36
s. 93.
37
38
D.D.
A . GR: P L A T O N D A A K IL
40
41
43
45
m encisi olan Zihin, canl varln btnn, bir valinin bir ehri y
netm esi gibi ynettiinde yaam doru bir yn kazanr; fakat ba
m evki irrasyonel duyunun eline getiinde, aynen klelerin efen
dilerine bakaldrmas durumunda olduu gibi, bunun yerini korkun
bir kargaa alr: Zira o zaman, zihin alev alp kl olur; bu atei tu
tuturan da D uyu-alglannn salad duyu nesneleridir.7
Philonun yeniden yorumlad Tekvin hikyesinde duyualgsn simgeleyen kadn, Zihni simgeleyen erkein D nn
(cennetten kovulmasmn-.n.) kaynadr. Duyu-algs, tpk kadn
gibi, Zihinin tan ve yardmcs olarak yaratlmtr. Tekv in de Tanrnn yarat sralamas, insani yetiler arasndaki n
celik sralamasn yanstr: O, nce zihni, erkei, yaratt; zira bir
beeri varlktaki en ilahi yn zihindir; daha sonra bedensel du
yuyu, kadn ve btn bunlardan sonra da nc olarak hazz ya
ratt.8 Fakat, yine ayn ekilde kadna benzer olarak, duyualgsnn, insanolunun iine dm olduu sefaletin - bir va
rolu olmaktan ok, zdrapla dolu bir zaman dilimi olan u fni,
lml varolu iine dm esinin- kayna olduu aa kar.
Salam bir temel ve sabitlikten yoksun bir zihin tarafndan k
krtlan kadn, tpk duyu-algs gibi, hazz simgeleyen ylann hi
lelerine kurban der. Tekvindeki hikyede hazzn erkei kadn
araclyla batan karmas, der Philo, anlaml ve iyi bir vur
gudur.9 nk bizde zihin erkee, duyular kadna karlk gelir;
haz, nce duyulara urar ve onlarla bir anlama yapar, daha sonra
onlar araclyla ve onlarn arlatanlklar sayesinde egemen ko
numdaki zihnin kendisini aldatr. 10
Fiziksel nesnelerin kavranmasnda Zihin ve duyu-algs bir
araya gelir. Fakat bedensel hazzn kkrtmalar sahneye kar ve
onlarla birlikte de lmszlk ve saadet yaam yerine, lm
llk ve sefalet yaam gelir.11 Philonun alegorileri kullanma
tarz, genellikle, zihin ile duyu-algs arasndaki kavramsal ili
7. A.g.y., blm LXXXIX, Colson and Whitaker, a.y., cilt I, s. 453.
8. A.g.y., II, blm XVIII, Colson ve Whitaker, a.y., cilt I, s. 271.
9. Philo, On the Creation, blm LV; bkz., Colson ve Whitaker, a.y., cilt I, s.
125.
10. A.g.y., blm LIX, Colson ve Whitaker, a.y., cilt 1, s. 131.
11. A.g.y., blm Llll, Colson ve Whitaker, a.y., cilt I, s. 121.
46
Eski Yunanllarn kadns edilgenlik motifi de Philonun alegorizasyonunda cisimleir: Nasl ki erkek kendini etkinlikte,
kadn da edilgenlikte gsterirse, ayn ekilde zihnin alma alan
etkinlik, alglayc duyununki edilgenliktir, tpk kadnlarda ol
duu gibi.13
Kadnn simgesel olarak insan doasnn rasyonel-olmayan b
lmn temsil edii, kendi bana kadnn irrasyonel olduu ek
linde bir ima tamaz; fakat Philonun alegorilerinin bu tr bir i
levi yerine getirebilmesinin nedeni tam da kadnlara kar
benimsedii aalayc tavrdr. Philonun kulland erkek-kadn
simgecilii ile yine onun gerek kadnn ve duyu-algsnn de
erini drmesi o kadar yakndan i ie geer ki ou zaman
bunlar arasnda ak bir ayrm yaplamaz. Alegorik Yorum adl ya
ptndaki biraz kaotik varolu farkllklar listesi ksmen Pisagorcu kartlar tablosundan yknmedir.
Cansz, canl; irrasyonel, rasyonel; iyi, kt; kle, zgr; gen, yal;
eril, diil; yabanc, yerli; hastalkl, salkl; sakat, salam; ayn e
kilde ruhta da, cansz, eksik; hastalkl, kleletirilm i dii ve saysz
dier yetersizliklerle dolu blm ler vardr; ama br taraftan canl,
12. Philo, Allegorical Interpretation o f Genesis, blm XIV, Colson ve Whitaker,
a.y., cilt I, s. 255-6.
13. A.g.y., blm X, Colson ve Whitaker, a.y., cilt I, s. 249.
47
salam, erkek, zgr, salkl, gen, iyi, gerek blm ler gerek an
lamda babayurduna ait olan blmlerdir.14
48
49
50
51
53
54
57
58
59
60
A.g.y.,s.276.
A.g.y., II, Q.1 56, art. 1, cilt X lll.s.173.
A.g.y., L, Q.70, art. 3, cilt XI.
A.g.y., I, Q.92, art. 1, cilt IV, s. 275-6.
61
A. GR
62
B. DESCARTESIN YNTEM
Eski Yunanllarda grlen ilk kullanmnda yntem, izlenecek
yol veya r anlam na gelmektedir. Hedefi kavray olan yol
metaforu, kkeni Yunan dncesine dayanan btn bir felsefe
gelenei boyunca yinelenmitir. Sokrates, Platonun Phaedrus' unda, analiz yapmayan bir yntem, kr bir insann el yor
dam yla ilerlemesine benzer der.2 Doru bir yntem izleyen in
sanlar, eylerin, neden belli bir sra iinde yapldn kavrayarak
byle krlemesine gitmekten kurtulmu olurlar. Descartes da ayn
metaforlar kullanmtr. Descartes, zihni ynlendirme kurallarn aklarken, baarma umutlar hi olmad halde, sa
dece aradklar hakikatin orada olup olmadn snama isteiyle
yola kan ve zihinlerini nceden gidilmemi rotalara yn
lendiren hakikat-arayclarna saldrr. Ve bu, der, hazine arayan
2. Platon, Phaedrus, 270e, alntlar B.Jowett evirisinden; The Dialogues o l
Plato iinde, cilt l,New York, Random House, 1937.
63
64
65
67
68
rektiini vurgular.9 Bu, pratik olduu kadar siyasi de olan bir vur
gudur. O gnlerde, Latince kullanmak, birok ekilde, bilgili kii
olmann ayrt edici iareti saylrd. Genellikle okuldan ok evde
eitim alan kadnlarn ise bu Latince konuan bilginler dnyasna
girme ans hemen hi yoktu. Erkek ocuklara Latince
retilmesi, bu nedenle, yerli dillerin kullanld yer olan ailenin
zel hayat ile yalnzca erkeklere ak olan dardaki renim ha
yat arasndaki snrlan belirliyordu.10 Dolaysyla yeni ynteme
kadnlarn bile ulaabilecek olmas, yntem ile zerk, bireysel
aklyrtme arasndaki ilikide ortaya kan dnmn gl bir
simgesidir.
Descartes, zihnin doal akln krelttiini dnd sko
lastik tartm alarn etrefillii yerine, basit olduunu varsayd
birka usl nerir; bunlann gerekmesi zihnin doal ileyiinin
nndeki btn engellerin kaldrlmasdr. Yntemin asl e
kirdei, zihnin daha karmak ilemlerini paralayarak kendilerini
oluturan en basit formlara ayrmak ve daha sonra bunlar dzenli
bir dizi halinde tekrar birletirmekten ibarettir. Bulank ve kar
mak yapl olan, zihnin amaz zihinsel bak ile dikkatli bir
ekilde gzden geirdikten sonra dzenli tmdengelim zincirleri
iinde birletirdii, yaln, apak bir sezgiye indirgenir.11 Bu
yntemi izleyen herkes, hakikate giden hibir yolun kendisine ka
pal olmadn, bu yntemden kimsenin dlanmadn ve cahil
olsa bile cahilliinin ne kendi kapasitesindeki, ne yntemdeki hi
bir yetersizlikten kaynaklanmadn kesinlikle hissedebilir.12
Descartesn yntemi, zihnin doal ileyiinin ahsiliine ver
dii yeni nem ile, bilgiyi, herkes iin, hatta kadnlar iin bile
elde edilebilir bir ey haline getirme vaadinde bulunur. Ger
ekletirmek istedii ey budur. Ama ne var ki, bu yntemin s
rekli olan etkisi (en az dierleri kadar zihin ile beden arasnda
yapt kktenci ayrmn bir sonucu olm asna ramen) bundan ol
9. Descartes (1637), a.y., blm VI; Haldane ve Ross, a.y., cilt l,s. 130.
10. Latince kullanmann bu ynne likin ilgin bir tartma iin bkz. W.J. Ong
(1971) Latin language study as a Renaissance puberty rite; Rhetoric, Romance and Technology: Studies in the Interaction o f Expression and Culture, Ithaca, NY, Cornell University Press.
11. Descartes (1701), a.y., kural XII; Haldane ve Ross, a.y., cilt l,s.46.
12. A .g .y., kural VIII; Haldane ve Ross, a.y., cilt I, s.28.
69
70
ile bedensel olan arasndaki bu safdalk zerine oturtulur. Ve anlksal meseleleri, cisimsel m eselelerden ayrma alkanl olu
turmay ierir. Bu saf anlksal olana -ak ve seik olana- erime
abas, daha nceleri ruhun kendi snrlar iinde kurulan nceki
kartlklarn kutupsallatrlmasn olanakl klmtr. nsan do
asnn, A kln hkmetmesi gerektii dnlen blmleri, anlksal olandan daha nce hi bu kadar keskin bir biimde ay
rlmamt. Akl ile onun kart eyler arasndaki ayrm, imdi,
Descartesn zihin ile beden arasnda yapt ar keskin ayrm ile
-ki, kendisi, hibir eyin bundan daha kesin olamayacan syleri ie gemi durumdadr.
Descartesn, Akl-Akl-d ve zihin-beden ayrmlar arasnda
yapm olduu eletirme, son derece snrl bir faaliyet olarak
ayr trden bir rasyonel dnce nosyonunun domasna yol a
mtr. Augustinus, zihnin pratik eylerle ilgilenmesini, bir btn
olan A klm kendisine zg stn bir grev olan dnmeye
dalma ilevinden uzaklama olarak nitelemiti. Bu uzaklama
veya sap, duyu ile karma tehlikesini dourur, fakat byle olsa
da bu, tr olarak dnceye dalan A kldan ayr bir tr deildir.
Descartes ise, kesinlie ulaan dnce trn yaama dair pratik
ilgilerden ok daha keskin bir biimde ayrr. lki, anln yk
byk lde hafiflemi almasdr, duyusal olann tamamen
aldr -normal bir hayatn ancak ok kk bir blmnde
hakim olmas beklenilebilecek ar zor bir etkinliktir. Descartes,
Metod zerine Konuma'da, hakikate dair bir aray iine gir
menin isterleri ile yaamn pratik etkinliklerine uygun durumlar
arasndaki kartlklar vurgular. Hakikate ilikin bir aray ie
risine girebilmenin temelinde, zihnin, kendisinin bedenden ayr
olduu yolundaki metafizik hakikate tam olarak inanm olmas
koulu yatar. Bilginin temelini gvenceye alan bu etkinlik, zihnin
bedensel eylere bulatn kabul etmesi gereken yer olan gnlk
yaamn ar gevek uralarndan ayr bir etkinlik trdr. Des
cartesn zihin-beden ayrm, tpk deiik nesneler zerinde par
layan gne gibi, her eyi kapsayan ama kendisi saf bir btn
olan saf dnce kavramn dourur. Fakat onun bu btnl,
ayn zamanda, kendisinin yaamn geri kalanndan ayrlmasna da
hizmet eder.
71
72
duyu veya Akl ile donanm, eit derecede anlksal tzler olarak
grlmektedir. Farkl erkekler arasmdakinden daha az olmamak
zere, kadn ile erkek arasndaki anlksal baar fark, birisinin di
erinden daha rasyonel olmasndan deil, ama temel olarak, d
ncelerimizin ayn dikkati gsterm em esinden kaynaklanr.15
Fakat, yntemi, kamusal pedagojinin snrlamalarndan kurtarmak,
uygulamada bilginin kadn iin elde edilebilirliini daha fazla ar
trmaz. Descartesn yntemi, zsel olarak ahsa zel ve herkese
ak olabilir; fakat Bacon iin olduu kadar onun iin de, bilim,
kolektif bir almadr. M etod zerine Konuma'nn sonu b
lmnde, bilim, der Descartes birok insann hayat ve emeini
bir araya toplayarak ilerleyecektir.16 Yeni bilim, kendisinin nihai
m etafizik temeli her ne kadar cisimsel deilse de, birleik bir a
lmayla ilerleyecek ve insanl vaad edilen hedefe, doann sa
hibi ve efendisi haline gelm e17 hedefine ulatracaktr. Descartes,
kendi zihin anlaynn bilgiye ulamada yeni, eitliki bir kap
atn dnmekteydi. Fakat temel olarak, eit Akl kay
naklarnn gemek zorunda olduu kanallar kadnlar iin, hatta
soylu kadnlar iin bile, erkeklerinkinden daha dalgal halde b
raklmtr. Elizabeth, D escartesa yazd mektuplarn birinde bu
durumu ok dokunakl bir ifadeyle dile getirir:
Srdrmek zorunda olduum yaam biimi, bana sizin kurallarnza
uygun bir meditasyon alkanl kazanmam iin yeterli bo zaman
brakmyor. Zaman zaman, ihmal etmemem gereken ailevi iler,
zaman zaman kanamayacam kabul ve syleiler ve bunlarn ge
tirdii znt veya can sknts bu zayf zihnin yorgun dmesine ve
uzun sre baka bir ey yapamamasna yol ayor.18
Akl konusunda eit saylmalarna ramen, kadn hayatnn
gerekleri, onlarn ortak bilimsel alm aya -ki bu almann
daha sonra gelecek olan gelimi biimleri, Descartes ynteminin
15. Descartes (1637), a.y., blm I; Haldane ve Ross, cilt I, s.81-2.
16. A.g.y., blm VI; Haldane ve Ross, a.y., cilt I, s.120.
17. A.g.y., s.119.
18. Prenses Elizabethten Descartes'a, 10/20 Haziran 1643, ing. ev. J.Blom;
Descartes: His Moral Philosophy and Psychology iinde, Hassocks, Harvester
Press, 1978, s. 111.
73
76
77
78
79
yeleri klacak olan tek tutku odur. Fakat onun bu snrlayc rol
stlenebilmesi iin de ncelikle kendisinin bir yn deiikliine
uramas gerekir. Ve Hume, bunun azck dnmeyle kolayca
gerekleeceine inanr;
nk ok ak ki, bu tutku, kendisinin zgr deil, snrl olmas du
rumunda ok daha iyi tatmin edilir ve bizler kurulu olan topluluu
koruyarak, zorbalk ve tam serbestliin sonucu olan dlanmlk ve
tek ainalk durumunda olabileceinden ok daha byk servetler
edinebiliriz.28
Bylece topluluun korunmas, agzlln kendisinin d
nceli ve uzak grl bir versiyonu tarafndan kontrol altna
alnmasna balanm olur: Bencilik tutkusu ister ktlk, isterse
erdemlilik saylsn, hepsi ayn kapya kar; nk onu s
nrlayacak olan yalnzca kendisidir: eer erdemli olursa, insanlar
kendi erdemleriyle toplumsal olur; eer ktlk olursa, kendi k
tlkleri ayn sonucu dourur.
Eski bir tema olan tutkunun A kla ball temasnn bu ye
niden inaasnda kontrol, kat bir ekilde Akl tarafndan deil,
tutkunun dnceli, uysal bir biimi, bir aydnlanm bencillik ta
rafndan gerekletirilir. Toplumda bunun sonucunda ortaya kan
adalet ilemleri, nesneleri belli bir m esafeden ele almay ier
dikleri iin szcn pek uygun olmayan bir anlamnda, A kln
eseri olarak grlebilirler. Bu daha mesafeli perspektiften ba
kldnda, kendi iinde tercih edilebilir olan neyse ona ncelik
tannabilir; kendilerini konunun ele aln biiminde aa vuran
eilimlerle ou zaman eliecek olan bir ilkedir bu.29
Dnsel tutku olarak Akl, Hum eda, agzlln dolaysz
biimleriyle kyaslandnda olduka zayf ve savunmasz bir g
olarak kalr. Normalde etraftaki nesnelerin daha youn e
kicilikleri karsnda herhangi bir stnlk kuramaz. Etkili ola
bilmesi iin dardan dayatlan bir otoriteyle cisimlenmesi ge
rekir. Ykc bencillie kar alnabilecek toplumsal nlem,
adaletin uzun vadede gzetilmesini, adaletin uygulanmasndan so28. A.g.y., s.492.
29. A.g.y., cilt III, bl. II, ar. bl. VII, s. 536.
80
81
A. GR
Bacona gre, uygun ekilde yeni bir biim kazandrlm bilim ve
sanatlarn ilerlemesi, insanln en byk umudunun temelini
oluturur. Aralarndaki saysz gr ayrlna ramen B aconun,
bilimde kaydedilen ilerleme sayesinde, insan neslinin D oann
sahibi ve efendisi haline gelmekte olduu yolundaki grne
Descartes da katlr. Dzenli bilginin oalmasndan beklenilen
rn konusundaki bu iyimserlik Aydnlanma manifestolarnda yi
nelenir; on sekizinci yzylda, Concordetnin, hakikat, erdem ve
m utluluk yolunda kararl ve emin admlarla ilerleyerek, ks
teklerinden kurtulan, gelimesinin nndeki engellerin ve kaderin
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
96
97
98
99
V. KAMUSAL VE ZEL
101
102
103
107
109
110
Ill
112
A. GR
Simone de Beauvoir, kinci C ins'de, kadnlar, kendi tasarlarn
yanstan herhangi bir erkek miti kurmam olduklar iindir ki
hl erkeklerin ryalaryla rya grrler diye yaknr. Ve bu ek
siklii, kendi bilincine vartaki can alc bir baarszla, ka
dnlarn kendilerini bir zne olarak ortaya koyamam ol
malarna, erkeklerle ilikili olarak teki konumunda kalmaya
gz yummalarna balar: Bir mit her zaman, umutlarn ve kor
kularn bir aknlk gne yanstan bir zne ina eder.1 Bat en
telektel geleneindeki Akl ideallerinin kadnlara ilikin bu a
1. S. de Beauvoir (1949), The Second Sex, ng. ev. H.M. Parshley, Harmondsworth, Penguin Books, 1972, s.174.
F 8 N /E rk e k A k l
113
114
115
116
120
121
123
124
kinci C insi okuyan birok ada okur, bir insan ideali olarak
Sartrec aknlk konusunda bir feminist olarak zaten kar
laabilecei snrlamalardan ayr olarak baz tereddtler ifade
edecektir. Herhangi bir irade, gerekten, Sartren ne srd
kadar zgr olabilir mi? Ve iinde bulunduumuz btn belirlenmiliklere ramen okuyarak muzaffer bir eda ile irademizi
ne kartmal, akn benler olmay gerekten istemeli miyiz? Ra
dikal zgrlk ve bununla balantl kt niyet fikri, baz ba
kmlardan, kendilerini zaten baskc koullar arasna skp kal
m bulan insanlar, -erkek veya kadn- bir de fazladan kendi
kendini sulama yk altna sokma olarak da grlebilir. Fakat
benim burada dile getirmek istediim kukular zellikle, zbilin
konusundaki Hegelci ve Sartrec yaklamlarn de Beauvoirnn,
11. A.g.y., s.28-9.
125
127
129
130
VII. SONSZ
134
139
I
BBLYOGRAFK DENEME
]4 5
!
Rousseau and the radical feminists , Philosophical Forum, 5 (12), (1973-4), 185-205 [ayrca, (der.) Gould ve Wartofsky, Women
and Philosophy iinde, s. 185-205]; V.G.W exler,
Made for
m ans delight Rousseau as anti-feminist, American Historical
Review, 81 (1976), 266-91; L.Lange, W omen and the general
will (der), Clark ve Lange, The Sexism o f Social and Political
Theory iinde, s.41-52; C.Pateman, The disorder of w om en:
women, love and the sense of justice, Ethics, 91 (1980), 20-34;
M.Bloch ve J.H. Bloch, W omen and the dialectics of nature in
eighteenth-century French thought, (der.) MacCormack ve Strathem , Nature, Culture an Gender iinde, s.25-41; J. Martin, Sop
hie and Emile: a case study of sex bias in the history of edu
cational thought, Harvard Educational Reviews, 51 (3) (1981),
357-72; G.Lloyd, Rousseau on Reason, Nature and women , M e
taphilosophy ,14 (3-4) (Temmuz/Ekim 1983), 308-26.
Kant ve Hegel hakknda bkz. L.Blum, K ants and H egels
moral rationalism -a feminist perspective, Canadian Journal o f
Philosophy 12 (2) (1982), 287-302 ve P.J.Mills, Hegel and the
woman question: Recognition and intersubjectivity (der.), Clark
ve Lange; The Sexism o f Social and Political Theory iinde, s.7498.
Sartren Varlk ve H ilik'teki kadn betimlemeleri iin bkz.
M.Collins ve C.Pierce, Holes and slime: sexism in Sartres
psychoanalysis (der.), Gould ve Wartofsky, Women and Phi
losophy iinde, s. 112-27; W.Barrett, Irrational Man (New York,
Doubleday Anchor, 1962), bl.III, ara bl. 10 ve R.Keat, Mas
culinity in philosophy, Radical Philosophy,34 (Yaz 1983), 15-20.
De Beauvoirn kadn biyolojisine yaklam ve Sartrec er
eveyi kullannn tartld eserler: D.Kaufman McCall, Si
mone de Beauvoir, The Second Sex and Jean-Paul Sartre , Signs,
5.(2) (K 1979), 209-23; Michle Le Doeuff, Operative phi
losophy: Simone de Beauvoir and existentialism, ideology and
Consciousness, 6 (Sonbahar 1979), 47-58; B.Easlea, Science and
Sexual Oppression (Londra, Weidenfeld and Nicholson, 1981),
blm 2; E.Spelman, Woman as body: ancient and contemporary
views, Feminist Studies, 8(1) (1982), 109-31.
Ayrt edici erkek ve kadn kiilik zelliklerini belirlemedeki
146
M ethod o f Descartes:A Study o f the Regulae (Oxford, Oxford UniVf f ! ty ,PreSS 1952)- Walter J.Ong, Ramus: M ethod and the Decay
of Dialogue, from the A rt o f Discourse to the Art o f Reason'da
(Cambridge, Mass., Harvard University Press 1958), Rnesans d
nemi yntem kavramlar ile on yedinci yzyln sonlarna ait yn
tem anlaylar arasndaki kartlklar olduka aydnlatc bir e
kilde inceler. Ayrca, Rhetoric, Romance and Technology; Studies
in the Interaction o f Expression and Culturedaki (Ithaca NY
Cornell University Press, 1971) Latin language study as a Renaisance puberty rite balkl makalesinde eitim dili olarak La
tincenin nemi konusunu tartr.
Humecu arasal A kln ataleti ile A kln Yunanllardaki bi
imleri arasndaki kartlklar Julia A nnasn u kitabnda tar
tlr: An Introduction to Plato's Republic (Oxford, Oxford Uni
versity Press, 1981), blm 5. H um eda sergilenen akl ve tutkular
anlaynn toplumsal ve siyasi nemi Albert O. Hirschm anm,
The Passions and the Interests: Arguments fo r Capitalism before
its Triumph inda (Princeton, NJ, Princeton University Press 1977)
deerlendirilir.
Lawrence A.Blum, Friendship, Altruism and Morality (Londra
Routledge and Kegan Paul, 1980) adl eserinde, Akl ile duygu
arasndaki ilikilere Kantc yaklamn dourduu (ve bazlarna
elik konusundaki Kant yaklama ilikin yrttm tartmada
deindiim) glkleri ortaya kor. Bu konuyla ilgili olarak ayrca
iris M urdochn The Sovereignty o f Good (Londra, Routledge and
Kegan Paul, 1970) adl eserinde K antla ilgili olarak dile getirdii
phelere bakabilirsiniz.
Bu kitapta dile getirilen kayglar paylaan ada, ngiliz dilli
lelsefeclerin Akl konusundaki eserlerinden bazlar:Bryan W il
son, Rationality (Oxford, Blackwell, 1970), ve (der.) S.Hollis ve S
Lukes, Rationality and Relativism (Oxford, Blackwell, 1982), gre
cilik ve onun A kln evrensellii ve nesnellii meselesine et
kilerine dair olduka faydal iki yapttr. Hilary Putnam n R e
ason, Truth and H istory'si grecilik ile tarihten bamsz de
imez ilkelere ballk arasndaki ikilii ortadan kaldrmaya
ynelik bir rasyonalte ve hakikat anlay gelitirme abasdr. Ve
Richard Rorty, Philosophy and the Mirror o f Nature (Princeton,
149
150
fl
rica, V E tu d e et le Rouet (Seuil, 1989) de T. Selous tarafndan Hipparchias choice: An Essay Concerning Women, Philosophy, etc.
adyla evrilmi bulunuyor (Oxford, Blackwell, 1991).
Yap-zmn feminist kuramla olan ilikisi tartmas iin
bkz. Diane Elam, Ms en abyme: deconstruction and feminism,
Social Epistemolgy, 4 (1990),293-308; Nancy Fraser, Umruly
Practices: Power, Discourse and Gender in Contemporary Social
Theory (Minneapolis, University of Minnesota Press, 1989); Eli
zabeth Grosz, Feminist Subversions: Three French Feminists
(Sydney, Allen and Unwin, 1989); Susan Hekman, Gender and
Knowledge :Elemnets o f a Postmodern Feminism (Londra, PolityPress, 1990); Susan Jarret, The first Sophists and feminism: dis
course of the other, Hypatia, 5(1990), 27-41; Mary Poovey,
Feminism and deconstruction, Feminist Studies, 14(1988), 5165; Joan Scott, Deconstructing equality-versus-difference or the
uses of poststructuralist theory for feminism, Feminist Studies,
14(1980),33-50.
Erkek A k' m bu ikinci basksnn nsznde ele alnan er
keklik ve kadnlk meselesi Maleness, m etaphor and the crisis
of reason balkl makalemde daha ayrntl bir ekilde in
celenmi bulunuyor (der. Louise Anthony ve Charlotte Witt, A
M ind o f Ones Own iinde 1992de Westview Press tarafndan ya
ymlanacak.) Felesefede metaforun rol stne zelllikle bkz.
Jacques Derrida, W hite mythology Margins ofPilosophy iinde,
ng. ev. A.Bass, (Hampstead, Harvester, 1982) ve Paul Ricoeur,
The Rule o f Metaphor ng. ev. R.Czemy (Toronto, Toronto Uni
versity Press, 1977).
158
Andr Gorz