You are on page 1of 8

MİSAK(sağlam söz) ِ ‫ميَثا‬

‫ق‬ Kuranda 34 kere geçmektedir. Sağlam söz almak, bağlanılmak, yapışmak,


tutunmak anlamındadır. Herhangi bir süre belirtilmeksizin yapılan anlaşma olan misakı Allahın almasının
nedeni, Allah ile misaklaşanların doğruladıkları şey ile hesaba çekmek ve kafirlere ise elem dolu bir azap vaad
etmesi içindir. (Ahzap Suresi -8’e bak.)

‫وثق‬.. kelime olarak olarak bağ anlamına gelir.(Fecr Suresi -26’ya bak: “onun bağladığı gibi”)
1- Müminlerin misakı: Bakara sûresi / 286 : Peygamber, Rabbinden
kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve
peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de
dediler: Ey Rabbimiz “İşittik ve itaat ettik.

Maide.suresi / 7 : Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi
kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü
(kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.

2- Hıristiyanız diyenlerin misakı : Maide sûresi /14(“Biz hıristiyanız” diyenlerden de


(misak) sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular.
Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını
onlara bildirecek!)

3- İsrailoğullarının misakı : Maide suresi / 12, İsâ sûresi / 154, Bakara sûresi 70-93,
Bakara Suresi / 63 : Hani, sizden Dağı tepenize kaldırdığımızda sağlam bir söz almıştık. Kuvvetle (sımsıkı) size
verdiğimiz şeyi tutun ve sakınmanız için kitapta aldığımız şeyi(misakı) hatırlayın(zikredin)

4- Kitaba varis olanların misakı Al-i İmran Sûresi / 187 : Hani Allah, kendilerine
kitap verilenlerden, “Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam
söz (misak) aldı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alış veriş ne
kadar kötüdür.

5- Nebilerin misakı : Ahzap / 7 (Hani biz nebilerden sağlam söz almıştık. Senden, Nûh’tan,
İbrahim, Mûsâ ve Meryem oğlu İsa’dan da. Evet biz onlardan (ğaliz misak )sapa sağlam bir söz almıştık)

ALLAH BİZİM RABBİMİZDİR.

İnsanı Allah yarattı ve yarattığı kulunun sahip olduğu şeyleri koruma altına aldı. İnsanın bu dünyada sahip
olduğu şeyler Canı(beden ve zaman yani ömür), Malı, Zürriyeti (eşi ve çocukları) ve Aklıdır. Allah insanın;
- Canını koruması: Kuranda rabbimiz bu canı korumak için bir takım hükümler indirmişti. Ne yiyeceğimizi ve
ne içmeyeceğimizi bildirmiş bize verilen zamanı nasıl kullanmamızı öğütlemiş, bir başkasının canına
kastetmememizi emretmiş, eğer kast edilir ise de bu dünyadaki karşılığının ne olduğunu yazarak hüküm ayetleri
ile sınırlar çizmiştir.
- Malını koruması: Kuranda rabbimiz insanın malını nasıl kazanacağını (ticaret ve emek ile) ve mala sahip
olurken ne yapmaması gerektiğini(riba yani faiz) bildirmiş ve kazanılan malın hırsızlık gibi çalınmamasını
emretmiş, eğer malı bir başkası çalarsa hırsızın bu dünyadaki karşılığını yazmıştır. Ölen kişinin malının da
korunmasını vasiyetten sonra ki taksimini ve özellikle ölen yetim çocuklar bırakmış ise de bu malın yetim erişkin
olana kadar korunup dokunulmamasını emrederek sınırlar çizmiştir.
- Zürriyetini koruması: Kuranda rabbimiz zürriyetin helal yollar ile devam etmesi için bir takım hükümler
indirmiş ve bu hükümlere uymamız için gereken sınırlandırmaları yapmıştır.
- Aklını koruma altına alması: Her insanın sorduğu gibi niye bu dünyaya geldik, ne yapmamız gerekmekte ve
sonunda ne olacak sorularına, her türlü misali rabbimiz kuranda vererek insanı görür işitir ve bu melekeler ile akıl
edebilecek kadar bir süre verip çeşitli ayetlerini göstererek sapık düşüncelerden insanı korumuştur. Sapık
düşüncelerden nasıl korunacağımızı da çeşitli hüküm ayetleri ile belirleyip sınırlar çizmiştir.

Nisâ / 14 : Kim de Allah'a ve Peygamberine karşı gelir ve Allah'ın koymuş olduğu sınırları aşarsa onu da
içerisinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için aşağılayıcı bir azap vardır.
Mâide 87 : Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın
ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez.
Bu sınırları Allah, rab olması nedeni ile koymaktadır. İnsanların haklarını sadece rab sıfatına sahip olan
korur. Sınırları rab çizer. Şimdi düşünün bu sınırları çizerek kanun koyan başkaları varmı. Var ise bunlar
1
Allah’ın sıfatına ortak olmaya çalışıyor (şirk) olması demektir. Ve Allah şirki asla bağışlamaz. Kitap
ellerinde olmasına rağmen başkasının çizdiği sınırları kabul edenler aklını kullanamayan kişilerin ta
kendileridir. İnsan hakları insanın oluşturduğu toplum düzeninin yürütülmesinde Allah tek yetkili kendisi
olduğunu söylemekte ve sınırlar çizmektedir.

TOPLU DURUMU ve RASULÜN ŞAHİTLİĞİ

Yûnus / 100 : Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, (rics) pisliği, aklını
kullanmayanlar üzerine bırakır.

En’âm / 125 : Allah kimi hidayete erdirmek isterse, onun gönlünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse,
sanki göğe yükseliyormuş gibi, göğsünü dar ve sıkıntılı yapar. Allah, inanmayanları işte böyle (rics)pislik
içinde bırakır.

RİCS(PİSLİK) kelimesinin geçtiği ayetler: Mâide 90 En’âm 125 En’âm 145 A’râf 71 Tevbe 95
Tevbe 125 Yûnus 100 Hac 30 Ahzâb 33

Bu Pislikler bu ayetlerden öğrendiğimiz kadarı ile: Şarap(Sarhoşluk veren içecekler), kumar, dikilmiş
olan taşlar(kutsiyet atfedilen taş, mezar taşları, heykeller ve türbeler), fal için kullanılan oklar(şans oyunları),
domuz eti, yalan söz söyleme ve puta tapma pisliği, İnsanların şefaat uydurmaları ve bir takım nesnelere isim
verip güvenmeleri , kalplerinde hastalık olanları (münafıkları) bu hale getiren kurana uymayan davranışların
tümü rics yani pistir.

Toplum yapımıza baktığımız zaman, içki kullanımı sıradan, kumar sıradan, şeyh, evliya, türbecilik ve
heykele hürmet sıradan, şans oyunları sıradan, farkına varmasak da domuz eti kullanımı sıradan(her geçen
sene domuz üretim çiftlikleri artmakta ve bu Tv kanalları ve gazetelerde haberde olmaktadır.), özellikle ticari
ilişkilerde yalan söylemek sıradanlaşmıştır. Kısacası Allah Rics’i yani pisliği bu toplumun üzerine
bırakmıştır. Peki ne yalpalıyız.? Bu Dini gerçek kaynağından öğrenmeliyiz.

RASULÜN ŞAHİTLİĞİ

Kuran
Ankebut / 51 Kendilerine okunan Kitap’ı şüphesiz Bizim sana indirmiş olmamız onlara
yetmedi mi? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

En’âm / 115 : Rabbinin sözü doğruluk ve adalet bakımından tastamamdır. O'nun sözlerini
değiştirebilecek yoktur. O, duyandır, bilendir.

. En’âm / 114 Allah size Kitap'ı (mufasselen) ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın
dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini
biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.

Nahl / 89 : Biz o gün, her ümmet içinde, kendilerinden kendi üzerlerine bir şahit göndereceğiz. Seni
de onların üzerine şahit getireceğiz. Bu kitabı da, her şeyi açıklayan ve müslümanlara doğruyu gösteren bir
rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeleyici olarak indirdik.

İsra / 41 - Biz, bu Kur'an'da, akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde sarf ettik [açıkladık].
Ve bu [açıklamalar] ancak onların nefretini artırmıştır.

Ahkâf / 27 Andolsun ki, biz sizin etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik. Belki dönerler diye
ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık.

Furkan / 50 Ve ant olsun Biz, öğüt almaları için, aralarında sarfettik. [çeşit çeşit şekillerde anlattık], ama
insanların çoğu sadece nankörlükte dayattılar. (Muhatap kişi kuran elinde olan kişi dikkat edilirse)

Tâ-Hâ / 113 İşte onu böyle Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda tehditleri çeşitli şekillerde
açıkladık. Umulur ki sakınırlar ya da bu onlara bir ibret verir.
2
Nur / 34 : Ve andolsun ki Biz size açık açık bildiren âyetler, sizden önce geçen kişilerden örnekler ve
muttakiler için öğütler indirdik.

Kehf / 54 : – Ve şüphesiz Biz, bu Kur'an'da insanlar için her örnekten sarfettik [geniş geniş açıkladık].
İnsan ise, tartışma yönünden her şeyden daha çok olandır.

Enam / 38: Ve yeryüzünde hiçbir dabbeh [kıpırdayan canlı] ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur
ki, sizin gibi ümmetler [önderli topluluklar] olmasın. Biz Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. [noksan,
yetersiz bırakmadık]. Sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.

Meryem / 64 :Biz (ayetler) yalnızca Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzdeki ve ardımızdaki [bütün
geçmiş ve gelecek şeyler] ve bunların arasındakiler(şimdiki zamanda ki şeyler) yalnızca O’nundur. Ve senin
Rabbin unutmuş değildir.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nisâ / 82 : Hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından
(indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.
Bize ulaşan hadisler içinde bir çok çelişki vardır. Ayrıca Müslüman kişi Kuran hakkında mutlaka
düşünmeli ve onu ders edip çalışmalıdır.

Hud / 19 : Onlar (halkı) Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri ve çelişkili göstermek isteyen kimselerdir.
Hem de onlar ahireti inkâr edenlerin ta kendileridir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KURANIN AÇIKLAMADIKLARI DİN DIŞI ALANDIR.

Mâide / 101 : Ey iman edenler! Açıklandığında hoşunuza gitmeyecek şeylerden sormayın. Eğer bu
şeylerden Kur'an'ın indirilmekte olduğu sırada sorarsanız size açıklanır. Allah onları (açıklamadıklarını)
affetti. Allah bağışlayıcıdır ve yumuşak davranandır.
Furkan / 33-Onların sana getirdikleri her bir meselede Biz mutlaka sana hakkı ve en güzel açıklamayı
getirmişizdir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PEKİ MÜNAFIKLARI BİZ BİLİRMİYİZ? Tevbe / 101 : Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım


münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları
biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Nisa / 87 : Allah, Kendinden başka ilâh diye bir şey olmayandır. O, kesinlikle sizi, kendisinde şüphe
olmayan kıyâmet gününde toplayacaktır. Ve Allah'tan daha doğru sözlü kimdir?(Sen sadece doğru söze uy)

NEBİ DİN ADINA SADECE VAHYEDİLEN İLE KONUŞUR VE SORULAN SORULARA O


ŞEKİLDE CEVAP VERİR. FAZLA SORU SORULMASIDA RABBİMİZ TARAFINDAN
YASAKLANMIŞTIR.

Mâide /101 : Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın.
Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Halbuki) Allah onları bağışlamıştır.
Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)

Kehf / 27 : Rabbinin kitabından sana vahy olunanı ilet! Onun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. Ve
O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın.

NEBİ VAHY DIŞINDA DİN HAKKINDA KONUŞMAMAKTADIR.


De ki:………………, Onlara de ki………….., sen onlara de ki….. ’ diye okuduğumuz bütün ayetler
sorulan soru sonrası nebinin bize ilettiği ayetler sorulan soruya Allah’ın cevabıdır. Kuranda bir çok ayet
pasajları böyle başlamaktadır.

3
- Sana, hilalleri soruyorlar. De ki:…… (Bakara(*) Sûresinin 189 . Ayetinde)
- Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki:…(Bakara Sûresinin 215 . Ayetinde)
- Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki:……( Bakara(*) Sûresinin 217 . Ayetinde)
- Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki:…( Bakara(*) Sûresinin 219 . Ayetinde)
- …….Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki:… (Bakara(*) Sûresinin 220 . Ayetinde) (Dikkat
edilirse bakara 219-220. ayetler sahabenin iki soru sorması ile sonrası Allah’tan gelen tek seferde gelmiş
ayetlerdir.)
- Sana, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: ….( Mâide Sûresinin 4 . Ayetinde)
- Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki:…….. (A’râf Sûresinin 187 . Ayetinde)
- Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki:….. (Enfâl(*) Sûresinin 1 . Ayetinde)
- “O (azap) gerçek midir?” diye senden haber soruyorlar. De ki:..(Yûnus Sûresinin 53 . Ayetinde)
- Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: …. ( İsrâ Sûresinin 85 . Ayetinde )
- Bir de sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki:…..( Kehf Sûresinin 83 . Ayetinde)
- Sana dağların (kıyamet günündeki) halini soruyorlar. De ki:….(Tâ-Hâ Sûresinin 105 . Ayetinde)
- İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki:….( Ahzâb(*) Sûresinin 63 . Ayetinde)
- Birbirlerine neyi soruyorlar?( Nebe’ Sûresinin 1 . Ayetinde)
- Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar.( Nâzi’ât Sûresinin 42 . Ayetinde)

Enbiya / 45: - De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıya kulak
vermezler.

Araf / 203: Sen onlara bir âyet getirmediğin zaman, vahiy bir müddet kesilince:“Birşeyler derleyip
toparlasaydın ya!" derler. Sen:“Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana, Kur’ân’a tâbi olurum. Bu
Kur’ân önünüzü aydınlatan, ufkunuzu açan, güven sağlayan, basiretinizle anlayabileceğiniz âyetleri içeren,
Rabbinizden gelen bir kitaptır. İnanacak bir kavim için hidayet rehberi ve rahmettir" de

Rad / 30 :İşte böyle, seni, onlar Rahmân'ı inkâr edip duruyorlarken, onlara sana vahyettiklerimizi
okuyasın diye kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde elçi yaptık. De ki: “O
[Rahmân], benim Rabbimdir, O'ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Ben yalnızca O'na tevekkül ettim,
dönüşüm de yalnızca O'nadır.”

Yunus / 15 :Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar “Bize bundan başka
bir Kuran getir veya bunu değiştir.” dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu
olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.” (bu ayette geçen “başka bir kuran getir veya bunu değiştir”
diyenler nebi sonrası bu dine neler yaptıklarını bir düşünün ve onların hevalarını bu bozulmuş dinde
görmüyor muyuz?)

Maide / 49: Sen yine aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların hevâlarına uyma. Allah'ın sana
indirdiğinin bir kısmından seni fitnelendirmelerinden [vaz geçirmelerinden] sakın. Artık sırt
çevirirlerse, artık bil ki şüphesiz Allah, bir kısım günahları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Ve
şüphesiz insanlardan pek çoğu kesinlikle fâsık kimselerdir.

HADİSLER

Tüm hadislerin sıhhatini görmemiz açısından en mütevatir hadise bakmamız gerekir. Resulullah’ın
en fazla kişiye hitap ettiği konuşması veda hutbesidir. Kâbe’deki bu hutbe esnasında en az yüz bin kişinin
hazır bulunduğu nakledilmektedir.[ Buhari, kitabü’l hac, c.4, hadis no:216]Ve Resulullah, hutbesini
bitirirken son bir cümle kurar. Üç kez: “Şahit ol ya Rab!” dedikten sonra.Orada bulunanlar diğer sözleri
unutsalar bile bunu unutmaları mümkün değildir. Ne hikmetse bu en mütevatir hadis bile üç farklı kanaldan
ve tamamen zıt versiyonlarla nakledilmiştir. Şöyle ki:

1- Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyarsanız asla sapıtmazsınız. ALLAH’ın kitabı ve sünnetim.[ Muvatta,
kader, c.3/899]
2- Size uyduğunuz takdirde benden sonra sapmayacağınız iki şey bırakıyorum. ALLAH’ın kitabı ve neslim
(ehlibeyt) [ Tırmızi, menakib 77; Hanbel, müsned, 4/366]

4
3-Müminler! Size bir emanet bırakıyorum ki ona sımsıkı sarıldıkça yolunuzu asla şaşırmazsınız. O emanet
ALLAH’ın kitabı Kuran’dır. [ Buhari, kitabü’l hac, c.4, hadis no:216; Müslim, 15/19 no:1218]

PEKİ MÜSLÜMANLAR KURAN DIŞI HANGİ KİTAPLARA UYUYORLAR.

Saffat / 154 - Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz? 155 - Hala düşünmüyor musunuz? 156 - Yoksa
sizin için açık bir güç mü/ kanıt mı var? 157 - O halde, eğer doğru kimseler iseniz getirin kitabınızı.

Kalem /36- Neyiniz var, nasıl hükmediyorsunuz? 37- Yoksa içinde ders aldığınız şeyler olan size ait bir
kitap mı var:

Câsiye / 6: Bunlar, Allah'ın, sana hak üzere okuduğumuz ayetleridir. Öyleyse onlar, Allah'tan ve
ayetlerinden sonra hangi söze(hadise) inanacaklar?

Lokman / 6 - İnsanlardan kimi de vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence edinmek
için boş laf (hadis”Arapça olarak”) satın alır. İşte onlar, kendileri için aşağılayıcı bir azap olanlardır.

NEBİ HADİS YAZIMINA İZİN VERMEDİ

Peygamberimiz’in hadis yazımına izin vermediğini, kendi sözlerinin yazımını yasakladığını hadisçiler bile
kabul etmektedir. En doğru kabul edilen iki hadis kitabından biri olan Müslim’de ve Hanbeli mezhebinin
kurucusu İbni Hanbel’in Müsned’inde şu hadisi rivayet ederek Peygamber’in kendi sözlerinin yazımını
yasakladığını kabul ederler.

“Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha
etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33)

Darimi’deki hadis ise şöyledir: “Sahabe Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler. Ancak
onlara izin verilmedi.”(Darimi, es-Sünen) El Hatib’teki hadis şöyledir: “Biz hadis yazarken Hz.
Peygamber yanımıza geldi ve yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler (sözler) dedik. Hz.
Peygamber Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı
yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.” (El Hatib, Takyid, sayfa 33)

Tirmizi’den de bunu öğrenebiliriz: “Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize
izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, sayfa 11)

HADİSLERİN YAZILMASI

Harevi şöyle der: “Ne sahabe (Peygamber’i görenler) ne de tabiyun (Peygamber’i görmeyen ama
sahabe görenler) hadisleri yazmıyorlardı. Ama söz olarak aktarıyorlardı. Basit yazılı bir kaç metnin dışında
bunun bir istisnası yoktur. İlmin kaybolup, ulemanın ölüp gitmesinden korkulunca, Ömer bin Abdülaziz, Ebu
Bekr el Hazm’a bir mektupla hadisleri araştırıp, yazmasını emretti.” Yeni halife Yezid bin Abdülmelik ise
Ömer bin Abdülaziz ölünce Ebu Bekr el Hazm’ı ve onunla çalışanları bu görevden aldı. Sonra Halife
Hişam, ez Zuhri hadislerini ilk toplayan kişi olarak kabul edilir. Mahmud Ebu Reyye tüm bu gelişmeleri
ayrıntılarıyla anlatırken baskı ortamına da değinir: “Hadislerin toplanmasıyla emrolunan tabiyun bunu
ancak baskı altında kabul etmişlerdir. Zira yaşanan tarz ve Sahabe’nin hadisleri toplamaması, onları
böyle bir şeye girişme hususunda oldukça sıkıntıya sokuyordu. Ez Zuhri’nin şu sözü nakil edilmiştir: Biz
hadisi yazmaktan hoşlanmıyorduk. Ne var ki o yöneticiler bizi buna zorladılar.” (Mahmut Ebu Reyye,
Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması) Oysa gelenekçi İslam’ın hadisçileri, Emevi Dönemi’ni bile düzenli
bir tasnif dönemi olarak kabul etmezler. Varolan yazmalarda hadis, fıkıh, şiir, haber gibi farklı farklı konular,
doğruluk derecesi irdelenmeden karışık bir şekilde yazılmıştır. Gazali (Peygamber’den sonraki ikinci
kuşağın) hadis yazımını kötü gördüğünü ve kendileri gibi sonrakilerin de ancak hadisleri ezberlemelerini
söylediklerini nakleder.

Günümüz siyaseti nasıl iktidar için çekişme yaşanıyor ise hadislerin yazıldığı dönemde de bu çekişmeler
yaşanmış ve kendilerinin üstün olduklarını hadis rivayetleri ile ispatlamaya çalışmışlardır. Daha öncesinde
5
sahabeler arasında SIFFİN ve CEBEL savaşları daha sonrasında KERBELA olayı ve HANNE vakaları
yaşanmış ve Müslümanlar birbirlerini öldürmüşlerdir.

HADİSLERİN UYDURULMA SEBEPLERİ

- Dini bozmak, dejenere etmek için uydurmalar: Halife Mehdi zamanında boynu vurulmak
üzere yakalanan ünlü dinsiz Abdülkerim bin Ebil Avca öldürülmeden önce şu dehşetli açıklamayı yapar:
“Siz beni öldürüyorsunuz ama, ben dininizde helali haram, haramı helal yapan 4000 hadis uydurdum.” 6000
küsür Kuran ayeti olduğunu düşünürsek sırf bir kişinin 4000 hadis uydurabilmesinin açacağı dehşetli tahribi
anlayabiliriz. Ahmed bin el Cuveybari, Muhammed bin Ukeşa ve Muhammed bin Temim’in Hz. Peygamber
hakkında 10.000’den fazla hadis uydurdukları söylenir [İbni Hacer, Lisanu’l Mizan].

- Siyasi ayrılıklardan dolayı uydurmalar: Peygamberimiz’in vefatı üzerinden 40 yıl bile


geçmeden Hz. Ali ve Muaviye arasında çatışmalar boy göstermiştir. Bu dönemden itibaren İslam alemi
geriye dönüşü olmayacak bir şekilde siyasi ayrılıkların içine girmiştir. Siyasi olarak ayrılan toplumlarsa
birçok alanda çelişmeyi, birbirine muhalefet etmeyi hüner saymışlar, kendi siyasi fırkalarını destekleyen
hadisler uydurmuşlar, kendi siyasal hareketlerine inanmayı Allah’ın bir farzı olarak sunmuşlardır. Bu arada
kendi liderlerini yüceltip, karşı görüşün liderlerini yerin dibine sokmuşlardır. Halili’de, Şiilerin Hz. Ali
hakkında 300.000 hadis uydurduğu ve Hz. Ali’nin sözlerini nasıl saptırdıkları anlatılır (Halili, el-İrşad). Bu
sayı, Kuran’daki ayet sayısının 50 katı kadardır. Şiilikten ayrılan bir kimse Şiileri kastederek “Allah onların
canını alsın, nice hadisleri değiştirdiler” demiştir (Müslim, Sahihi Müslim).

- Dini eksik zannedip, kendince dini kurtaranların uydurmaları: Yahya bin Said’in: “Salih
kişileri hadiste olduğu kadar hiçbir şeyde yalancı görmedik.” sözünde en güzel ifadesini bulmuştur. Bu
gerçeği itiraf edenlerden biri de en güvenilir olduğu iddia edilen iki hadis kitabından birinin yazarı olan
Müslim’dir. Müslim, Ebu Zennat’dan şunu nakleder: “Medine’de yüz kişiyle karşılaştım, hepsi de
güvenilirdi, ama hadisleri alınmazdı” (Müslim, Sahihi Müslim, 1. cilt, sayfa 13). Görüldüğü gibi birçok
sözde dindarın hadis uydurduğu hadisçilerin bile malumudur.

- Dini sevdirmek için uydurmalar: “Biz Hz. Peygamber adına yalan uydurmadık, bilakis bunu
Peygamber’in getirdiği dini güçlendirmek için yaptık.” [İbni Hacer, Fethul Bari]

Mezheplerini, fikirlerini doğru çıkarmak için uyduranlar: “


Zorlama altında uyduranlar: Emevi halifelerinin zorlama, tehdit ve işkenceleri önemli yer tutar. İlk hadis
toplayan kişi olduğu iddia edilen Ez Zuhri’nin şu sözü bunun delilidir: “Biz hadisi yazmaktan
hoşlanmıyorduk. Ne var ki o yöneticiler (Emevi halifeleri ve adamları) bizi buna zorladılar.
Maddi çıkar sağlamak için uyduranlar:
Manevi çıkar sağlamak için uyduranlar:
Gelenek, görenekleri dinselleştirmek için uydurmalar
Diğer dinlerdeki uydurmaların dinimize taşınmasıyla oluşan uydurmalar

PEYGAMBERİN GÜZEL ÖRNEKLİĞİ

Ahzâb / 21 : Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı
çok zikredenler için güzel bir örnektir.
Mümtehine / 4 İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır.
………………..
Mümtehine / 6 : Andolsun, onlar (İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda) sizin için, Allah'ı ve ahiret
gününü arzu edenler için güzel bir örnektir. Kim yüz çevirirse şüphesiz Allah, zengindir, hamde layık
olandır.
Madem güzel örnek olması hadislerin meşruluğunu doğuruyor o zaman İbrahim ve onunla beraber
olanların hadisleri nerede. hadi hemen İbrahim hakkında hadisler uydurulsun
Burada anlatılmak istenen, muhatabın, Nebi Hz. Muıhammed, İbrahim ve onunla beraber olanların
anlatıldığı ayetlerin bize örnek teşkil etmesidir. Muhatap önce resul sonra ise ona tabi olanlardır.

ŞİMDİ İLK SÖYLENEN HADİSLERİ BİR TETKİK EDELİM

6
Peygamberimize ilk vahyin gelişiyle ilgili olarak Sahih-i Buhari’nin Vahy Kitabı’nda nakledilen 3
numaralı rivayet şöyledir:
“Bize, Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbni Şihap, ona Urve b. Zübeyr, Urve de müminlerin
annesi Ayşe'den tahdis etti. Müminlerin annesi Ayşe şöyle dedi:
……………………………………………………..
• Rasülüllah'a ilk vahyin başlayışı, uykuda doğru rüya görmekle olmuştur(kasas/86. ayete uymuyor). ……….
Kasas / 86. Sen, bu Kitab'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet
(olarak gelmiş) tir. O halde sakın kafirlere arka çıkma

DOĞRUYU BULMA YETENEĞİ

İşte bu - Kur'an - da bizim indirdiğimiz mübarek zikirdir şimdi siz bunu mu inkâr
ediyorsunuz? Şanım hakkı için bundan evvel de İbrahim’e rüşd’ünü vermiştik Enbiyâ 51

(Peygambere de hz.ibrahim’e verilen rüşt (yani doğruyu bulma yeteneği) verilmişti.


‫( رشد‬Rüşd) kelimesi, Bakara 186, Bakara 256 Nisâ 6 A’râf 146 Kehf 10 Kehf 17 Kehf 24 Kehf 66
Enbiyâ 51 Cin 2 Cin 10 Cin 14 Cin 21 ayetlerinde geçmektedir.

VAHYİN İLETİLME TARZI

Şura 51 : Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile
ya da hicap (perdeleme) arkasından veya bir rasul(peygamber) gönderip kendi izniyle dilediğine
vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

‫(حجاب‬Hicap) kelimesi A’râf 46 İsrâ 45 Meryem 17 Ahzâb 53 Sâd 32 Fussilet 5 Şûrâ 51 ayetlerinde
geçmektedir.

HZ. MUSAYA İLK VAHYİN GELMESİ İLE OLAN BENZERLİK

Neml /7 Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir
haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız! Neml / 8 Ona vardığında şöyle
seslenildi: «Haberin olsun, bu ateşin olduğu yerdeki kimse ve onun çevresindeki kimse mübarek
kılınmıştır; münezzehtir o alemlerin Rabbi Allah

Kasas 30 Derken ona varınca vâdinin sağ kıyısından o mübarek buk'ada ağaçtan nidâ olundu, şöyle
ki: ya Mûsâ, haberin olsun benim ben: Allah rabbül'alemin

İsra-1 :Kulunu, bir gece, ayetlerimizden gösterelim diye, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i
Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yürüten zat, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, en iyi
işitenin, en iyi görenin ta kendisidir.
‫أسرى‬ (esra)” fiilinin mastarı olan “ ‫ء‬‫إسرا‬ isra” Yürütme, geceleyin yürütme gönderme.Araplar
gündüzün sıcağından dolayı yolculuklarını gece yapmak zorunda idiler. Bu nedenle “esra” gece yolculuğu tabiri
Araplar arasında yolculuk olarak geçer. Gece yapılması da sıcaktan dolayı geceye esir olmalarından dolayıdır.(Enfal-
67)
‫(عبده‬ (abdihi) kelimesi, İsrâ 1 Kehf 1 Meryem 2 Furkân 1 Zümer 36 Necm 10 Hadîd 9 ayetlerinde
geçmektedir.
‫(عبدا‬abden) kelimesi Nisâ 172 Nahl 75 İsrâ 3 Kehf 65 Meryem 93 Alak 10 ayetlerinde geçmektedir.

(M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a.) döneminde Kudüs fethedildikten sonra Beyti Makdis'in yerinde
Mescidi Aksa inşa edildi. Hz. Ömer (r.a.)'ın burayı mabed ittihaz etmesi de o mekânın kudsiyet
ve ehemmiyetinden ileri geliyordu. Mescidi Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik
bin Mervan zamanında genişletildi. Mescidi Aksa'nın hemen yakınında bulunan ve bugün Türkiye

7
Müslümanları tarafından Mescidi Aksa zannedilen sekiz köşeli Kubbetu's-Sahra adlı mabed de
Abdülmelik bin Mervan tarafından inşa ettirilmiştir.)http://tr.wikipedia.org/wiki/Mescid-i_Aksa

Necm Suresi 1-18


1 - İndiği zaman necme kasem olsun ki [Parça parça inmiş âyetlerin her bir inişi kanıttır ki] ,

‫ نجم‬kelimesi tekil olarak yıldız demektir. Gökyüzünde süs olarak yaratılan gök cisimlerine Allah yıldızlar(çoğul)
olarak geçmektedir.Kuranda bu kelime şu ayetlerde, Târık 3 (ayetler) , Necm 1 (ayetler) Nahl 16(yön belirten
yıldız), Rahmân 6 (otlar) ve ‫( نججوم‬yıldızlar(çoğul)) olarak En’âm 97 A’râf 54 Nahl 12 Hac 18 Sâffât 88 Tûr 49
Mürselât 8 Tekvîr 2 Vakia-75(Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim.)ayetlerin iniş sebepleri ve yerleri.

2 - Arkadaşınız sapmamıştır, azmamıştır.


3 - O, hevasından da konuşmuyor.
4 - O, kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir.
5 - Ona, onu müthiş kuvvetleri olan(yani ALLAH) öğretti.
‫قوة‬ (kuvvetleri) kelimesi şu ayetlerde geçer Tekvîr / 19-20 , Zâriyât 58 Fussilet 15 Kehf 39 (müthiş kuvvetlerin
sahibi ALLAH’tır.)
َ ّ ‫(ع َل‬öğretti)Bakara 31(ademe öğretti), Bakara 239 (bilmediklerimizi öğreten), Bakara 251 (dilediği şeyi öğreten),
‫م‬
Bakara 282 (allah’ın öğrettiği gibi), Nisâ 113 (bilmediklerimizi öğreten) Mâide 4 (Allahın öğrettiği şeyden),
Yusuf 373 (rabbimin öğrettiği) Necm 5 (müthiş kuvvetleri olan öğretti(sıfat)), Rahmân 2 (rahman olan kuranı
öğretti), Rahmân 4 (beyanı öğretti),Alak 4 ve Alak 5 (insana bilmediklerini kalem ile öğreten) (Öğreten yalnızca
ALLAH’tır.)

6 - O, üstün akıl sahibi. Ki istiva etmiştir O. ‫(استو‬istiva) Fetih 29 (istiva eden Allah)
7 - Ve O, en yüksek ufukta idi.
8 - Sonra yaklaştı ve hemen sarktı.
9 - İki yay uzunluğu kadar, ya da daha yakın olmuştu.
10 - Hemen de kuluna vahyettiğini vahyetti. (kulun sahibi Allah)
11 - Gönlü, gördüğünü yalanlamadı.
12 - Onun gördüğü şeyden kuşku mu duyuyorsunuz? [onun gördüğü şey hakkında onunla mücadele mi
ediyorsunuz?]
13 - Andolsun onu, hemen arkasında bir daha gördü.
14 - Son sidrenin (sidre ağacı) yanında

a ‫ المنتهى‬Kelimesi Necm 14(bir yerdeki son yer) Necm 42 (son yer, varış rabbinedir.) ayetlerinde geçmektedir.

15 - Ki onun yanında oturulan bahçe vardır.

‫المأوى‬ kelimesi Secde 19(yaptığı ameller sonunda varıp kalacağı son yer cennet) Necm 15, Nâzi’ât 39(varıp
kalacağı son yer cehennem) Nâzi’ât 41(varıp kalacağı son yer cennet) ayetlerinde geçmektedir.

16 - O zaman sidreyi(sidr(Arabistan kirazı) ağacı) kaplayan kaplıyordu.(Şura-51 bakalım)


17 - Göz şaşmadı ve azmadı.
18 - Andolsun, Rabbinin âyetlerinin en büyüğünü gördü.
-------------------------------------------------

You might also like