Professional Documents
Culture Documents
aktarlamaz.
FELSEFE
TERMLER SZL
Gzden Geirilmi
iKiNCi BASKI
TERMLER ZERiNE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 - 8
NSZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9 - 11
KISALTMALAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12
SZLK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15 - 200
KAYNAKA . . . . . . . . . . . . . . . 201 - 202
DiZNLER (Almanca Dizin, Franszca Dizin, ngilizce Dizin, Eski
Terimler Dizini) . . . . . . . . . . . . . 203 - 242
TERMLER ZERiNE
TDK
N SZ
Bedia AKARSU
KISALTMALAR VE MLER
Alm. Almanca
bkz. Baknz
es. t. Eski terim
Fr. Franszca
lng. ngilizce
Lat. Latince
r. rnein, rnek
vb. Ve benzeri, ve bakalar
Yun. Yunanca
Baklmas gereken terimi ya da yeri gsterir.
11 Tanmdan aklamaya geildiini belirtir.
< nne konduu szcn ana biimini ya da kaynan gsterir.
= nne konduu szcn anlamn verir.
FELSEFE
TERMLER SZLG
A
ahlak [Alm. Moral ] [Fr. morale ] [ ng. morals ] : 1- a . Belli bir dnemde
belli insan topluluklarnca be nimsen mi olan, bireylerin birbirleriyle ili
kilerini d zenleyen trel davran kurallarn n , yasalarn n, ilkelerinin
toplam. b . eitli toplumlarda ve alarda kapsam ve ierii deien ah
laksal deerler alan . 2- Bir kii ya da bir insan beince ben i msenen ey
leme kurallarn n toplam. 3-Ahlaksal olan eylerle balans olan bir g
r ler d izgesi (tek kiinin, bir u l usun, bir toplumun, bir an). 4- Fel
sefenin bir dal olarak : a . Ahlak zerine kavramsal retiler. b. nsanla
rn kiisel ve top lumsal yaamdaki ahlaksal eylemlerine ilikin sorunlar
inceleyen felsefe retileri.
ahlak [Alm. Moralist] [Fr. mora/iste ] [ ng. moralist ]: 1- Ahlak f ilozofu ;
ahlak alannda uzmanlam yazar. 2- Ahlak ts ; her eyi ahlak a
sndan deerlendiren kii. 3- 1 7. ve 1 8. yzyllarda alarnn toplum ve
ahlak sorunlarn felsefe asndan ele alan Fransz yazarlar bei iin
kullanlan teri m (Montaigne, Pascal, La Rochfoucauld, La Bruyere vb.).
ahlak duygusu [Al m. mora/ische Gefhle; mora/ischer Sin ] [Fr. sens mora l ]
[ ng. moral sen se ] : 1 - Ahlaksal davranlarn kayna olan d uygu. 2- n
giliz ahlaklarnn (Shaftesbury, H utcheson vb.) kavram olarak ah
lak duygusu (" moral sense") : yi ile kty deerlendirmede insanda
doal olan, doutan bulunan d uygu ; ahlaksal yarglama gc.
mln sonucu olduunu grme. 3- Anlalan bir eyin baka trl ola
myacan grme. 4- (Dilthey'de) Bakalarnn ya da baka alarn ya
antlarn, ruh d u rumlarn, edimlerini onlarla birlikte d uyma ve son
radan yineleyerek benimseme. // Doa bilimlerinin aklama yntemi
nin karsna Dilthey, tinsel bilimlerin anlama yntemini koymutur.
Dilthey'e gre tinsel bilimler yaantlarla ilgi lidir, yaantlar d a ancak
anlama ile aydnlatlabilir.
anlambi lim [Alm. Semantik ] [Fr. semantique ] [ ng. semantics ] [Yun. sema
semeian = gsterge ] : Anlam retisi ; gstergelerle ya da szckler ve
nermelerle, onlarn dile getirdii anlam arasndaki banty inceleyen
bilgi dal. -+ gsterge bilimin bir kolu.
anlatm [Alm. Ausdruck ] [Fr., ng. expression ] [es.t. ifade ] : Sanat yaptla
rnda ruhsal yaantnn d ile gelmesi.
anlay [Alm. Kamprehension ] [Fr. camprehension ] [ ng. comprehension ] [Lat.
comprehensio ] [es. t. tefehhm ] : 1- Kavrama, anlama edimi. 2- Kav
rama ve anlama yetisi.
anl k [Alm. ntellekt, Verstand ] [Fr. intel/ect, entendement ] [ ng. intellect,
understanding ] [Lat. intellectus ] [es. t. mdrike ] : Anlama, dnme
gc ; bilme yetisi ; Kavramlarla dnme yetisi. 1- (Skolastik felsefede)
-+ Duyu m (sensatio),-+ us (ratio), anlk (intellectus) basamaklanmasn
Ya A dorudur, ya B dorudu r ;
A doru deildir;
yleyse B doru d u r.
Modus ponendo-tollens : Ya A dorud u r, ya B doru d u r ;
A doru d u r ;
yleyse B doru deildir.
bant [Aln. Relation, Beziehung ] [Fr., ng. relation ] [Lat. relatio ] [es.t.
izafet ] : 1- Bir dnce ed imi iinde ardarda gelen iki ya da daha ok ey
arasnda bu lunan birlik, ballk, birliktelik gibi ilikiler btn. ( r.
nedensellik bants, karlkllk bants, benzerl i k bants vb.)
2- (Aristoteles'te) On kategoriden biri : Bir baka eyle balant iinde
kavran lan ey. 3-(Kart'ta) Dn memizin balayc, birletirici edimle
rinden olan drt byk kategoriden biri. Bant kategorisi blme
ayr l r : tz - ilinek ; neden-etki ; etki-tepki.
bantclk bkz. greci l i k.
bant l bkz. greli.
bantllk bkz. grelilik.
bantllk kuram bkz. gre l i l i k kuram .
balam [Aln. Zusammenhang, Kohrenz ] [Fr. coherence ] [ ng. coherence,
consistancy ] [Lat. cahaerentia: cohaerare = ... i le bal olmak ] [es.t.
insicam ] : Bir dncenin, bir yaptn , bir retinin blmleri arasndaki
elimeye yer vermeyen balant.
balam i l kes i : Her eyin bir -+ balam iinde olmas, her eyin birbiriyle
balant iinde bulunmas ilkesi. / / Balam ilkesi mantksal ilke olarak,
beden
beden [Alm. Leib ] [Fr. corps ] [ ng. body ] [Lat. corpus ] : 1- (Eski Yunan felse
fesinde) nsan ruhunu bu dnyadaki yaam srasnda iinde tutsaklayan
canl varlk. 2- (Aristoteles'te) Ruhun etki arac ve aygt. / / Aristo
teles'te ruh bedenin biimleyici i lkesidir, -+ entelekheia'sdr. 3- (Des-
beeni
cartes'ta) Ruhun yan sra insan n baka bir bamsz ku rucu esi.
4- Ruhsal yaamn doal temeli. 5- Yaamn grnen, somut biimi.
beeni [Alm. Geschmack ] [Fr. goiit ] [ ng. taste ] [Lat. gustus ] [es. t. zevk] :
1- Kesin, gveni l i r, ince ayrmlara varan b i r d uyguya d ayanan estetik
yarglama ve deerleme gc; gzeli irkinden ayrma yetisi. 2- Este
tik d uyumlamann znel-kiisel rengi ve belirlilii. ("Beeniler zerine
tartlmaz"). 3- zellikle modada kend i n i gsteren, toplumlara ya da
alara ilikin, bireyst ortak deerleme eilimi.
beli rlenim [Alm. Bestimmung ] [Fr. determination ] [ ng. determination ] [Lat.
determinatio ] [es. t. tayin ] : 1- Snrlan m a ; bir kavramn anlamnn,
ieriinin saptan mas ; bir dnce nesnesinin yapsnn ya d a snrlar
nn tam olarak belirlenmesi ii. 2- (Mantkta) Belirtilerin katlmasyla
kavramn kapsamnn daraltlmas. (Bylece daha geni kavramdan daha
dar kavrama gei. ) 3- (Fiziktesi ve ahlak felsefesi nde) a- stencin ya
d a olaylarn, bir baka eyle belirlenm i olmas. Bir varlk biiminin, bir
d avrann gereke ve nedenlerle snrlanmas, saptanmas. b- ki bilgi
esi arasnda, birinci kon musa i kincinin de olmasn gerektiren ba
nt. 3- Bir varln anlam , erei. ( r. Fichte'nin " nsann belirlenimi"
adl yaptnda.)
benzei m [Alm., Fr. Analogie ] [ ng. analogy ] [Yu n . analogia ] [es. t. temsil ] :
1 - (Eukleides'te) iki ya d a daha ok ift terimleri ikier i kier birletiren
biim
i likinin zdelii ; zelli kle : matematik ora n lar. 2- (Ayn anlamda, ama
somut olarak) Aralarnda ayn bant bulunan terimler dizgesi. 3-
ki orann benzerlii, eitlii. 4- Birbirine-+ benzeen o rganlarn iliki
si. ( r. nsanda kol u n kuun kanad na benzer oluu.) 5- Genel grn
nde birbirine benzemeyen ve ayn kavram altna konamayan eyler
arasnda az ya da ok uzaktan benzerlik. Bi rok belirtilerde u ygunluk.
6- Benzerlii bilgi ilkesi ve kayna olarak k ullan ma. ( r. Benzerliklere
dayanarak kar m yapma.)
benzeim yoluyla kar m : ki eyin ; belli noktalardaki benzerlik ya da
uyumalarndan, baka noktalarda da benzer ya da eit old u klar sonu
cunu karma.
betimleme [Alm. Beschreibung ] [Fr. ng. description ] [Lat. descriptio ] [es.t.
tasvir, tavsif] : Somut gereklii iinde bir nesnenin, kendine zg be
lirti lerin i elc'en geldiince tam ve a k seik bir biimde gz nne
serme.
bii m [Alm. Form ] [Fr. forme ] [ ng. form ] [Lat. forma ] [Yu n . morphe, ei
dos ] [es. t. suret ] :-+ zdek ve-+ ieriin kart. "Ne" olana kart ola
rak "nasl" olan. Kaos d u r u m u nda, dzensiz ve belirle n memi olana kar
lk snrlanm, d zenlenmi olan. Bir nesnenir, biim almam zdein
den, ierii nden ayrmak zere, onun d n, d izgilerini , ayn zamanda
i yapsn, kuruluu n u , dzenini belirleyen. Biim almam zdee kar
lk, belli bir d zene gi rmi olan . / / zellikle bu anlamyla felsefede (man
tk, bilgi retisi, varlkbilim, ahlak felsefesi, estetik, doa ve tarih fel
sefesi} biim kavramnn nemli bir yeri vardr. Platon'da bii m, idea ile
ayn anlamda kullan l r ; genel olan , deimez olan ve kend inden var
olan gsteri r ; bi reysel ve deien-+ gr nglerin stnde ve arkasnda
ilkrnek olarak bulun u r. Aristoteles'te, her somut nesne, zdek ve
biimden k u r u l u d u r. Baka deyile, " Biim kazanm olan zdektir"' ;
bii m, gereklik veren, gerekletiren etkendir (causa formalis), ayn
zamanda olu srecin i n ere i n i beli rler (causa finalis). zdek, ancak bi
im yznden gereklik kazanm olan bir olabilirliktir. Bu d nce
ortaada zellikle skolastik dizgelerce ben i msen mitir. Aquinolu Thc
mas'a gre nesnenin z ve varoluu biimden oluur; ruh bedenin bi
imidir; salt tinsel tzler ayr k bii mle rd i r ; Tanr salt bii m d i r. Yenia
felsefesi nesnel varlk retisinden ayrld lde biim kavramnn
anlam ve d u ru m u da deiir. Kant'ta gr biimleri (uzay ve zaman)
ve d nce biim leri (kategoriler) artk nesnel varlk bantlar olmak-
biimbilim
luun birlii ; birlik haline gelmi olan okluk ; yaln olmayan, ama yok
edilmeden blne meyen birlik. 3- Blnebilen birlik (ym = Aggre
gat). (Soyut anlamda) Bir olan n zellii ; paralarndan (blmlerinden)
herhangi bir tanesi kaldrlsa yaps deien organi k bir btn. Birlik
kavram nn felsefede eitli kullanmlar vard r : 1 - Mantksal birl i k :
a . Kavramn birlii. b . Dnmenin birlii. c . Kategori. d . de. 2-
Fizik tesi-speklatif birli k : a . Kartlarn birlii (Nicolaus Cusanus'da,
coincidentia oppositorum = kartlarn. rtmesi ; Hegel'de tinin ey
tiimsel birlii.) b . Btnlk (Spinoza) c. Kartlarn her eit okluu
zerinde ykselen birlik (Plotinos'ta : bir olan). 3- Varolusal birlik :
Karar vermedeki koulsuzlua dayal varolu birlii (Kierkegaard ; var
olu felsefesi). 4- Estetik'te : okluun bir btn olarak verildii g
rsel birlik (estetiin nemli bir ilkesi).
bititirici (yarg) [Alm . Konjunktiv (Urteil) ] [Fr. conjonctif] [ ng. conjunc
tive ] [Lat. conjunction ] : Bir znesi ve bir ok yklemi olan yarg. Evet
leyici bii m i : S P1 d i r ve P2 d i r ve P3 d r. Deilleyici biimi S ne P1 d i r
n e P2 d i r ne de P3 d r .
ilikin.
bulgusal varsaym [es.t. tekifi faraziye ] : Olaylarn ve bilgilerin bulunma
sna gtren, olaylarn ve yen i bilgilerin elde edilmesini olanakl klan
varsaym. // Burada nemli olan nesnel doru luk deil, veri mliliktir.
Varsaymn doruluu yanll aratrlmaz. Bu lgusal varsay m , olay-
bulgusal yntem
evre [Alm . Mitte/, Milieu ] [Fr. milieu ] [ ng. environment ] [es. t. muhit ] :
Yaam n gelimesinde etki yapan doal , toplumsal, kltrel d koul
larn toplam .
evre retisi [Al m. Milieutheorie ] : evreni n insanlar zerindeki nemi
zerine 1 9 . yzylda Fransz fi lozoflar A. Comte ve H. Taine'in geli
tirdi kleri reti.
karm [Alm. Sch/uss ] [Fr. inference ] [ ng. inference, illation ] [Lat. i/tation,
conclusio ] [es. t. istidlal ] : Verilmi bir ya da daha ok nermeden son u
karma edimi. Doru luu dorudan doruya bilinmeyen bir nerme
nin, doru olarak kabul edilmi olan baka nermelerle balantsna da
yanarak doruluunu karma ilemi. u biimde de sylenebi lir: "Belli
nermelerin kabul edilen ya d a gerek olan doruluklarndan ya da yan
llklarndan, baka nermelerin kabul edilen ya da gerek olan doru
luk ya da yanll klarn karmak. " nce gelen nerme ya da ner
meler doru ise karlan son u da dorud u r, yanlsa son u da yanl
olur. karmn kendisinin yanl olmas sz konusu dei ld i r :
zmleme [Alm., Analyse ] [Fr. analyse] [ ng. analysis ] [es. t. tahlil ] [Yun.
anlaysis < analyein = bileik olan yeniden ayrmak, zmek, parala
mak ] : Bir btn paralara ayrma. 1 1 zmleme zdeksel olabilecei
gibi (kimyasal zmleme), d nsel de olabilir. ( r. Tan m bir kavramn
zmlenmesidir.) zmleme verilmi olandan, somuttan elere ya
da i lkelere geri gider. Kart bkz. b i rei m .
zmleyici felsefe [Alm. analytische Philosophie ] [Fr. Philosophie analy
tique ] [ ng. Analytical Philosophy ] : 20. yzyln bandan beri zellikle
Anglosakson d nyasnda yaygnlaan d i l zmlemelerine dayal felse
fe yntemini gelitiren ve felsefenin grevini mantksal dil zmleme
leriyle snrlayan felsefe ak mlarnn tmn verilen ad. 11 En nemli
temsilcileri : G . E. Moore, Russell, Wittgenstein, Ayer, Ryle, Wisdom, vb.
zmleyici yarg [Alm. analytisches Urteil] [Fr. jugement analytique] [es. t.
tahlili hkm] : Bir kavram n salt zmlen mesiyle varlan yarg. Yk
lemi konusunun zmlenmesiyle elde edilen nerme. 1 1 Buna "ak
layc yarg" da denir. Yklem kavram konu kavram nda zaten ve
rilmitir. Kant'ta verilen rn e k : "Btn cisimler yer kaplar".
zmleyici yntem [Alm. analytische Methode ] [Fr. methode analytique ]
[es. t. tahlili usul ] : 1- Bir birlikteki balam iyice anlayabi l mek iin o
birlii blmlerine ve elerine ayrma. 2- zelden genele, somut
tan i l kelere geri gitme. 1 1 Bu yntemle zmleme yle yaplr: ner
meler dizisi tantlanmak istenen nermeyle balar, bilinen bir ner
meyle bitirilir. Bu rada birinci nermeden (tantlanmak istenen) kal
klarak her biri bir sonrakinin sonucu olacak biimde ilerlenir, sonunda
birinci nerme sonucunun bir sonucu olarak ortaya <,.kar ve zorunlu
olarak onun gibi doru olur. Kart bkz. b i reimsel yntem.
D
daimon : 1- Yunanca'da kiiletiril mi belli bir Tanrdan (theos) ayr olarak
i nsanst, Tanrsal etkinlikleri olan, kavranlmaz bir gce verilen ad.
2- Eski Yunan d nyasnda Tanryla insan, gkle yer arasnda bulu nan,
sonradan iyi ve kt ruhlar olarak i kiye ayrlan varlklara verilen ad.
daimonion bkz. uyar ses.
Darvinci l i k [Alm. Darwinismus ] [Fr. darwinisme ] [ ng. Darwinism ] [es.t.
Darveniye ] : Charles Darwin'in gelitirdii, insan da iinde olmak zere
btn canl varlk trlerinin douunu ve gelimesini en alt bii mlerin
den balayarak yaama sava i le aklayan d i ri mbilim ve felsefe retisi.
1 1 Bu retiye gre, yaama sava doal ayklanma ve gelimeyi sa
layan etkendir.
davran [Alm. Verhalten ] [Fr. comportement ] [ ng. behaviour ] : Dtan gz
lemlenebilecek tepkilerin toplam.
dayanak [Alm., Fr. Substrat ] [ ng. substratum ] [Lat. subtsratum ] [Yun. hypo
keimenon ] fes. t. mabih-il-kvam ] : Altta b u l u nan ; temel. N iteliklerin
taycs ; kendisine bir ey yklenile n ey, tz. Bir gerekliin onay
lanmas iin olaylarn (grnglerin) arkasnda ya da alt nda bulmmas
gereken ey.
dayant [Alm. Hypostase ] [Fr. hypostase] [ ng. hypostasis ] [Yu n . Hypostasis ]
[es. t. uknum ] : 1 - Altta bulunan ; temel ; dayanak. 2- Lat. substantia ile
eanlaml : Tz. (Lat. sub, Yun. hipo = altta). 3- zne, kii (tinsel tz ola
rak). 4- Bir kavramn, bir n iteliin tzletirilmesi. Bununla ilgi l i olarak,
hipoztaslatrmak: Ancak bir i linek, bir ide olabileni, bir tz, bir ey ola
rak gz nne almak. Bir eyi bamsz b i r tz haline getirmek. (Sylen
cebili mde) Tan rlarn zelliklerinin bamszlatrlmas ; rnein bir
ad n kendi bana bir varl k gibi d nlmesi.
dedktif bkz. tmdengeli m l i .
deerli nesne
deerli nesne [Al m . das Gut ] : Deerlerin taycs, deer n iteliklerinin bir
lii (deerli nesnenin deere ilikisi, nesnen i n niteliklerine olan ilikisi
gibi d i r) ; ulalmaya deer gerekler.
deerli nesneler retisi
d avurum [Alm. Ausdruck ] [Fr., ng. expression ] [es. t. ifade ] : Ruhsal olayla
rn belli gsterge ya da betimlemelerle d latrlmas ; bir i'in, zelli kle
insan ruhunun alglanabilecek biimde kendini d a yanstmas (yz an
latm ya da szle). / / Dil ve sanat ruhun kend i n i d a vurma aracd r ;
her klt r eitli r u h biimlenmelerini d ile getirir. Bilinli v e bilind
eili mlerin ; birey, toplum, u lus ve insanla i lgili ruh devinimleri n i n her
birinin kendine zg bir d i le getirilii {davurumu) Vard r.
d avurumculuk [Al m. Expressionismus ] [Fr. expressionisme ] [ ng. expres
sionism ] [Lat. exprimere = d ile getirmek, d latrmak ] : Doalclk
ve izleni mciliin kart olan modern sanat ak m. // Bu akm, n planda
ne nesnel doay ne d e znel doa izleni mlerini yanstmak ister ; onun
d ile getirmek istedii, ruhsal yaantnn ierikleri i le tinsel ieriklerdir.
ddnya [Alm . Aussenwelt ] [Fr. monde exterieur ] [ ng. externa/ world ] [es. t.
harici atem ] : 1- i alglarla kavranan eylere kart olarak d alglarla
kavranan eylerin tm. 2- nsann idnyasna, ruhsal yaamna kart
olarak onun d nda bulunan d nya. 3- " Ben" den ayr olann t m ;
bilinten bamsz olan, bilincin d nda olan eylerin oluturduu d n
ya.
drak [Alm . exoterisch ] [Fr. exotrieque ] [ ng. exoteric ] [Yun. ekso = dar
da, dta ] [es, t. harici ] : Dardaki, dta kalan, Kart bkz. irek.
draklar [Alm. Exoteriker ] [Fr. exoteriques ] [ ng. exoterics ] [Yun. ekso
terikus ] : Eski Yunan felsefesinde henz b i r retinin iine girememi
olanlar. Gizemlere erimemi olanlar, yeni balayanlar. Kart bkz.
irekiler.
diamat: Bat d nyasnda ve Rusya'da eytiimsel zdekiliin {diyalektik
materyalizm) ksaltlm ad .
didiim [Alm . Eristik ] [Fr. eristique ] [ ng. eristic ] [Yun. eristik < e ri s =
kavga, ekime, tartm a ] [es. t. magabe ] : Tartmada karsnda
kini mantk oyunlaryla ne olursa olsun rtp susturma. / / Bu rada bir-
d i ri mselci lik
dinginci lik [Alm. Quietisms ] [Fr. quietisme ] [ ng. quietism ] [Lat. quis =
d i nginlik ] [es. t. mezheb-i skun ] : D nyadan yz eviren bir yaama
tutumu. Tam bir gn l d i nginlii, tutkusuzlu k iinde isteklerden syrl
m olarak, d i ren gstermeden kendini Tanr istencine vermeyi ve
Tanrsal ruh dinginlii kazanmay ama edinen d n ya gr.
d i ri mbilimci l i k [Alm. Bialogismus ] [Fr. biologisme ] : Gereklii tek yan l
olarak yalnzca dirimbi limsel adan inceleyen, organik yaamn kavram
larn teki gereklik alanlarna da uygu layan gr.
dirimselci l i k [Alm. Vitalismus ] [Fr. vitalisme ] [ ng. vitalism ] [Lat. vita =
yaam ] [es. t. hayatiye ] : Yaam olaylar n fiziksel-kimyasal glerle
deil de zel bir yaama i l kesi, yaam gc ile aklayan reti. 1- Eski,
Aristoteles'e bal olan d i rimselci lik, doa olaylarn bir--+ entelekheia'
nn zdek bii minde ortaya k i le aklam ; sonradan modern neden
sel-mekani k d nya grnn egemen oluu ile bir yana iti lmitir. 2-
Yeni d irimselci l i k 1 9. yzyln sonu ve 20. yzylda Driesch, Reinke, Be
cher, Uexkll'le gelitirilmitir. Bu yeni d irimselcilik yaam olaylar n n
nedensel-mekani k yasalarla aklanamayacan ; yaam srecin i n zerk
liinin ve etkinliinin, bir plana gre, bir eree doru ilerlemeye a
lan kendine zg bir yasas bulunduunu ne srer. 3- Son zaman-
diyalektik
doal durum [Alm. Naturzustand ] [Fr. etat de nature ] [ ng. state of nature ] :
1 - Uygarlamam bir i nsan beinin durumu. 2- Eiti lmemi bir i nsan n
bireysel durumu. 3 - nsanlarn top l u m kurmadan nceki varsaymsal
durumu. / / Bu, Rousseau'ya gre i nsanlarn susuz ve bar iinde z
grce yaad klar b i r durum, Hobbes'a gre ise herkesin herkesle sava
d urumudu r.
doal k [Fr. /umiere naturel/e ] [Lat. /umen natura le ] [est. t. nur-i tabii ] :
Doal bilgi yetisi. B u anlamda: 1 - (Plotinos ve Augustinus'ta) nsann
iinde bu lunan ve bilgi elde etmeye olanak salayan "k". 2- (Descar
tes'ta) Tan rnn i nsana verdii bilme yetisi . / / Usun dorulara dolaysz
ve apak olarak varmasn salar.
doast [Alm. bernatrlich ] [Fr. surnature/ ] [ ng. supernatural ] [es.t.
fevk-at-tabia ] : 1- Doann stnde olan. 2- Doa yasalarna bal ol
mayan 3- Doa gerekleriyle aklanamayan.
.
doru [Alm. wahr, richtig ] [Fr. vrai ] [ ng. true ] [Lat. verus ] : 1- Geree uy
gun olan. 2- (Mantkta) Dnme yasalarna uygun olan.
doruculuk [Alm. Wahrhaftigkeit ] [Fr. veracite ] [ ng. veracity ] [Lat. vera
citas ] [es. t. sdk ] : Doruyu syleyen kimse n i n z belirtisi, n itelii.
Bir i nsann sz ve eylemleriyle kan ve i nanlarnn, d nnn uyu
mas. Bir i nsan n ken d i kendisiyle uyum iinde oluu. z, sz bir
olan k i msen i n durumu.
doutan ideler
doutan ideler [Alm. angeborene ldeen ] [Fr. idees innees ] [ ng. innate ideas]
[Lat. ideae innatae, notiones innatae ] [es. t. vehbi, ftri fikirler ] : nsan u
sunda batan beri yerleik olan ideler ve kavramlar ; a. Btn i nsanlarda
d o k s og rafl ar
durum (Alm., Situation ] (Fr., ng. situation] [Lat. situs = yerleik olan, ko
nulmu olan ] [es. t. vaziyet ] : 1- (Genel olarak) a. Belli bir zamanda,
belli bir yerde belli bir evrede bulunma; belli bir evreye kon ulmu
olma. b . Bir insan n evresiyle somut balants. 2- (Aristoteles'te)
On kategoriden biri : Du ruu belirleyen ilinek. ( r. nsan n oturuyor,
kouyor d u ru mda olmas.) 3- (Gn mz felsefesi nde) nsan n kendisini
iinde buld uu somut gereklik. / / B u gerekl i k kendisine nceden
belli olanaklar aar, te yandan d a olanaklar kapar.
edim [Alm. Akt ] [Fr. acte ] [ ng. act ] [Lat. actus ] [Yun. energeia ] [es. t. fiil,
amel ] : 1- (Sokolast i k felsefede) Aristoteles'in energeia = gerekle
me, etkinleme kavramnn evirisi. Her deime a. olanakl ; b. tamam
lanmak zere, gereklemek zere ; c. tamamlanm d urumda olabilir.
Aristoteles gizil olmay, olabilir d urumda olmay d i le getiren a ile bu
deimeni n sonucu olan gereklemi olmay dile getiren c arasnda bu
l unan b d urumunu genellikle energeia olarak belirtir. 2- (Yeni Fel
sefede) nsan bilin ve eyleminin tek tek d avranlar ; edimin varl ger
eklemeye dayan r ; nesnel olarak veril mi deildir, ancak gerekle
mede kavran l r olur. Her edimin znde bir eye ynelme, bir eyi
erek edinme vardr.
edimsel [Alm. aktuell ] [Fr. actuel ] [ ng. actual ] [es. t. bilfiil, fiili] : Gerek
olan ; etkili olan ; olabilir d urumda olmann kart olarak edim d uru mun
da olan.
edimselletirme [Alm. Aktualisierung ] [Fr. actualisation ] [ ng. actualizing ] :
Edimsel klma; olabilirlii edi me evirme, gerekletirme.
efendi ahlak [Alm. Herrenmoral ] : N ietzche'nin egemen, zgr, gl i nsa
na zg olan ve yaamla dolup tama, hogr, kendine gven, gurur,
yreksiz ve dar kafal olan her eyi kk grme,. acmama, aldrszlk
gibi zellikler tayan yaama tutumuna verdii ad. Kart bkz. kle
ahlak.
egoizm bkz. benci llik.
egosantrizm bkz. beniincil i k.
egzistansiyalizm bkz. varoluuluk.
ei l i m
eletiri [Alm. Kritik ] [Fr. critique ] [ ng. critical ] [Yun. kritike (tekhne) =
ayrt etme, yarglama, eletirime (sanat)] [es. t. terkit] : 1- (Genel anlam
da) Bir insan, bir yapt, bir kon uyu, doru ve yanl yanlarn b u l u p gs
termek ereiyle inceleme ii. 2- (Felsefede) zellikle bilginin temelleri
ni ve dorul u k d ur u m u n u inceleme, snama, yarglama. (Bilgi eletirisi.)
3- (Kant'ta) Usun yarglanmas, eletirilmesi. / / Burada i nsan u s u n u n
s nrlar sz konusu edilir. nsan usunun deneyden bamsz olarak salt
kendi kendi ne neyi baarp neyi baaramayaca aratrl r. Eletirilen
bilgi deil, us yetisinin kendisidir.
eletirici lik [Alm. Kritizismus ] [Fr. critisisme ] [ ng. critisism ] [es. t. inti
kadiye, tenkidiye ] : 1- nsan bilgisinin snr zerine felsefe bilinci ve bu
bilincin uyan k tutulmas. 2- Kant' n us ve bilginin snrn ve olanaklarn
saptamak zere, zelli kle ->- dogmacln ve -+ kukuculuun karsna
koyduu felsefe yntemi.
empi rik bkz. deney 1 .
empirizm bkz. deneycilik.
empresyonizm bkz. izlenimcilik.
enerji bkz. erke.
en gerek varlk [Lat. ens realissimum ] : Skolastik'te Tan rnn tanmlayc
adlarndan biri.
Enneadlar bkz. dokuzluklar.
Ens a se bkz. kendiliinden var olan.
Ens realissimum bkz. en gerek varlk.
entelekheia [Alm. Ente/echie ] [Fr. ente/echie ] [ ng. ente/echy ] [es. t. kemal-i
evvel ] [Yun. ente/ekheia< en = iinde, te/os = erek, ekhein = sah i p
olmak ] : 1 - (Aristoteles'te) Kendisini grnlerinde gerekletiren z,
zdee biim veren, olana gerc;.eklie eviren etkin ilke, 2- (Yeni doa
felsefesinde) Hans Driesch'in i leri srd , zdeksel olmayan, uzaysz
olan gereklik i l kesi. / / Organizmadaki btnleyici sreci aklamak
iin kullanlr.
enthymema bkz. rtk tasm.
en yksek iyi [Alm. das hchste Gut ] [Fr. /e souverain bien ] [ ng., Lat. sum
mum bonum ] [es. t. hayr-i il/il ] : 1- (znel adan) nsan abalarnn en
yksek erei. 2- (Nesnel adan) Varoluun son erei. 3- Deerli olan-
epagoge
erdem [Alm. Tugend ] [Fr. vertu ] [ ng. virtue ] [Lat. virtus ] [Yun. arete ] [es.
t. fazilet ] : 1- stencin ahlaksal iyiye ynelmesi. 2- nsann tinsel ve ruh
sal yetkinlii. / / Felsefe tarihi boyunca erdem kavramna deiik anlam
lar verilmitir. Filozoflarn ahlak reti leri, genellikle erdeme -ahlak
sal iyiye- verdikleri anlamla birbiri nden ayrlrlar. Platon'dan beri temel
erdemler olarak unlar sayl r : bilgelik, yiitlik, doruluk, l.llk.
erek [Alm. Zweck ] [Fr. fin ] [ ng. end, purpose ] [Lat. finis ] [Yun. te/os ] [es. t.
gaye ] : Gerekletirmek zere tasarladmz ve erimek istediimiz ey.
esrime [Alm. Ekstase ] [Fr. extase ] [ ng. ecstasy ] [Yun. ekstasis ] [es. t. vecit ] :
Kiinin kend inden gemesi ; d uyulur d nyann d na karak kendini
Tanryla birlemi saymas d u r u m u .
essentia bkz. z.
esteti k [Alm. Asthetik ] [Fr. esthetique ] [ ng. aesthetics ] [Yun . aisthetike
(episteme) = d uyumbilimi retisi ] [es. t. bediiyat ] : 1- (Yun. kk an
lamna uygun olarak) Duyu l u r alglar retisi. / / Kant'ta "transsendental
estetik" d uyarln nsel i l kelerinin bilimid i r. 2- Baumgarten'in
"duyusaln yetkinlii" retisini gelitiren "Aesthetica" (2 cilt, 1 750-
1 958) adli yaptndan bu yana gzeli aratran bilim dal ("Gzelin
bilimi") // Esteti k yalnz sanattaki gzeli, dolaysyla yalnz sanat felse
fesini deil (sanat felsefesi estetiin ancak bir blmdr), doadaki
gzeli de kapsar ; te yandan yalnz gzel nesneyi deil, ayn zamanda
gzelin znel-ruhsal yaann ve yaratln da iine alr. Gerekte
gzel ve sanat Platon'dan beri felsefi dncenin konusu olmutur.
Ama ilkin ayd nlanma filozufu Bau mgarten'den bu yana estetik, fel
sefenin ayr bir dal olarak gelimitir. Estetii gelitirenler Kant, He
gel ve romantik filozoflar olmutur.
esz
eth i k [Alm. Ethik ] [Fr. ethique ] [ ng. ethics ] [Lat. ethica ] [Yun. Ethike
< ethos = tre, ahlak ] [es. t. ilm-i ahlak ] : A hlak felsefesi . Ahlaksal
olann zn ve temellerini aratran bilim, insan n kiisel ve toplumsal
yaam ndaki ahlaksal davranlar ile i lgili sorunlar ele al p inceleyen fel
sefe dal. / / " yi ned i r ?" ya da "ne yapmalyz ?" gibi sorular kendisine
dev olarak koyan felsefe dal olarak d a belirlenebilir. Ethi k'in trleri :
zerk (autonom) ethik : Ahlak yasasn insan n kendisinin koymas ;
yaderk (heteronom) ethik: Yasann baka bir deerden gelmesi ; biimsel
(forme/) ethik: Ahlak eylemlerinde uyulmas gereken genel biimsel bir
i l kenin kabul edilmesi ; ierikse/ (materiel) ethik: Deer, erek ve amalarn
bell i somut bir d zeni n i n kabul edilmesi ; deerlerin ve eyleme erekleri
nin ierike belirlenmesi ; dn ethik'i: Ahlak eylem i n i o eylemin
arkasndaki d ne gre deerlendiri r ; baar ethik'i : Ahlak eylemini
arkadaki d n ne olursa olsun, sonucuna baarsna gre deerlen
d i r i r ; dev ethik'i ve eilim ethik'i ; nsel (apriori) ethik ve deneysel (em
pirik) ethik; betimleyici ethik ve dzg koyucu (normatif, kurallar koyan)
ethik; bireysel ethik ve toplumsa/ ethik vb.
etken [Alm. Faktor ] [Fr. facteur ] [ ng. factor ] [es. t. amil ] : Etki yapc, be
l irleyici gc olan.
etki [Alm. Wirkung, Effekt ] [Fr. effet ] [ ng. effect ] [Lat, effectus ] [es. t. eser,
tesir ] : - Nedenin ballak kavram. 1- Nedensell i k balants iinde:
a . Bir nedenin sonucu olarak d nlen olay. b . Bir nedenin do u rd u
u gerek olay. 2- Bir eyi n verdii izlenim. ( r. Etki yapmak, i y i bir et
ki yapmak.)
etkin [Alm. aktiv ] [Fr. actif] [ ng. active ] [es. t. faal ] : 1- Eylemde bulunan.
2- Etki yapan. Kart bkz. edi lgin.
etkinlik [Alm. Aktivitiit, Tiitigkeit ] [Fr. activite ] [ ng. activity ] [es. t. faaliyet,
failiyet ] : 1- Eylem gc, etki gc. 2- Eylemde bulunann, etkin ola-
evolusyonizm
evetleme [Aln. Bejahung ] [Fr., ng. affirmation ] [Lat. affirmatio ] [es. t. icap,
tasdik ] : Mant ksal bir yargda yklemin zneye olan olumlu balants ;
nermenin olumlu olm as ; nermede yklemin olumlu olarak konmas.
evirme [Aln. Konversion ] [Fr., ng. conversion ] [Lat. conversio [ ] es. t. akis
(Mantkta) Bir nermede zne ile yklemin yerlerinin deitirilmesi ile
yaplan nerme : "Her S P d ir. Her P S d i r." / /. nermede niceli k de
imiyorsa evirme yaln evirmedi r ; tmel olumsuz ve tikel olumlu ner
meler yaln olarak evrilebilirle r : "Hi bir insan lml deildir. Hi
bir lml insan deildir." ; "Kimi filozoflar dalgn d r. Kimi dalgnlar
filozoftur." Ama nerme, yargnn nitelii deierek de verilebilir; bu
durumda evirme ile elde edilen nermenin kapsam verilen nermeden
az olur: "Btn kareler drtgendir."nermesinde verm e : "Kimi d rt
genler karedi r." bii minde yaplr, nk bt n drtgenler kare deil
dir.
evolusyonizm bkz. evrimcil i k .
evren
evren [Alm. Kosmos ] [Fr., ng. cosmos ] [Yu n . kosmos ] [es. t. kainat ] : 1-
Gerekliin tm. 2- Gk cisi mleri nin tm. Uzaysal gereklii n tm.
3- (Pythagoras'tan beri) Dzenli, birlikli bir yap oluturan btn . D
zenli, uyumlu birlik.
evrenb i l i m [Al m. Kosmologie ] [Fr. cosmo/ogie ] [ ng. cosmo/ogy ] [Lat. cos
mologia ] [Yun. kosmologia ] [es. t. kevniyat ] : Evrenin oluum u n u , ya
psn inceleyen felsefi ve bilimsel reti. (Hem fiziktesinin hem de doa
felsefesinin bir daldr.)
evrendoum [Alm . Kosmogonie ] [Fr. cosmogonie ] [ ng. cosmogony ] [Yun.
kosmo-gonia ] [es. t. kiyaniyat, teekkl-i d/em ] : 1 - Evrenin oluumu, k
keni, douu, yaratl. 2- Evrenin oluu m u ve gelimesi zerine bilim
ncesi sylence! (mitoloji k)-d insel reti.
evrim [Al m. Entwicklung, Evo/ution ] [Fr. evolution ] [ ng. evolution ] [Lat.
evolutio ] [es. t. tekaml ] : 1- Olanaklarn iten d a doru gereklemesi.
2- Balangta beli rtisiz olarak bulunan bir ilkenin yava yava kendi n i
gerekletirip gelimesi v e son unda oluarak ortaya kmas. 3 - Bir eree
doru srekli olarak ad m ad m ilerleyen ve kendi iinden oluan dei
me. (D nedenlerle belirlenmi b i r deimeni n kart.) 4- Ne belli bir
anlamla belirlen m i olarak, ne de bir eree ynelmi olarak yava ve
basamak basamak oluan (deiim, dnm). 5- Biim almamtan,
az bel i rgin olandan biim alma, tam belirgin olana giden deii m. 6-
Yava ve srekli ya da sramal, atl m l olarak bir biimden br bii
me, bir trden br tre giden deiim (dnm). 7- (Fizi ktesinde)
a. Tanrn n kendisini d nya olarak gerekletirmesi (Nicolaus Cusan
n us'ta, panteismde). b. Oluan, deien gerekli kler olarak ide ve tin.
Bunlar olu srecine girmeleriyle deerden d mezler, tersine daha
zengi nleirler, somut, canl bir gereklik kazan rlar. (Alman idealizmin
d e olduu gibi.) 8- ( nsan yaam ve tarihinde) a. Bel i rsiz nedenlerden
kan bi reysel , organi k bir gelime. (Aydnlanmann kart olarak ro
mantizmde grlr.) b. Birliin, birbirlerin i d arda b rakan kartlara
blnmesi yoluyla kendi liinden oluan eytiimsel bir devinim ; bu
kartlar daha yksek bir birlikte ortadan kaldrlarak birleti rilirler;
bu birli kten de yeni yeni kartlar kar. (Alman idealizminde, zelli kle
Hegel'de ve eytiimsel zdeki li kte byledir. bkz. eytiim. c. Gelecek
teki bir eree doru usa uygun ilerleme sreci. d. Bulucu, s nayc,
yen i yaratc olu (Nietzsche ve Bergson'da). 9- Gelime : a. Zaman d ,
matematiksel ilikilerde. ( r. Noktan n gelimesi olarak izgi.) b. D
eyleme
nce alan nda bir zmleme anlamnda: aarak ortaya koyma = bir
d ncenin mant ksal olarak gelitirilmesi.
evrimci l i k [Alm. Evolutionismus ] [Fr. evolutionisme ] [ ng. evolutionism ] [es.
t. tekilmliye ] : Evrim retisi. Her eyi evri m asndan deerlendiren
d nya gr. 1- st biimlerin alt bii mlerden bir evrimle ol utuunu
d ile getiren bilim ve felsefe retisi. Dnm retisi ile eanlaml :
Lamarck, Darwin vb. nn, trlerin doal b i r dn mle birbiri nden t
red iin i i leri sren reti leri. 2- Spencer'in i leri srd d i rimbilim
sel evri m retisi n i n geniletilmi bii m i : Bu retiye gre, evri m
yasas canszlar d nyasndan dnceye, i nsan n kurd uu kurumlara de
in her gerek olana egemen d i r. nsan anlann hayvanlarn kine stn
l evrimsel bir dn mn sonucud u r ; ahlak bilinci de bir evrim r
nd r.
eylem [Alm. Aktion, Hondlung ] [Fr. action ] [ ng. action, activity ] [es. t. fiil ] :
nsan n bir d nedenle deil de, dorudan doruya kendisinin gerek
letirdii davran lar. Bir isten edi m i ; bir istemen in, bir tasarnn, bir
d nn, bir kararn gerekletiri lmesi. Bilinli i nsan n istemesinin
rn.
eylemci l i k [Alm. Aktivismus ] [Fr. activisme ] [ ng. activism ] [es. t. fiiliye ] :
nsan yaam ve dncesinin balca gerekliinin etki, eylem ve yapp
etmelerde olduunu ne sren reti ve d nya gr. / J Felsefe tari
hinde deiik bii mlerde ortaya kmtr : a. (Fichte'de) ->- dogmacl a,
-->- doalc la ve ->- zdekilie kar d ncel bii mde temellendirilir.
iaret etmilerdir. Fiziktesi trl bii m lerde ortaya kar : a . Var olan
larn kendisi zerine reti (varlkbilim). b. Evrenin z zerine reti
(evrenbilim). c. nsan zerine reti (felsefi insanbilim ve varoluu
felsefe). d. Tan rnn varoluu ve z zerine reti (Tanrbilim). e.
Kant'n bilgi bakmndan fiziktesini eleti rip "klgl usun stnl"
ilkesi ile ahlak alannda kurd uu ahlak fiziktesi.
Fizi ktesi a. Speku latif olabilir: En yksek bir genel i l keden tm
gereklii karmak ister. b. Tmevarmsal olabil i r : Tek tek bilimlerin
sonularndan bir bireime varmaya alarak bir evren tablosu ortaya
koymak ister.
formalizm bkz. biimci li k .
G
gibi beli rsiz ve deiebilen bir nerme bir gene/ nerme d i r. Gnlk
dilde de " ok genel konuuyorsun." dediimizde karmzdakinin
belirli, kesin bir ey sylememi olduunu belirtmek isteriz.
genelletirme [Alm. Generalisation ] [Fr. generalisation ] [ ng. generalization ]
[Lat. genera/is = genel ] [es. t. tamim ] : Tek tek ya da zel d u r u mlar
dan genel bir yasann, nermenin karlmas.
genesis bkz. olu.
gerek [Aln. rea/, wirklich ] [Fr. reel ] [l ng. real ] [Lat. rea/is ] [es. t. hakiki,
vaki ] : 1- Dnlen, tasarmlanan, i mgelenen eylere kart olarak,
var olan. 2- Bilinten bamsz olarak var olan.
gerekilik [Al m . Rea/ismus ] [Fr. rea/isme ] [ ng. rea/ism ] [Lat. realis
mus ] [es. t. hakikiye ] : 1. 1- Dnmenin temeli ve eylemenin ls
olarak gereklie balanan gr ve tutum. 2- Sorunlar yarar asn-
gi::emsel
dan ele alan tutum . il. (Felsefe kavram olarak) Bilinten bamsz bir
gerekliin var olduunu benimseyen grler. 1- (Fiziktesi as ndan)
Skolastik felsefedeki kavram gereki lii, Platon'un idealar retisine
bal olan gr : Tmel kavramlarn liilinci n d nda kendine zg ger
ek bir varlklar old uu n u ne srer. (Ortaada kart : adclk ve kav
ramclk.) 2- (Bilgi k u ram asndan) Bilen zneden bamsz olarak
var olan bir gerekler evreninin bulunduu n u \e bu gerekler evreni
n i n bilgisine alg ya da d nme yolu ile eriebileceimizi kabul eden
retiler. Kart bkz. idealizm. 3- Baz modern matematikiler mate
matik kavramlarn dmzda gerekten var olduklarn syleyerek Pla
ton ' u n idealar retisi n i canland rmlard r. 4- (Estetikte) Sanat yapt
n n gerein yanstlmas olduunu ne sren gr.
gereklik [Al n. Wirklichkeit, Realitt ] [Fr. realite ] [ ng. reality ] [Lat. rea
litas ] [es. t. eniyet ] : 1- Gerek olan , var olan eylerin tm. / / Bu
anlamda gerekliin u trleri vard r : a. Bilinten, tasarmlardan ba
msz olan varlk. (Dn l m , dlenmi eylerin kart.) b. Belli
bir zaman balants iinde yaan m olan, yaant ve deneylerde somut
olarak karlalan eyler. 2- Olanan kart. 3- Bili msel aratrmalar
da her trl znel en in karsnda nesnel olarak geerlii olan ey.
gidi m l i (dnme) [Aln. diskursiv ] [Fr. discursif] [ ng. discursive ] [Lat.
discursivus ] [es. t. bahsi, istidlali ] : Bir tasarmdan tekine geerek,
karmlar yaparak, bir nermeden tekine mantksal bir yolla i lerh;ye
rek, paralardan b tnl olan bir dnce kuran d nme yolu . Kar
t bkz. sezgisel (dnme).
gizem [Alm. Mysterium, Geheimnis ] [Fr. mystere ] [ ng. mystery ] [Yun . mys
terion ] [es. t. s r ] : 1- Duyular aan ; usum uzun doal d urumu n da,
varoluu ve z bize kapal, sakl kalan ey. 2- Doast i nan dorular.
gizemci l i k [Aln. Mystizismus ] [Fr. mysticisme ] [ ng. mysticism ] [es. t. ta
savvuf] : Tinsel tutum ve d n; ya;;ama dorultusu olarak : 1- Karan
lk, gizemle ykl olana duyulan ar eilim. 2- Ak ol mayan, gizemsel
d nme bi.i mi. 3- Tanrsal sezgi yoluyla, alglanamayan doast ger
ekleri yaama. 4- Tanrya erime abalar n n tm . 5- Yksek bir g
c kavramak ve eylemlerini bu gce fre d zenlemek iin gerekliin
stne ykselme eilimi.
gizemsel [Aln. mystisch ] [Fr. mystique ] [ ng. mystic, mystical ] [Yu n . mys
tikos < myein gzlerin i y um mak, kapamak ] [es . t. tasavvufi ] : Duyu-
=
gizi lg
zel bir anlam vermi, bunu bilgi kuram n n temel paras olarak gr
mtr. Bu grn zelli kle zne ile. nesne arasndaki bilinci aan bil
gi balants retisine uygulamtr.
gnosti kler (bi l i n i rciler) [Alm. Gnostiker ] [Fr. gnostiques ] [ ng. gnostics ]
[Yun . gostikoi = bilenler < gnosis = bilgi, gnostikos = bilgiye i liki n ]
[es. t. irfaniyan ] : 1 . S . 1 . yzyldaki d insel felsefe akm larna ve tarikat
larna verilen ad. / / Bunlar Yunan felsefesindeki d nceleri, Hellenis
tik adaki gizem d inleri n i n ve dou dinlerinin tasarmlaryla birle
ti riyorlar ve kilisenin retisinde, Tan rnn ve Tanrsal eylerin daha yk
yksek bir plandaki llilgisi iin yalnzca bir n basamak luluyorlard.
zellikle de k u rtuluu speklatif bilgide aryorlard .
da, bir gerek var olan (r. kendi i edimlerimiz) ya da z bak m ndan
kavran m bir nesne de (r. gen) grng olabilir.
Haz ile iyi ayn eydir. nsan her eyden sevin duymaya almal, her
yaama d u r u munda iyiyi, sevincin kaynan bulmak istemelidir. Ancak
Aristippos'un gz nnde bulundurd uu bir anlk haz d uygusudur. Bu
reti daha tinsel biimde Epikuros'ta d a karmza kyor. Ona gre
de, biricik iyi hazd r, "Haz btn eylemlerimizin erei olmaldr". An
cak Epikuros m utluluun temelini ruhun d inginliinde bulur, tinsel
hazlar d uyusal hazlarn stnde grr ve en yksek erek olarak koyar ;
nk yalnz ti nsel hazlar geli p geici olmayan hazlard r, srekli bir ruh
d u ru m u salarlar.
hedonizm bkz . hazc lk.
Hegelci l i k [Alm. Hegelianismus ] [Fr. hegelianisme ] [ ng. Hegelianism ] :
1 - Hegel ve ona bal olanlarn oluturd uu, zelli kle "salt idealizm"
ve "eytiimsel yntem" anlaylaryla belirlenen felsefe akm. bkz.
eytiim- 11 2- Hegelci Oku l : 1 830-40 yllar arasnda Al manya'da en
yaygn olan felsefe okulu Hegelci okuldu. Bu da Hegel felsefesinin ka
pal , mantksal bir d izge oluundan, ynteminin ve ilkelerinin trl dal
lara uygulanabilmesinden ileri geliyordu . Hegel' i n lmnden hemen
sonra Hegelci okul trl ynlere ayrlm ; zelli kle Hegel'in din ve si
yasa sorunlarnda kesin bir tutum u olmay okulun i kiye ayrlmasna,
Sa Hegelcilerle Sol Hegelcilerin ortaya kmasna yol amtr. Tutucu
H ristiyan sa kanad n savun ucu lar : Gabler, Hi nrich vb. olmutur.
Sol kanad n savu n u cu lar : Richter, Ruge, (son dneminde) Bruno Bauer,
Strauss, Feuerbach, Marx'tr. Bu kanat Strauss ve Feuerbach'la sonu nda
zdeki ak m la birlemi ; Marx ve Engels'le birlikte Hegelci lik-+ tarih
sel zdeki liin temel elerinden biri olmutur. 3- Hegel d ncesini
20. yzylda eytiimsel yntem asndan yeniden ele alan akm . 11 Bu
akm genellikle "Yeni Hegelci lik " olarak adlandrl r ; yalnz Almanya'da
deil, zelli kle Fransa, ngiltere, talya, Hollanda, skandinavya, Amerika
ve Rusya'da d a yaygnlk kazanmtr. Bugn Hegel'in "tinin grng
bilimi (Phanomenelogie des Geistes) gen Marx'n felsefe almalaryla
birlikte d nce yaamnda nemli bir rol oynuyor. Almanya d nda
zelli kle Fransa ve talya'da bugn Hegel-Marx sorunu nsrada gr
nyor.
Herakleitosuluk [Alm. Heraklitismus ] : Gerekliin asl zn ncesiz
sonrasz oluta gren, bu oluun kendini kartlarda ve kartlar iinden
geerek gerekletirdiini savunan, Yunan filozofu Herakleitos'u n te
mellendird ii gr. Kart bkz. E leaclk.
hermeneutik
hilik [Al m . Nichts ] [Fr. neant ] [ ng. non-being ] [Lat. non ens ] [es. t. adem ] :
1 - Yadsma sonucu, gerekteki belirlenimlerin, zelli klerin , durum
lar n ortadan. kald rl mas sonucu bir eyin var olmay (greli hilik).
2- Varln eksiklii, olmay, yokluu (salt h ilik).
hi lozoizm bkz. canl zdeki l i k .
hipoteti k i mperatif bkz. koullu buyruk.
hipotetik yarg bkz. koullu yarg.
hipotez bkz. varsaym.
historismus bkz. tarihselcil i k .
hiyerari bkz. aama dzen i .
h o m o faber (Lat.) : YaF mc insan ; becerili i nsan ; alan, aralar yapan var
lk ; doalc , olgucu ve pragmac bir insan anlaynn forml. / / Bu
anlay, insanda herhangi bir yksek yetinin, ayr bir zel us yetisinin
varln kabul etmez; byle bir ayrcal yoktur insann ; insanla hayvan
hypostar
arasnda bir z ayrl deil, bir derece ayrl vard r yalnzca; insan ilk
planda us varl (homo sapiens) deil, bir igd varldr. nsan yalnzca
ok gelimi bir canl varlktr. Bu canl varln da, zellikle ara kul
lanmada zel bir becerisi vardr. Dil ve kavramlar da, ru anlaya gre,
yalnzca birer aratr.
97
ideletirme
i l i nek [Alm. Akzidenz ] [Fr., ng. accident ] [Lat. accidens = rastlantsal olan,
ka gelen ] [Yu n . symbebekos ] [es. t. araz ] : 1 - Bir nesneye zorunlu
olarak bal olmayan, onun znde bulunmayan ; rastlant i le olan ni
telik. // Platon-Aristoteles amlaycs Yen i Platoncu Porphyrios, Eisa-
i l i neksel
gogt! adl yaptnda ilinei yle tan mlar : " Konu (zne) deimek
sizin ortaya kabilen ya da yok olabilen ey." Bu tanm sonradan btn
mantklarca kabul edilmitir. linekler iki trld r : Ayrlr ve ayrlmaz
ilinekler. ( r. Uyumak insan iin ayrlr bir ilinektir. Kara renkli olmak
sa, zenci iin ayrlmaz bir ilinektir.)
2- (Aristoteles'te) Bir konuya bal olan ve o konu olmadan kendisi
var olamayan ey; kendi bana var olamayan, bir taycy, bir tz ge
rektiren ey; tzn nitelii. ( r. Akl k nesneden bamsz olarak var ola
maz.) Kart ve ballak kavram : bkz. tz.
i l ineksel [Al m. akzidente/I ] [Fr. accidentel ] [ ng. accidenta l ] [es. t. arazi ] :
1 - Deien, rastlantsal olan, ilinekle ilgili olan, zle i lgili olmayan. Kar
t : zle ilgili = essentiel. 2- (Bir eye) Bal olan, bamsz olmayan.
Kart : tzle ilgili = substantiell.
i lke [Al m. Prinzip, Grudsatz ] [Fr. principe ] [ ng. principle ] [Lat. principium ]
[Yun. Arkhe ] [es. t. mebde, umde ] : Balang ; i l k olan ; kendisinden ba
ka bir eyin kt temel, kken ; d ayanak ; temel neden, i l k neden. / /
i l keler u trlere ayrl r : 1- Biimsel i l keler (genel kurallar). ( r. Man
tkta d nce yasalar : elimezlik i l kesi vb.) 2- eriksel ilkeler: Bilgi
ieriini belirleyen i lkeler. ( r. Fizikte enerj i n i n korunmas i l kesi.) 3-
Fizi ktesi i l keler (varlk i l keleri) : Yaamn, gerekliin en yksek ko
ullar, en yksek temelleri trl filozoflarda deiir. ( r. Thales'te
su, Pythagoras'ta say, Platon'da idea vb.) 4- Nedensel ilkeler: Btn
olup bitenlerin en yksek nedenleri. 5- Bilgi ilkeleri : Her trl bilgi
nin en yksek koullar. 6- sten i l keleri ya d a klgl ilkele r : Ahlak ey
leminin en yksek kurallar a. genel ve nesnel geerlii olan yasalar,
buyruklar. b. Yalnzca birey iin, kii iin geerli olan znel i l keler (ma
xi me).
i l kel [Alm. primitiv ] [Fr. primitif] [ ng. primitive ] [Lat. primitivus < primus =
i l k ] [es. t. iptidai ] : 1- Zaman bakmndan en eski olan, i l k olan. 2-
Gelimesinin banda bulunan ; daha gelimemi olan. 3- (Estetikte)
Yaln, salt bir n iteli k gsteren, yapmacksz olan.
i l krnek [Alm. Archetyp ] [Fr. archetype ] [ ng. archetyp ] [Yun. arkht!-typos ]
[es. t. enmuzec-i evvel] : Her eyin ona gre yapld d nlen temel ilke.
Mundus archetypus : Gereklik d nyasnda her eyin kendilerine gre bi
imlendii idealar, i l k rnekler d nyas.
i mge [Alm. Bild, Vorstellung ] [Fr., ng. image ] [es. t. hayal ] : Bir nesneyi do-
i nan
i nan [Alm. G/aube ] [Fr. croyance ] [ ng. belief] [es. t. itikat ] : Bir eyi gven
le doru sayma tutu mu. Bu anlamda: 1 - yeterince gerekesi bulun
mayan, kesin olmayan bir eyi doru sayma; us yoluyla genel geer
bir dorulama yapmadan, bakasnn tankl zerine kurulmu kant
lar, bir kuku d uymakszn onaylama. 2- znel olarak yeterli olan , ama
nesnel olarak yeterli olmayan gerekelerden tr bir eyi doru sayma.
/ / B u : a. usa uygun, b. d uygulara uygun, c. istemeye uygun bir kan ve
onaylama olabilir. 3- Btn yapp etmelerimizin temelinde bulunan
yaamadan gelen zorunlulukla d d nyann (nesnelerin, baka benlerin,
Tan rnn) var olduunu kabul etme; bili msel, ahlaksal, estetik ve fizik
tesi a klamalarda, nermelerin doruluunu onaylama. 4- (Hu me'da)
Alkanl k kavram ile bal l k iinde temel kavramlardan biri : Bir alg
ya da anya bal d uygu : H u me'a gre var olma, alglanm olma ile ayn
ey olduundan var olma alglan madan edinilen bir inantr. 5- Kiisel
d nmeye dayanmayan, ortaklaa d ncenin yanss olan onaylama ve
i nan. (San olarak inan.) 6- Yabanc bir yetkenin etkisiyle bi r eyi
i ndeterminizm
doru sayma; bu anlamda inan, inan lan, zelli kle d insel alanda doru
saylan eyd ir.
indeterminizm b kz. bel i rlenmezci lik.
indirgeme [Alm. Reduktion ] [Fr. reduction ] [ ng. reduction ] [Lat. reductio ]
[es. t. irca] : Geri gtrme. 1- (Mant kta), kinci, nc ya da drdn
c tasm figrlerinden birinin (Baroco ve Bocardo) birinci figrn drt
kipinden birine (Barbara, Celarent, Darii, Ferio) geri gtrlmesi. 2-
Grngbi lim yntemi. bkz . grng b i l i m .
i ndividualizm bkz. bi reyci l i k .
insan [Alm. Mensch ] [Fr. homme ] [ ng. man ] [Lat. homo ] [Yun. anthropos ] :
(Genel olarak) Usu olan canl varlk. Bir yandan canl varlklar, hayvan
lar alannn bir yesi, tr ; te yandan onu aan bir varl k ; d i k yryen,
ellerin i kullanan, beyni zel bir bii mde gelimi olan, zellemi or
ganlar olmayan, evresini deitirebilen, dnyaya ve vrene ak olan ,
konuan ve yaratc d nme yetenei olan, deney d nyasn aabilen,
kend inin ve evren in bilincine varm olan, eylemlerinden sorum l u olan
varlk.
insanbii mci l i k [Alm. Anthropomorphismus ] [Fr. athropomorphisme ] [ ng.
anthropomorphism ] [Yun. anthropos = i nsan, morphe = biim) [es.
mebbihe ] : nsan n niteliklerinin baka bir varla, zellikle Tanrya
aktarl mas.
i nsanbi l i m [Alm. Anthropologie ] [Fr. anthropologie ] [ ng. anthropology ]
[Yun. anthropos = i nsan, logos = bilim ] [es. t. beeriyat ] : 1. Canl
varl k olarak insan v e o n u n gel iim tari h i n i aratran v e betimleyen
ooa bilimi. il. Felsefi insan bili m : 1- Somut yaam ve gereklik iindeki
yeri bakm ndan insan n z ve znn kuruluu zeri ne felsefi-bilim
sel reti. l k belirtileri Kant ve Herder'de ; 1 9. yzylda Carus ve Lot
ze'de grlr, 20. yzylda yenileyen ve gelitirilenler: Marx Scheler,
Plessner, Gehlen ; Amerikan pragmaclarndan : james, Dewey. Felsefi
i nsanbilim, a. bilimlerin elde ettii bilgileri, birlii olan bir insan i m
gesinde birletirmeye, doa bili mleri n i n ve tinsel bili mlerin sonular
arasnda bir balant ku rmaya al r ; b. kendi felsefi aklamalar ve
zmlemeleriyle i nsan varln n zn kavramaya ve bundan tede de
insan varlnn anlam n fiziktesi asndan yorumlamaya giriir. 2-
nsan varln n bir felsefesi olmak sav i le ortaya kan felsefe : a. Bt n
felsefi soru sormalarn kayna olan yeni bir i l k felsefe (Philosophia
i nsanlk
prima), bir felsefe dal olduun u i leri srer, b. Felsefe n i n btn olmak
savnd ad r. nk btn felsefi sorular u soruya geri gtrlebil i r :
nsan nedi r ?
dan, insann, hayvanl k yan ndan ayr olarak "insanl", en geni anla
myle insan niteli klerinin tm anlal r ; insan insan yapan bu n itelikler
doaca verilmilerdi r ve insan, i nsan olman n anlam ve erei olarak in
sanl kla ilgili olan bilmek ve bu bakmdan bilinlendirmekle ykmlen
d i ri rler. Bylece "insan l k l ks" bir eitim lks olarak belirir. Da
ha Hellenistik ada, sonra da yeniada trl biimlerde d ile gelen "in
san l k lks" i ki noktada toplan r : a. Usun i nsana zg olduu inancn
dan, usu oluturmann eitim bakmndan gerekli olduu sonucu kar;
ounlukla da doa bilimleri ve teknik bir yana braklr. b. " nsanln"
i nsan hayvandan ayran tinsel yeti olarak btn insanlar kuatt n ka
bul eden bu anlaytan bir ahlaksal dev kar: "Genel i nsanl" (insana
zg olan) soysop, d i n , ulus, rk ve uyruk ayrlna bakmadan, her i n
sanda tanmak ve uyandrmak. Bylece i nsan l k l ks yoluyla, usun ay
d n lanmas, hogr, siyasal eitlik (yasalar karsnda eit olma), ayrca
kleliin kald r l mas ve toplumsal adaletin salanmas gerekletirilmi
olur. Antikadan beri grlen insanl k lks, ilk belirgin rneini
Cicero'n u n tinsel kltr "cultura ani mi" zleminde verir; Douanda
(Renaissance) sonra d a yeniada doruuna eriir: zelli kle Herder,
Schiller ve W. von H u m boldt insanda insanln gelimesini ; insan n ruh
sal ve tinsel yeti lerinin (duygu ve us yeti lerinin) uyumlu bir bii mde ge
litirilmesini i nsann son erei olarak sayarlar.
iyi [Alm. gut ] [Fr. bien ] [ ng. good ] [Lat. bonus ] [Yu n . agathos ] [es. t. hayr ] :
1 - (Geni anlamnda) a. e yarar, ereine, zne uygun. doru yapl
m ; doasna uygun . b . stenmeye deer olan. c. Deere ynel mi, dee
re i likin, deerle beli rlenmi, deerli. 2- Ahlakn ve ahlak felsefesinin te
mel kavram : Ahlaksal dee r ; ahlaksal olan n olumlu ana n iteliini gs
teren zel kavram ; ahlaka deerli olan (kart kavram : kt).Ahlak fel
sefesinde u anlamlarda kullan l r : a. (Skolasti kte) Tanr nn istemi
old uu dnyadaki varl k d zeni ile uyum. b. (Kant'ta) stenci n , ierik
bakmndan deil de, yalnzca ahlak yasasnca belirlen m i olan bii msel
nitelii. 3- Somut kii ya da edim deeri. 1 1 yi, deerler d zen inde
yksek deerleri semede ortaya kar. Buna karlk kt, aa de
erlerin ye tutulmasnda kend ini gsterir. Ayrca: "Yararl olan iyi
d i r." (yararclk) ya d a "Haz veren iyidir." (hazclk) grleri.
iyimserlik [Alm. Optimismus ] [Fr. optimisme ] [ ng. optimism ] [es. t. nik
binlik ] : 1- (Genelli kle) Her eyi en iyi yan ndan gren, her d u ru mda
iyi bir k yolu u man d nya gr. 2- (Antik ve skolastik felsefede)
Her var olann deeri old uunu, her ktnn bir eksiklik old uunu ka
bul eden reti. 3- (Leibniz'de) Bu d nyan n olabilecek btn d nya
larn en iyisi olduunu ne sren gr. 4- (Hegel 'c'e ) Gerekliin usla
d zenlen mi ve usla yneti l mekte old uunu savunan gr. 5- (Rous
seau'da) i nsan n doadan iyi olduu gr. 6- nsanln doal bir iler
lemesine, btn durum ve koullarn iyiye doru gideceine inanan
retiler.
izlenim [Alm. Eindruck ] [Fr., ng. impression J [Lat. impressio ] [es. t. intiba J :
Dolaysz olarak alnan bilin ierii ; d uy u organ larn n bir uyarm so
n ucu ortaya kan duyum.
izleni mci l i k [A lm. lmpressionismus ] [Fr. impressionisme ] [ ng. impression
ism ] : 1- (Felsefede) Yalnzca duyu izlenim lerini ve duyumlar gerek
olarak kabul eden bilgi retisi. 2- (Sanatta) zleni mci deni len sanat,
yazar ve eleti rmenlerin kuram ve yntemi ; izleni mciler soyut kurallara
ve uzun uzun dn meye bavu rmadan, dorudan doruya izleni mlerine
dayanarak yol ald klarn i leri srerler. 3- (Resim sanatnda) Fransz
sanatlarnn k u rduu bir ak m : Gereklikten dorudan doruya al
nan kiisel izleni mleri , dolaysz olarak yanstmaya alan resi m sanat.
Sonradan baka sanat dallarna da gemitir.
K
kabala [Alm. Kabbala ] [Fr. cabale ] [ ng. cabala ] [ br. Kabbalah = alnm
eyler; gelenek ] : Yahudilerin yazl olarak kon u l m u olan Tanrsal
yasalar yannda azdan aza geen d i nsel buyrultular. brani felsefe
s i n i n ve sylence (mithos) yazlarn n toplam. / / Tarihleri kesin bilin
miyor; en eskisi (8. ya da 9. yzyl) evrenin yaratl ile ilgilidir.
kalclk [Alm. Subsistenz ] [Fr., ng. subsistence ] [Lat. subsistentia ] : Tzn
kendi bamszl iinde var olma bii m i ; tz n varoluunu srdrme
si ilkesi. Kart bkz. ayrl mazlk.
kant [Alm., Argument ] [Fr., ng. argument] [Lat. argumentum, arguere =
gstermek, tantlamak, aklamak ] [es. t. delil ] : Tantlamann temeli,
bir tantlaman n dayand nerme ; bir anlatmn doru ya da yanll
nn temel i n i ortaya koymada dayanlan nerme.
kantlama [Alm. [Argumentatian] [Fr., ng. argumentation ] : Kantlar sra
lama.
kanon [Alm. Kanon ] [Fr., ng. canon ] [Yu n . kanan ] [es.t. kan u n , kaide ] :
Belli bir alanda geerli olan kural ve ilkelerin toplam.
kanonik :Epi kuros'un manta verdii ad.
Kantlk [Alm. Kantianismus ] : Kant' n felsefesi n i k noktas olarak alan
d nce dorultular. / / Bunlardan bii-i, Kant' n kurd uu transsenden
tal idealizmi, br de eletirel bilgi retisi ni temel olarak al r.
kaos [Alm., Chaos] [Fr., ng. choos] [Yun. khaos = uurum, d i psiz uurum] :
Evrenin, dzene girmeden nceki biimden yoksun, uyu msuz ve kark
d u ru m u .
kapsam [Alm. Umfang, Extention ] [Fr., ng. extention ] [Lat. extenciv J [es.t.
mul ] : (Mantkta) Bir kavram n ve o kavram dile getiren terimin ier
d ii varl klarn ve bireysel olaylarn tm, kavram altnda toplanan ey
lerin tm. / / Bir ykleme kon u olarak verilebilen teri mler on u n kap
karakter
A E
altkars .- o
l OQ
kart
kavram [Alm. Begri(f] [Fr. concept, notion ] [ ng. conception, notion ] [Lat.
conceptus, notio] [Yu n . logos, ennoio, horos, noema ] [es. t. mefhum ] :
1 - Nesnelerin ya d a olaylarn ortak zelli klerini kaplayan ve bir ortak ad
altnda toplayan genel tasarm ; tek bir nesnenin {bi reysel kavram) ya
da bir nesneler s nf n n (genel kavram) zn belirleyen, birbirleriyle
balantl n iteliklerin ya da zel belirtilerin {zelli klrin) bir szckte
dnlm olan bi rlei mi. 2- (Klasik mantkta) Yarg i le karmn
sonradan zerinde kurulaca en. yal n , en temel e. (Gerekte ise
kavram dncenin bir balang noktas olmayp, dncenin kendisini
toplad , younlat bir noktad r ; dncenin bir btne, bir birei
me, bir birlie dnm bi,.i midir.) / / Klasik mantk iin kavramlar
ounlukla nesne kavramlard r ama bunun yannda iliki ve grev kav
ramlarndan da sz edilebilir {de, zerine, eer, ancak vb.). Nesne
kavramlar: Bir nesnenin zn, ku rucu zelliklerini d nce ile belir
tip kavramaya alan kavramlar. Nesne kavramlar bireysel olup tek
bir nesneyi (Kzlrmak) gz nnde bulundurabilirler, o zaman birey
sel kavramlar ad n al rlar. Bir nesne beinin ortak zellikleriyle ilin
tili oldu klarnda, bunlara tr kavramlar denir (dere, ay, rmak). Ortak
zelli kleri olan tr kavramlarndan cins kavram kuru l u r ; her cins kav
ram yeniden daha yu kar bir cins kavram n n tr kavram olabilir ve bu,
bylece oluan kavram piramidinin en yu kardaki en son cins kavramna
kadar gider. Bu piramit bir kavramlar dizgesidir. Bu dizgede boyuna
daha yu kar, daha genel cins kavramna doru ykselinir. En son cins
kavram nda kavramlar dizgesi doruuna ular ve bundan kavram
zmlen mesiyle (Lat. divisio) tersine olarak daha aa cinslere, trlere
inilir ve sonu nda artk blnemeyen bi reylere ulalr.
kavramc l k [Alm. Konzeptualismus ] [Fr. conceptualisme ] [ ng. conceptu/ism ]
[es. t. mefhumiye ] : Ortaan son dnemindeki-.. adc l k r. Tmel
lerin kendi bana varl klar olmad n, bunlarn d nce varlklar ola
rak yalnzca bilin tasar mlar olduunu ne sren reti.
kavranlamazlk [Yun . okotalepsia ] : Dorunun ls olmad n i leri sren
kukucu grn son ucu olan d u rum. Bir soru nun z mn aratr
man n ilkece gerekli grlmemesi d u ru m u .
kavray [Alm., Apprehension ] [Fr. apprehension ] [ ng. opprehension ] [Lat.
apprehensio] [es. t. fikr-i i ptidai , tosavvur- sazec ] : 1- Bir alg ieriinin
dorudan doruya kavranmas. 2- (Kant'ta) Alg trlerinin bir tasarm
olarak birlemesi, salt grde bir araya konmas.
lll
kayra
kayra [Alm. Gnade ] [Fr. grce ] [ ng. grace ] [Lat. gratia ] [Yun. kharis ] [es.
t. inayet ] : Tanrnn i nsana iyilik getirici, ku rtarc i likisi iin kullanlan,
zellikle d i nsel bir kavram. Tanrnn insan koruyucu luu ve esirgeyi
cilii. H ristiyanln temel kavram : Tanrnn insan sevgi dolu d
n iin kullanlan kavram. / / Felsefe tarihinde Augustinus'tan beri
kayra ve zgrlk arasndaki iliki sorusu nem kazanmtr. Skolastik
te bu soru doan n kayra! yoluyla yetkinlemesi retisiyle yantland r
lyord u. Luther'de ise "Hereye gc yeten Tanr" dncesiyle bu so
run sonu n a dein gtrld. amzda, N. Hartmann'da ise bu soru
tam ters dorultuda yantlanyor: "Bir sorum l u l uun, bir zgrln
olabilmesi iin Tanr var olmamaldr."
kendi liindenl i k [Alm. Spontaneitt ] [Fr. spontaneite ] [ ng. spontaneity ]
[Lat. spontaneus = kendiliinden ] [es. t. taviyet ] : 1 - Dtan bir be
lirlenme i le deil, kendi kendine olan etki n l i k ; dorudan doruya ken
d i i itili miyle etkin olma yetenei. 2- (Kant'ta) Duyarln alclna
kar, anln etkin oluu.
kendi l iinden var olan [Lat. ens a se ] : Skolastikte Tanrnn tan mlayc
adlarndan biri.
kendinde [Alm. an sich ] [Fr. en soi ] [ ng. in-itse/(] [Lat. in se] [Yun. kath'
hauto ] [es. t. bizatihi ] : Kendi z varlnca ; baka bir eyle ilgisi, ilikisi
olmadan.
kendinde ey [Alm. Ding an sich ] [Fr. chose en soi ] [ ng. thing in itse/(] [es.
t. bizatihi ey ] : Bilen zneden, bilinten bamsz olarak kendi bana var
olan, deneyin tesinde bulu nan ey. Bu anlamda : 1- (Aristoteles'te ve
skolastik felsefede) -+ Tzle eanlaml. 2- (Kant'ta) -+ Noumenon'la e
anlaml, d nceden bamsz olarak var olan. Bize verilmi olan, e
yin yalnzca grndr, kendinde ey bilinemez kalr. 3- (Hegel'de)
Eytiimsel srecin almam olan temel aamas. 4- (Grngbilimde)
D ncenin, bilincin ballak kavram. Bilin her zaman, bir eyin bi
lincidi r.
kesi kli [Alm. diskontinuierlich ] [Fr. discontinu ] [ ng. discontinuous ] [es. t.
munfasl, mtekatti ] : Srekliliin eksik, balantlarn kopuk , aralkl
olma nitelii. Kart bkz. srekli .
kesinlik [Alm. Gewissheit ] [Fr. certitude ] [ ng. certainty, certitude ] [Lat.
certitudo ] [es. t. yakin, mevsukiyet ] : Bir bilgirin, bir kan n n kukuya
d meden onaylanmas d u ru mu. Bu anlamda: 1- ( znel kesinlik) D
nceni n hi bir yanlma kaygs olmadan bir kanya katlmas durumu.
kii
11
kii l i k
1 .H
koulsuz buyruk
115
koulsuz yarg
koyut [Alm . Postulat ] [Fr. postulat] [ ng. postu/ate ] [Lat. postu/otum ] [es. t.
mevzua ] : 1- Ku ramsal olarak kantlanamayan, ama d nce gidiinde
varsaym olarak zorunlu kla geerli saylan nerme. (Apak olan -+ be
litten ayr). / / Kant'ta, zgrlk, Tanr ve lmszlk salt klgl usun
koyutlardr ; bunlar us ideleri olmak bakm ndan geri kuramsal ola
rak tantlanamazlar, ama nsel-salt olarak geen b i r klgl us yasasna
(ahlak yasas) ayrlmaz b i r biimde bal olmakla geerli saylrlar. 2-
(Modern matematikte) Varsaym olarak konmu bir ya da daha ok ner
melerden kalkarak, bunlardan mantksal sonular karan varsaymsal
tmden gelimli bir dizgedeki (Axiomatik) koyutlara da belit denir.
kktencilik [Alm. Radikalismus ] [Fr. radica/isme ] [ ng. radica/ism ] [es.t.
cezriye ] : 1. 1- Ele ald kon u n u n son nedenlerine, kklerine dek i nen
d nme bii mi. 2- Yaama biimleri n i , yaama ilikilerin i eletirip kk
deitirme eiliminde son una dek giden gr. 3- Bir gerei ya d a
bir d nceyi, hi b i r d n vermeden, yaln zca belli b i r i l keye bal kala
rak son una dek srd rme tutumu. il. Felsefi kktenci lik ( ngiliz ve Fran
sz d illerinde) : Bentham, J. M i l i ve J. S. M i l i gibi b i r ngiliz filozoflar be
inin siyasa, ekonomi ve felsefe reti leri ; balca ilkeleri : ekonom i k
erkincilik (serbest ticaret), bi reyselcilik (individ ualizm), usul u k (rationa
lizm), yararcl k (tilitarizm).
kle ahlak [Alm. Sklavenmoral ] : N ietzsche'nin, acma, alak gnlllk,
sabr, korku, byk olan her eye kar gvensizlik gibi zellikler ta
yan yaama tutum u n a verdii ad. Kart bkz. efendi ahlak.
kt [Alm. Bse, Uebel ] [Fr. mal ] [ ng. evi/, wrong ] [es. t. er ] : yinin kart
116
kuramsal
kk terim [Al m. Unterbegriff] [Fr. mineur ] [ ng. mincr (term) ] [Lat. minor
terminus ] [es. t. kk had ] : (Tas mda) Kapsam daha kk olan ve son u
nermesinde zne olan teri m :
nsan lmldr.
Sokrates i nsandr.
Sokrates lmldr.
Sokrates kk terimdir. S ile gsterilir.
kltr [Alm . Kultur ] [Fr., ng. cu/ture ] [Lat. cultura < colere = bakmak,
zenmek ] [es. t. hars ] : 1- (En dar anlamda) Bedenle ve ruhla ilgili bel
li yetileri gelitirme : Kltrfizik = Beden yapsn bakmla gelitirme ;
matematik kltr = Matematik bilgisin i gelitirme. 2- (Daha geni
anlamda) Eitim grm ve bu eitimle beenisi, usavurma ve eletirme
gc gelimi bir kiilik kazan m durumda olma. 3- Bir topl u m u n , kendi
i yasalarna gre, biim kazanmas ve gelimesi. N ietzsche kltr, bir
ulusun btn yaama biimleri nde birlikli bir slup kazanmas diye ta
n m lar. 4- Bir toplumun yaama biimlerinin eitli alanlarda olgunla
mas. 5- Tarihin sreklilii iinde insanlar yoluyla ve i nsanlarda gerek
leen tinsel biimlenme sreci ; insan n tinsel baarlar ve yaratlar.
6- Tm olarak tinsel ve trel yaam ; geni bir toplu m u n btn alanlarn
da ortak olan d insel, ahlaksal, estetik, tek n i k ve bili msel niteli kteki top
l umsal olaylarn btn. Kltrn eitli alanlar : a. Gereklii ilemeni n
eitli biimleri (tarmdan teknie dein). b . Birli kte yaama bii mleri
(toplumsal, eitimsel, ekonomik, siyasal). c. zel yaama biimleri. d.
Tanr, d nya ve insan zerinde yaant, bilgi ve betimlemeler (sylence,
din, d il, sanat, felsefe ve bilim bakmndan).
Kltr felsefesi uralar -bu adla olmasa da- Sokrates ncesine dek geri
gider, zellikle sofistlerde doal olanla (physei) konulmu olan n (thesei)
ayrlmas biiminde belirir. Sofistlerin ura alan olan koyumlar (the
sei) bir kltr felsefesinin ura alanndan baka bir ey deildir. Ama
kltr felsefesi kesin biimini 1 8. yzylda kazanmtr. ( talya'da: Vico;
Fransa'da: Rousseau, Voltaire ; Almanya'da : zellikle Herder, Dilthey.)
Rousseau'da kltr felsefesi kltr eletirisi biimine girmitir. Klt r
deerleri eleti risi biiminde de N ietzsche'de, daha sonralar Spengler
vb. da da karmza kar.
kltr i nsanbilimi [Alm. Kulturanthropologie ] : Kltrn taycs, yaratcs
olarak insan zerine ret i ; felsefi insanbilim i le kltr bili mleri arasn
da balant kurmaya alr.
Kynikler Okulu [Alm. Kyniker, Kynismus ] [Fr. cynique, cynisme ] [ ng. Cynics,
Cynism ] [Yun. kyon = kpek, kynikos = kpeksi ] [es. t. Kelbiye ] : Ya
am n biricik ereini hibir eye gereksinme duymama ve kendi kendiyle
yetin me, ksaca salt zgrlk olarak erdemde bulan Sokratesi Yunan
felsefe okulu. / / Kurucusu Antisthenes'tir. Okul Kinosarges'te kurul
d uu iin Kynikler okulu diye adlandrlmtr. Baka bir kanya gre de
Kynik ad , kyon = kpek'ten tremitir. Kpek gibi olmay dile getirir.
Kynikler uygarlk deerlerini hor grd kleri ve yaama biimleri her tr
l kuraln d nda olduu iin bu ad almlardr.
Kyrene Okulu [Aln. Kyrenaiker ] [Fr. cyrenaisme ] [ ng. Cyrenaics ] [es. t.
Kayrevaniye ] : Haz veren her eyin i yi, ac veren her eyin kt olduunu
ne sren, istencin b iricik ereini, insan iin en doal bir d uygu olan
haz olarak gren Sokratesi Yunan felsefe okulu. / / Kurucusu Kyreneli
Aristippos'tur. Aristippos hazclk retisini sofistlerin d uyu mculuu
zerine kurmakla birlikte gerek hazza gtren biricik aracn bilgi
(Sokratesi e) olduunu syler.
L
Lamarklk [Alm. Lamarckismus ] [Fr. /amarckisme ] [ ng. Lamarckism ] :
Lamarck' n -+ dnmclk retisi : Trlerin deimezlii grne
kar olarak, trlerin i l k biimleri n i n yava bir deiim geirerek ev
reye uyduunu ne sren reti. bkz. dnmclk-
l i beralizm bkz. erkincilik.
logos [Yu n. legein = sylemek, konumak ] : Yunanca'daki ilk anlam sz, son
radan dnce, kavram, us, anlam, evren yasas anlamlarn da alm, He
rakleitos'tan beri felsefenin temel kavramlarndan biri olmutur. 1- Sz,
anlaml sz ; szn an lam. 2- (Mant ksal olarak) a. Deyi. b. Kavram.
c . (Platon ve Aristoteles'ten beri) Bir eyi anlalr klan mant ksal
temel. d. Mantksal olan n birlii. e. Bilim ilkesi. 3- (Ruhbili msel olarak)
a . (Yunan felsefesinde) nsan ruhunun usla ilgili blm. b. (Yen i in
san bili mde) Yaamn bilinsiz glerinin karsnda etkin bilin ilkesi.
4- (Fiziktesinde Herakleitos ve Stoa'dan beri) Evren usu, evren yasa
s. 5- (Tanr bilimsel olarak) a. Tanr sz. b. (Hellenizm felsefesinde)
Tanr ve evren arasndaki arac. c. (Augustinus'tan beri) Her bilgiyi ola
nakl klan Tanrsal k ; bilgi kayna.
lojistik [Alm. Logistik ] [Fr. logistique ] [ ng. logistic ] [Yu n . Logistike (tekhne)
= hesap sanat < logistikos = hesapla ilgili, hesaba d ayal ] : Semboli k
mantk, matematiksel mantk, cebirsel mantk. / / Bu teri mi i l ki n telson,
Cenevre Uluslararas Felsefe Kurultaynda ne srmtr (1 904). bkz.
mantk 6.
M
ise teki zorunlu olarak yanltr, ikisi d nda baka bir olanak yoktur.)
8- ok deerli mantk : ki deerden daha ounu, ounlukla da de
er tan r : doru, yanl, olanaksz (P. Fevrier) ; doru, yanl ve belirsiz
(Reichen bach).
mantkl k [Alm. Lcgismus ] : 1- Mantksal olan n kendine zgl ve ba
mszl zerine reti. 2- Salt mantksal olan n tek yanl olarak ar
basmas. 3- Evrenin mantksal bii mde d zenlenmi olduunu ne s
ren reti.
mantklatrc l k [Alm . Logizismus ] [Fr. logicisme ] [ ng. logicism ] : 1-
Mantksal olana ar deer verme. 2- (Ruhbilimciliin kart olarak)
Mant ruhbilimden bamsz olarak k u rma ve onun ruhbilimc stn l
n ne srme eili m i . 3- (Matematikletirmeye kart olarak) Ma
tematii manta indirgeme, mantn bir dal olarak ele alma ei limi.
mantksal deneycil i k [Alm. logischer Empirismus ] [Fr. l'empirisme logique ]
[ ng. logical empiricism ] : bkz. > i l msel deneycilk.
mant ksal olguculuk [Alm . logischer Positivismus ] [ ng. /ogical positivism ] :
bkz. yeni olguculuk.
Marburg Okulu [Alm. Marburger Schu/e ] [Fr. ecole de Marbourg ] : Varln
mantksal bantlarn bir rgt olduunu ne sren, gereklii kavram
sal, matematiksel yolla kavrayan bir lojistik gelitiren Yeni Kant okul.
/ / Bu okulun kurucusu H. Cohen, gelitiricileri P. Natorp ve E. Cas
sirer'dir. Bu ak m -+ zdekil i k ve -+ doalcln karsnda, bilgi ele
tirisi ve bilim kuram dorultusundadr. Bu okulun ayrca ahlak felsefesi,
sanat felsefesi, dil, d i n , sylencebilim aratrmalar da vard r.
evresi i le birl ikte gelii r ; insan toplumu da kltr ile birlikte bir doa
parasdr; insan tarihi de neden-etki balants iinde ve eytii msel bir
biimde geliir. Evren olmu bitmi bir ey deil, ilerleyen bir sretir ;
eytii m d e Marx'a gre, gerek d dnyadaki, gerek insan d ncesin
deki genel devinim yasas -bu devi n i m zdein varolu bii midir- ze
rindeki bilimdir. Hegel'in kartlklar iinde ilerleyen eytiimsel deime
si Marx'da s n flarn savana evrilmitir. S n flarn sava retisi de Dar
win'in retisinde kendisine dayanak bulur. Doadaki yaama savan
Marx i nsan toplumlarna da aktarmtr. Bilimsel toplu mculuk da sonu n
da bir doa bilimi bi imine girer. bkz. tarihsel zdekilik, zdeki
l i k, eytiim .
methexis (Yun.) : Pay alma, katlma. Platon 'un -+ idea retisinde alglanan
nesnelerin idealarla olan ilikisini belirlemede kulland teri m : Nesne
ler ideaya-bu gerek varla- katlmakla, ondan pay almakla belli bir ey
olurlar.
125
mikrokosmos
126
N
127
nedensel l i k
l ?P.
nitelik
sz olan gerek (real) nesne ; gereklik olarak, d dnyan n bir paras ola
rak bilincin karsnda d u ran ey.
nesnel [Alm . objektiv ] [Fr. objectif] [ ng. objective ] [es. t. afaki, eyi ] : 1 -
Nesneye ilikin olan. 2 - Nesne i le uyuan, nesne ile uyum iinde olan.
3- Bireyin kiisel grnden ba msz olan. 4- Genel geer olan, her
d nce iin geerli olan. 5- Bi reyst olan, rnein nesnel tin : a. Bi
reyleri aan, ama ayn zamanda onlar birletiren tinsel yaam alan (sanat,
bilim, ahlak , h u k u k). b. Tinin, znenin d na kan r nleri, yaptlar,
kurulular.
nesnelleme [Alm . Objektivation ] [Fr., ng. objectivation ] [es. t. afaki/eme ) :
znel olann, nesnel olan, zneden ayrlm olan bir varl k iinde orta
ya kmas. Btn kltr rnleri, btn tinsel yaptlar, tinin, kltrn
nesnellemeleridi r.
nesnelletirme [Alm. Objektivierung ] [Fr. objectivation ] [ ng. cbjectivotion ]
[es. t. afaki/etirme] : 1- znel olann, ya da bir dncenin (idenin)
gereklemesi. 2- znel olan n saptan mas.
nesnellik [Alm . Objektivitiit ] [Fr. objectivite ] [ ng. objectivity ] [es. t. afaki
lik, eyi/ik ] : 1- zneden bamszlk, nesnenin kendisine uygun l u k. 2-
znenin kendi d uygu, gr ve nyarglarndan uzakta kalarak ve her
hangi baka bir etki altnda da kalmakszn bir nesneyi kavrama nitelii.
3- Genel geerlik. 4- Bireyst gereklik.
nicelik [Alm. Quantitiit ] [Fr. quatite ] [ ng. quantity ] [Lat. quantitas ] [Yun.
posofei ] [es. t. kemiyet ] : llebilen, azal p oalabilen bykl k ; n ice,
ne kadar, ne byklkte sorularn n karl. / / Aristoteles'den beri
niceli k temel anlatm biimlerinden (kategori) birid i r. Mantkta bir ner
menin tmel ya da tikel oluu onun niceliidir.
nitelik [Alm. Qualitiit, Beschaffenheit ] [Fr. qualite ] [ ng. quality ] [Lat. quali
tas ] [Yun. poiotes ] [es. t. keyfiyet ] : 1- Bir nesnenin yapsn belirleyen,
129
noema
bir eyi yle ya da byle yapan zel l i k ; nite, ne gibi, nasl sorularnn
karl. / / Aristoteles'ten beri nitelik d ncenin temel anlatm biim
lerinden (kategori) biridir. 2- (Mantkta) Bir nermenin olumlu ya da
olumsuz oluu. Yarglar n iteliklerine gre evetleyici, deilleyici ve s
n rlayc olurlar.
noema (Yun.) : Dnce ; d nce ierii. Dnme ediminden (Yun. noesis)
ayrmak zere zellikle Husserl'in kulland kavram. Noema (dnce
ierii), Husserl'de, neosis'in (dn m e edimin in) ayrlmaz bir balla
k kavramdr.
nominalizm bkz. adclk.
norm bkz. dzg.
noumenon (Yun.) : 1- Duyularla alglanan eylerin (-+ grng = phaino
menon) kart olarak usla kavranan ey. 2- (Kant'ta) Duyulur grn n
deil, d uyust bir grn n konusu olan ey ; grng kart ; alglayan
bir zneyle herhangi bir balants olmakszn var olan gerekler d nya
s. Noumenon ancak d uyarla gereksinme d uymakszn grleyebilen ;
eyleri dorudan doruya kavrayabilen bir anlk, Tanrsal bir us iin var
d r. nsan d uyarlarla bal olduundan byle bir kavram grleyemez,
onu d nebilir yalnzca.
nous (Yun.) [Lat. intellectus ] : Us, tin. 1 - (ilkin Anaxagoras'ta) : Evreni d
zenleyici, zdeksel olmayan ilke. 2- nsann en yksek yetenei a.
130
o
O : Biimsel mantkta tikel olumsuz nermelerin simgesi. ( r. "Baz in
sanlar kara gzl deildir.'')
obje bkz. nesne.
okkasionalizm bkz. aranedencilik.
olanak [Alm. Mglichkeit ) [Fr. possibilite ) [l ng. possibi/ity ] [Lat. possibilitas,
potentia ] [es. t. imkn ] : Olabilirl i k ; bir eyin olabilir oluu. 1- (Nesnel
olarak) Belli koullarda gerek olabilecek olan. 2- (znel olarak) Belli
varsaymlar koyarak gerekleebilecei d nlen ey.
olasclk [Alm. Probabi/ismus ] [Fr. probabi/isme ) [ ng. probabi/ism ] [Lat.
l 'H
olgu dorular
132
ortaklaalk
oluum [Alm. Bildung ] [Fr., ng. formation ] [es t. teekkl ] : nsan ruhu ve
.
orta terim [Alm. Mittelbegriff] [Fr. moyen terme ] [ ng. middle (term) ] [Lat.
terminus medius ] [es. t. mutavasst had ] : (Tasmda ) Byk terimle k
k terim (ncller) arasnda balant kuran arac terim ; b u n u n sonucu
olarak iki nclde d e bulunan, ama sonu nermesinde bulun mayan
teri m :
nsan lmldr.
Sokrates insandr.
yleyse Sokrates lmld r.
nsan, orta terimdir. M ile gsterilir.
bek [Alm. Gruppe ] [Fr. groupe ] [ ng. group ] : 1- Grlr bir biimde bir
biriyle az ok sk ball olan okluk. 2- Toplu mbilimin temel kavra
m olarak: Toplu m u n en dar biim ine verilen ad.
br dnya bilgisi [Alm. Eschato/ogie ] [Fr. eschatologie] [ ng. eschatology ]
[Yun. eschaton = son, sonuncu ; logos = reti ] [es. t. ilm-l-ahiret ] :
Evren ve i nsanln sonu ile ilgi l i retiler. / / Tek insan n sonu ile ilgili
olarak lmden sonraki yazg (bireysel br d nya bilgisi); d nyann
sonu ile ilgili olarak, llerin d irilmesi, kyamet gn ve br d nya
konularn iler (genel br d nya bilgisi).
dev [Alm. Pflicht ] [Fr. devoir ] [l ng. duty ] [Yun. deon, katheton ] [Lat. offi
cium ] [es. t. vazife ] : Yapmak zorunda olduumuz, yapmamz gereken
ey; ahlaka ykml olduumuz ey. dev d uygusu : 1- devlere kar
sorumluluk duygusu. 2- stemelerimizin belirleyicisi olarak ahlak ya
sas zerine bilin (Kant).
reti [Alm. Lehre ] [Fr., ng. doctrine ] [Lat. doctrina < docere = retme k ] :
retilen ey. Dinbilimsel, felsefesel y a d a bilimsel konularda doru
olarak ne srlen, doru diye retilen kuramlar dizgesi.
reti dzenleyicileri
nerme [Alm. 5atz ] [Fr., ng. proposition ] [Lat. propositio ] [es. t. kaziye ] :
(Klasik mantkta) -+ Yargnn szlerle d ile gelii ; doru ya d a yanl ola
bilen bir anlatm. 1 1 Modern mantklar doru ya da yanl olabilen an
latm yan nda belirsiz kalan bir anlat m da bulund uuna d ikkati ekmi
lerdir. nerme mantksal terim olarak temel anlam n modern mantk
ta kazan mtr. B. Russell nermeden " l k planda bir eyi ya doru ola
rak ya d a yanl olarak dile getiren szler kuruluu." n u anlar ; rnein :
2x2 4 de 2x2 = 5 d e birer nermedi r ; "Sokrates bir insandr." "Sokra
=
tes bir insan dei ldir." de birer nermedi rler ; nemli olan nermeden
nerme grevini ayrmaktadr. nerme grevi bir anlatmda bu anla
t m kuran bir ya da daha ok belirsiz paray, bu paralara deer. yk
lendiinde bir nerme klacak olan anlatmd r. r. "X bir insan d r." X
belirsiz kald srece bu nerme ne doru d u r ne yanl; X e bir deer
verilirse b undan doru ya da yanl bir nerme kar.
nsel [Alm., Fr., ng. a priori ] [Lat. a priori = nden, nceden olan ] [es. t.
kabli ] : Deneyden bamsz olan, ana deneyle canlandrlabilen, bilin
cine varlabilen (bilgi) ; deneyin tesinde geerlii olan (bilgi). f f nsel
bilgi, Platon'dan beri felsefede zerinde d u rulan bir sorundur. Yeni
_
a bilgi retisinde nsel (a priori) ile -+ sonsal (a posteriori) temel
bir kavram ikilisidir: 1- Bilgi n i n iki kayna retisinde nsel unlarla
eanlamld r : a. Dn ceden, ustan gelen, kavramsal olan. b. Dou
tan. c. Kendiliinden (spontan) oluan ; sonsal ise bunlarn kart olan
nsezi
zdek [Alm. Materie ] [F.r. matiere ] [ ng. matter ] [Lat. materia, materies ]
[Yun . hyle ] [es. t. madde ] : (Yaln anlamyla) i nsann almasyla bir
erek uruna biim verdii ya d a yararland doal cisimler, nesneler.
(Felsefede) 1- Temel zellii yer kaplama olan varlk (Descartes). 2-
(Tin , ruh ve d nn kart olarak) Duyularla alglanan cisimleri k u ran
tz ; cisimsel olann paralanmaz bozulmaz tz. 3- (Aristoteles felse
fesinin zel kavram olarak) Ancak bilim yoluyla gereklik kazanacak
olan, henz belirsiz olanak d u r u m undaki ey : a. l k zdek (hyle prote
prima materia), salt zdek, btn eylerin temelde bulunan (hypokei
menon-substratum), ken d iliinden var olmayan, ancak biimle etkin
leen gereklik. b. Son zdek (hyle eskhate) ya da i kinci zdek (materia
secunda) : Biim alm zdek.
zdekbii mci l i k
141
zgecilik
zgr isten [Alm Willensfreiheit] [Fr. libre arbitre ] [ ng. free will ] [Lat.
liberum arbitrium ] [es.t. irade-i cziye ] : stencin zg r oluu ; insan n
isteme ve karar verebilme zgrl. Din felsefesinde : Tanr istenci
(irade-i klliye) karsnda i nsan n istencin i (i rade-i cziye) dile getirir.
Felsefedeki anlam iin bkz. zgrlk.
zgrlk [Alm. Freiheit ] [Fr. /iberte ] [ ng. liberty, freedom] [Lat. libertas ]
[es. t. hrriyet ] : 1 - Bal olmama; d ardan etkilenmemi olma; engel
lenmemi olma; zorlan mam olma. 2- Her trl d etkiden bamsz
olarak i nsan n kendi istencine, kendi yasasna, ken d i d ncesine dayana
rak karar vermesi (seme zgrl). 3- nsan n kendi istemesi, kend i
istenci i l e eylemde bulunabilme olana ; i nsan n d tan engellenmeden
etki yapabilmesi.
sten zgrl : i nsan n istemelerin i kendisinden baka bir
eyin engellememi olmas, ya d a baka bir eyce kendisinin d nda bir
istemeye zorlanmam olmasd r. nsan istenci zgrd r demek, i nsan n
istemesinin nedeni i nsan n kendisinded i r, demektir. nsan, istemelerinde
zerk ise zgrdr. stemenin kendisi engellenmise ya da i nsan bir ba
k asnca, bilerek ya da bilmeyerek, herhangi bir istemeye zorlanmsa,
i nsanda isten zgrl eksik demektir. ( r. Uyutum yoluyla uyutu-
ru!mu insanda, istemenin kendisi engellenmi ya da ktrmletiril
mitir. Ayrca istemeleri i nsana ailesince, evresince, toplumca alan
m olabilir.)
Kiisel zgrl k : sten zgrl ile balantl. Bir insan isteme,
d nme ve eylemlerinde bir bakasnca engellenmiyor ya da bir eye
zorlanmyorsa, kendi istemesi iinde hareket ediyorsa, o insan n kii
lii zgr olarak gelitmi demektir. yleyse zgrlk, insann kiilii
nin, kendi zn n ve kendi davran biiminin etkili olmasd r. Bu an
lamda isten zgrl de kiiliin istemeye temel olmasndan baka bir
ey deildir.
Dn me zgrl : nsan n d etkilerden kurtularak d nme
zerklii kazanabilmesi. Her trl baskdan, zellikle dinsel inanlar
dan bamsz olarak d nebilme. Ancak, d nme zgrlnden an
lalan yalnzca bamsz d nebilme yetenei deildir (dnmenin
kendisi bask altna alnamaz) ; d ndn bakalar kars nd a dile ge
tirebilmektir ayn zamanda. Dnme zgrl, yleyse, yazma ve sy
leme ile birlikte gider. D n me zgrl, en kesin anlamyla basn z
grlnde gerekleir.
Trel bilin zgrl : Bir insan n kendi trel bilincine gre dav
ranabilmesi ; zellikle dinsel inanlarnda zgr olmas. Herhangi bir
dine bal olma ya d a olmamada zgr olmas.
Eylem zgrl : (Zorunluluun deil, basknn kart olarak)
D basklardan, zellikle baka birinin basksndan bamsz olarak kendi
isteine gre davranabilmek hak ve gc. Balca biimleri : 1- Fizik
zgrl k : Her trl d baskdan bamsz olarak hareket edebilme yetisi.
( r.Hapiste yatan n fizik zgrl kstlanmtr.) 2- Ruh bilimsel zgr
lk: D glerce belirlenmeden, insan n kendi doasnn eilimle
rine gre hareket edebi lmesi d urumu. 3- Ahlaksal zgrlk : Kendi ken
dini belirleyebilme yetisi. nsann ahlak eylemlerini bakasnn zoru ile
deil, kendi istenci ile gerekletirmesi. i nsan n eylemlerinden sorumlu
olabilmesi iin zgrlk, ahlakn nkouludur. B u bakmdan bir so
rumluluun olabilmesi iin, ahlaksal zgrln temelinin kiisel z
grlk olmas gerekir. Bu zgrlk basky d arda brakr, ama ykm
ll deil. 4- Toplu msal zgrl k : Yasalar n koruyuculuu altnda
ve yasalarn snrlar iinde bakalar n n zgrln kstlamadan ha
reket edebilme. Toplumsal zgrln temeli de kiisel zgrl ktr.
143
zne
zne [Al m. Subjekt ] [Fr. sujet ] [ ng. subject ] [Lat. subjectum ] [Yun. hypo
keimenon = alta d en, altta bulunan ] [es. t. fail, mevzu ] : Hypokeimeno
non-subject teri mi Aristoteles'te, sonra da ortaada tz anlamna kul
lan ! r ; ancak 1 7. yzyldan beri bugnk anlam n kazan r, ruhbilim ve
bilgi kuram asndan "ben" anlam n al r : kendini ben-olmayan n , nes
nenin (object'i n ) kars nda bulan, karsna koyan ; ya da karsna kon
d uu, kend i n i karsnda bulduu nesneye bilme ve eyleme erei ile y
nelen birey. Ruhbilim asndan : ruhsal yaantlarn taycs , d nen,
tasar mlayan, bilen, d uyan, isteyen ben. Bilgi kuram as ndan : Bilen, bil
meye ynelen, ama kendisi bilgi nesnesi olmayan varlk. Mantk-d i lbil
gisi asndan : Yklemi n taycs = zn e ; kendisi zerine bir ey syle
nen = konu .
znel [Alm. Subjektiv ] [Fr. subjectif] [ ng. subjective ] [Lat. subjectivus ] [es.t.
enfsi ] : 1 - zneye ilikin olan. 2- znede temellendirilen, zneyle
belirlen mi olan, zne iin geerli olan. Kart bkz. nesnel .
znitelik [Alm. Attribut ] [Fr. attribut] [ ng. attribute ] [Lat. attributum ] [es.
t. sfat, sfat- zatiye ] : 1- B i r var olan n zle ilgili, kalc, zorunlu, yapc
nitelii ; temel belirti ; yklem. Ancak bir tzde bulunan, bir taycy ge
rektiren, deiken ve rastlantsal olandan (ilinekten) ayr olarak zce
tze bal olan ey. 1 1 Aristoteles, bir nesnenin kendisinden ayr d
nlemeyen niteliklerin i rastlantsal olanlardan ayrarak zle i lgili,
zorunlu nitelikler, zniteli kler olarak ad lan d rr. Thomas'ta d a znitelik
ayn anlamdadr. Skolastikler Tanrnn zniteliklerinin szn ederler.
Descartes'ta d a zniteli k tzn temel nitelii anlamndad r. Spinoza
tzn deimez varl k biimleri olarak znitel ikleri deiken kiplerden
(modus) ayrr. Ona gre tzde (Tanrda) sonsuz znitelikler vard r,
ama insan ancak iki tanesini bil mekted i r : Dnme, bilin (cogitatio)
ve uzam (extentio). 2- (Mantkta) Bir zneye ilikin olarak evetlenen
ya da deillenen nitelik. I I Yklemden ayrl, modern mantklarca,
yklemin daha geni olmasdr. (zniteli k : zneye "dr" koac i le bal
olan ; yklem : zneye ilikin olarak evetlenen ey ; rnein : " nsan me
melid i r." nermesinde "memeli" zniteli ktir; " nsan d n r." ner
mesinde "dnr" y klem d i r. Ama bu ayrma iyi temellendirilmemi
tir. bkz. yklem.
1 4 !'\
p
147
R
rastlant [Alm. Zufal/ ] [Fr. hasard ] [ ng. chance, hazard ] [es. t. tesadf] :
Aklanamayan, beklenilmeyen, nceden kestirilemeyen bir olayn or
taya k.
res [Lat. res = ey ] : Res cogitans = d nen varlk, d nen z, bilin; res
extensa = yer kaplayan varlk. (Descartes felsefesi n i n tin ve zdek kar
l iki temel kavram.)
rlatif bkz. greli .
rlativizm bkz. greci lik.
Rigveda (Sanskrite) : H int din tarihinin en eski kaynaklar.
ruh [Alm. See/e ] [Fr. ame ] [ ng. soul ] [Lat. anima ] [Yun. Psykhe = soluk
alma, soluma, fleme ] : 1- Bedeni etkin klan canllk i l kesi, bedenin ya
ama gc, yaama soluu. 2- Doal-canl yaam ilkesi ; Aristoteles'te
bedeni canland ran i l ke, bedeni n --+ entelekhia's. 3- Tz olarak : a.
l msz ruh. (Beden yalnzca onun tutsak yeri saylr.) b. Usun, dn
cenin, tinin yeri. c. Yaln, zdeksel olmayan tinsel tz. 4- znel ilke o
larak: a. Usa kar gn l ve isteme i l kesi. b. Bireysel kii l i k ekirdei.
5- Bilin olaylarnn toplam ; ben'in bi rlii. 6- Dolaysz, bilinalt ndan
gelen yaam itkilerinin, yaama d urumlarnn taycs. ( zellikle mo
dern yaama felsefesi nde tin ve bilince kar d u ran bir ey olarak ortaya
kar (Klages). 7- (Bilimsel anlamda) organizmaya sk s kya bal ya
antlarn -zelli kle d u ygu ve itkilerin- toplam (ti n i n kart olarak).
ruhbi l i m [Alm. Psycho/ogie ] [Fr. psychologie ] [ ng. psycho/ogy ] [Yun. psyk
he = ruh ; logos = bilim, reti ] [es. t. ruhiyat ] : 1 - Felsefenin bir bl
m olarak: ( lkin Aristoteles bamsz bir konu olarak ele almtr). a.
Ruh fiziktesi : Ruhun zn, lmszln, bedenle ve Tanr ile ili
kisini arat ran retiler. b. Usa ve ruh yaantlarna dayanan ruhbilim
retileri ; bunlar .d a giderek duyum, tasarm, bellek, d n me, d uygu,
ruhsal zmleme
sama [Alm., ng. Absurd ] [Fr. absurde ] [es. t. abes ] : Mantk kurallar n bo
zan, tersine eviren. / / Sama bir d nce, eleri birbirini tutmayan,
bi rbiriyle badamayan d ncedi r. Sama bir yarg kend i iinde tutarsz
olan ya da tutarszl ieren bir yargd r. Samay anlamszdan ayrmak
gerekir. nk samann bir anlam vard r, ama bu anlam eliiktir,
yanltr. Oysa anlamsz olan ne doru ne de yanltr.
saduyu [Alm . Gesunder Verstand ] [Fr. bon sens ] [ ng. good sense, common
sense ] [es. t. hasse-i selime ] : 1- (Descartes'ta) Doru i le yanl bir
bi rinden ayrma ve doru yarglama gc. Usla eanlaml. 2- (Gnmz
de) G n l k yaamda iyi yarglama gc. (Yerd ii yarglardan her za
man dorul u k beklenemez. )
san [Al m. exakt ] [Fr., ng. exact ] [Lat. exigere = bir eyi tam olarak yap
mak, bir lye gre yapmak ; exactus=tpatp, tam tamna, yetki n ; tpa
tp llebilen] [es. t. sahih ] : 1 - Szn anlatlmak istenene tam karlk
olmas, tam uygun d mesi nitelii (san anlatm). 2- lnn llene
ok az d a olsa bir ayrm brakmakszn, tpatp uymas nitelii (san
l).
san bili mler [Alm. exakte Wissenschaften ] [Fr. sciences exactes ] [ ng.
exact sciences ] [es. t. ulum-i sahiha ] : Denetlenebi l i r l ve hesaplara
dayanan bilimler. Bunlar -+ san nermelerle ku rulan bili mlerdi r. Dar
anlam d a : Matematie dayanan bilimler (mekanik, fizik).
salt [Alm. re in ] [Fr. pur ] [ ng. pure ] [Lat. purus ] [es. t. srf, saf, mahz ] : 1 -
ine, kendisine yabanc baka hibir ey karmam olan ; ar. 2- Uygu
lamayla i likisi olmayan bilimler. ( r. salt matematik.) 3- Baka bir ye
tiye bal olmayan. ( r. Descartes'ta salt anl k duyulara gereksinme gs
termeyen, bylece de salt olan bilgiyi salar.) Salt us (Kant'ta) : Deneyden
bamsz, iinde d uyudan hibir ey bulun mayan us.
sanat felsefesi
salt gr [Al m. re ine Anscha1111ng ] [Fr. intuition pure ] [ ng. pur intuition ] :
Kant' n felsefeye yerletirdii bir kavram. Duyum ieriklerinden arn
m, yalnzca d uyarln bii m i olan gr. (Duyumlarla ve nesneyle i li
ii olan deneysel gr n kart.) inde d uyu mlar n dzene girdikleri
salt gr , bilginin nsel koulud ur. Bu gibi salt grler -ya d a gr
biimleri- Kant'a gre, uzay i le zaman d r. Uzay ile zaman btn d uyum
larn koulud u r, ama bunlar kavram deil grdrler.
saltk [Al m. absolut ] [Fr. abso/11 ] [ ng. absolute ] [Lat. absoluus = zk ]
[es. t. mutlak ] : 1 - Kendi bana var olan ; hibir eyle bal olmayan ;
bamsz, koulsuz. 2- Hibir eyle snrlan mayan. 3- Baka bir eye
i l i ntisi olmayan. 4- (Fiziktesi anlamda) Gerekte olduu gibi d ncede
de hibir baka eyle bal olmayan ve varlk nedenini kendinde tayan
ey ; b u n u n son ucu olara k ; kendi bana var olan varlk ; kendinde ey.
Her kouldan bamsz olarak var olan. Kart bkz. grel i .
saltkl k [Alm. Abso/11tism11s ] [Fr. absolutisme ] [ ng. abso/utism ] [es. t.
mutlakiyet ] : 1- lkeleri, normlar, kavramlar dogmatik bir biimde
saltk olarak koyan gr. 2- Saltk de erlerin, saltk dorularn bulun
d uunu savunan reti. 3- Devlet retilerinde : Devletin gcn n
snrsz, saltk olduunu n e sren gr.
salt us [Alm. reine Vernunft ] : nsel bilgi yetisi, deneyden bamsz bilme
yetisi iin Kant'n kulland teri m ; iinde d uyuyla i lgili hibir ey bu
l u n mayan us. bkz. us.
sanat [Alm. Kunst ] [Fr., ng. art ] [Lat. ars ] [Yun. tekhne ile ean laml ; Yu
nanca tekhne szc, erei bir ey ortaya koyma olan, yaratma olan,
doru bir plana gre yneti l mi bir davran anlamna gelir. Ancak tekhne
sanatn yalnzca bir blmn karlar.] : 1- (En geni anlamyla) Belli bir
yetkinlie eriti rilmi olma (r. yemek piirme sanat). 2- Bir eyi kend i
i yasalarna gre zgrce biimlendirme yetenei. 3 - nsan n , yaratt
yaptlarla ken d isini ycelten ve l mszletiren yaratc yetenei. Sa
natn temel trleri : mi marlk, resim, plastik sanatlar, musiki, sz - yaz
sanat : yazn, sahne oyu n u (tiyatro) ve dans. Sanat sorunu ve sanatn n
yaratmalar zeri ne felsefe tari hinde ok eitli aklamalar yaplmtr :
yknme, yanslama = mimesis (Aristoteles), fantazi (romantikler),
oyu n trnden bii mlend i rme at lm (Schillcr), simgeletirilmi yarat
ma atl m (Alman idealizmi) vb.
sanat felsefesi [Alm . Kunstphilosophie ] [Fr. philosophie de /'art ] [ ng. philo
sophy of art ] [es. t. fe/sefe-i sanat ] : Sanatn, sanat yaratmalarn n ve sa-
saplant
nat been ilerinin z ve anlam n konu olarak alan felsefe dal. Estetik'
ten ayrl : Estetik d ndaki etkenleri ve balamlar d a (dinsel, ahlak
sal, toplu msal) gz nne aldndan, estetikten daha geni, ama te
yandan doadaki gzeli deil de, yalnzca sanat yaps gzeli konu ola
rak ald ndan ondan daha dard r. bkz. estetik.
saplant [Alm. fixe /dee ] [Fr. idee fixe ] [ ng. fixed idea ] [Lat. fixus = sabit,
deimez ] [es. t. fikr-i sabit ] : Bilinci n takl p kald , k u rtulamad ve
d zeltemed ii yanl bir tasarm.
sarslmazl k [Alm. Ataraxie ] [Fr. ataraxie ] [ ng. ataraxia ] [Yun. ataraksia ]
[es. t. itminan-r nefs ] : zellikle stoa felsefesi nde i nsan n davranlary
la ruhsal eitiminin erei, lks olarak beliren ve en yksek iyi olarak
nitelenen ruh dinginlii, tutkulardan arnm olma d u r u m u .
sav [Alm. These, Thesis ] [Fr. these ] [ ng. thesis ] [Yun. thesis = koyu m, koy
ma eylemi ] [es. t. mddea, tez ] : 1- Koyum, konulmu olan. (Yun. thesei
= konulmu olan : yasalar, kurallar vb. Kart : physei = domu olan,
say [Alm. Zah/ ] [Fr. nombre ] [ ng. number ] [Lat. n umerus ] [Yun. arithmos ]
[es. t. adet ] : Bir okluun bir birimle belirle n i m i . 1 1 Sayma eylemi i le
ortaya kar. Ama sayma zamanla i lgili bir olayd r, oysa saynn kendisi,
hibi r niteliksel belirleni m i olmad gibi, zaman belirleni minden d e
syrlmtr, zaman n d ndad r. (Felsefede) Nicel bakmndan gz n
ne alnm eyler topluluunu l p karlatrarak soyutlama ile elde
edilen temel kavram. 11 Sra say : sray, d izeyi belirtir (birinci, i kinci) ;
baya say : n i celii belirti r (bir , i ki). Sayy temel ilke yapan Pita
goras retiye gre nesnelerin z, gerei , varln ana zdei say
dr. Her ey say balantlarna gre d zenlenmitir. saylarla bilinebi
l i r. Aristoteles, sayy llebilen n iceli k olarak tan mlar; bu yzden
"bir" henz bir say deildir. Oysa Locke'a gre say, birimin ya d a bir' i n
sevgi
snf [Al m. Klasse ] [Fr. c/asse ] [ ng. c/ass ] [Lat. classis ] : 1- (Mantkta)
Belli o rtak belirtileri olan tek tek nesneler bei . 2- (Dirimbilimde}
Dallarn alt blm ; her bir altbl m kendi iinde beklere ayrlr.
( r. Memeliler, kular, balklar vb.leri omurgallar dalnn birer s n f
d rlar.) 3- (Toplumbi limde) : a. Aralarnda ortak bir kltr ve yaama
d zeyi olan bireyler topluluu, b. Topl u m u n yapsnda ayn ekonomik
koullar ve ilikilerle birbirine bal olan tabaka.
snr [A lm. Grenze ] [Fr. limite ] ( ng. limit ] (Lat. limitis ] [es. t . hat ,hudut ] :
1 - Biti m , bitme. sona erme, ; bir eyin sona erdii nokta. 2- Varlk ya
da etki alan n n d evresi . 3- Uzayda iki blgeyi ayracak biimde belir
tilen nokta. izgi ya da yzey. 4- ki zaman dnemini ayrmaya yarayan
nokta. 5- Eyleme olanann kalmad nokta (gcn snr, bilimin sn
r, usun snr).
snr-durum [Alm. Grenzsituation ] : Felsefeye jaspers'in getirmi olduu bir
kavram. nsann, varoluunun kaldrlamaz s n rna dayand d u rum
(lar). B u d u rumlarda insan, varoluun kendisini bir snr, bir kmaz, bir
baarszl k olarak yaar, ama ancak bununla varolu olarak uyanr. n
san her zaman belli bir d urumda bulun u r ; bu d u ru m almaz bir d uvar gi
bi karsna d i kildi mi snr-durum olur; bu d u ru mda insan kalakalr, ama
ite bu kalakalmada varolu olmak zere uyanr. "Snr - duru mlarn
yaamak ve v a r olmak ayn eyd ir". nsan n zorunlu olarak durumlar
iinde bir varlk oluu ; bel li balantlar iinde deimez bir belli insan
olduu olgusu bir s n r-durumdur. Bu temel snr-d urum yan nda u
zel snr -duru mlar var : a. Edilgin olarak : lm ve ac ekme. b. Etkin
olara k : Savama ve su.
sn r-kavram [Alm. Grenzbegriff] : Bilin meyene kar bilmeyi s n rlayan
kavram ;-+ aikn olan , deneyin tesinde bulunan gsteren, ama bunun
la deneyde balant kurulamayacan gsteren kavram. Baka deyile :
Biliyi snrlayan. ama ayn zamanda bu snrn tesinde b i r eyin bu
lunduunu d a gsteren kavram. ( r. Kant'ta "noumenon = kendinde
ey" yalnzca bir snr-kavramd r, bilgimizin snrn gsteren bir kav
ram d r.)
simge [Alm. Symbol ] [Fr. symbo/e ] [ ng. symbol] [Yu n . symbolon ] [es. t.
remz ] : 1- Belli bir i nsan beinin uzlam yoluyla kendisine belli bir an-
simgebi l i m
lam verdii gsterge. 2- Bir eyi gsteren, bir anlam, bir d nceyi
grlenebilir klan gsterge. 3- Grlmez bir gereklii canlandran
imge ya da zdeksel nesne, rnein, gvercin barn si mgesidir.
1 !;7
sorunsal
sylence [A lm. Mythos ] [Fr., ng. mythe ] [Yu n . mythos = sz, sylenen ve
d uyulan sz ; masal, yk ] [es. t. sture ] : 1 - Tanrlar, kahramanlar, n
ceki alarn olaylar zerine anlatlanlar, masallar, ykler. 2- Bir top
lumda yk bii minde canl olarak yaayan eski gelenek ve grenekler
balam , insanln en eski yaant ve d ncelerinde d i le gel m i olan
ykler. 3- mgelem rn olarak estetik i n celemen i n kon usu olan
ykler. 4- Uluslarn en eski yaantlarnn simgesel olarak dile gelii
(Bachofen).
sylenceb i l i m [Alm. Mythologie ] [Fr. mythologie] [ ng. mythology ] [Yu n . myt
hologia ] [es. t. il m-i esatir ] : Sylenceler bili m i : 1 - Bir halkn sy!ence
lerini, tan rlar zerindeki ykleri n i btnl iinde toplama. 2- Sy
lenceler zerinde b i l i msel arat rma.
szleme [Alm. Vertrag ] [Fr. contrat ] [ ng. contract ] [es. t. mukavele ] :
ki ya d a daha ok kiinin bir eyi yapmak ya d a yapmamak zere aralarn
da anlamalar n d i le getiren balayc uzlama. Toplum Szlemesi (Cont
rat Social) : j.j. Rousseau' n u n temel kavram. nsanlarn bir toplum kur
mak, zgrl ve eitlii herkese salamak ii n , zgrl genel isten
ce aktarmak zere kend i istekleriyle uzlamalar.
Spinozac l k [Alm. Spinozismus ] [Fr. spinozisme ] [ ng. Spinozism ] : Spino
za'n n felsefe retisi ve d nce biimi : a. Btn bireyleri tek bi r tzn
grnleri (moduslar) olarak gren tek tz retisi. b. Btn olup
bitenlerin tek bir tzden tremesi zorun l u l uu zerine reti. c. Tan
r i le doay zdeletiren -+ tmtan rclk.
1 60
ey [Al m. Ding ] [Fr. chose ] [ n;. thing ] [Lat. res ; skolastikte : ens ] : (Gn l k
d ilde) Herhangi bir d nce kon usu n u gstermee yarayan belirsiz
terim. (Felsefede) 1- Dnen bilincin konusu olabilen, gerekte var ol
mayp da yalnzca d nlm olan her ey. Bu anlamda: dnce nes
nesi = ens rationis. 2- Kiiye kart olarak : Bilinten yoksun varlk.
3- Gerek olan , bilincin dnda, kendi bana var olan tek nesne (ens
reale). Byle bir var olan, tek nesne olarak n iteliklerin taycs tz
diye de anlalr. 4- Duyu larla kavranabilen cisi msel nesne.
161
T
tabu (Polinezya dilinden) : Dokunulmaz olan, kendi iinde bell i bir g (mana)
tayan ; her bakmdan dokunulmas yasaklan m olan. Tabu olarak gz
nnde tutulan nesne ya da kii ya bu gle dolu d u r, o zaman kutsal
d r ; ya da bu gcn boyunduruu altndadr, o zaman da temiz deildir
ve tehlikelidir.
tabula rasa [Lat. = Bo, izerine hi bir ey yazlmam kat ] : Deneyci ve
d uyumcu retilerin, her trl deneyden nce ruhun d ur u m u n u gster
mek iin kulland kavram / / Bu retiler, bilen znede doutan
kavramlar ve nsel bilgiler olmad n , her bilginin yalnzca d tan ge
len duyu izlenimlerinden olutuun u savunur.
takmerki [Alm. . Oligarchie ] [Fr. o/igarchie] [ ng. o/igorchy ] [Yun . oligarkhia
< o/igoi = birka kii, arkhein = egemen olma ] : Bir ka kiinin ege men
lii ; devlet gcn n az sayda kiilerin ya da ailelerin elinde bulund uu
devlet biimi.
tamalg [Alm., Apperception ] [Fr., ng. apperception] [Lat. percipere ] [es. t.
drak-i dakik ] : 1- Bir tasar m ya da alg ieriin i n bilinli olarak kavran
mas. Bilinli alg 2- ( Leibniz'de) Bilinsiz ve bilinalt tasarm olan yaln
algdan ayr olarak bir tasarmn. bilince karlmas. 3- (Kant'ta) z
bilin, ; kend i kend i n i n bilincine varma, i nsan n kendi znesinin bilincine
varmas.
tamevirme [Aln., lnversion ] [Fr., ng. inversion] : Mant kta : znenin eliik
kavrarnnm zne yaplmas yoluyla yaplan karm.
Her A B d i r
Kimi A olmayanlar B olmayandr.
"Btn insanlar lmldr", "kimi i nsan olmayanlar lml olmayan
lardr".
tanm [Aln., Definition ] [Fr. definition ] [ ng. definition] [Lat. definitio ]
[Yun. horos, horismos ] [es. t. tarif] : Bir kavramn ya da bir nesnenin
162
tantlama
163
Tanr
Tanr [Alm. Gott ] [Fr. Dieu ] [ ng. God ] [Lat. deus ] [Yun. theos ] [es. t. Allah ]
Dinsel i nanta: Dost ve olaanst n itelikleri, gleri olan yet
kin bir z olarak en yksek varlk. Tanr kon usunda temel anla
y vardr : 1- Tanrlar ya da tanrsal gler okluu kabul edilir: oktan
rc l k = politeizm. 2- Bir tek Tanrsal olan vard r, bu da evren ile ayn
eydi r : t mtanrclk = panteizm (her ey Tanr) ; Tanrsal olan evrenden
daha fazla bir eydir, evreni kuatr : Pananteizm = herey Tan rda.
3- Tektanrc:lk = Monoteizm. Yaratc Tan r. Evrenin nedeni, bala
tcs olarak Tanr. Tanr yalnzca evrenin nedeni, balatcs olarak anla
l p da, her zaman etkileyen bir Tanr sz kon usu deilse, buna yaratan
clk (deizm) denir. Btn bu anlaylarn kars nda: Tanrtanmazlk
= ateizm vard r. Felsefedeki ve Tanrbilimdeki Tanr anlaylar arasn
daki temel ayr l klar Tanrya giden yolu n nerede olduu ya d a nerede
aranmas gerektii sorusundan doar. (Her zaman kesin ayrlklar grl
meyebilir de.)
164
tarih
167
tasarm
ma. J / Bu anlay, idealist, ide' den kalkan tarih fizi ktesine kart olarak,
tarihsel toplu msal gelimeyi, bu gelimeni n temelindeki ekonomik s
relerden, insan varoluun u n zdeksel gerek koullarndan kalkarak
kavramay dener. Bu retiye gre : Btn tarihsel ve toplumsal olay
larn belirleyici nedeni ve temeli ekonomik olaylard r. bkz. eytiim, z
deki lik, eytiimsel zdekilik.
tasarm [Alm. Vorste//ung ] [Fr. representation ] [ ng. representation ] [Lat.
repraesentian ] [es. t. tasavvur ] : 1- (Geni anlamda) Bilin ierii, alg.
2- Daha nce alglanm olan bir nesne ya da bir olayn bilinte sonradan
ortaya kan kopyas (imgesi). 3- nceden grlenmi olana kart
olarak salt i mgelem yoluyle varl k kazanan ey.
tas m [Alm. Sy//ogismus ] [Fr. syllogisme ] [ ng. syllogism ] [Yu n. syllogismas ]
[es. t. kyas ] : ki ncll karm (dolayl kar m) : Ortak bir -->- orta
terimle birbirine balanabilen iki -->- nermeden (iki nermede ortak
bir terimin bulun mas i le) yaplan karm. Verilmi iki nermeden, bu
nermelerin ierdiini iinde bulundu ran bir nc nermeyi karma
ilemi. Kendilerinden kar m yaplan nermelere ncller (praemissa),
b unlardan karlan nermeye sonu (conclusio) denir. Tasmn emas
yled i r :
M - P (byk nerme)
ncller
S - M (k k nerme)
S - P sonu
Byk terim = P ile, kk terim = S yi balayan orta terim = M d ir.
Orta terimin ncllerde bulunduu yere gre deien drt tasm
ekli (figr), her bir eklin de kipleri (mod us) vard r (toplam olarak 1 9
kip). Her tasm belli bir kipe gre kurulm u tur ve tasmn kipi i l e ekli
arasnda bir ilgi vard r :
1 . ekil il. ekil i l i . ekil iV. eki l
M - P P - M M - P p - M
S - M S - M M - S M - S
s - p s - p s - p S - P
rne k :
Birinci eklin kipleri (ncllerin tmel ya da tikel, olumlu ya d a olumsuz
oluuna gre 4 kipe blnr) : B a r b a r a , c e 1 a r e n t, O a r i i,
Fe r i o .
tekerkl i k
tekil [Alm. Singu/ar ] [Fr. singulier ] [ ng. singular ] [Lat. singularis ] [es. t.
mfret ] : Tek olma d u ru m u gsteren (szc k , terim, nerme). Kart
bkz. oul . Tekil kavram : Tek nesneyi gsteren kavram ; tek bir birey
olabilir (Sokrates) ya da bir tr olabilir (koyun).
Te!<il nerme ya da yarg : znesi tek bir nesneyi gsteren nerme.
( r. "Sokrates bir filozoftur.")
tekn i k [Alm. Technik ] [Fr. technique ] [ ng. technics ] [Yun. tekhne = klgsal
yapabilme gc) ] : 1- nsann, doal g ve gereleri kendisi iin yararl
klma sanat. 2- Ku ramsal bilginin karsnda bilimin uygulamalar, bi
li msel bilgiye daya! uygulamalar. (Gnmzdeki anlam budur.) Bilimin
amacn n bilgi olmasna karlk, tekniin amac ortaya bir ey koymadr,
retimdir. 3- Bir yapt ortaya koyma, bir ii baarmada kullanlan yn
tem, yol ; yaratma biimi (dnme teknii. alma teknii vb.)
tektanrcl k [Alm. Monotheismus ] [Fr. monotheisme ] [ ng. monotheism ]
[Yun. monos = tek, theos = Tanr ] [es. t. vahdaniye ] : Tek bir Tan rnn
varln kabul eden d i n ve felsefe retisi.
teleoloji bkz. erekbi l i m .
temel [Alm . Grund, Grundlage, Fundament ] [Fr. (ondement ] [ ng. (oundation ]
[Lat. (undamentum ] [es. t. esas ] : 1 - (Genel anlamda) Bir eyin zerinde
temellendii, kuruld uu ey (bir evin temeli, bir kuru m u n temeli vb.).
2- Tinsel n iteli kte bir eyin varsayd ve kendisine dayand i l ke. Ma
tematiin temeli , hukukun temeli, eiti min temeli, ahlakn temeli vb.
Ahlakn temeli, bir ahlak retisi nde, ahlaksal dorularn kendisinden
karld i l ked i r ; (r. Epikuros'un ahlak felsefesi nde bu ilke haz'd r).
3- Btn bir bilgiler balamnn kendisinden karlabildii en genel
ve en yal n nerm e ; en genel nermelerden ve en genel dncelerden
kurulmu bir d izge. ( r. Tmevarmn temeli, kend isinden biimsel
olarak olaylardan yasalara geme hakk n n karlabi lecei bir ilkedir.)
temel bi l i m [Al m . Grundwissenscha(t ] [Fr. Science fondamenta/e ] [es. t.
esas ilim ] : 1- Btn br bili mler iin temel koyucu nitelikte olan
bilim. 2- Felsefe dallar arasnda temel olduu kabul edi len dal. 1 1 Bu
temel dal, yntemsel adan, -+ mant k ya d a -->- bilgi kuram. olgusal
adan ise >- varl kbilimd ir.
temel kavramlar [Alm . Grundbegriffe ] [Fr. concepts (ondamentaux ] [es. t.
esas mefhumlar ] : 1- Bir bilimin temel koyucu ilk kavramlar. 2- Dn
menin temel biimleri. Bunlar btn deyi biimlerinde ndayanak ola
rak konulan kavramlard r.
tin
7- Tin, zaman zaman usa (ratio'ya) i nd i rgenerek ruha kar olan, cansz,
"yaama d man" bir i l ke olarak grl r (ludwig Klages). 8- Bireyse!
ruh anlamna (zelli kle dinbili msel anlamda) "ti nler ya da us tayan
ruhlar" (Les esprits ou ames raisonnables) Tanrln i mgelerid i rler
(Leibniz). Ti ni (spiritus-pneuma) ru htan (ani ma-psykhe) ayrmak gere
k i r. Ruh, organ i k ve d uyusal yaam n ilkes i d i r (hayvanlarn da ruhundan
szed ilir), tin ise yalnz i nsana zg d nme yetisidir. Ancak Trke'de
ruh szc tin yeri ne de kullanlagelmitir, rnein Hrstiyanlktaki
"kutsal ruh" (le Saint Esprit).
n
totoloj i
175
t mdengel i m
tmevarm [Alm . lnduktion ] [Fr., ng. induction ] [Lat. inductio ] [Yun. epa
goge ] [es. t. istikra ] : Tekil olandan, zel olandan genel olana giden,
tek tek olgulardan genel nermelere varan yntem ; burada ve imdi gz
lenilmi olanlardan belli bir trn btn d u ru m lar iin geerli olan yasa
ya gider. Tam olan tmevarm (Lat. inductio comp/eto)'da olanakl olan
btn d u ru m lar aratrlmtr, bundan dolay mantka zorlayc bir
n itelii vard r ; tam olmayan, bundan byle olasl olan tmevarmdan
(Lat. inductio incompleta) tam olan ayrmak gerekir.
tr [Alm. Art ] [Fr. espece ] [ ng., Lat. species ] [Yun. eidos ] [es. t.
nevi ] : 1- Birbirinden reyen ve d irimbilimsel adan akraba olan canl
varlklar bei. ( r. Arslan ya d a insan). 2- Kendi iinde bir birim
olan ve zerinde cins kavramn n bulunduu mantksal kavram. / / Ama
bu cins kavram, kendi zerinde bir baka cins varsa, yeniden tr duru
muna gelir ve bu b yle srp gidebilir. Mantk d iliyle : Bir A snf,
bir baka snfn, B snfn n kapsam iindeki bir blm kurd uunda:
B cinstir, A d a tr. ( r. Hayvan canl varlk karsn d a trd r, arslar>
karsnda cinstir.}
177
trm
179
usavurma
ramlarn i l keler altnda birletirme yetisid ir, ksaca ilkeler yetisidir; usun
i l kelerine ya d a kavramlarna fiziktesi nesneler, yani deneyin tesinde
de bulunan nesneler karlktr. Usun bu kavramlarna da Kant "ideler"
ad n verir. Hegel'de : Kartlarn birlii ve btnl zerine eytiim
sel d nme yetisi.
181
uyum
uzay [Alm. Raum ] [Fr. espace ] [ ng. space ] [Lat. spatium ] [es. t. mekn ] :
inde bir cismin bulunabilecei yerlerin tmn gsteren kavram ;
btn var olanlar iinde bulunduran ey. / / Felsefenin temel bir kavram
olarak daha eski Yunan atomcularnda bile vard r. Bun unla birlikte
uzayn z ve gereklii bakmndan ne olduu, kendinde bir varl
olup olmad , yalnzca znel bir ey mi olduu, nesnelerden nce m i ,
yoksa onlarla birlikte mi bir gereklii olduu, sonl u mu, sonsuz m u
olduu gibi sorularla uzay, felsefenin en ok tartlan sorunlarndan
biridir. G n m zn felsefe, matematik -doabilimi ve ruhbilim tart
malarnda deiik uzay kavramlar ortaya kmtr : 1- Matematiksel
uzay : Alglanmaya gereksinme gstermez, yalnzca kavramlarla d n
lebilir, boyutlar ten ok olabilir. 2- Fiziksel uzay : Gerek nesnelerin
dzenlenme biimi. 3- Alg uzay : Algn n koulu. 4- Yaant uzay :
Somut ben'le ilgili ve kiisel deerlemelerle belirlenmi. 5- Fizi ktesi
uzay : Bilimlerden nce var olan ve uzay algmzn, uzay yaantmzn
ballak kavram.
uzlam [Alm . Konvention ] [Fr., ng. convention ] [Lat. conventio ] [es. t. iti
bar ] : Belli b i r evrece kabul edilmi olan kurallar, rnein toplumsal
uzlamlar; treler, gelenekler. Felsefe tarihinde ilkin sofistler, toplum-
uzlamsal
183
lk [Alm. deal ] [(Fr. ideal ] [ ng. ideal] [es. t. mefkure ] : 1- Ere k ; yarg
ls, klavuz i l ke ; rnek, i nsan d uyular d nyasnn stne ykselten
en yksek erek. 2- Yetkinliin tm ; en y ksek, en yetkin gereklik.
3- Soyut olarak d nlm ey.
l kclk bkz. idealizm 1.
lksel [Alm., ng. ideal ] [Fr. ideal ] [es. t. mefkurevi ]: 1- Bir lkye uygun
olan, rnek olarak geerli olan. 2- Yalnzca l k olarak var olan.
st-dil [Alm. Metasprache ], [Fr. metalangue ] [ ng. metalanguage ] : Modern
mantkta: Konu - dil iin geerli olacak kurallar koyan d i ld i r. / / st
d ilde konu-dil zerindeki btn ku ramsal sonular formle edilirler.
Genelli kle gnlk dil st-di l olarak kullanlr. Dilbilimde konu- ve st
d i ller ounlukla zde olmalarna karlk (rnein franszca d ilbilgisi
zerinde Fransz d ilinde bir aratrma ya d a i ngilizce deyi mlerin anlam
zerinde ngiliz dilinde bir inceleme yapldnda) mantkta bu ayrma
anlambilimsel elikilerin ortaya kmasn nlemek amacyla - kesin ola
rak yaplr.
:u.
v
1 Bl
varoluul u k
I H7
varolusal
de, yaln zca ilerideki evrensel varlkbilime olanak salayacak bir hazrlk
olmak zere bir "temel varlkbilim" (Fundamentalontologie) kurmak
ister. Varolu (Existenz) de Heidegger'e gre : nsan n varlk sorusu n u
sormakla dorudan doruya b i r balant k u rd uu kend i varld r. Bu
n a karlk Jaspers, her varl kbilimde, varolusal o!an n bir katlamas
ve yozlamas tehlikesini grr ; onun yntemi varoluu ama, ayd n l a
karma (--+ varolu ayd nlan mas) yntemi d i r ; ama, kendi felsefesinin
salt bir varolu felsefesi olduu n u ileri srmekle birlikte, kendisi de
bilinci n tesine geen (transsendens) bir fiziktesine yneliiyle varolu
felsefesinin d na kar.
varolusal [Alm. existenziell ] [Fr. existentiel ] [ ng. existential ] : Varolua ili
kin. Varolu felsefesi n i n kavram olarak ; yalnz var olmayla aa ka
rlan, yalnz var olmada kavranan ve yaan lan ; i nsan n kendi varoluunu
kavramasna ilikin (anlay).
varolusal zmleme [Alm. existenziale Analytik ] : nsan n , kendi varo
luun u k urmasna bakarak yorumlan mas. nsan varoluun u kavrama
i le ilgili zmleme.
varolusal dnme [Alm. existenzielles Denken ] : Dnen zneye ve o n u n
varoluuna kaytsz kalan h e r trl d n menin kart olarak, kendi
varoluuyle ilgi ii n de olan, ona iten bal olan d n me.
varolusall k [Alm. Existenzialitiit ] : Heidegger'i n kavram : Varoluun var
l (var olmas), insan varoluunu k u ran ve belirleyen temel yaplarn
balam.
varolusal yarg [Alm. Existenzialurteil ] : Bir eye yalnzca varolu ykleyen
yarg : "S var olutad r." (S ist existent). Yaln bir forml kullan ld nda:
"S vard r." (S ist), bu rada "dr" hem koatr, hem de varoluu ne
srer.
varsaym [Alm. Hypothese ] [Fr. hypothese ] [ ng. hypothesis ] [lat. Supposi
tio ile eanlaml ] [Yun. hypothesis= alta konan, temel, i l ke, ndayanak.
koul, varsay m < hypo = alt, altta; thesis = koy u m) ] [es. t. faraziye ] :
1 - (Matematikte v e mantksal karmlarda) Mantksal sonular kar
mak zere ndayanak olarak ne srlen nerme ya da nermeler bi r
lii. 2- (Deneysel bilimlerde) Belli bilgilere olanak salamak, balant
lar anlalr kl mak, olaylar aklamak zere geici olarak konmu
bilimsel neri ; olaylar geici bir aklama bii m i ; ama ancak deneyle
yntemli bir biimde denetlendikten sonra geerlilii kabul edilebilir.
Viyana evresi
yanlma [Aln. lrrtum ] [Fr. erreur ] [ ng., Lat. error ] [es. t. hata ] : Yanl
olan doru olarak kabul etme ya d a tersi.
yanlsama [Aln. 11/usion, Tauschung ] [Fr., ng. i//usion ] [Lat. illusio= yanlma
aldanma, kuruntu ] [es. t. vehim ] : 1 - Duyu yanlmas, yanl alglama.
(Sanr = ha!lucination'dan ayrl ; alglanan eyin gerekten var olma
sd r.) 2- Yan l tasar m ve u mut ; kuruntu. 3- Bize gerek d nyay bir
sre iin de olsa u nutturan, sanat yoluyla yaratlm grnt. (K.
Lange sanatn kkenini insan n yanlsamaya d uyduu gereksinme ile
aklamaya alr. "Das Wesen der Kunst", 1 91 1 .).
yanl [Alm. falsch ] [Fr. faux ] [ ng. wrong ] [Lat. fa/sus ] [es. t. hatal ] : 1-
Doru olmayan, biimsel d nme yasalarna uymayan. 2- Dnlen ey
le uyumayan. Kart bkz. doru 1 ,2.
yapnt [Alm. Fiktion ] [Fr., ng. fiction ] [Lat. ficitio ] [es. t. tasni ] : 1- (Genel
anlamda) Kuruntu ; uyd u ru k ; uydu rma. Gerekle elitiini, gerek
lie uymad n bile bile, tasarlanan ey. 2- (Bilgi kuramnda ve varlk
bilimde) Geree uymayan, ancak belirli bir kuramsal ya da klgl ama
iin kullanl mas sakncasz olan tasarm. // Dil bak mndan yapnt "san
ki" bii minde d ile gelir. Yapnty varsaymdan ayran, varsay m n doru
olma ya da doru olmama sorun u n u ak brakmasna karlk -varsaym
da her i kisi de olabilir- yapt n n doru olmamasnn bilerek kabul edil
mesidir. 3- Geree uymadn bile bile mantk ya d a sanat asndan
kurulan yap.
yapntc l k [Alm. Fiktionalismus ] : Duyumlar yoluyla gsterilmeyen ve gz
terilemeyen her eyin birer yapnt olduun u ; ancak bu yapntlarn,
gerek olmasalar d a d nme ve yaamada gerekli olduun u ne sren,
Vai hi nger'in gelitirdii felsefe gr.
yapsalclk [Alm. Struktura/ismus ] [Fr. structuralisme ] [ ng. structuralism ]
[Lat. structura = yap) ] : Son yllarda zelli kle Fransa' da gelien, temel
bir gerr,eklik olarak yapya dayanan, yap zerine kurulan bilim k u ram.
Yap, eleri birbirine ve kendisine bal olan , ama eleri n i n toplamn
dan daha fazla bir ey oluturan bir bt ndr. k noktasn d ilbi!im
den alan yapsalclk, bu etki i le, insan bilimlerinin yntemi olmutur ;
gerekliin yaps n kavramada di!i rnek alr, d i l rnei i nsan davran
lar n n tm alan na, zellikle de toplumsal olaylara, belli bir ynteme
uyularak, u ygulan r. Yapsalc yntem ele ald konuyu , btnletii
yap iine koyarak, sonra da daha geni kapsaml yaplar iine koyarak
ayd nlatmaya alr. Bugne dek bir yapsalc felsefe olmamtr, ama
yapsalcla ynel m i toplumbilim, ruhbi lim, i nsanbilim aratrmalar
vardr. Yapsalcln balca temsilcileri : Dilbilimde: Saussure, Jakobson ;
budun bilimde : Levi-Strauss ; ruhsal z mlemede : J. Lacon ; felsefede :
M. Foucault, ; Marks k u ramda: L. Althusser'dir.
Yapsalclk, yapya (btne) yneli olarak i l k i n 1 9. yzyln sonu ile
20. yzyl n balarnda Ehrenfels, Werthei mer, Khler ve Koffka'n n
gelitird i kleri biim-kuram (Gestalttheorie ) nda kendi n i gsterir. Bi
im (Gestalt) grde verilmi olan btn demektir ; rnein alg bir
bt n d r, bir btnselliktir ; elere ayrl m olan alg birlii elerin
yaradancl k
yaam [Alm. leben ] [Fr. vie ] [ ng. /ife ] [Yun. bios ] [Lat. vita ] [es. t. hayat ] :
Cansz zdekten de, tinsel varlktan d a ayr olarak canllarn (organiz
malarn) varlk biimi ve varlk alan ; canllarn temel zellii. Belir
tileri : kend i kendine devin i m , beslenme, oalma, reme, etki ve tepki
gsterme. Ancak, canl i le cansz arasndaki kesin snr gstermek iin
henz bilimsel aralar tam yeterli deil. rnein, virslerin en aa
basamaktaki canl varlklar m, yoksa kimyasal bir zdek mi olduu he
nz aratrma konusu ; gnmzde canl sorun u Aristoteles'in entelek
heia kavram ile ya da dirimsel etken (dirimselcilik) aracl ile zl
meye uralyor. 2- l m n kart : Varlklarn doularndan lm
lerine dek uzanan her trden (zellikle beslenme, oalma) olaylarn
btn. 3- (Fiziktesi bir ilke olarak:) a . Tini, d nceyi de iine alan
tmyle doal varlklar. b. Doa ve tin i l kesi olarak, her i kinisinin kk.
c. Doaya da egemen olan tinsel g ya da doay da yaratan Tanrsal
yaama atl m [Fr. elan vital ] [es. t. hayat hamlesi ] : (Bergson'da) Yaam
193
yaama felsefesi
194
yeni olguculuk
195
yeni Platonculuk
196
ynelmilik
197
yntem
edimi i_e bilin konusu arasndaki ilikidir. Fizik alanda bir ynelmilik
yokt u r ; bir kaya paras bir eyle balant k u rmadan kendi iinde var
ln srd r r.-+ ynelimsel yaantlar ise ruhsal olaylardr, bilin olay
lardr.
yntem [Alm. Methode ] [Fr. methode ] [ ng. method ] [Lat. methodus ] [Yu n .
methodos ] [es. t . usul ] : Bir eree erimek iin izlenen, tutulan yol.
Bilimlerde belli bir sonuca erimek zere bir plana gre gidile n yol. ( r.
tmdengelimli, tmevarml yntemler.)
yntembil i m [Alm. Methodologie, Methodenlehre ] [Fr. m ethodologie ] [ ng.
methodology ] [es. t. usu fiyat ] : zellikle felsefe ve bilim alannda yntem
aratrmak ve yen i yntemler yaratmak zere ilkeler gelitiren bilim. / /
Bilim olarak, ancak yeniada ortaya kmtr.
yce [Alm. erhaben ] [Fr., ng. sublime ] [Lat. sublimis ] [es. t. ulvi ] : Genel
likle insanca lleri aan,_ bundan dolay ok byk olan. Sanat, ahlak,
din, d nce alannda stn bulunan, kendisinde st n l k grlen ey.
1 1 Kant'n estetiinin iki ana kavramndan biri : Kant gzeli n yanna
yceyi d e temel bir estetik kavram olarak koyar. Ancak , ona gre her
trl ln n dna kan, ezici byklkte olan ey d u yular aar. Bu
d a yceyi d uyular ile kavranan d nyan n stne ykseltip onu ahlak
alanna kaydrr.
yklem [Alm. Priidikat ] [Fr. predicat ] [ ng. predicate ] [Lat. praedicatum ]
[Yu n . kategorema ] [es. t. mahmul ] : Bir nerme ya da yargda zne ze
rine sylenen, onu evetleyen ya da deilleyen ; zneye yklenen ey.
Mantkta forml P i le gsterilir.
z
zaman [Alm. Zeit ) [Fr. temps ] [ ng. time ] [Lat. tempus ] [Yun. khronos ] :
Felsefe kavram olara k : olu, gelip gei, deime ve sreklilik bii m i ;
dn olmayan b i r dorultuda birbiri ardndan gitme. / / Zaman, s
rp giden doru bir izgi olarak dnlebili r ; geriye doru sonsuza
dein uzan r (gemi), ayn zamanda ileriye doru (gelecee) akp gider.
Nesnel (objektif) zaman : llebilen zaman, ama kendi iinde deil, ci
simlerin devinimiyle llebilir. Uzaydaki devinimlerin sralanmas, za
mann da zaman kesimlerine bln mesini salar. Modern fizik nesnel
zaman n olmad n ileri srer. bkz. greli k kuram . znel zaman :
Zaman bilincine d ayanr, yaantlara baldr ; nesnel olarak llemez ;
d u r u ma gre, yaanlan zaman ksa ya da uzun grnebilir.
zeka bkz. anlak.
zi ncirleme tas m [Alm. Kettenschluss ] [Fr. sorite J [ ng., Yun. sorites )
[es. t. kyas- mselsel ) : Her biri n i n sonucu sonraki n i n ncl olan
tas mlar zinciri. Birinci nermenin yklemi sonra gelenin znesi
olan ve bylece, biri ncinin znesi i le son u n u ncun u n ykleminin birletii
sonuca dein srp giden karmlar (tasmlar) zinci ri . r. "Her A, B
d i r ; Her B, C d i r ; Her C, D d i r ; Her D, E dir. yleyse Her A, E d i r."
zorunlu (nerme) [Alm. apodiktisch ] [Fr. apodictique ] [ ng. apodictic ] [Yu n .
apodeiktikos ] [es. t . zaruriye-i m utlaka ] : Zorunluluu d i le getiren (ner
me) -+ Yal n ve -+ belkili nermelerin karsnda yer alr. r. " gen
zorun l u olarak kelidi r." Form l : "S zorunlu olarak P d i r." / /
Bu terim Kant'n, yargnn modalitelerini e bl mesiyle yaygnlk ka
zanmtr.
zorunlu koul [Lat. conditio sine qua non onsuz olunamayan koul ] :
=
199
sal-matematiksel zoru n l ul u k : Kavramlarn ve nermelerin mantksal
balantsnda ve karmlarnda bulunur; d nce bakmndan zorunlu
dorular -+ elimezlik i l kesine dayanan dorulard r ; eliii d nle
meyen dorulard r ; bu anlamda zorunlu, elimeye d meden baka
trl d nlemez olan ey. 2- Fizikse i zorunluluk: Neden-etki balan
tsndaki zoru n l u l u k (doa yasalar). 3- Ahlaksal zoru n l u l u k
= Bir
toplumda yrrlkte olan ahlak yasalarna uyma zorunluluu. Burada
doal bir zorun l u l u k deil, gereklilik sz konusu olduundan ahlaksal
zorun l u l u k ykmllk biiminde kendini gsterir.
200
KAYNAKA
ASTER, ERNST VON : Bilgi Teorisi ve Mantk (ev. M. Gkberk), 2. bask, lst.
1 972, Ed. F. Y.
BATUHAN-GR N BERG : Modern Mantk, 2. bask, st 1 971 , M.E.B.
201
BR H ER, M L E : Histoire de la Philosophie 1-1 1 , Paris 1 950-57, Presses U n iver
sitaires de France.
EUCKEN, R U DOL F : Geschichte der philosophischen Terminologie, Hildesheim
1 964, Olms.
G KBERK, MAC T : Felsefe Tarihi, Geniletilmi 2. basm, Ankara 1 967, Bilgi
Yay.
R E CHENBACH, HANS : Lojistik (ev. H. Vehbi Eralp), st. 1 939, Ed, F. Yay.
U E B E RWEG - H E N Z E : Grundriss der Geschichte der Philosophie B de.
1-V, 1 4. Aufl., Basel-Stuttgart 1 958.
UYG U R, N E!lM : Edmund Husserl'de Bakasnn Ben'i Problemi, 2. bask, st.
1 972, Ed. F. Yay.
ALM A N CA DZ N
A analog benzeen
Abhangigkeit bam l l k Analogie benzeim
absolut saltk Analyse zmleme
Absolutismus saltklk Analytik analitik
abstrakt soyut analytische Methode zmsel yn
Abstraktion soyutlama tem
absurd sama analytische Phi losophie zmle-
Achtung sayg yici felsefe.
adaquat u puygun analytisches U rteil zmsel yarg
Affekt d uygulan m Anamnese an msama
Affektion d uygulan m angeboren doutan
affirmativ evetleyici angeborene ldeen doutan fikirler
Agens etmen Angst idaralmas
Agnosie bilisizli k Animismus canlclk
Agnostizismus bilinemezcilik Anschauung gr, sezgi
Ahnlich keit benzerlik an sich kendinde
Ahnung sezgi Antecedent ncel
Akademie akademi Anthropologie insan bilim
Akt edim
Anthropomorphismus i nsanbiim-
Aktion eylem
cilik
aktiv etkin
Anthropozentrismus insaniincilik
Aktivismus eylemcilik
Antinomie atk
Aktivitat etkinl i k
Aktualisierung edi mselletirme Apathie d uyumsamazl k
Aktualismus etkincilik apodi ktisch zorunlu (nerme)
aktuell edimsel, gncel Aporie kmaz
akzidentell ilineksel
aposteriori sonsal
Akzidenz i li ne k
Apperception tamalg
allgemein genel
Alternative seenek Apprehension kavray
Altruismus zgecilik a priori nsel
aquipollent egeerli Besondere zel
aquivalent edeer Besti mmung belirlenim
aquivalenz edeerlilik Bewegung devinim
aquivok esesli Beweis tant
Archetyp ilkrnek Bewusstsein bilin
Argument kant Beziehung ba nt
argumentation kantlama Bild imge
Aristotelismus Aristotelesi 1 i k Bildung oluum
Art tr Biologismus dirimbilimcilik
Askese ilecilik Bse kt
Asketik ilecilik Buridans Esel Buridan'n eei
assertorisch yaln (nerme)
c
Assoziation arm
Astheti k estetik Cartesianismus Dekartlk
Ataraxie sarslmazlk Chaos kaos
Atheismus Tanrtanmazl k Charakter karakter
Atom atom D
Atomismus atomcul u k
Attribut znitelik Darwinismus Darvincilik
Aufklarung ayd n lanma Dasein varolu
Augustinismus Augustinusul u k Dauer sre
Ausdehnung uzam Deduktion tmdengelim
Ausdruck d avurum, anlatm deduktiv tmdengelimli
Aussenwelt d dnya Defi n ition tan m
Autonomie zerkli k Degeneration soysuzlama
Axiologie deer retisi Deismus Yaradanc l k
Axiom belit Demokratie halkerki
Axiomatik belitsel dizge Demonstration tantlama
Denken d nme
B
Denkform d nme biimi
Bedeutung anlam Denkfreiheit d nme zgrl
Bedingung ko u l Denkgesetze d nme yasalar
Begriff kavram Deontologie deontoloji
begrnden temellendirm mek Deszendenztheorie dnmclk
Begrndung temellendirim Determinismus belirlenimci i i k
Behauptung i leri s rme Dialektik eytiim
bejahend evetleyici Dialektischer Materialismus ey-
Bejahung evetleme tiimsel zdekil i k
Beobachtung gzlem Didaktik retim bilgisi
Beschaffenheit nitelik Differenz ayrm
Beschreibung betimleme Dilemma i kilem
Ding ey Emotion heyecan
Ding an sich kendinde ey E motionales Denken d uygusal d-
Disjunktion ayrklk nme
disjunktiver Schluss ayrk kar m empfindlich d uyusal
d isjunktives U rtei l ayrk yarg Empfindlichkeit d uygululuk
diskontinuierlich kesikli empfindsam duygusal
diskursiv gidimli Empfindsamkeit d uygusallk
Dogma dogma Empfindung d uyum
Dogmatik dogmatik E mpi rismus deneycilik
dogmatisch dogmatik Endursache ereksel neden
Dogmat.ismus dogmaclk Endzweck son erek
D>xographen reti d zenleyicileri Energie erke
Dualismus i kici l i k Energiesatz erkenin korunmas ya-
sas
dynamisch devimsel
Enneaden dokuzluklar
Dynamismus devimselcilik
Entartung soysuzlama
E Entelechie entelekheia
Enthusiasmus oku
Effekt etki
Enthymem rtk tasm
Egoismus bencillik
Entscheidung karar
Egozentrismus ben iincilik
E ntwicklung evrim
Eidetik zbilim, ze yneli k
Enzyklopadie ansiklopedi
Eigenschaft zglk. Epikureismus Epi kurosul u k
Einbildung dlem, d lemgc, ku- Epistemologle epistemoloji
runtu. Epoche yargszlk
E inbildungskraft i mgelem equ i rok esesli
eindeutig tekan lam l Erfahrung deney
E indeutigkeit tekanlamllk Erfah rungssatze deney nermeleri
Eindruck izlenim. E rfahrungsurtei le deney yarglar
Einfhlung zdeleyim E rfahrngswissenschaften deney
Einfhlungstheorie zdeleyim ku- bilimleri
ram. Erfolgsethi k baar ahlak
Einheit birlik Erhaben yce
Einschliessung iinde bulunma E ri nnerung an
Einteilung blme Eristik d idiim
Eklektizismus semecil i k Erkenntnis bilgi
Ekstase esrime Erkenntnisgrund bilgi nedeni
Eleaten Eleallar Erkenntnislehre bilgi retisi.
Eleatismus Eleaclk Erkenntnisproblem bi lgi sorunu
Element e E rkenntnispsychologie bilgi ruh-
Emanation trm bilimi
205
Erkenntnissoziologie bilgi toplum- Extention kapsam
bilimi Evidenz apaklk
Erkenntnistheorie bilgi k u ram Evolution evrim
E rklarung aklama Evolutionismus evrimcili k
E rlebnis yaant Ewigkeit ncesizli k-sonraszlk
Erscheinung grng
F
Erziehung eitim
Erziehungswissenschaft eitimbi Faktor etken
lim Faktum olgu
Eschatologie b r d nya bilgisi falsch yanl
Esoteriker irekiler Fangschluss yanltmaca
esoterisch irek Fatalismus yazgclk
Essentia z fehlschluss yanlmal tasm
Etatismus devletilik fetischismus tapncaklk
Ethik ethi k Fiktion yapnt
Eudaimonismus m utulk Fiktionalismus yapntclk
Euhermerismus Euhemerosul u k Finalismus erekilik
exakt san. Finalitat ereklilik
exakte Wissenschaften san bilim fixe ldee saplant
ler. folgerung varg.
Existenz varolu Form biim
Existenzerhellung varolu aydn forma! bii msel
lanmas Formalismus bii mcilik
existenzial varolua formell biimsel
existenziale Analytik varolusal fortschritt ilerleme
zmleme frele Wille zgr isten
Existenzialien varolu bii mleri Freiheit zgrl k
Existenzialismus varoluu l u k fundament temel
Existenzialitat varolusallk Funktion grev
Existenzialurteil varolusal yarg
existenziell varolusal G
existenziel les Denken varolusal Gattung cins
d nme Gebrauchsdefinition balamsal ta-
Existenzphilosophie varoluuluk nm
exklusivesurteil tekelci (nerme) Gedanke d nce
exoterisch d rak Gedachtnis bellek
Exoteriker draklar Gefhl d u yg u
Experiment deney, deneyim Gefhlsmoral d uygu ahlak
Explikation aklama Gegensatz karo l u m
explizit belirtik Gegenstand nesne
Expressionismus davu rumculuk Gehei mnis gizem
Geist tin G renzbegriff snr -kavram
Geisteswissenschaften tinsel bi G renze snr
l imler Grenzsituation snr - durum
Geltung geerlilik G rund neden, sebep, temel
Gemeinschaft ortaklaalk, topluluk Grundbegriffe temel kavramlar
Gemeinsinn ortakduyu Grundlage temel
Gemt gnl G rundwissenschaft temel bilim
Generalisation genelletirme G ruppe bek
Generation kuak Gut iyi
Genesis olu Gut (das) deerli nesne
genetisch treyimsel Gterlehre deerli nesneler retisi
Genialitit kelik
Genie ke H
Gerechtigkeit adalet, doruluk
Handeln eylemek
Geschichte tarih
Handlung eylem
Geschichtlichkeit tarihsellik
Harmonie uyum
Geschichtsphi l osophie tarih felse-
Hass nefret
fesi
hlisslich irkin
geschichtliches Bewus.tsei n tarih
Hedonismus hazclk
sel bilin
Hegelianismus Hegelcilik
Geschmack beeni
heilig kutsal
Gesellschaft toplu m
Heraklitismus Herakleitosuluk
G esetz yasa
Hermeneutik yorumsama
Gesinnung dn
Herrenmoral efendi ahlak
Gesinnungsethik d n ahlak
h eterogen ayrk
gesunder Verstand sad uyu
Heteronomie yaderklik
Gewissen trel bilin
Heuristik bulgulama
Gewissensfreiheit _trel bilin z
heuristisch bulgusal
grl
H ierarchie aama d zen i
Gewissheit kesinlik
H istorische Schule tarihsel okul
Gewohnheit alkanlk
Glaube inan, i nan h i storlsches Bewusstsein tarih bi
G leichheit eitlik l i nci
Gl ck mutluluk h i storischer Materialismus tarih
G nade kayra sel zdekilik
H i storismus tarihselcil i k
Gnoseologie gnoseoloji
homogen bada k
Gnostikler gnostikler (bilinirci ler)
homonym ead l
Gnostizismus gnostisizm (bilinirci
l i k) hchste G ut (das) en yksek iyi
Gott Tan r H umanlsmus i nsanclk
207
t-J umanitat i nsanlk l ndividualisierung bireysel letirme
Hylemorphlsmus zdekbiimcilik lndividuallsmus bireycilik
Hylozoismus can l zdekilik l ndividualist bireyci
Hypnose uyutum lndividualitiit bireysellik
Hypostase dayant l ndivlduation bireyleme
Hypothese varsaym i ndividuell bireysel
hypothetischer l m perativ koullu lndividuum birey
buyruk l nduktlon tmevar m
hypothetisches U rteil koullu yarg lnformation bili i
lnhalt ilem
l nhiirenz ayrlmazlk
leh ben
lnklusion iinde bulunma
idea idea
i n konsequent tutarsz
ideal d ncel, lk, lksel
l nnenwelt idnya
ldealismus idealism
i nnerer Sinn iduyu
ldealitiit d ncellik
l nstinkt igd
ldeation ideletirme
lnstrumentalismus aralk
ldeeierung ideletirme
lntellekt anlk
ldeell d ncel
lntellektualismus anlklk
dentisch zde
lntelligenz i ntelligentia
ldentitiit zdeli k
l ntelligible Welt d nlr d nya
ldentitiit sphllosophie zdelik fel-
lntentlon ynelim
sefesi
intentional yneli msel
ldentitiitsprinzip zdelik ilkesi
l ntentlonalitiit ynel milik
ldeologe ideologlar
l nterpretation yorum
ldeologie ideoloji
l ntuitionismus sezgicilik
ldol idola
intuitiv sezgisel
l llusion yanlsama
l nversion tamevirme
i m manent ikin
l ronie abyslama
l mmaterialismus zdeksizcilik
i r rational usd
i mmoral tretanmaz
l rratlonalismus usdcl k
l mmoralismus tretan mazlk
l rrtum yan l ma
l mperativ buyruk
l mplikation ierme K
l m plizite rtk Kabbala kabala
l mpressionismus zleni mcilik Kanon kanon
l mpuls itki Kantianismus Kantl k
indefinlt belirsiz Kategorie kategori
l ndeterminlsmus belirlen mezcilik kategorisch koulsuz
l ndifferenz aldrmazlk Kategorischer l m perativ koulsuz
l ndividualisieren bireyselletirmek buyruk
kategorisches U rtei l koulsuz yar- Kulturanthropologie kltr i nsan
g bilimi
Katharsis arnma Kulturkreis kltr evresi
Kausalitat nedensellik Kulturphilosophie kltr felsefesi
Kettenschluss zincirleme karm Kunst sanat
klar und deutlich ak ve seik Kunstphilosophie sanat felsefei
Klasse snf Kybernetik gdmbilim
Klassifikation snflandrma Kynismus Kyni kler Okulu
Koharenz balam Kyrenaiker Kyrene Okulu
Kom m unismus kom n izm
Komprehension anlay L
Konfuzianismus Konfyslk Lamarckismus Lamarklk
konjunktiv bititirici (yarg) Leben yaam
konkret somut Lebenskraft yaama gc
Konsequent tutarl, ard l Lebensphllosophie yaam felsefesi
Konsequenz varg Lehre reti
Kontingent olu msal Lei b beden
Kontingenz olu msallk Leidenschaft tutku
kontinuierlich sre kli Liberal ismus erkincilik
Kontlnuitat sreklilik Liebe sevgi
kontradi ktorisch eliik Logik mantk
Kontrapositlon tersevirme logischer Empirismus mantksal
kontrar kart deneycil i k
Konvention uzlam logischer Positivismus mantksal
Konventionalismus uzlamclk olguculuk
konventionell uzlamsal Logismus mantklk
Konversion evirme Logistik lojistik
Konzeptualismus kavramclk Logizismus mantklatrcl k
Koordinaten d zenleik Lust haz
Koordination d zenleim
M
Korrelation ballam
korrelativ ballak Machiavellismus Makyavelizm
Kosmogonie evrendoum Macht erk
Kosmologie evrenbilim Maieutik dourtma
Kosmos evren Maior byk nerme
Krper cisim Manichaismus Maniheizm
Kraft g Marburger Schule Marburg Okulu
Kriteriu m lt Marxismus Markslk
Kritik eletiri Masse yn
Krltizismus eletiricilik materiale Wertethi k ieriksel de
kultur kltr erler ahlak
209
Materialismus zdekilik Mythologie sylencebilim
Materie zdek Mythos sylence
Materiell zdeksel
N
Maxime maksim
Mechanismus mekani kilik N achahmung yknme
Mensch insan Nachahmungstheorie yknme
Menschheit i nsanlk k u ram
M enschenwrde onu r Natur doa
Metaphysik fiziktesi Naturalismus doalclk
Metasprache st-di l N aturphi l osophie doa felsefesi
Methexis methexis (payalma) Naturwissenschaften doa bilimleri
Methode yntem N aturzustand doal d u r u m
N egation deilleme, yadsma
Methodenlehre yntembilim
negativ deilleyici, olu msuz
Methodologie ynte m bilim
N eigung eil i m
M i l ieu evre
N euhegelianismus yeni Hegelci l i k
M i lieutheorie evre retisi
N euidealismus y e n i idealizm
M inor kk nerme
N eukantianismus yeni Kantl k
Mittel evre
N euplatonismus yeni Platonculuk
M ittelbegriff orta terim
N eupositivismus yeni olguculu k
Modalitat kiplik
N eurealismus yeni gerekilik
Modus kip
N euvital ismus yeni d i ri mselcilik
Monade monad
N ichts hilik
Monarchie tekerklik
N ihi lismus hiilik
Monismus tekilik
Nominalismus adl k
Monotheismus tektanrcl k N orm d zg
Moral ahlak Notwendigkeit zorun l u l u k
moralisch ahlakl, ahlaksal
moralische Gefhle ahlak d uygusu o
moralischer Sinn ahlak d uygusu Oberbegriff byk terim
Moralismus ahlaklk Obersatz byk nerme
Moralist ahlak Objekt nesne
Moralitat ahlakl l k objektiv nesnel
Moralprinzip ahlak ilkesi Objektivation nesnelleme
Morphologie bii m bi l i m Objektivierung nesnelletirme
Motiv gd Objektivitat nesnellik
Motivation gdlen im Objektsprache konu dil-
211
Schlusssatz sonu Subjektivismus znelcilik
Scholastik skolastik (felsefe) subkontriir altkart
Schottische Schule skoya Okulu Subordination altasralama
Sclentismus bili mcilik subsistenz kalclk
schn gzel Substantialismus tzclk
Seele ruh Substanz tz
Sein varlk Substrat dayanak
Semantik anlambilim subsumption altakoyma
Semiotik gstergebilim Syllogismus tasm
sensibel duyulur Symbol si mge
Sensibilitiit d uyarl k Symbolik simgebil i m
sensitiv duyusal symbolisch simgesel
Sensualismus d uyumcu l u k symbolische Logik si mgesel mantk
sentlmental d uygusal Symbolismus simgecil i k
Sentimentalitiit d uygusallk Sympathie d u ygudal k
Singular tekil synthese bireim
Sinn anlam, d uyu Synthesis bireim
Sinnlichkeit d uyarlk synthetische Methode bireimsel
Sitte tre yntem
Sittengesetz ahlak yasas synthetisches U rteil bireimsel yar
Sittenlehre ahlak retisi g
Sittlich ahlakl, ahlaksal System dizge
Sittlichkeit ahlakllk
T
Situation d u ru m
Skeptizismus kukucu l u k Tiiuschung yanlsama
Sklavenmoral kle ahlak Tautologie esz
Solipsismus tekbencilik Technik teknik
Sophlsten sofistler Teleologie erekbilim
Sozialismus toplumculu k Theismus Tanrclk
Sozialphilosophie toplum felsefesi Theologie Tan rbilim
Soziologie toplu mbilim Theorie k u ram
Spinozismus S pi nozaclk theoretisch k uramsal
Splritualismus tinselcilik These sav
Spontaneitiit kend iliindenlik Thesis sav
Sprachphl losophie dil felsefesi Thomismus Tomas l k
Stoizismus stoaclk Toleranz hogr
Strukturalismus yapsalc l k Totemismus totemci l i k
subaltern altk Traditionalismus gelenekilik
Subalternation altklk Transformationstheorie dn m-
Subjekt zne clk
subjektiv znel transzendent akn
212
transzendental transsendental . Vorstellung i mge, tasarm
Trieb itki Vorurteil nyarg
Trugschluss yanltmaca
Tugend erdem w
u Wahr doru
Wahrhaftigkeit dorucu l u k
U mfang kapsam
Wahrheit doruluk
U mwalzung devri m
Wahrnehmung alg
unbestimmt belirsiz
Wahrscheinlichkeit olaslk
unendlich sonsuz
Wechselseitigkeit karlkl olu
u niversal t mel
Weisheit bi lgelik
unsittlich ahlaksz, tretanmaz
Welt d nya
U nterbegriff kk terim
Weltanschauung d nya gr
U nterordnung altasralama
Werden olu
U ntersatz kk nerme
Wert deer
U rsache neden
Wertethik deer ahlak
U rtei l yarg
Wertgefh l deer d uygusu
Utilitarismus yararcl k
Wertobjektivismus deer nesnel-
cilii
Wertph ilosophie deer felsefesi
bel kt
Wertpsychologie deer ruhbilimi
berindividuell bireyst
Wertrelativismus deer grecilii
bernatrlich doast
Werturteil deer yargs
bersinnlich duyust
Wesen z
Widersprechend eliik
v
Widerspruch elime
Velleitat gelge istek Wille isten, i rade
Verantwortung sorum l u l u k Willensfreiheit zgr isten
Verbalismus boszc l k Wille zur Macht erk istenci
Verhalten davran wirklich gerek
Verifikation dorulama Wirklich keit gereklik
verifizieren dorulamak Wirkung etki
Vermgen yeti Wissen bilme
Vernunft us Wissenschaft bilim
Vernunftschluss usavurma Wrde onur
Verstand anlk
z
Verstehen anlama
Vertrag szleme Zahl say
Vitalismus d i ri mselci lik Zeichen gsterge
Voluntarismus isteni lik Zeit zaman
213
Zirkelbeweis ksr dng Zurechnungsfaehigkeit ahlaksal so
Zivilisation uygarlk rumlu!uk
Zusammenhang balam
Zufall rastlant
Zweck erek
FRA NSIZCA DZ N
A analogue benzeen
absolu saltk analyse zmleme
absolutisme saltl k analytique analitik
abstraction soyutlama angoisse idaralmas
abstrait soyut animisme canlclk
absurde sama antecedent ncel
academie akademi anthropocentrisme i nsaniincilik
accident i li nek anthropologie insanbilim
accidentel i l i neksel anthropomorphisme insanbiimci
acte edi m lik
actif etkin antinomie atk
action eylem apathie d uyumsamazl k
activisme eylemci lik apodictique zorunlu (nerme)
ativite etkinlik aporie kmaz
actualisation edi mselletirme a posteriori sonsal
actualisme etkincil i k a priori nsel
actuel edimsel, gncel apperception tanmalg
adequat u p uygun apprehension kavray
affection d u ygulan m archetype i l krnek
affirmatif evetleyici argument kant
affirmation evetleme argumentation kantlama
agent etmen aristotelisme Aristotelesilik
agi r eylemek art sanat
agnosie bilisizli k ascetisme ilecil i k
agnosticisme bilinemezci lik assertorique yaln nerme
aire de civilisation kltr evresi assertion ileri srme
alternative seenek association arm
altruisme zgecilik ataraxie sarslmazlk
lime ruh atheisme Tanrtanmazlk
amour sevgi atome atom
analogie benzeim atomisme atomculuk
215
attribut znitelik concept kavram
augustinisme Augusti n usulu k concepts fondamentaux temel
autonomie zerklik kavramlar
axiologie deer retisi conceptualisme kavramc l k
axiomatique belitsel dizge condusion sonu
axiome belit concret somut
condition koul
8
condradiction elime
beau gzel confucianisme Konfyslk
bien iyi conjunctif bititirici (yarg)
biologisme d irimbilimcilik connaissance bilgi
bonheur mutl u l u k conscience bilin
b o n sens sad uyu conscience historique tarih bilinci
conscience morale trel bilin
c
consequence varg
cabale kabala
consequent ard l, tutarl
canon kanon
contingence olumsallk
caractere karakter
contingent olumsal
cartesianisme Dekartlk
continu srekli
categorie kategori
continuite sreklilik
categorique koulsuz
contradiction elime
catharsis arn ma
contradlctoire eliik
causalite nedensellik
contraire kart
cause neden
contraposition tersevirme
cause finale ereksel neden
contrariete kartl k
cerde vicieux ksr dng
contrat szleme
certitude kesin l i k
contrat social toplu m szlemesi
chaos kaos
convention uzla m
chose ey
conventionnalisme uzlamclk
chose en soi kendind e ey
conventionnel uzlamsal
civilisation uygarlk
conversion evirme
dair et distinsct ak ve seik
coordination d zenleim
dasse snf
coordonne d zenleik
dassiflcation snflan d rma
corps beden, cisim
coherence balam
correlatif ballak
coincidence rtme
correlation ballam
communaute ortaklaalk, toplu l u k
cosmogonie evrendoum
communisme komnizm
cosmologie evrenbilim
comportement davran
comprehension anlay, ilem cosmos evren
comprendre anlama critere lt
216
criterium l,.t dogmatisme dogmaclk
critique eletiri dogme dogma
criticisme eletiricil i k dualisme i kicilik
croyance inan duree sre
culture kltr dynamisme dinamizm
cybernetique gdmbilim E
cynique Kynikler Okulu
cynisme Kynikler Okulu eclectisme semecil i k
cyrenaisme Kyrene Okulu ecole de Marbourg Marburg Okulu
ecole ecossaise i s koya Okulu
D
ecole historique tarihsel okul
darwinisme Darvincilik education eitim
decision karar effet etki
deductif tmdengelimli egalite eitl i k
deduction tmdengelim egocentrisme beniincilik
definition tan m egoisme bencillik
definition contextuelle balamsal eidetique ze ynelik
tan m elan vital yaama atl m
degenerescence soysuzlama eleatisme Eleaclk
deisme Yaradanclk element e
democratie halkerki emanation trm
demonstration tantlama emotion h eyecan
deontologie deontoloji empirisme deneycilik
dependence amllk encyclopedi e ansiklopedi
description betimleme energie erke
determinatlon belirleni m en sol kendinde
determinisme belirlenimci l i k entelechie entelekheia
devenir olu entendement anlk
devoir dev enthousiasme oku
dialectique eytiim enthym eme rtk tasm
didactique retim bilgisi epicurisme Epiku rosuluk
Dieu Tanr epistemologie epistemoloji
difference ayrm equipollent egeerli
dignite onur equ i roque esesli
dilemme i kilem equivalence edeerlilik
discontinu kesikli equivalent edeer
discursif gidimli (dnme) eristique didiim
disjonction ayrl k erreur yanlma
d ivision blme eschatologie br d nya bilgisi
doctrine reti esoterique irek
dogmatique dogmatik esoteriques irekiler
217
espace uzay fatalisme yazgclk
espece tr faux yanl
esprit tin fetichisme tapncaklk
essence z fiction yap nt
esthetique estetik fln erek
etat de nature doal d u r u m finalisme erekilik
etatisme devleti lik finalite ereklilik
etendue uzam fin derniere sonerek
eternite ncesizli k-sonraszl k fin ultime sonerek
ef-hique ethilc: foi inan
etre varl k fonction grev
eudemonisme mutul u k fondement temel, temellendirii
euhemerisme E uhemerosul u k fonder temellendirmek
evidence apaklk fonder en raison temellend irmek
evolution evrim force g
evolutionisme evri mcilik force vitale yaama gc
exact san formation oluum
exclusive proposition tekelci ner- forme biim
me formel biimsel
existence varolu formalisme biimcilik
existential varolua fondement temel
existentialisme varoluuluk
G
existentiel varolusal
exoterique drak ge neral genel
exoteriques d raklar generalisation genelletirme
experience deney generation kuak
experience vecue yaant genialite keli k
experimentation deneyim genie ke
explication aklama genre cins
explicite belirtik gnoseologie gnoseoloji
expression anlatm, d avurum gnosticisme gnostisizm (bilinircilik)
expressionisme d avurumculuk gnostiques gnostikler (bilinircifer)
extase esrime goilt beeni
extention kapsam, uzam grace kayra
extent uzam groupe bek
F H
21 8
hedonisme hazclk i mmaterialisme zdeksizci lik
hegelianisme Hegelcilik i mmoral ahlaksz, tretan maz
hermeneutique yorumsama i mmoralisme tretan mazlk
heterogene ayr k imperatif buyruk
heteronomie yaderklik imperatif categorique koulsuz buy
heuristique bulgulama ruk
heuristique bulgusal
imperatif hypothetique koullu
hierarchie aama d zen i
buyruk
h istoire tarih
i mplication ierme
historicite tarihsellik
i mplicite rtk
historisme tarihselcilik
impression izlenim
homme insan
i mpressionisme izle n i mcili k
homogene badak
i m pulsion itki
homonyme eadl
i nclination eilim
h u manisme insanclk
i nclusion iinde bulunma
humanite insan l k
inconsequent tutarsz
hylemorphisme zdekbiimcilik
i ndefini belirsiz
hylozoisme zdekilik
i ndeterminisme belirlenmezcilik
hypnose uyutum
indifference ald rmazlk
hypostase dayant
i nd ividu birey
hypothese varsaym
i ndividualisation bireyselletirme
individualiser bireyselletirmek
i ndividual isme bireycilik
ideal d ncel, lk, lksel individualiste bireyci
idealisme idealizm i ndividualite bireysellik
idealite d ncellik i ndividuation bireyleme
ideation ideletirme i ndividuel bireysel
ldee idea i nduction tmevarm
idee fixe saplant i nference kar m
ldees i nnees doutan ideler i nfini sonsuz
dentique zde information bilii
identite zdelik i nherence ayrlmazl k
ideo!ogie ideoloji i nne doutan
ideologues ideologlar instinct igd
idole idola instrumentalisme aralk
i l l usion yanlsama i ntellect anlk
i mage i m ge intellectualisme anlklk
imagi nation imgelem i ntelligence anlak, i ntelligentia
i mitation yk n me i ntention ynelim
i mmanent ikin i ntentionnalite ynelmilik
:: 1 1)
i ntentionnel ynelirnsel logistique lojistik
i nterpretation yoru m loi yasa
intuitif sezgisel loi morale ahlak yasas
i ntuition gr, sezgi lois de l 'esprit d nme yasalar
i ntuition pure salt gr l u mi ere naturel le doal k
i ntuitionisme sezgicilik
M
i nversion tarnevirme
i ronie alayslama machiavelisme Makyavelizm
i rrationallsme usdclk majeur byk terim
i rrationnel usd majeure byk nerme
mal kt
manicheisme Maniheizm
jugement yarg marxisme Marksl k
j ugement analytique zmsel yar masse yn
g materialisme zdekilik
jugement categorique ko ulsuz yar materialisme dialectique eytiim-
g sel zdekilik
jugement hypothetique koullu materialisme h istorique tarihsel
yarg zdeki l i k
jugement de valeur deer yargs materiel zdeksel
jugement (proposition) syntheti matiere zdek
que b i reimsel yarg maxime maksim
justice adalet, dorul u k mechanisme mekanikil i k
memoire bellek
L
metalangue st-di l
laid irkin metaphysique fiziktesi
lamarckisme Lamarklk methode yntem
langage objet konu-d i l methode analytique zmsel yn
le souverain bien en yksek i y i tem
l i beralisme erkinci l i k methode synthetique birleimsel
l iberte zgrlk yntem
liberte de conscience trel bilin methodologie yntembilim
zgrl mi l ieu evre
l i berte de pensee d nme zgr- m i neur kk terim
l m ineure kk nerme
l i b re arbitre zg r isten modalite kiplik
l imite s n r mode k i p
logicisme mant klat rcl k moeurs tre
logique mantk moi ben
logique symbol ique simgesel man monade monad
tk monarchie tekerklik
monde d nya notion kavram
monde exterieur dd nya
o
monde i nterne idnya
objet nesne
monde i ntelligible dnlr d nya
objectif nesnel
monisme tekilik
objectivation nesnelleme, nesnel-
monotheisme tektanrcl k
letirme
moral ahlakl, ahlaksal
objectivite nesnellik
morale ahlak
observation gzlem
morale du sentiment d uygu ahlak
occasionalisme aranedenci lik
moralisme ahlaklk
oligarchie takmerki
moraliste ahlak
ontologie varlkbilim
moralite ahlakllk
opposition karolu m
morphologie biimbilim
optimisme iyimserlik
motif gd
ordre d zen
motivation gdlenim
mouvement devi n i m p
221
phi losophie de la religion d i n fel probleme sorun
sefesi processus sre
philosophie de l 'art sanat felsefesi progres ilerleme
phi losophie de la vie y aama fel proposition nerme
sefesi proposition disjonctive ayrk yar
phi losophie de l 'histoire tarih fel g
sefesi proposition problematique sorun
phi losophie de l 'identite zdelik sal yarg
felsefesi proposition universelle tmel -
phi losophi e du d roit h u k u k felse- nerme
fesi propriete zglk
philosophie social toplu m felsefesi psychanalyse ruhsal zmleme
plaisir haz psychologie ruh bilim
platonisme Platoncu l u k psychologisme ruhbilimcilik
plural oul puissance erk
p!uralisme okul u k pur salt
polytheisme oktan rcl k pyrrhonisme Pironculuk
positif olu mlu pythagorisme Pitagorasl k
positivisme olguculuk
Q
possibil ite olanak
postulat koyut qualite n itelik
potentiel gizilg quantite nicelik
pouvoi r erk quietisme d ingincilik
pragmatisme pragmaclk
R
pratique klgl
radicalisme kktencilik
predlcat yklem
raison neden, us
prejuge nyarg
raisonnement usavurma
premisses ncller
raisonnement disjonctif ayrk -
pressentiment nsezi
karm
preuve tant
raison pratique klgl us
pri mitif i l kel
raison pure salt us
principe i l ke
rationalisme usuluk
principe d'identite zdeli k ilkesi
realisme gerekilik
principe de la conservation de
realite gerekl i k
l 'energie erken in korunmas
receptivite alrlk
yasas
reciprocite karlkl olu
principe moral ahlak ilkesi
reciproque karlkl
probabilisme olasclk
reduction indirgeme
probabilite olaslk reel gerek
problematique sorunsal regle ku ral
relatif greli sentimental duygusal
relation bant sentimentalite d uygusallk
relativisme grecilik si ecles des lumieres aydnlanma
relativite grelilik signe gsterge
reminiscence anmsama signification anlam
representation tasar m singul ier tekil
respect sayg situation durum
responsabilite sorumluluk socialisme toplumculu k
responsabilite moral ahlaksal so- societe toplum
rumluluk sociologie toplumbilim
ressemblance benzerlik solipsisme tekbencilik
revolution devrim sophisme yanltmaca
s sophistes sofistler
sagesse bilgeli k sorite zincirleme tasm
saint kutsal souvenir an
savoi r bilme special zel
scepticisme kukuculuk spinozisme S pinozacl k
science bilim spiritualisme tinselci lik
science de l 'education eiti mbilim spontaneite kend iliindenlik
science fondamentale temel bilim stoicisme stoacl k
sciences exactes san bilimler structuralisme yapsalcl k
sciences experimentales deney bi- subalternation alt klk
limleri subalterme altk
sciences morales tinsel bilimler subcontrai re altkart
sciences naturelles doa bilimleri subjectif znel
scientisme bilimcilik subjectivisme znelcilik
scolastique skolastik sublime yce
semantique anlambilim subordination altasralama
semiologie gste rgebilim subsistance kalclk
semiotique gstergebilim subsomption altakoyma
sens anlam, duyu s ubstance tz
sens commun ortakduyu substantialisme tzclk
sensation duyum substrat dayanak
sensibilite d uyarlk, d uygululuk, d uy- subsumption altakoyma
gusallk sujet zne
sensi ble duyul u r surnatural doast
sens i nterne id uyu syllogisme tasm
sensitif d uyusal
symbole simge
sens moral ahlak duygusu
sensualisme d uyumculuk symbolique simgesel, simgebilim
sentiment duygu symbolisme si mgecilik
223
sympathie d uygudal k transcendental transsendental
synthese bireim transformisme dnmc l k
systeme dizge
u
T
unite birlik
tautologie esz universal tmel
technique teknik univocation tekanlamllk
teleologie erekbilim unlvocite tekanlaml l k
temps zaman univoque tekanlaml
theisme Tanrcl k utilitarisme yararclk
theologie Tanrbilim
v
theoretique kuramsal
theorie kuram valeur deer
theorie de la connaissance bilgi velleite gelge istek
kuram veracite dorucul u k
theorie de la relativite grelilik verbalisme bcszcl k
kuram verification dorulama
theorie de l ' i mitation yknme ku verifier dorulamak
ram verlt e doruluk
theorique kuramsal vertu erdem
these sav vie yaam
thomisme Tomaslk vitalisme d irimselcilik
tolerance hogr volontarisme istenilik
totemisme totemci l i k volonte isten
traditionalisme gelenekilik volonte de puissance erk istenci
transcendant akn vrai doru
NG I LIZCE DiZi N
A analytic analitik
absolute saltk analytical phllosoph l e z mleyici
absolutism saltkl k felsefe
abstract soyut anguish idaralmas
abstraction soyutlama anlmlsm canlclk
absurd sama antecedent ncel
academy akademi anthropocentrism i nsaniincilik
accident ilinek anthropology insanbilim
accidental i lineksel anthropomorphism insanbiimcilik
act edim antinomy atk
act eylemek apathy d uyumsamazlk
action eylem apodictic zorunlu
active etkin aporia kmaz
activism eylemcilik a posteriori sonsal
activity etkinlik, eylem appearance grng
actual edimsel, gncel apperceptlon tamalg
actualism etkincilik apprehension kavray
actualizing edimlselletirme a priori nsel
adequat u puygun archetyp i l krnek
aesthetics estetik argument kant
affection d uygu lanm argumentation kantlama
affirmatlon evetleme Arlstotelianism Aristotelesilik
affirmative evetleyici art sanat
agent etmen ascetism ilecilik
agnosia bilisizli k assertion ileri srme
agnosticism bilinemezcilik assertoric yal n nerme
alternative seenek association arm
altruism zgecilik aesthetic estetik
analogous benzeen ataraxia sarslmazlk
analogy benzeim Atheism Tanrtanmazlk
analysis zmleme atom atom
225
atomism atomcul u k community ortaklaalk, toplu l u k
attribute znitelik comprehension anlay, ilem
Augustinism Augustin usuluk conception kavram
autonomy zerklik conceptuallsm kavramclk
axiology deer retisi conclusion sonu
axiom belit concrete somut
axtomatics belitsel d izge condition koul
conjunctive bititirici (yarg)
B
conscience trel bilin
beautiful gzel consciousness bilin
becoming olu consciousness of responsibi l ity ah-
behaviour davran laksal sorum l u l u k
belng varlk consequence varg
belief i nan
consequent ardl, tutarl
body beden, cisim
consistancy balam
c contextual definition balamsal ta
cabala kabala nm
canon kanon contingency olumsallk
Cartesianism Dekartlk contingent olumsal
categorical koulsuz continuity sreklili k
cateorical judgment koulsuz yarg continuous srekli
category kategori contract szleme
catharsis arnma contradiction elime
causality nedensellik contradictory eliik
cause neden contraposition tersevirme
cause final ereksel neden contrary kart
certainty kesin l i k convention uzlam
certitude kesinlik conventlonal uzlamsal
chance rastlant conventionalism uzlamclk
chaos kaos conversion evirme
character karakter coordinates d zenleik
civi lization uygarl k coordination d zenleim
class snf correlation ballam
classification snflandrma correlativ ballak
clear and distinct ak ve seik cosmology evrenbilim
cognition bilgi cosmogony evrendoum
coherence balam cosmos evren
coinddence rtme criterion lt
common sense ortak d uyu, saduyu criticism eletiricil i k
communism komnizm critical eletiri
culture kltr E
customs tre
cybernetics gdmbi l i m eclecticism semecilik
Cynics Kynikler O k u l u ecstasy esrime
Cynism Kynikler Oku l u education eitim
Cyrenaics Kyrene Okulu effect etki
egocentrism beniincilik
D egoism bencillik
Darwinism Darvincilik Eleatism Eleaclk
decision karar element e
deductlon tmdengelim emanatlon trm
deductive tmdengelimli emotion heyecan
definition tan m empiriclsm deneycilik
d engeneration soysuzlama encyclopedia ansiklopedi
deism Yaradanc l k end erek
democracy halkerki energy erke
demonstratlon tantlama engllghtment ayd n lanma
deontology deontoloji entelechy entelekheia
dependence bam l l k enthusiasm oku
descrlption beti mleme enthymeme rtk tasm
determinatlon belirlenim Epicurism Epikuros u l u k
determinlsm belirlenimcilik epistemology epistemoloji
d ialectic eytiim equality eitlik
dialectlcal materiallsm eytiimsel equipollent egeerli
zdekilik equivalency edeerlilik
d ldactics retim bilgisi equivalent edeer
dlfference ayrm equivocal esesl i
dlgnity onur eristic didiim
d ilemma ikilem error yanlma
discontunuous kesikli eschatology br d nya bilgis
discursive gidi m l i (dnme) esoteric irek
disjunct.ion ayrklk essence z
dlvision blme eternlty ncesizlik-sonraszl k
doctrine reti ethlcs ethik
dogma dogma eudaemism m utul u k
dogmatic dogmatik Euhemerism Euhemerosul u k
dogmatlsm dogmacl k evidence apaklk
dualism ikicilik evil kt
d u ration sre evolution evrim
duty dev evolutionism evrimcilik
dynamism devimselci l i k exact san
227
exact sciences san bilimler G
exclusive (proposition) telkelci -
general genel
nerme
generalization genelletirme
existence varolu
generation kuak
existential varolusal
genesis olu
existentialism varoluuluk
genetic treyimsel
exoteric d rak, c raklar
genius ke
experience deney, yaant
genus cins
experiment deney, deneyim
gnosiology gnoseoloji
explication aklama
gnostic gnostisizm (bilinircilik)
explicit belirtik
gnostics gnostikler (bilinirciler)
expression anlatm, d avurum
God Tanr
expressionism d avurumculuk
good sense saduyu
extension kaplam, uzam
good iyi
extent uzam
grace kayra
extention kapsam
ground temellendirmek
external world d dnya
group bek
F
H
fact olgu
factor etken habit alkan l k
faculty yeti happiness m utluluk
faith inan harmony uyum
fallacy yanltmaca hasard rastlant
fantastic d lem, d lem gc hate nefret
fatalism yazgcl k hedonism hazcl k
feeling d uygusall k Hegelianism Hegelcilik
fetichism tapncaklk hermeneutics yorumsama
fiction yapnt heterogeneous ayrk
finalism erekilik heteronomy yaderklik
finality ereklilik heuristic bulgusal
fixed idea saplant hierarchy aama d zeni
form biim historical material ism tarihsel z
formal biimsel dekil i k
formalism bii mcilik historical consciousness. tarih bi-
formation oluum linci
found temellendirmek historical school tarihsel okul
foundation temel, temellendirim history tarih
freedom zgrlk holy kutsal
free will zg r isten homogeneous badak
function grev h u manism insanclk
h u manity insan l k i ndefinite belirsiz
hylemorphism zdekbii mcilik i ndeterminism belirlen mezcil i k
hylozoizm zdekil i k indifference ald rmazl k
hypnosis uyutum i ndivudual birey, bireysel
hypostasis dayant i ndividualism bireycil i k
hypothesis varsaym i ndividualist bireyci
hypothetical i mperativ koullu individuality bireysellik
buyruk i ndividuation bireyleme
hypothetical judgement koullu i ndividualization bireyselletirme
yarg i nduction tmevarm
i nference kar m
i nfinlte sonsuz
idea idea
i nformation bilii
deal d ncel, l k , lksel
inherence ayrlmazlk
idealism idealizm i n-itself kendinde
ideality d ncellik
i nnate doutan
ideation ideletirme
i nnate ideas doutan ideler
identical zde
instinct igd
identity zdel i k
instrumentalism aralk
identity- phi losophy zdeli k fel-
i ntellect anl k
sefesi
intell ectualism anlklk
ideology ideoloji intelllgence anlak, intelligentia
idol idola
i ntelligible world d nlr d nya
i llation karm
intention ynel i m
i llusion yanlsama
i ntentionality ynelm il i k
i mage i mge i nterpretation yoru m
i magination i mgelem
i ntuition gr, sezgi
imitation yknme intuitionalism sezgicil i k
i m manent ikin i ntuitionism sezgicilik
i m materialism zdeksizcilik i ntuitive sezgisel
i mmoral ahlaksz, tretanmaz
i nversion tamevirme
i mmoralism tretan mazlk
i rony alays lama
imperative buyruk
i rrational usd
i mplication ierme i rrationalism usdc l k
i mplici t rtk itself kendinde
i mpression izle n i m
i mpressionism izlen i mcilik
judgement yarg
i mpulse itki
justice adalet, doruluk
i nclination ei l i m
inclusion i1,.inde bulunma K
i nconsistent tutarsz knowing bilme
229
knowledge bilgi middle (term) orta terim
minor (premiss) kk nerme
L
m inor (term) kk terim
Lamarckism Lamark l k modallty kiplik
law yasa mode kip
law of identity zdelik ilkesi monade monad
laws of thought d nme yasalar monarchy tekerklik
l i beralism erkincilik monism tekilik
llberty zgrlk mood ki p
l ife yaam monotheism tektanrc l k
l i keness benzerlik moral ahlakl, ahlaksal
l i m lt snr moral ism ahlakl k
logic mantk moralist ahlak
logicI empiricism mantksal deney morality ahlakllk
cilik moral law ahlak yasas
logical positivism mantksal olgu- moral sciences tinsel bilimler
culuk moral sense ahlak d uygusu
logicism mant klatrcl k morphology biimbilim
loeistic lojistik motion devinim
love sevgi motivation gdleni m
M motive gd
move devi n i m
Machiavell ism Makyavelizm
movement devinim
maieutics dourtma
myself ben
major (premiss) byk nerme
mystery gizem
major (term) byk terim
mystic gizemsel
man insan
mystical gizemsel
Manichaeism Maniheizm
mysticism gizemcilik
Marxism Markslk
mythe sylence
mass yn
mythology sylencebilim
material zdeksel
materialism zdekilik N
matter zde k naturallsm doalclk
max i m maksim natura! sciences doa bilimleri
meani ng anlam nature doa
mechanism mekanikilik necessity zoru n l u l u k
memory bellek negation deilleme, yadsma
metalanguage st-dil negative deilleyici, olumsuz
metaphysics fiziktesi N eo-H egelianism yeni Hegelcilik
method yntem neo-idealism yeni idealizm
methodology yntembilim N eo-Kantianism yeni Kantlk
230
N eo-Platonism yen i Platonculuk pessimism kt mserlik
neo-positivism yen i olgucul u k phantasy d !em, d lem gc
neo-reallsm yeni gerekilik phenomenalism grngc l k
neo-vitalism yeni diri mselcilik phenomenologie grngbilim
nihilism hiil i k phenomenon grng
nominalism adc l k philosophy felsefe
non-being hilik philosophy of art sanat felsefesi
norme d zg philosophy of h istory tarih felsefesi
nation kavram philosophy of life yaam felsefesi
n umber say phi losophy of nature doa felsefesi
o
philosophy of science bilim felse-
fesi
object nesne Platonism Platonculuk
objectivation nesnelleme, nesnel- pleasure haz
letirme plural oul
objective nesnel pluralism okuluk
objectivity nesnellik polytheism oktanrclk
objectlanguage konu-dil positive olumlu
observation gzlem positivism olguculuk
accasionalism aranedencilik possibility olanak
oligarchy takmerki postulate koyut
ontology varlkbi l i m potentiality gizilg
operate eylemek power g, erk
opposition karolum practical klgl
optimism iyimserlik practical reasan klgl us
order d zen pragmatism paragmaclk
ownership zgl k predicate yklem
p prejudice nyarg
premiss ncller
pantheism t mtanrclk pressentiment nsezi
parallelism koutluk primitive i l kel
paralogism yan lmal tas m principle ilke
particular tikel probabi lism olascl k
passion tutku probability olaslk
passive edilgin problem sorun
perception alg problematic sorunsal
Peripatetics Peri pateti kler
problematic proposition sorunsal
person kii
yarg
personel kiisel
personalism kiiselcilik process sre
personality kiilik progress ilerleme
231
proof tant revol ution devrim
property zglk rule kural
proposition nerme
s
propriety zglk
saint kutsal
psychoanalysis ruhsal zmleme
scepticism kukucul u k
psychologism ruhbilimcilik
scholastic skolast i k
psychology ruhbilim
selence bilim
pure salt
scientific empiricism bilimsel de-
pur intuition salt gr
neycilik
purpose erek
Scottish phi losophy s koya Okulu
Pyrrhonism Pironculu k
semantics anlambilim
Pythagoreanism Pitagoraslk semlotic gstergebilim
sensation duyum
Q
sense anlam, d uy u
quality niteli k sensibillty duyarlk, d uygusallk,
quantity nicelik d uygu! u l u k
q uletlsm d ingincilik sensible d uyulur
sensitive d uyusal
R
sensitiveness duygululuk
radicallsm kktencilik sensualism d uyumculuk
rationalism usu l u k sentiment d uygu
real gerek sentimental duygusal
realism gerekilik sign gsterge
reality gereklik signification anlam
reason us, neden similarity benzerlik
reasoning usavurma singular tekil
receptivity alrlk situation durum
reciprocal karlkl socialism toplumcu lu k -
reciprocity karlkl olu social philosophy toplu m felsefesi
reduction indirgeme society toplum
relatlon bant sociology toplumbilim
relative greli solipsism tekbencilik
relativlsm grecilik sophism yanltmaca
relativilty grelilik sophists sofistler
remembrance an sorites zincirleme tasm
reminiscence anmsama soul ruh
representation tasarm space uzay
respect sayg special zel
responsability sorum l u l u k species tr
ressemblance benzerlik Spinozism Spinozaclk
spirit tin theory of knowledge bilgi kuram
spiritualism tinselcil i k theory of relativity grelilik ku
spontaneity kendiliindenlik ram
state of nature doal d u ru m thesis sav
Stoicism Stoaclk thing ey
structuralism yapsalclk thing i n itself kendi nde ey
subaltern altk Thomism Tomaslk
s ubalternation altklk thought dnce, dnme
subcont.rary altkart time zaman
subject zne tolerance hogr
subjective znel totemism totemcilik
subjectivism znelcilik traditionalism gelenekilik
sublime yce transcendent akn
subordination altasralama transcendental transsendental
subsistence kalcl k transformism dnmclk
substance tz true doru
substantialism tzclk truth doruluk
substratum dayanak u
subsumption altakoyma ugly irkin
supernatural doast understanding anlk, anlama
syllogism tasm unity birlik
symbol simge universal tmel
symbolic simgesel univocal tekanlaml
symbolic logic simgesel mantk univacation tekanlamhhk
symbolics simgebil i m util ltarianism yararclk
symbolism simgecilik
v
sympathy d uygudalk
value deer
synthesis bireim
vell eity gelge istek
synthetic judgement bireimsel yar
veracity dorucu l u k
g
verbalism boszcl k
system dizge
verification dorulama
T verify dorulamak
virtue erdem
taste been i
vitalism d i ri mselcilik
tautology esz
voluntarism istenilik
technlcs teknik
teleology erekbilim w
Theism Tanrc l k w i l l isten
Theology Tanrbilim wisdom bilgelik
theoretic k uramsal worth deer
theory kuram wrong kt, yanl
233
ESK TER M LER D Z N
A araz i linek
abes sama arazi ilineksel
adem hilik Aristetalisiye Aristotelesilik
adem-i irtibat ayrl k ak sevgi
ademiyun mezhebi hiilik ayni zde
adet say ayniyet zdelik
afaki nesnel ayniyet felsefesi zdelik felsefesi
afakileme nesnelleme ayniyet prensibi zdelik ilkesi
afakiletirme nesnelletirme B
ahenk uyum bldi sonsal
ahlaki ahlaksal, ahlakl bahsi gidimli (dnce)
ahlaki kanun ahlak yasas batni irek, irekiler
ahlaki mesuliyet ahlaksal sorumlu- batiniye irekiler
luk bedahet apaklk
alakiyat ahlak retisi bedbinlik ktmserlik
ahlakiye ahlaklk bedi iyat estetik
ahlakiyet ahlakl l k beeriyat insanbil i m
ahlakszlk mezhebi i mmoralizm beeriyet i nsan l k
ahlak u mdesi ahlak ilkesi bilfii l edimsel
akl us bizatihi kendinde
akis evirme bizatih i ey kendinde ey
akliye usuluk brhan tantlama
aks-i mrekkep tersevirme byk had byk terim
alem d nya
c
ilem-i makulat dnlr c nya
Allah Tan r cebriye yazgcl k
amel edim cedel eytiim
ameli klgl cemaat ortaklaalk, toplu l u k
ameli akl klgl us cemi ou l
amil etken cemiyet toplum
ananeviye gelenekilik cemiyet felsefesi top l u m felsefesi
234
cevher tz F
cevheriye tzclk faal etkin
cezrlye kktencilik faaliyet etkin l i k
cihet kip fai l zne
cmle-i emriye-yi artiye koullu failiyet etkinlik
buyruk faraziye varsaym
czi tikel fas l ayrm
cz-i ferdiye atomculuk fasit daire ksr dng
cz-i fert atom fasl- l<arip ayrm
faydac l k yararclk
D
feh m anlama
dahi ke felsefe-i diniye d i n felsefesi
dah i l bulunma iinde bulunma felsefe-i Elyaviye Eleaclk
dah i l i irekiler felsefe-! sanat sanat felsefesi
dah i l i alem id nya felsefe-i tarihiye tarih felsefesi
dah i l i k keli k fenn-i mnazara eytii m
Darveniye Darvincilik fenn-i tali m tedris retim bil-
delil kan t gisi
devr-i batl ksr dng ferdi bireysel
dierkaml k zgecilik ferdi letirme bireyselletirme
ferdi letirmek bireyselletirmek
E ferdiye bireycilik
ferdiyet bireysellik
Eflatuniye Platonculuk
ferdiyeti bireyci
emir buyruk
fert birey
ene ben
fevk-at-tabia doast
eneiye tekbencilik
enfsi znel fkdan- hassasiyet d uyumsamazlk
fkdan- marifet-i hissiye bilisizlik
enfsiye znelcilik
ftri doutan
enmuzec-i evvel ilkrnek
ftri fikirler doutan ideler
Epikuriye Epikurosuluk
fii l edim, eylem
ervahiye canl clk
fi i l i edi msel, gncel
esas temel, temellendirim
fiiliye eylemcilik
esas i l i m temel bilim
fi kir dnce, d n me
esas kaziye temel nerme
fikir kanunlar d n me,yasalar
esas mefhumlar teme! kavramlar
fikr-i iptidai kavray
esbab- adiye mezhebi aranedenci-
fi kr-i batl nyarg
lik
fikr-1 sabit saplant
eser etki
ezeliyet-ebediyet ncesizlik-sonra fikriyat ideoloji
szl k Fisagoriye Pitagoraslk
235
G hayat yaam
hayat felsefesi yaama felsefesi
gai i llet ereksel neden
hayatiye d i ri mselcilik
gaiye ereki lik
hayat hamlesi yaama atlm
garize igd,
hayr- ali en yksek i yi
gaye erek
hay r iyi
gaye-i aksa son erek
haysiyet onu r
gayr-i ahlaki ahlaksz, tretanmaz
hayyiz uzam
gayr-i ahlakiye tretanmazlk
h ikmet bilgelik
gayr-i akli usd
his d u ygu
gayr -i kabil-i hal mesele kmaz
his ahlak d u ygu ahlak
gayr-i maddiye zdeksizcilik
hisbaniye kukuculuk
gayr-1 m uayyen belirsiz
h issi d uygusal, duyusal
gayr-i mtecani s ayrk
hissikablelvuku nsezi
H h iss-i mterek ortak d uyu
hodkamlk bencillik
had snr
hudut snr
hadise grng
hususi zel
hads gr, sezgi
hkm yarg
hafi irekiler
hkmet-i amme halkerki
hafza bellek
hrmet sayg
hakikat doruluk
h rriyet zgrlk
hakiki gerek
hakiki gerek
hakikiye gerekilik iade-i mana esz
hal kip icabi evetleyici
hamli koulsuz icabiye belirlenimcilik
hareket devinim icap evetleme
harici d rak itimaiyat toplumbilim
harici alem d d nya i ddia i leri srme
hars kltr i d ra altakoyma
hasisa karakter idrak alg, anlama
hassa zglk id rak-i daki k tamalg
hassasiyet d uyarlk, d uygu l u l u k ifade anlatm, d avurum
hasse d uyu iftikari d ncel
hasse-i selime saduyu iftikariye idealizm
hat snr iftikiriyet d ncelik
hata yan lma itiyar yaderkl i k
hatal yanl i hsas duyum
hatra an i hsasiye d uyumculuk
hayal i mge i htibariye deneycilik
236
i htimali sorunsal i rade-i cziye zgr isten
i htimali hkm sorunsal yarg i rade-i kudret erk istenci
i htimaliyet olaslk i rade-i zaife gelge istek
i htira bulgu iradiye istenilik
i htirai bulgusal irca indirgeme
i htiras tutku i rfaniyan gnosti kler (bilinirciler)
i ktidar erk i rfaniye gnostisizm (bilinircilik)
i ktitafiye semecilik skoua Mektebi skoya Okulu
lahiyat Tanrbilim ismiye adcl k
lahiye Tanrclk ispat tant
i lca itki ispatiye olguculuk
lhat Tan rtan mazlk istidlal karm
i l i m bilim istidlali gidimli (dnce)
i l i mci l i k bilimcilik istihaliye dnmclk
illet neden istihza alayslama
i l liyet nedensellik istikra tmevarm
i l m-i ahlak ethik istilat dourtma
i l m-i cedel eytii m istisadiye mutul u k
i l m-i esati r sylence bilir . . i aret gsterge
i l m-i h i l af cedel eytii m itirakiyun mezhebi toplumculuk
i lm-i suver-i akliye ideoloji itibar uzlam
i l m-i terbiye eitimbilim iti bari uzlamsal
i l m-i tasavvu r ideoloji iti kat inan
i l m-i vezaif deontoloji itikad- batla nyarg
i lm-l-ahiret br d nya bilgisi itiyat alkanlk
i man inan itminan- nefs sarslmazl k
imkan olanak, olu msallk izafet bant
i nayet kayra izafi greli
i nfisal ayrlk izafiye grecilik
inkar deilleme izafiyet grelilik
i nkari deilleyici , izafiyet nazariyesi grelilik kura
inklap devrim m
i nsaniyet insanlk
K
i nsicam balam
insicaml tutarl kabiliyet-i ahz alrlk
i nsicamsz tutarsz kabli nsel
i nsiyak igd kaide dzg, kanon, kural
i ntiba izlenim kaide-i klliye maksim
i ntikadiye eletirici lik kainat evren
iptidai i l kel kamus ansiklopedi
i racie isten kanun kanon, yasa
27
Kayrevaniye Kyrene Okulu M
kaziye nerme
mabad-et -tabi iye fiziktesi
kaziiye-i hasra tekelci nerme
madde zdek
Kelbiye Kynikler Okulu
maddi zdeksel
kemal-i evvel ente!ekheia
maddiye zdekilik
kemiyet nicelik
mahib-il-kvam dayanak
kesret-i i lah meslei oktanrclk
mahiyet z
kesretiye okul u k
mahmul yklem
kevniyat evrenbilim
mahsus duyulur
keyfiyet n itel i k
mahz salt
kstas lt
makul alem d n l r d nya
kyas tasm
makule kategori
kyas- fasit yan lmal tasm
malumat bilgi
kyas- matvi rtk tasm
malzeme gere
kyas- mukassi m i kilem
mana anlam
kyas- mselsel zincirleme tasm
manevi i l imler tinsel bilimler
kymet deer
manzume d izge
kymet hkm deer yargs
marifet bilgi
kymet nazariyesi deer retisi
marifet nazariyesi bilgi kuram
kiyaniyat evrendoum
mebde i l ke
kudret erk, erke
mebhas-i gayat erekbilim
kutsi kutsal
mebhas-i vcut varlkbilim
kuvve-i hayatiye yaama gc
mebhas-l-ekal biimbilim
kuvve-i mekniye gizilg
medeniyet uygarlk
kuvvet g
mefh u m kavram
kuvviye devimselci lik
mefhumiyet kavramc l k
kbra byk nerme
mefkQre lk
kk had kk terim
mefkOrevi lksel, ideal
klli tmel
mefkurecilik lkclk, idealizm
klli kaziye tmel nerme
mekan uzay
ktle yn
mektum ierikiler
L meleke yeti
laedriye bilinemezci lik menfi deilleyici, olumsuz
lafziye boszcl k mesel maksim
laicabiye belirlen mezci l i k mesele sorun
lakaydi ald rmazl k meslek d izge
lazm- gayri- mfarik ayrlmazl k mesul i yet sorum l u l u k
ezzetiye hazclk Meaiyun Peripatetikler
li-1-beeriye insaniincilik mevcudiyet varl k, varolu
li-1-eneiye beniincilik mevsukiyet kesinlik
meyelin eilim msavat eitlik
mevzu zne mspet olumlu
mevzua koyut mabehet benzerlik
mezheb-i skGn d inginci lik magabe d idiim
msdak lt mahede gzlem
mihanikiye mekanikilik mahhas somut
misal idea mebbihe insan biimcilik
miyar lt mteal akn
muadelet edeerli l i k mteali transsendental
muadil edeer, egeerli m tearife belit
mucibe evetleyici mtecanis badak
muhakeme usavurma mtedahi l altk
muhayyi le i mgelem mtekabil karlkl
muhit evre mtekabiliyet karlkl olu
muhtariyet zerklik mtekabil izafet ballam
muhteva ierik mtekatti kesikli
mukaddem nce! mtemadi srekli
mukaddemat ncller mtenakz eliik
mukkaddes kutsal mtenasip ballak
mukavele szleme mtenazr ballak
munfas l kesi kli mvazat koutluk
munfas l istidlal ayrk karm mveccehiyet kiplik
mutabk u puygun
N
mutavasst had orta terim
namtenahi sonsuz
mutlak saltk
nass dogma
mutlak emir koulsuz buyruk
nassi dogmatik
mutlak hkm koulsuz yarg
nassiye dogmaclk
mutlakiyet salt klk
nazari k uramsal
muttasl bititirici
nazariye kuram
mcerret soyut
nefiy deilleme, yadsma
mddea sav
nefiye yararcl k
mddet sre
nesil kuak
mdrike anl k
netice sonu, varg
mfret tekil
nev Eflatuniye yeni Platoncu l u k
mmasil benzeen
nevi t r
mmkn olumsal
nevm-i snai uyutum
mnasebet ballam
nikbinlik iyimserlik
mndemi ikin
n i m rahattr anmsama
mnfai l edilgin
mntesik d zenleik nizam dzen
msamaha hogr numune d zg
239
nur-i tabii doal k sudur trm
sugra kk nerme
suret biim
rf tre
suri biimsel
p snaiye i kicilik
Pi roniye Pironculuk
putperestlik tapncaklk
ahs kii
R
ahsi kiisel
remz simge
ahsiye mezhebi kiiselc.ilik
remzi simgesel
ahsiyet kiilik
revakiye stoacl k
art kou l
reybiye kukuculuk
arti h k m koullu yarg
r u h tin
artl emir koullu buyruk
ruhiyat ruhbilim
ekliye biimci l i k
ruhiyatlk ruhbilimcilik
eniyet gereklik
ruhiye tinselcilik
er kt
s
ey nesne
saadet mutluluk eyi nesnel
saf salt
eyil i k nesnellik
safsata yanltmaca
k seenek
sah i h san
uur bilin
saik gd
mul kapsam
sanat- tedris retim bilgisi
sanem dola T
sarih belirtik tabiat doa
sayrure sre, olu tabiat felsefesi doa felsefesi
sebeb-i kafi yeter neden i l kesi tabiat i li mleri doa bilimleri
sebep neden tabi i i l i mler doa bilimleri
seciye karakter tabiiye doalclk
selb deilleme tabiyet altasralama
selbi deilleyici tahkik dorulama
serbestiye erkincilik tah l i l zmleme
sevktabi i igd tah l i l i hkm zmsel yarg
sdk doruculuk tahli l-i ruhi ruhsal zmleme
sfat zniteli k tahli l i usul zmsel yntem
sfat- zatiye znitelik taht- mtezar altkart
sr giz, gizem taklit yknme
s rf salt taksim blme
s i lsi le-i meratip aama d zen i tali kaziye ardl
sofisiaiye sofistler talil tmdengelim
240
tal i l i tmdengelimli tekamliye evrimcilik
tami m genelletirme tekevvn olu
tanzim dzenleim tek manallk tekanlamllk
tarif tan m tekif bulgulama
tari h i l i k tarihsellik tekifi bulgusal
tarih i maddecilik tarihsel zdeki- tekifi faraziye bulgusal varsaym
lik tekifi usul bulgusal yntem
tarihi mektep tarihsel okul temadi sreklilik
tarihi uur tarihsel bilin temayl eil i m
tarih uuru tarih bilinci temsil benzeim
tasavvuf gizemcilik tenakuz elime
tasavvufi gizemsel tenevvr ayd nlanma
tasavvur tasarm tenkidiye eletirici lik
tasavvur-i sazec kavray tenkit eletiri
tasni yapnt terakki i lerleme
tasnif snflandrma terbiye eitim
tasvir betimleme terd it seenek
tavr k i p tereddi soysuzlama
taviyet kendiliindenlik terkibi hkm bireimsel yarg
tavsif betimleme terkibi metod (usul) bireimsel
tayin belirlenim yntem
tazammun ierme, ilem terkip bireim
tecazp d uygudal k tertip dzenleim
tecrip deney i m tesadf raslant
tecrit soyutlama tesamuh hogr
tecrbe deney tesavi-i nakizeyn atk
tecrbi ilimler deney bilimleri tesir etki, eylem
tedahl altklk teabh benzerlik
tedai arm teekkl oluum
teessr d uygulanm teekkl-i alem evrendoum
tefehhm anlay tetabuk rtme
tefekkr d nme tez sav
tefekkr hrriyeti dnme zgr- tezat karol u m, kartl k
l
tefkir ideletirme u
tefrit bireyleme uknum dayant
tefsir yorum ulum-i sahiha san bilimler
tehadds gr, sezgi ulvi yce
tehaddsiye sezgicilik umde i l ke
tekabl karolum u m u m i genel
tekaml evrim unsur e
241
usul yntem vicdan trel bilin
usuliyat yntembilim vicdan h rriyeti trel bilin zgr-
l
vukuf bilme
fule grev
vcubi olumlu
sture sylence
vcudiye tmtanrc l k
v vcut varolu
vahdaniye tektanrc l k y
vahdet birlik yakin kesinlik
vahdetiye tekilik
z
vahid-l-mana tekanlaml
vaka olgu zahiriye grngcl k
vaki gerek zayf i rade gelge istek
vakiiye yal n (nerme) zaruret zorunluluk
vazh ve mtemeyyiz ak ve se- zaruriye-i mutlaka zorunlu (ner-
ik me)
vazife grev, dev zat z
vaziyet d u ru m zeki anlak
vecit oku, esrime zevk beeni
vehbi doutan zddyet kartlk
vehbi fikirler doutan ideler zmni rtk
vehi m yanlsama zt kart
vesilecilik aranedencilik zihniye anlk l k
vetire sre zhdlye ilecilik
242