You are on page 1of 35

Afrika Gündemi

Temmuz 2012

TEMMUZ 2012
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Bu bültenin eski sayılarına http://bultenler.ankara.edu.tr adresinden erişilebilir.

2
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

SİYASET

- Afrika Birliği Komisyonuna İlk Kadın Başkan Güney Afrika’dan


- Clinton Afrika Turuna Çıktı
- Gana Devlet Başkanı Mills Hayatını Kaybetti
- Rusya Seyşel Adalarını Güvenlik Çemberine Dahil Etmek İstiyor
- Libya'da İlk Parlamento Seçimleri Yapıldı
- Mauritius’un Yeni Devlet Başkanı Görevine Başladı
- ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Mısır'ı Ziyaret Etti
- ABDSavunma Bakanı Panetta Tunus'u Ziyaret Etti
- Interpol’un Batı Afrika Bürosu Abidjan’da Açıldı
- Somali’de Yeni Anayasa Taslağı Kabul Edildi
- Kenya El Şebab’ı Bitirmeden Somali’yi Terk Etmeyecek
- Etiyopya’da Etnik ve Dini Çatışmalar Yaşanıyor
- Kenya, İran ile İmzalamış Olduğu Petrol Antlaşmasını İptal Etti
- Diffa’da Barış, Güvenlik ve Kalkınma Forumu Düzenlendi
- Kongo Cumhuriyeti’nde Parlamento Seçimleri Gerçekleştirildi
- Nijerya’da Müslümanlar ve Hıristiyanlar Arasında Çatışmalar Sürüyor
- Angola ve Küba İşbirliği Anlaşması İmzaladı
- Senegal’de Parlamento Seçimleri Yapıldı
- Mali’de Radikal İslam Güçleniyor
- Senegal Hükümeti Çad’ın Eski Devlet Başkanı Hissene Habré’yi Yargılamayı Kabul Etti
- Liberya’da Taylor Hükümetinde Görev Yapan Siyasetçilerin Seyahat Yasağı Kaldırıldı
- Togo Başbakanı Gilbert Foussoun Houngbo İstifa Etti
- Fransa, Ekvotor Ginesi Devlet Başkanının Oğlu Teodorin Obiang Nguema Hakkında Tutuklama Kararı
Verdi
- Gabon ve Fildişi Sahili Devlet Başkanları Hollande’ı Ziyaret Etti
- Malavi Gölündeki Petrol Arama Çalışmaları Sınır Sorununu Yeniden Gündeme Taşıdı

EKONOMİ

- Afrikalı Kadınlar Ekonomik Zirvesi


- 2012 Afrika’nın Ekonomik Görünümü Raporu Yayınlandı
- Çok Uluslu Şirketler Afrika Ekonomisine Zarar Veriyor
- Shell’den Nijerya’ya Büyük Yatırım
- Afrika’ya Yapılan Yardımlar Azalıyor

3
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

İNSAN HAKLARI

- UNICEF 40.000 Afrikalı Çocuğun Batılı Zenginler Tarafından Evlat Edinildiğini Açıkladı
- Malavi Devlet Başkanı Tutuklulara Af Çıkardı
- İsyancı Lider Lubanga 14 Yıla Mahkûm Edildi
- İsrail’de Afrikalı Göçmenlere Yönelik Kötü Muamele Devam Ediyor

ÇEVRE – SAĞLIK

- Zanzibar’da Feribot Faciası: 145 Ölü


- Uganda Ve Kenya’da Ebola Paniği
- Namibya’da Su Kaynağı Bulundu
- Madagaskar Lemurları Tehdit Altında
- Namibya’da Fok Avı 86 Bin Hedef Koydu
- Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde İsyancılar Dağ Gorilleri İçin Araştırma Yapılmasına İzin Verdi

KÜLTÜR – SANAT

- Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Chebeya Belgeselinin Gösterimi Yasaklandı


- Mandela 94. Yaşını Kutladı

TÜRKİYE – AFRİKA İLİŞKİLERİ

- Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Afrika Turuna Çıktı


- Başbakan Yardımcısı Bozdağ Afrika Birliği Zirvesi’ne Katıldı
- Türkiye İhracatçılar Meclisi 2012’nin İlk Altı Ayı İçin “Afrika” Dedi
- Libya Polisleri Türkiye'de Eğitim Alacak
- TSE ile Kamerun Arasında Yükleme Öncesi Gözetim Anlaşması İmzalandı
- Türkiye Sudan'da Afrika'nın En Büyük Yetimhanesini Kurdu

4
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

SİYASET

AFRİKA BİRLİĞİ KOMİSYONUNA İLK KADIN BAŞKAN GÜNEY AFRİKA’DAN

9-16 Temmuz tarihleri arasında Etiyopya'da gerçekleştirilen Afrika


Birliği Zirvesi, komisyon başkanını da seçti. 6 aydan uzun süredir
komisyon başkanı seçilemiyor ve aday ülkeler arasında çekişme
yaşanıyordu. Zirve’de bir araya gelen devlet başkanları söz konusu
göreve Güney Afrika İçişleri Bakanı Nkosazana Dlamini-Zuma’yı
seçtiler. Birliğin eski Kömisyon Başkanı Gabonlu Jean Ping'e karşı
yarışan Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma'nın eski eşi Dlamini-
Zuma, 54 üyeden 37'sinin oyunu almayı başardı. 15 Temmuz pazar
günü seçilen Güney Afrika İçişleri Bakanı Dlamini-Zuma, kapanış
töreninde ant içti. Böylece Afrika Birliği Komisyonu tarihindeki ilk
kadın başkan oldu. Dlamini-Zuma kapanış töreninde yaptığı konuşmada başkanlığa seçilmesinin tüm Afrikalıların,
özellikle Afrikalı kadınların zaferi olduğunu vurguladı.

Zuma'nın zaferinde, Fransızca konuşan


Gabonlu Jean Ping'e karşı İngilizce
konuşan ülkelerin Güney Afrika'ya oy
vermesinin etkili olduğu söyleniyor.
Fransızca konuşanların Ping'i, İngilizce
konuşanların ise Dlamini-Zuma'yı
desteklediği belirtildi. Özellikle
Zimbabve’nin de dahil olduğu Güney
Afrika Topluluğu (SADC) dengeleri
Güney Afrika lehine değiştirdi.

Geçtiğimiz ocak ayındaki ilk turda her


iki aday da gerekli üçte iki çoğunluğa
ulaşamayınca, Ping'in görev süresi altı
Afrika Birliği’nin ilk kadın başkanı Dlamini Zuma
ay uzatılmıştı. Seçimlere kilitlenen
Afrika Birliği, güvenlik ve ticaret konularına yoğunlaşamıyordu. Uzun süren seçim süreci Birliği zayıflatırken, liderlik
çıkmazının sadece Birlik içinde değil ülkeler arasında da gerginliğe yol açtığı yorumları yapılmıştı.

Dlamini-Zuma’nın öncelikleri arasında Mali, Kongo ve Sudan’daki istikrarsızlık ve şiddeti sona erdirmek için
çalışmak yer alıyor.

BAŞA DÖN

5
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

CLINTON AFRİKA TURUNA ÇIKTI

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 7


Afrika ülkesini kapsayan ve 31 Temmuz’da
başlayıp 10 Ağustos’ta sona erecek olan
Afrika turuna çıktı. Clinton’un gündem
maddeleri arasında kıtada artan Çin etkisi
ve güvenlik konuları yer alıyor.

Turun ilk ayağında Senegal’e uğrayan


Clinton, burada yaptığı konuşmada isim
vermeden Çin’e yüklendi. Pekin’in “önce
ticaret” yaklaşımına karşılık demokrasi
Clinton’un Afrika turundaki ilk durağı Senegal oldu mesajını ön plana çıkaran ABD Dışişleri
Bakanı, “Demokrasinin Afrika’da var olabileceğinden şüphe eden varsa, Senegal’e gelsin” dedi. Senegal gezisi
sırasında Clinton’un değindiği diğer konu ise, Mali’deki gelişmelerdi. Mali’deki askeri darbe sonrası yardımların
kesildiğini söyleyen Clinton, yönetimin sivillere geçmemesi halinde mevcut durumun devam edeceğinin altını çizdi.

Turunun ikinci ayağında, ABD’nin Doğu Afrika’da aşırı İslamcılara karşı verdiği mücadelede kilit rol oynayan
müttefiki Uganda’ya geçerek temaslarda bulunan Clinton, buradan bağımsızlığının birinci yılını kutlayan Güney
Sudan’a geçti. Clinton’un ziyaret sırasında, ciddi bir petrol rezervine sahip olan Güney Sudan’ın Sudan ile olan sınır
ve petrol gelirleri sorunlarının çözümünün önemini vurguladığı belirtiliyor. Zira bu anlaşmazlıkların 2005 tarihli
barış anlaşmasında büyük çatlaklara yol açmasından ve bölgeyi yeni bir istikrarsızlık dalgasına maruz
bırakmasından endişe ediliyor.

Afrika turunun devamında Kenya’ya geçen Clinton’ın gündeminde demokrasi ve güvenlik konuları vardı. Clinton,
Kenya Cumhurbaşkanı Mwai Kibaki ve Başbakan Raila Odinga’nın yanı sıra Somali Devlet Başkanı Şeyh Şerif Şeyh
Ahmed ile de görüştü. Kenya’da gelecek sene düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimi için demokrasi mesajı veren
Clinton, geçen seçimlerde yaşanan şiddet olaylarının tekrarlanmamasını istedi.

Turunun beşinci ayağında Afrika’nın en fakir ülkelerinden biri olan Malavi’ye geçerek destek mesajları veren ABD
Dışişleri Bakanı’nın sonraki ziyaret noktası Güney Afrika’ydı. Güney Afrika’nın Suriye konusunda desteğini almak
isteyen ABD Dışişleri Bakanının diğer gündem maddelerini Kongo’da ve Somali’de süren operasyonlara Güney
Afrika’nın desteğini arttırması oluşturuyordu. Clinton, Kongo ve Somali konusunda Güney Afrika’nın işbirliğini
arttıracağına dair söz alsa da, Suriye konusuna binaen şöyle konuştu: “ Kriz ve fırsatlar ortaya çıktığında birlikte
üstesinden gelmemiz gereken sorunlar olur. Bu konuların tamamında her zaman anlaşamayız. Bazen dostlar
arasında olduğu gibi fikir ayrılıkları olur.”

Clinton’un son durağı ise, geçen hafta hayatını kaybeden John Atta Mills’in cenaze törenine katılmak için 10
Ağustos Cumartesi günü gideceği Gana olacak.

BAŞA DÖN

6
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

GANA DEVLET BAŞKANI MİLLS HAYATINI KAYBETTİ

Gana Devlet Başkanı John Atta Mills, 24 Temmuz’da hayatını kaybetti. Ölüm
nedeni henüz açıklanmayan 68 yaşındaki Mills, bir süredir gırtlak kanseri
hastalığı ile mücadele ediyordu. Mills’in hayatını kaybetmesinin hemen
ardından Başkan Yardımcısı John Mahama yemin ederek devlet başkanlığı
görevini devraldı. Aralık ayında gerçekleştirilecek seçimlere kadar ülkeyi
yönetecek olan Mahama, parlamentoya hitaben yaptığı ilk konuşmasında,
“Tarihimizdeki en üzücü günlerden birini yaşıyoruz, bütün halkımız gözyaşı
döktü ve hepimiz derin üzüntü içindeyiz. Kişisel olarak bir yıkım
içerisindeyim; çünkü babamı, arkadaşımı, akıl hocamı ve bir yoldaşı
kaybettim” ifadelerini kullandı.

Mills’in ölümü üzerine


açıklama yapan Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri
Ban Ki-Moon, bu ulusal yas döneminde, BM’nin Gana halkı ile
dayanışma içinde olacağını ve ülkenin demokrasi ve kalkınma
alanındaki kazanımlarını desteklemeye devam edeceğini ifade
etti. ABD Devlet Başkanı Barack Obama ise, önemli bir insan
hakları savunucusu olan Mills’in hayatını kaybetmesi nedeniyle
derin bir üzüntü duyduklarını belirtti.

Gana Devlet Başkanı Atta Mills 2009 yılındaki seçimde devlet başkanı seçilen Mills, Aralık ayında
yapılacak seçimde ikinci kez aday olacaktı. Hukuk eğitimi alan
Mills, Londra Üniversitesi’nde vergilendirme ve ekonomik kalkınma alanında doktora derecesi almış ve uzun yıllar
Gana Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştı. 1997-2001 yılları arasında Jery Rawlings’in başkan
yardımcılığını yapan Mills, 2000 ve 2004 seçimlerinde başkanlığa aday olmuş, ancak başarı kazanamamıştı.

BAŞA DÖN

RUSYA SEYŞEL ADALARINI GÜVENLİK


ÇEMBERİNE DAHİL ETMEK İSTİYOR

27 Temmuz cuma günü Rus Deniz Kuvvetleri


Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada yeni
deniz üsleri kurmak için Seyşel Adaları, Küba
ve Vietnam ile görüşüldüğü belirtildi.
1991’den sonra ilk kez ülke dışında deniz üssü
kurma girişiminde bulunan Rusya’nın, bugün,
Sovyet öncesi dönemden beri korumakta

7
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

olduğu 2 deniz üssü var. Bunlar, Vietnam’daki Kamran ve Suriye’deki Tartus


üsleri. Rus yetkililer, savaş gemilerinin yakıt ve diğer lojistik desteğinde
Tartus deniz üssünün çok küçük kaldığını belirtiyorlar. Ayrıca, Suriye’de olası
bir yönetim değişikliğinin ardından Tartus deniz üssünün Rusya’nın elinden
çıkması ihtimal dahilinde görülüyor.

Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Viktor Chirkov, Afrika kıtasının doğusunda


bulunan Hint Okyanusu adaları Seyşeller ile birlikte Küba ve Vietnam ile
görüşmeleri hakkında basın açıklamasında bulundu. Chirkov, 27 Temmuz
Cuma günü gerçekleştirdiği basın toplantısında Rusya’nın denizlerde askeri
gücünü artırma planlarına değindi. Yabancı ülkelerdeki üs sayısını dörde
çıkarmayı ve Hint Okyanusu’ndaki Seyşel Adaları ile Atlas Okyanusu’na
hakim bölgede bulunan Küba’da yeni deniz üssü kurmayı hedeflediklerini
açıkladı.

Rusya, 2020 yılına kadar, 200 milyar dolarlık askeri harcama yapmayı
planlıyor.

BAŞA DÖN

LİBYA'DA İLK PARLAMENTO SEÇİMLERİ YAPILDI

Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinin ardında ülkede demokratik bir düzen kurma


çabaları sürüyor. Bu bağlamda atılan en önemli adımlardan biri, bir parlamento
oluşturarak hem halkın tüm kesimlerinin burada temsiline imkan vermek ve
böylece ülkenin bütünlüğünü sağlamak hem de yeniden diktatörlük düzenine
geri dönülmesini engellemek. Bu sebeple ülke içinde ve uluslararası camiada
büyük önem verilen parlamento seçimlerinin ciddi bir sıkıntı çıkmadan
gerçekleştirilebilmesi ciddi bir başarı oldu.

7 Temmuz'da gerçekleştirilen
seçimlerin sonuçlarına göre,
geçici yönetimin eski
Başbakanı Mahmud Cibril
liderliğindeki Ulusal Güçler
İttifakı parlamentodaki en
büyük grup olacak. 200
sandalyeli parlamentonun 80 sandalyesi partilere, 120
sandalyesi de bağımsız adaylara ayrılmıştı. Liberal bir ittifak
Ulusal Güçler İttifakı parlamentodaki en büyük grup olacak olarak tanımlanan Ulusal Güçler 80 sandalyenin 39'unu
kazandı. Müslüman Kardeşler 17 sandalye ile seçimden ikinci

8
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

olarak çıktı. 120 sandalyenin bağımsız adaylar tarafından doldurulacak olması sebebiyle parlamentoda ağırlığın
hangi politik grubun elinde olacağı ise henüz bilinmiyor. Buna rağmen seçim öncesi açıklama yapan Cibril,
hükümeti kurma görevinin kendisine verilmesi halinde geniş tabanlı bir hükümet kurmak için çalışacağını
açıklamıştı.

Libya'daki geçiş hükümetinin Başbakanı Abdürrahim el Keyb, sonuçların açıklanmasının bir kutlama vesilesi
olduğunu söyledi. El Keyb, "Bu noktaya gelmemizi sağlayan tüm ortak ve dostlarımıza müteşekkiriz." dedi. Oluşan
meclisin yeni bir geçici hükümet kurması ve ülkenin yeni anayasasının taslağını kaleme alması gerekiyor. Meclisin
yeni anayasa doğrultusunda yeniden seçimlere gidilene dek en az bir yıl görevde kalması bekleniyor.

BAŞA DÖN

MAURİTİUS’UN YENİ DEVLET BAŞKANI GÖREVİNE BAŞLADI

Mauritius’ta yeni Devlet Başkanı Rajkeswar (Kailash) Purryag 20 Temmuz


Cuma günü görevine başladı. Eski Devlet Başkanı Anerood Jugnauth,
geçtiğimiz Mart ayında koalisyon hükümeti ile anlaşamadığı gerekçesiyle
devlet başkanlığı görevinden istifa etmişti. Başbakan Navinchndra Ramgoolam
ve koalisyon üyeleri ile yaşanan gerginliğin ardından Jugnauth partisinde
siyaset yapmaya devam etme kararı
alarak geri adım atmıştı. Bu gelişmeler
Afrika’nın en istikrarlı ülkelerinde biri
olarak gösterilen Mauritius’taki sakin
havayı kesintiye uğratmıştı.

Jugnauth’un parti siyasetine dönmesi


hükümetle girişeceği mücadele için
şimdiden bir güç gösterisi olarak
yorumlanıyor. Öte yandan Başbakan Ramgoolam’ın verdiği önerge ile
parlamento sözcüsü ve İşçi Partisi üyesi Purryag’ı aday göstermesi yeni
başkan ile hükümet arasında uyumlu bir sürecin başlatılması yönünde
olumlu bir mesaj olarak algılanıyor. Çünkü her iki kanadın da ekonomik
hedefleri birbiriyle örtüşüyor.

Mauritius’ta genel seçimlerin 2015 yılında yapılması öngörülüyor.

Rajkeswar Purryag

BAŞA DÖN

9
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI HILLARY CLINTON MISIR'I ZİYARET ETTİ

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Muhammed Mursi'nin göreve gelmesinin


ardından Mısır'a ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi. İki gün süren ziyaret sırasında
Clinton, Cumhurbaşkanı Mursi’nin yanı sıra Yüksek Askerî Konsey Başkanı
Mareşal Hüseyin Tantavi, iş adamları ve sivil toplum temsilcileriyle de
temaslarda bulundu. Mursi ile sadece Mürabek'in devrilmesinin ardından
demokratik geçiş sürecinin akıbeti ve ekonomik kalkınma süreci ile ilgili değil,
ülkedeki dini özgürlükler ve azınlık hakları ile ilgili de görüştüğü bildirilen
Clinton, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ile Mısır'ın demokratik
sürecinin devam etmesi üzerinde durduk ve ben ona kadın ve azınlıklar dahil
tüm Mısırlılara hizmet etme ve herkesin hakkını koruma tavsiyesinde
bulundum.” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı'nın ziyareti ülkenin değişik politik grupları arasında tepkiyle
karşılandı. Hem Özgür Mısırlılar ve Barışçıl Değişim Cephesi gibi liberal gruplar,
hem Kıptiler, hem sol eğilimli gençlik hareketleri, hem de çeşitli İslami eğilimli
partiler Clinton'ın gelişini protesto etmek için gösteriler düzenlediler. ABD'yi, Mısır'ın içişlerine karışmak ve
Müslüman Kardeşler'le gizli anlaşama yapmakla suçlayan göstericiler, gizli anlaşmanın içeriğinin, ABD'nin Mursi ve
Müslüman Kardeşlere verdiği destek karşılığında Müslüman Kardeşlerin Filistin kolunun İsrail'e saldırmaması ve
İsrail'in güvenliğinin Mısır tarafından
tehdit edilmemesi olduğunu iddia
ettiler. ABD'nin Müslüman
Kardeşler'den Mübarek dönemi
yapılan anlaşmaları sürdürmesi,
Mısır'ın İran ile olan ilişkilerini
düzeltmemesi, böylece ABD'nin
bölgedeki ittifaklarını sıkıntıya
sokmaması konusunda da güvence
istediği iddia edildi. Protestoculara
destek veren Hıristiyan siyasal
önderler, önemli sermayedarlardan
Naguib Sawiris, insan hakları
aktivisti Michael Mounir ve eski
parlamenter Georgette Qeleini de
Clinton değişik politik gruplar arasında tepkiyle karşılandı
Clinton'la görüşmeyi reddettiler.

BAŞA DÖN

10
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

ABD SAVUNMA BAKANI PANETTA TUNUS'U ZİYARET ETTİ

ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, geçen sene başlayan ayaklanmaların ardından ilk
defa bir Kuzey Afrika ülkesine resmi ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında Tunus
Cumhurbaşkanı Moncef Mazrouki ile görüşen Panetta, ABD'nin El Kaide başta olmak
üzere aşırı teröristlerle mücadelede Tunus'a yardıma hazır olduğunu bildirdi. Bu
bağlamda, bölgesel istikrarın sağlanması ve iç güvenliğin geliştirilmesi için güvenlik
kurumlarının kurumsal becerilerinin arttırılması amacıyla yardım teklif eden Panetta,
Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya'dan oluşan Arap Mağrip Birliği’nin daha aktif
olmasını ve İslami Mağrip El Kaidesi'ne karşı etkili savunma yapılmasını
desteklediklerini vurguladı. Temmuz ayının başında Arap Mağrip Birliği'ne üye ülkelerin
dışişleri bakanları Cezayir'de buluşmuş ve örgütün aktifleşmesi için görüşmüşlerdi.

Bakan'ın ziyaretinin, ülkenin İslami kriterleri yeterince karşılayacak şekilde


yönetilmediğini düşünen Selefilerin bir aydan beri devam eden gösterilerinin sürdüğü
sırada gerçekleşmesi de önemli bir göstergeydi. Ilımlı İslamcı olarak değerlendirilen
iktidardaki En Nahda partisinin ülkenin laik kesimini, özellikle de kadınları korkuttuğu,
aşırı İslamcıları ise tatmin etmediği biliniyor. ABD'nin verdiği desteğin ülke içinde En
Nahda'nın elini güçlendirmesi bekleniyor.

Uluslararası çevrelerden
alınan siyasi ve ekonomik
desteğe rağmen ülkedeki
ekonomik durumun kritik
olduğu belirtiliyor. Ekonomik
göstergeleri bir türlü
düzelmeyen Tunus'ta
hükümetin müdahale çabaları
da sürüyor. Son olarak,
Merkez Bankası başkanının
hükümetin ekonomi
politikasıyla uyumlu bir para
politikası yürütmeyi reddettiği
gerekçesiyle görevden
Panetta, Cumhurbaşkanı Moncef Mazrouki ile bir araya geldi
alınması kararı parlamento
tarafından onaylandı.

BAŞA DÖN

11
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

INTERPOL’UN BATI AFRİKA BÜROSU ABİDJAN’DA AÇILDI

Interpol’un Batı Afrika bürosu Abidjan’da açıldı. 7 Temmuz’da açılan büro


ECOWAS üyeleri ve Moritanya dahil olmak üzere 16 ülkeyi kapsıyor. İlk defa 1994
yılında açılan, ancak teknik ve siyasi nedenlerle birçok kez çalışmasını durduran
büro, son olarak da Fildişi Sahili’nde yaşanan siyasi kriz nedeniyle Aralık 2010
tarihinde çalışmalarına ara vermiş ve 30 Mayıs 2011’de de resmi olarak
kapatılmıştı. Yaklaşık 14 ay sonra tekrar faaliyete geçen büronun esas olarak
uyuşturucu ticaretiyle mücadele etmesi planlanıyor.

BAŞA DÖN

SOMALİ’DE YENİ ANAYASA TASLAĞI KABUL EDİLDİ

Somalili liderler, bu ay içinde yeni bir hükümetin işbaşına gelmesinin yolunu


açacak yeni anayasayı onayladılar. 825 kabile liderinin katıldığı konseyde yapılan
oylamada yeni anayasa, 621 evet, 13 ret ve 11 çekimser oy ile onaylandı. Geçen ay
Somalili liderler tarafından oluşturulan konsey, BM destekli barış planı
doğrultusunda yeni anayasanın oylanması, 275 üyeli parlamentonun oluşturulması
ve yeni başkanın belirlenmesiyle görevlendirilmişti. Kabul edilen anayasanın en
önemli maddelerinden biri kız çocuklarına sünnet yapılmasının yasaklanması iken,
bir diğeri anne hayatının korunması için gereken durumlarda kürtaja izin verilmesi.
Yeni düzenlemelerin ardından, Şeriat hukuku ve Somali geleneksel yapısını
yansıtması beklenen anayasanın aşırı İslamcıların beklentilerini karşılamadığı ve
boykot çağrısında bulundukları bölgeden gelen haberler arasında yer alıyor.

BAŞA DÖN

KENYA EL ŞEBAB’I BİTİRMEDEN SOMALİ’Yİ TERK ETMEYECEK

Kenya Başbakanı Raila Odinga, Kenya’nın Somali’deki politikası ile ilgili bir dizi açıklama yaptı. Açıklamasında
Somali politikasının kararlılıkla sürdürüleceğini belirten Odinga, aksi takdirde Kenya’nın büyük bir güvenlik zafiyeti
yaşayacağının altını çizdi. Açıklamasında Somali özgür ve barışçıl bir ülke haline getirilene dek Kenya’nın da barış
içinde olamayacağına dikkat çeken Odinga, bu nedenle Kenya askerlerinin nihai amaca ulaşılana dek Somali’den
ayrılmayacağını vurguladı.

Mülteci sorunundan da bahseden Odinga, Somali sorununu çözdükleri takdirde Kenya üzerinde bir yük haline
gelen Dadaab Mülteci Kampı’ndaki 500,000 Somalili’nin de evlerine döneceklerini ve ülkesinin rahatlayacağını
belirtti.

12
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Öte yandan, son zamanlarda kiliselere


artan saldırılara kalıcı bir çözüm bulmak
amacıyla Garissa’da bölgenin Hıristiyan ve
Müslüman liderleriyle bir toplantı yapan
Başbakan, terörizmin dini, politik ve ırksal
sınırları aştığını belirtti ve tüm Kenyalıları
bu mücadelede güvenlik güçlerine destek
vermeye çağırdı. El-Kaide’nin Nijerya’da
Boko Haram ile kurduğu bağlantıya benzer
olarak Somali’de de El-Şebab ile ilişkiye
geçtiğini söyleyen Odinga, terörizmin tüm
bölgeyi mahvedebileceğini vurguladı.

Kenya askerleri amaca ulaşana dek Somali’de kalacak

BAŞA DÖN

ETİYOPYA’DA ETNİK VE DİNİ ÇATIŞMALAR YAŞANIYOR

Etiyopya’nın güneyinde, Kenya sınırında bulunan Mayole bölgesinde Temmuz ayının son haftasında çıkan etnik
çatışmalarda 18 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce kişinin yaralandığı çatışmalardan kaçan 20 bin kişi ise Kenya’ya
sığındı. Garri ve Borana klanları arasında çıkan silahlı çatışmanın günlerce sürmesinin böyle büyük bir göçe yol
açtığı belirtiliyor. Bölgeye gelen Etiyopya polis kuvvetlerinin durumu kontrol altına aldığı ve olayın sebeplerini
araştırmaya başladığı açıklandı. Kenya yetkililerinin ise, hala kırmızı alarmda oldukları ve çatışmaların her an
yeniden başlamasından endişe ettikleri bildirildi.

Etiyopya’da yaşanan bir diğer önemli


gerginlik de Müslüman kesimle hükümet
arasında meydana geldi. Sufizmin bir dalı
olan El Ahbaş mezhebini resmi olarak
tanıma hazırlığı yapan hükümete
Müslümanların bir kısmından tepki geldi. El
Ahbaş’ın resmi olarak tanınmasına karşı
çıkan Müslümanlar başkent Adis Ababa’da
15 Temmuz’da bir gösteri düzenledi.
Gösteriyi dağıtmak isteyen polisle
göstericiler arasında çatışma çıktı ve bir
gösterici hayatını kaybetti.

Hükümetin Lübnan kökenli El Ahbaş


Etiyopya’nın Kenya sınırındaki Mayole bölgesi gergin
mezhebinin Müslümanlar arasında yaygınlık
kazanması için çalışması ve devlet televizyonundan bu yönde propaganda yapılması diğer mezheplere mensup

13
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Müslümanlar arasında tepki topluyor. Aslında gerginlik EL Ahbaş mezhebine bağlı din görevlilerinin üç yıl önce
İslam İşleri Yüksek Kurulu'na üye yapılması ile başlamıştı. O zamandan beri artarak süren gerginlik bu ay yaşanan
ölümlerle birlikte doruğa çıktı. Etiyopya’da halkın % 60’ı Hıristiyan, % 30’u Müslüman ve %10’u da animizm gibi
diğer dinlere mensup bulunuyor.

BAŞA DÖN

KENYA, İRAN İLE İMZALAMIŞ OLDUĞU PETROL ANTLAŞMASINI İPTAL ETTİ

Kenya, İran Ulusal Petrol Şirketi ile 4 milyon ton petrol ithalatı için geçen ay
imzalamış olduğu ön anlaşmayı, ABD ve Avrupa Birliği'nin ambargo tehdidinin
ardından iptal etti. İptal kararının, ABD’nin İran’dan petrol ithal etme kararı
nedeniyle Kenya Hükümeti’ne bir dizi yaptırım uygulanabileceği açıklamasından
sonra gelmesi dikkat çekti. Kenya Enerji Bakanlığı Müsteşarı Patrick Nyoik yaptığı
açıklamada, "Uluslararası baskılardan dolayı İran ile petrol ithalatı görüşmelerimizi
sonlandırdık." dedi. ABD’nin görevden ayrılan eski Kenya Büyükelçisi Scott Gration,
İran'dan petrol ithal etmeyi planlayan Nairobi hükümetini, "ilişkilere ters etki
yapar" sözleriyle uyarmıştı.

BAŞA DÖN

DİFFA’DA BARIŞ, GÜVENLİK VE KALKINMA FORUMU DÜZENLENDİ

Nijer’in güneydoğusunda yer alan Diffa’da 3 Temmuz


günü Barış, Güvenlik ve Kalkınma Forumu düzenlendi.
Nijer Devlet Başkanı Issoufou Mahamadou’nın Çad Gölü
Havzası Komisyonu Başkanı sıfatıyla liderlik ettiği
forumda başta çevre sorunları olmak üzere bölgesel
konular görüşüldü. Forum sırasında konuşma yapan
Nijer Devlet Başkanı, Diffa bölgesinin zengin kaynaklara
sahip olduğunu, bu nedenle Çad, Nijer ve Nijerya
arasındaki ekonomik işbirliği ve bütünleşme sürecinde
önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti. Üç gün süren
ve Nijer’in yanı sıra Nijerya ve Çad’dan da üst düzey
Diffa zengin kaynaklara sahip yetkililerin katılım sağladığı forum, bölgesel işbirliğini
güçlendirici yeni programların ortaya koyulmasının
ardından sona erdi.

BAŞA DÖN

14
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

KONGO CUMHURİYETİ’NDE PARLAMENTO SEÇİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Kongo Cumhuriyeti’nde parlamento seçimleri 15 Temmuz’da gerçekleştirildi.


İki milyondan fazla seçmenin sandık başına gittiği seçimlere katılım oranı
açıklanmazken, gözlemciler katılımın % 15’lerde kaldığını belirtti. 20
Temmuz’da açıklanan sonuçlara göre, 139 sandalyeli parlamentoda 69 kişinin
oy çokluğuyla seçimi kazandığı, diğer sandalyeler içinse 5 Ağustos’ta ikinci tur
seçimlerin gerçekleştirileceği duyuruldu. Buna göre, 69 sandalyeden 57’sini
Devlet Başkanı Denis Sassou Nguesso’nun partisi olan Kongo Emek Partisi
(PCT) adayları kazandı. Parlamenter olmaya hak kazanan adaylardan ikisinin,
Devlet Başkanı Nguesso’nun çocukları Denis-Christel Sassou Nguesso ve
Claudia Lembouma Sassou Nguesso olması da dikkat çekti. 10 sandalye
PCT’nin müttefiki olarak anılan partilerin adayları tarafından kazanılırken,
muhalefet partileri yalnızca iki adayla parlamentoda temsil edilme hakkı elde
etti.

Kongo Cumhuriyeti
Anayasası uyarınca,
parlamento seçimleri tek üyeli seçim sistemine göre
gerçekleştiriliyor. Her aday tek bir sandalye için yarışırken,
seçmenler partiye değil adaylara oy veriyor.
Parlamentodaki bir konum için hiçbir adayın oyların
çoğunluğunu alamaması halinde ikinci tur seçimlere
gidiliyor.

Uluslararası gözlemciler seçimlerin adil bir ortamda


gerçekleştirildiğini ifade etti. Bununla birlikte, kimi
bölgelerde seçimleri protesto eden göstericilerle polis
arasında çatışmalar yaşandı ve üç gösterici polisin ateş
açması sonucu yaralandı.
Seçmenler partiye değil adaylara oy veriyor
BAŞA DÖN

NİJERYA’DA MÜSLÜMANLAR VE HIRİSTİYANLAR ARASINDA ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR

Nijerya’da Müslüman ve Hıristiyan eyaletlerin ortasında yer alan Plateau eyaletinde 9 Temmuz’da çıkan çatışmada,
100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Çatışmanın Müslüman Fulani grubuna mensup kişilerle Hıristiyan Berom
grubuna mensup kişiler arasında yaşandığı ifade ediliyor. Silahlı Müslüman grupların Hıristiyan köylerini basarak
katliam yaptığı öne sürüldü. Saldırının, ülkede geçtiğimiz aylarda eylemlerini arttıran radikal İslamcı örgüt Boko
Haram tarafından gerçekleştirildiği iddia edilirken, söz konusu örgüt saldırıyı üstlendiğine dair herhangi bir
açıklamada bulunmadı.

15
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Diğer yandan, çatışmada ölen Hıristiyanlar için 11 Temmuz’da düzenlenen cenaze


töreninde de silahlı saldırı gerçekleştirildi. Aralarında biri senatör iki Hıristiyan
siyasetçinin de bulunduğu yirmi kişinin yaşamını yitirdiği saldırıda, yüzlerce kişi de
yaralandı. Saldırıların sorumluları hakkında yorumda bulunmayan Nijeryalı
yetkililer, olayların ardından Jos kentinde sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında bir orta kuşak olarak anılan Plateau
eyaletinde, 2009 yılında çıkan çatışmada da 600’den fazla insan yaşamını yitirmiş
ve Boko Haram lideri Muhammed Yusuf ölü ele geçirilmişti. Boko Haram’ın İslami
Mağrip El-Kaide terör örgütü ile bağlantıları olduğu öne sürülüyor.

Nijerya Hıristiyan Derneği Başkanı Ayo Oritsejafor, 10 Temmuz’da yaptığı


açıklamada ülkede Müslümanların Hıristiyanlara saldırılarının son yıllarda önemli
ölçüde arttığına dikkat çekti. Oritsejafor, 2009 yılında Boko Haram’ın Jos kentinde
düzenlediği saldırılarda 600’den fazla insanın hayatını kaybettiğini hatırlatarak ABD’yi acil müdahaleye
çağırdıklarını belirtti. ABD Kongresi’nin üç Boko Haram liderini kara listeye almasının yeterli olmadığını belirten
Oritsejafor, Boko Haram’ın bir terör örgütü olarak ilan edilmesi gerektiğini kaydetti. “İslam ve İslamizm arasında
önemli bir fark vardır ve bu farkın ayırtına varılmaması bugün binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine
neden oluyor” diyen Başkan, eşitlik ve özgürlüğe inandığını söyleyen ABD ve uluslararası toplumun, zalimlerin
cezalandırılması için faaliyete geçmemelerinin ikiyüzlülük olduğunu dile getirdi.

BAŞA DÖN

ANGOLA VE KÜBA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALADI

Küba Parlamentosu Başkanı Ricardo Alarcón de Quesada, 3-8 Temmuz


tarihleri arasında Angola’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında Angolalı
meslektaşı Joao Manuel Gonsalves Louren ile temaslarda bulundu. Yapılan
görüşmeler sonucunda iki ülke arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı. On
maddeden oluşan ve beş yıl boyunca yürürlükte kalacak olan anlaşma, iki
hükümet arasında geliştirilmesi beklenen işbirliğinin ilke ve araçlarını
düzenliyor. Anlaşma, aynı zamanda iki ülke parlamentosundaki ortak
pozisyonların uyumlulaştırılmasını ve dostluk gruplarının eşgüdümlü
çalışmasını öngörüyor. Söz konusu anlaşma, iki ülkenin
parlamenterlerinden oluşan ortak bir komisyonun hazırlayacağı programlar çerçevesinde hayata geçirilecek.

Anlaşma hakkında açıklama yapan Küba Parlamentosu Başkanı de Quesada, bu anlaşmanın eşitlik, karşılıklı saygı
ve çıkar temelinde bir işbirliğini öngördüğünü ifade etti. De Quesada, iki ülke arasındaki işbirliğini
derinleştireceğine ve uluslararası alanda ortak bir tutum geliştirmelerini kolaylaştıracağına inandığı bu anlaşmanın,
bilgi ve tecrübe paylaşımı açısından da önemli olduğunu vurguladı.

BAŞA DÖN

16
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

SENEGAL’DE PARLAMENTO SEÇİMLERİ YAPILDI

Senegal’de 1 Temmuz’da parlamento seçimleri düzenlendi. Toplam 7200 adayın


150 koltuk için yarıştığı seçimlerin sonucunda Devlet Başkanı Macky Sall’ın
desteklediği Benno Bokk Yakaar (Umut İçin Birlik) Koalisyonu 119 koltuk kazanırken,
eski Devlet Başkanı Abdoulaye Wade’ın Senegal Demokratik Parti ancak 12 koltuk
kazanabildi. Parlamentonun ilk oturumunda Moustapha Niasse Parlamento
Başkanı seçildi.

Diğer taraftan, iktidar ile ülkenin güneyindeki ayrılıkçı Casamance bölgesi arasında
diyalog çağrıları sürüyor. Devlet Başkanı Macky Sall’in diyaloğa hazır olduklarını
bildirmesinin üzerine, Casamance Demokratik Güçler Hareketi’nin liderlerinden
Salif Sadio’dan olumlu yanıt geldi. Taraflar arasındaki görüşmelerin Afrika dışında
olması, arabuluculuk görevini ise Katolik Sant'Egidio Topluluğunun üstlenmesi
bekleniyor. BAŞA DÖN

MALİ’DE RADİKAL İSLAM GÜÇLENİYOR

Mali’nin kuzeyinde aylardır süren kanlı çatışmalar Temmuz ayında da devam etti.
Çatışmalar sonrası ayrılıkçı Tuareglerin örgütü MNLA kuzeydeki kontrolünü kaybederken,
radikal örgütlerin hakimiyet alanını genişlettiği görüldü. Gelinen son aşamada, Batı
Afrika’da ‘Cihad ve Birlik Hareketi’ (Mujao) Gao bölgesinin, El Kaide’nin Mağrip kolu
Tombuktu bölgesinin, Ansar Dine ise Kidal bölgesinin kontrolünü ele geçirdi. Radikal
İslamcılar ele geçirdikleri bölgeleri yağmalamaya devam ederken, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi radikal örgüt üyelerine yönelik yaptırım kararı aldı. Mali Başbakanı
Cheick Modibo Diarra ise, 12 Temmuz’da gerekleştirdiği Niamey ziyareti sırasında radikal
İslamcıların izole edilmesi koşuluğuyla kuzeydeki ayrılıkçılarla diyaloğa açık olduklarını
bildirdi.

Diğer taraftan Mali’de cunta destekli geçici hükümetin yerine meşru ulusal bir hükümetin
kurulmasına yönelik uluslararası baskılar artıyor. 7 Temmuz’da toplanan ECOWAS ülkeleri
Mali’de 31 Temmuz’a kadar ulusal bir hükümetin kurulmasını, aksi takdirde Mali’nin
üyeliğinin askıya alınacağını bildirdi. ECOWAS’ın ardından 14 Temmuz’daki toplanan Afrika Birliği Barış ve Güvenlik
Konseyi de ülkede acilen ulusal hükümetin kurulması çağrısında bulundu. Uluslararası toplumdan gelen baskıların
ardından Başbakan Cheick Modibo Diarra’yı istifaya çağıran muhalafet, Diarra’nın askeri cunta desteğiyle göreve
geldiğini ve görevdeki üç aylık süre boyunca barışın yeniden tesis edilmesi için hiçbir somut adım atamadığını kaydetti.
Ancak Diarra istifa talebini reddetti. Diğer taraftan Mali’nin geçici Devlet Başkanı Dioncunda Traore 28 Temmuz’da
tedavi gördüğü Fransa’dan ülkesine döndü. Döner dönmez yeni hükümet kurma çalışmalarına başlayan Traore,
ECOWAS’ın verdiği sürenin dolmasının ardından 31 Temmuz’da on günlük ek süre talebinde bulundu. Çalışmalarına hız
kazandıran Traore’nin Ağustos ayının başında yeni hükümeti kurması beklenirken, yeni hükümette Başbakan Cheick
Modibo Diarra’nın yer alıp almayacağı halen bilinmiyor.

BAŞA DÖN

17
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

SENEGAL HÜKÜMETİ ÇAD’IN ESKİ DEVLET BAŞKANI HİSSENE HABRÉ’Yİ YARGILAMAYI KABUL ETTİ

Senegal hükümeti Çad’ın eski Devlet Başkanı Hissene Habré’yi yargılamayı


kabul etti. Dakar hükümeti, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM)
uyarısının ardından Habré’yi yargılayacaklarını, yargılamanın Afrika Birliği ile
işbirliği içinde kurulacak özel bir mahkemede yapılacağını bildirdi. UCM, 20
Temmuz’da aldığı kararda, Çad’ın eski Devlet Başkanının Senegal tarafından
hemen yargılanmaya başlamaması durumunda Belçika’ya iadesinin
istenmesine karar vermişti.

Senegal’in yargılamayı kabul etmesi Çad hükümeti tarafından olumlu


karşılandı. Çadlı sivil toplum örgütleri 12 yıldır davada herhangi bir ilerleme
görülmemesinden rahatsız oluyordu. Habré, Çad iç savaşı sırasında binlerce
kişinin ölmesi ve işkenceye maruz kalmasından sorumlu tutuluyor.

Hissene Habre BAŞA DÖN

LİBERYA’DA TAYLOR HÜKÜMETİNDE GÖREV YAPAN SİYASETÇİLERİN SEYAHAT YASAĞI KALDIRILDI

BM Güvenlik Konseyi, 25 Temmuz’da, Charles Taylor hükümetinde görev yapan


17 siyasetçiye on yıl önce getirilen seyahat özgürlüğünün kısıtlanması başta
olmak üzere çeşitli yasakları kaldırma kararı aldı. Liberya’nın eski Devlet Başkanı
olan Charles Taylor, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından 1991-2002
yılları arasında Sierra Leone’de yaşanan iç savaşta işlediği ispat edilen 11 ayrı
savaş suçu nedeniyle geçtiğimiz Mayıs ayında
50 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. BM
tarafından Taylor’a yakınlığı ile bilinen 17
siyasetçiye uygulanan yasaklar, Taylor’ı görev
başındayken zayıflatmak amacıyla getirilmişti.
Güvenlik Konseyi kararında, siyasetçilere
getirilen yasakların kaldırıldığını duyururken
kararın nedenine ilişkin herhangi bir açıklama
yapılmadı. Söz konusu siyasetçiler arasında
Taylor’ın eski eşleri Agnes Reeves Taylor ve
Jewel Howard Taylor da bulunuyor. Howard Taylor şu anda Liberya Senatosu’nda
görev yapıyor.
Taylor’un eşi Senatör Howard Taylor
Kararı değerlendiren Liberya Dışişleri Bakanı Augustine Naguafan, yasakların
kaldırılmasının Liberya hükümeti için mutluluk verici olduğunu dile getirdi. Yasak getirilen siyasetçilerden pek
çoğunun şu anda Liberya’da aktif siyasetin içinde bulunduğuna dikkat çeken Naguafan, uzun süredir bekledikleri

18
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

bu kararın hem ülkenin uluslararası itibarını yeniden sağlayacağını hem de yasaklar nedeniyle karşılaştıkları
yönetimsel sorunları bertaraf edeceğini ifade etti.

BAŞA DÖN

TOGO BAŞBAKANI GİLBERT FOUSSOUN HOUNGBO İSTİFA ETTİ

Togo Başbakanı Gilbert Foussoun Houngbo istifa etti. 50 yaşındaki


başbakanın istifasının nedeni hakkında net bir açıklama yapılmadı. Ancak
Houngbo’nun yakınları, istifa sebebinin başbakan ile devlet başkanı
arasındaki anlaşmazlıktan ziyade, ülkede son dönemde artan muhalif
gösteriler olduğunu düşünüyor. Önemli muhalif isimlerin katıldığı ve Togo
güvenlik güçlerince müdahale edilen gösteriler birçok kesimin tepkisini
çekmişti. Houngbo’nun istifasının ardından Devlet Başkanı Faure
Gnassingbé 19 Temmuz’da Arthème Séléagodji Ahoomey-Zunu’yu yeni
başbakan olarak atadı.

BAŞA DÖN
Gilbert Foussoun Houngbo

FRANSA, EKVOTOR GİNESİ DEVLET BAŞKANININ OĞLU TEODORİN OBİANG NGUEMA HAKKINDA
TUTUKLAMA KARARI VERDİ

Fransız yargısı, bir buçuk yıl süren soruşturmanın ardından 13 Temmuz’da Ekvotor Ginesi Devlet Başkanı’nın oğlu
Teodorin Obiang Nguema’nın zimmetine para geçirdiği ve kara para akladığı gerekçesiyle tutuklanmasına karar
verdi. Kararın açıklanmasının ardından Nguema’nın avukatı Emmanuel Marsigny, müvekkilinin diplomatik
dokunulmazlığa sahip olduğunu, bu nedenle tutuklanmasının söz konusu olamayacağını bildirdi.

BAŞA DÖN

GABON VE FİLDİŞİ SAHİLİ DEVLET BAŞKANLARI HOLLANDE’I ZİYARET ETTİ

Fransa’da Mayıs ayında gerçekleşen


seçimlerin ardından devlet başkanı
olan François Hollande’a Afrika
devletlerinin başkanlarının
ziyaretleri devam ediyor. 5
Temmuz’da Gabon Devlet Başkanı
Ali Bongo’yu, 26 Temmuz’da da
Hollande ve Ali Bongo
Fildişi Sahili Devlet Başkanı Alassane Hollande ve Alassane Quattara

19
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Ouattara’yı kabul eden Hollande’ın söz konusu görüşmeleri yeni dönemde Fransa-Afrika ilişkileri için önemli bir
gelişme olarak değerlendirildi. Nitekim Fildişi Sahilleri Devlet Başkanı Alassane Ouattara’nın eski devlet başkanı
Nicholas Sarkozy ile yakın ilişkide olduğu biliniyordu ve Hollande seçim kampanyası sırasında Gabon Devlet
Başkanı’nı demokratik olmadığı gerekçesiyle eleştirmişti. Taraflar, ikili görüşmelerde, eski dönemden miras kalan
olumsuzlukların yeni dönemde ilişkilere yansımamasına önem vereceklerini ve ikili işbirliğinin artarak devam
edeceğini belirttiler. François Hollande seçim kampanyası sırasında Sarkozy’nin Afrika politikasını eleştirmiş ve
seçilmesi halinde ikili ilişkilerini eşitlik ve karşılıklı yarar temelinde yürütüleceği sözünü vermişti.

BAŞA DÖN

MALAVİ GÖLÜNDEKİ PETROL ARAMA ÇALIŞMALARI SINIR SORUNUNU YENİDEN GÜNDEME TAŞIDI

Malavi, geçtiğimiz yıl Ekim ayında, İngiltere merkezli bir petrol


şirketine Malavi Gölü olarak bilinen Nyassa Gölü’nde petrol ve gaz
arama faaliyetleri yürütmesi için lisans vermişti. Malavi gölü iki
komşu ülke olan Tanzanya ile Malavi arasında sorunlu bir sınır
oluşturuyor. Bu nedenle Tanzanya, şirketin çalışmaya başlaması
üzerine, iki ülke arasındaki sınır sorunları çözülene dek araştırma
faaliyetlerinin durdurulmasını istedi.

Tanzanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Assah Mwambene, Malavi’nin


sömürge sınırlarına dayanarak gölün tamamı üzerinde hak ettiğini,
ancak konum gereği göl üzerinde iki ülkenin de ortak kullanım hakkı
olduğuna değindi. Göldeki petrol arama faaliyetlerinin
sürdürülmesi halinde ise iki ülke arasında 50 yılı aşkın süredir
devam eden sınır sorununun yeniden alevlenebileceğini gerekçe
göstererek, 30 Temmuz Pazartesi günü Malavi’yi uyardı. Aksi halde
soruna ilişkin müzakerelerin tehlikeye girebileceği belirtiliyor.

Yeşil bölge arama çalışmaları için lisans alınan BAŞA DÖN


bölgeyi gösteriyor

20
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

EKONOMİ

AFRİKALI KADINLAR EKONOMİK ZİRVESİ

II. Afrikalı Kadınlar Ekonomik Zirvesi, 12-14


Temmuz tarihleri arasında Nijerya’nın Lagos
kentinde düzenlendi. Afrika Kalkınma Bankası’nın
himayesinde “New Faces, New Voices” adlı sivil
toplum kuruluşu tarafından düzenlenen zirveye,
kıta genelinden pek çok girişimci ve yatırımcı
kadın katıldı.

Zirvenin açılışında konuşan Afrika Kalkınma


Bankası Başkanı Donald Kabureka, kadınların Afrika kıtasının toplam nüfusunun yarısını teşkil ettiğini ve kadın
potansiyelinin ekonomiye dâhil edilmesinin kalkınma sorunsalının aşılmasında önemli bir adım olacağını ifade etti.
Nijerya Finans Bakanı Ngozi Okonjo-Iweala ise, “Kadına yatırım yapmak insanlığa yatırım yapmaktır, kadınları
ekonomik hayattan dışlarsak çok önemli bir fırsatı kaçırırız.” şeklinde konuştu.

Zirvenin sonuç bildirgesinde, geçtiğimiz yirmi yılda Afrikalı kadınların eğitim, sağlık, alım gücü ve ekonomik girişim
alanlarında önemli ölçüde ilerleme kaydettiği ifade edildi. Buna göre, Afrika kıtasında önümüzdeki on yılda
ekonomideki kadın gücünün önemli ölçüde artması beklentisi bildirgede ifadesini buldu. Bildirgede ayrıca, Afrika
hükümetlerine kadınları ekonomik hayata dahil etmek için koruyucu tedbirler getirmesi, eğitim olanaklarının
arttırılması ve iş sahası açılması çağrısında bulunuldu.

BAŞA DÖN

2012 AFRİKA’NIN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ RAPORU YAYINLANDI

Afrika Kalkınma Bankası, OECD


Kalkınma Merkezi, Birleşmiş Milletler
Afrika Ekonomik Komisyonu (UNECA)
ve Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı’nın (UNDP) ortaklaşa
hazırladıkları rapora göre, 2000-2008
arasında, dünyanın diğer ülkelerini
katlayan ekonomik büyüme oranlarına
ve daha iyi eğitimli gençlerin
yetişmesine rağmen, Afrika’da 15-24
yaşlar arasındaki gençler için sadece

21
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

16 milyon iş yaratıldı. Rapora göre, bugün, kıtadaki işsizlerin % 60’ını gençler oluşturuyor. Sayıları 40 milyonu
bulan bu gençlerin, çoğunluğu kadınlar olmak üzere, %22’si iş aramayı bırakmış durumda.

Raporda gelecekte büyümenin sağlanması için genç nüfusun bir fırsat olduğu belirtilirken, 2045 yılına kadar genç
nüfusunun ikiye katlanması ile Afrika’daki ülkelerin daha fazla istihdama ihtiyacı olacağı ve gençlere yeni
becerilerin kazandırılması gerektiğinin altı çiziliyor.

2012 Yıllık Afrika’nın Ekonomik Görünümü Raporu, kıtadaki 54 ülkenin 53’ündeki ekonomik, sosyal ve siyasi
gelişmeleri kapsıyor. Tek tek ülke performanslarını içeren raporun tümüne
http://www.africaneconomicoutlook.org adresinden erişilebilir.

BAŞA DÖN

ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER AFRİKA EKONOMİSİNE ZARAR VERİYOR

Bir araştırma firmasının yayınladığı rapora göre, Afrika’daki çok uluslu


şirketler her yıl kıtadan 1,5 trilyon dolara yakın paranın gelişmiş ülkelere
akmasına neden oluyor. Kıtadan transfer edilen büyük rezervler
enflasyon oranlarının artmasına, vergilerin yükselmesine ve daha büyük
borç bataklarına saplanılmasına yol açıyor. Rapora göre, bu şirketler
Afrika’nın gelişmiş bölgelere bağımlılığının artmasının da başlıca nedeni.
Gelirler, kıta dışına çıkmasa bile yerel otoritelerin eline geçiyor ve ülke
kalkınması için kullanılamıyor.

Ruanda Gümrük Bakanı Richard Tusebe rapor hakkında New Times ile
gerçekleştirdiği görüşmede, Ruanda’nın bu durumdan olumsuz
etkilenmeyen ülkeler içerisinde olduğunu çünkü uluslararası alanda
faaliyet gösteren büyük vergilendirme şirketleriyle çalıştığını ve kar
transferini düzenlemek için durumun dengelendirildiğini belirtti.

BAŞA DÖN

SHELL’DEN NİJERYA’YA BÜYÜK YATIRIM

Shell, Nijerya’da iki ayrı proje için 4 milyar dolarlık yatırım yaptı.
Shell Nijerya Petrol Geliştirme Şirketi, geçtiğimiz günlerde ülkede
doğal gaz ve petrol projeleri için iki ayrı bölgede büyük projelere
imza attığını duyurdu.

Projeler Federal Hükümet’in onayının ardından hemen


uygulamaya konulacak. Chevron ve Total ile birlikte yürütülecek

22
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

olan projelerde yasal işlemler önümüzdeki aya kadar tamamlanacak.

Shell’in Finans Şefi Simon Henry, Londra’da muhabirlere verdiği demeçte, projelerin Forcados-Yokri ve Southern
Swamp bölgelerinde gerçekleştirileceğini bildirdi. Henry’nin açıklamasına göre, projeler sorunsuz
tamamlandığında iki bölgeden günlük toplam 185.000 varil petrol çıkarılacak.

Yeni projelerde birlikte, Nijerya’nın petrol konusunda geçtiğimiz dönemde yaşadığı sıkıntıların sona ermesi
bekleniyor.

BAŞA DÖN

AFRİKA’YA YAPILAN YARDIMLAR AZALIYOR

İnsani Yardım Girişimi Küresel Fonu tarafından hazırlanan rapora


göre, 10 yıllık dönem içerisinde, 2011 yılında Afrika’ya yapılan
yardımlarda büyük bir düşüş söz konusu. Raporun sunduğu
istatistikler, uluslararası toplumun ihtiyaçların yalnızca % 20’lik
kısmını karşılayabildiğini ortaya koyuyor.

Rapora göre, hesaplanan insani ihtiyaç miktarı 8,8 milyar dolar


ancak uluslararası toplum bu ihtiyacı karşılama konusundaki
yetersizliğini Haiti ve Pakistan depremlerinde açıkça gözler
önüne serdi.

Rapor tarafından ortaya çıkarılan ve tartışma yaratan bir diğer unsur ise, yardıma muhtaç insan sayısının 2010
yılında 74 milyon olarak hesaplanırken geçtiğimiz yıl bu rakamın 62 milyona düşmesine karşın, ihtiyaçları karşılama
konusunda uluslararası toplumun herhangi bir gelişme gösterememesi ve geçtiğimiz yıl ihtiyaçların yalnızca %
38’inin karşılanabilmesi.

BAŞA DÖN

İNSAN HAKLARI

UNICEF 40.000 AFRİKALI ÇOCUĞUN BATILI ZENGİNLER TARAFINDAN EVLAT EDİNİLDİĞİNİ AÇIKLADI

UNICEF'in Etiyopya'daki temsilcisi Patrizia DiGiovanni, Danimarka'da yayımlanan Politiken gazetesine verdiği
röportajda, Batı ülkeleri tarafından 10 yılda 40 binin üzerinde Afrikalı çocuğun evlat edinildiğini açıladı. Röportajda,
“Afrika ülkelerini fakirlikten kurtarmak için evlat edinmek çare olarak görülmemeli. Bizim endişemiz, Batı

23
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

ülkelerinin, Afrika ülkelerini evlat edinilen pazarlar olarak görmeye


başlamaları” diyen DiGiovanni, bu durumun kötü sonuçlar
doğurabileceği uyarısında bulundu. Yapılması gerekenin Afrikalı
çocukların sorunlarına kalıcı ve yerinde çözümler bulmak olduğunu
vurgulayan DiGiovanni, çocukları Afrika'dan kaçırmaya çalışmanın ve
aileleri parçalamanın doğru olmadığını savundu. DiGiovanni, Afrikalı
çocukların neredeyse bir ihraç kalemi haline geldiği uyarısında
bulunarak 27.000'e yakın çocukla en çok evlatlık çocuk alınan ülkenin
Etiyopya olduğunu söyledi.

BAŞA DÖN

MALAVİ DEVLET BAŞKANI TUTUKLULARA AF ÇIKARDI

Reformlarıyla dikkat çeken Malavi Devlet


Başkanı Joyce Banda, 6 Temmuz Cuma
günü mahkumlar için af ilan etti.
Malavi’nin İngiltere’den bağımsızlığını
kazanmasının 48. yıl kutlamalarında af
kararının açıklanmasının hemen
ardından 377 mahkum serbest bırakıldı.
Banda, çocuk tacizcileri ile tecavüz
suçundan yatan diğer mahkumların af
kapsamına alınmadığını özenle vurguladı.
Serbest bırakılan mahkumlar ise
mahkumiyetlerinin yarı süresi boyunca
“iyi hal” ve “şiddete karışmamış olma”
şartını yerine getirmiş kişilerden
oluşuyor.
Aftan sonra ayaklanan mahkumları güvenlik güçleri bastırdı
Af ilanından 2 gün sonra ve mahkumların
serbest bırakılmasının hemen ardından Malavi hapishanelerinde isyan çıktı. Serbest bırakılanlar arasında af
koşullarını sağlamayanların da bulunduğunu iddia eden mahkumların çıkardığı ayaklanmalar gardiyanlar ve
güvenlik güçlerince bastırıldı.

BAŞA DÖN

İSYANCI LİDER LUBANGA 14 YILA MAHKÛM EDİLDİ

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından yargılanmakta olan Kongolu isyancı lider Thomas Lubanga, 14 yıl
hapis cezasına mahkûm edildi. 10 Temmuz’da gerçekleştirilen duruşmada hâkim Adrian Fulford, eski UCM savcısı
Louis Moreno Ocampo’nun Lubanga için 30 yıl hapis istemini reddederek, çocuk asker kullanmaktan suçlu bulunan
sanık için 14 yıla hükmetti. Hâkim Fulford, Lubanga’nın mahkemeyle uyum içinde olmasını överken, eski savcı Luis

24
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Moreno-Ocampo'yu yaptığı hatalar, iddiaları destekleyecek kanıt


sunamaması ve çalışanlarının basına yanıltıcı açıklamalar yapması nedeniyle
suçladı. Hâkim ayrıca eski savcının tanıkları kullanma biçimini de eleştirdi.

14 Mart’ta görülen duruşmada Mahkeme, Lubanga’yı 1998-2003 yılları


arasında yaşanan iç savaşta 15 yaşın altındaki çocukları asker olarak
kullanmaktan suçlu bulmuştu. Hema etnik grubuna mensup olan Lubanga,
iç savaşın faillerinden olan Kongo Vatanseverler Birliği (UPC) lideriydi. Savaş
suçu işlemekle suçlanan Lubanga’nın, Hema ile Lendus etnik grupları
arasında 1998-2003 yılları arasında meydana gelen iç savaşta, 15 yaşın
altındaki çocukları Lendus etnik kesimini öldürmek için kullandığı ifade ediliyor. BM rakamlarına göre 3.000’den
fazla çocuk söz konusu dönemde Lubanga tarafından savaşçı olarak kullanılmıştı.

Lubanga davası UCM’nin karara bağladığı ilk dava oldu. 2009


yılında başlayan davada toplam 204 oturum gerçekleştirildi.
Dava süresince 129 mağdurun ve Lubanga tarafından çocuk
asker olarak kullanılan 10 çocuğun bizzat ifadesine başvuruldu.
Dava devam ederken eski UCM savcısı Ocampo, “gizlilik”
nedeniyle bazı delilleri savunma tarafından saklaması sonucu
2010 yılında Lubanga’nın adil yargılama hakkının ihlal edildiği
gerekçesiyle salıverilmesi de gündeme gelmişti.

Thomas Lubanga

BAŞA DÖN

İSRAİL’DE AFRİKALI GÖÇMENLERE YÖNELİK KÖTÜ MUAMELE DEVAM EDİYOR

İsrail’de Afrikalı göçmenlere yönelik kötü muamele artarak devam ediyor. Son olarak 11 Temmuz’da Kudüs
merkezde yaşayan Eritreli bir çift ırkçı saldırıya maruz kaldı. Çiftin oturdukları dairede gece yarısı yangın çıkarıldı.
Eritreli koca ağır yaralanırken, 7 aylık hamile eşi dumandan etkilendi. Aynı mahallede Afrikalı göçmenlerin
yaşadığı apartmanlarda daha önce de yangın çıkarılmıştı.

Diğer taraftan İsrail hükümetinin, başkanlık krizi sonrası İsrail’e göç eden Fildişi Sahilli göçmenlerin ülkelerine geri
dönmelerine yönelik baskıları artıyor. İsrail İçleri Bakanı Elie Yishaï, 28 Hazrian’da, göçmenlere ülkelerine geri
dönmeleri için ultimatom vermişti. İsrailli yetkililer Fildişi Sahili hükümeti ile anlaşmaya vardıklarını, buna rağmen
göçmenlerin ülkelerine geri dönmediklerini kaydetti. Tel Aviv’deki göçmenlerle ilgili bir sivil toplum yetkilisi olan
Igal Shtayim ise, İsrail’de kalmaya çalışan göçmenlerin büyük kısmının Fildişi Sahili’nin eski Devlet Başkanı Laurent
Gbagbo taraftarı olduğunu, ülkelerine dönmeleri halinde tutuklanacaklarını bildiklerinden dönmek istemediklerini
kaydetti.

BAŞA DÖN

25
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

ÇEVRE – SAĞLIK

ZANZİBAR’DA FERİBOT FACİASI: 145 ÖLÜ

18 Temmuz Çarşamba günü, Tanzanya’nın Dar es


Salaam limanından yola çıkan ve bölgenin turizm
merkezi Zanzibar’a doğru yol alan M/V Skagit adlı
feribot fırtınaya yakalanarak alabora oldu. Daha
önce Washington Eyalet Feribotlarından birisi olan
geminin ABD Sahil Güvenlik Teşkilatı tarafından en
fazla 230 yolcu taşıyabileceği şeklinde
belgelendirildiği, oysa kaza anında gemide 290
yolcu bulunduğu ortaya çıktı.

Kazadan 4 gün sonra Zanzibarlı yetkililer arama-


kurtarma çalışmalarının sonlandırıldığını ve
toplamda 145 kişinin hayatını kaybettiğini

açıkladılar. Zanzibar polis sözcüsü Muhammed Gemide 290 yolcu bulunduğu ortaya çıktı
Mhina, Reuters’a yaptığı açıklamada, “ Bugün (22
Temmuz Cuma) 5 kişinin daha cesedine ulaştık ve toplam sayı 73’e ulaştı. Feribotta 290 kişi vardı ve bunların 145’i
kurtarıldı, yani 72 kişinin halen akıbeti bilinmiyor” dedi. Sözlerine artık hayatta kalan birilerini bulmanın imkânsız
olduğundan bahsederek devam eden Mhina, bundan sonra operasyonun cesetlerin kimliklerini ortaya çıkarmak
için devam edeceğini söyledi.

Ölenlerin kimlik ve milliyetleri henüz açıklanmadı, ancak Tanzanya makamları aralarında Avrupalılar da olduğunu
duyurdu. Buna ek olarak, feribotta en az 31 çocuk yolcu bulunuyordu.

Polis ise feribot faciası ile ilgili yaptığı soruşturma sonucu geminin sahibi, kaptanı ve tayfası da dâhil olmak üzere 6
şüpheliyi tutukladı. Öte yandan özerk bir ada olan Zanzibar’ın Devlet Başkanı Ali Muhammed Şein, kazada hayatını
kaybedenler için üç günlük yas ilan etti.

BAŞA DÖN

UGANDA VE KENYA’DA EBOLA PANİĞİ

Uganda Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, 28 Temmuz Cumartesi günü, Kampala’da düzenledikleri
toplantıda, Temmuz ayının başından beri 14 kişinin tedavisi bulunmayan Ebola virüsünden dolayı öldüğünü
açıkladı. Ülkenin batısındaki Kagadi bölgesinde yayılmaya başlayan virüs son olarak başkent Kampala’da bir kişinin

26
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

hayatını kaybetmesine neden oldu. Kampala’nın salgının görüldüğüne dair açıklama yapmasının ardından Kenya
da Uganda sınırındaki eyaletlerde Ebola
alarmı verdi.

Yetkililer virüsün fiziksel temas yoluyla


hızla bulaştığını belirterek her geçen gün
karantina altına alınanların arttığının altını
çizdi. Ülkede virüs kapan ya da
kaptığından şüphelenilen kişiler derhal
karantina altına alınıyor. Bu çerçevede,
Kampala’nın en önemli devlet hastanesi
Mulago’da yedi doktor ve 13 sağlık
görevlisi de, içlerinden iki tanesinin
Ebola'ya yakalanması nedeniyle
karantinaya alındı.

Uganda Devlet Başkanı Museveni yaptığı açıklamada, kısa vadede Ebola’ya çözüm bulmanın zor olduğunu
vurgulayarak, vatandaşlarını fiziksel temastan uzak durmaya çağırdı. Museveni buna ek olarak, bu virüse yakalanıp
ölenler olursa, cesetlerinin gömülmek yerine, tetkikler için ilgili kurumlara ulaştırılmasını istedi.

İlk olarak 1976 yılında Kongo’da görülen Ebola virüsü adını Afrika’daki bir nehirden alıyor. İshal, kanama, boğaz
ağrısı, yüksek ateş ve deri döküntüsü gibi belirtiler gösteren vakaların % 90’ı ölümle sonuçlanıyor. Doğu Afrika
ülkesi Uganda, geçtiğimiz 12 yıl içerisinde üç kez Ebola salgını yaşadı. Bunlar arasında en çok can kaybı 2000 yılında
425 kişide Ebola virüsünün teşhis edildiği salgındı ve virüse yakalananların yarıdan fazlası ölmüştü.

BAŞA DÖN

NAMİBYA’DA SU KAYNAĞI BULUNDU

Namibya’nın kuzeyinde Sahra-altının en kurak


bölgesinin su ihtiyacını 400 yıl boyunca
karşılayacak zenginlikte su kaynağı tespit
edildi. 10 bin yıl önce oluştuğu tahmin edilen
su kaynağının pek çok kaynaktan daha temiz
olduğu belirtildi. Angola sınırının Namibya
tarafında bulunan yeraltı su kaynağına
Ohangwena II (Hayat Suyu) adı verildi.
Ohangwena II, 200 metre derinlikte, 70
kilometreye 40 kilometre genişliğe ve 5 milyar
metreküp potansiyele sahip.

Alman ve Namibyalı araştırmacılar yer altı suyunu analiz eti

27
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Bilinçsiz ve kaçak tüketimin kaynağın etkinliğini azaltmaması için Namibya


hükümeti şimdiden önlem almaya başladı. Hükümet, suyun sürdürülebilir bir
şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlamak amacıyla Almanya ve diğer
Avrupa Birliği ülkelerden uzmanların yardımına başvurdu.

Dev kaynağı açığa çıkaran projenin yöneticisi Almanya Federal Jeobilim ve


Doğal Kaynaklar Enstitüsü uzmanlarından Martin Quinger, tabakanın taşıdığı su
için, Namibya nüfusunun % 40’ının yaşadığı bölgeye bugün ulaşan miktar
üzerinden yapılacak bir hesaplama ile 400 yıllık bir kullanımın söz konusu
olacağını söyledi. Yeraltı su tabakası bölgedeki tarımın yapısını değiştirme
yönünde büyük bir potansiyele sahip. Ayrıca Namibya’daki kuraklığa karşı 15
yıllık bir koruma sağlayabileceği söyleniyor.

BAŞA DÖN

MADAGASKAR LEMURLARI TEHDİT ALTINDA

Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin yaptığı araştırma, Madagaskar


lemurlarının yeryüzünde nesli en çok tehdit altında bulunan memeliler
olduğunu gösterdi. Primatolog Christoph Schwitzer, nesli tükenmekte olan 103
lemur türünü konu alan Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin Madagaskar'ın
başkenti Antananarivo'da 14 Temmuz’da başlayıp bir hafta süren
konferansından sonra yaptığı açıklamada, dünyada nesli tükenmekte olan

28
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

maymun türlerinin büyük bölümünün Madagaskar'da yaşadığını ifade etti.

Sadece Madagaskar'da bulunan lemur türlerinin % 90'nın, Dünya Doğa Koruma Birliği tarafından nesli ''kritik
tehlikede'', ''tehlikede'' ve ''hassas'' türler olarak kırmızı listeye alındığı belirtildi.

2009'dan bu yana ülkedeki bitmeyen siyasi krizle beraber tropikal ormanlardaki doğal yaşam alanlarının yok
edilmesi ve yabani hayvan etinin tüketimindeki artış, lemurların sayısını büyük ölçüde düşürüyor. Birliğe göre,
ülke siyasetindeki belirsizlik, fakirliği ve yasadışı hayvan kesimini arttırdı.

Madagaskar lemurları, dünyada maymun türlerinin % 20'sini oluşturuyor.

BAŞA DÖN

NAMİBYA’DA FOK AVI 86 BİN HEDEF KOYDU

Namibya’da her yıl düzenlenen fok avı


15 Temmuz Pazar günü başladı ve
Kasım ayına kadar devam edecek. Bu
yılın hedefi 80 bin yavru ve 6 bin
yetişkin fokun avlanması olarak
belirlendi. Çevreci gruplar bu katliama
seslerini yükseltirken, Namibyalı
yetkililer kendilerini fok
popülasyonundaki dengesiz artışın
balıkçılık faaliyetlerini tehdit ettiği
gerekçesiyle savundular. Çevreciler ise,
bu çabaların fokların kürk ve yağının
satışından elde edilecek ticari kar için
olduğunda ısrarcı.

Namibya, dünyadaki en geniş çaplı


yıllık fok avında Kanada’dan sonra
ikinci sırada geliyor. Avlanan fokların postları, kozmetik sektöründe kullanılan yağları ve afrodizyak etkisi olduğuna
inanılan erkek fokların cinsel organları, lisanslı 7 ticari fabrikada işlenip satılıyor. Namibya ve Kanada’dan başka
İzlanda, Norveç, İsveç, Finlandiya ve Grönland da dünyada fok avıyla bilinen ülkelerden. Ancak Namibya, yavru
fokların da avlandığı tek ülke.

BAŞA DÖN

29
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ’NDE İSYANCILAR DAĞ GORİLLERİ İÇİN ARAŞTIRMA YAPILMASINA


İZİN VERDİ

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusunda Nisan ayında patlak veren isyan, doğal hayatı da olumsuz yönde
etkiliyor. Doğal yaşam alanları ülkenin doğusundaki Virunga Ulusal Parkı olan ve nesilleri tükenme tehlikesi ile
karşı karşıya kalan dağ gorillerinin izine çatışmaların başlamasından bu yana rastlanmıyor.

Virunga Ulusal Parkı’nın bulunduğu Goma’nın


kontrolünü elinde bulunduran isyancılar, bölgede dağ
gorillerini korumaya yönelik BM tarafından inceleme
başlatılmasını kabul etti. 24 Temmuz’da açıklama
yapan Virunga Ulusal Parkı Müdürü Emmanuel de
Merode, ordu yetkilileri ile bölgenin kontrolünü elinde
bulunduran M23 gerillalarının, dağ gorilleri hakkında
BM destekli bir araştırma yürütülmesi konusunda
anlaştıklarını ifade etti. Merode, 45 kişilik bir ekiple
bölgede altı goril ailesinin izlerinin araştırılacağını ve
koruma altına alınabilmeleri için barınaklar inşa edileceğini bildirdi. Bölgedeki çatışmalarda ağır makineli silahların
ve savaş helikopterlerinin yoğun şekilde kullanılmasının dağ gorillerinin yaşam alanlarını önemli ölçüde tahrip
ettiğini dile getiren Merode, çatışmaların goril ailelerinin izlenmesini de imkânsız hale getirdiğini kaydetti.

Yaşam alanları Ruanda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti arasındaki Virunga Dağları olan ve nesilleri tükenme
tehlikesi altında bulunan dağ gorillerinin sayısı 1990’lı yıllarda 400-500’den 250’ye kadar düşmüştü. Bu yıl yapılan
sayıma göre, % 3,7’lik nüfus artış oranına ulaşan gorillerin sayısı yeniden 480’e yükselmişti. Bölgede yapılan petrol
arama çalışmaları ve sıklıkla yaşanan silahlı çatışmalar dağ gorillerinin nesillerinin tükenme tehlikesi ile karşı
karşıya kalmasında en önemli etkenler olarak ifade ediliyor.

BAŞA DÖN

KÜLTÜR – SANAT

DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ’NDE CHEBEYA BELGESELİNİN GÖSTERİMİ YASAKLANDI

Belçikalı yönetmen Thierry Michel tarafından çekilen ve 2010 yılında polis tarafından öldürülen insan hakları
aktivisti Floribert Chebeya’yı konu alan “Chebeya Davası: Bir Devlet Suçu?” adlı belgesel filmin gösterimi
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yasaklandı. 10 Temmuz’da açıklama yapan Demokratik Kongo Cumhuriyeti
İletişim Bakanı Lambert Mende, Chebeya davası ile ilgili yargılamaların sürdüğünü ve filmin ülke genelinde

30
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

gösteriminin dava sürecini olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.


Filmin, yargılama tamamlanmadan olayın faili polisleri
mahkûm ettiğini, bu nedenle dava sonuçlanmadan
gösterilmesinin sakıncalı olduğunu dile getiren Mende,
yönetmen Thierry Michel’e ülkeye giriş yasağı getirildiğini de
açıkladı.

1 Haziran 2010’da sekiz polis memuru ile görüşme yapan


Chebeya, aynı gün ölü bulunmuştu. Chebeya’nın şoförü de o
tarihten beri kayıp. Chebeya’nın ölümü ile ilgili olarak sekiz
polis memurunun yargılanmasına 2011 yılında başlandı. Söz Yönetmen Thierry Michel
konusu polislerden dördüne ölüm cezası verilirken, birine de
ömür boyu hapis cezası verildi. Gıyaplarında ölüm cezası kararı verilen üç polis memuru henüz yakalanamadı.
Davanın temyiz süreci ise Haziran ayında başladı.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin önde gelen insan hakları savunucularından olan Chebeya’ya Birleşmiş Milletler
tarafından “en iyi insan hakları savunucusu” unvanı verilmişti. Hükümete yönelik sivri eleştirileri ile tanınan
Chebeya, pek çok kez ölüm tehdidi almıştı.

BAŞA DÖN

MANDELA 94. YAŞINI KUTLADI

Güney Afrika’daki apartheid rejimine karşı


mücadelenin lideri Nelson Mandela 18
Temmuz Çarşamba günü 94 yaşına girdi.
Nobel Barış Ödülü sahibi Mandela’nın yaş
günü büyük bir çocuk korosunun söylediği
şarkılarla kutlandı. Ülke çapında 12 milyon
çocuk “İyi ki doğdun” şarkısını söyledi.

Doğum gününden bir gün önce kızı


Chelsea ile birlikte kendisini evinde ziyaret
eden eski ABD Başkanı Bill Clinton’ı
tekerlekli sandalye ile karşılayan Mandela,
evine kapandığından bu yana ortalıkta pek
görünmüyor. En son 2010’da
Johannesburg’daki Dünya Kupası’nın
Bill Clinton Mandela’yı doğum günü vesilesiyle ziyaret etti kapanış seremonisinde halkın karşısına
çıkmıştı. Clinton, Mandela’nın 1994-1999
arasında başkan olduğu dönemde görev yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Mandela’nın, kendisini geleceğe

31
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

adamış biri olduğunu ifade eden eski Başkan, görevden ayrıldıktan sonra da eğitim, sağlık gibi Afrika’nın sorunları
için beraber çalışmaya devam ettiklerini
vurguladı.

Mandela’nın doğum günü için mesaj


yayınlayan ABD Başkanı Barack Obama ve
eşi, Mandela’nın sıra dışı hayatının, barış
ve demokrasiye olan bağlılığının, adalet
ve özgürlük için mücadele eden tüm
insanlara yol gösterici olmaya devam
ettiğini ifade etti. Mandela’nın ülkesini,
kıtayı ve dünyayı dönüştürerek, tarihin
akışını değiştirdiğini söyledi. Mandela doğum gününde ailesi ile birlikte

Mandela, sağlık sorunları nedeniyle halkın karşısına artık pek çıkmıyor. Siyasetten emekli olduğundan bu yana
doğum yeri olan Doğu Cape eyaletinin Qunu köyündeki evinde ailesiyle sakin bir yaşam sürdürüyor. Irkçılığa karşı
verdiği mücadele nedeniyle 27 yılını hapiste geçiren Mandela, 1993’te Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüş,
1994’te ise Güney Afrika’nın ilk siyah lideri seçilmişti. Ülkenin ırkçı yönetim ve iç savaştan kurtulması için verilen
mücadelede önder olan Mandela, Güney Afrika’nın demokrasi sembolü olarak kabul ediliyor.

Ülke genelinde Uluslararası Nelson Mandela Günü olarak kutlanan 18 Temmuz’da, milyonlarca Güney Afrikalı,
Mandela’nın siyasete adadığı 67 yıl için 67 dakika boyunca fakirler için gönüllü çalıştılar. Teneke evlerde
yaşayanlar için 67 ev inşa edildi.

BAŞA DÖN

TÜRKİYE – AFRİKA İLİŞKİLERİ

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY AFRİKA TURUNA ÇIKTI

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay bir dizi temasta bulunmak amacıyla Burundi, Ruanda ve Uganda'yı kapsayan
Afrika gezisine çıktı.

İlk olarak Burundi’nin bağımsızlığının 50. yıldönümü törenlerine katılan Atalay, sonrasında Ruanda’nın başkenti
Kigali’ye geçti. Ruanda Dışişleri ve İşbirliği Bakanı Mushikiwabo ile görüşen Atalay, “Türkiye ile Ruanda Arasında
Kapsamlı İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırası”nı imzaladı.

32
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

Afrika turunun son durağında Uganda’ya geçen


Beşir Atalay, burada bir Türk inşaat firması
tarafından hazırlanan yol rehabilitasyon
projesinin açılış törenine katıldı. Törende
konuşma yapan Atalay, Türkiye ile Uganda
arasındaki ilişkilerin her alanda en iyi şekilde
devam ettiğini belirterek, Kampala'yı Doğu
Afrika'nın merkezi olarak gördüklerini, Türk
Havayolları'nın bölgeye haftada 4 kez sefer
düzenlediğini, bunun da sayısının artırılmasının
planlandığını söyledi.

BAŞA DÖN
Atalay, rehabilitasyon projesinin açılış törenine katıldı

BAŞBAKAN YARDIMCISI BOZDAĞ AFRİKA BİRLİĞİ ZİRVESİ’NE KATILDI

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 9-16 Temmuz tarihleri


arasında Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da
düzenlenen 19. Afrika Birliği Zirvesi’ne katıldı. Bozdağ’ın
Afrika Birliği nezdinde gözlemci statüsü bulunan
Türkiye’yi temsil ettiği Zirve’nin öne çıkan gelişmesi Afrika
Birliği Komisyon Başkanlığına Güney Afrika Devlet Başkanı
Jacob Zuma’nın eski eşi Nkosazana Dlamini-Zuma’nın
seçilmesi oldu. Zirve’de, gıda güvenliği, iklim değişikliği,
Afrika Birliği Komisyonu ile Afrika Kalkınma Bankası
arasındaki ilişkiler, Pan-Afrikan Üniversitesi’nin açılması,
evrensel yargılama yetkisinin kötüye kullanımı, Filistin ve
Ortadoğu sorunu, Milenyum Kalkınma Hedefleri, Afrika içi
ticaretin arttırılması, bölgesel çatışmalar gibi çeşitli
konular ele alındı. Afrika Birliği’nin organlarının Bozdağ, Afrika Birliği Zirvesi için Addis Ababa’ya gitti
faaliyet raporlarının ele alındığı Zirve’de ayrıca 2014
yılının “Tarım ve Gıda Güvenliği Yılı” olarak ilan edilmesine karar verildi.

Bozdağ, burada Mısır’ın yeni Devlet Başkanı Muhammed Mursi başta olmak üzere Zirve’ye katılan devlet ve hükümet
başkanları ile ikili görüşmeler yaptı. Bozdağ, Mursi’ye yeni görevinde başarılar dilerken, görüşmeyi değerlendiren Mursi,
''Türkiye bizim için çok önemli bir ülke, her zaman Mısır'ın yanında yer almıştır'' ifadelerini kullandı.

Bozdağ, Addis Ababa temasları sırasında Somalili mültecilerin bulunduğu Jamo’daki okulu da ziyaret etti. Bozdağ'ın ziyaretine
TİKA Başkanı Serdar Çam ve Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar da eşlik etti. Bozdağ Somalili mülteci çocuklara verilen 8
bilgisayarı teslim etti.

BAŞA DÖN

33
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ 2012’NİN İLK ALTI AYI İÇİN “AFRİKA” DEDİ

Türkiye İhracatçılar Meclisi 2012 yılının ilk 6 ayı için


rakamları açıkladı. Yeni rakamlara göre, Avrupa’ya azalan
ihracat Afrika lehine artış gösteriyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, 2012'nin


ilk altı ayında Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirilen
ihracat geçen yılın aynı dönemine göre % 9 azalırken,
Afrika ülkelerine yapılan ihracat % 44 arttı.

TİM raporuna göre, gerçekleştirilen 29.278.924.000 dolar


ihracatla ülke grupları bakımından ihracat sıralamasında
ilk sırada yer alan AB ülkelerinin ardından, Ortadoğu ülkeleri 13.454.655.000 dolarla listede en çok ihracat yapılan
ikinci pazar oldu. Ortadoğu ülkelerini 7.790.336.000 dolarla Bağımsız Devletler Topluluğu, 6. 977. 796.000 dolarla
Afrika ülkeleri izledi.

BAŞA DÖN

LİBYA POLİSLERİ TÜRKİYE'DE EĞİTİM ALACAK

Türkiye ile Libya polis teşkilatları arasında imzalanan işbirliği antlaşmasına göre, Libyalı polisler Türkiye'de eğitim
görecek. Antlaşma kapsamında 817 polisin eğitim alması planlanırken, 157 kişilik ilk grubun Türkiye'ye geldiği
duyuruldu. Libyalı polis adaylarının İstanbul'daki Adile Sadullah Polis Eğitim Merkezi'nde eğitim göreceği açıklandı.
7.5 aylık eğitim süresinin sonunda ülkelerine dönecek öğrencilerin hemen göreve başlamaları bekleniyor.

BAŞA DÖN

TSE İLE KAMERUN ARASINDA YÜKLEME ÖNCESİ GÖZETİM ANLAŞMASI


İMZALANDI

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Kamerun Cumhuriyeti Standartlar ve Kalite


Teşkilatı (ANOR) arasında 1 Temmuz’da Yükleme Öncesi Gözetim Anlaşması
imzalandı. Söz konusu anlaşmaya göre, ANOR’un talebi halinde Türkiye’den
Kamerun’a ihraç edilen malların yükleme öncesi muayeneleri TSE tarafından
yapılacak. Yükleme öncesi yapılan muayene hizmetlerinden elde edilen gelirin
bir kısmı da ANOR’a ait olacak.

TSE Başkanı Hulusi Şentürk, Kamerun’dan sonra diğer Afrika ülkelerinin


standart kuruluşları ile ikili işbirliği görüşmelerinin devam ettiğini ve
önümüzdeki süreç içerisinde Türkiye’den bütün Afrika’ya ihraç edilecek

34
Afrika Gündemi
Temmuz 2012

ürünlerin yükleme öncesi muayene hizmetlerinin TSE tarafından yapılmasının planlandığının altını çizdi. Şentürk,
söz konusu anlaşmanın her iki kuruluş adına oldukça faydalı olacağını ve her iki tarafa da büyük kazanımlar
getireceğini belirterek, TSE’nin ANOR’a standardizasyon, belgelendirme ve uygunluk değerlendirmesi alanlarında
gerekli altyapının kurulması için gerekli desteği vereceğini vurguladı. Kamerun Cumhuriyeti Ticaret Bakanı ise, TSE
gibi büyük bir kuruluş ile gerçekleştirilen ikili işbirliği faaliyetleri nedeniyle ANOR yetkilerine tebriklerini iletti.

BAŞA DÖN

TÜRKİYE SUDAN'DA AFRİKA'NIN EN BÜYÜK YETİMHANESİNİ KURDU

Merkezi İstanbul'da bulunan Yardımeli Engelli ve Muhtaçlar İçin Eğitim,


Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Sudan'ın başkenti Hartum'da Afrika'nın en
büyük yetimhanesini kurdu. Yapımına Ocak 2011'de başlanan yetimhanenin 21
dönümlük arsa üzerine inşa edilen 7200 metrekare kapalı alana sahip 7 bloktan
oluştuğu açıklandı. Tam kapasiteyle çalışması durumunda 400 çocuğa hizmet
verecek Akabe Yetimler Külliyesi yemekhane, yatakhane, spor salonu, halı saha,
misafirhane, kütüphane gibi tesislerin yanı sıra Sudan Eğitim Bakanlığı'nın izniyle
kurulan özel okul hüviyetindeki İstanbul Medresesi'ni bünyesinde barındırıyor.

BAŞA DÖN

35

You might also like