You are on page 1of 15

YENİ

TIP TARİHİ
ARAŞTIRMALARI
THE NEW
HISTORY OF MEDICINE STUDIES

12-13-14-15
İstanbul – 2006/2007/2008/2009
İÇİNDEKİLER

Ayşegül Demirhan Erdemir, 1 Önsöz


Öztan Öncel, İbrahim Başağaoğlu
Ayşegül Demirhan Erdemir, 5 Prof. Dr. Ali Haydar Bayat’ı Saygıyla Anıyoruz
Öztan Öncel İbrahim Başağaoğlu
Bayhan Çubukçu 9 Sayın Hocam, Değerli Dost
Mebrure Değer 11 Dürüst, Sevecen, Çalışkan, Bilge Bir Kişi:
Prof. Dr. Ali Haydar Bayat
İbrahim Başağaoğlu 13 Rahmetli Hocamız Prof. Dr. Ali Haydar Bayat’ın
Ders Alınacak Bir Davranışı
Müjgan Üçer 17 İlim Âleminin ve Türk Tıp Tarihi Câmiasının
Elîm Kaybı: Prof. Dr. Ali Haydar Bayat
Gürsel Ortuğ 23 Prof. Dr. Ali Haydar Bayat
Nüket Büken 27 Sadece Tıp Tarihi Alanına Değil,
Türk Milliyetçiliğine Katkılarından Dolayı da
Hocamı Saygıyla Anıyorum
Ali Haydar Bayat 29 Azerbaycan İlimler Akademisi El Yazmalar
Enstitüsü Tıbbî Yazmalar Koleksiyonu
Zuhal Özaydın 39 Prof. Dr. Ekrem Kadri Unat’ın Tıp Tarihi
Çalışmaları
Ömer Düzbakar 67 Zâim Hacı İbrahim Ağa Vakfiyesinde Yer Alan
İlaç Terkibi Hakkında
Özlem Sarıkaya, Murat Civaner 75 Yirminci Yüzyılın Başlarında Anadolu’ya
Göçler, Oluşan Halk Sağlığı Sorunları ve
Sunulan Sağlık Hizmetleri
Turhan Ada 85 Eleştirel Açıdan “Tarih Boyunca İlim ve Din”
Turhan Ada 91 Eleştirel Açıdan “Osmanlı Türklerinde İlim”
R. Vedat Yıldırım, Adnan Ataç 103 Erken Dönem Bizans Hastaneleri ve Diğer
Sağlık Sosyal Yardım Kurumları
Ahmet Acıduman, Berna Arda, 111 Şanîzâde Mehmed Ataullah Efendi’nin
Uygur Er Eseri Kânûnü’l-Cerrâhîn
(Cerrahların Kanunu)’de Nöroşirürji ile İlgili
Bir Bölüm: Cerâhâtü’r-Re’s (Kafa Yaraları)
Ahmet Acıduman, Uygur Er 125 XVII. Yüzyıl Viyana’sında Kafatası Cerrahisi:
Evliya Çelebi Seyâhatnâmesi’nden Bir Olgu
Mustafa Yavuz 135 Kebîkeç -  ve Düğün çiçeği:
Ranunculus asiaticus L.
Mustafa Yavuz, 151 El Yazması Tıp Kitaplarında Yosunların
Gülşah Çobanoğlu Kullanım Alanları
Mehmet Karayaman 165 İzmir’de Yayınlanan İlk Tıp Dergisi Olan
Hıfzıssıhha Mecmuasının 1906 Yılı Sayıları
Hakkında Bir Değerlendirme

v
Yavuz M., Çobanoğlu G. (2006/2007/2008/2009). El Yazması Tıp Kitaplarında Yosunların
Kullanım Alanları Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları (The New History of Medicine Studies).
12-13-14-15: 151-163

E L YAZMASI TIP KİTAPLARINDA


YOSUNLARIN KULLANIM ALANLARI

Mustafa Yavuz1 Gülşah Çobanoğlu2

Uses of Algae and Mosses in Medicinal Manuscripts


In this study medicinal uses of Algae and Mosses are investigated in manuscripts of
İbn-i Baytar (Ibn al Baithar), İbn-i Sina (Avicenna), Huneyn bin İshak (Joannitus), Dios-
corides and Plinius. Ulva lactuca and Fucus sp. have been identified according to the
descriptions given in these manuscripts. It is designated that the Arabic term “Tuhlub”
occupies both the meanings of any algal species and Lemna minor of Spermatophyta.
Key words: Algae, Mosses, Fucus, Ulva lactuca, Medicinal manuscripts

GİRİŞ görünmektedir. Bu yüzden önce Türkçe


Yosun kelimesinin etimolojisine ve onun
Taksonomide, gerçek yosunlar dediği- Arap ça, Fars ça kar şı lık la rı na bak mak
miz Kara Yosunları (Musci), Ciğer Otları gerekmektedir.
(Hepaticae) ve Su Yosunları (Algae) birbi-
rinden tamamen ayrı sınıflandırma basa- A. YOSUN KELİMESİNİN
maklarındadır. Günümüzde halk arasında, ETİMOLOJİSİ
Likenler, Algler, Kara Yosunları ya da Ciğer
Otları yerine “Yosun, Ağaç Yosunu, Taş Yosun: “Yoğsun” yoğunlaşmış, sıkışmış,
Yosunu” gibi kelimeler kullanılmaktay- toplanmış, çoğalmıştan yosun; suların üs-
ken1, Arapça ya da Osmanlıca tıp kitapla- tünde oluşan, suyun yüzünü kalınca bir kat
rında hangi organizma için hangi ismin gibi kaplayan yeşil bitki. Bu sözcük yoğun-
kullanıldığını tespit etmek, ancak kullanım laşmak eylemiyle bağlantılıdır. Anadolu
alanları ve tasvirleri verilmiş ise mümkün halk ağzında yosun çoğunlukla “yoksul,

1 Kaynarca Şevket Sabancı Lisesi, Biyoloji Öğretmeni, Fevzi Çakmak C. No: 36 34899 Pendik; mustafay007@
hotmail.com
2 Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Yrd. Doç. Dr.; gcoban@marmara.edu.tr
151
152 YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI

yoğsun, yosul”, kimi yerlerde de “yosmuk” ‫"ا‬# Duwãlak: A little strap, a leathern
biçiminde söylenilir. Tr: Yoksul> yoğsul> strap used in a game; a species of a fragrant
yoğsun> yosun, Alm: Moos, Germ: Mousa, creeper.
Gr: Mosxos, Fars: Hes, Hezeh, Fr: Mouse, ‫ "ا‬Duwãla: A kind of sweet smelling
İng: Moss, Lat: Muscus2. creeper.
Yosun: Türkiye Türkçesi: Yosun, Tatar ‫"ا‬$ Duwãli: A kind of fragrant creeper7.
T: Su usim, Baka yifägi, Uygur T: Su
ösümlügi, Başkurt T: Ilımık, Kırgız T: Balır, B. ESKİ ESERLERDE
Türkmen T: Deniz suvotu, Azerbaycan T: YOSUNLARIN KULLANIMI
Yosun, Kazak T: Baldır, Özbek T: Yosin,
Rusça: Vodorosl’3. Tıpla ilgili elyazması eserlere göz atar-
 Yosun: Nebatat-ı zevât’ül ilkah-ı sak birbiri içine geçmiş birkaç farklı yosun
hafiye-i hücreviyeden; damlarda, ağaçlar tanımı ile karşılaşırız. Ancak söz konusu
ve taşlar üzerinde ve bir arada çıkıp büyü- kaynaklarda bitkinin ele alınış şekli, tarifi
yen nazik ve ufak otlar. a) deniz yosunu, ci- ya da özellikleri, botanik sınıflandırmada
ğer otu b) taş, yer, Korsika, İzlanda yosunu onu nereye koyacağımıza dair bir ipucu
c) albè âl’arabe ‫ ا‬uchnet (pers ‫)`^\ا‬ vermektedir. Çalışmamız boyunca tarihi bir
Mousse, lichen; d’ou le bas -batin- usnea = seyir içinde aşağıdaki kaynaklar taranmıştır:
usnêe, lichen des arbres, des pierres etc, et 1. Kitab-ı Müfredat-ı Kanun (~1635)
l’armanien4. 2. Kitab el Câmi fi’l Edviyyete el Müf-
Yosun: Alg Denizkadayıfı, deniz marulu, rede ve’l Ağdiyye, İbn-i Baytar (ö.
ketencik, kızıl su yosunları, laminarya, su 1248)
yosunu, üşniye, esmer su yosunları5. 3. El Kanun fi’t Tıbb, İbn-i Sina (ö. 1037)
Yukarıdaki alıntılarda yosun kelimesi- 4. Kitab’ül Haşaiş, Huneyn bin İshak
nin Türkçe kökenli bir kelime olduğu anla- (ö. 873)
şılmaktadır. Arapça’da bu anlama gelebile- 5. De Naturalis Historiae, Gaius Plinius
cek iki kelime vardır: Uşne genellikle (ö. 79)
epifitik likenlere verilen bir isimdir. Tuhlub 6. De Materia Medica, Pedanios Dios-
(farklı okunuşla tahaleb) hem su yosunları- corides (ö. 79)
na hem de kara yosunlarına verilen bir
isimdir. Farsça’ya baktığımızda yosun B. 1. KİTAB-I MÜFREDAT-I KANUN
karşılığı olarak Devale (Düvale) kelimesini
buluruz: İbn-i Sina’nın meşhur eseri El Kanun
‫"ا‬# Düvalek: a) Bir kayıştır ki, onunla fi’t Tıbb’ın, basit droglardan bahseden
kumar oynarlar. b) Ağaç yosunu ki, pala- ikinci kısmıdır. Kitab-ı Müfredat-ı Kanun
mut ve çam ağaçlarında peyda olup onlara adıyla ayrıca yazılarak renkli resimlerle
sarmaşır ve güzel kokar, ilaçlarla kokularda süslenmiştir. Gerek metin içinde, gerek
kullanılır, bununla yapılan kokuya ‫ا }|{ا‬ sayfa kenarlarında “Müfredat-ı İbn-i Bay-
deva-el-misk derler, doğrusu {\} ‫`ا‬ tar, İhtiyârât-ı Bedii, Kitâb’ül Felâha, Şerh
devâle muşk dur6. el-Mûcez, Minhâc’ül Beyan, Minhâc’ül
YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI 153

Dükkân ve Kitâb el- Meşcer” gibi eserlerden


alınmış ilâveler de mevcuttur.8 Eser bugün
Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya Ki-
taplığı 3748 numarada kayıtlıdır. Kitabın
yazarı bilinmemektedir. Yazım yılı muhte-
melen 1635 civarı olmalıdır. Söz konusu
eserde yosunlardan Arapça Tuhlub ‚†‡
başlığında bahsedilmektedir. Burada İhtiyârât-ı
Bedii, Minhâc’ül Dükkân, Müfredat-ı İbn-i
Baytar ve Müfredat- Kanun’danaa Eserin Şekil 3. Müfredat-ı Baytar Tuhlub
Kanun ile ilgili kısmı ilerleyen bölümlerde
inceleneceğinden bu bölümde yalnızca şekil
olarak yer almıştır (El Kanun fi’t Tıbb II.
Kısım) alıntılar bulunmaktadır9:
İhtiyârât- Bedii: O, kurbağa ………dur
(Şekil 1).

Şekil 4 Müfredat- Kanun Tuhlub

Şekil 1. İhtiyârât- Bedii Tuhlub

Minhac’ül Dükkân: Mahiyeti, Su mer-


cimeği Tuhlubdur (Şekil 2).
Müfredat-ı İbn-i Baytar: Diskurîdus
dördüncü (kitabında der ki) nehir Tuhlubu
yeşildir, şekil olarak mercimeğe benzer.
Suda olanı diktir (Şekil 3).

Şekil 2. Minhac’ül Dükkân Tuhlub Şekil 5 Ades’el Mâ ve Tuhlub

* Eserin Kanun ile ilgili kısmı ilerleyen bölümlerde inceleneceğinden bu bölümde yalnızca şekil olarak yer almıştır.
154 YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI

Bu kitapta ayrıca Tuhluba atfedilen bir- Arapça baskısı ve Fransızca tercümesi kar-
kaç çizim vardır (Şekil 5, 6). Bunlardan Şe- şılaştırmalı olarak incelenmiştir:
kil 6’daki çizim Ulva lactuca’nın (Deniz
Marulu) genel görünüşüne benzemektedir. ‚†‡ Thohlob - Lentille d’éau
(Su Mercimeği)
Dioscorides (IV. Kitap, 87. ve 97. baş-
lıklar): Su mercimeği yeşildir ve bir merci-
mek tanesine benzer. Durgun suların yü-
zünde rastlanır.
Galen (VIII. Kitap): Su mercimeği so-
ğuk ve üçüncü derecede nemlidir.
Dioscorides: Deniz mercimeğine (%'"+
;'<$) gelince, o bir cins bitkidir ki, taşların ve
deniz kenarındaki kabukların üzerinde bulu-
nur. Hepsi saç gibi örülmüştür ve sapsızdır.
Galen, Dioscorides, İbn-i Sina: Herhan-
gi bir organın kanını tutar, ovmalarda kul-
lanılır, en ziyade etkili olanı deniz merci-
meğidir. Akan su mercimeğine gelince,
eğer yağda haşlanırsa sinirleri yumuşatır.
Leclerc’in Tuhlub’u Lentille d’éau yani
Su Mercimeği (Lemna minor) olarak ele al-
dığı görülmektedir.

B. 3. KİTAB-I EL KANUN Fİ’T


TIBB:

El Kanun fi’t Tıbb, İbn-i Sina’nın (ö.


Şekil 6. Tuhlub 1037) en meşhur eseridir. Kısaca Kanun di-
ye de bilinir. Kanun’da yosunlardan Tuhlub
ismiyle bahsedilmektedir (Şekil 4). Çalış-
B. 2. KİTAB-I MÜFREDAT-I mamızda Süleymaniye Kütüphanesindeki
İBN-İ BAYTAR: Ayasofya 3748 ve Şehit Ali Paşa 2077 nüs-
haları incelenmiştir.
İbn-i Baytar’ın (ö. 1248) kısaca Müfre- Mahiyeti: Nehirde, suda, yerde ve de-
dat-ı İbn-i Baytar diye de bilinen Kitab el nizde olanı şiddetli kabız edicidir. Amma, ka-
Câmi fi’l Edviyyete el Müfrede ve’l Ağdiy- ya Tuhlubu ise, ondan Hazaz el Sahr (Kaya
ye adlı meşhur eseri Lucien Leclerc tara- Likenleri, Lichenes petraeus) kısmında
fından Fransızca’ya tercüme edilmiştir.10 bahsettik. Tabiatı: Soğuktur. Özellikleri:
Çalışmamızda Müfredat-ı İbn-i Baytar’ın Her nereye koyulursa kanı dindirir. Bu
YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI 155

konuda deniz yosunu daha şiddetlidir. B. 4. KİTAB’ÜL HAŞAİŞ:


Şişlikler ve Kabarıklar: Yangılı şişlikler ve
karıncalanmalar üzerine uygulanır. Tuhlu- Kitabın tam adı Kitab’ül Haşaiş lî Dis-
bun Adesî (Mercimek benzeri) olanı ka- kurîdus el Anazarbî’dir. Huneyn bin İshak
vurtla birlikte uygulandığı takdirde de bu (Joannitus, ö. 873) tarafından yazılan eser,
etkiyi gösterir. Kas ve Eklemler: Yangılı Dioscorides’in Materia Medica’sının Arap-
gut ve eklem ağrılarına iyi gelir. Eskimiş ça’ya tercüme edilmiş hâlidir. Eserin Aya-
zeytinyağıyla kaynatıldığında sinirleri yu- sofya 3702 ve 3703 nüshaları incelenmiş,
muşatır. Boşaltan organlar: Onunla yakı bunlardan Ayasofya 3702 nüshası asıl nüs-
yapılır. Derler ki bağırsakları tutar. ha seçilmiş ve bu nüshada yosunlarla ilgili
Aynı bilgiler, Kanun’un Prof. Dr. Esin iki başlık bulunmuştur.
Kâhya tarafından günümüz Türkçesi’ne ;>@\‫( <; سو‬Bruun balassiyus): O,
tercüme edilmiş şeklinde şöyle ele alınır11: Tuhlub el Bahrî’dir (Deniz yosunudur).
Cilt II, Sayfa 293: Tuhlub (Yosun, Lem- Taşların üzerinde ve kenarlarında olan şey-
na minor) Genel Nitelikleri: Bu drog bili- dir. Denize yakın olur. Kıl kadar incedir.
nir. Nehrî olanı sıvıdır, metaliktir (metal Gövdesi yoktur. Oldukça soğutucu olmakla
içerir). Denizden elde edilenin şiddetli ka- bilinir. Yangılı şişlikleri ıslah eder. Nikrîsi
biz özelliği vardır. Tuhlubun sahra olan ne- soğutmak için ona ihtiyaç duyulur (Şekil
vini ise biz Hazaz-ı Sahra olarak zikrettik. 7).
Yapısı: Soğuktur. Etkileri: Kötüdür, kanı ˆ‫( ‹Šو‬Fukus): Deniz fukusunun birkaç
hapseder. Eğer dışarıdan uygulanıyorsa, sınıfı vardır. Yerde olanlar, boyu uzun olan-
deniz cinsinin etkisi daha şiddetlidir. Şişler: lar, rengi kızıl olanlar. Krıtî (Kreta, Girit)
Yangılı şişler ve cemre (döküntü) üzerine dedikleri adada çokça yetişir. Zehire fayda-
uygulanır ve nemle (karıncalanma) ve aynı lıdır. Bu sınıfın kuvveti; tamamı kabız edi-
zamanda adesi üzerine kavrulmuş unla bir- cidir. Yakı yapılırsa, nikrîsi ve sair yangılı
likte Tuhlub tatbik edilir. Hareket Organla- şişlikleri ıslah eder. Bu sınıf suda ıslatılıp
rı: Yangılı gut olan yer üzerine konur ve kullanılır (Şekil 8).
yangılı mafsal ağrılarına iyi gelir. Eğer es-
ki zeytinyağı ile uygulanırsa sinirleri yu-
muşatır. Dışarı atan organlar: Onunla yakı
yapılır. Bağırsakları tuttuğu söylenir.
Bu tercümede de Tuhlub’un, Lemna mi-
nor olarak ele alındığını görüyoruz. Ayrıca
aynı kitabın bir başka yerinde de dipnot
olarak şu bilgiler verilmektedir: (Cilt II,
Sayfa 230) “Kurbağa yosununa ‘Carsca ca-
ğız vara’ derler. Su yüzünde, kenarlarda ve
taşların üzerinde oluşan yosunlardır.”
Ancak, Carsca cağız vara ifadesinin hangi
dilde olduğuna dair bir ibare yoktur. Şekil 7 Bruun balassiyus
156 YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI

Kitab’ül Haşaiş’teki Bruun balassiyus Phycos thalassion ya da Sphagnum ma-


(Bryon phalassion) ve Fukus (Fucus sp.) rinus gut hastalığı için mükemmel bir ilaç-
maddeleriyle ilgili bazı bilgiler sonuç ve tır. Görünümü marula benzer. Kumaş boya-
yorum bölümünde verilecektir. mada deniz kabuklarının mor rengiyle bir-
likte kullanılır. Kurumadan önce nemliy-
ken kullanılmalıdır. Yalnız gut için değil,
bütün eklem hastalıkları için etkilidir. Üç
çeşidi vardır. Birisi geniş yapraklı, diğeri
kızıl tonda ve uzun yapraklı, üçüncüsü ise
bükülmüş yapraklıdır ve Girit’te kumaş bo-
yamada kullanılır. Tüm bu çeşitlerin benzer
özellikleri vardır. Nicander, bunları yılan
sokmalarında zehire karşı antidot olarak
şarapla birlikte kullanır. Bu bitkinin tohu-
muna “psyllion” deriz.

B. 6. MATERIA MEDICA:
Şekil 8. Fukus
Anazarbalı Pedanios Dioscorides (ö. 79)
tarafından yazılan eserin asıl adı “Peri
B. 5. NATURALIS HISTORIAE: Hyles Iatrikes” tir, İlaçlar Bilgisi anlamına
gelmektedir. Plinius’un çağdaşı olan Dios-
Gaius Plinius Secundus (ö. 79) tarafın- corides kendisinden asırlar sonra gelen
dan yazılan bu eser tabiat tarihi ile ilgili İbn-i Baytar ve İbn-i Sina gibi İslam bota-
toplam otuz yedi kitaptan oluşan bir ansik- nikçi ve tıpçılarını bile etkilemiştir. Dios-
lopedi şeklindedir. Yirmi altıncı kitabın alt- corides’in Materia Medicası’nda yosunlarla
mış altıncı başlığında yosunlardan bahsedi- ilgili üç kısım vardır.13 Bunların tümü de
lir12: IV. kitaptadır:
Phycos Thalassion: Praecipue vero libe-
rat eo malo phycos thalassion, id est Başlık 87 Su Mercimeği
Sphagnum marinus, lactucae similis, qui Lemna minor (Lemnaceae)
concyliis substernitur, non podagrae modo, Bazıları ona “Yabanî Mercimek”, bazı-
sed omnibus articulorum morbis inpositus, ları “Epipetron”, Romalılar ise “Viperalis”
priusquam arefiat. Tria autem genera eius: ya da “Iceosmigdonos” derler. O, mercimeğe
latum et alterum longius, quadamtenus ru- benzeyen ve suda dik durabilen bir yosun-
bens, tertium crispis foliis, quo in Creta dur. Soğutucudur. Tek başına ya da …… ile
vestes tingunt, omnia eiusdem usus. Nican- birlikte kullanıldığında yangılı şişlikler için
der ea et adversus serpentes in vino dedit. iyi bir yakı olur. Gül ile birlikte nikrise
Salutare est et semen eius herbae, quam faydalıdır. Çocuklardaki gut hastalığını da
psyllion appellavimus. tedavi eder.
YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI 157

Başlık 97 βρυον θαλασσιον (Bryon tha- C. 1. MUSCI (Kara Yosunları)


lassion)
Bryonbb thalassioncc (bazıları ona “Bal- Çayır ve ormanlarda yumuşak; yeşil
laris”, bazıları “Irane” ve Romalılar “Gno- kadife bir örtü meydana getiren tohumsuz
musillon” derler) deniz kıyısındaki kayala- bitkilerdir. Ayrıca, kayalar ve taşlar üzerin-
rın ve midye kabuklarının üzerinde gelişir. de, duvar ve ağaç diplerinde, toprakta, her
O …… dır, ince ve dardır. Kabız edici kuv- yerde bulunabilirler (Şekil 9).
veti vardır. Biz onu kabızlık gerektiren yan- Karayosunları rutubetli yerlerde ya-
gılı şişlikler ve gut hastalığı gibi durumlar- şarlar. Bunun için neme bağlı olarak tur-
da kullanırız. balık, orman altları, ıslak kayalar, nemli
ağaç kabukları üzerinde, bataklık, göl,
Başlık 98 Φακός ο έπι των πελμάτων nehir kenarlarında bulunurlar. Tatlı suda
(Fakos epi ton pelmaton) yaşayanları olsa bile denizlerde bulun-
Deniz yosunlarının bazıları geniş, bazı- mazlar. Karayosunlarının rutubeti az olan
ları kızılca, bazıları beyazdır. Kreta (Girit) yerlerde, örneğin kentsel alanlarda da ya-
sahilinde yetişenlerin çoğu iyi kokar ve ça- şadığı görülür. Fakat bu gibi yerlerde sa-
buk çürümez. Hepsinin kabız edici kuvveti dece rutubetli mevsimlerde faaliyet gös-
vardır. İltihaplara ve ayak nikrisine karşı terirler, diğer zamanlarda dinlenme peri-
yoduna girerler.
oldukça etkindirler. Önce kurutulur, sonra
Karayosunlarında rastlanan başlıca bile-
ıslatılıp kullanılır. Nikander der ki, kızıl olanı
şikler terpenoidler ve fenolik bileşiklerdir.
zehire karşı şifadır. … Kadınlar kendilerine
Son yirmi yılda flavonlar, biflavonlar, izof-
makyaj yaparken kullanırlar. Phykos adıyla
lavonlar ve başka birçok madde bulunmuş-
satılana benzeyenler kokuludurlar.
tur. Ancak bu bileşiklerin biyosentez yolla-
rı hakkında hemen hemen hiçbir şey bilin-
C. GÜNÜMÜZ
memektedir14. Karayosunları, genellikle
SINIFLANDIRMASINDA
sık olarak bulunurlar böylece zemin üze-
YOSUNLAR
rinde yeşil halı gibi bir örtü meydana geti-
rirler. 22.000 kadar türü bulunan karayo-
Günümüz botanik sınıflandırmasına göre sunları, üç alt sınıfa ayrılır: Sphagnidae,
Türkçe’deki Yosun’un karşılığı Musci (Ka- Andreaeidae ve Bryidae15.
rayosunları) ya da Algae (Su Yosunları)
olabilir. Bu durumda her iki grubun da C. 1. 1. Sphagnidae:
başlıca botanik ve farmasötik özelliklerinin 300’den fazla tür ihtiva eden bu altsınıfta
dikkate alınması gerekmektedir. tek cins vardır: Sphagnum. Sphagnum

b Materia Medica’nın I. kitabında ele alınan Bryon (Lichen arboreus) ile IV. kitabında ele alınan Bryon thalassion
(Algæ) karıştırılmamalıdır.
c Thalassion < Èáëáôôï = Denize hâkim olan
158 YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI

C. 2. ALGAE (Su Yosunları)


Algler sistematik olarak daha farklı ve
çok sayıda gruplara ayrılsa da daha çok
konumuzla ilgili olan Chlorophyta (Yeşil
Algler), Phaeophyta (Esmer Algler) ve
Rhodophyta (Kızıl Algler) bölümleri üzerinde
Şekil 9. Karayosunlarının Genel Görünümü
durulacak, söz konusu alglerin ekonomik,
tıbbî ve farmasötik özellikleri aktarılacaktır.

“Turba Yosunu” adıyla da bilinir. Her yıl C. 2. 1. Chlorophyta (Yeşil Algler):


yan dallardan birisi ana sapın büyüklüğü- Chlorella türleri kültürü yapılan ve
nü alıncaya kadar gelişir. Dipte kalan kı- Chlorellin isimli antibiyotik elde edilen
sımlar ölür, böylece yavru dallar ayrı birer önemli türlerdir.
bitki oluştururlar. Ölen kısımlar birikerek Cladophora ve Enteromorpha türleri
kalın yastıklar meydana getirirler. Bu yas- ipliksi ve şeritsi türlerdir (Şekil 11).
tıkların oluşturduğu bataklıklara “turba- Ulva (Deniz Marulu) türleri Akdeniz ül-
lık” veya “turbiyer” denir. Sphagnum, kelerinde ve Uzak Doğu’da salata olarak
bahçecilikte bitkileri bir yerden bir yere yenir. Ulva lactuca, yurdumuzda İstanbul
nakletme sırasında canlı tutmak için kul- Boğazı ve Marmara kıyılarında rastlanan,
lanılır. Bileşiminde bulunan Sphagnol an- tallusu marulu andıran bir algdir. A vitamini
tiseptik etki gösterir. Bu yüzden tıpta sal- içerir (Şekil 10).
gı ve kan emme işleminde kullanılır.
Sphagnum türleri özellikle Uludağ’da ve
Karadeniz Bölgesi’nde Çoruh Havzasında
yaygındır15.

C. 1. 2. Andreaeidae:
Kozmopolit olan Andreaea türleri yük-
sek dağların silisli kayaları üzerinde ve so-
ğuk bölgelerde yetişir.

C. 1. 3. Bryidae:
Yapraklı karayosunlarının büyük ço-
ğunluğu bu alt sınıfta yer alır. Bu gruptan
Polytrichum ilaç sanayinde kullanılır.
Polytrichum commune’den “Herba Adianti
aurei” isimli diyaforetik ve tonik; Polytric-
hum juniperinum’dan da “Herba Polytrichi
juniperinae” isimli diüretik droglar üreti-
lir14. Şekil 10 Ulva lactuca (Chlorophyta)
YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI 159

Şekil 12 Fucus sp. (Phaeophyta)

Şekil 11. Enteromorpha sp. (Chlorophyta)

C. 2. 2. Phaeophyta (Esmer Algler):


İçerdikleri fikoksantin pigmenti sebe-
biyle yeşil alglere göre daha koyu renkli
görünürler.
Cystoseira, C vitamini, Provitamin A, İyot
ve aljinik asit içerir. Guatrda ve şişmanlığı
önleme amacıyla kullanılır. Kan şekerini ve
plazma kolesterol seviyesini düşürür. Şekil 13 Sargassum sp. (Phaeophyta)
Fucus, şeritsi bir algdir. İyot ve mineraller
bakımından zengindir. Bu algden hazırlanan
ekstreler kozmetikte cilt ve saç preparatla- Laminaria türlerinin Laminarin ve Mannit
rında kullanılır. Fucus türleri aljinik asit bakımından zengin olanları tıpta, boya ve
içerir. Aljinik asit, sanayi ve eczacılıkta tekstil sanayisinde kullanılırlar15.
önemli bir bileşiktir. Haemostatik (kan din-
dirici) özelliği vardır. Diş macunu, reçel, C. 2. 3. Rhodophyta (Kızıl Algler):
dondurma, kâğıt ve karton yapımında, ayrıca Kırmızı renk maddesi olan fikoeritrin
boya elde etmede kullanılır. Aljinik asitin içerirler.
farklı metal tuzları farklı renkler verir14 Chondrus türlerinden Carrageen (Kar-
(Şekil 12, 13). ragen, Deniz Kadayıfı) isimli bir drog elde
160 YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI

edilir. Bu drog, emoliyan (deri yumuşatıcı), D. SONUÇ VE YORUM


ekspektoran (balgam sökücü) ve anti – ko-
agülan (pıhtılaşma önleyici) olarak kullanılır. İbn-i Baytar’dan Dioscorides’e kadar
Gelidium türleri çok dallanmıştır. Agar her bir yazarımızın yosunları ele alışını (ta-
agar elde edilir. Agar agar, tablet yapımında, nımlayıcı özellikler bazında) teker teker in-
emoliyan (deri yumuşatıcı) ve mekanik celersek bazı türleri teşhis etmek mümkün-
müshil olarak, kozmetik ve diş hekimliğin- dür. İlk olarak İbn-i Baytar’a göz atalım:
de kullanılır14 (Şekil 14).
Porphyra türleri şekil olarak Ulva türle- 1. Diskurîdus dördüncü kitabında der
rine benzeyen yapraksı alglerdir (Şekil 15). ki, nehir Tuhlubu yeşildir, şekil olarak mer-
cimeğe benzer. Suda olanı diktir. (Kitab-ı
Müfredat’tan)
2. Dioscorides IV, 87, 97: Su mercimeği
yeşildir ve bir mercimek tanesine benzer.
Durgun suların yüzünde rastlanır (Lucien
Leclerc’ten).
İbn-i Baytar’ın Dioscorides’ten alıntıla-
dığı bu cümlede Kara Yosunu ya da Alg ol-
mayan bir bitkiden Lemna minor’dan bah-
sedilmektedir. Bu bitkinin farklı dillerdeki
isimleri şöyledir: Türkçe Su Mercimeği,
İngilizce Water lens, Almanca Wasser lin-
se, Fransızca Lentille d’éau ve Arapça
Ades el Mâ. Hadiye Tuncer, Yabanî Bitki-
Şekil 14 Gelidium sp. (Rhodophyta) ler Sözlüğü adlı kitabında Tuhlub kelimesi-
ne karşılık olarak şu bilgileri vermekte-
dir16: “Tuhlub: Ades el Mâ, Su mercimeği,
Lemna minor (Lemnaceae), Kurbağa yosu-
nu da denir. Kurbağa olan göllerde suyun
üstünde görülür.” Bunun sonucu olarak,
Tuhlub kelimesinin hem Lemna minor için
hem de algler için kullanılan bir kelime ol-
duğu anlaşılmaktadır.
İbn-i Baytar, Dioscorides’ten alıntısına
devam eder:
3. Deniz Mercimeği (Lentille de mer,
%'"+ ;'<$ - Tuhlub-u Bahrî)’ne gelince, o
bir cins bitkidir ki, taşların ve deniz kena-
rındaki kabukların üzerinde bulunur. Hepsi
Şekil 15 Porphyra sp. (Rhodophyta) saç gibi örülmüştür ve sapsızdır.
YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI 161

İbn-i Baytar, Galen, Dioscorides ve İbn-i drogla ilgili olarak şunları kaydeder: “De-
Sina’dan ortak yapılan bir alıntıyla da; niz kıyısındaki kayaların ve midye kabuk-
4. Herhangi bir organın kanını tutar, ov- larının üzerinde gelişir. O ince ve dardır.
malarda kullanılır, en ziyade etkili olanı de- Kabız edici kuvveti vardır”.
niz mercimeğidir, şeklinde bir ifadeye yer Başlık 98’de Φακός ο έπι των πελμάτων
vermiştir. (Fakos epi ton pelmaton) adlı bir drogdan
İbn-i Sina Kanun’da Tuhlub maddesin- bahseder ve bu drogla ilgili olarak da şun-
de tanımlayıcı özellik olarak yalnızca “Her ları kaydeder: “Deniz yosunlarının bazıları
nereye koyulursa kanı dindirir” cümlesine geniş, bazıları kızılca, bazıları beyazdır.
yer vermiştir. Bunun dışında, Tuhlub’un ne Kreta (Girit) sahilinde yetişenlerin çoğu iyi
olduğunu anlamamıza yarayacak herhangi kokar. Hepsinin kabız edici kuvveti vardır.
bir kaydı yoktur. … Nikander der ki, kızıl olanı zehire karşı
Huneyn bin İshak, İbn-i Baytar ve İbn-i şifadır. … Kadınlar kendilerine makyaj ya-
Sina’dan farklı olarak konuyla ilgili iki parken kullanırlar. Phykos adıyla satılana
başlık işlemiştir. benzeyenler kokuludurlar”.
;>@\‫( <; سو‬Bruun balassiyus): Bu durumda, İbn-i Baytar’ın verdiği
O, Tuhlub el Bahrî’dir, (Deniz yosunudur). üçüncü özellik ve Huneyn bin İshak’ın
Taşların üzerinde ve kenarlarında olan şey- Bruun balassiyus adlı drogu bizi doğruca
dir. Denize yakın olur. Kıl kadar incedir. Dioscorides’in βρυον θαλασσιον (Bryon
Gövdesi yoktur… thalassion) adlı droguna götürür. Ne yazık
ˆ‫( ‹Šو‬Fukus): Deniz fukusunun birkaç ki bu drogun ne olduğunu bulmamıza yete-
sınıfı vardır. Yerde olanlar, boyu uzun olan- cek kadar bilgi verilmemiştir. Ancak yine
lar, rengi kızıl olanlar. Krıtî (Kreta, Girit) de ‘O ince ve dardır’ ifadesinden bu drogun
dedikleri adada çokça yetişir… Şekil 11’deki Enteromorpha benzeri şeritsi
Plinius, Phycos thalassion adlı drogdan bir alg olduğu anlaşılmaktadır.
bahsederken şunları kaydeder: “Görünümü Huneyn bin İshak Fukus’u, Plinius
marula benzer. Kumaş boyamada deniz ka- Phycos’u ve Dioscorides Fakos’u anlatırken
buklarının mor rengiyle birlikte kullanı- aslında aynı drog(lar)dan bahsetmektedirler.
lır.... Üç çeşidi vardır. Birisi geniş yapraklı, Temel olarak Dioscorides ve Plinius birbiri-
diğeri kızıl tonda ve uzun yapraklı, üçüncü- ne benzer ya da birbirini tamamlayan bilgi-
sü ise bükülmüş yapraklıdır ve Girit’te ku- ler vermektedirler (Tablo 1). Bu onların ay-
maş boyamada kullanılır. … Nicander, nı yüzyılda yaşamalarından ve / veya aynı
bunları yılan sokmalarında zehire karşı an- kaynaktan beslenmiş olmalarından kaynak-
tidot olarak şarapla birlikte kullanır. lanıyor olabilir. Dioscorides ve Plinius’un
Son olarak Dioscorides, verdikleri bilgiler ışığında birbirinden farklı
Başlık 87’de Lemna minor’dan (Su üç alg çeşidini (Ulva lactuca, Porphyra sp,
Mercimeği) bahseder ki bu drog konumuz- Fucus sp.) teşhis etmek mümkündür. Her
la doğrudan ilgili değildir. üçünün de Arapça karşılığı Tuhlub’dur:
Başlık 97’de βρυον θαλασσιον (Bryon Geniş yapraklı olan veya marula benzeyen
thalassion) adlı bir drogdan bahseder ve bu drog Ulva lactuca (Deniz Marulu) türüdür.
162 YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI

Kızıl tonda olanlar ise Porphyra sp. gibi (Phucos) Yunan ve Romalı hanımların göz-
muhtemel Rhodophyta (Kızıl Algler) türle- lerini, yanaklarını ve yüzlerinin çeşitli yer-
ridir. lerini renklendirmekte kullandıkları bir bo-
Kumaş boyamada ya da makyaj yapı- yayı tanımlayan genel bir terimdir. Asyalı
mında kullanılan tür ise Fucus türleri olma- İonlar tarafından Batı’ya aktarıldığı bilin-
lıdır. Çünkü Yunanca Φυχοσ – Phykos keli- mektedir. Yunanca “Phucos” ve İbranice
mesi “Kırmızı, Yosun’ anlamlarına, Latince “Pûch” kelimelerinin etimolojik ilişkili
Fucus kelimesi de “Kırmızı boya, kırmızı olduğu sanılmaktadır. Her iki kelime de
ya da kızıl renk (Fucare, boyamak kökün- “boya elde edilen bir su yosunu” anlamına
den) anlamlarına gelmektedir17,18. Fucus gelmektedir19.
YENİ TIP TARİHİ ARAŞTIRMALARI 163

Kara yosunlarına gelince, İbn-i Sina Güftâr, Ferhengi Ziya)” MEB Yayınları İs-
“Kaya Tuhlubu’ndan Hazaz el Sahr kısmın- tanbul. 1967.
7. Steingass F., “Persian - English Dictionary”
da bahsettik” demektedir. Kara yosunları
Iran University Press. Tahran. Iran. 1998.
hem ağaçların hem de taşların üzerinde 8. BFTÜ: Büyük Filozof ve Tıp Üstadı İbn Si-
gelişebildiğinden, sıklıkla likenlerle karış- na Seri: 7, No: 1, TTK., Muallim Ahmet Ha-
tırılır. İbn-i Sina da Dioscorides gibi kara lit Kitabevi, İstanbul, 1937.
yosunlarından liken başlığında bahsetmiştir. 9. İSMK: İbn-i Sina, “Müfredat-ı Kanun” Sü-
leymaniye Kütüphanesi, Ayasofya 3748.
Ancak hangi tür yosunun ele alındığını teş- 10. Leclerc L., “Traité des Simples Ibn el Beit-
his etmek imkânsızdır. Bununla birlikte, tüm har” Paris, 1877.
yazarlarımızın bahsettiği gut hastalığının 11. Kâhyâ E., “El Kànun fî’t-Tıbb İbn-i Sina
tedavisi, kabızlık özelliği vb. özelliklere İkinci Kitap”, Atatürk Kültür Merkezi Baş-
kanlığı Yayınları, Ankara, 2003.
yosunlarda (günümüz bilgilerine göre)
12. WEB01:http://pe ne lo pe.uc hi ca go.edu/
rastlanmamıştır. Tha yer/L/Ro man/Texts/Pliny_the_El -
der/26*.html
KAYNAKLAR 13. WEB03:http://www.tis ca li net.ch/ma te ri -
amedica/Volltext/Buch4.htm
1. Çobanoğlu G., Yavuz M., “Tıp Tarihinde 14. Tanker N., Koyuncu M., Coşkun M. “Far-
Likenlerle Tedavi” Yeni Tıp Tarihi Araştır- masötik Botanik” Ankara Üniversitesi Ec-
maları 9, 37-90, 2003. zacılık Fak. Yay., Ankara 2004
2. Eyüboğlu İ. Z., “Türk Dilinin Etimolojik 15. Altuner Z. “Tohumsuz Bitkiler Sistematiği”
Sözlüğü” Sosyal Yay. İstanbul. 1991. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat 1997.
3. KTLS: Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Söz- 16. Tuncer H., “Yabanî Bitkiler Sözlüğü” Gıda
lüğü I, Kültür Bak. 1371 Kaynak Eserleri Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Atak Mat-
54. Komisyon. Ankara. 1991. baası, Ankara, 1978.
4. Kadri H. K., “Türk Lügatı.” T.T.K. Cumhu- 17. Sinanoğlu S., “Yunanca - Türkçe Sözlük”
riyet Matbaası. İstanbul. 1945. T.T.K., Ankara, 1953.
5. Yalın Ö., “Türkçe’de Yakın ve Karşıt An- 18. Karaağaç S., Alova E., “Latince – Türkçe
lamlılar Sözlüğü” İmge Kitabevi. Ankara. Sözlük” Sosyal Yayınları, İstanbul, 1995.
1998. 19. WEB02:http://www.perseus.tufts.edu/cgi-
6. Şükün Z., “Farsça - Türkçe Lügat. (Gencine-i bin/ptext?doc.

You might also like