You are on page 1of 75

Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

Felsefe Anabilim Dal

SARTRE VE KANT TA ZGRLK VE ETK

Aye EVK

Yksek Lisans Tezi

Ankara, 2012

SARTRE VE KANTTA ZGRLK VE ETK

Aye EVK

Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

Felsefe Anabilim Dal

Yksek Lisans Tezi

Ankara, 2012

iii

ZET

EVK, Aye.Sartre ve Kantta zgrlk ve Etik, Yksek Lisans Tezi, Ankara, 2012.

Bir onsekizinci yzyl filozofu olmasna ramen amzn sorunlarna da k tutan


dnceleriyle nemli bir yere sahip olan I. Kant ile zgrlk hakkndaki aykr
grleriyle birok evrede tepkiyle karlanan J. P. Sartren en nemli ortak noktas,
her iki dnrn de gerek etik, gerekse toplum ve siyaset hakkndaki grlerinin
temelinde zgrlk anlaylarnn yer almasdr. Ancak insann zgrlne ilikin
problemin, ilk aamada, dnrlerce farkl alardan ele alnm olmas etik alanda
farkl sonulara ulamalarna neden olmutur. Kanta gre, insan trnn her yesi akl
sahibi bir varlk olarak, doa nedenselliinden bio-psiik ihtiyalarndan,
eilimlerinden, haz isteinden ya da acdan kanma drtsnden- bamszca, yalnzca
aklnn buyurduu gibi eyleyebilme olanana sahiptir. Taycs insan olan ve kiinin
zgrlnn koullarna iaret eden ve Kant tarafndan negatif zgrlk olarak
adlandrlan bu olanak, kendi aklnn koyduu yasaya ahlak yasasna- gre eylemde
bulunabilen kiilerce gerekletirildiinde pozitif zgrlk adn almakta ve byle
eyleyebilen kiilerin zellii haline gelmektedir. Sartre ise zgrlk problemiyle ilgili
tartmalarn Kanttan nceki safhasna yeniden dnerek, insan zgr mdr sorusu
zerinde durmu ve zgrl, bilinli bir varlk olan insann varolusal bir zellii
olarak tanmlamtr. nsann insan olmasyla zgr olmas arasnda bir fark olmadn
ne sren Sartre, pozitif zgrlk bakmndan kiiler arasndaki farkllklar gzden
karmtr. Varlk ve Hilik adl eserinde grlebilecei zere, nceleri, insann tm
eylemlerinin bilin araclyla aklanabileceini ve bilinli varoluunun insanda
yaratt sorumluluk hissinin, onu etik anlamda doru eylemde bulunmaya
zorlayacan dnen Sartre, sonrasnda, zgrlk tanmn deitirmemekle birlikte,
kiinin hr iradesiyle gerekletirdii eylemin sorumluluunu almasnn, o eylemin
ahlakl olmasn salamayacan anlam, tpk Kant gibi, kiinin eylemlerinde l
salayacak bir ilkenin arayna girmitir.

Bu almann amac, Varlk ve Hilik, Egonun Aknl gibi salnda yaynlanan


eserlerinde, Kantn zgrlk ve etik anlayndan olduka farkl, hatta ona zt bir
iv

zgrlk ve etik anlayyla tannan Sartren, lmnn ardndan yaynlanm olan


Etik iin Defterlerde Kantn zgrlne ve etiine olduka yaklaan grler ortaya
koyduunu gstermektir.

Anahtar kelimeler: Deer, Etik, Kant, zgrlk, Sartre


v

ABSTRACT

EVK, Aye.Freedom and Ethics in Sartre and Kant, Masters Thesis, Ankara, 2012.

Taking freedom as the basis of their views on ethics, society and politics, is the major
common point between I. Kant who is a philosopher of the eighteenth century although
has a significant place with his thoughts that shed light on the problems of our time and
J. P. Sartre who discountenanced in many societies because of his extreme ideas about
freedom. Nevertheless, approaching the problem of human freedom from different
angles, in the first place, has led philospohers to reach different results in the field of
ethics. According to Kant, every member of the human species as an intelligent being,
has the ability of act independently from natural causality - the bio-psychic needs,
inclinations, desire to pleasure or the impulse to avoid pain- only as prescribed by his
mind. This ability of human beings that indicates the conditions of persons freedom
and named as negative freedom by Kant, when executed by the persons who can act
according to the law the moral law- , takes the name of positive freedom and
becomes a feature of these persons. However, returning to the phase of the discussion
about the problem of freedom before Kant, Sartre has focused on the question is human
being free and described freedom as an existential feature of human who is a consious
being. By claiming that there is not any difference between being human and being free,
has overlooked the differences between people in terms of positive freedom. As can be
seen in his work Being and Nothingness, previously, Sartre has thought that it is
possible to explain every single human actions by consciousness and the sense of
responsibility created by the conscious existence of mankind, will force him to do the
right thing in ethical sense. Afterwards, without changing his definition of freedom,
Sartre has understood that the persons taking responsibility of the actions he performed
freely, will not provide the morality of the action and, just as Kant, has taken the quest
of a principle that can be used as a measure to ones actions.

The purpose of this study is to show that although in his works like Being and
Nothingness, Transcendence of Ego which were published in his lifetime, Sartre is
known with his views on freedom and ethics which are quite different from Kants
conception of freedom and ethics, even opposite to him, but in Notebooks for an Ethics
vi

which was published after his death, he has stated opinions that approximating Kants
freedom and ethics.

Keywords: Value, Ethics, Kant, Freedom, Sartre.


vii

NDEKLER

Sayfa No
KABUL VE ONAY i
BLDRM. ii
ZET. iii
ABSTRACT....... v
NDEKLER . vii

GR. 1
BLM 1. KANT VE SARTREDA ZGRLK . 5
1.1. KANT VE ZGRLK ANTNOMS... 6
1.1.1. Toplumsal zgrlk ve Kantn Ebedi Bar deali 13
1.2. SARTRE VE ZGRLN BLNC... 15
1.2.1. Rekabetten Birlikte Yaamaya.. 19
BLM 2. KANT VE SARTREDA ETK.... 25
2.1. KANT VE AHLAK YASASI.. 25
2.1.1. nsann devleri... 33
2.2. SARTREDA ETK VE TARH LKS.. 39
2.2.1. Evrensellik Kavramnn Tarih ile likisi... 39
2.2.2. Hak......... 42
2.2.3. Sartreda dev Kavram....... 45
DEERLENDRME VE SONU...... 53
KAYNAKLAR.. 61

GR

Kiileraras tartmalara, kavgalara, kar atmalarna, toplumsal karmaalara, lkeler


arasnda kan savalara sahne olan dnyamzda ska karlar olduumuz insanca
yaamak, insana yakr bir yaam srdrmek gibi ifadelerin gerek siyasi alanda
gerekse etik alanda birok tartmaya konu olmas, insann -kendi ve bakalarnn
kiisindeki insanla sayg duyarak hayatn srdrmesi anlamnda- insanca
yaayabilmesi iin, insani dzeni salayacak ahlak kurallarna ihtiya olduunu
gstermektedir. Ahlak kurallarnda adan aa, toplumdan topluma, hatta ayn
toplumun farkl tarihsel dnemlerinde gzlemlenen eitliliin nedeni ise bu kurallarn
kaynandaki ilkelerin ieriiyle ve belirli koullarda tretilmi olan kurallarn, farkl
koullarda i gremez hale gelmesiyle ilgilidir. Ayrca ahlaklarn kalplatrarak deer
yarglarna dntrd ve dogmatikletirdii deerlendirmeler, bir deerin korunmas
adna baka bir deerin harcanmasna neden olabilmektedir.

Yaamnn her annda, gerek kendiyle gerek bakalaryla ilikilerinde deerlendirmeler


yapmak ve birbiriyle elien ahlak kurallar karsnda nasl davranlmas gerektiini
bulmak zorunda olan insann, kendi eylemlerini doru deerlendirebilmesi ve
bakasnn insanlna zarar vermemesi iin, bir lye gerek olduuna phe yoktur.
Antropolojik bilgiye dayanmas gereken bu lnn en gzel rneklerinden biri Kantn
ahlak yasasdr. Kanta gre, akl, insana kendi kiisindeki ve bakasndaki insanl
yalnzca ara olarak deil, ayn zamanda ve hep bir ama olarak grmesini ahlak
yasas ad altnda buyurmaktadr. Bu, akln bir olgusudur. Kii, belirli bir durumda
(bylece de her durumda) ne yapmas gerektiini, aklnn ona buyurduu ve yasa biimi
tayabilecek olan ahlakllk ilkesi ile bulmaldr. Kantn ncelikle kiilerin
eylemlerinin bir zellii olarak tanmlad, akln buyruklarna uyma anlamndaki
ahlakllk, ontolojik temelini kiinin, insana zg bir olana olan zgrlkte
bulmaktadr. Kaynan insann bio-psiik yapsnda bulan tm eilimlerden ya da
gereksinimlerden bamsz, -akln buyurduu gibi- eylemlerde bulunabilme yle
eylemeyi isteyebilme- olana anlamndaki zgrlk, Kant tarafndan, insan trnn her
yesinde bulunan, ancak gerekletirilmemi bir olanan dile getirilii olarak negatif
zgrlk diye adlandrlmtr. nsana, eylemde bulunurken, istemelerini negatif
2

zgrlkle ifade edilmi olan olana gerekletirecek ekilde belirlemesini buyuran


ahlak yasasna gre eyleyen kii, zgr kiidir. Bu olanan realize olmas ayn
zamanda zgrln pozitif belirlenimidir. Ahlakllk ile kiinin zgrl arasndaki
karlkllk ilikisine dayal bir etik, insann dogmatik deerlendirmelerden bamsz
yaayabileceini gsterecek ve kiinin deer harcamamas iin ihtiya duyaca deer
bilgisini sunacaktr: kiisel karlarn, zevklerini, eilimlerini, drtlerini, korkularn,
hatta hayatta kalma isteini, aklnn yasa biiminde buyurduu ahlakl eylemi yerine
getirebilmek iin bir kenara brakabilen kii ve onun zgrl en temel deerler ve
kii deerleri de denebilecek sevgi, drstlk, sayg, adil olma, cesaret, minnet, sabr,
gven v.b. olanaklarnn gereklemesinin kouludurlar. Kiinin zgrlnn temel
deer olarak, dier deerlerin de zemini olduu bilgisi, gzden karldnda,
gerekletirilen eylemin deer koruyabilmesi veya Kantn deyimiyle, insan ama
grerek eyleyebilmesi ou zaman imkanszdr ya da yalnzca rastlantsaldr-.

rnein, bir kii deeri saylan, fakat yukarda akland gibi, belirli koullarda
tretilen bir deer yargsnn kalplamasnn ifadesi olan erefin korunmas, ne olursa
olsun erefini korumalsn gibi bir ahlak yargsna dntnde, bu yarg
dorultusunda, namus cinayeti ileyerek kzkardeini ldren kimse, bir deeri
koruyarak erdemli bir davran sergilediini dnbilmekte ve en nemli deer olan
kiinin kendisini harcadn farketmemektedir bile. te Kantn ahlak yasas bylesi
durumlardan kurtaran yol gsterici bir ilke salamaktadr. Aksi halde, bu rnekte,
kzkardeinin bakalaryla olan konumunun, kendi erefini lekelediini dnen ve onu
ldren kii, kzkardeini kendi erefini korumann bir arac olarak kullanm olacaktr.

Kiinin, bio-psiik ihtiyalarn gerektiinde bir kenara iterek, akln ona buyurduu
gibi insan ama grerek istemesiyle ortaya kan zgrl, -Kantn deyimiyle pozitif
zgrlk ile- tr olarak insann zgrl arasndaki ayrm, insann eylemlerinin
yukardaki rnekte olduu gibi- etik adan deerlendirilmesini olanakl hale
getirmektedir. Tre zg bir olanan ya da bamszca seimler yapabilmek anlamnda
zgr istemenin, deerli eylemlerde bulunan kiinin zgrlnden Sartren yapt
gibi, ayr tutulmamas, tek tek eylemlerin ahlaksal deerinin saptanmasna izin
vermeyecektir. yle ki, insan zgr mdr? sorusu, amzda retorik bir ifadeye
dnmtr ve aslnda sadece bir tutsak olmama durumunu dile getirmektedir. Ancak,
3

bir felakete sebebiyet vermesi sz konusu olduunda dahi, srf yalan sylemek
ktdr gibi hazr bir deer yargsnn varl yznden, bir srr aa vurmak, etik
adan zgr bir eylem midir? zgrln etik bir yaamn ilk koulu olduu
hatrlandnda, kiinin (Sartren kastettii anlamda) zgr istemesiyle bir bakasnn
yaamna, insanlna ynelmi ykc bir davran, (Kantn kastettii anlamda) zgr
bir eylem olarak adlandrlabilir mi gerekten?

nl nsan zgrle mahkumdur! ifadesiyle tannan Sartren felsefesinde, bu


sorulara doru bilgiler salayan yantlarn bulunup bulunmad bu almada incelenen
konulardan biridir. Varlk ve Hilik adl eserinde, bilinli bir varlk olan insann
herhangi bir amala nceden belirlenmi bir yaam srmeyecek olmas anlamnda-
dnyaki rastlantsal varoluu, onun zgr olduunun kendi bana kantdr. te bu
balamdan da anlalabilecei gibi Sartre zgrl rastlantsallk ya da
belirlenmemilik olarak grmektedir. Bu belirlenmemilik sayesinde insan, kendini
nasl yaparsa yle olacaktr. ster bir kahraman isterse bir korkak, ya da bir esir olsun,
bana ne gelirse gelsin insan zgrdr, nk olan bitenle ilgili seimler yine kendine
aittir, yine bilinli varoluunun birer rndr. Ataca her admn farknda olmasn
salayan bilinci, insana eylemlerinden sorumlu olduunu hatrlacaktr. Bilin
zgrl, zgrlk ise sorumluluu beraberinde getirmektedir. Seimlerinin
sorumluluunu baka birine, kadere ya da Tanrya yklemeye kalkmak, kiinin kendi
zgrln reddetmeye almas ile ayn eydir ve Sartre tarafndan kt niyet
olarak adlandrlmaktadr. nsanlar arasndaki tm ilikilerin temelinde zgrlk
ilikilerinin olduunu dnen Sartrea gre, kiinin yalnzca kendi zgrln deil,
yine kendi gibi bilinli varlklar olan dier kiilerin zgrlklerini yok saymas ya da
onlara birer nesneymiler gibi davranmas ise kt niyetin bir trdr. Ancak sra
ahlakl eylemi ya da iyi niyeti aklamaya geldiinde Sartren sorumlulua dayal
zgrlk anlay kendisinin de farkettii zere- yetersiz kalmaktadr.

Tarihin, toplumun, ksacas bir btn olarak insan realitesinin kiilerin karakteri,
eylemleri, -kendi terminolojisiyle- zgrlkleri zerindeki etkilerini gzlemleyen
Sartre, insanlarn birarada yaayabilmeleri iin ahlak kurallarna gerek olduuna kanaat
getirmi, ancak morallerin hazr ahlak yarglarnn bu ihtiyac karlamaktan uzak
olduklarn dnmtr. Bir ksm 1964te Gramsci Enstitsnde verdii derslerin
4

ders notu olan, bir ksm ise Cornell niversitesinde verecei, ancak sonradan iptal
edilen dersler iin hazrlanm notlardan oluan ve lmnn ardndan yaynlanm olan
Etik in Defterlerde (Avgoustis 2006: 1) etik ve tarih arasnda dialektik bir iliki
olmas nedeniyle, her adan ve her toplumdan insan iin geerli olabilecek evrensel-
ahlak kurallarnn varolamayacan ifade eden Sartren Deftelerde bu kurallarn her
defasnda yeniden belirlenebilmesinde rol oynayabilecek bir lye, temel bir ilkeye
ulalabilecei ve bu ilkenin de kiinin zgrl olduu konusunda Kantla uzlar
bir noktaya geldii grlmektedir.

Bu balamda, bu almada, Sartren etik ve zgrlk anlaynn geirdii deiim,


Kantn etik ve zgrlk hakkndaki grleriyle benzerlii ve farkll asndan
incelenecektir.

BLM I

KANT VE SARTREDA ZGRLK

Gndelik hayatmzn herhangi bir annda karlaabileceimiz konuma zgrl,


dnce zgrl, ekonomik zgrlk, gibi ifadelerin belki de en dikkat ekici
yn hepsinin, temelinde zgrlk kavram olan haklara ya da hak araylarna iaret
ediyor olmalardr. zerinde alar boyu dnlm, konuulmu olan zgrlk nedir,
ki bir arayn konusu olabilmektedir?

Kanta kadar, insan zgr mdr? sorusuna bilgisel bir yant getirme abasyla
ekillenen tartmalar, Kantn zgrl insann kendindeki bir olanaa ilikin fikri,
aklnn bir idesi olarak tanmlamas ile farkl bir boyuta tanm ve insann ahlaki
ynn de belirleyen bir deere dnmtr (Kuuradi 1988: 2). Sartre ise zgrlk
sorununun Kanttan nceki tartmasna geri dnerek ve insann zgr olduunu, hatta
ontolojik adan insann zgrle mahkm olduunu gstermeye almtr
(Kuuradi 1988: 4).

Kant ve Sartredan sonra da birok filozofun farkl alardan ele ald ve yzylmzda
insanla uraan her bilimin zerinde durmadan edemeyecei zgrlk kavramnn
tanmnda ve kullanmnda gzlemlenen eitlilik, kavramn ieriksel analizinin
yaplmasn zorunlu klmaktadr. zgrlk dendiinde, kimin ya da neyin
zgrlnden sz edildiine bakldnda zgrln, tr olarak insann zgrl
[antropolojik zgrlk]; kiinin zgrl ya da etik zgrlk ve toplumsal
zgrlk olmak zere, birbiri ile balantl ancak birbiri ile kartrlmamas gereken
farkl belirlenimi olduu grlecektir (Kuuradi 1988: 1).

Ioanna Kuuradinin tespiti ile, zgrln, insann yapsal bir zellii olarak
grlmesi ile insann bir olana olarak grlmesi etik alannda farkl sonular
douracaktr. zgrln, Sartren yapt gibi, amal eylemlerde bulunmak olarak
kabul edilmesi, amalar arasndaki deer farknn nedenini aklamaya yetmezken;
Kantn dile getirdii zere, bir olanak olarak grlmesi, kiileraras ilikilerde,
amalardan kaynaklanan sorunlarn aklanmasna hatta giderilmesine izin verecektir
(Kuuradi 1988: 5). Bu balamda, almann bu blmnde, insann ve deerlerinin
6

bilincinde olan ve onlar korumay yaam biimi haline getiren kiilerin zellii olarak
karmza kan etik zgrln, Kant ve Sartren felsefelerindeki yeri saptanmaya
allacaktr.

1.1 KANT VE ZGRLK ANTNOMS

Ortaan kemiklemi dnce yapsnn reform ve Rnesans hareketlerinin yan sra


bilim ve teknik alanndaki gelimelerin katksyla paralanmas ve dikte edilmi
retiler yerine, kaynan kiinin kendi aklnda bulan yeni kurallarn, normlarn ve
deerlerin aranmas aydnlanma hareketinin ilk admlar olarak kabul edilebilir. Bat
dnyasnn geni kapsaml bir paradigma deiimine gittii bu dnemde, insan
hayatnn anlam ve insann dnyadaki yeri yeniden sorgulanmaya balanm ve 18.
yzyl ekillendiren temel sorulardan biri haline gelmitir. Bu balamda birok dnr
gerek siyasal ve kltrel gerekse ontolojik alanlarda inanla deil bilgiyle
ieriklendirilen bir insan kavram zerinde dnmler, dncenin
zgrletirilmesini ve akln rehberliinde ortaya konan yeni bilgilerin insan yaamna
yeni bir dzen salamasn amalamlardr.

Aydnlanmann Akln kullan! mottosunu felsefi sisteminin temeline yerletiren


Kanta gre, insann allm tembelliinden, yani hali hazrda bulunan kurallar ve
dogmalar dahilinde yaamay kolay buluundan kaynaklanan ve bu bakmdan kendi
suu olan ergin olmama durumundan kurtulabilmesi, ancak kendi akln kullanma
cesaretini ve kararlln gstermesine baldr. Kararlarn bakalarnca alnd bir
yaamn avantajlarn bir kenara itebilmeyi gerektiren aydnlanmann zorlu yolundan
kendi aklnn gsterdii yolu izleyerek geebilenler, akl kullanmann ve zgrce
dnmenin yalnzca kendilerinin deil, herkesin devi olduunu anlayacaklar ve
zgrln gereklerini iinde bulunduklar toplumun dier yelerine retmek
isteyeceklerdir. zgr kiilerden balayan aydnlanma toplumun dier yelerini de
etkisi altna alacaktr (Kant 1984: 215).

Kantn aydnlanmaya ilikin dncelerinin de iaret ettii zere, Ona gre, zgrlk
temelini aklda bulan, yani, nesneleri hibir deneyde verilemeyecek olan bir kavramdr
7

(Kant 2002a: 81). Akla gvenmeyi tleyen onsekizinci yzyln felsefe yapma
geleneinden gelen Kanta gre, her eyin doa mekanizmine uygun bir ekilde iledii
fenomenal alanda yer alamayacak olan zgrlk akln bir idesidir, bu nedenle de ilk
belirlenimi negatif olmak zorundadr. zgrlk ve de bu blmde deinilecek olan
lmszlk ve Tanr ideleri soyutlama yeteneini yitirmemi her akln kanlmaz
olarak ulaaca idelerdir. zgrln pozitif bir tanma sahip olabileceini, baka bir
ifade ile olanakl olduunu gstermeyi amalayan Kant, temellendirmesine, zgrlk
idesinin akldaki yerini saptamakla balar. Kantn akln kendi kendini sorgulamas
anlamnda kulland eletirel yntem gstermitir ki, akln anlama yetisi, imgelem,
arzulama yetisi gibi zelliklerinin birlikte i grmesiyle ortaya kan saf teorik akl, saf
pratik akl ve yarg gc olarak adlandrlabilecek kullanm vardr (Recki 2005:
201). Akln yetilerinin kendi alanlar dnda kullanlmas, tezinin ve anti-tezinin
kantlanmas ayn derecede mmkn olduundan, bir senteze ulatrmayan ve
antinomi ad verilen yanl bir diyalektiin izlenmesine yol amaktadr (Kant 2002a:
96). yle ki:

Teorik akln ilkelere, ilk nedenlere ulaabilme abasyla, anlama yetisinin kategorilerini,
zaman ve uzam iinde yer almayan nesnelere de uygulayarak, fenomenal alan ile
numenal alan arasnda sahte bir ba kurmas, deney yardm ile kavranmas mmkn
olmayan nesneler tasarlamasna neden olmaktadr (Kant 2002a: 85). Kantn
transsendental ideler adn verdii bu nesneler, her biri kendine zg ekilde, akln
yanl akl yrtmelerde bulunmasna neden olmaktadr (Kant 2002a:83). Akln, her iki
varlk alannn da bilgisine ulamay hedefleyerek, nedenler zincirinde, deneyde kendine
karlk gelebilecek hibir ey kalmayana dek ilerlemesinin rn olan kozmolojik
idelerden biri de zgrlktr (Kant 2002a: 91). Saf akln, kozmolojik ideleri dnrken
ulat antinomiler aadaki drt nermeden olumaktadr:

i.Dnyann zaman ve uzam bakmndan bir balangc (snr) vardr.- Dnya


zaman ve uzam bakmndan sonsuzdur; ii. Dnyada her ey yaln olandan oluur.-
Yaln olan hibir ey yoktur, her ey karmaktr; iii. Dnyada zgrlkten gelen
nedenler vardr.- zgrlk yoktur, her ey doadr; iv. Dnyann nedenler
dizisinde zorunlu bir varlk vardr.- zorunlu olan hibir ey yoktur, bu dizide her
ey rastlantsaldr (Kant 2002a: 92-93).
8

Ayn kavrama ilikin birbiri ile elien iki nermenin ikisinin birden yanl olabilmesi
iin, temellerinde bulunan kavramn elikili olmas gerekir (Kant 2002a: 94).
Dnyann snrllna ve dnyadaki eylerin yalnlna ilikin ilk iki antinominin
nedeni, temellerinde yeralan kavramn elikili olmasdr. Zaman ve uzamda bulunan
nesneler sz konusu olduunda, bilgisine ulalamayacak olan kendinde eylerden
deil, deneyin nesnesi olan grnlerden bahsedilebilir. Akln tasarmlama yollar
olmalar bakmndan, uzam ve zaman da insann tasarmlar dnda bulunamaz.
Dolaysyla, uzam ve zaman kavramlarndan hareketle bakldnda dnyann
boyutlarnn snrl veya snrsz olduunu dile getirmek arasnda bilgisel adan bir fark
yoktur, nk bu tr iddialarn deneyle kantlanmas mmkn deildir (Kant 2002a:
95). Kendi bana var olan bir duyular dnyas ise elikili bir kavram olduundan,
onunla ilgili tm nermeler kanlmaz olarak yanl olacaktr (Kant 2002a: 96).

Kantn ifadesi ile, srf tasarm olanlarn, tasarmlama yetisi onlara rastlamadan nce
de var olduunu ileri srmek ise ikinci antinomiye neden olan temel sorundur. Ksaca,
her iki nermesi de doru olabilecek olan bu antinomi bir yanl anlamaya
dayanmaktadr (Kant 2002a: 96). Grrnlerin kendi bana eylerle kartrlmas ve
grnleri yneten doa yasalarnn, kendinde eylerin de yasalar olarak grlmesi,
grn ve kendinde ey kavramlarn ieren nermelerin elikili olmasn kanlmaz
hale getirmektedir (Kant 2002a: 97).

Benzer ekilde, zgrln bir antinomiye konu olmasnn nedeni de, zgrln
znesi olan insann yalnzca bir grn olarak ele alnmasdr (Kant 2002a: 97). Ancak
Eletiri gstermitir ki, bir nesne ya da kavram hem fenomen (grn) olarak
tasarmlanabilir hem de bir kendinde-ey olarak dnlebilir. Bu adan kavram, ilk
tanmnda bir grn olarak doa nedenselliine balyken, ikinci tanmnda bir
kendinde-ey olarak doa nedenselliinden bamsz olacak ve kavram hakkndaki
nermeler arasndaki olas eliki de ortadan kalkacaktr (Kant 1984: 62). Baka bir
ifade ile, insann fenomenal dzeninde yer alan eylemleri doa yasalarna gre olup
bittiinden, bu iliki iinde insann zgrlnden bahsedilemez, te yandan da insan
ayn zamanda bir kendinde-ey olmas bakmndan eylemlerini fizik zorunluluktan
bamsz bir ekilde, yani, zgrce belirleyebilir (Kant 1984: 63).
9

Nedensellie ilikin olarak dikkat edilmesi gereken baka bir husus ise udur: Daima
zaman ierisinde gerekleen bir olay olarak eylemlerin doa nedenselliine gre ortaya
kan etkisi, nedenselliini yaratan bir neden den zamansal adan sonra gelir. Ancak
neden ve etkinin zamansal olarak birbirlerini izleyebilmeleri iin, nedenin de duyulur
dnyada yer alan bir grn, bir olay olmas ve yine doa nedenselliince belirleniyor
olmas gerekir. Zaman ierisinde birbirini izleyen bir neden-etki bandan meydana
gelen doa nedenselliinin, yalnzca doann iinde yer alan nesneler zerinde etkin
olduunun kabul edilmesi ve zgrle doa nedenselliinden ayr ve onunla
atmayan bir nedenselliin atfedilmesi, Kanta gre, zgrlk antinomisinin tek
zmdr. Bu adan zgrlk, olaylar olan dier nedenlerle ilikisi gz nnde
bulundurulduunda, birer grn olan bu olaylarn belirli baz nedenlerinin zellii
olmal ve olaylar (spontane) kendiliinden balatma yetisi olarak grlmelidir (Kant
2002a: 97). Bu bakmdan:

Akln nedensellii, kendileri ide olan nesnel nedenler onun belirleyicileri


olarak grldnde, duyular dnyasndaki etkileri bakmndan
zgrlktr (Kant 2002a: 99).

ki farkl dnyann vatanda olan insan, bedeni ve eylemleri ile doa nedenselliinin,
akl ile de zgrlkten gelen nedenselliin hkm altndadr (Kant 1999: 105).
Dolaysyla insan farkl ekillerde belirleyen iki tr nedensellikten biri olan akln
nedensellii, zgrlkten ileri gelmekte ve bu nedensellik ile belirlenmi eylem, znel
koullardan ve o koullar belirleyen doa yasalarndan bamsz olmaktadr (Kant
2002a: 99). Kant, bu durumu, yle ifade etmektedir:

imdi elimeye dmeden diyebilirim ki, akl sahibi varlklarn btn


eylemleri, grnler olmalar bakmndan, doann zorunluluu
altndadrlar; ama bu ayn eylemler, akl sahibi zneyle ve bu znenin srf
akla gre eylemde bulunma yetisiyle ilgilerinde zgrdrler (Kant 2002a:
100).

Yukarda pasajda dile getirilmi olan, zgrlk ve doa kavramlar arasndaki dolayl
iliki yarggc aracl ile anlama yetisinin ve akln, deneyin ayn alan zerinde
birbirlerini olumsuzlamadan etkili olabilen iki ayr yasa ortaya koyabilmelerine izin
10

vermektedir (Kant 1984: 114). Anlama yetisi, doann apriori yasalarn belirleyerek,
mmkn bir deneyle doann teorik bilgisine erimemizi salarken, akl da zgrlk ve
zgrln kendi has nedensellii iin apriori yasalar koyarak saf pratik bilgiyi olanakl
klar (Kant 1984:133).

zgrlkten gelen nedenselliin belirleyici sebepleri doada yer alamaz ve doa


yasalar da dnlr dnyann znesi olan- transsendental zneyi belirleyemez ancak
zgrln nedenselliinin, kendi formel yasalarna gre doada bir etki yaratmas
zorunludur. zgrln belirledii neden numenal alana uygulandnda ise, teorik
alanda olana kantlanamasa ya da hakikate uygunluu grlemese bile reddedilmesi
de imknsz bir temel-neden haline gelecektir. Kantn ifadesi ile bu temel-neden,
rasyonel yasalarn formel ilkesi ile de ayn zamanda birlik ve uygunluk iinde bulunan
kendine zg doa yasalarna gre etkilemek amacyla doann nesnelerinin temellerini
(nedenselliini) belirleyen akldr. Akl, zgrln ayn zamanda etkisi olan son
ereinin, dnyann bir varl olarak znenin, insann doasnda bulunmasnn
olanann koulunu nceden varsaymaktadr (Kant 1984: 134).

Bylece doadaki ereksellii nceden varsayan ve pratik olandan kuku


duymayan yarg gc yetisi, doann ereksellii kavramyla, doa
kavramlar ve zgrlk kavram arasnda balayc, arac bir kavram rol
oynar (Kant 1984: 134).

zgrln bilginin teorik alanda bulunamayacak olan nesnel geerlilii, kavramn


pratik kaynaklarnda aranmaldr (Kant 1984: 62). zgrln anahtar, Kantn ifadesi
ile eilimlerden bamsz olarak ancak akln pratik bakmdan zorunlu, yani iyi
olduunu bildii eyi seme yetisi olan iyi istemedir ve saf pratik akln, eylemleri
kendi yasalar ile belirleyebilmesi anlamnda gelir (Kant 2002b: 29). Ancak
belirleyebilmek ile belirlemek ayn ey deildir, bu nedenle gerekletirilmemi bir
olanak olarak kalan iyi isteme kavram yine zgrln negatif tanmnda ierilecektir
(Kant 2002b: 64). Transsendental zgrlk de denebilecek negatif anlamdaki
zgrlk, eylemin hareket ettirici nedeni olan istemeyi belirleyen akl aracl ile
kesinlik kazanmaktadr (Kant 1999: 3). Transsendental zgrlk, ayn zamanda akln bir
nedensellii olan ve eylemlerin akln yasa nitelii tayabilecek bir ilkesine gre
11

belirlenmesi anlamndaki istemeye bal olduundan, pozitif bir tanmlamaya da izin


vermektedir (Kant 2002b: 77).

zgrln pozitif tanm, basite, iyi isteyebilme olanann gerekletirilmesi, yani


istemenin yalnzca ve yalnzca akln koyduu yasaya uygun bir ekilde belirlenmesidir.
Dolaysyla pozitif anlamda zgrlk sadece kii iyi istemelerde bulunduu zaman
ortaya kabilmektedir (Kant 1999: 16).

yi isteyebilme olanann gerekletirilmesinin ncelikli koulu, genel olarak istemenin


belirlenmesinin koullarn dile getiren nermeler olarak tanmlanabilecek ve birok
pratik kural bnyesinde bulunduran, maksim olarak da adlandrlan kiisel pratik
ilkelerin, akl sahibi tm varlklar iin geerli olabilecek bir koula dayandrlarak
pratik yasalara dntrlmesidir (Kant 1999: 21). Bir pratik ilkenin, yasa olabilmesi
iin, ilkeyi ahsa mnhasr bir hale getirebilecek tm ieriklerden arndrlm olmas
gerektiine dikkat eken Kant, doa nedenselliinden bamsz bir ekilde, yalnzca akl
tarafndan tasarlanabilecek olan bu yasann srf biimsel olmas gerektiini
dnmektedir. Bylece, kiinin istemeleri iin yalnzca akl tarafndan belirlenerek srf
yasa koyucu bir kurala dnen maksimi, onun pozitif anlamda zgr olmasn
salayacaktr (Kant 1999: 34).

Kant, ahlak yasas adn verdii bu kural yle formlletirmektedir:

yle eyle ki, senin istemenin maksimi, hep ayn zamanda genel bir yasamann
ilkesi olarak da geerli olabilsin (Kant 1999: 35).

Ahlak yasas bir ykmlle iaret etmektedir: iyi istemelerde bulunmak olanakl ise,
bu olana gerekletirmek insann devidir (Kant 1999: 37). Olmas-gerekene ilikin
bir ykmll dile getiren nermeler olan buyruklar, pratik ilkelerden tretilmi
olan pratik kurallar olarak, eylemleri, belirli bir amaca ulamann aralar olarak
dzenlemeye yneliktirler (Kant 1999: 22). Kiisel mutluluun salanmasna, bir
ihtiyacn giderilmesine ya da bir arzunun doyurulmasna ynelik koullu buyruklar her
zaman ierikli olduklarndan, ahlak yasasnn bunlardan tretilmesi mmkn deildir
(Kant 1999: 12). nsann hayvani ynne zg olan aa arzulama yetisi haz ya da
honutluk hissine ynelim eklinde kendini gstermektedir (Kant 1999: 25). Erei
12

yalnzca yasaya uymak olan ieriksiz pratik kurallar ve bu kurallarn dile getirdii
ykmllk olarak koulsuz buyruk ya da kesin buyruk ise insann istemelerinin
yalnzca znel olarak deil, herkes iin geerli olabilecek ekilde belirlenmesini ve
pratik bir yasa ortaya koyabilmesini salayan saf pratik akl, dier ad ile, Yksek
arzulama yetisidir (Kant 1999: 28). Birer grn olan eylemlerin zgr eylemler
olup olmadn anlayabilmek iin, sz konusu eylemleri gdleyen istemelerin aa
arzulama yetisi mi yoksa saf pratik akl tarafndan m belirlendiine baklmas gerekir.
Herhangi bir eylemin, eilimlerce belirlenmi olsa bile, ahlak yasas ile uyumlu
grnebilmesi her zaman ihtimal dahilindedir. Ancak Kanta gre, zgrlk yalnzca
ncelikli hedefi yasaya uymak olan istemelerin zelliidir ve saf isteme ancak zgrlk
kategorileri aracl ile grlebilir (Kant 1999: 72). Saf istemeyi temellendiren ve kendi
temelini de saf istemenin biiminde bulan zgrlk kategorileri unlardr: Maksimler,
buyruklar ve yasalardan meydana gelen nicelik kategorisi; davrann, yapmann ve
istisnalarn pratik kurallar ile ilgili olan nitelik kategorisi; kiinin kendi ve bakasnn
durumuyla ilikisini belirleyen iliki kategorisi ve istemeyi dev asndan ele alan
kiplik kategorisi (Kant 1999: 74).

Kantn ahlak felsefesinin nemli elerinden biri olan ve eylemleri ahlak yasasna gre
belirleme ykmll olarak tanmlanabilecek dev, eylemin ahlakl bir eylem olup
olmadnn anlalmasn salayacak bir kriter olarak karmza kmaktadr. Kiinin,
bir saf isteme olmayan kendi maksimi tarafndan belirlenmi bir eylemin, ahlak yasas
ile uygunluk tamas mmkndr. Kant, deve uygun eylemde bulunmak olarak
tanmlad bu durumun, belirleyicisinin yasa olmamas nedeniyle, ahlakllk
tamayacan ileri srmektedir. Ahlakl yani zgr eylem ise, istemesi yasaya duyulan
sayg ile belirlenmi, devden dolay gerekletirilmi eylemdir (Kant 1999: 89).

Kanta gre, ahlakl yaamay alkanlk haline getirmi insanlar, zgr kiilerdir.
yle ki, nesnel pratik akln, znel olarak da pratik olmas mmkndr, ksacas, ahlak
yasas kiinin ruhsal yapsn da etkileyebilir (Kant 1999: 164). Ahlak yasasna gre
yargda bulunmay, zgr eylemleri gzlemlemeyi alkanlk haline getirmeyi ve son
olarak da deve uygun grnen eylemlerin devden dolay olup olmadn
sorgulamay esas alan bir yntem olan pratik akln yntem retisi insann devin
arbal tasarmn benimsemesini ve ahlak yasasn ruhunda hissetmesini salayacaktr
13

(Kant 1999: 171). Bu yntemi alkanlk haline getirebilen kii, kolayca zgrlnn
bilincine varabilecek ve yasaya uyduu iin kendine de sayg duyacaktr (Kant 1999:
173).

Akl, insan aydnlanmaya, aydnlanma ise ebedi bar devine gtrecek, bu dev ise
zgr bir toplum yaratlabilmesinin belirleyici koulu olacaktr (Kart 2010: 232).
Bireyin aydnlanmas ile balayacak olan toplumsal zgrleme sreci, lkelerin
banda bulunan yneticilere kadar ulaacak ve sonunda insana, insan onuruna yakr
biimde davranma dncesine dnecektir. (Kant 1984: 221).

1.1.1 Toplumsal zgrlk ve Kantn Ebedi Bar deali

nsanlar, ahlak yasas aracl ile zgrln kazanm ve kendi eylemlerinin


yaratcs olmak bakmndan eit olsalar da, hukuki anlamda zgr olabilmeleri iin,
yalnzca akln kullanma cesaretini gstermeleri yeterli deildir. Karlkl ilikilerin
yasalarca belirlenmedii bir topluluun yesi olan insanlar arasndaki doal durumun
her zaman bir sava ortam olduunu dnen Kanta gre, bar ortamnn
salanabilmesi iin, bir toplumu oluturan vatandalarn zgrlkleri ve eitlikleri
hukuksal bir szleme devleti tarafndan gvence altna alnmaldr (Recki 2005: 210).
nk hukuki bir szlemenin balaycl altnda bulunmayan bir insan ya da ulus,
uygar ve yasal bir toplumun yeleri olarak birbirlerinin kiisindeki insanla saygyla
yaklaan insanlar ve toplumlar iin her zaman bir tehdit olacaklar ve sava olasln
srekli klacaklardr (Kant 1984: 233).

Kanta gre, zgrln gvence altna alnabilmesi ve olas savalarn nne


geilebilmesi iin, birbirlerini etkileyebilecek insanlar sivil bir rgtn yeleri olmal ve
hukuki rgtler ise yasalarn boyunduruu altnda olmaldr. Bu balamda, bir ulusun
yeleri olan insanlar arasndaki ilikiler kamu hukuku tarafndan, devletlerin birbiri ile
ilikileri devletler hukuku tarafndan, ayn zamanda evrensel bir insanlk devletinin
yeleri olan insanlarn ve devletlerin arasndaki ilikiler ise dnya vatandal
hukukuna dayanmaldr. Bunlar, Kanta gre, dnyada ebedi barn salanabilmesi
iin zorunlu koullardr (Kant dipnot- 1984:234).
14

Kanta gre, hukuksal (dardan gelen) zgrlk, ounlukla tanmland gibi,


bakasna zarar vermeden istediini yapma yetkisi deildir. Yetki kelimesi ile
kastedilen kimseye zarar vermeden herhangi bir eylemde bulunma olana olduunda
ise, hukuksal zgrln tanm, hakszlk yapmadan eylediysen hakszlk yapmam
olursun gibi totolojik bir ifadeye dnecektir (Kant 1984: 235 -dipnot).

Herhangi bir yaptrma ya da ykmlle iaret etmeyen bu trden tanmlar bir kenara
braklmal ve hukuki zgrlk insann kendi istei ile kabul ettii yasalardan baka
hibir yasaya uymama olana eklinde tanmlanmaldr. Eitlik ise, ayn devletin
yeleri olmak bakmndan ayn yasaya uymay kabul etmi vatandalarn kendini de
benzer bir ilemle kar karya brakmadan bir bakasn hukuksal yollarla
zorlayamamasdr. Hukuka ballk ilkesi ad altnda toplanabilecek ve insann
insanlndan gelen haklar olan hukuki zgrlk ve eitlikin genel-geer olmas,
hem bir dnya devletinin hem de amalar krallnn yurttalar olan insanlarn birbirleri
ile olan ilikilerinin vazgeilmez temel ilkesi olarak anayasa dncesinin de temelini
oluturmaldr (Kant 1984: 234). Kantn hukuki yasalara, balayclklar asndan, saf
akl aracl ile ulalmas mmkn olan ve en yksek zorunluluklar olarak grlen
Tanrsal yasalarn zerinde tutmasnn nedeni, karlkl ykmlle iaret eden
eitlik kavramnn, ykmllkle tanmlanamayacak bir varlk olan Tanr ile
ilikisinin kurulamayacak olmasdr (Kant 1984: 235). Bu balamda, halkn iradesinin
esas olduu cumhuriyeti anayasay benimseyen devletlerin yneticileri, yalnzca kendi
lkelerinin vatandalarnn temel hak ve zgrlklerini korumakla yetinmemeli, ayn
zamanda, ahlak yasasnn da temeli olan akla uyarak bar halini korumay en nemli
ykmllkleri olarak grmeyi bilmeli ve sava, asla hukuksal bir yol olarak
kullanmay dnmemelidirler. Ancak, Kanta gre, bar durumunun sreklilii iin
uluslararas bir szlemenin yaplmas ilk kouldur. Kantn bar ittifak (foedus
paifium) adn verdii bu devletleraras anlama, amac belirli bir sava sonlandrmak
olan bar antlamasndan (patum pacis), gelecek olas savalar da nlemeyi
hedeflemesi asndan ayrlmaktadr. Ayrca bar ittifak herhangi bir devlet zerinde
egemenlik kurmak deil, birlemeye katlm devletlerin zgrln gvence altna
almay amalamaktadr. Zaman ierisinde tm devletleri etkisi altna alacak olan bu
aydnlanma hareketi, ebedi barn da anahtar olacaktr. Kant bu grn, yle ifade
etmektedir:
15

Eer gl olduu kadar aydnlanm da olan bir ulus, z gerei srekli bara
eilimli bir hkmet biimi olan cumhuriyet biiminde kurulma mutluluuna da
ererse, artk byle bir federatif ittifakn ortak bir noktas, merkezi de kurulmu
olacaktr ki, teki devletler de, Devletler Hukuku ilkelerine uygun olarak, kendi
zgrlklerini gvence altna almak zere, bu merkeze katlabileceklerdir; ve
ittifak her gn biraz daha genileyecektir (Kant 1984:239).

Yukardaki pasajda, sava ve bar dzenleyebilecek uluslararas hukuk normlarnn var


olabileceine dikkat eken Kant, yasann getirdii bar dzeni, sava tamamen
ortadan kaldran kozmopolit bir dzenin yolunu aana dek geerli olacak hukuki
normlardan oluan bir sistemin olanaklln ebedi bar devi ile ortaya koymaktadr
(Habermas J., 2005: 381).

zetle, kiilerle ilikilerinde her eylemini ahlak yasasnn nda belirleyen, etik
anlamdaki zgr kiinin, bir toplumun yesi olarak da zgr olabilmesi, yaad lkede
toplumsal ilikileri dzenleyen ilkelerin yaps ile zorunlu olarak balantldr. Kiinin
zgr kalmas ve baka zgr kiiler yetitirebilmesi iin, yalnzca ahlaki ilkeler deil,
eitim, adalet ve siyaset alanlarnda geerli olan ilkelerin de insann deerini korumay
ama edinmi olmas gerekir. Dolaysyla etik zgrlk, toplumsal zgrln de
srekliliini kouludur. Kantn ebedi bar ideali ile gsterdii zere ve Kuuradinin
ifadesiyle:

Toplumsal zgrlk, bir idedir: bir gereklilik dncesidir: toplumsal ilikilerin,


kiilerde insann deerini koruyacak biimde dzenlenmesi gerektii; toplumsal
ilikilerin, kiilerin deerlerce belirlenebilmesi salayacak biimde dzenlenmesi
gerektii dncesidir. Bylece toplumsal zgrlk, bir lkede toplumsal ilikilerin
dzenlenmesinin deerlerle ilikisinde ortaya kar (Kuuradi 2009:53).

1.2 SARTRE VE ZGRLN BLNC

Tm sorunlarn zmnde ortaadan kalan dogmalar yerine yalnzca akla


bavurulmasn tleyen 18. yzyln felsefe yapma gelenei, sonraki yzyln
dnrleri tarafndan, her eyi kategoriler altnda sistemletirme abasyla bireyin ve
16

tekil olann nemini hie sayd gerekesiyle, tepkiyle karlanm ve geleneksel


felsefeye ait her eyin tamamen yenilenmesi dncesi ile insan kavramn ve insann
yaamdaki yerine ilikin birok kavram yeniden tanmlamay ama edinen dnrler
arasnda bir akma dnmtr. 20. yzyln dnrlerini de etkisi altna alan
bakaldr akmnn n plana kard birey, bireysel zgrlk ve sorumluluk gibi
kavramlar, Jean Paul Sartren felsefi soruturmalarnn da ana temas olmulardr
(Spade 1995: 12).

Kendi ifadesiyle, fenomenolojik bir ontoloji denemesi olan Varlk ve Hilik adl
eserinde, Sartre, insann varolusal bir zellii olarak ele ald zgrlk kavramn
bilin ve dnya arasndaki ontolojik iliki temelinde tanmlamaktadr (Spade 1995: 13).
Metod olarak, bilince sunulan verilerin tasvirine dayanan Husserlci fenomenolojik
yntemi benimseyen Sartre, zgrlk kavramn, bilinli insan davranlar zerinden
analiz etmitir (Caws 1979: 40). Birer grn olan davranlarn fenomenolojik adan
incelenebilmesi iin, felsefe tarihinde yer etmi olan grn-z dualitesinin bir
kenara braklmas gerektiini dnen Sartrea gre, z fenomenin isel
grnnden yani anlamndan baka bir ey deildir. Nesnenin grn olarak
belirlenmesi ve grnn, aldatc zellikler tayan bir ey olmaktan kp nesnenin
kendisi haline gelmesi, fenomenlerin olduklar gibi betimlenebilmesine imkan
salayacaktr (Sartre 2009: 21). Bylece, insana kendini sknt, bulant gibi yollarla
dorudan ifa eden varlk fenomenini de tanmlamak artk mmkn olacaktr. Ancak
varlk fenomeninin nedeni, ontolojik ve fenomentesi [transphnomnale] bir temel
olan bilince, yani bilinli zneye dayandndan, yalnzca fenomenolojik yntemle
aklanmas mmkn deildir (Sartre 2009: 24).

Sartrea gre, tm tanmlar pozitif olan zgrlk bilinli olmakla ayn anlama
gelmektedir ve bilinle tanmlanan bir varlk olan insann, insan olmasyla zgr olmas
arasnda bir fark yoktur. Bu nedenle Sartre, insandan bahsederken, sk sk zgrlk
ifadesini kullanmaktadr (Sartre 2009: 607). zgrl bilinle zdeletiren ve aklla
dorudan veya dolayl olarak ilgisi olan her eyi bilin bal altnda toplayan Sartrea
gre insann bilinsiz tek bir an bile yoktur, ancak bilincin farkl katmanlar vardr.
Birbiriyle balantl olan bu drt katman ya da drt ilev unlardr: konumsal
17

(positional); konumsal-olmayan (non-positional); dnmsel (reflective) ve


dnmsel-olmayan (non-reflective) bilinler (Sartre 2009: 28).

Kendi dnda hibir ey tarafndan snrlandrlamayacak olan ve daima kendi dnda


bir eye, bir nesneye ynelmi olan bilin, kendini ondan ayr tutmakla birlikte, kendini
zerinden tanmlayabilecei bir d dnyaya ihtiya duymaktadr (Cohen 2005: 114).
Bylece, bilinli kendi-iin-varlk ve bilin tamayan kendinde-varlk olmak zere
iki varlk tarz kmaktadr karmza (Spade 1995: 92). Fenomenal dnyaya ait olan
kendinde-varlk, deiime kapaldr, baka bir ifade ile, olduundan baka trl olmas
mmkn deildir, bu nedenle de zgrlkle olan ba, kendisine ynelmi olan bilinten
ibarettir (Sartre 2009: 44). te yandan, kendi-iin-varlk deikendir, tanmland an
ierisinde bile baka bir eye dnmekte, bylece aktif bir yaratc haline gelmektedir.
Kendi-iin-varlk, bilintir, yani insann kendisidir. Ancak kendi-iinin bu yaps,
insann yalnzca zekdan ibaret bir varlk olduunu gstermedii gibi, maddesel bir
bedene ihtiya duymas da, bilincin kendinin de bir madde olduunu gstermez. Bilin,
insann korkular, umutlar, istekleri, arzular, hisleri, hatralar ve hatta bedenidir
(Spade 1995: 80).

Birbirinden yaltlamayacak olan kendi-iin-varlk ile kendinde-varlk arasndaki


ilikinin ancak olumsuzlama ile aklanabileceini dnen Sartre, negatif bir
arma sahip olan olumsuzlama terimini, dnya iindeki insann varolusal
sorgulamalarna getirilebilecek ve bir yoklua iaret eden yarglar olarak ele almaktadr
(Sartre 2009: 51). Varoluun reddedilmesi olan olumsuzlama, bir varln ya da varlk
tarznn ortaya konmas, sonra da hilie terkedilmesidir (Sartre 2009: 59).

Varlk tarafndan kuatlm insan, bir dnyann iinde ortaya karak, o dnyay
kefeder. Bir olumsuzlama olarak gerekleen bu ortaya kyla insan, ayn zamanda,
varlk-olmayan anlamndaki, hilii de dnyaya getirmektedir. Bu aamada karmza
u soru kmaktadr: insan kendi varl iinde ne olmaldr ki, hilik onun araclyla
dnyaya gelebilsin? Varln, varlk-olmayandan kmas mmkn olmad gibi,
insann varl yok etmesi de sz konusu olamaz. nsanolunun bir varlkla ilikili
olarak deiime uratabilecei tek ey, onunla olan mnasebetidir. Ancak tikel bir
varolandan bahsedilirse, insan onu devreden karmak amacyla kendini bu varolandan
18

yaltabilir. nsann, kendini bir varolandan hilikle yaltabilme imkn ise zgrlk
olarak karmza kmaktadr (Sartre 2009: 74).

Hiliin tanmlanmasna araclk edecek olan ve insann varoluu ile ayn anda ortaya
kan zgrl, bir yeti deil, onun varldr (Sartre 2009: 75). Dnya iinde
terkedilmi bir varlk olarak insan, kendini hilikten var etmek, kendini semek
zorundadr (Sartre 2009: 560). Bilin zgrlk araclyla srekli kendini aarak, an
ierisinde olduu eyi hiler ve her zaman bir teki aamada yer alr. zgrln bir
snr yoktur ve insan zgr olmaya mahkmdur (Sartre 2009:558).

Hemen her zaman olumlu bir arma sahip olan zrln Sartre tarafndan bir
mahkmiyet olarak tarif edilmesinin nedenlerinden biri de, zgrln, insana kendini
bir tr i daralmas ile hissettiriyor olmasdr. Varoluunun bir zellii olmas asndan
insann asla kaamayaca bir gereklik olan zgrlk, ayn zamanda insan olmann
sorumluluundan kurtulmann mmkn olmadn da gstermektedir. Bu anlamda
bulant ya da i daralmas, insann kendi zgrl karsndaki aresizliinin bir
ifadesi olarak karmza kmaktadr (Sartre 2009: 79). Sartren, kumarbaz rneiyle
arpc bir ekilde analiz ettii bulant, insann kendini aldatmaya almasna,
sorumluluktan kanmak iin bakalarn sulamasna ya da bahaneler bulmasna neden
olan kt niyetin de temel nedenidir (Spade 1995:132).

zgrln, sorumluluk ile balantsn ise u ekilde aklamak mmkndr:


zgrlk, insan gerekliinin sahip olmak, yapmak ve olmak kategorileri altnda
toplanabilecek tm davranlarnn ilk kouludur (Sartre 2009:549). Daima bilinsel
srelerden geen tm bu davran biimlerine ynelim de denebilecek bir tr
amalln hkim olduunu dnen Sartrea gre, her eylem, bir hedef dorultusunda
aralar reterek dnyann dzeninde ngrlm bir deiiklie neden olmaktr (Sartre
2009: 555). Ancak hedeflenmi bu deitirme giriiminin her zaman arzulanan sonucu
dourmas mmkn olmad gibi, eylemin amallk tamas da olas tm sonularn
nceden bilinmesini gerektirmez. nemli olan eylemin zgrce belirlenmi olmasdr
(Sartre 2009:551). nsann kendine ilikin eitli olaslklarnn arasndan bilin
tarafndan ykseltilmi ve baka trl olabilecei halde yle olan zgr seim, insann
19

kendini semesiyle ilgili olmayan gndelik yaamn rutin eylemleri ile ancak dolayl
olarak ilikilidir (Sartre 2009:574).

nsan meslek evresinin, ailesinin, snfnn ve sonunda dnyann kendine


verildii hal iinde bir btndr. Yaz yazarken, krek mahkmluunda alrken,
bir kadn, bir kravat seerken kim olduunu belli eder. Dnya ortasnda bir yeri
de olduu iin onun hali dnyann haline baldr (Sartre 1994: 78).

nsan, eylemleriyle yalnzca kendi varln deil, dnyann varln da zgrlkle


temellendirmektedir. Varla getirilen bir tanmla, onun tanm dndaki her eyden
koparlmas, baka bir ifade ile, yeni bir Gestalt oluturulmas anlamna gelen eylem,
Sartrea gre, hedeflenmi bir ama dorultusunda insand elerin
insanlatrlmasdr (Sartre 1992: 122). Bu adan retici bir aktivite olarak alma
[labor] araclyla, insan yaam boyunca kefettii dnyay ayn zamanda, halihazrda
bulunmayan bir durumun ortaya kmasn salayarak yaratmaktadr da. Eylemin
belirleyicisi olan seim, bu nedenle hazrda bulunan alternatiflerden birinin
hedeflenmesi deil, bir dnya-iindeki-varlk olan insann, yaratma srecinde bilincini
basklayan dnyaya ramen znel kalabilmesini amalayan bir ilem ve insan
gerekliinin davurumudur (Sartre 1992: 127).

1.2.1 Rekabetten Birlikte Yaamaya

nsann ontolojik zgrlnden yola karak balad soruturma, Sartre, somut


sosyal problemlere ynlendirmi, politik ve toplumsal etkenler Sartren zgrlk
tanmnda deiikliklere neden olmutur (Pellauer NFE, giri, 1992: xiv). Dnyadaki
her bireyin varolusal bir zellii olarak zgrlk, bireysel olarak yaanmalar
bakmndan znel olan zgrlk tasarlarnn bakalarnca bilinebilir olmasna izin
verdiinden ve bu tasarlar her ada ve her yerde, dnya iindeki insan asndan,
bakalar arasnda bulunmak, lml olmak, bir ile uramak gibi ayn snrlara tabi
olduklarndan ayn zamanda nesnel olacaklardr. (Sartre vhb 2010: 64) znel
zgrlklerin nesnel bilgiye kaynaklk ediyor olmas, Sartre, tanmnda nesnellii de
bulunduran ve tekil insan yaamlarnn ortak paydas olmak bakmndan bir varlk
20

kategorisi olan evrenselliin bilgi asndan ne ifade ettiini sorgulamaya itmitir.


(Sartre VBH 2010: 62). Bilinli bir varlk olan insann, trsel zelliklerinin taycs
olmak bir yana, eylemleri aracl ile kendini evrensel bir varlk olarak tasarlyor oluu,
kiinin bakalarnn zgrln de en bandan kabul etmesini gerektirmektedir (Sartre
1992: 70).

zgrce belirlenmi hedeflere ynelik her seim, seimi yapan kadar dier insanlar da
etkilemektedir. nsanlar arasndaki doal durumun bartan ziyade, her an patlak
verebilecek bir sava durumu olduunu dnen Kant ile hemfikir olan Sartrea gre,
kiisel seimler ayn zamanda kiileraras anlamazlklara da kaynaklk edebilmektedir.
Sartrea gre, insan kendini tanmlayabilmek iin bakalarnn varlna ihtiya
duymaktadr. Baka bir deyile, bir seimin realize olmas, bakalarnn varln ve
tankln gerektirmektedir. Bakalarnn tanklna duyulan ihtiya ise onlarn
zgrlklerinin yadsnmasna izin vermeyecek, bu ynde herhangi bir giriim, kiinin
kendi zgrln olumsuzlamas anlamna gelecektir (Sartre 1992: 133).

nsann bakalarnn zgrln kefettii ve kendi zgrlnn snrlar ile tant


ilk an olarak bak Sartren kiileraras ilikileri fenomenolojik adan aklamak iin
kulland temel kavramdr (Sartre 2009: 469) Sartrea gre, her zaman zgrl
nndeki snrlamalar ortadan kaldrmaya gdlenmi olan insann karsndaki insan
bir engel olarak grmesi kanlmazdr. kili ilikiler ierisinde kendine ynelmi olan
bakasnn bakndan kanmak isteyen insann davranlar ise kkeni cinsel arzuda
bulunabilecek tavr altnda toplanabilir: kii, ya muhatabnn zgrln kabul
edecek ve amaya alacak; ya muhatabnn baklarna kendini kapatacak ya da
muhatab yok etmek isteyecektir (Sartre 2009: 521).

nsann bakasnn zgrln kabul edip ama yoluna gittii ilk tavrn altnda
sralanabilecek olan tek tarafl deil- karlkl ilikiler ak, dil ve mazoizmdir (Sartre
2009:470) : Ak, insann karsndakinin zgrln kendine ml etme, onun bilincini
tutsaklatrma isteidir (Sartre 2009: 473). An karsndakini batan karma giriimi
ve genel olarak insann kendini ifade etme ihtiyac ise, tm eylemleri, bilinci ve
bedeniyle kiinin kendisi olan dili gerektirmektedir (Sartre 2009: 480). Kendini var
etmenin, insann balca devi olduunu ileri sren Sartrea gre, mazoizm, bu devin
21

baka birine teslim edilmesiyle ortaya kan davran biimidir. Varoluunun getirdii
bulantdan kurtulmay amalayarak, baka bir zgrln iinde erimeyi kabul eden
kii, bilinli ve dolaysyla sorumluluk sahibi bir varlk olmak yerine bir nesne olarak
grlmeyi tercih etmektedir (Sartre 2009:486). Ancak bilincin srekli basklanmas
mmkn olmadndan, mazoizm srekli bir durum olamaz. (2009:487)

nsann bakalarnn baklarna kendini kapatt ilikiler ise ilgisizlik, arzu ve sadizm
olarak karmza kmaktadr. Byle bir tavr benimseyen insanlarn ortak noktas, kendi
zgrlklerinin, zgrln grmezden geldikleri, hatta reddettikleri muhataplar
tarafndan kabul edildiini dnmeleridir. (Sartre 2009: 488). Amac bakasnn
zgrln ele geirmek ve kendi zgrln ona sonuna kadar kabul ettirmek olan
insann, benimsedii tavrn aldatmacas nedeniyle baarsz olmas kanlmazdr (Sartre
2009:489). nsann baka baklar grmezden gelmesi olarak ilgisizlik, bakasn bir
zgrlk deil de bir nesne olarak grme eilimi olarak arzu ve arzunun bir biimiyle
ortaya kan ve dier kiiyi nesneletirerek, onun znelliini yok saymak ve onu tam bir
ara haline getirerek, ona sahip olmay hedefleyen sadizm, kendi zgrln
bakalarnn tankl olmadan temellendiremeyecek insann baarsz giriimleridir
(Sartre 2009: 591).

Kiinin bakalaryla ilikilerini belirleyen nc tavr olan nefret, yaad


dnmlerle kendini tarihselletiren insann zgr bir kararllkla bakasnn lmn
istemesidir (Sartre 2009:519). Nefret duyan kii, karsnn zgrln tanr ancak bu
zgrl amay deil, yok etmeyi amalar, nk engel tekil eden ve bakyla
kendisini nesneletiren herkesten kurtularak snrsz bir zgrle sahip olacana
inanmaktadr (Sartre 2009: 523). Sartrea gre, nefret eden kii, hedefledii insan
ortadan kaldrm olsa bile, bakasna ait olan bilinle bir zamanlar kurulmu olan
temas, onun tamamen silinip gitmesine izin vermeyeceinden, amacna tam anlamyla
ulam olmaz (Sartre 2009: 525).

Yukardaki rneklerden de anlalabilecei zere, bakalar ile ilikilerinde kii, her


zgrlk tasarsna, bu tasarlar ekillendiren seimlerine ve seimlerinin rn olan
eylemlerine ayn zamanda maruz kalmaktadr (Sartre 1992: 137). Sartrea gre, bir
insann zgrlnn yegne snr baka bir insann zgrldr ve herkes zgr
22

olmad mddete kii kendisinin de zgr olabilecei dnmemelidir. Bu nedenle,


insann dierlerinin zgrln yoklayan her eylemi baarszlkla sonulanacaktr
(Sartre 2009: 518).

Sartre, ikili ilikilerin temeline atma kavramn yerletirmekle birlikte, insanlarn


topluluklar halinde yaayabildii somut durumlarn varln yadsmaz (Sartre 2009:
530). Sartren yine fenomenolojik bir yaklamla tanmlad ve nc bir kiinin
bak tarafndan onlar denen, ortak bir utan ve yabanclama duygusundan
kaynaklanan nesne-biz ve ayn tasary paylaan insanlarn bir grubun iinde
bireyselliklerini yitirmesi ile ortaya kan zne-biz deneyimleri, bir durum ierisindeki
bilinlerin ayn amaca ynelmesinden doan, atma ve rekabetin geici de olsa
bastrlabildii ilikilerdir (Sartre 2009: 526).

Kiinin bireysel kimliini bir kenara brakarak, kendini yalnzca iinde bulunduu
toplumun bir yesi olarak tanmlamas, baka bir ifade ile, kendini bakalar arasndaki
bir bakas olarak grmesi ile ortaya kan yabanclam kartezyen Cogito, Sartre,
mkemmel olmasa bile ideal saylabilecek bir toplumun nasl bir dzene sahip olmas
gerektii sorusuna gtrmtr (Sartre 1992: 112).

Tarih iinde hemen her zaman gzlemlenebilecek bir varolu kategorisi olan
yabanclama, ksaca, insann varln, ahsna zg olmayan eyler, dsal nesneler
ya da zellikler aracl ile tanmlamaya kalkmas ile ortaya kan ve kiiyi olduu
kadar iinde yer ald toplumu ya da topluluu da etkileyen bir olumsuzluk halidir
(Sartre 1992: 386). Sartrea gre, tarih, toplum ve zgrlk kavramlar birbirleriyle
etkileim halindedir. Bu arasndaki balantnn, yabanclamann temel etkeni olan
ve Sartre tarafndan yaratlan kltrn, ortaya kan deerlerin ve retilen mallarn, o
toplumun herhangi bir yesine veya grubuna yasaklanmas, zgrlklerin baka
zgrlklerce bakalama uratlmas eklinde tanmlanan bask [opression] kavram
ile aklanmas mmkndr. (Sartre 1992: 328).

almann ikinci blmnde, hem zgrlkle hem de ahlakla balantsnda analiz


edilecek olan bask kavram, ayn zamanda insan yaamna negatif bir yn veren bir
durum olarak, baskya urayan tarafndan benimsendiinde, Sartren ifadesi ile
nceden belirlenmi ve zorunlu bir sonuca giden paradoksal bir lanet olan yazgya
23

dnmektedir. zgrlkten gelen sorumluluktan kurtulmak isteyen insann bilincini


yok sayarak baskya boyun eer grnmesi, zgrln mutlak bilinci ile fizik
nedensellikten ileri gelen zorunluluun sahte bir kombinasyonudur (Sartre 1992: 339).
Kanlmas imknsz srelerle tarih ve insan zerindeki varln srdren
yabanclama, kendi seimlerini yazgya dntrdkleri takdirde, zgr seimleriyle
kendinde ve dnyada deiimler yaratabilen insanlar bile penesine alabilmektedir
(Sartre 1992: 357).

Basknn ve yabanclamann ortaya kmasna neden olan en temel unsur -bilgisizliin


srdrlmesi anlamndaki- cehalettir [ignorance]. Bilgideki noksanlktan ziyade, tam
bir bilgisizlik hali olarak cehalet, insann kendini her eyin ls olarak grmesine ve
kiinin bakalarnn zgrln hie sayan pratik ilkeler tretmesine neden olmaktadr
(Sartre 1992: 294). Kiiyi mutlak bilginin olanakszlna inandracak olan cehaletin,
olaan bir durumdan ziyade bir yoksunluk hali olduu fark edildiinde, kii hakikat
[truth] olarak tanmlanabilecek bir btnln arayna decek ve bakalarnn
dncelerini gzlemleyerek kendine benzer bir hakikat yaratmaya alacaktr (Sartre
1992:295). Platondan bu yana, kiinin, kendi sezgisel dncesi ile bakasnn hakikati
arasndaki ilikiyi kesin bir biimde belirleme arzusu ile noksanlktan uzak bir yap
olarak dnlm olan hakikat kavram, Sartrea gre, her zaman davranlarn
belirlenmesinde etkin rol oynayacak ve asla tamamen kiinin kendine ait olamayacak,
genel bir hakikat modeli oluturma giriimine dnmtr. (Sartre 1992: 296). Bireyin
somut zgrlnden, herkesin soyut zgrlne geii salayacak olan inkr
edilemez gereklerden meydana gelen tarihin yapsna nfuz eden bu hakikat modelleri,
Sartrea gre, yine yabanclamann mutlakln vurgulamaktadr. Diyalektik admlarla
ilerleyen tarih ierisinde sentetik bir ortak-ruh yaratma istei ile yalnzca bilimin,
poplasyonun ve teknolojinin deil, bireyin de arasallatrlmas ve kendine
yabanclatrlmas, sonunda bireyselliin yeniden kefedilmesini gerektirecektir (Sartre
1992:143).

Kiinin kendi zgrln yaayabilmek iin dier insanlarn zgrlne ihtiya


duymas, kefederken yaratmakta olduu dnya ierisinde kiileraras ilikileri
dzenleyecek kurallarn gerekliliini ortaya koymaktadr. Doarak dnya iine terk
edilen insan, tm ilikilerin ve bu ilikileri belirleyecek kurallarn koyucusu ve
24

uygulaycs olacak, baka bir ifade ile kendi deerlerini kendisi yaratacaktr (Pellauer,
NFE, 1992: x). Belirli kurallar dahilinde insann bakalarnn zgrln
tanyabileceini, hatta koruyabileceini dnen Sartrea gre kii, kendini ve
dierlerini birlikte yarattklar toplumun bir yesi ancak ayn zamanda da bir birey
olarak grdnde, baka bir ifade ile, dnyay kendi gibi bilinli varlklarla birlikte
yarattnn ayrdna vardnda, kanlmaz olarak bakalarnn zerinde de etkiler
brakacak her eyleminden sorumlu olduunu anlayacaktr (Sartre 1992: 10).

Bakalarnn zgrlne zarar vermeden, kendi zgrln gerekletirme eklinde


ifade edilebilecek temel ihtiya, Sartrea gre, akn ama olarak insann tarihsel
ynn olduu kadar, ahlaksal yaamn da belirleyecektir (Jeanson 2010: 158).

25

BLM II

KANT VE SARTREDA ETK

Gnmzde etik dendiinde akla, iyinin tanmn yapmaya ve eylem iin evrensel
geerlilii olan normlar getirmeye alan normatif etik ile var olan normlarn
deerlendirilmesinde lt olarak kullanlacak st normlar getirmeye alan
giriimlerden oluan meta etikte ve bu ikisi arasnda bir orta yol bulmaya alan
(iletiim ya da tartma etii gibi) giriimler gelmektedir (Kuuradi 2000:20). Ancak,
etie yaklamlardaki eitlilie ramen, yaamn iinde hala kesin bir yanta
ulaamam etik sorularla karlamaktayz (Kuuradi 2000: 21). nsann kendiyle ve
bakalaryla ilikilerinde ald kararlarla ve gerekletirdii eylemlerle ilgili olan etik
sorunlar, kiinin gndelik yaamnda karlat sorunlardan ontolojik ve epistemolojik
adan farkllk gstermektedir. Doru eylem nedir? sorusunun yant doru eylemin
ne olduunu syleyerek verilebilirken, Bu durumda ne yapmak gerekir? sorusunun
yantn kii, iinde bulunduu tek, esiz olan belirli bir durumda ne yapmas
gerektiini ve ne yapabileceini bulmakla verebilir (Kuuradi 2000: 17). Dolaysyla,
yaarken doru ve deerli eylemde bulunabilmek bir bilgi sorunudur (Kuuradi 1999:
iii).

Bu blmde, bir eylemin doru bir eylem olabilmesi iin, kiinin her defasnda eylemini
ahlak yasasnn ona buyurduu ekilde belirlemesi gerektiini dnen Kant ile doru
eylemi, sorumluluu alnm eylem olarak tanmlayan Sartren etik grleri ele
alnacaktr.

2.1 KANT VE AHLAK YASASI

Kantn etik grnn ayrntlarna gemeden nce, kendisinin ahlak, ahlak felsefesi ve
etik kavramlar arasnda yapt ayrm gzden geirmek, eylemin ve eylemin
belirleyicilerin Kant tarafndan hangi balamda ele alndnn anlalmasnda yol
gsterici olacaktr: nsann eylemlerini dzenlemeye ynelik oluturulmu kurallarn
btn olarak ahlak, Kanta gre tamamen pratiktir ve teorik bir arka plan
26

gerektirmektedir (Kant 1984: 251). Ahlaka teorik zemini salayacak olan ise kukusuz,
eylemin ve istemenin a priori yasalarn ortaya koyacak olan ahlak felsefesidir (Kant
2002b: 4). Ahlaki kurallarn, ilkelerin ve yasalarn temelinde yer alan zgrln
yasalarna ilikin bilgiye ise etik denmektedir (Kant 2002b: 2). Dolaysyla etik,
ahlaklln en yksek ilkesini saptamaya almal, baka bir ifade ile iyi istemenin
koullarn incelemelidir (Kant 2002b: 7).

Tanm olarak iyi isteme ya da saf isteme yasann srf biimi araclyla pratik olan
saf anlama yetisidir (Kant 1999: 62). stemenin belirlenme nedenleri ile uraan saf
pratik akl, her zaman haz istei ile balantl olan aa arzulama yetisinin kart
olarak yksek arzulama yetisi olarak da isimlendirilebilir (Kant 1999: 25).

Bir eylemin arzular, eilimler, mutluluk aray, duygular, ihtiyalar tarafndan


belirlenmesi mmkndr. Gnlk yaamda hazla ya da acyla balantl olarak iyi ya da
kt olarak nitelendirilen eylemlerin yalnzca isteme asndan deerlendirildiklerinde
ahlakl birer eylem olup olmadnn anlalabileceini dnen Kanta gre, bu ynde
yaplacak her sorgulamann referans noktas yalnzca ahlak yasas olmaldr
(Kant1999: 70). Arzu ettii bir nesne ya da frsat karsndaki eilimini lm kaygs ile
bir kenara brakabilen kiinin, bakasnn yaam sz konusu olduunda, ben-sevgisini
yenerek kendi hayatn ortaya koyabilmesi her zaman olasdr. Kii, bunu dile getirmese
de, byle bir olanan varln kabul etmek zorundadr. Yaplmas gerekene ilikin
kiideki bu bilincin kaynanda ise ahlak yasas vardr (Kant 1999: 35) Akl sahibi tm
varlklarca dorudan bilincine varlabilecek olan ve saf isteme kavramna kaynaklk
eden ahlak yasasn, Kant yle formle etmitir:

yle eyle ki, senin istemenin maksimi, hep ayn zamanda genel bir yasamann
ilkesi olarak da geerli olabilsin (Kant 1999: 35).

stemeyi insann gereksinimlerine gre ieriklendiren aa arzulama yetisinin son erei


olan mutluluk Kanta gre, nesneler ile arzulama yetisi arasndaki balantnn bir
grnm olduundan, istemenin znel belirleyici nedenlerine verilen genel bir isim
olabilir ancak, bu nedenle de ahlakllk ile ilikilendirilmemelidir (Kant 1999: 29).
Maksimi mutluluk olan insanlarn birbiri ile atmasnn kanlmaz oluu nedeniyle
hedefi mutluluk olan maksimin bir pratik ilke olarak i grse de yasa olmas
27

imkanszdr. Bu nedenle, yaplmas gereken, ncelikle maksimlerin srf yasa koyucu


biimi ile belirlenebilecek istemenin yapsn bulmaktr (Kant 1999: 32). Sonrasnda
ise, zgr istemeyi zorunlu olarak belirleyecek yasaya ulalmaldr (Kant 1999: 33).

nsan akl doann amallna uygun olarak, iyi istemenin ortaya kabilmesine hizmet
edecek ekilde belirlenmitir (Kant 2002b: 11). Yalnzca akl aracl ile
belirlenebilecek olan iyi isteme, kendi dnda herhangi bir amala
balantlandrldnda, dev kavram ile atmas kanlmazdr (Kant 2002b: 12).
Ahlakl insan, deve uygun eyleyen deil, devden dolay eyleyen insandr (Kant
2002b: 14). Kant, dev ile eylemler arasndaki ilikiyi yle belirlemektedir:

devden dolay yaplan bir eylem, ahlaksal deerini, onunla ulalacak amata
bulmaz, onu yapmaya karar verdirten maksimde bulur, dolaysyla bu deer,
eylemin nesnesinin gereklemesine deil, arzulama yetisinin btn nesneleri ne
olursa olsun, eylemi oluturan istemenin yalnzca ilkesine baldr (Kant 2002b:
15).

Dolaysyla bir eylemin etkileri ya da sonular, eylemin ahlaki yn ile


balantlandrlmamaldr (Kant 2002b: 16). Eylemlerin sonucu, grnte ahlak yasas
ile uygunluk tasa dahi, yalnzca saf pratik akl tarafndan belirlenmemi istemelerin
rn olduklar takdirde ahlakl eylemler olarak kabul edilemezler (Kant 1999: 79).
Eylemlerin aldatc grnts, baka bir ifade ile, devden dolay olmayan eylemin
deve uygun olabilmesi, eylemlerin i ilkelerine baklmasn gerektirmektedir (Kant
2002b: 23). Ayn sebeple ahlakllk eylemlerle deil ancak eylemlerin ncesinde yer
alan istemeleri belirleyen ilkelerle rneklendirilebilir (Kant 200b: 24).

Btn ahlak kavramlarna kaynaklk eden akln yan sra insann hayvani ynne ait
duygu, eilim ve gdlerin belirleyiciliini esas olarak kabul eden herhangi bir ahlak
retisinin ortaya koyaca ilkeler ancak rastlantsal olarak ahlakllk iereceklerdir.
Rastlantsal olandan kesin ilkelere ulalamayacan dnen Kanta gre ahlak
yasasnn deerli olmasn salayan bir neden de temelinde yalnzca saf pratik akln
bulunmasdr (Kant 2002b: 27).
28

Yasa nitelii tayabilecek pratik ilkeler bir gereklilii dile getirmekte ve olmas-
gerekene dikkat ekmektedirler. Kantn tanm ile, isteme iin zorlayc olduu
lde nesnel bir ilkenin tasarmna emir, bu emrin formlne de buyruk denir (Kant
2002b: 29). stemenin yneldii ama dorultusunda buyruk da iki farkl belirlenime
sahip olacaktr: kiinin eylemi iyi istemenin kendi dnda bir amaca hizmet ettiinde,
koullu buyrua gre, yalnz ve yalnzca ahlak yasasndan dolay gerekletirildiinde
ise koulsuz buyrua gre belirlenmi demektir. Bu bakmdan tamamen ieriksiz olan
koulsuz buyruk ayn zamanda kesin buyruk olarak adlandrlabilecek ahlak
yasasdr. Sz konusu en yksek varln istemesi, baka bir ifade ile kutsal isteme
olduunda ise, kendiliinden ahlak yasas ile uygunluk ierisinde olan bu tr istemenin
buyruklara ihtiya duymayacan belirtmek gerekir. Dolaysyla, buyruklar sadece
varoluu tam bir yetkinlie ulaamayacak olan insann istemeleri ile ilgilidir (Kant
2002b: 30).

Bu balamda bir eylemin nasl bir ama iin iyi olduunu dile getiren koullu
buyruklar pratik ilkeler olarak i grseler de, ahlakll zorunlulukla ama bilen kesin
buyruk gibi yasa nitelii tamalar mmkn deildir. Koullu buyruklar bal altnda
yer alan teknik buyruklar ya da beceri buyruklar, amacn kendisi ile deil, amaca
ulatracak yntem ile ilgilidirler (Kant 2002b: 31). Herhangi bir eylemin kendinden,
etkilerinden ve sonularndan ziyade, biimi ve ilkesiyle ilgili olan kesin buyruk ise
ahlakllk buyruu adyla da anlabilir (Kant 2002b: 32). Saf pratik akldan a priori
olarak tretilen iyi istemeyi buyuran nesnel ilke olarak yasa, eylemde bulunan kiinin
bu zellikleri tamayan- znel pratik ilkesinden kesinlikle ayr tutulmaldr. nk,
yasa her akl sahibi varlk iin geerli iken, znel maksimler birka kiinin eylemlerinde
kural haline gelebilse bile, yasann nesnelliini yakalayamayacaklarndan ahlaksal bir
zorunlulua iaret etmezler (Kant 2002b: 37). Kesin buyruk ise, eylemi belirleyen
maksimin yasaya uygunluunun zorunluluunu dile getirmektedir: Ancak ayn
zamanda genel bir yasa olmasn isteyebilecein maksime gre eylemde bulun. nsann
devi ise, eylemini belirleyecek olan maksime bir doa yasasnn biimini verebilmek
olacaktr (Kant 2002b: 38).

Tm devlerin temelinde maksimin yasa nitelii tayabilmesini ykmllk olarak


bildiren, ahlakllk ilkesi yer almaktadr (Kant 2002b: 41). Bu nedenle, dev sadece
29

kesin buyrukla dile getirilmelidir (Kant 2002b: 59). Baka bir ekilde dile getirilecek
olursa, isteme her trl duyusal ierikten arndrlarak yalnzca biimsel olarak
belirlenmeli ve bir yasann zelliklerine sahip olmaldr (Kant 2002b: 44). Hakiki
anlamda erdemin ancak bu ekilde ortaya kabileceini dnen Kanta gre,
ahlaklln tm eilimlerin zerinde yer alan kendine has, saf yaps, soyutlama
yeteneini kaybetmemi her akl tarafndan grlebilir (Kant 2002b: 43).

Eilimlerin belirlemesi ile hedeflenen veya ulalan her nesne ancak koullu bir deere
sahip olabilir, ayrca eyler olarak adlandrlan akl sahibi olmayan varlklarn da
deiken bir deeri vardr. Bu ikisi istemenin nesnel nedeni olan amac olanakl klmak
iin gereken aralarken, yalnzca ara olarak grlemeyecek akl sahibi varlklar Kant,
kiiler olarak adlandrmaktadr. znel amalardan arndrlm olan yasa, amalar ve
aralarla ilikisinde yle ifade edilebilir:

nsan ve genel olarak her akl sahibi varlk, u veya bu isteme iin rastgele
kullanlacak srf bir ara olarak deil, kendisi ama olarak vardr; ve gerek kendine
gerekse baka akl sahibi varlklara ynelen btn eylemlerinde hep ayn zamanda
ama olarak grlmelidir (Kant 2002b: 45).

Yasann bu ifadesinden tretilen pratik buyruk ise insana hem kendi hem de
bakalarnn insanln yalnzca ara olarak deil, ayn zamanda ama olarak grerek
istemeyi buyurmaktadr (Kant 2002b: 46). Ayrca, deve uygun eylem ve devden
dolay yaplan eylem ayrmnda olduu gibi, bir eylemin kendi bana ama olarak
insanlkla atmamas yeterli deildir, ayrca bununla uyumlu olmas gerekmektedir
(Kant 2002b: 47). Her eyi ara olarak kullanabilecek olan insan ve onunla birlikte her
akl sahibi varlk, zgrln zerklii sayesinde, kutsal ahlak yasasnn znesi olarak,
kendi bana amatr (Kant 1999: 96).

nsann kendi yasasn kendinin koymas anlamndaki istemenin zerklii ilkesi


yasaya saygnn nedenlerinden biridir (Kant 2002b: 74). Akl sahibi bir varlk olarak
insan, kendini ve eylemlerini yine kendi koyduu yasa aracl ile yarglamakta ve
eylemlerini, amalarn gz nnde bulundurarak deerlendirebilmektedir (Kant 2002b:
50).
30

Bir yasa koyucu olarak, kendileri ama olarak akl sahibi varlklar olduu kadar,
bunlarn her birinin kendine koyabilecei amalar da kapsayan bir btn olan
amalar krallnn bir yesi haline gelen insann zgr istemelerinin genel ilkesi
yalnzca yasa nitelii tayabilecek maksimlerle, yani kendini bir yasa koyucu klacak
maksimlerle, eylemde bulunmaktr (Kant 2002b: 51). Ahlaklln maksimleri yasaya
dntrme isteinin altnda ise insann yalnzca kendi aklnn koyduu yasaya boyun
eecek olmas yatmaktadr. Ki, insann ve insanln deerli olmas da, tam olarak yasa
koyuculuundan ileri gelmektedir (Kant 2002b: 52).

Kendinden baka bir eyle yeri doldurulamayacak olan deerin, eilimlerin ya da


gereksinimin yneldii eylerin piyasa fiyatndan, herhangi bir beeniye veya duyguya
hitap eden eylerin duygu fiyatndan ayrlmas gerekir. nk yalnzca kendisi ama
olan eyler gerekten deerlidir (Kant 2002b: 52). Bu balamda zerklik, insanl ve
ahlakll kendi bana deerli eyler haline getirerek, insann varlnn temelini
oluturmaktadr. Ksaca, insan kendi yasasn koyabildii iin deerlidir (Kant 2002b:
53).

stemenin ahlak yasas, yani akl tarafndan belirleniyor oluu, iyi ve ktnn,
eylemlerin ve bu eylemleri gerekletiren kiinin zellii olduunu gstermektedir
(Kant 1999: 67). Ahlak yasasna boyun eerek devini yerine getiren kiinin ve ahlaksal
eyleminin deerli olmasnn nedeni, ahlak yasasnn, eilimlerini ve korkularn bir yana
brakarak yalnzca aklnn buyurduunu yapan insan tarafndan konmas, yani, zerklik
ilkesidir. Ahlaklln en stn ilkesi olarak istemenin zerklii ise Kantn ifadesiyle,
istemenin kendi kendine bir yasa olma zelliidir (Kant 2002b: 58).

stemenin zerklii ilkesi her eylemin nesnel belirleyici nedeni olmakla birlikte, nesnel
yasaya zorunlulukla bal olduundan herhangi bir gd yklenemeyecek olan Tanrsal
istemeden farkl olarak, hayvansal arzularna yenik debilmesi her zaman ihtimal
dahilinde olan insann istemesinin znel nedeni ahlakl yaamak da olabilir. Kantn
gd adn verdii bu eilim, ahlak yasasnn ayn zamanda kiinin istemelerinin
znel-yeterli belirlenme nedeni olmasn salamaktadr (Kant 1999: 80).

zgrln olanann koulu olan ahlak yasas tm eilimlerin yok saylmasn


saladndan, bir tr eilim olan ben-sevgisinin yaratt kendini beenmilie de izin
31

vermez, bylece znel olarak da sayg nedenidir (Kant 1999: 82). Ben-sevgisinin
hizmetinde olan veya mutluluu son erek olarak gren tm eilimlerden ayr
dnlmesi gereken bir gd olan ahlakllk, a priori bilinebilen ahlak yasasna
duyulan saygdan baka bir ey deildir ki yasaya sayg, kiinin bu nitelikte olmayan
maksimlerini yasa sanma gafletine dmesine izin vermez (Kant 1999: 82). Ahlak
duygusu olarak adlandrlabilecek, yasaya sayg, reddedilmesi g bir farkndalk
olduundan, yasaya uymayan kii zerinde saygnn negatif grnml pozitif etkisi
kiinin kendi gznde dahi kk dmesidir. Farkl bir ekilde ifade edecek olursak,
Kanta gre, yasaya sayg duymayan insann kendine de sayg duymas imknszdr
(Kant 1999: 83). Ancak ahlak duygusu yasaya uyma istei uyandran bir gddr
yalnzca, yasann kendini temellendiremez. Yalnzca dolayl olarak, kiinin znel nedeni
olarak i grr (Kant 1999: 84).

Nesneler yalnzca eilimlere neden olurken, sayg yalnzca kiilere yneliktir. Kiiye
sayg duyulmasn salayacak olan ise ahlak yasasnn kendisine duyulan ve Kanta gre
tek ahlaksal gd olan saygdr (Kant 1999: 86). Genel olarak bir kar dorultusunda
ekillenen dier eilimlerden ya da gdlerden farkl olarak ahlakllk gdsnn
yneldii kar da ahlaksaldr, nk yasaya sayg ile temellendirilmi maksimin tek
kar yine yasaya uymaktr (Kant 1999: 87).

stemenin yalnzca ahlak yasasnca belirlenmesi eklinde ifade edilebilecek olan pratik
zgrln doa nedenselliine tbi kavramlarca aklanmas imknszdr ve doa
nedenselliinin yasalarnn hkm altnda olan eylemlerin zgrlnden sz edilemez,
nk bunlar artk zaman ve meknda yer almaktadrlar (Kant 1999: 103). Ancak
gerekletirildikleri anda birer fenomene dnen kiinin eylemleri doa yasalarnn
altnda yer alrken, eylemleri belirleyen istemelerin varoluu yalnzca zgrlkten ileri
gelen nedensellik ile ilgilidir (Kant 1999: 104). Doa mekanizmine tbi olduklar halde
eylemlere zgr denebilmesinin nedeni sz konusu eylemlerin ncesinde yer alan
istemelerin kiinin kendi iradesinin rn olmalardr (Kant 1999: 105). Her eylemin
arka plannda kiinin karakteri yer almaktadr ve karakter, adna vicdan denen bir yeti
tarafndan yaplan baz yarglamalarca ekillenmektedir (Kant 1999: 107).
32

Saf akln kuruntulara neden olan pratii, zm teorik alanda bulunamayacak


sorunlara neden olmaktadr (Kant 1999: 117). Saf pratik akl ise her zaman en yksek
iyinin koulsuz tmlne ulamaya almaktadr (Kant 1999: 118). nk:

En yksek iyi yalnzca saf istemenin nesnesi deil, ayn zamanda onun kavramdr
da ve onun pratik aklmz yoluyla olanak kazanan varoluunun tasarm, ayn
zamanda saf istemeyi belirleyen nedendir (Kant 1999: 120).

Zorunlu olarak a priori bilgi temellerine dayanan en yksek iyinin koulu yalnzca
istemenin zgrl sayesinde ortaya konabilir (Kant 1999: 123). Sz konusu en
yksek iyi, ahlakllktan baka bir ey deil, mutluluk ise ancak ahlakllk koulunun bir
sonucu olduunda en yksek iyinin bir esi olabilmektedir (Kant 1999: 129).
stemenin yalnzca ve dorudan yasa aracl ile belirlenmesi bilinli bir eylem olarak
ahlaksal niyettir ve yasaya duyulan saygnn bir ifadesidir (Kant 1999: 127). Niyetin
ahlak yasasna uygunluu, ayn zamanda en yksek iyinin kouludur. Dnyada en
yksek iyiyi gerekletirmek ahlak yasas tarafndan belirlenebilen bir istemenin
zorunlu nesnesidir. Ancak duyulur dnyann bir yesi olan akl sahibi varlklarn,
niyetlerin ahlak yasasna tam uygunluu olarak kutsallk olarak adlandrlabilecek
yetkinlie ulamalar sz konusu deildir (Kant 1999: 132). Dolaysyla ahlaki anlamda
tam bir yetkinlik ancak, saf pratik akln bir koyutu olan ruhun lmszl varsaym
ile mmkndr (Kant 1999: 133). Kantn ifadesi ile, dnyada en yksek iyi, ancak
doann ahlaksal niyete uygun bir nedensellii olan en st bir nedeni kabul edilirse
olanakldr. Bu neden, yine akln bir koyutu olarak Tanrdr. Dnyada en yksek iyiyi
gerekletirmek kiinin devidir, ancak bu dev ayn zamanda en yksek iyinin
olanaklln kabul etmeyi gerektirdiinden, saf akl, en yksek akl sahibi varl bir
koyut olarak varsaymak zorundadr (Kant 1999: 136). Bir inan olarak
nitelendirilebilecek bu varsaymn temelinde ise yalnz ve yalnzca saf akl vardr (Kant
1999: 137). nsana bu dnyada olanakl en yksek iyiyi her trl eyleminin nihai amac
haline getirmeyi buyuran ahlak yasas, kiinin en yce varla kar ykmll olarak
kabul edilmelidir (Kant 1999: 140). Ayrca belirtilmelidir ki, en yksek iyiye
ulaabilmeyi hedefleyen istemeler, kiilere ahlaksal anlamda mutluluk getirse de, ahlak
yasasn istemelerin temel ilkesi kabul eden bir ahlak kiinin nasl mutlu olaca ile
deil, mutlulua nasl layk olaca ile ilgilidir (Kant 1999: 141).
33

Mutluluk kavram ile ilikisinde, Kantn felsefesinde iyi kavram, iyi istemenin de
aralarnda bulunduu ve birbirinin tamamlaycs olan alt farkl belirlenime sahiptir.
yinin sz konusu kavranlarndan ilki, koullu pratik buyruka (hipotetik imperatif)
belirlenen mutluluk, ikincisi ise ahlak yasasnn forml olarak koulsuz buyruktur
(kategorik impreatif). yinin nc kavran, erekler sz konusu olduunda, arzu ve
eilimlerin dizginlenerek, nceliin mutluluktan gelen iyiye deil de ahlak yasasnn
kendisine verilmesini ngrmektedir (Rawls 2005: 252). Ahlaki deerlerin ortaya
kmasna araclk eden iyi isteme iyinin drdnc kavran; ahlak yasasnn nesnesi
olan amalar krall ise beinci kavran olarak karmza kmaktadr (Rawls 2005:
253). Dier beini kendi bnyesinde bulunduran iyinin son kavran ise, her insann,
realize olmu bir amalar krallnn yurttalar olmak bakmndan eylemlerini iyi
istemelerle belirlemesinin yansra, ahlakl bir yaamn getirdii mutluluu
tadabilmesidir (Rawls 2005: 254).

Ahlak Metafiziinin Temellendirilmesi ve Pratik Akln Eletirisi ile ahlak ilkelerinin a


priori temelini saf pratik akl olarak kesinletiren Kant, Ahlak Metafizii ile sz konusu
ilkelerden hareketle insann ahlaki devlerini tretmeye girimitir (Guyer 2005: 282).
Aadaki blmde yer verilecek olan devlerin ortak zellii ise, kendi bana kutsal
olan ahlak yasasnn znesi olarak insann ayn zamanda bir ama olarak grlmeden
yalnzca ara olarak kullanlmasn yasaklyor olular, baka bir ifadeyle, insann
kiisindeki insanl korumay hedeflemeleridir.

2.1.1 nsann devleri

nsanlarn amal eylemlerde bulunmas anlamndaki hayat Kanta gre, akl ile
duygular arasndaki srekli bir atmaya sahne olmaktadr. Daha nce de dile
getirildii zere, aa arzulama yetisinin etkisi altnda olan duygular, daima arzu ya da
tiksinti ile aa karken, arzu nesnesinden duyulan haz ya da honutsuzluk, tamamen
znel olduklarndan, nesnenin olas bilgisiyle ilgili deillerdir, bu nedenle de bir
arzunun nedeni, etkisi ya da sonucu olabilmektedirler (Kant 1991: 40). Arzuya
zorunlulukla bal olan haz, ister arzunun nedeni ister etkisi olsun, pratik iken, nesnenin
tasarmndan (representatio) duyulan haz dnmsel haz veya pasif keyif [inactive
34

delight] olarak adlandrlabilir. Beeni de denebilecek hazzn bu ikinci trnden


ziyade ilk trne odaklanm olan pratik felsefe, kii tarafndan alkanlk haline
getirilen haz isteine eilim (inclination) adn verir. Haz ile arzulama yetisi arasndaki
balant ise ilgi (interest) olarak karmza kmaktadr. Haz zorunlulukla arzudan
nce geldiinde, pratik haz, eilimin kar [an interest of inclination] olarak
isimlendirilmelidir. Ancak haz arzuyu izliyorsa, bu entellektel hazdr ve ona ilikin
kar da akln bir kardr. Yalnzca akln karna ynelmi olan eilim, duygulardan
bamsz eilimdir [sense-free inclination]. ehvet [concupiscence] de, arzuyu
belirleyen bir uyarc olarak arzunun kendinden ayrlmaldr, zira ehvet, akl
etkilemekle birlikte arzulama yetisinin bir edimi deildir (Kant 1991: 41).

Bir eylemin maksimi, aa arzulama yetisinin eilimlerinden bamszca ve evrensel


yasann buyurduu gibi belirlendiinde ise saf akl kendi bana pratik olur (Kant 1991:
42). Saf pratik akln srf biimsel olarak ortaya koyduu yasa, bir eylemin ahlakl
olabilmesi iin, maksiminin her tek durumda yeniden belirlenmesini zorunlu hale
getirdiinden, Kanta gre, insann kendisi ve yapp etmeleri hakkndaki kavramlarnn
ve yarglarnn ierikleri yalnzca deneyimle renilebiliyorsa, bu kavramlarn ya da
yarglarn ahlaki bir yn olamaz (Kant 1991: 43). Bir eylemi kesin bir dev yapan
pratik yasa ise kategorik imperatif ieren bir nermedir (Kant 1991: 52).

Antik zamanlarda, ayn zamanda devler retisi olarak da bilinen ahlak retisine
iaret eden etik, sonrasnda ahlak felsefesinin yalnzca bir ksmnn, yani yalnzca dsal
yasalardan tretilmi olan devlerle ilgili ksmnn ad olarak anlmaya balanmtr. Bu
dorultuda devler retisi de dsal yasalarla ilgili olan Hukuk retisi (Doctrine of
Right) ve isel yasalarca belirlenen devlerle ilgili olan Erdem retisi (Doctrine of
Virtue- ethica) olarak iki bala ayrlmtr (Kant 1991: 185). Bu iki retinin konu
edindii yasalar Kant yle tanmlamaktadr:

Ahlak yasas olarak adlandrlan zgrlk yasalar, yalnzca dsal etkilerle ve


onlarn yasaya uygunluu ile ilgili ise tzel (hukuki) yasalar adn almakta; ancak
yasalarn kendileri eylemin belirleyici zemini olarak ele alnyorsa etik yasalar
denmektedir. Tzel yasaya uygunluu eylemin yasal olmasn salarken, etik
yasalara uygunluu ahlakl olmasn salamaktadr (Kant 1991: 42).
35

Kantn, Ahlak Metafiziinde sistemletirdii devlerin ilk koulu, hepsinin temel ve


nesnel olarak geerli tek bir ahlak ilkesinden tretilmeleridir. Sz konusu ilkenin bir
dier zellii ise yalnzca devler arasndaki ilikileri deil, kiinin bu devler
dorultusunda setii maksimlerin etkileyebilecei dier insanlara kar
ykmllklerini de belirlemesidir (Guyer 2005: 281).

Kanta gre tm yasa koymalarda etkin olan iki unsur vardr, bunlardan biri dev, dieri
ise gddr. Her yasa gerekletirilmesi zorunlu bir eylemi dile getirmektedir ki bu
zorunluluk, eylemi pratik bir kurala dntrerek kiinin devi haline getirir. Eylemi
znel olarak belirleyen seim ile yasann tasarmnn birbiri ile ilikisini salayan gd
(incentive) ise belirli bir ekilde eylemde bulunma ykmll, seimin (choice) genel
belirlenimi ile zneye balanm olur (Kant 1991: 46).

Etik yasama dardan belirlenemezken, hukuki yasamann kiinin kendinden gelmeyen


anlamnda dsal (external) bir zorunluluu vardr. Baka bir ifade ile, bir szlemede
verilen szn tutulmas dsal bir devdir; ancak baka herhangi bir gdye bal
olmadan, yalnzca dev olduu iin szn tutmak, yalnzca isel (internal) yasama ile
ilgilidir. Bu durumda ahlaki ykmllk etie devredilmitir, hem de yalnzca belirli
trden bir dev nedeniyle deil, daha ziyade byle bir yasamann dsal bir nedeni
olamayacandan. (Kant 1991: 47). Genel olarak sorumluluk kavram yalnzca kiilerle
ilgilidir, kendi zgr olmayan ey ise yalnzca zgr bir seimin nesnesi olabilir. Ahlaki
kiilik ise, ahlak yasasna kar eylemlerinden sorumlu olan akl sahibi varln
zgrldr. Buradan yola karak denebilir ki, kii kendi kendine koyduu
yasalardan baka bir yasann boyunduruu altnda deildir. Genel olarak bir edimin
(deed) doruluu veya yanll ise deve uygunluuna baldr ve deve zt bir edim,
yasann inenmesidir (Kant 1991: 50).

Dsal bir yasamann ortaya koyduu olanakl yasalarn toplamna Hukuk retisi denir
(Kant 1991: 54). Eer d nedenlere bal byle bir yasama mmknse, bu yalnzca
pozitif anlamda hukuk retisidir ve bu retide uzmanlam biri, yani bir hukuku,
yalnzca bu yasalar deil bunlarn eitli durumlarda nasl uygulanacan da bilir. Bu
trden bilgiye yasal uzmanlk da denebilir, ancak her ikisi de olmadan geriye yalnzca
hukuk bilimi kalr. Bir bilim olarak Hukuk, doal hukuk retisinin sistematik
36

bilgisidir. Bu alanda uzmanlam kimse ise pozitif hukuk iin salam ilkeler bulmay
hedeflemelidir (Kant 1991: 55).

Her zaman bir ykmllkle ilgili olan hukuk kavram, kiilerin birbirleri ile olan
ilikilerindeki eylemlerinin dorudan ya da dolayl etkilerini dzenlemeye yneliktir.
Ancak Hukuk, bir insann seiminin dierinin istei (wish) zerindeki etkisine deil,
yalnzca dier kiinin seimi ile ilikisine iaret eder. nc olarak seimler arasndaki
bu karlkllk ilikisinde, seimin ynelmi olduu nesne dikkate alnmaz. Bu nedenle
Hukuk, iki kiinin seimlerinin evrensel ahlak yasas altnda bir araya gelebilecei
koullarn toplamdr. Hukukun evrensel ilkesi ise yledir:

Evrensel bir yasa ile uygunluk ierisinde, herkesin zgrl ile birlikte var
olabilen her eylem hakl eylemdir (Kant 1991: 56).

Kanta gre, hukukun bask uygulama yetkisi vardr, hatta kat bir hukuk basknn
karlkl kullanmn zorunlu klar, ki hukuki yaptrm olarak bask, herkesin evrensel
yasalarla uygunluk tayan zgrl ile uyumludur (Kant 1991: 57). Bask faktrnn
rol oynayabilecei yasal devler ise yledir: i. zel hukuk tanmnda yer alan haklarn
uygulanmasn salayan yasal devler; ii. Kamu Hukuku bal altndaki haklar ve
devleri ieren yasal devler (Guyer 2005: 301).

Erdem retisinin ayrntlarna inmeden nce dile getirilmelidir ki, Kanta gre,
erdem yalnzca doutan gelen bir yetenek ya da uzun sreli ahlakl eylemler aracl
ile kazanlm bir alkanlk olarak tanmlanamaz ya da ona deerini veren ey bu
zellii deildir (Kant 1991: 189). Etik, eylem iin deil, eylemlerin belirleyicisi olan
maksimler iin yasalar retir yalnzca. (Kant 1991: 193). Erdem, kiinin bir devi yerine
getirmeyi hedefleyen maksiminin gcdr (Kant 1991: 197).

Kant, kiinin kendindeki ve bakalarndaki insanln gzetilmesini esas sayan, baka


bir ifade ile, ahlak yasasna dayanan, erdem devlerini yle snflandrmaktadr:

i. Kiinin kendisine kar eksiksiz devine rnek olarak, intihar yasa;


ii. Bakalarna kar eksiksiz deve rnek olarak, yalan yere sz vermeme, yani
kiinin tutmaya niyeti olmad szler vermemesi devi;
37

iii. Kiinin kendine kar eksik devi olarak, kiinin beceri ve yeteneklerine kar
doal yatknlklarn gelitirmesi;
iv. Bakalarna kar eksik deve rnek olarak da, yardmseverlik ya da karlkl
yardmlama devi (Guyer 2005: 296).

Etik devler, ahlaki duyguyu, insan sevgisini ve yasaya saygy nceden varsaymaktadr
(Kant 1991: 200). Kantn, erdemin (virtue), ahlakszlklar (vice) arasndaki bir orta yol
aray olduu ve yalnzca deneyimle kazanabilecei ynndeki eski gre tamamen
kart olan erdem retisinin metafiziksel ilk ilkeleri yledir:

i. Her bir dev iin yalnzca tek bir ykmllk zemini bulunmaktadr; ve eer
birden fazla zemin oluturulmaya allrsa, bu yeterli ya da geerli bir kant
bulunamadnn ya da kiinin devleri konusunda yanldnn ak bir
gstergesidir. (Kant 1991: 204).
ii. Erdem ve ahlakszlk arasndaki ayrmn kiinin izledii maksimlerin derecesine
baklarak yaplabilmesi mmkn deildir; bu ayrm sadece maksimlerin zgl
niteliklerinde aranmaldr (Kant 1991: 204).
iii. Etik devler, kategorik olarak buyuran yasa tarafndan, dolaysyla, insan
olduu gibi ele alan empirik bilgiyle deil de insanlk dncesine ilikin
rasyonel bilgiyle uyum ierisinde belirlenmelidir (Kant 1991: 205).

sel zgrlk ilkesine gre erdem retisi asndan eilim, eylemde bulunmann ve
kiisel seimin tamamlanmas ynndeki bir beceridir. Ancak her beceri zgr bir
eilim deildir; beceri bir alkanlk, yani eylemin tekrara dayal zorunlu
birrnekliidir; dolaysyla erdem, ahlaksal bir beceri deildir (Kant 1991: 207). Ayn
nedenle, kii kendini yasaya gre eylemde bulunmaya belirlemedii srece, erdemin
yasaya gre zgr eylemlerde bulunma eilimi olduu sylenemez. Seimin deil, bir
yasay benimseyerek ona evrensellik kazandran trden arzulama yetisi olan iradenin
rn olan bir eilim erdem olarak grlebilir. Ancak isel zgrlk iin iki eye
ihtiya vardr: kiinin belirli bir durumda kendi kendisinin efendisi olmas ve kendi
tutkularn kontrol edebilmesi. Bu iki durumda kiinin karakteri soylu olacaktr (Kant
1991: 208).
38

Kanta gre hem etik devler hem de hukuksal devler aadaki ilke tarafndan
belirlenmektedir:

i. Onurlu bir yaam srmek (honeste vive): nsann kendi kiisindeki


insanla kar ykmlln dile getiren bu dev, kendini bakalar
iin yalnzca bir ara deil ayn zamanda bir ama haline getir eklinde
ifade edilebilir.
ii. Bakalaryla iliki kurmamak ya da kendini toplumdan soyutlamak
zorunda kalsan bile, kimseye hakszlk etme.
iii. kinci devi yerine getiremediin durumlarda ise, herkesin kendine ait
olan koruyabilecei bir toplumun iinde yaa.

Eer bu son forml herkese hakkn ver eklinde belirlenseydi, zaten sahip olduu bir
eyi veremeyeceinden dolay sama olurdu. Anlaml olabilmesi iin u ekilde
okunmaldr: her insann kendine ait olann bakalarndan korunduu bir topluma gir
(Kant 1991: 62).

Doutan gelen tek hak zgrlktr. Ahlak yasas ile uygunluk tamak suretiyle
bakalarnn zgrl ile birlikte var olabilen zgrlk, insanlk erdemi ile her
insana ait olan tek kkensel haktr (Kant 1991: 63).

Hukuki devlerin insanlara ykledii sorumluluklar snrl iken, etik devlerin


ykmll geni kapsamldr (Kant 1991: 194). Tm devler yasa zerinden bir
snrlama (constraint) kavram ierirler. Etik devler yalnzca isel yasamann olanakl
olduu durumlar iin snrlar getirirken, hukuki devler ayn zamanda dsal nedenlerle
belirlenen yasamalar iin de snrlaycdr (Kant 1991: 198).

Ayrca, dile getirilmelidir ki, Kanta gre, devler arasnda, devlerden birinin dierini
geersiz klaca bir atmann olmas sz konusu deildir. Belirli eylemlerin
zorunluluunu bildiren kavramlar olarak dev ve ykmllk birbirlerine tamamen zt
kurallarda dile getirilemez. Bununla birlikte, znenin kendi pratik kural, biri onu dev
yapmaya yetmeyecek iki farkl ykmllk zeminine sahip olabillir. Dolaysyla birbiri
ile atabilecek olanlar ykmllkler deil, bunlarn zeminidir. Byle durumlarda ise
ncelik daha salam olan ykmllk zeminine aittir (Guyer 2005: 318).
39

2.2 SARTREDA ETK VE TARH LKS

Jean Paul Sartren, hem kendi zamannda hem de sonrasnda tepkilere yol am olan
Varlk ve Hilik adl eserindeki bireyselci ve ontolojik zgrlk tanm ile, Marx
Heideggerle yorumlama giriimi olarak grlebilecek Dialektik Akln Eletirisindeki
praksise dayal toplumsal zgrlk tanm arasnda bir gei nitelii tayan ancak
lmnn ardndan yaynlanan Etik in Defterler (Notebooks for an Ethics), sz
konusu eserlerde betimlenen zgrlk anlayna dayanan bir ahlak retisinin olanan
sorgulayan ve byle bir ahlak retisinden tretilecek normatif ilkelerin pratik alandaki
somut uygulamasn gstermeyi amalayan metinlerden olumaktadr (Pellauer,
Notebooks for an Ethics, giri 1992: xii).

Ahlakn insan yaamndaki yerini saptamak adna, geni apta etkili olmu ahlak
retilerinin temel zelliklerini inceleyen Sartrea gre, ahlaki soruturmalara girimi
tm felsefelerin ortak kaygs evrensel pratik kurallar ortaya koyabilmektir. Ancak,
evrensel kurallara ulaabilmek iin, insan iinde yaad toplumdan ve de adan
soyutlayan ve olandan ziyade olmas-gereken [ought-to-be] ile uraan felsefelerin tekil
insan durumlar zerinde sz sahibi olabilmesi mmkn deildir, bu amala, pratik
ilkeleri soyutlama yoluyla balamndan koparmak yerine, tekerrr halinde olan Tarihin
somut durumlar incelenmeli ve ahlakl diye nitelendirilen eylemlerin ortak
zelliklerinden yola klmaldr (Pellauer, 1992: xvi). Kiiyi kendini kavrad ann
iinde ele alan Varoluuluk, Sartrea gre, insan zgr eylemleri ile tanmlayan ve
yarglayan, sorumlulua dayal bir ahlak sistemi ortaya koyabilmenin tek yntemidir
(Sartre 2010: 60).

2.2.1 Evrensellik Kavramnn Tarih ile likisi

Sartren evrensellik ve tarih kavramlarna allagelmiten farkl anlamlar yklemi


olmas, dnrn ahlak grnn detaylarna inmeden nce, sz konusu kavramlarn
birbiri ile olan balantsnn incelenmesini zorunlu hale getirmektedir. Sartren
40

ifadesiyle, Tarih, tek tek olaylarn tekilliklerini koruyarak oluturduklar bir btn
[detotalized-totality], tarihi yapan zgr kiiler ise tarihsel birimlerdir (Sartre 1992:
20). Srekli olu halindeki tarihin iinde yok olmak, baka zgrlklerce
nesneletirilmek istemeyen insan ise ya kt niyetle, bakalarnn zgrln kendi
bireysel varoluu altnda ezmeye ya da dier insanlarla bir araya gelip soyut bir birlik
oluturmaya alacaktr (Sartre 1992: 21). Ancak, her iki giriimin de baarsz olmas
kanlmazdr. nk ne yaparsa yapsn, insann bakalarnca grlecek ve
deerlendirilecek olan eylemine yabanclamas kanlmazdr. Tarih, bakasdr,
kadndr, erkektir, nceki ya da sonraki nesil, baka bir ulus ya da baka bir sosyal snf,
hatta zgrlnn bir sonraki aamasna geen insann gemiinde kalan benidir
(Sartre 1992: 46).

Sartrea gre, yazar, filozof, aziz, peygamber ya da lim gibi zgr kiilerin eylemleri
ile varlan tarih, vuku bulan her tarihsel olayla birlikte farkllamakta, kleler, serfler
gibi kendi zgrlne yabanclam tarih d birimleri de etkilemektedir (Sartre
1992: 22). Gerekletii anda binlerce kiinin bilincine yerleen tarihsel olay, onu
yaayanlarn zihninde, gemie dnmelerine engel olan ancak sonraki nesillerce
yorumlanacak bir kalnt brakr. Kalntlara odaklanarak yaplacak gemie ynelik
refleksiyon, nceki nesillerin yorumlayamadan yaad tarihin deitirilemez bir
ekilde anlamlandrlmasn salamaktadr (Sartre 1992: 42). Planlanm, zorunlu,
mantkl, kavranabilir olsa bile her olayn temelinde olumsallk vardr, nk her olayda
ans faktr rol oynamaktadr. (Sartre 1992: 35) Olumsallk, yaygnlk, edilgenlik,
bilimsellik gibi birok katmandan oluan tarihsel olay, bu katmanlarn hepsini birden
ieren bir btn olarak kabul edilmelidir (Sartre 1992: 73).

Doru akl yrtmeler yapan her felsefe, Tarihin ne olduunu ve tarih iinde neyin
olanakl neyin olanaksz olduunu kefedeceinden, Tarihin insan zerindeki
etkilerinden kurtulmay amalamaktadrlar (Sartre 1992: 92). nsan, tarihin bir paras
yapan olumsal yn olarak bedeni ve bu bedenle ilikili, arzular, alk, uyku, lm gibi
zellikler, Sartrea gre, kiinin her eyleminde rol oynayan faktrler olarak ayn
zamanda birer deerdir. nk bunlar, insann dnyadaki somut varoluuna (facticity)
iaret etmekte ve onun bir toplum iindeki varoluunu da belirlemektedirler (Sartre
1992: 93).
41

Sartren ifadesi ile, evrensellik, dnyann-paras-olan-varln varolusal bir


kategorisidir (Sartre 1992: 69). Srf trsel zelliklerin taycs olarak deil, ayn
zamanda eylemleriyle ve fikirlerine ilikin yarglaryla dier insanlarla iletiim halinde
olan insan, kendinin de bir paras olduu, devlet ya da toplum gibi bir btnlk
[totality] yaratarak, kendini evrensel bir varlk olarak tasarlar (Sartre 1992: 70).

Kii eylemleriyle yalnzca kendini deil, yaad a ve iinde bulunduu toplumu da


yaratmaktadr (Sartre 1992: 499). Yaam boyunca, bir kendinde-kendi-iin varlk
olmay, baka bir ifade ile, en yetkin varlk olarak dnlen Tanrnn sahip olduu
trden bir zgrle ve yetkinlie ulamay arzulayan ancak lml bir varlk olmas
nedeniyle asla ulaamayacak olan insann, zgrlk tasarlarnn kaynanda, arzu
edilen eyin yokluuna iaret eden ihtiya kavram yer almaktadr. Baka bir ifade ile,
insann eylemlerinin gdleyicisi olan ihtiya, sz konusu eylemlerden oluan ahlaki
yaamn da belirlemektedir (Jeanson 2010: 152).

Yaratma, varla getirilen bir tanmla onun, olmad eylerin snrsz zemininden
koparlmasdr (Sartre 1992: 147). Bir ihtiyacn karlanmasna ynelik yaratc bir
eylem olan praksis ise Sartrea gre, varln zgrlk ile temellendirilmesidir (Sartre
1992: 148). nsan praksis aracl ile varln formunda ya da maddesinde deiimine
neden olarak yeni bir Gestalt yaratr (Sartre 1992: 159). Praksis, insann zgrl
adna att bir adm olmas asndan olumlu armlara sahip olsa da, ayn zamanda,
insann kendini dorudan kavramak yerine, zgrln yaratt dnya zerinden
tanmlamas ile ortaya kan yabanclamaya kaynaklk ettiinden olumsuzluk da
ieren bir kavramdr (Sartre 1992:468). Kendini varoluunun ayrlmaz bir paras olan
zgrl yerine yalnzca praksisle kurduu dnya zerinden tanmlayan insanlardan
oluan bir toplumun yeleri, kolektif bir btnlk oluturma abasyla bireysel zgrlk
tasarlarn arka plana ittiklerinde, yabanclama toplumu da etkisi altna alacaktr
(Sartre 1992: 169). Ancak, Sartrea gre, tarihin bir yabanclamadan dierine geen
srelerden oluan zel yaps, bireylerin homojen bir birlik altnda bir araya
gelmelerine asla izin vermeyecek, bu yndeki abalar ise baarsz giriimler olarak
kalacaktr (Sartre 1992: 88).
42

Sartre, evrensel ahlak kurallar ortaya koymak isteyen her ahlak retisinin, Tarihe son
verme istei tadn dnmektedir. Ancak, Ona gre, herkesin ayn anda ahlakl
olmas imknsz olduundan bu istek bir hayalden teye geemeyecektir. Ayrca, genel
geer olmak isteyen bir ahlak, Sartrea gre, bilinlerin tek bir zne halinde
kaynamasn deil, znel bilinlerin kendi bireyselliklerini kaybetmeksizin, gnll
olarak oluturduu bir toplum (detotalized-totality) yaratmay hedeflemelidir (Sartre
1992: 88).

Yabanclamann tarih ve toplum zerindeki olumsuz etkilerinin yalnzca salam bir


ahlaki sistem aracl ile kaldrlabileceini dnen Sartrea gre, insann grevi
devrimci ve yaratc bir politika zerinden, gerek ve somut etik kurallardan oluan bir
amalar krall hazrlamaktr (Sartre 1992: 471).

2.2.2 Hak

inde bulunduu sistemin, ayn zamanda yaratcs olduunu unutan insan, varoluunun
Tanr ya da bakalar tarafndan temellendirilmesine ihtiya duyacak, bu ihtiya ise
hak kavramnn ortaya kmasna neden olacaktr (Sartre 1992: 15). nsann olmas-
gerekene (ought-to-be) ilikin fikri olarak hak, Sartrea gre, kendisiyle uygunluk
tayan her ey gerekletirildiinde ortadan kaybolup bir gelenee dnecek olan bir
olanaktr (Sartre 1992:137).

nsana yakr ekilde davranlmaya duyulan gl istek olarak hak talebi ayn zamanda,
sz konusu toplumun yeleri arasnda, birbirlerinin zgrlklerini kabul
etmemelerinden kaynaklanan ve egemenlik kurma abalarna dayanan atmalarn
yaandn gstermektedir. Dolaysyla ancak adaletsizliin hkm srd
durumlarda ortaya kan haklara, uyumlu ve eitliki bir toplumda ihtiya yoktur (Sartre
1992:141).

Servetin ve gcn azalmasnn haklara duyulan ihtiyac arttracan dnen Sartrea


gre, kiinin hak talebinde bulunmas, zgr olmadn kabul etmesi anlamna
geleceinden, stn tarafn ona bir nesne olarak yaklamasn kolaylatracaktr.
43

Dolaysyla basklayan, talepte bulunana iddet uygulamakta bir saknca grmeyecek,


karlkl olarak basklanan da bu durumdan kurtulmak iin iddete, dolaysyla gce
bavuracaktr. Ancak basklanm olann, iddet uygulamas kendisine verilmi bir
hakk reddetmesi anlamna geleceinden, bu davran yalnzca egemen gce hizmet
edecektir. rnein, mlkiyet hakk evrensel olmasna ramen, mlk olmayan biri iin
bir anlam yoktur. Bu durumu deitirmek isteyen kii ise, bakalarnn mlkn ele
geirmek iin bir haka saldrm olur. Bu iki unsur arasndaki somut eitsizlik hukuksal
alann dnda yer aldndan, basklanann, hak tarafndan getirilmi snrlamaya kar
kmas su olarak kabul edilecektir. (Sartre 1992:142) Sartre, suun cezalandrlmas
gerektiini dnmekle birlikte, kiinin iledii suun ya da uygulad gcn yine de
birer zgrlk ifadesi olduunu ileri srmektedir. (Sartre 1992:143)

Ontolojik adan bakldnda, esasnda ieriksiz ve soyut bir kavram olan hak, var
olan deil, var olmas istenen eye ilikin bir talebin ifadesidir ve varlk ile olmas-
gereken arasnda bir ayrm yapmaz. Kendini bir olmas-gerektii-iin-var olan
[being-because-it-ought-to-be] olarak kavrayan toplum tarafndan ieriklendirilerek
bakasna yneltilen bir talep olarak hak ayn zamanda basknn bir trdr ve
insanlar hak aracl ile boyunduruk altna alnrlar (Sartre 1992: 144).

Sartrea gre, bir durumun iyi olduunu dile getirmekten ziyade deitirilmesini
yasaklayan hak, bask grene bir zgrlk olarak yaklalmadna iaret eder, bu
balamda, bamszlk hakk da en saf haliyle bir artmacadr. nk, basknn
youn olduu toplumlarda bile, egemen iradenin, kendi zgrln kabul ettirmesi
yalnzca ne kadar gl olduuyla deil, bu zgrl kabul edeceklerin de zgr
olmalaryla ilgilidir (Sartre 1992: 145).

Hak aray ile balantsnda, ikili ve toplumsal ilikilerde gzlemlenen yakar (prayer),
rica (appeal), beklenti, neri, isteme (demand); bakasnn verdii karla bal olarak,
itiraz ya da anlama, ayrca tehdit ya da savunma ve iddet (violence) ahlaki adan
deerlendirilebilecek ontolojik yaklamlardr (Sartre 1992: 215).

Sartrea gre iddet gcn olumsuz bir trevidir ve iddet ieren bir eylemin hedefi,
amaca aralar zerinden mutlak bir deer ykleyerek, olumlamann bir yolu olacak bir
iddet evreni yaratmaktr (Sartre 1992: 173). Talep ettiklerinin zaten kendine ait
44

olduuna inanan fkeli kii [violent man] iinde bulunduu dnyay, kendi ile arzu
arasna girmi bir engel olarak grmektedir (Sartre 1992: 174). Kendine tanrsal bir
zgrlk ykleyen fkeli/vahi insan, dnya iindeki kendi varln zorunlulukla
tanmlamakta, bu zorunluluk sanrs ile kendi istediini, bakasna zgr iradesi ile,
setirebileceini dnmektedir, ancak insann zgrln yok sayan tm dier
davranlar gibi bu da baarszlkla sonulanacaktr (Sartre 1992: 204).

Hedefledii amac gerekletirecek gce sahip olmadn dnerek, sz konusu


amaca, baka zgrlklerce ancak yine kendi adna ulalmasn isteyen kiinin eylemi
olarak yakarma/dua ise zgrlkler arasnda bir tr hiyerarinin ortaya kmasna neden
olmaktadr (Sartre 1992: 217). Yapsal olarak isteme (demand) ile benzer zellikler
sergileyen rica ise, ontolojik adan eit grlen zgrlkler arasnda, nceden
belirlenmi koullu bir amacn gerekletirilmesinin istenmesidir (Sartre 1992:274).
Amac koulsuz zgrln mutlak hedefi haline getirerek sonular bir kenara brakan
istemenin reddedilebilmesi Sartrea gre, istemenin kiisel bir seime dnmesine
neden olacaktr. (Sartre 1992:289) stemenin reddedilii olarak itiraz, insan yine iddet
uygulamaya ynlendirecek, fakat bu iddetin hedefi itirazn kendisi deil, kiinin
gznde bir engele ve araca dnen, itiraz eden olacaktr. (Sartre 1992:294)

Arzusunun yerine getirilmemesi kiinin kendi znelliine geri dnmesine, hem amacn
hem de bu amaca ulamak iin belirledii aralar gzden geirmesine neden olacak,
kii kendi zgrln yeniden kefetmek zorunda kalacaktr. Sartrea gre bu keif
sreci, istemenin yeniden ve baka bir ekilde dile getirilmesini gerektirecek; zgr bir
bilinten baka bir zgr bilince ynelmi isteme, artk bir devin (duty) bilgisini
ieren, pratik bir buyrua dnecektir (Sartre 1992: 237).

nsann kendiyle ve bakalaryla ilikileri analiz edildiinde grlecektir ki, kii tm


gcyle aksi ynde davranmak istese de, insann yalnzca ara ya da yalnzca ama
olarak grlebilmesi mmkn deildir. Sartrea gre:

Bir antinomiye dnen bu problemin zm amac aralardan ayrmak deil,


insan bir ara olarak grmenin yan sra ona ama olarak davranmak, yani, onun
kendini dnmesine ve ona bir ama olarak yaklatm noktada kendini zgrce
bir ara olarak grebilmesine yardmc olmak; yani kendini bir ara olarak kabul
45

etmesinin aslnda onu mutlak amaca dntrdn gstermektir (Sartre 1992:


207).

2.2.3 Sartreda dev Kavram

Kiinin bireysel zgrlnn bir ifadesi olarak ne srd istemede ierilen devin,
evrensel bir buyruka dnmesi mmkndr; kendi iinde hibir durumda, koullar
ne olursa olsun, anlamn tayan Yalan sylememelisin! buyruu istemenin, kiinin
iinde bulunduu durumdan bamsz bir ekilde belirlenebileceine rnektir.
Gerekletirilmesini salayabilecek herhangi bir araca iaret etmemekle birlikte, hibir
arac da dlamayan kategorik imperatif karsnda kiinin hayat, tasarlar, arzular ve
de iinde yaad toplum ve a, nemini yitirmektedir (Sartre 1992: 238).

Sartrea gre, insann belirli durumlarda bakalarnn zgrlne, yani insanlna,


ara olarak davrandna iaret eden koulsuz buyruklarn birbirini snrlamas ve birbiri
ile elimesi mmkndr. Kendinin ve bakalarnn zgrlklerine her zaman birer
ama olarak davran eklindeki buyrua uyan kiinin Asla yalan syleme gibi bir
buyrua ihtiyac olmamaldr. Buyruk bir ama olarak grldnde ise, kiiyi bu
amaca ulatran tm aralarn yararl olmakla birlikte iyi olduu dnlmemelidir, zira
bu aralar bulan ya da yaratan, ahlaki anlamda tam bir yetkinlie ulamas mmkn
olmayan insandan bakas deildir (Sartre 1992: 238).

nsann kendi varoluuna duyduu gvene iaret eden isteme karsnda dnya asla
mutlak bir diren olarak grlmez. rnein, Kantn, Yapmalsn, bu nedenle,
yapabilirsin ifadesi, istemelerin doa nedenselliinden bamszln, yani zgr
seimin olanaklln dile getirmektedir. Ancak Sartrea gre, bir eylemin
gerekletirilebilmesi iin ncelikle gerekli koullarn salanm olmas gerekir ve ona
gre zgr bir isteme hibir koulu a priori kabul etmeyeceinden, Kantn, dnyann
doal dzeninin zgr istemelere boyun eecei ynnde bir iddia ieren yukardaki
ifadesi, dnya hakknda iyimser bir dnce olarak kalacaktr (Sartre 1992: 238).
46

Sartrea gre, kiinin zgrl tarafndan belirlenmi olan amalar, istemeye ya da


deve deil, kiisel bir ideale aittir. Bu balamda zgr seimler, eylemlerin deerini
belirlemekle birlikte bir ykmlle iaret etmediklerinden, devin zorunluluk ieren
yaps zgrlk tasarlarnn amalaryla balants bakmndan incelenmeli ve deer
kavramnn bu ilikideki rol ortaya konmaldr (Sartre 1992: 246).

Blmn banda da dile getirildii zere, Sartrea gre, bir amac ya da eylemi deerli
yapan insandaki yoksunluktur. Bir ihtiyacn giderilmesine ynelik olan ama ise,
zgrlkle ilgili olduundan dev ile deil deer ile tanmlanabilir (Sartre 1992:
248). Ancak amacn kendisi bir deer deildir, deer, amaca ulamay hedefleyen
eylemlerin bir sonucudur (Sartre 1992: 249). Sartrea gre her insann lene dek srecek
olan amac ya da arzusu, kendi varln ideal bir zgrlk olarak grebilmektir. Kiinin
eyleminin arac haline gelen nesne, ihtiyac tarafndan belirlenmi olsa da, bu nesnenin
kendini deerli yapmaz. Kiinin herhangi bir nesneye deer atfetmesi ise yalnzca
kendi arzusunun younluu ile deil, iinde bulunduu toplumun ya da baka
toplumlarn yelerinin o nesneyi ne kadar arzuladklar ile de ilgilidir. Baka bir ifade
ile, bir nesneyi deerli yapan, bakalarnca da arzulanyor olmasdr. Ancak insan
amacna ulatracak nesneyi yaratma anlamndaki emek, deer yaratmaz, yalnzca
deeri grnr klar (Sartre 1992: 115). Emek, insan ya da toplum tarafndan ihtiya
olarak grlen bir arzunun giderilmesine ynelik bir ara olduundan, yalnzca yaratc
bir eylem olarak, toplum tarafndan deerli grlebilir. Emein mutlak bir deeri
yoktur; kullanm deeri olmayan bir nesne reten emek nem tamayacaktr (Sartre
1992: 116).

Sartrea gre, deerin insann zgr seimlerinden kopartlarak, devle


ilikilendirilmesi, insann kendi amacna yabanclamasna neden olmaktadr (Sartre
1992: 252). Sartrea gre, isteme (demand) zgr eylemlerin bir motifidir. dev ise,
belirli bir durumda zgr olmamay semektir. Kesin buyruklarla dile getirilen devler
Sartrea gre, kiinin hem kendi zgrln hem de bakalarnn zgrln yok
saymasdr (Sartre 1992: 254). dev dorultusunda belirlenmi amaca hizmet etmeyen
eylemlerinin deersiz olduuna inanan kendi zgrlne yabanclam kii,
zgrlnn amacn unutarak yalnzca devi yerine getirmenin aralar ile
ilgilenecektir (Sartre 1992: 255).
47

Kantn insann kendi yasasn kendisinin koymas anlamnda kulland zerklik,


Sartrea gre, bir zgrln baka bir zgrl srekli olumsuzlamasdr. Yani, her
zaman biri dierinin hizmetinde olan iki zgrlk vardr. kinci zgrlk, kendini bir
alete dntrdnden, kendisi tarafndan gerekletirilmi bir eylemden bile ayr
dnlr. lemin sonunda geride kalan yalnzca buyruktur. Sartren ifadesi ile,
Kantn da aka grd zere, devin evrensel olduu durumda, dnyaya damgasn
vuracak olan evrenseldir. devi yerine getiren kii, yalnzca bir devi
gerekletirdiinden kendini grevi ile tanmlamas sz konusu deildir. Kendi gibi
davranarak, kendi aralarn yaratarak kii kendi zgr eylemini bulmak ister, ancak
baka bir seim tarafndan yabanclatrldndan, daima kendinden baka birini tanr
(Sartre 1992: 256).

steme, dev ve ykmllk, kendi-iinin zgrlnn deil, bir toplumun yesi


olmak bakmndan bir bakas-iin-varlk olan insann zgrlnn kategorileridir.
Kiinin bakas ile dorudan temas olarak isteme, dev ile ilikilendirildiinde, kiinin
bireyselliini yitirmesine neden olmakta, devden gelen ykmllk ise kt niyetin
aa kmasn kolaylatrmaktadr. Bu nedenle, kiinin kendi varoluunu bir
bakasnn varoluuyla tanmlad, devle belirlenen istemeler, Sartrea gre, bireyin
kendine yabanclamasn srekli hale getirecektir (Sartre 1992: 258).

steme, insann zgrlnn bir yaps ya da insann tasarsnn yneldii amacn


bir biimi deildir, nk isteme, tpk emir, dev ve ykmllk gibi, insana bir
bakas tarafndan yneltilmektedir. Bu nedenle amacn, isteme ve zorunluluk
ieren tm biimleri kiileraras bir ilikiye iaret etmektedir. Bir istemenin ortaya
kabilmesi iin iki zgrln birbirlerinden hilik ile ayrlm olmalar
gerekmektedir. stemenin orijinal biimi ise buyruktur [order] (Sartre 1992: 261).

Buyruklarla ifade edilen devlerden meydana gelen bir ahlak anlay [ethics of duty]
ise, Sartrea gre, toplumu, yabanclamann dngsne kaplm bir sosyal ilikiler
yumana dntrecek ve birey, insanla kurban edilecektir. Bireyselliini yitirmeden
dier insanlarla bir arada olma arzusundaki insan, ya bakalarnn istemelerini kendi
zgrlk tasarsnn iinde eritmeye alacak ya da dier insanlarn zerinde egemenlik
kurmaya alacaktr (Sartre 1992: 272). zgrlkler arasnda bir atekes gibi
alglanabilecek istemenin arka plannda iddet yer almaktadr, baka bir ifade ile,
48

isteme, insana ama olarak davranma grnts altnda, onu ara olarak kullanmaktr
(Sartre 1992: 274).

rnein, hkmdarn gznde toplumun her yesi bakasdr. Hkmdarn kiisel


idaresi, kendini bu iradenin altnda bulunmakla tanmlayan tebaa aracl ile evrensel
bir nitelik tamaktadr. Halk ile hkmdar arasndaki iliki ise, haklar ve devler
aracl ile dzenlenmektedir. Bireysel zgrln unutulduu bu iliki iinde kii
kendini egemen gc kutsal bir zgrlk, kendini ise bu zgrle hizmet eden bir
varlk olarak kavramaktadr (Sartre 1992: 269).

Bu ilikideki gibi bir boyun eme (resignation), ama uyumlu bir toplum oluturmak
olsa bile, insann kendi zgrlnden vazgemesi, ona tamamen yabanclamas
anlamna gelecek, klelii merulatracak ve kleleen insan, zgrln efendiye
itaat eklinde kavramak zorunda kalacaktr (Sartre 1992: 393).

Ahlaki ve ontolojik ncelii bakasna atfeden Kle Ahlakn [the ethics of resignation]
benimseyen kimse, kendine hkmedenin haklarn ondan daha iyi korumak gayretiyle,
zgrln elinden almaya alanlarn su orta olacaktr (Kraldan ok kralc
olmak!) (Sartre 1992: 398). Eylemlerin ilkesinin kiilerin kendileri tarafndan
belirlenmedii her durum, en keskin rnei klelik olan yabanclamay tarihin srekli
gzlemlenen bir olgusu haline getirecektir (Sartre 1992: 417).

Aralar uruna amacn yitirildii ahlaki yabanclamadan kurtulmak ya da kanmak


isteyen insan, dnyay ve dnya iindeki kendini yaratrken, mutlak hedefin yalnzca
zgrlk olduunu unutmamaldr (Sartre 1992: 448). Her zaman zgrlklerin
karlkl kabulne dayanan kiileraras ilikilerde, zgrlk insann hem kendisi hem de
bakalar iin hedefledii deer olmaldr (Sartre 1992: 450).

Yabanclamann kendine dnm zgrl esasnda, zgrln yapsna ters den


her eyi kendisinde bulundurmaktadr. Bir azizle Tanr arasndaki ilikide, kyamet
annda ortaya kacak olan zgrlk, bakasnn egemenlii srasndaki kurumsal anda
ortadan kaybolmaktadr (Sartre 1992: 469). Kurum, kendini zorla benimseten bir ey
olarak kiinin kaderi haline gelmektedir. Deerler ve zgrlk zaman zaman birbirlerine
yaklamakla birlikte, birbirlerini asla kesmeyen iki izgi gibidir, zgrlk izgisine en
49

yakn deerler en stn olanlardr. Bu hiyerarik deerler dzenin en alt basamanda


saflk, masumiyet, soy, ak yreklilik vardr. Asalet, mertlik, cinsel deerler ve yine
soy ara deerleri; dier insanlar, ulus ve toplum ve onlar uruna yaplacak olan
fedakrlklar sosyal deerleri oluturmaktadr. Bir ama olarak zgrle en yakn
deerler ise arzu, zevk, anlk, eletiri ve kant istei, sorumluluk, yaratma, cmertlik ve
yine fedakrlktr. Bu hiyerariye gre zgrlk en ok fedakrlk zerinde sz sahibidir
(Sartre 1992: 470).

nsann hedefi, varlna bir temel kazandrmak ve nceden belirlenmi deil, bireysel
seimlerle istenmi bir ama olarak, zgrl, dnyann varlnn temeline
yerletirebilmek olmaldr (Sartre 1992: 470). Bu balamda, kt niyet iermeyen ve
zgn sevgiyi ortaya karacak olan ahlakl eylem, Sartrea gre, bakasnn amac
dorultusunda kiinin kendi zgrln basklayp, onun dnyadaki-varln ortaya
karmak, bu varl sahiplenmeksizin onun iinde keyiflenmek olacaktr (Sartre
1992:508).

Her eylem tasars, ayn zamanda bir yaratma tasarsdr (Sartre 1992: 508). Yaratan bir
varlk olarak insan kendi yarats olan bir dnyada yaamaktadr. Dnyann yaratlnn
yannda kendi eylemlerini nemsiz bulan insan, kendi niteliklerini yce bir varla
ykleyerek, Tanr mitini oluturmaktadr (Sartre 1992: 515). Birbirinden ayr
dnlmemesi gereken kendini ve bakasn yaratma, insan durumunun yabanclam
bir temsilini ve gerek yapsn kendilerinde bulundurmaktadrlar. nsan kendi kendinin
yaratcsdr, kendi kendinin yarat deil. Burada vurgu sonuta deil, eylemdedir
(Sartre 1992: 516). nsan kendi kendinin nedeni olarak ayn zamanda kendi kendinin
hiliidir, bu hilik kendi dnda bir dayanan yoksunluunu gstermektedir. Bu
durumda Tanr kendini bulma beyhude grevine atlm, zaten var olduu iin kendini
yaratamayan ve zgn olmayan insandr (Sartre 1992: 520). Dnyay Tanr yarattysa ve
var olmak iin yaratmadysa neden yaratmtr (Sartre 1992: 521).

Tanr tarafndan yaratlm bir varlk, tanrnn ona getirdii belirlenimlerinden ok da


farkl olamaz, ancak gerek bir yaratn var olabilmesi iin tanrya kar bir diren
olmas ve o direncin tanr olmamas gerekmektedir. Yaratlm varlk tamamen yeni bir
grnm olduundan tanr ile balantsnda da yenidir. Ancak bu grnm yetersizdir,
50

yarat bir niyetten domu olmaldr, aksi takdirde yaratcyla ilikisinde kaytszln
saf dsall olacaktr. Buna ramen, bu niyet kendi bana sadece yaratmak ya da bir
etkinin sonucundan daha baka bir ey olamayacandan buradan bir nedensellik
karlamaz (Sartre 1992: 524). Niyet bir varlk kavramn nceden varsaydndan
varlk olmadan onu biimlendiremez. Dialektik olarak, nesnel olann znel olandan
doabilmesi kuku duyulacak bir ey deildir. Baka bir deyile, nesnelin ortaya k
koulu znelin her ey olamamasdr (Sartre 1992: 525).

Sonu olarak insan kendi yaratc gcn, kendi dndaki mitsel ve mutlak bir forma
ykleyerek elikili bir kavram yaratmtr. Bunun altnda ise insann kendi kendisinin
dayana olma tasars yatmaktadr ve kendi-iin-varlk olarak insan ancak dnyay
yaratma tasars bakmndan kendi kendinin dayana olabilir ve ancak kendinde-varlk
boyutunda kendini bulabilmek iin dnyay yaratmay dnebilir (Sartre 1992: 527).
Yani insan aslnda varlk olma trlerini ya da kavramalarn yaratmaktadr. Fakat bu
varlk anlaylar ya da trleri kendi balarna anlamlar olarak varlk tadklarndan
insann varln bir yaratcs olduunu sylemek mmkndr. Bu anlamlar, insan
dnyasnda ancak nesnel olarak kabul edildiklerinde ve bakalar tarafndan
onaylandklarnda ortaya kabilirler. Buna ramen, insan dnyas kendilerini kendi
mutlaklklarnda varsayan mutlak bilinler dnyas olduundan, insan dnyasn bir
mutlak olarak ele almay ne kadar ok seerse, yarats kendine o kadar mutlak
grnecektir. Yaratmada, insan kendini yaratr. Yine de bu asla, zaten var olmakta olan
benin boyutunda olaca anlamna gelmez; tam tersine, yaratt ey vastasyla
kendisinin kim olduunu renecektir (Sartre 1992: 528).

nancn ya da zevkin yoksunluunda olduu gibi, her yoksunluk yalnzca kendisinin


daimi bir tahribatyla varoluunu srdrebilmektedir ve kkeni hilikte, yani, varlk
olmak zorunda olan ve varlk olamayandadr. Bir yoksunluk mutlaka belirlenmi olmak
zorundadr, belirli bir varln o varlk olmasn salayan yoksunluktur (Sartre 1992:
531). nsann zgrl, varln retici hareketinde, insann varlktaki kendisi
karsnda cisimlemektedir, bu nedenle insann kendisini bu varlkta yakalamas
gerekmektedir. Yaratma, varlkn insan tarafndan yaratlmas deil, insann varlkta
yaratlmasdr (Sartre 1992: 544). Ve insan yalnzca insan iin yaratr, yaratarak kendini
kendinde-kendi-iin-varlka dntrmek ister (Sartre 1992: 546). Sartrea gre, bir
51

zgrlk tasarsn gerekletirmeyi hedefleyen her eylem ayn zamanda bir deer
retmeyi yani iyiyi aa karmay hedeflemektedir. yinin eylemlerle yaratlmas,
ou zaman insanlarn iyiyi aba ile balantlandrmasna neden olmutur. Ancak, iyiyi
gsterilen abaya bakarak anlamlandrmak ya da abaya dayal bir ahlak sistemi kurmak
Sartrea gre gereksizdir. nemli olan eylemde bulunmaktr, zorluk iinde eylemek
deil. Dolaysyla, abann erdemli olmakla ilgisi yoktur. abann, birok insann
gznde bu kadar deerli olmasnn nedeni ise, iyi ile olan ilikisinde insan, eylemini
daha yksek dereceden deneyimlemeye zorlamasdr (Sartre 1992: 556).

nsanlarn tm zgr eylemlerinin ynelmi olduu iyinin, kalplam bir anlam


olamaz ve iyi kavram, basite ktnn kart eklinde de tanmlanamaz (Sartre 1992:
555). Sartre, iyi kavramn yle betimlemektedir:

yi, eylemde bulunan znellikten ayr dnlemeyecek olmasna ramen


znelliin tesindedir. Yani, iyi her zaman bir znellikten kmak zorundadr ancak
asla bu znellie kendini dardan empoze edemez; kendi evrensel z dahilinde
ise bu znellikten tamamen bamsz ve nesneldir (Sartre 1992:556).

Sartrea gre, hayatn ak ierisinde insan, karlat her yeni durumla birlikte
zgrln yeniden tasarlamak zorundadr, bu nedenle eylemlerini belirleyecek olan
pratik ilkeler de insann zgrlk tasarsna paralel bir ekilde kanlmaz olarak
deiime urayacaktr. Amalardaki, ilkelerdeki ve eylemlerdeki deiim iyinin mutlak
bir tanm olmasna izin vermeyecektir, ancak Sartre iin nemli olan iyinin ne olduu
deil, iyiyi dnyaya getirenin insan olmasdr (Sartre 1992: 556).

Kii tarafndan ortaya konduktan sonra dier insanlarn yaamlarnda da etkiler brakan
iyinin, homojen bir toplumda barnmasnn imknsz olduunu dnen Sartrea gre,
insann bireyselliini, soyut bir insanlk kavram yaratarak yok sayan yaklamlar,
kiinin, evrenselliini bakasnn dolaymndan geerek kazanan iyi eylemlerde
bulunmasna izin vermeyecektir (Sartre 1992: 557). yiyi gerekletirerek ve ona hizmet
ederek var olan ile olmas-gereken arasnda bir kpr grevi gren insan, kendi iin
setii iyiden ayrmak mmkn deildir (Sartre 1992: 558). Sartrea gre, iyi kavramna
evrenselliini veren, onun herkesin ideali olmasdr. Baka bir ifade ile, gelenekler,
52

insanlarn bireysel zgr eylemleriyle ortaya kmaktadr. yi kavramnn insann


dnsel yaam zerindeki yerini Sartre yle dile getirmektedir:

yinin doasna ilikin bir uzlamaya varmak ve de iyiyi gerekletiren eylemlerin


zde olduunu kabul etmek, bizi bilinlerin sentetik birliini ya da tarihin sonunu
nceden varsayacak kadar ileri gitmekten alkoyacaktr (Sartre 1992: 557).
53

DEERLENDRME VE SONU

Sartre, kendi ifadesiyle, fenomenolojik bir ontoloji denemesi olan Varlk ve Hilik adl
eserinde zgrl, bilin ile d dnya arasnda fenonemolojik yntem ile kurduu
balant araclyla ontolojik adan temellendirmi ve kitabnn sonunda, insann
varoluundan ileri gelen zgrlnn ahlak alannda da temellendirilebileceini ifade
etmitir. Dialektik Akln Eletirisi ile soruturmalarn insann bilinle ekillenen i
dnyasndan, eylemleriyle etkilerde bulunduu d dnyaya tayarak, toplumun ve
tarihin insann zerindeki etkilerini inceleyen Sartre, Varlk ve Hilikte etik-zgrlk
ilikisini anlataca bir kitap yazacandan sz etmi olduu halde, hayatnn kalan
ksmnda bu konuya ilikin herhangi bir metin yaynlamamtr. Ancak, bir ksm ders
notu olarak hazrlanm, tarih ve etik arasndaki dialektiin detayl bir ekilde
akland metinler, Sartren lmnden sonra biraraya getirilmi ve Etik in
Defterler (Notebooks for an Ethics) ad altnda yaymlanmtr. Bu metinde, Kantn
birok kavramn ve grn eletiren Sartren, hazr ahlak kurallarnn her zaman ie
yaramayaca konusunda Kantla uyutuu ve onun yapt gibi, kiinin eylemlerini
belirlerken bavurabilecei bir ilke ortaya koymaya alt grlmektedir.

Felsefi grlerine genel olarak bakldnda, etik ve zgrlk hakkndaki fikirleriyle,


felsefe tarihinde nemli bir yere sahip olan Kant ile yirminci yzylda byk yanklar
uyandran Varoluu felsefenin nde gelen isimlerinden biri olan Sartre arasndaki en
dikkat ekici fark, Kantn kavramlar snflandrma ve kesin bir ekilde tanmlama
abasna karlk Sartren, -genel olarak- tanmlamalar yapmamasnn yan sra, birok
felsefi kavram biribirinin yerine kullanmasdr. rnein, Kant, bu almada ele alnm
olan etik, ahlak ve ahlak felsefesi kavramlarn tanmlamakta ve bu kavramlarn
birbirleriyle olan balantlarn ve hangi alardan birbirlerinden ayr olduklarn
aklamaktadr. Sartre ise bahsi geen kavramlar kimi zaman bir felsefe disiplinini,
kimi zaman ahlaksal normlar ya da bir dnce biimini, kimi zaman ise kiinin bir
erdemini dile getirmek iin kullanmaktadr. Sartre, yalnzca etik ve ahlak kavramlarna
deil, tarih, toplum, bilin vb. kavramlara da okanlaml bir yap atfetmektedir.
Husserlci fenomenolojiyi, baz deiikliklerle birlikte, yntem olarak benimseyen
Sartre, kavramlarn tanmlanmasndan ziyade betimlenmesine ynelmi, grlerini
54

eitli yaant rneklerinden hareketle ve bir anlamda psikolojik adan (varoluu


psikoanaliz ile) temellendirmeye almtr. Kant ise akln kendi kendini muhakemesi
anlamndaki eletiriyi, felsefi yntem olarak benimsemitir.

ki dnrn en nemli ortak noktas ise, hem Sartren hem de Kantn felsefi
sistemlerinin temeline zgrlk kavramn yerletirmi olmalardr. Ancak, Kant
zgrl akldan yola karak temellendirirken, Sartre akln yerine bilinci koymu,
Kantta akl sahibi varlk olarak karmza kan insan, Sartre tarafndan bilinli
varoluuyla tanmlanmtr.

nsan, dogmatik dncelerden syrlp kendi akln kullanmaya davet eden


Aydnlanmac dncenin en byk savunucularndan biri olan Kanta gre, kiinin,
kar karya kald her sorunun yantn, insan kavramnda ierilen, anlama yetisi,
imgelem, arzulama yetisi, yarggc, duyarlk , v.b. tm temel yeteneklerin -yetilerin-
toplam olan aklda bulabilir, bulamyorsa da, bunun nedeni, cevabn akln yanl bir
yetisinde aranmasdr. Yalnzca belirli trden bilgilere kaynaklk edebilecek bu yetilerin
ilgili olmadklar bir alanda kullanlmalar ise yanlglara, hem tezi hem de antitezi ayn
derecede geerli olduundan sentezine varlamayacak nermeler olan antinomilere
neden olur. rnein, uzam-zamann ve kategorilerin dnlr nesnelere uygulanmaya
kalklmas akln dt yanlglardan biridir (Russell 1970: 378). Dolaysyla,
fenomenlerden oluan grnr dnya ile numenlerden oluan dnlr dnya
birbirinden ayrldnda ve bu dnyalarn nesnelerinin bilgisine akln hangi yetisi
araclyla ulald saptandnda, bir antinomiye dnm olan insann zgr bir
varlk olup olmadna ilikin sorun da ortadan kalkacaktr (Kant 2002a: 100). Bio-
psiik btnlyle ve gerekletirildii anda doa nedenselliine tabi olan eylemleriyle
fizik dnyann bir yesi olan insan, zgr deildir. Ancak, doann sk determinizmi
iinde, zgrlk gibi, deyim yerindeyse mucizevi bir kavramdan bahsedilebiliyor oluu,
bu kavramn insann zihninde bir ide olarak tartlmaz bir ekilde varolduunu
gstermektedir. Dolaysyla zgrlk ncelikle bir ide, yani, grnlerle ilgili olan
doada bir karl olmayan bir akl kavramdr ve bu kavram, insann doa
nedensellii dnda dnebileceinin kendi bana kantdr. Dolaysyla, insan akl
sayesinde, ayn zamanda dnlr dnyann bir yesi haline gelir ve zgr olmas
baz koullar yerine getirdii takdirde- olanakldr. Bylece nsan zgr mdr?
55

sorusunu ardnda brakan Kant, insann hangi koullar altnda zgr olabileceini
bulmaya ynelmitir.

Kanttan iki yzyl sonra, ayn soruya dnerek, insann zgr olduunu yeniden
kantlamaya alan Sartre ise, Varlk ve Hilik adl eserinde, temellendirmesine
fenomenler ve numenler arasndaki ontolojik ayrm ortadan kaldrmakla balam,
varlklarn grnlerinden ayr bir zleri olmadn, bu balamda insann da nceden
belirlenmi bir znn ya da gizli bir doasnn olamayacan, zgrlnn de
bundan ileri geldiini ne srmtr. nsann varoluu nceden belirlenmemitir, nk
ne onu yaratacak bir Tanr ne de bu tanrnn ona bitii bir kader vardr. Dnya iinde
terkedilmi insan, onu dier varlklardan ayran bilinci sayesinde nasl biri olmak
istiyorsa, o olacaktr, bu nedenle de zgrdr. Gerekliin insana zg yn olan bilin,
Sartrea gre, insann bir yetisi deil, kendisidir. Bilin, saf zekay betimlemek iin
kullanlan bir kavram deil, insann duygular, hatralar, drtleri, akl ve hatta
bedenidir (Spade 1995: 80). Buradan u sonu karlabilir: Sartrea gre bilinli olmak,
zgr olmak ve insan olmak ayn anlama gelmektedir.

Bilince getirdii tanmla, Kantn bio-psiik belirlenme ile akldan, dnlr dnyadan
belirlenme arasnda yapt ayrm grmezden gelen Sartre, insann tm eylemlerinin ve
kendi gibi bilinli varolular olan dier insanlarla olan iliikilerinin, bilincin ilevleriyle
aklanabileceini dnmtr. Bilincin ileyiini bak kavramyla aklayan
Sartrea gre, bilincin bir eye ynelmesi anlamndaki bak, insann, dnyay ve
iindeki hereyi birer nesne olarak alglamasna neden olmaktadr; ta ki kiinin bak
bir bakasnnkiyle karlaana ve dnyaki tek bilincin kendisi olmadn anlayana dek
(Sartre 2009: 344). Kendini dnyann merkezine yerletirmi olan insan, bakasnn
bakyla nesne edindii dnyann bir paras haline gelmekte, zgrl baka
zgrlklerce snrlandrlmaktadr. Karsndaki kiinin zgrln yok sayarak, onu
kendi amalar iin bir ara olarak grmeye kalktnda ise, kendi de ara grlme
tehlikesiyle kar karya kalacandan, Sartrea gre, bakasnn zgrln yok
etmeye, basklamaya ya da grmezden gelmeye ynelik tm giriimler kanlmaz
olarak baarszlkla sonulanacaktr. Ayrca, bilinsiz tek bir adm dahi atamayacak
olan insan, yapp etmelerinin sonularna da katlanmak, seimlerinin ve davranlarnn
sorumluluunu tamak zorundadr, nk kiinin bilinci her defasnda, hayatn
56

belirleyen eylemlerin kendi iradesinin rn olduunu hatrlatacaktr (Sartre 2009: 80).


nsan, bu nedenle zgr olmaya mahkumdur (Sartre 2009: 559). Sartren deyimiyle,
zamanla varolusal bir bulantya dnecek olan zgrle mahkum olma ve
zgrln beraberinde getirdii sorumluluklardan kurtulamama, insann kendi
zgrln reddetmeye kalkmasna dahi neden olabilmektedir ve insann gerek kendi
zgrln bakas iin bir ara haline getirmesi gerekse bakalarnn zgrln
kendine ara edinmesi kt niyetin birer ifadesinden baka bir ey deildir. Bu
balamda, Sartren felsefesinde zgr eylemlerin, kt niyet barndrmayan eylemler
olduu sylenebilse bile, insann zgrln yalnzca kiinin kendi yaamyla
ilgisinde temellendirmi olmas, kiinin dier insanlarla olan ilikilerini
deerlendirmesini zorlatrmakta ve kt niyetle gerekletirilenler dndaki eylemlerin
nitelendirilmesine izin vermemektedir. Bu nedenle kiinin zgrlnn koullarna
baklmaldr. Dolaysyla Kanta geri dnmek gerekir.

zgrlk antinomisinin analiziyle insan trnn akl sahibi varlklar olarak zgr
olabilecekleri sonucuna varan Kanta gre, bio-psiik yapsyla doa kanunlarnn
hkm altnda olan insann, istemede bulunurken, yani belirli bir ekilde eylemeyi
isterken, bio-psiik gereksinimlerinden syrlarak, yalnzca aklna bavurabilecek
olmas, her insann sahip olduu bir olanak, insann trnn bir zelliidir. Bir eylemin
doa nedenselliinden bamszca istenebileceine iaret eden bu olanak, ne olmad
bakmndan zgrle iaret ettiinden Kant tarafndan negatif zgrlk olarak
adlandrlmtr. Belirli bir kiinin, belirli bir durum karsnda, tm eilimlerini,
duygularn, isteklerini, ya da kendinde honutluk yaratacak ya da bir honutsuzluu
ortadan kaldracak her eyi bir kenara brakp, akln o durumda ona yapmasn
buyurduu ekilde davranmas ise, negatif zgrlkle dile getirilmi olanan, kesin
buyruk araclyla gereklemesi anlamnda pozitif zgrlktr. Dolaysyla, pozitif
zgrlk, yalnzca ve yalnzca akln yasa biimi tayabilecek bir ilkesine gre -
Kantn deyimiyle iyi istemeyle- belirlenmi eylemlerin ve bu eylemleri
gerekletirebilmi olan kiilerin zelliidir. Baka bir ekilde ifade edilirse, ahlak
yasasnn buyurduu gibi -kiinin maksiminin ayn zamanda genel bir yasamann ilkesi
olabilecei ekilde- gerekletirilmi eylem zgr eylemdir, istemesini yasadan dolay
belirlemi olan kimse ise hem zgr hem de etik kiidir.
57

Ancak insann kendi karn gzeterek gerekletirdii bir eyleminin, dardan


bakanlara ahlakl bir eylemmi gibi grnd durumlar da mevcuttur. Kantn
rneiyle, bir satcnn mterilerini dolandrmamasnn nedeni, ahlakl bir kii
olmasndan ileri gelebilecei gibi, dolandrd anlalrsa mterilerini kaybedebilecei
ynndeki korkusundan da kaynaklanabilir. Kanta gre, satcnn korkusu nedeniyle bu
ekilde eylemesi zgr bir eylem deilken, Sartren bak asyla bu da zgr
eylemdir. nk Sartren zgrlk anlay eylemin belirleyicileri arasndaki fark
gstermeye elverili deildir.

Kantn bu balamda, ahlak yasasnn insana getirdii iyi istemelerde bulunma olanan
gerekletirme ykmll olarak ele ald dev, kiinin eylemlerinin ahlakl olup
olmadnn belirlenmesinde istemelerin yapsnn incelenebilmesi anlamnda bir lt
olarak i grmektedir. Bir eylemin deve uygun olmas ile devden dolay yaplm
olmas, ayn zamanda eylemin ahlaki adan deerli bir eylem olup olmadn da
gstermektedir (Kant 1999: 89). devden dolay gerekletirilen bir eylemin ahlaksal
deeri, eylemin amacndan deil, o eylemi belirlemi olan yasadan ileri gelmektedir
(Kant 2002b: 15).

Sartre ise, Kantn yle eyle ki, senin istemenin maksimi, hep ayn zamanda genel bir
yasamann ilkesi olarak geerli olabilsin (Kant 1999: 35) eklinde ifade ettii kategorik
imperatifin, insann akl dndaki zelliklerini, iinde varolduu ve zgrlk
tasarlaryla ekillendirdii toplumu ve a gzard ettii, baka bir ifadeyle kiinin
varoluu karsnda bir diren olan dnyevi ilikileri ve olay rglerini yok sayd
gerekesiyle, pratik alanda i gremeyecek bir dnce olarak kalacan dnmektedir
(Sartre 1992: 238). Sartrea gre, daima insann kendine ait zgrlk tasarlaryla, yani
zgr seimleriyle belirlenen eylemlerinin deerinin kaynan devde deil, zgrlk
tasarsnn hedefledii amala balantsnda aranmaldr (Sartre 1992: 246). Ayrca, her
zgrlk tasarsnn insann kendindeki bir yoksunluu gidermeye ynelik olmas,
Sartrea gre, yalnzca amaca hizmet eden eylemlerin deerli olduunu gstermektedir
(Sartre 1992: 249).

Sartre ve Kant arasndaki bir dier fark ise, eylemlerin belirlenimlerinin nasl olduuyla
ile ilgilidir. Kantn iyi istemelerin bir zellii olarak tanmlad pozitif zgrlk, akln
58

belirleyiciliini tutkularn, baka bir deyile aa arzulama yetisinin belirleyiciliinin


zerinde tutarken, akln ve tutkularn bilincin ayn derecede nemli eleri olduunu
dnen Sartrea gre, insann zgrlk tasarlarna hizmet eden her eylem, aklla ya da
aa arzulama yetisiyle belirlenmi olmasna baklmakszn, zgr bir eylem olarak
kabul edilmelidir. Baka bir ifade ile, kiinin zgrln bir sonraki aamaya tamak
iin att her adm, ister en basit ve hayvani arzularla isterse en erdemli ideallerce
gdlenmi olsun nihai ama her zaman zgrlktr (Sartre 2009: 562).

Yaps gerei dnmsel olan saf isteme, hangi amaca ulalaca ile deil de nceden
belirlenmi bir amaca nasl ulalaca ile ilgili olduundan, Sartrea gre, zgrlk
tarafndan belirlenen dier psiik olaylardan ontolojik adan farkllk tamaz (Sartre
2009: 572).

zgrln varolusal fkrmasyla ortaya konan amalara Kant istemeyle de


bedensel tutkular vastasyla da ulamak mmkndr. Sartrea gre, zgrlk insann
kendine ilikin bir varlk seimi olduundan, iyi isteme ile belirlenen maksimler de
tutkular ya da eilimler tarafndan belirlenenler gibi zneldirler (Sartre 2009:563).
Baka bir ifadeyle, Sartrea gre, insann kendi geleceini ve gelecek kimliini
belirlemesi anlamna gelen ve bilinli bir karara iaret eden seim her zaman
bireyseldir, bu nedenle de kiinin eylemlerinin, Kantn dile getirdii zere nesnel ve
evrensel yasalarca belirlenmi olmas imkanszdr. nsan yaamn dzenleyecek ahlaki
ilkelerin herkes iin geerli olmak anlamnda evrensel olabilmesi iin yalnzca olmas-
gerekenlere odaklanarak soyutlamalar yapmak yerine, bireysel eylemlerin tarih
ierisindeki tekerrrne baklmal ve deyim yerinde ise, tmevarmc bir yaklamla
kiilerin ahlakl olduu sylenen eylemlerinin ortak zellikleri incelenmelidir (Sartre
1992: 469).

Bu amala tarihin ve toplumun yapsn analiz eden Sartrea gre, hem tarih hem de
toplum btnl salanamad halde, yleymi gibi alglanan (detotalized-totality)
yaplardr. Birbirini izleyen olaylarn ve eylemlerin bir gelenee dnerek tarihte bir
btnlk saladn ancak yazar, filozof, aziz, peygamber ya da alim gibi tarih zerinde
etkiler yaratan kiilerin bir defalk yaantlarnn, tarihin tekerrrden ibaret olmasnn
nne getiini dnen Sartrea gre, belirli bir amala birlikte yaayan insanlarn
59

oluturduu toplum da bir btn olarak grnmesine ramen, her zaman kleler,
serfler, iiler gibi, baskya urayarak kendi zgrlne yabanclatrm ya da
dogmatik ahlak kurallarn benimseyerek kendi zgrln basklam olan kiilerin
varl nedeniyle homojen bir yap kazanamayacaktr.

Tarihte ve toplumlarda gzlemlenen bask, iddet, cehalet gibi olgularn insan


yaamndaki etkilerini inceleyerek, tarihe ve topluma, insanolunun asla
kurtulamayaca, ilkel bir yabanclamann hakim olduu sonucuna varan Sartrea
gre, kiinin eylemlerinin ilkesi kendisi tarafndan belirlenmediinde, Tarih iindeki
yabanclama srekli hale gelmektedir (Sartre 1992:417). Bu nedenle de, etiin amac
eylemleri belirleyecek kurallar deil, kurallar belirleyecek ilkeler ortaya koymak
olmaldr.

Sartren, Kantn etik grne getirdii tm itirazlara ve ahlakl yaamn ilkesini


bulmak iin izledii yntemin farkllklarna ramen, ulat sonucun benzerlii dikkat
ekicidir: tm deerlerin kayna olan zgrlk kiinin hem kendisi iin hem de
bakalar iin hedefledii tek ama olmaldr (Sartre 1992: 470). Bu balamda, ahlakl
eylem, bakasnn amac dorultusunda kiinin kendi zgrln basklayp, onun
dnyadaki-varln ortaya karmaktr (Sartre 1992:508). Ahlak yasasnn znesi olan
kiinin kendi bana ama olduunu dnen Kanta gre ise kiinin dier insanlarla ve
kendisiyle ilikilerinde istemelerini belirlerken dikkat etmesi gereken temel l insann
hem kendine hem de bakalarna ynelmi eylemlerinde srf bir ara olarak deil, ayn
zamanda bir ama olarak grlmesidir (Kant 2002b: 45).
Sonu olarak, Kant ve Sartren zgrlk ve etik grlerinin incelenmesiyle ortaya
kan tabloya bakldnda, farkl alarda ve toplumlarda yaam olan dnrlerin
farkl temellendirmelerden yola km olduklar halde, sz konusu kiinin ahlakl
eylemlerinin tanmlanmas olduunda, olduka benzer sonulara vardklar
grlmektedir: nsana belirli bir ekilde eylemesinin iyi ya da kt olduunu syleyen
deer yarglar veya belirli bir durumda nasl eylemek zorunda olduunu bildiren ahlak
kurallar, eitli deerlendirmelerin genellenerek kalplamas ve dogmatiklemesi
sonucu ortaya ktklarndan, bunlarn kiinin iinde bulunduu her tek durumda
geerli olmas imkanszdr. Byle deer yarglarndan ya da ahlak kurallarndan
hareketle eylemlerini belirlediinde erdemli olabileceini dnen kimselerin yaptklar
60

ezbere deerlendirmeler, hem eylemde bulunan hem de eylemin yneldii kii


asndan ahlaki anlamda ykc sonular dourabilmektedir. Kiinin ahlak kurallarnn
kendi durumu iin geerliliini sorgulamadan, yalnzca toplum tarafndan kabul
grmelerini yeterli bularak, sz konusu kurallara gre gerekletirdii davrann bir
deeri koruyabilmesi ise sadece mutlu bir tesadf olarak kabul edilebilir. Bu nedenle,
eylemleriyle hem kendi hem de bakalarnn hayatn etkilediini bilen insann,
deerlerin harcanmad, ahlakl bir yaam srdrebilmesi iin gerektiinde varolan
kurallar sorgulamasna, gerektiinde ise yeni kurallar tretebilmesine yardmc olacak
bir ilkeye (bir isteme ilkesine) ihtiyac vardr ve bu ilke tarihsel ve toplumsal adan
farkllklar gsterebilecek insan hakkndaki bir inantan deil, her bir insan teki iin
doru olan, insan hakkndaki bilgiden ileri gelmektedir. Bu balamda, insann, temelini
Kanta gre aklda, Sartrea greyse bilinte bulan zgrl, yalnzca onu dier
varlklardan ayran temel zellii deil, ayn zamanda kii olarak insann kendiyle ve
bakalaryla olan ilikilerinde deerli eylemlerde bulunmasn salayacak olan ilkenin
ontolojik kaynadr. Ancak, gerek Kantn ahlak yasas araclyla tr olarak insann
zgrl ile kiinin zgrl -etik zgrlk- arasnda yapt ayrm, gerekse insann
sorumlulua dayal bireysel zgrlnden yola karak balad felsefi
soruturmalar srasnda tarihsel ve toplumsal koullarn, ahlakl eylemin srf
sorumlulukla aklanmasna izin vermeyeceini farkeden Sartren zgrlk ve etik
arasnda kurduu yeni balantlar gstermitir ki, kiiyi ve zgrln ama grmek
etik eylemin temel ilkesi olmaldr.
61

KAYNAKLAR

ADORNO, T. W. (2005). Aknsallk Kavram zerine. (M. Haydarolu, ev.). Cogito,


41-42, 56-85.

ALBAYRAK, . B. (2010). Hegelden RousseauyaSartreda Bakas ile liki.


Jean-Paul Sartre: Tarihin Sorumluluunu Almak. G. ankaya, Z. Direk, (Ed.),
(S. 104-130), stanbul:Metis Yaynlar.

ARENDT, H. (2005). Kantn Siyaset Felsefesi zerine Notlar. (Y. Tezgiden, ev.).
Cogito, 41-42, 340-379.

AVGOUSTIS, Y. (2006). Morality and History: Sartres Dialectical Ethics. University


of London Press.

BAUM, M. (2005). Kant ve Saf Akln Eletirisi/Kants Kritik der reinen Vernunft. (N.
Ermi, ev.). Cogito, 41-42, 31-54.

BOZKURT, N. (2004). 20. Yzyl Dnce Akmlar, I. Gndz (Ed.). stanbul: Morpa
Kltr Yaynlar.

BOZKURT, N. (2005). Fikir Mimarlar 2: Kant, (N. Bozkurt, ev.), . elik (Ed.),
stanbul:Say Yaynlar.

CATALANO, J. S. (1985). A Commentary on J.P. Sartres Being and Nothingness,


USA: Midway Reprint Edition.

CAWS P. (1979). Sartre. London: Routledge and Kegan Paul.

COHENSolal, Annie. (2005). Doumunun Yznc Ylnda Sartre.(. Yerguz, ev.).


stanbul: Dost Yaynlar.

ANKAYA EKSEN, G. (2010). Varlk ve Hilikten Dialektik Akln Eletirisine


Sartre Dncesinde oulluun Kuruluu ve Praksis, Jean-Paul Sartre: Tarihin
Sorumluluunu Almak, G. ankaya, Z. Direk, (Eds.), (S.39-63). stanbul: Metis
Yaynlar.
62

ETNKASAP, D. (2010). iddet ve Etik, Jean-Paul Sartre: Tarihin Sorumluluunu


Almak, G. ankaya, Z. Direk, (Eds.), (S. 131-147). stanbul: Metis Yaynlar.

DELEUZE, G. (2007). Kant zerine Drt Ders. (U. Baker, ev.), A. Kovanlkaya,
(Ed.). stanbul: Kabalc Yaynlar.

DREK, Z. (2010). Bir Entelektel Olarak Jean Paul Sartre, Jean-Paul Sartre: Tarihin
Sorumluluunu Almak, G. ankaya, Z. Direk, (Eds.). (S. 2-38). stanbul: Metis
Yaynlar.

GUYER, P. (2005). Kantn devler Sistemi. (A. Kaftan, ev.). Cogito, 41-42, 277-
338.

HABERMAS, J. (2005). ki Yzyl Sonrasndan Geriye Bakn Kazanmlaryla Kantn


Edebi Bar desi, (A. akal, ev.), Cogito, 41-42, 381-417.

HANERLOLU, O. (1995). Dnce Tarihi. stanbul: Remzi Kitabevi.

HOOKER, B. (June 2002). Kants Normative Ethics. Richmond Journal of Philosophy


1, 1-6.

JEANSON, F. (2010). Ahlaki Yabanclamadan Etik Gereklilie. (ev. Eylem


Hacmuratolu-Ceylan Uslu) Jean Paul Sartre: Tarihin Sorumluluunu Almak.
G. ankaya, Z. Direk, (Eds.). (S.148-162).stanbul: Metis Yaynlar.

KAIL, M. SOBEL, R. (2010). Sorgulanan Yntem: Marksizimde Sartre. (ev. Burak


aman, Zeynep Direk). Jean Paul Sartre: Tarihin Sorumluluunu Almak. G.
ankaya, Z. Direk, (Eds.). (S. 163-180).stanbul: Metis Yaynlar.

KANT, I. (1984). Aydnlanma Nedir? Sorusuna Yant (1784), (ev. ve Ed. N. Bozkurt),
Seilmi Yazlar, (S. 211-221), stanbul:Remzi Kitabevi.

KANT, I. (1984). Srekli (Edebi) Bar stne Felsefi Bir Deneme (1795).(ev. ve Ed.
N. Bozkurt). Seilmi Yazlar. (S. 223-266). stanbul: Remzi Kitabevi.

KANT, I. (1991). The Metaphysics of Morals, (M. Gregor, Trans.). San Diego State
University: Cambridge University Press.
63

KANT, I. (1993). Ar Usun Eletirisi. (A. Yardml, ev.). stanbul:dea Yaynlar.

KANT, I. (1998). Critique of Pure Reason. (Paul Guyer-University of Pennsylvania


Press- A. W. Wood- Yale University, Trans.&Eds.). Cambridge University
Press.

KANT, I. (1999). Pratik Akln Eletirisi. (. Kuuradi, . Gkberk ve F. Akatl, ev.).


Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.

KANT, I. (1999). Prolegomena. (. Kuuradi ve Y. rnek, ev.). Ankara: Trkiye


Felsefe Kurumu Yaynlar.

KANT, I. (2000). Fragmanlar. (O. Aruoba, ev.). stanbul: Altkrkbe Yayn.

KANT, I. (2002). Ahlk Metafiziinin Temellendirilmesi. (. Kuuradi, ev.). Ankara:


Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.

KARAKAYA, T. (2004). Jean Paul Sartre Felsefesinde lm Sorunu. Felsefelogos, 23,


39-49.

KAYGI, A. (2006). Kesin Buyruu Doru Anlamak. Barn Felsefesi. (S. 7-53). .
Kuuradi (Ed.). Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.

KUURAD, . (1988). Uluda Konumalar. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu


Yaynlar.

KUURAD, . (1999). Etik. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.

KUURAD, . (2003). nsan ve Deerleri. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.

KUURAD, . (2003). Etik ve Etikler. THM- Trkiye Mhendislik Haberleri, 423, 1-


8.

KUURAD, . (2006). Altn Kurala Kar Kesin Buyruk. Barn Felsefesi. (S. 1-
6), Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.

KUURAD, . (2009). an Olaylar Arasnda. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu


Yaynlar.

LAUER Q. (1965). Phenomenology. New York, NY: Harper and Row Publishers.
64

MACANN, C. (2005). Four Phenomenological Philosophers. Taylor&Francis e-


Library.

MURDOCH, I. (1983). Sartren Yazarl ve Felsefesi, (S. Hilav, ev.), Yazko


Yaynlar.

PICON, G.- BOMPIANI, L.- NAVILLE P. (2010). Varoluuluk. (ev. ve Ed. A.


Bezirci). stanbul: Say Yaynlar.

RAWLS, J. (2005). Kantn Ahlak Felsefesinin zlekleri, (. Barn, ev.), Cogito, 41-
42, 241-275.

RECKI, B. (2005). Kant ve Aydnlanma. (H. rekiolu, ev.). Cogito, 41-42, 192-
213.

RUSSELL, B. (1970). Bat Felsefesi Tarihi: Yeni a. (M. Sencer, ev.). stanbul:
Kita Yaynlar.

SARTRE, J. P. (1976). Critique of Dialectical Reason. (A. Sheridan-Smith, Trans.). J.


Re (Ed.). NLB.

SARTRE, J. P. (1992). Being And Nothingness. New York, NY: Washington Square
Press.

SARTRE, J. P. (1994). Denemeler: amzn Gerekleri. (S. Eybolu ve V. Gnyol,


ev). stanbul: Say Yaynlar.

SARTRE, J. P. (2005). The Transcendence of The Ego. (S. Richmond, Trans.). The
Taylor & Francis e-Library.

SARTRE, J. P. (2009). Varlk ve Hilik. (T. Ilgaz ve G. ankaya Eksen, ev.). stanbul:
thaki Yaynlar.

SARTRE, J. P. (1992). Notebooks For An Ethics. (D. Palleauer, Trans.). London: The
University of Chicago Press.

SARTRE, J.P. (2001). Basic Writings. S. Priest (Ed.). Taylor&Francis E-library.


65

SOLOMON, R. C. (1972). From Rationalism to Existentialism. New York, NY:


Harper and Row Publishers.

YENEHRLOLU, . (1982). Varlk Sorunsal ve J.-P. Sartre, Felsefe Yazlar. 2,


112-121.

YILDIRIM, Y. (2010). Diyalektik Akln Eletirisinde Anlalabilirliin Zeminleri.


Jean Paul Sartre: Tarihin Sorumluluunu Almak. G. ankaya, Z. Direk (Eds.).
(S.64-82). stanbul: Metis Yaynlar.

You might also like