You are on page 1of 18

KS. lahiyat Fakltesi Dergisi 4 (2004) s.

27-44

Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu


Yrd. Do. Dr. Abdulhamit S NANOLU zet Bu makalede slamn ilk dneminden itibaren nde gelen Kelm bilginlerinin kader hakkndaki grleri, Allahn ilminin ne olduu ve insan davranlar zerindeki etkisi, insan zgrlnn Allahn ilmi karsndaki snrlar tartlmaktadr. Anahtar Kelimeler: Allah, insan, zgrlk, irade, kader Abstract It is argued in this article the different oppinions of the leaders of thelogiest about fate from the first period of Islam, and what is the science of God and how its affect on the behaviours of human, and the freedom limits of human agains to science of God. Keywords : God, human, freedom, fate, will GR slam Dininin ok erken bir dneminde mslmanlar arasnda ortaya kan ihtilaf ve savalarn (Cemel ve Sffn) ardndan hicr birinci yzyln sonlar ile ikinci yzyl boyunca byk gnah ileyenin dinsel konumu ve kader konusu eitli biimlerde tartlrken; Allahn ilminin nelii ve insan davranlarn nasl etkiledii de sz konusu edilmitir. Hz. Muhammedin vefatndan sonra ortaya kan hilafet tartmalar, Hz.Osmann ehit edilii (35/656), Deve Olay ve Sffn Sava (37/657), Hakem Olay ve Harici ayaklanmalar, Hz.Hseyinin Kerbelada ehit edilii (61/680) gibi erken dnem i kargaalar mslmanlar arasnda psikolojik bir knt ve itikadi farkllamalarn olumasna neden olmu ve btn bu olaylar srasnda kader tartmalar merkezi bir rol oynamtr.1 slm toplumunda itikd sahada
1

KS. lahiyat Fakltesi Kelm Anabilim Dal retim yesi, ahamit@mynet. com Bkz. Ebu Abdillah Muhammed bn Sa'd, Tabaktu'l-Kbr, Beyrt, tsz., III/31; Eb Cfer Muhammed b. bn Cerr et-Taber, Trihu'l-mem ve'l-Mlk, Kahire 1939, III/442; Ahmed b.Yahya bnul-Murteza, el-Mnye vel-Emel, (tsh. Arnold), Haydarabad 1316 h., 8-10; rfan Abdulhamid, slamda tikadi Mezhepler ve Akaid Esaslar, ev. Mustafa Saim Yeprem, stanbul 1994, s. 277 vd.

28 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu ortaya kan bu ihtilaflar, tarih seyir iinde incelendiinde, bunlarn mutlaka siyasal ve toplumsal olaylarla yakndan ilgili olduklar grlr. ktidar ve muhlif olan gruplar, kendi durumlarna gre tavr almlardr. Ortaya kan problemleri tevekklle karlayp kadere rza gsterenler olduu gibi, herkesin yapt iten sorumlu tutulmas gerektiini savunanlar da olmutur.2 Gnmzde olduu gibi o dnemde de kaderi, insanlarn eylemlerini; yaptklarn ve yapacaklarn Allahn ezelde bilmesi ve belirlemesi anlamnda kabul eden slam dnrleri olduu gibi, bunu farkl biimlerde yorumlayanlar da vard. Bu makalede ncelikle Allahn ilminin ne olduu hakknda konuya deiik alardan yaklaan erken dnem slam Mtekellimlerinin nde gelen dnrleri arasnda yaplan hararetli Kelm tartmalar ve hicri ikinci yz yldan sonra sistemlemeye balayan Kelm ekollerinin konuya yaklam biimlerini irdeleyerek gnmz asndan yeni ve tarafsz deerlendirmelerde bulunmaya alacaz. I-Allahn lmi Konusunda Mtekellimlerin Grleri ve Ezeli lmin nsan zgrl le likisi Yce Allahn ilminin nelii ve insan sorumluluu ile ilikisi konusu, zellikle Sffn Sava(37/657) ve sonrasndaki Hrici ayaklanmalar ve Emevlerin, muhaliflerine hem maddi hem de fikri basklar srasnda ok tartlmtr. Mslmanlar arasnda meydana gelen kanl olaylarn Allahn ilmine konu olup olmamas; ezeli ilimde takdir ve tayin edilip edilmedii etrafnda yaplan bu tartmalar hicri birinci yzyln ikinci yarsndan itibaren deiik mahfillerde farkl renkler kazanmtr. Hz. Alinin bir Harici tarafndan ehit edilmesinin ardndan (m.661), iktidarlarna meruiyet kazandrmak isteyen Emev yneticiler, bir yandan muhaliflerine her trl bask ve cebri uygularken, dier yandan bu uygulamalarna bir takm kd ve fakhleri de alet ederek Allahn ilmi ve iradesini istismar ediyorlard. Bu Emev halifeleri arasnda bunu istismar etmeyip, bir itikat konusu olarak grenleri de vard. Szgelimi bu halifelerden mer b. Abdulaziz (.101 h.), Allahn insanlarn ne yaptklarn ve neye ynelip ne yapacaklarn bildiine inanrken, Kaderler dedii kartlarnn Allahn ilmini reddettiklerini ileri srmtr. Hatta o, Allahn, kullarn kendisine isyan ya da itaat edeceklerini bildii gibi, gnah terk etmeye g yetirebileceklerini de bildiini kabul ediyordu. Bylece o, Kaderiyyeyi Allahn ilmini gereksiz grmekle, Allahn ilminde kulun taat yapmayaca belli olsa dahi, kulun diledii takdirde Allaha itaat edeceini, Allahn msyyeti
2

Bkz. M. Sait Yazcolu, Mtrid ve Nesef'ye Gre nsan Hrriyeti Kavram, Ank. 1988,s. 9.

Abdulhamit S NANOLU 29. terk etmeyeceini bildii kimselerin de dilerlerse msyyeti terk edebileceini kabul etmek ve bylece Allahn ilmini insanlardan koparmakla sulamtr. mer b. Abdulaziz bu konuda onlara yle hitap ederek kant getiriyordu. Bu grleriniz, bn Abbasn Tevhide aykr kabul ettii bir grtr. nk bu konuda bn Abbas yle demiti: phesiz Allah, fazln ve rahmetini ihmal etmeksizin kendi istei (ihtiyr) ile taksim etmi, daha nce ilminde olan iptal edecek ekilde hibir peygamber gndermemitir. Siz Allahn bir konudaki ilmini kabul edip, dierinde kabul etmiyorsunuz. Halbuki Allah onlarn ncesini de sonrasn da bilir. Allahn diledii dnda ilminden hibir ey bilmezler3 demitir. Varlklar Allahn ilmine gre ortaya kar ve ilmine tam uygun olurlar. Allah ile bir ey arasnda, Allahtan o eyi engelleyecek hibir ey yoktur. nk O, Alm ve Hakmdir.4 Bu dnemin nemli bir sims ve fikirleri hl bir ok kesim tarafndan deerli bulunan Hasan el-Basr (.110/728), o gn geldii zaman hi kimse Onun izni olmadan konuamaz. Onlardan kimi ak, kimi de saddir yetini5 Kadercilerin (Cebrler) Allah, kullarn annelerinin karnnda ak (cehennemlik) ve sad (cennetlik) olarak yaratt; bedbaht yarattnn bahtiyarla, bahtiyar yarattnn da bedbahtla evrilmesinin imkansz olduu eklinde yorumladklarn (tevil), halbuki bunun onlarn anlad ekilde anlalmas durumunda, Allahn Kitap ve Peygamber gndermesinin anlamsz olacan ileri srerek; bu yetin o gnn bahtiyar, bugn Allahn emrine uyup o ekilde davranan, o gnn bedbaht da Allahn Dinini hafife alarak hie sayan kimseleri kastettiini kabul etmitir. Hasana gre Allahn emrine, Kitabna ve adaletine muhlefet edenler; dinlerinde alabildiine ifrata dm olanlar ve cehaletleri yznden her eyi kadere ykleyenlerdir. Hasan el-Basr kadercileri bu balamda yle eletirir: Onlardan birine Dine ait bir emir verecek olsan, kalemler kurumu ve alnlara kimin sad, kimin ak olduu yazlmtr cevabn verir. Fakat onlardan scak veya soukta kendini ie koma ve kendini yolculuklarda tehlikelere atma, nasl olsa rzkn hazrlanmtr desen kabul etmez....6 Buna gre Hasan elBasr insanlarn dnyada ileyecekleri fiilleri Allahn ezel ilmi ile bildii kanaatindedir. Fakat ona gre bu ilim mlma ve insan irdesine tbi olup, zorlayc deildir. nsanlar zgr irdeleri ile yle davranacaklarndan dolay

3 4

Bakara 2/255. mer b. Abdlaziz, er-Risle (Bidyt lmil-Kelm fil- slm iinde, Thk. Josef van Ess), Beyrut 1977, s. 45. 5 Hd 11/105. 6 Hasan- Basr, Risle (Thk.:H. Ritter), Der Islam, XXI, Heft I, 1932, October (Ekim), (Trkeye ev.: Ltf Doan-Yaar Kutluay), A FD., Ankara 1959, III/79-80; Gler, a.g.e., 88.

30 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu Allah bilmektedir.7 Ayn ekilde byk mtekellim Eb Hanfe (.150/767) de, Allahn, ezel ilmiyle Kymete kadar olacaklar bildii ve buna gre Levh-i Mahfza yazd ve olaylarn zaman gelince Allahn ilmine gre meydana geldii grnde olduu bilinir. Ancak Eb Hanfeye gre Allahn Levhteki yazs hkm olarak deil, vasf olaraktr. Allahn bilmesi, yok olan yokluu halinde yok olarak, var olan da varl halinde var olarak bilmedir. Ayakta olan o haliyle, oturan da oturduu haliyle bilir.8 Grld gibi Eb Hanife de, Allahn ezel ilmini kabul etmekte, fakat insann davran ile irde zgrl arasnda bir eliki grmemektedir. O bu grn yle formle eder: lh ilim tavsif olduuna gre mlma yani nesnesine baldr. Dier bir deyimle insanlar yle yapacaklarndan dolay bilmektedir; yoksa O yle bildiinden dolay insanlarn davranlar Allah tarafndan belirlenmi deildir.9 Eb Hanifenin ezeli ilim ve kader anlay, Hasan el-Basr ile mer b. Abdulazizin bu konudaki grlerine ok benzemektedir. nk Eb Hanife, hem ezel ilmin Levh-i Mahfza yazlm olup, bu yazlanlarn zaman gelince gerekleeceini, hem de ilh ilmin tavsf olduunu ileri srerek; ilh ilmin mlma tbi olduunu kabul ediyordu. Hasan elBasrnin ezeli ilim ve kader hakkndaki grleri, daha sonraki dnemlerde hem Hanefiler, hem de Mutezililer tarafndan byk lde paylalmtr. Mtridi Kelmclarndan Ebul-Mun en-Nesef (.508/1114)ye gre Allahn ilim shibi olduu, akl ve nakl delillerle ispatlanmtr. Bundan dolay ilmin itikad olarak tanmna ve buradan hareketle byle bir sfatn Allaha verilemeyeceini ispata almaya gerek yoktur. Bylece Mutezilenin ilimle ilgili yapm olduklar tarifler muhtevasz ve gerekesiz kalmaktadr.10 Kurnda ve Arap dilinde ilim, hem Allah hem insan hakknda kullanlm bir kavramdr.11 Endlsl bn Hazm (.456 h.) ise byle bir kullanmn, onun ortak bir kavram olduunu gstermeyecei, dolaysyla Allahn bilgisi ile, insann bilgisinin ayn kategoride deerlendirilemeyecei kanaatindedir.12 Ehl-i Snnet Kelmclarna gre Allah, ilim sfatyla lim ismini
7 8

Hasan- Basri, a.g.e., 81; Gler a.g.e.,85. Bkz. Ebu Hanife, Fkh- Ekber ( mm- zamn Be Eseri iinde), ev. Mustafa z, stanbul 1992. s. 72. 9 Gler, Allahn Ahlkilii Sorunu, Ankara 1988, s. 90. 10 Nesef, age, I/12, Halife Keskin, slm Dncesinde Bilgi Teorisi, Beyn Yay. stanbul 1997, s. 32. 11 Bkz. Bakara 2/30-33, 72 vb.yetler. 12 Bkz. bn Hazm el-Endels, el-Fasl fil-Milel vel -Ehvi ven-Nihl, Msr 1320 h., V/108.

Abdulhamit S NANOLU 31. almtr. Erden nakledilen tanm araclyla ona gre lim, ancak ilim sfatna ship olandr ya da nermeyi tersine evirirsek; ilim, ztn lim sfatn hak etmesinin illetidir.13 lim, ait olduu kimseye, sylenmesi ve dnlmesi mmkn olan her eyin (mezkr) tecelli edip-aa kmasn temin eden bir sfattr eklindeki Mtridlere ait tanm, Allahn ilmini kastetmektedir ki, Nesef bunu en kapsaml tanm kabul eder. Ebul-Hseyin el-Hayyt (.298-300/910-912), Mutezile dman olan bn Rvendnin Ebul-Huzeyl el-Allaf (.h.231-235)n Allahn ilmini snrl kabul ettiini ileri srmek suretiyle bu konuda ona iftira ettiini bildirir. bn Rvendiye gre Ebul-Huzeyl el-Allaf, Allah her eyi bilendir ayetine dayanarak; Allahn ilminin bir gayesi ve sonu olduunu ve bu snr amamas gerektiini; zira klln (her ey tabirinin) hasr ve nihayeti gerektirdiini ileri srmtr. Hayyata gre Ebul-Huzeyl, Allahn ilminin bir gayesi vardr ve nihayetsizdir dememi, mahsr ve mahdddur da dememitir. Ebul-Huzeyle gre Allahn ilmi Allahtr. ayet Allahn ilmi sonludur diye iddia etseydi; Allahn da sonlu olduunu iddia etmi olurdu. Bu da Allaha ortak koma ve Ebul-Huzeyle gre cehalettir. Ancak EbulHuzeyl, muhdeslerin gaye ve nihayetleri vardr; kuatlr, saylr ve bunlardan hibir ey Allaha gizli-sakl deildir. diyordu: 14 Hayyatn, EbulHuzeylin grn yorumlama biiminden; onun Allahn ilmini ztndan ayrmam olduunu, bu nedenle sonlu olduunu sylemesinin imkansz olacan anlyoruz. Fakat bu anlaya gre Allahn her eyi bilmesi olay eylere ilikindir. nk eyler, muhdes varlklardr. Bu durumda yok olann bilgisinden veya Allahn yok olan bilmesinden sz etmeye gerek kalmam olur. nk Mutezileye gre yok, bir ey deildir ki onun bilgisinden sz edilebilsin! Bu balamda Hayyat, (Reslum) sen sevdiin kimseyi hidyete erdiremezsin, dilediini hidyete, ancak Allah erdirir15 ayetini Yce Allah, Nebisine, amcas Eb Tlib hakknda indirmitir. Allah bu ayette, Hz Muhammedin amcasnn hidyetine hkmedemeyeceini, zira Allahn muhtedileri (hidyete ermi olanlar) en iyi bilen olduunu; halbuki Elisinin ancak zhire gre karar verdiini bildiriyor.16 Bu yoruma gre
13

Ebul-Mel Abdulmelik el-Cveyn, el-Akidetn-Nizmiye fil-Erknil- slmiyye, Kahire 1978, s. 25; H. Keskin, a.g.e., 40. 14 Ebul-Hseyn el-Hayyat, Kitbul- ntis ver-reddu ala bn er-Rvend, (Thk.: Nieberg), Beyrut 1987-1988, s. 125. 15 Kasas 28/56. 16 Hayyt, a.g.e., 124. Mutezilenin, Allahn ilminin hdis/sonral olduuna dair gr Cehm b. Safvndan aldn sanyoruz. Cehme gre Allah eyay yaratmadan nce, ilmi ihds etmitir. Allah bir eyi meydana geldii srada bilir. Bir ey yok iken mlum olamaz. Mevcut olmayan, ey deildir ki, bilinsin yahut bilinmesin. Bkz. Ear, Maklt, I/494; Ali Smi en-Ner, slmda Felsefi Dncenin Douu, II/99.

32 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu Hayyat, Allahn hidyete erecek olanlar nceden bilmesini deil de, hidyete ermi olan veya olanlar (sonradan) en iyi bilen olduunu izah etmeye alyor grnyor. Yani burada Allahn bilmesi varlklarn sonraki durumlarna ilikin bir olgu olarak izah edilmeye allmtr. Mutezile bilginleri, Allahn varlklar ezel olarak bilmesi hadisesini, bu eylerin varla kmadan nceki ezel ile ilikilendirmeden aklamaya almtr. nk varlklar olumaya devam etmektedir. O, varlklar ezelde biliyordu anlay, varlklarn Allahla beraber olduu, yani onlarn ezel olduu anlayna gtreceinden Mutezile bunu kabul etmemi; Allah bu varlklar cd ve ihdas edince bilir demilerdir. nk onlara gre varlklar var olmadan nce eyler deillerdi;17 bu durumda daha nce mevcut olmayan bir eyin bilgisinden ve ona g yetirmekten de sz etmek anlamszdr. Oysa Ehl-i Snnet byle bir anlay kesinlikle kabul etmemitir. Ehl-i Snnete gre Mutezilenin bu anlay Allahn ilim sfatna eksiklik getireceinden, tevhde de halel getirir. Mutezile bu konuyu ya tam olarak sistemletirememi, ya da eserlerinin ou kayp olduundan grlerini geni halk kesimlerine izah edememitir. Mutezile bilginlerinin kaynaklarda ad geen yzlerce eseri kayptr ya da henz bulunamamtr. Mesela Mutezilenin Basra kolunun byk bilgini Ebu Him el-Cbbnin yz altm eserinden bahseden Ebu Red en-Nisbr(.400/1010den sonra), onun bu konudaki grlerini aktarr.18 Kuran, Allahn sadece aklla ihata edilemeyeceini deil, ilmen de ihata edilemeyeceini19 net bir ekilde belirtmektedir.20 Bu yzden Allah bize Kuranda kendisini sadece sfatlaryla birlikte tantmaktadr. Geri Kuranda sfat kavram gememektedir.Buna karn onda, Allahn ilim, irade, kudret, vb. sfatlarnn bulunduuna iaret eden ifadeler kullanlmaktadr.21 Grnr alemdeki (lem-i ehdet) tek tek nesneler, varlklar ezeli olmasalar da bunlarn ontik ya da ideal varlklar ezeli olabilir. Dolaysyla tarih ierisindeki btn olular, bu ezeli tahsisin (ve tayinin) gereklemesinden baka bir ey deildir. nk olu evrenindeki her bir fert, ilahi ilimde sabit olan srekli gereinin bir kopyas konumundadr.22 Biimindeki ada anlaylar ve sreklilik felsefesi bile insan zgrln temellendir17 18

Bkz. Hayyt, a.g.e., 124-125. Bkz. Nisbr, el-Mesil fil-Hilf, (Mukaddime ksm). 19 Taha 20/110. 20 Nadim Macit, Kurann nsan Biimci Dili, stanbul 1996, s. 75. 21 Nadim Macit, a.g.e., ay. 22 Toshikio Izutsu, bn Arabinin Fususundaki Anahtar Kavramlar, ev. Ahmet Yksel zemre, stanbul 1988, 218-219.

Abdulhamit S NANOLU 33. me konusunda yetersiz kalmaktadr. Fakat bu kevni alemdeki her bir fert, henz zaman ve mekan iinde var olmayan ezel gereinin somut bir kalp ierisine dklm modundan ibarettir. Bu ynyle varlk Allahn ezeli ilminde ezeli, zaman ierisinde ise hdis grnmndedir23 eklindeki bir anlay insan akln ikna etme asndan iddial olsa da, makul bir yaklam olarak grnmektedir. Kinat zerinde baboluk anlamnda bir hrriyet yoktur. Sular yataklarna tbidir, bitkiler topraa baldr, talar arlklarnn esiridir. Yamurlar diledii gibi yamaz, rzgrlar diledii gibi esmez, gne, ay ve yldzlar diledikleri gibi hareket edemezler. Her ey belli bir dzen ierisindedir. Acaba insann sahip olduu dzen nedir? nsan da dier varlklar gibi, zlerine yerletirilen genetik yapya gre mi varln srdrmek zorundadr, yoksa, sahip olduu ftr zelliklerinin yannda bir takm seme gc ve yetisine de sahip midir? Hrriyetin deiik derecelerinden bahseden filozoflardan Descartes (1596-1650), kaytszlk hrriyetinden sz ederken, buna hrriyetlerin en aa derecesi diyor ve hr olmak iin semede bir sebebe balanmamann zorunlu olmadn belirtiyor. O Hibir sebebin arl olmadan, bir tarafa br taraftan daha ziyade meyletmediim zaman duyduum kaytszlk ve ilgisizlik, hrriyetin en aa derecesidir24 der. Leibnitz (.1716 m.) ise kaytszlk hrriyetini reddeder. Aristonun tesbit ettii hrriyetin iki artna -kendiliindenlik ve zeka- skolastiin kaytszlk (indifference) diye nc bir art eklediklerini sylyor. Kendiliindenliin (spontaniete) tanmn Aristo veriyor: Bir fiilin prensibi, o fiili yapanda olursa; o fiil kendiliindendir. Hr bir hareket, dnp-tanp karar vermeyi (deliberation) gerektirir. Zekann mevcudiyeti ite burada kendini gsterir. Leibnize gre kaytszlk, hrriyet iin zorunlu deildir. eitli seenekler karsnda kaytsz kalnamaz. Edeer bir kaytszlk yoktur. Mutlaka kaytsz kalnd zaman da seim olabilir. Byle bir seme sebebi, bilinmediinden tasadf olur. Leibnize gre tasadf, kendisini yapan sebeplerin bilinmemesi halidir.25 Hibir sebebe bal olmadan seme gcne sahib olduumuz kanaatinde olan kaytszlk hrriyeti taraftarlar bu gcn mahiyeti ne olduu hakknda inandrc bir aklama yapamyorlar. Bu gc neye balamak lazmdr? rdeye mi? Hrriyet, irdi bir hareket olduuna gre kaytszlk hrriyetinde irde gcnn bir rol oynamas gerekir.26 Yce Allahn, gereklemesi ve sonucundan insann sorumlu olma23 24

Bkz. Metin zdemir, Allahn Bilgisinin Ezelilii ve nsan Hrriyeti, stanbul 2003, s. 27. Bkz. Necati ner, nsan Hrriyeti, Ankara 1995, s. 21. 25 Leibniz, Essail de Theodice, 3 emepartie, Paragraf:301-306, Paris, 1962; ner, a.g.e., 22. 26 ner, a.g.e., 22.

34 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu s gerektii insan davranlarn nceden bilmesi ve belirlemesi inan ve anlay insann hrriyetine, bunlar ve dier her varln yaratl ncesini bilmemesi ise Allahn ezeli ve kuatc ilmine zarar vermektedir. Bize gre bu ikilem ve kapal alan henz akla kavuturulamamtr. Allahn ilminin insan irdesi ve eylemlerini ne ekilde etkiledii; bu bilginin ezeldeki belirlenmilik demek mi yoksa ezeliliin hl devam eden bir sre mi olduu kader tartmalarna yeni boyutlar kazandracaktr. nk tayin ve takdiri, ezelde olmu bitmi bir ey gibi alglama, insann zgrl ve sorumlu klnn aklama balamnda nmzde duran ve insan diman doyurucu cevaplar bekleyen bir sorunlar yuma olmaya devam etmektedir. II-Allahn Ezeli lminin Yokluk Ve Varlkla likisi Yokluk, Kelm literatrnde adem ve mdm kavramlaryla anlatlmaktadr. ncelikle unu belirtmek gerekir ki Mutezile, mutlak yokluktan ziyade, mmkn olan yoklardan sz eder. Mutezile dnrleri zat larn (varlklarn z/cevheri) var olmadan nce cevher (ayn) ve gerek olduklarna ve filin onlara tesiri, onlar zat yapmak deil, zatlara varlk vermek olduunu ileri srmler ve buna inanmlardr. Ayrca bu zatlarn, ahsen birbirinden ayr olduklarna ve bu yoklarn her bir trnden sbit olann sonsuz sayda bulunduunda/ olduunda birlemilerdir. Eb Ykup e-ahhm, Eb Ali el-Cbb, Ebul-Hseyn el-Hayyt, Ebul-Ksm elBelh, Eb Abdullah el-Basr, Eb shak b. Ayy, Kd Abdulcebbar b. Ahmed ve rencileri bu grtedirler. Bunlar, yoklukla nitelenmi zatlarn hepsinin zat olma bakmndan eit ve aralarndaki farklarn (ihtilaf) niteliklerde olduklarnda birlemilerdir. Daha sonra bu konuda da ihtilaf etmi; ounluu, cinslerin her birinin kendi nitelikleriyle nitelenmi olduklar grne gitmilerdir. Bundan amalar da cevherin zatnn, cevherlik nitelii siyahln zatnn siyahlk nitelii ile nitelenmesi gibi- olduunu kabul etmektir. bn Ayy, bu zatlarn, btn niteliklerinden ri/plak olduklarna inanmtr. Zira, nitelikler ancak varlk annda bulunur.27 Mutezilenin ounluuna gre, yokluk belirli deildir ve mmkn olan her vcuda girmeye msaittir. Kuran bir ynyle yorumlamaya alan Mutezile, bu konuda kesinlikle Aristo veya Eflatunun yolunda deildir.28 Kader anlay konusunda tam zt grte olsalar da sfatlar konusunda Mutezileye byk lde etki ettiini, ya da benzer grler ileri
27

Fahruddin er-Rzi, el-Muhassal-Kelma Giri, (ev.: Hseyin Atay), Ankara niv. Bsm., Ankara 1978, s. 54-55. 28 Ali Smi en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, (ev.: Osman Tun), nsan Yay. stanbul 1999, II/246.

Abdulhamit S NANOLU 35. srdn tespit ettiimiz Cehm b. Safvn (.124/741), Allahn ilminin sonral (hdis) olup, bunun da mahalsiz olduunu ileri srmtr. Ona gre Allahn bir eyi yaratmadan nce bilmesi uygun (ciz) deildir. nk eer yaratmadan nce biliyorsa, bu ilmin, o eyi yarattktan sonra da devam edip etmemesi sorunu ortaya kar! Yaratlmak istenen ey varolduktan sonra o ilmin devam etmesi mmkn deildir. nk yarattktan sonra o ilim ortada kalmaz ki, tekrar yaratm olsun. Zira o eyi varla getirmi olan ilim, onu meydana getirecek olan ilim deildir. Aksi takdirde ilim cehle dnr. Bu ise Allah hakknda muhldir. Vcuda getirdikten sonra, meydana getirmek iin devam etmezse, o zaman bu ilmin deimi olmas gerekecektir. Oysa Allah hakknda deiiklik muhldir. Yahut ilminin bir mahalde meydana gelmesi lazmdr. O da muhldir. nk bu durumda da mahallin Allahn ilmi ile mevsuf olmas gerekecektir. O da muhldir. Sonu olarak Allahn ilmi mahallinde hdistir.29 Cehme gre burada ezeli bir sfat olarak, ilmin hdis olan nesneleri (mlumt) konu almas, ilimde bir deiim sonucunu douraca ve Allahn ztnda da deiimi dndrdnden mmkn deildir. nk ilim, hdiseleri bilme ilmidir. Bu anlay, Cehmi mevcut olan mlumatlar saysnca hdis ilimleri var saymaya gtrmtr.30 Kelmclar yokluun ilme konu olmamasn muhl grmlerdir. Mtridlerin byk bilginlerinden Nesefye gre Allah ezelde almdi ve bu ilim Allahn ztnn dnda yoklua taalluk ediyordu.31 Mutezilenin bu konu hakkndaki grleri ise yledir: 1-Varlndan nce eya, srf yokluk; yani la ey halindeydi. Bu balamda sadece ey kelimesi d lemde var olan iin kullanlmaktadr Bu gr Allf, bn Rvend (.293/906), Ebl-Huseyn el-Basr (.366 h.), Mrcieden ve Erlerden bazlar savunmulardr. Bunlar Allahn ilminin hdis olmasn reddederler. 2-Mutezil ahhmn ncln yapt gr: O, yokluun mevcut olmad zaman bile ey olarak adlandrlabileceini syler. Buna gre hdis, cisim, araz, cevher gibi mevcut olduu zamanki gibi yok olduu zaman da ey adn alr; ey dediimiz kavramn iine neler giriyorsa, yokluun iine de onlar girer. Hayyt, yokluun var olmasndan nce cisim olduunu syleyecek kadar ileri gitmitir. Yokluk konusundaki grlerinden dolay Mutezilenin dnyann sonradan (hdis) olduu ynndeki grle29 30

Badd, el-Fark beynel-Frk, (I.Bs. ) Beyrut 1973, 113; Ner, a.g.e., II/100. Ner, a.g.e., ay. 31 Bkz. Nesef, a.g.e., I/262; . Ali Dzgn, Nesef ve slm Filozoflarna Gre Allah lem likisi, Aka Yay. Ankara 1998, s. 212.

36 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu rinde samimi olmadklar ileri srlmtr. Zira yokluk bir ey ise bu durumda lem kadm olur.32 Oysa Hayyt, bn Rvend (.293/906)ye reddiyesi olan el- ntisr adl eserinde bu konuyu yle aktarr: phesiz muvahhidlerin (bu konudaki) gr udur: Allah vard ve hibir ey yoktu. Bu doru bir szdr. Allahn ezel olarak eyay bilen olmas yanl deildir. nk eya olu(lu)dur. Mutezile yle demitir:Allah eyay ezel olarak bilendir. (Mutezile bilginleri) eyann ezel olarak Onunla beraber var olduunu ise iddia etmemiler, ancak yle demilerdir: O, onlar cd ve ihdas ettii zaman var olan ve meydana gelen eyleri ezel olarak bilendir. Onun ( bn Rvendnin) eya var olmadan nce eyler deildir szne gelince;eya var olmadan nce mevcut eyler deildiri kastediyorsa doru bir szdr. Ancak onlar, Sni(Yaratc)leri onlar var ettiinde meydana gelen eylerdir. yet mlm olan bir ey mevcut olunca, o mevcut (var) olmadka kendisine g yetirilen bir ey olmaz. Bu byle olunca fiil, var olma halinde kendisine g yetirilen olur. Var olmas anndan nce kendisine g yetirilen (bir ey) deildir. Nitekim var olmas annda mevcut olup, ondan nce mlm deildir demilerdir.33 Buna gre Mutezile yoklua ey dememektedir. nk varlklar ortaya kmadan nce henz bir ey deildirler. Mutezilenin Allah, eyay ezel olarak bilendir gr, bu eylerin Onunla birlikte ve Onun gibi ezel olduklarn deil, her ne zaman var edilmise o zamanki ezelden beri onlar bilen olduunun bir ifdesidir. nk zaman kavram varlklarn yaratlmasndan sonra, veya yaratlmalar ile balam bir kavram olup, Allah bu eyleri ezelde varla karmtr. Bir ey mevcut olmadan nce ona g yetirildiinden bahsetmek yanltr. nk o ey zten yoktur. Dolaysyla Allahn ilmi, ezel olarak, ama var olmalar halinde eyaya taalluk etmektedir. Mutezile eyay, mdm ve mevcd diye ikiye ayrmaktadr. Onlara gre eya var olmadan nce, tmyle mdmdu. Sonra Allahtan varlk lemine kmay istedi. Bylece ademden varlk vcuda gelmi oldu. Vcudu veren Allahtr. Mutezilenin eyay mdm ve mevcd diye iki ksma ayrmasndan maksat, Allahn mutlak mhiyetini, lemin mhiyetine benzemekten tenzih etmek iindir. Allahn yapt ey, bu mdma vcut vermesidir. Mutezileye gre yokluk mhiyeti olan bir eydir. Bu yokluk Mutezileye gre Allahn oluru ile lem olmutur.34 Matrid, Mutezilenin bu mdm grn yle eletirir: yet
32 33

A. S. Tiritton, Muslim Theology, London 1947, p.140. Hayyt, Kitbul- ntisr, Beyrut 1988, s. 124-125. 34 Bkz. Ner, a.g.e., 244.

Abdulhamit S NANOLU 37. mdm, ey olarak adlandrlrsa, o zaman Allaha kalan tek ey bunun varla karlmas olur, yaratlmas deil. Ve varla kmadan nce de bir varla sahip olaca iin mdm kadm olur. Bundan sonra Matrid Mutezilenin bu gryle, lemin tynetinin yani ilk madde nin, heyulann kdemini savunan gr sahipleri arasnda bir mukayese yaparak Mutezileyi Dehrilere benzetir.35 Hayyt ise, Mutezilenin mdma ey demediklerini ileri srmektedir. Dolaysyla Matrridnin, Mutezileyi mdmu ey olarak kabul etmekle sulamas ve adeta onlar Felsefecilere ve Dehrlere benzetmesi alacak bir durum gibi grnyor. Bu durum sanrm Mutezilenin Allah eyay ezel olarak bilendir grlerinden kartlan bir anlama biimi olsa gerek. Halbuki biz Hayytn ifdelerinden ve genel Mutezil sylemlerinden Mutezilenin Allahn Birliine glge drecek bir grne rastlamadk. Aksine onlar yokluu ey olarak kabul etmemekle slmn Tevhid inancnn ylmaz savunucular olmulardr. Mutezile ile Ehl-i Snnet arasndaki ihtilaf hep semantik bakmdandr. Mutezile, Allahn alm, kdir, hayy, sem, basr olduunu kabul konusunda. Ehl-i Snnet ile ayn fikirdedir. Yalnz Ehl-i Snnet, dilin semantik anlayna dayanarak limin, ilmi olan zt, kdirin, kudreti olan zt demek olmakla; Allahn ilim ve kudret ile nitelenmesinin dilin gerektirdii bir anlam olduunu kabul eder. Burada Ehl-i Snnet dildeki kelimenin ekimi ve treyiini kant getiriyor. Mutezile ise Allah almdir diyor ama,Allahn ilmi vardr demiyor. nk onlara gre ilim soyut bir kavramdr ve onu Allaha isnat etmek, Allahn onunla birletiini vehmettirir ve akla getirir. Bu ise Allahn bir olma sfatn zedeler.36 Nesef: Allah alm, hayy, semi, basir, kdir dendiinde; Allah zttr, zttr, zttr...demek olur. nk zt ile alm ayndr37 diyerek bunlara semantik yoldan cevap verir Baz Mutezile bilginlerine gre mlm olduundan dolay mdm ey olarak kabul edilir. Him b. Amr el-Fuvatye gre ise, mdm, mlm deildir. Allahn orta, ei, ocuklarnn varl imkanszdr. Bunlarn varlnn imkanszl bilinmektedir. Bu nedenle icma ile bunlar bir ey deildir. nk ey ad onlara gre vcudu mmkn olan mdm hakknda kullanlr. Vcudu imkansz olan eyler hakknda kullanlmaz.38 Buna gre Allahn bilgisi mutlak yoklua taalluk etmemekte, varl mmkn olan yokluklara taalluk etmektedir. te Mutezilenin de Allahn
35

Bkz. Ebu Mansr el-Mtrid, Kitbut-Tevhid, (Thk.: Fethullah Huleyf), Lbnan 1982, s. 86; Dzgn, a.g.e., 216 (Mtridnin tynet kavram slm filozoflarnn Heyulsna benzer.Bkz. Dzgn, a.g.e., ay.). 36 Atay,Tebsratl-Edilleye Giri ksm, 26; Dzgn, a.g.e., 196. 37 Nesef, Tebsratl-Edille, I/268. 38 Nesef, a.g.e., 11.

38 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu bilgisinden kastettii bu nanstr. Allahn e ve ocuklarnn bulunmas veya kendisine benzer bir Tanrnn varl asla dnlemez. Hatta hi akla hayale gelmesi mmkn olmayan eyler de byledir. Bunlar mutlak yokluk olup, Allahn bilgisinin -ya da Mutezileye gre almliinin- bu tip eylerle alakas yoktur. Allah bilir ifdesi, Mutezile dncesinde, hdiseler olduktan sonra Allahn o hdiseleri tavsif etmesi eklinde alglanr.39 Er, Mutezileyi zt sfatlar konusunda eletirerek, bu grlerini Aristodan aldklarn ileri srerken ilim konusuna da deinir.40 Oysa Mutezilenin sfat gryle Aristonunki farkldr. Aristo, Tanr btnyle ilim, btnyle hayattr derken, Allf ve Mutezile ise Allah bir ilimle bilir ve Onun ilmi ztdr, bir kudretle Kdirdir ve Onun kudreti ztdr demektedirler. Birincisi sfatn nefyi iken, ikincisi zt ile sfatn zdeliini iddia etmektedir.41 Taftazn (.796/1395)ye gre, Mutezile ile Ehl-i Snnet arasndaki ihtilafn temeli, kelm- nefsinin kabulne veya reddine dayanr. Kurn ve dier kutsal kitaplarn ieriklerinde olduu gibi, Ehl-i Snnet Allahn birer ezel sfat olan ilim ve kelm sfatyla ezelde kendi kendine konumasn mmkn ve anlaml grrken; Mutezile, anlamsz ve muhl grr. Bu konuda Ehl-i Snnet kyasul-ib ale-hid=aibin ahit zerine kyas ilkesine dayanarak kendi grn savunmak iin yle bir rnee bavurur: Bir adam bir olunun olacan farz ederek, dnyaya geldikten sonra yle yapsn diye emir verebilir. Kurnn kelm- nefsi olarak ezellii de buna benzer. Ehl-i Snnet kelmclarn Kurn hakknda byle bir izah tarzna zorlayan ey, onlarn btn sbt sfatlarn ezel olduuna dir grleridir. Dolaysyla ilim sfat da ezeldir.42 Mutezile ise Allah n kelmnn ezel olduunu kabul eder. Yani Allah ilim ile alm olmaz, zatndan dolay (li ztihi) almdir.43 Onun ilmi, zat demektir. Ibn Rd (.596/1198)e gre Allah muhdes olan eyleri ezel irdesiyle irde eder veya ezel ilmiyle bilir demek, Kurnda olmayan bir bidattr. Ona gre Allah, Enam sresi 59. yette grld gibi Allahn

39 40

W. Montgomery Watt, Hr rde ve Kader, (ev Arif Aytekin), st 1996, s. 86 Bkz. Ear, Maklt, I/495; Dzgn, a.g.e.,194. 41 Bu ayrm ehristn el-Milel ven-Nihal, (Thk.: Muhammed Seyyid Kln), Dru'lMa'rife-Beyrut 1980 adl eseri I/50de yle yapar: Allah, ilmiyle deil de ztyla bilicidir diyen filozoflarla Allah, zt olan ilmiyle bilicidir diyen Allf arasnda fark vardr. Birincisi sfatn nefyi iken, ikincisi bizzt sfat olan ztn, ya da bizzt zt olan sfatn ispatdr. Bkz. Dzgn, a.g.e.,194 42 Sduddn et-Teftazn, erhul-Akid, Kahire 1988,; s. 43; lhami Gler, Sbit Din Dinamik eriat, Ankara 1999, s. 137. 43 Kd Abdulcebbr, erhul-Uslil-Hamse, 183.

Abdulhamit S NANOLU 39. varla kard eyleri bilir.44 bn Rdn bu gr Mutezil syleme yakn bir izah tarzdr. ada aratrmaclardan Davud Rehber de, Kurnda Allahn ilminden bahseden yetlerin btnnde, Allahn insan fiillerini ezelde bildiine dir bir iretin bulunmadn bildirir.45 Allah ezelde kendi fiillerini irde edip, bilgisinin konusu yapm mdr? Allahn ezelden beri mrd olmas, ortaya koyaca eyleri ezelde irde etmi olmasn gerektirir mi? Mutezilenin sylemlerinden ortaya kan, Allah kendi fiillerini de, insan fiillerini de ilminin konusu yapmad, yani bilkuvve olarak bunlar irde etmedii eklindedir. Zira yaratc olmann bir zellii de yeniden ve srekli olarak irde etmedir. Varla karmas anlktr; ol (kn)der ve hemen oluverir.46 Eer, hem kendi fiilleri, hem beer fiillerini ilminin konusu yapm olsayd, kendini de insanlar da bir nevi-balam ve zorlam olurdu. Halbuki o, fil-i muhtr (mutlak hr) olup, istediini istedii nda istedii ekilde yaratr. O, diri ve kayymdur, 47 O, her an yeni bir itedir, 48 O, dilediini yapandr,49 Yaratmasnda istediini arttrr. 50 85. Buru Sresinin 16.yetinde geen Levh-i Mahfz ve 56.Vka Sresinin 78. yetindeki Kitbun Meknn ifdelerini baz mfessirler, lafz yoruma bal kalarak, Kurnn ezelde yazl olduu yer olarak anlamlardr. Muhammed Esed, Meal Tefsirinde (The Message of the Quran) Taber, Beav, Rz ve bn Kesr (.774/1372)in tefsirlerine dayanarak, mecz anlamda, Kurnn kaybolmazlk, korunurluk niteliine iret eden ifdeler eklinde yorumlamtr.51 amzn nl mslman dnrlerinden Muhammed kbl de ilhi ilmin sakin ve donuk boluk olduunu ileri srerek, bunu varlklarn birbirlerine bal bulunduu canl ve yaratc faaliyet olararak aklamak suretiyle konuya deiik bir yaklam getirmeye alr. kbal, bu bilginin olaylarn nceden belirlenmesi anlamnda deil, belirsiz bir imkan demek olduunu savunur. O bu konuyu yle aklar: Aslnda bir eit kapsaml bir ilim gibi telakki edilen ilm-i ilhi, Einstein ncesi fizik biliminin sakin ve donuk boluundan baka bir ey deildir. Oysa ilhi ilmi, ona kendiliinden ayakta durduu gibi grnen eyalarn uzviyet bakmndan birbirlerine bal bulunduu canl, yaratc bir faaliyet olarak dnmekle; Onun gelecek
44

bn Rd, el-Kef an Menhicil Edille, Beyrut 1982, 80-81; Bkz. Ilhami Gler, Sbit Din, 137. 45 Davud Rehber, God of Justice, 1960, 51 vd.; lhami Gler, Sbit Din, 137. 46 Ysn 36/82. 47 Bakara 2/255. 48 Rahman 55/29 49 Buru 85/16 50 Fatr 35/1. 51 Gler, Sbit Din, 138 (21 nolu dipnot).

40 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu olaylar nceden bilme fiilini kurtarm oluyoruz. Fakat ilh ztta gelecein; daha dorusu doann ve insan eylemlerinin gelecekteki hareketi, oluu uzun bir mddet nce pln izilmi olan bir olaylar zinciri gibi deil; belirsiz bir imkn olarak vardr.52 Ayrca kbalin, kevn olaylar da kapsayan Allahn kinttaki olaylar nceden/ezelde tesbit etmesinin gelimeye aykr olduu, halbuki kintn statik olmad anlayndan hareketle Allahn byle bir ilminin olmad anlay ar bir yorum53 gibi grnse de zerinde dnmeye deer yeni bire bak asdr. SONU slamn aklc ve hrriyeti kanadn temsil eden Mutezile Kelm Ekolnn ikinci yzyldan itibaren gittike detaylanan ve felsefleen tartmalar zellikle alimler arasnda ilgi uyandrmakla birlikte, halk arasnda fazla ilgi uyandrmama benziyor. Onlarn grleri sadece bir takm entelektel bilginler arasnda ve saraylarda hararetli tartmalara sahne olmutur. O dnemden bu yana Allahn ezelde bilmesi, Allahn ilmi bahsinde deil de, insanlarn yeryzndeki davranlarnn Allahn irde ve gc ile ilikisi balamnda ve kader kelimesi ile halka izah edilmeye allr. Bu izah tarz, kaderin insann bana gelecek olaylarn Allahn mutlak irdesiyle nceden tayin edilmesi (aln yazs) eklinde anlalmasna sebebiyet vermitir. Burada artk dominant olan bilme veya ilim deil, belirleme, tayin etmedir. Halkn kader anlay byk lde byledir.54 Abbasilerin Memun, Mutasm ve Vsk dnemlerini bir yana brakrsak, yzyllar ierisinde Emevilerden itibaren balayan siyasal otoritenin kader inancn ve Allahn ilim ve iradesini kendi lehlerine kullanma sreci byk oranda gnmze kadar devam etmitir. Hicri beinci yzyldan sonra Earliin ve Tasavvuf anlaynn kklemesinde byk abalar sarf etmi bulunan Ebu Hmid el-Gazzl (505/1111) kendi dnemindeki ve daha sonraki Snni iktidarlarn iini daha da kolaylatrmtr. O, yazm olduu eserlerin okluu ve yaygnlatrlmas srecinde Mslmanlarn kader anlaylarnn ekillenmesinde byk katklar olmutur. Sonunda siyasal otorite ile Mslmanlarn byk ounluunun kader anlaylar rtm; iyi veya kt, baa gelen her olay Allahtan bilinir olmutur. Bu anlay, halkn maddi ve fikri alanlarda ilerlemesi, dnyada baarl ve huzurlu bir hayat srmeleri hususunda sorumluluk mevkiinde olan bir ok yneticinin iine gelmitir. Byle52

Muhammed kbl, slmda Dini Dncenin Yeniden Teekkl, (ev.: A. Asrar), stanbul, 1984., s. 111-112. 53 kbal, a.g.e., 82; Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyasi Hadiselerinin Kelm Problemlere Etkileri, Birleik Yay., stanbul 1992, s. 329. 54 Gler, a.g.e., s. 20.

Abdulhamit S NANOLU 41. ce ilerici ve atlmc bir karaktere sahip olan slam, bu tip yneticiler ve onlara payanda olan alimler tarafndan srekli olarak kullanlm, bylece halkn bana gelen her trl musibetin sorumluluunu kendi zerlerinden atma hususunda -zellikle birtakm ferdi ve toplumsal felaketleri Allahn ilmi ve kaderine balayarak- mslmanlarn o gnden bu gne irade ve beeri fonksiyonlarnn gerilemesine neden olmulardr. Gnmzde insan hrriyetini temellendirme adna ileri srlen birtakm ifadelerle Allahn ilmini sanki belirsiz bir imkn olarak grme anlay, Allahn ilmini snrlandrmaya gtren ve Ona cehl isnad gibi grnen kapal bir kavramdr. Bize gre ilh ilim hakknda sylenecek her fazla sz, onun tannmas ve bilinmesine yarayacak yerde, yeni kmazlar ve sorular beraberinde getirmektedir. Mutezile, Yce Allahn bilmesinin ezel/kadm olduunu kabul etmemekle insan hrriyetini kurtarmaya alrken, Ehl-i Snnet ezeli ilme halel getirmemek iin insan hrriyetini snrlandrmak zorunda kalmlardr. nsan hrriyeti ve sorumluluu asndan ele alnan bilgi konusunda Allahn ilmini belirsiz bir imkn olarak grme anlay, sanki Allahn olaylar daha nce bilmedii gibi bir anlaya gtrdnden, geleneksel Mslman dncesi bunu kabul etmeye yatkn grnmemektedir. Mutezile, Yce Allahn bilmesinin ezel olduunu kabul etmemekle, hem alemin kadm olaca anlayn reddederek Allahn birlii ve yaratmasn kantlamakta, hem de insan hrriyetini kurtarmaya almaktadr. Ehl-i Snnet ise Allahn ezel bilgisinin her eyi kuatcln savunmakla hem ulhiyyete halel getirmemek adna insan hrriyetini aklanmas zor bir duruma sokmutur. Mutezilenin yaklam biimi insan akl ve ftratna uygun gibi grnmekte, Ehl-i Snnetin yaklam biimi ise standart Mslmann vicdan ve kanaatine uygun dmektedir. Belki de konunun ok girift ve soyut olmas her iki ekoln de bylesi metafizik bir konuyu tam olarak akla kavuturamamasna neden olmutur. Bizler onlarn konuya yaklam biimlerini gzard etmeksizin amzn kozmoloi ve astronomi bilgilerinden de yararlanarak yeni bak alar ve deerlendirmeler sunarak hakikati arama abalarmz devam ettirmek zorundayz.

42 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu B BL YOGRAFYA Akbulut, Ahmet, Sahabe Devri Siyasi Hadiselerinin Kelm Problemlere Etkileri, Birleik Yay., stanbul, 1992. el-Badd, Abdulkhir, el-Fark beynel-Frk, (I.Bs.) Beyrut 1973. __________, Usluddin, stanbul, 1928 Bernard, Marie, lk Mutezillerde lim Kavram, (ev. erafeddin Glck), Atatrk niv. slm limler Fak. Dergisi (Ayr Basm), say: 2, Ankara1977, S. Pinesin Some of Islmic Culturedeki Makalesi, Some of Islmic Philosophy, Haydarabad, XI (1937). el-Cveyn, Ebul-Mel Abdulmelik (.478/1085), el-Akidetn-Nizmiye fil-Erknil- slmiyye, Kahire 1978. _______, Kitbul- rd il Kavtl- Edille, Kahire 1950. Dzgn, aban Ali, Nesef ve slm Filozoflarna Gre Allah lem likisi, Aka Yay. Ankara 1998. Ebu Hanife, Fkh- Ekber ( mm- zamn Be Eseri iinde), ev. Mustafa z, stanbul ,1992. Eb Zehr, Muhammed, slmda Siyas ve tikd Mezhepler Trihi, 1. Bsk, (ev. Ethem Ruhi Flal ve Osman Eskiciolu, stanbul, 1970 Emin, Ahmed, Duhal- slm , 7.bsk. Kahire 1964. el-Ear, Ebul-Hasen, Makltul- slmiyyn vehtilful-Musalln, (Tashih: Helmut Ritter), (II. Bs.), Drun-Ner, Wiesbaden, 1400/1980; stanbul 1929. Glck, erafeddin, lk Mutezililerde ilim Kavram, (eviri), Atatrk niv. slm limler Fak. Dergisi (Ayr Basm), Ankara1977, s.323. el-Gurbi, Ali Mustafa, Trihul-Frkl- slmiyye, Msr 1948 Gler, lhami, Sbit Din Dinamik eriat, Ankara1999. Harpt, Abdullatif, Tenkhul-Kelm, Dersaadet 1330 h., s.11. Hasan- Basr, Risle (Thk.:H. Ritter), Der Islam, XXI, Heft I, 1932, October (Ekim), (ev.: Ltf Doan-Yaar Kutluay), A FD., Ankara 1959. el-Hayyat, Ebul-Hseyn, Kitb el- ntisr ver-Reddu al bn er-Rvend, (Thk.: Nieberg), Beyrut 1987-1988. bn Hazm el-Endels, el-Fasl fil-Milel vel -Ehvi ven-Nihl, Msr 1320h. bn Rd, el-Kef an Menhicil Edille, Beyrut 1982. bn Sa'd, Tabaktu'l-Kbr, Beyrt, tsz. bnul-Mrtez, Ahmed b.Yahya (.840/1437), el-Mnye vel-Emel, Hayda-

Abdulhamit S NANOLU 43. rabat 1902. kbl, Muhammed, slmda Dini Dncenin Yeniden Teekkl, (ev.: A. Asrar), stanbul, 1984. zmirli, smail Hakk, Yeni lm-i Kelm, (Sad. Sabri Hizmetli), Ankara 1981. Izutsu, Toshikio, bn Arabinin Fususundaki Anahtar Kavramlar, ev. Ahmet Yksel zemre, stanbul 1988. Kd Abdulcebbar b. Ahmed, el-Mun f Ebvbit-Tevhdi vel-Adl, Kahire 1960- 1965. Kd Abdulcebbar b. Ahmed, erhul-Uslil-Hamse, Kahire 1988. Keskin, Halife, slm Dncesinde Bilgi Teorisi, Beyn Yay., stanbul 1997. Macit, Nadim, Kurann nsan Biimci Dili, stanbul 1996,75. el-Mtrid, Ebu Mansr, Kitb et-Tevhid, (Thk.: Fethullah Huleyf), Lbnan 1982. Mc Donald, D.B., Mtrid, slam Ans., stanbul 1955. en-Nesef, Ebul-Mun, Tebsratl-Edille f Uslud-Dn, Thk. ve nr. Hseyin Atay, D B. Yay.,Ankara 1993. en-Ner, Ali Smi, slmda Felsef Dncenin Douu, (ev.: Osman Tun), nsan Yay. stanbul 1999, s.246. en-Nisbr, Eb Red Sad b. Muhammed b. Sad (.h.400den sonra), elMesil fil-Hilf beynel Basriyyn vel-Baddiyyn, (Thk.: Maan Ziyde, Rdvn es-Seyyid), Mahed el- nmil-Arbi, Beyrut 1979. mer b. Abdlaziz, er-Risle (Bidyt lmil-Kelm fil- slm iinde, Thk. Josef van Ess), Beyrut 1977. ner, Necati, nsan Hrriyeti, Ankara 1995. zcan, Hanifi, Mtrdide Bilgi Problemi, stanbul 1993. zdemir, Metin , Allahn Bilgisinin Ezelilii ve nsan Hrriyeti, stanbul 2003. er-Rzi, Fahruddin, el-Muhassal-Kelma Giri, (ev.: Hseyin Atay), Ankara niv. Bsm., Ankara 1978, 54-55. Rehber, Dvud, God of Justice, 1960. Schacht, Joseph, The History of Muhammedan Theology, Studia slmica, I, 1953. Schacht, Joseph, The Origins Of Muhammed Jurisprudence, Oxford 1959, s.1

44 Allahn Ezeli lminin nsan zgrln Kuatcl Sorunu et-Taber, Trihu'l-mem ve'l-Mlk, Kahire 1939 et-Teftazn, Sduddn mer, erhul-Akid, Kahire 1988. Tiritton, A. S., Muslim Theology, London 1947, p.140. lken, Hilmi Ziya, Genel Felsefe Dersleri, Ankara 1972. Watt, W. Montgomery, Hr rde ve Kader, (ev Arif Aytekin), stanbul 1996. Yrkan, Yusuf Ziya, slm Akid Sisteminde Gelimeler, A FD., say: 23, Ankara 1953

You might also like