You are on page 1of 9

MUTLAK GEREKLK ARAYIINDA BLM VE DN Temel Balklar:

Bilim Ve Bilimsellik, Bilim Ve Pozitivizm, Bilimsellik Ve Nedensellik atrdayan Nedensellik, Tevhid Ve Nedensellik, slami Bak As

Aleme gzn aan insan kendini hayat boyunca srecek zmlemelerle kar karya bulur. nsan
nedir, iinde yaanlan alem nedir, sistemli olarak ileyen bu alemin gemii-varsa gelecei- ve sonu nasl kavranlabilir? Asrlar boyunca insanolu aleme vcut veren mdahil bir yaratc kudreti tanmakla, alemin vcudunu kendine irca etmek gibi iki yol arasnda muhtelif izgiler oluturarak bu gne geldi.

Eyann iini, dn-mekansal olarak cismani ve varsa cisim tesi- btn boyutlarn zaman boyutuyla
birlikte tantabilecek mutlak gereklikte bir kozmolojinin ortaya konulmas btn dinlerde olduu kadar btn felsefelerde-pek tabii ki bilim felsefesinde de en nemli konu olmutur.

limin(bilginin) kaynaklarndan olan bilim ve din tartlrken zaman zaman bilimin eyann nasl
oluyoruna cevap verdii, dinin ise niin oluyoru aklad ileri srlerek bir ayrm ortaya konur. Gerekte din -dini, mutlak hakikati kavramamz salayan slam anlamnda kullanyoruz- eyann niini kadar naslna da k tutarken bilim nasl ortaya koyma iddiasnda iken dolayl olarak niine de cevap vermektedir.

Bilimin zerine oturtulan dinden bamsz felsefenin yol at en byk yanlg eyann gerekten
nasl olduunu akladn zannettirmesidir. Bu yanlg bilimin imkanlarnn hem cismaniyet alanyla kstl olmas, hem de insanlarn bilimi ancak belli kalplar -paradigmalar erevesinde yorumlamalarndan kaynaklanr.

Eyann hakikatinin kavranmasna ilikin bir yaklamn gereki olmas bu yaklamn eyann btn
boyutlarn tespit edebilecek mekanizmalar salamasyla mmkndr.

Varlk sadece gzlemlenebilir ve dokunulabilir alemden mi ibarettir yoksa bunlarn dnda boyut(lar)
var mdr? Eer varlk kokusu, tad, grnts, sesi, sertlii olan be farkl kavrama boyutlu cisimsel bedenlerden oluuyor ve bunlarn tesinde bir yap yansmas tamyorsa eya bu kavrama boyutlarnca tanmlanabilecektir.

Madde zerinde yaplan incelemelerde, gnmz fiziince maddenin yapsal kkeninin


tanmlanmasn salayabilecek sabit partikler varlklarn vcudu tespit edilememitir. Atomun tespitinin ardndan bu paracn, en kk -deimez- yap ta olduuna dair bilim bulgusunun yol at maddenin ezeliyeti eklindeki felsefi yaklam Einsteinden sonra, atom altna doru belirginleen snrsz paralanmalarla birlikte pheye dnmtr. Sonunda kuantum fizii maddenin en kk partikler pozisyonunun varlk ve yokluk arasnda gidip geldiini, bir ekilde maddeyi tekil eden en kk vcutlu partikler yaplarn fizik vcutsuz bir enerji alemden fizik vcuda sramalar yaptn ortaya kard. Bu durumda maddenin be boyutlu kavrama alanlarnn(grnt, ses, koku, tat, younluk) dnda bir alandan srayarak vcut kazand anlalyordu. Maddenin vcudunun kayna gibi gzken bu enerji alemin hakikati nasl tanmlanacakt?

Gnmz fiziinin karlat bir baka sorun daha vard. Cisimsel alem birbirine nispetle farkl
zaman ve dolaysyla mekan boyutlarndan oluuyordu. Cismin kendi iindeki bu farkllk bir yana farklln boyutlar cismaniyetin dna tatnda varlk nasl tanmlanacakt. rnein Einsteinin getirdii hz-zaman-ktle aras ilikiyi dzenleyen formle gre bir varln hz k hz snrna ulatnda hatta bu snr atnda varlk cisim boyutlu tanmlanamyordu. Ik hzn am bir varlk

imajiner alemde( ktlesiz yani madde tesi) bir yap arz ediyor; formlde zaman aklanmaz bir yapya brnerek sonsuz imdi zaman dzlemi eklinde yorumlanabilecek bir durum ortaya kyordu.

Eyann hakikatinin tespitinde odaklarken ortaya kan bu yeni bulgulara eitli tanmlayc felsefi
yaklamlar getirildi. Bu yaklamlardan birisi Hint asll fiziki Maharishi Mahesh Yoginindi. Maharishi Birleik Alan Teorisi ile fiziksel vcut ile fizik tesi vcut arasnda bir birleim oluturdu. Fizik vcut, derununda fizik tesi bir vcuda dayanyordu. nk fizik, maddi vcudun yap ta olan fizik vcutlar tespit edememi, tam tersine maddi vcutlarn fizik tesi bir alemden ani sramalarla cisimsel aleme aralksz olarak gei yaptn ve bu sramalarn ani geli/gidi tarznda yer deitirmelerle devam edip gittiini tespit etmiti.

Bu noktada Maharishi varlklarn cismani vcuda sradklar alann aasnn varln yaratcs olan
-her eyi bilen, her an her yerde olan, kudreti her eye yeten- mutlak bir enerji varlk olduu tezini ortaya att. Bu bir tr panteist yaklamd ve varln yaratlnn varln arkasnda iddet ve younluuyla her eye nfuz ettii iin fark edilmeyen bir gce isnadn gerektiriyordu.

Ortaya atlan btn aklama biimlerine ramen insanlk elindeki imkanlarla hala varln mekan
olarak en kk ve en byk(enfsi ve afaki) ularn belirleyememekte; tersine varlk gittike iinden klmaz sorunlar ve bilinmezlikleri beraberinde getirmekteydi.

Bu durumda insanlk varl nasl yorumlayacak ve kavrayacak; gerek kozmolojiyi nasl ortaya
koyacaktr? BLM VE BLMSELLK

nsanlk ilk gzlemlerinde vcutlarn davranlarnn belli dzenlilikler ierisinde gelitiini tespit etti. Bu
tespit mevcut dzenliliklerin hangi prensiplere dayandnn sorgulanmasn beraberinde getirdi. Bu sorgulamalar sonuta tabiat ierisinde maddenin davranlarn formle eden fen bilimlerinin ortaya kmasna ve gelimesine yol at. Ancak bir ey fark edilmiti. Tabiat aleminde yer alan ve yapsal rgs hari asli yaps tabiatn cisimsel bedenleriyle ayn olan hayvanlar ve st dzeyde insanlar aleminde de belli dzenlilikler var olmakla birlikte bu alemdeki unsurlar tabiat alemindeki dier unsurlarla ayn paralelde davranmyordu. Esasen fizik tesi mstakil ruhsal boyutlarn varlndan kaynaklanan bu deiik yapnn ileyiini dzenleyen prensiplerin tespiti maksadyla da beeri bilimler gelimeye balad. Bir taraftan fizik, kimya, matematik, biyoloji maddeye odakl; dier tarafta sosyoloji, psikoloji ve bunlarn deiik versiyonlar maddenin tesinde bir eyler tayan insana odakl olarak belirginleti. Bilimsellik yukardaki bilimlerin gelitirdii tespitler erevesinde dnmeyi zorunlu klan bir felsefe halini ald. Bilimin bizzat kendisindeki snrllklar bilimsellikle birlikte gelebilecek yeni tespitleri de snrlandrd. nk bilimin kendisi elindeki verileri sadece duyusal alglara dayandryordu ve gelebilecek yeni yaklamlar hep nceden rettii kalplar-paradigmalar erevesinde snrlyordu.

Bilim ile, bilgi eklinde ifade edilebilecek ilim arasndaki ayrm ortaya koymamz gerekir. lim (bilgiknowledge), bilimi (science) ieriyor olmakla birlikte bilim ilmi kapsamaz. Kaynaklar ilahi ve nakli de olabilen ilim snrllklar reddettii halde bilim ve bilime dayal ilim (bilgi) ancak belli kalplar erevesinde alnm olmak zorundadr. Bilim bir dzenliliin ifadesidir ve ifade edildiinde bu dzenlilik insanlar tarafndan rahatlkla kavranlabilir. lim de bir dzenliliin veya mutlak gerekliin ifadesi olabilir ama bilimin kapsamn at noktadan sonra kavranlmalar gleir ve inancn konusu olur. BLM VE POZTVZM Bilimin kavray ve ifade kapsamnn nemli felsefi akmlardan biri olan pozitivizm ile iyice snrlandrldn gryoruz. Pozitivizmi(olguculuk) literatre ilk getiren Fransz Aguste Comtetur. Comteun pozitivizmindeDorudan deneyle salanamayan bilgi metafizik veya teolojiktir. Duyularla alnamayacak hibir ey bilgi ve tecrbe konusu yaplamaz. Varlk aleminde psikolojiye yer yoktur ve psikoloji biyolojiyle aklanr.

Grld gibi Comte gz, kulak, burun, dil ve ten dnda bir yolla algland ileri srlen hi bir
gereklik olmadn ileri srer ve ilmin (bilginin) sadece duyularla alglanabilen ve deneylenebilen olgular dnda hi bir eye dayandrlamayacan savunur. Bu kapsam dnda var olan ilim Comtea gre ya metafizik ya da teolojiktir; yani safsatadr. Bu yaklam gnmze kadar eitli deiimlere uram olsa da kkenlerini hala aynen korumakta ve bilim son zamanlardaki atrdamalarla birlikte pozitivizmin kalplaryla snrl kalmaktadr.

Bilimselliin zellikle pozitivizmin etkisi altnda insanla sunduu bilgi erevesi eyann hakikatine
ilikin boyutlarn derinlii sz konusu olduunda ciddi ekilde sorgulanmaya ihtiya gsterir. Kainat btn boyutlaryla bilim vastasyla sorgulayan insan akvaryum ierisinde akvaryumu i ve d dnyasyla sorgulamaya alan baln pozisyonuna benzer. boyutlu bir nesnenin ierisinde bulunan bir nesneyle bu nesneye dardan bakan bir nesnenin yakalayabilecei boyutlar arasnda byk uurumlar vardr. Mekann ierisinde bulunan bir varlk mekann ve zamann belli bir kesine hapis olmutur; mekann btn boyutlaryla snrlarn ve tesini tespit edemeyecei gibi zamann balang ve sonunu tespit edemez.

Bilim mekann belli bir kesiti zerinde ve teknik imkanlarn desteiyle zamann da belli bir kesitinde
tespitlerde bulunabilir. Yine bilim bulgularna dayanarak varla ilikin bir balang-biti teorisi retebilir; ancak balangcn ncesi ve bitiin sonrasna ilikin bilimin ortaya koyabilecei hi bir ey yoktur. Kald ki bilim varoluu incelerken mevcut sistemlerin ileyiindeki muharrik gc de gz ard eder. zm olarak nedensellik ihdas edilmi olsa da bu, doruluu asla ispat edilemeyen bir varsaymdan ibaret kalmaya mahkum olmutur.

Bilim kainata ilikin prensipler (tabiat kanunlar) ortaya koymakla birlikte bu prensiplere ait ne birer
fiziksel vcut tespit edilebilmi, ne de bunlarn kaynaklarna inilebilmitir. Hatta asl nemli olan bu konular gerekdlk anlam yklenen metafizik kavram ierisine oturtulmu ve metafizik de pozitivizmin etkisiyle bilim dna itilmitir. Oysa gnmzde kuantum fiziinin derinlere inerek, maddemadde tesi aras izgiyi ok fazla zorlamas; derinlikler psikolojisi ve parapsikolojinin zerinde odakland pozitivizme oturtulamayan reddi gayri kabil levitasyon, telekinezi, telepati gibi gerekliklerin tartlmaya balanmas, bilime dolaysyla bilimsellie rtlen kabukta atlamalara yol amtr. Artk bilim adamlar mevcut kalbyla bilimin tek bana hakikatleri kavramaya ve ifade etmeye yetmedii gereini seslendirmeye balamtr.

Esasen bilimsellik ve pozitivizm arasnda birebir iliki olduu ileri srlemez. Aksi taktirde bilim
gerekliin sadece dar bir alannn ifadesinden ibaret kalacaktr. Bilimin olgusal alemi ifade almalarna pozitif yaklamas insanlk tarafndan kolay kavranabilirlik asndan gereklidir. nk insanlk mutlak ounluk itibariyle kolay olduu iin duyularyla algladklarn kavrarlar ama bu btnln dier boyutlarn kavramak iin yeterli deildir. Sorun, kavranlanlarn varlnn kavranlamayanlarn yokluuna delil imi gibi kullanldnda ortaya kar. Amacmz mutlak gereklie ilikin olgusal tespitlerin mutlak gerekliin doru ancak sadece bir ksmn tanmlayabildiini vurgulamaktr. tirazmz sosyal bilimler veya fen bilimlerinin yine de mutlak erevesiyle tespit edemedii vcudun ileyi mekanizmasna ilikin tanmlamalarna deil, bu tanmlamalar zerine oturtulan felsefi ereveyedir. Bilim olgularn tespitiyle ilgilidir ve bulgular zorunlu olarak kabul edilir. Ancak bilimsellik olgulardan, bunlar yorumlamaya ve bilgiyi(ilmi) snrlamaya dnk bir felsefi sraytr ki ciddi bir anlamazlk sebebidir. nancn tadmz dini ilim bilimin mutlak tespitleriyle deil de bilimin zerine oturtulan felsefe ile att taktirde ilim ile bilim arasnda gerek d bir cepheleme oluturulur ve bilimsellik, bilim felsefesiyle atan evrensel tevhit dinine dayal ilmin reddini zorlar. Oysa gerek atma sz konusu ilmin bilimce tespit edilen mutlak ileyi prensipleriyle (kanunlarla) elimesi durumunda ortaya kar.

Ne yazk ki ilmin kayna din olduu yerde , bilim ile elimeyen ilim pozitivizmle kalpl bilimsellikle
attrlm ve kainata ilikin kavraylarn ok fazla snrlanmasna sebep olunmutur. Din ile bilim arasnda vaktiyle oluturulan atma byle bir durumdan domutur. Bilimin tespitlerine itiraz etmek bir yana, k ve ereve kazandran hatta bilimin yer yer bizzat kayna olan din (slm), bilimin ulaamad alanlar-mutlak gerekliin zaman ve mekan ii ve d boyutlarn- tanmlamtr. Ancak dinin bu tanmlamalar insanln rettii bilimsellik maskesi arkasndaki felsefeyle kar karya geldii iin a tanmlayan bilim, ad olan din kaynakl ilim eklinde bir inan retilmeye allmtr.

lmin kaynaklarndan birisi olan bilim maddeyi tahlil ederken pozitivist -olgucu bir bak asn kural
olarak kullanmaldr; ama maddi varlk kalplarnn snrlarnda, bu bak as almaldr. Dahas bilime dayal tespitlerin yorumlanmas -felsefe retilmesi aamasnda pozitivizmin kalplarndan kesinlikle syrlmak gerekir. Aksi taktirde asl sorgulanmas gereken zihin atlatc sorular bu gne kadar bat dnyasnca yapld gibi, srekli metafiziin bilinmezliine itilerek unutulmaya terk edilecektir. zetle bilim sadece maddenin analizi aamasnda olgucu yaklam gerektirirken olguculuk bilimsellii bir aamadan sonra -zaman ve mekann farkl boyutlarnda- safsataya dntrr. Tpk her eyi mkemmel aklayarak giden Einsteinin bir noktadan sonra varlklarn, kudreti sonsuz Yaratcnn bir paras olduklarn iddia etmesinde olduu gibi... Bu yzden bilim adamlarnn ounluu ayn gereklere dayanarak birbirleriyle asla uyumayan felsefi tartmalar gelitirmiler, bilimin felsefeye dolaysyla ideolojiye dnt yerde birbirlerine kart binlerce akm ortaya kmtr. BLMSELLK VE NEDENSELLK

Bilimin tahlil ettii madde belli mekanizmalar erevesinde davranan birbirleriyle ilikili kompterize
sistemlere benzer. Maddi vcutlar arasnda kurallara dayal bir art ardalk dikkat eker. Yani bir davran grnrde bir dier davrana yol aar. Sathi bakla tahlil edildiinde rnein, madde znde farkl yklerin birbirlerini ektii, benzer ykler arasnda itme davran olduu, yan yana gelen oksijen ve hidrojen atomlarnn birletii, fotonlarn tt ve stt gibi olaylarda nesneler arasnda bir sebep sonu ilikisi grnts dikkat eker. Bu grntnn bilimselliin(bilimin deil) temeli haline getirilmesi, kainat mekanizmasnn kendi kendine iledii eklinde zmlendii gibi bir yanlgy felsefi inan haline dntrmtr. phesiz yirminci yzylda bu inancn patlamasna en byk katky Diyalektik Materyalizmin kurucusu ve insanlar da maddeye indirgeyerek determinizmin felsefi erevesinin oluturucusu olan Karl Marks yapmtr.

Gemite yaratc mutlak gcn varl ile sebep-sonu eklinde ileyen mekanizmay telif
etmek iin rpnanlardan bir ksm ilk muharrik g yaklamn getirmilerdir. Buna gre Yaratc kainat mekanizmasn oluturmu-yani bir saat gibi kurmu- ondan sonra mdahaleyi brakarak dahli olmakszn dardan seyre koyulmutur.

Varla ilikin nedensellik yaklam -yukarda bir rneinden sz edilen zorlama rpnlar bir yana
brakrsak- yaratc mutlak g inancnn bir rpda reddedilmesine yol am; nedensellik erevesinde varlk (kendi kendine oluyor, sebepler yapyor, tabiat yaratyor gibi biri olmazsa dieriyle aklanabilecei sanlan vcut kaynaklarna irca olunmutu. Oysa gerekte bilim varlkta gzlemlenen sebep-sonu srecinin nedensellikle aklanabileceini asla ispat edemez. Bir baka tabirle, nesneler aras ilikilerin, alglanmas baka bir boyutta mmkn olan sebep(ler) tarafndan dzenlenmediini hibir bilimsel tespit belgeleyemez.

Akvaryumu inceleyen bir bal dnelim. Baln duyular-kavrama alanlar- dnda olan vcuda
sahip bir ipe baladmz kk bir ta akvaryum ierisinde hareket ettirelim. Dardan bakan ve ipi alglayabilecek bir duyu gcne sahip bir kiiye gre ta hareket ettiren siz olduunuz halde bala gre ta kendi kendine hareket etmektedir. Baln-zihninin altn varsayalm- zerinde dnebilecei iki alternatif vardr: Ya tan ierisinde onu kontrol edebilen byk bir uur ve g vardr ya da byle bir uur ve gcn dardan mdahalesi sz konusudur.

Burada bilimin yapt ey tan hareketini tespit etmektir. Hareketin kayna(illeti) ve muharrikine
gelince bu nedensellik varsaymyla aklanmakta ve bu varsaym inanca dnmektedir.

Elektron ve proton arasnda bir ekim kuvveti vardr. Ancak neden bu iki yk birbirini ekmektedir?
Kuantum fiziinin bulduu zm -hala teori olarak kalmakla birlikte- partikllerin daha kk partiklleri karlkl olarak birbirlerine atmalar ve partikl alveriinin ekimin illeti-sebebi olduu eklinde bir varsaymdr. Bu varsaym gerekse partikl alveriinin sebebi nedir? Buna da bir cevap bulunduunda yeni bir sebep sorulacak ve bu sonsuza kadar gidecektir. Madde alt paracklarn hala kapsamna ulalamamtr. Ancak en kk maddi partikllerin madde d bir alemden-yokluktan vcuda ani sramalarla getii bu sramalarn srekli gel-gitler tarznda yaand esasen maddenin asli ve sabit vcudu olmad , var olan vcudun ise en kk zaman birimlerinde varlk-yokluk arasnda gidip geldii modern bilimin en son tespitleri arasndadr. Maddeye vcut veren, maddeyi

yokluktan vcut aleme sratp vcut alemde akllara durgunluk veren dzgn bir mekanizmada rgleyen ama bunu zamann en kk birimlerinde aralksz olarak, bilinli ve planl ekilde gerekletiren nedir? ATIRDAYAN NEDENSELLK

Eyann hakikatini inceleyen en temel bilim fizik olmutur. Fizik biliminin bulgularndaki deiim
eyann aklanmasna dnk felsefeleri de otomatik olarak deitirmitir.

Newtonun 1600 lerde ortaya koyduu nedensellik anlaynn en nemli destekisi olan tabiat-atom
modeli genel kabul grm ve asr boyunca tabiatn kat, ktlesel, kesif, yer deitirebilir karakterde temel inaat bloklarnn varlna inanlmt. Ancak kuantum fiziinin derinliklerdeki incelemelerinde atom alt paracklarn gzden kayboluu belgelendi. Bu yolda ilk adm Werner Heisenberg tarafndan atld. Kesinsizlik-uncertainity prensibiyle tanmlad teorisinde bir parack yakalanmaya alldnda pozisyonu belirleniyor sonra kaybediliyor, bir an momentumu llebiliyor sonra belirsizleiyordu. Kuantum mekanii sonunda bu partikllerin gerek fizik vcutlarnn olmadn grd. Newtonun bulgularnn tam aksine eyann bo uzayda hareket eden kat paracklardan olumad anlald. Tespitler aratrmaclar sonunda uzayn tamamen nabz gibi atan alanlardan olutuu fikrine gtrd. imdi kuantum mekanii paracklar dalgalar veya ihtizaz paketleri eklinde alt alanlardan yukarya sramalar olarak tanmlamaktadr ki bu durum Newtonun kat madde tanmlamasn yok etmitir.

Elimizdeki kitabn yzey seviyesinde kat maddenin gerek bir fizik vcudu vardr; kat ve kesin olarak
maddi varl srer. Ancak maddenin i-alt seviyesinde fizikiler maddi gereklii bulamamakta, bunun yerine ierde sadece alanlar ve dalgalar tespit edilmekte, yani hibir ey bulunmaktayd. Madde, znde hibir ey ise madde yok muydu, biz hayal mi gryorduk?

Gerekte yokluk yoktu yani fizik d da olsa vcut vard; sadece grmek iin hangi seviyede
baktmz, tabiat hangi seviyede ve boyutta incelediimiz nemliydi. nk bir boyutta varl olmayan bir vcut dier bir boyutta beliriyordu.

Heisenbergin keifleriyle birlikte madde iine doru seyahatler devam etti. erde deiik alanlar
kefedilip tanmlannca alanlarn kendilerinin bir taban, en temel yn, en az hareketlilik(excitation) seviyesi, ihtizaz alan veya boluk durumu ortaya kyordu. Buradan alanlarn ana znn grlmez, geiken(transitional) temeli, esas anlalmaya balanmt. Bu elektromanyetik en az hareketlilik durumlu alan, atom alt paracklarn yani maddi vcudun bittii yerde balyordu. Bir baka tabirle varln vcudu hareketlilik-tahrik(excitation) ile aklanyordu. Bir elektron titreimler, dalgalanmalar veya alttaki alanlarn hareketlilii eklinde var olabiliyordu. Aratrmalar gsterdi ki elektronun varl deiik hareket seviye ve(ya) durumunda bulunabiliyor; ok aktif veya sakin olabiliyordu. Elektronun yaayabilecei- vcut alemde bulunabilecei deiik hareketlilik durumlarna kesin bir alt limit-snr yoktu. Elektron belli bir noktann altnda iyice sakinletiinde vcudunu tamamen kaybediveriyor, yani elektromanyetik/enerji alandan da syrlp yok oluyordu. Hareketin sfr olduu noktada vcut sfr oluyordu. En az hareketlilik durumu, elektronun bir parack etkisi oluturabilmesi iin yetersiz bir dalgalanmadan ibaretti.

Elektronun dt yokluk-boluk durumu(vacuum state) tamamen boluk ama ayn zamanda


tamamen doluluk durumudur. Bu alan iinde hibir ey tespit edilemedii halde, paracklarn vcut kayna, tabiatn inaat bloklarnn balang noktas olarak gzkmektedir. Bu sonsuz potansiyel alan olan eyann kayna, kendi iinde fiziki gerek tamamaktadr. Bu boluk durumu fiziki Sudarshan tarafndan geirgen(transitional), gizli(unmanifested), her yere nafiz, kainattaki btn dzlemlerin aktifliklerinin besleyicisi, uzaya ve zamana ait olmayan, deimez, mutlak mkemmelliin kayna, tesadf ve dzensizlik seviyesi sfr olan kuantum alan eklinde tanmlanmaktadr.

Modern bilim geldii bu noktada ac bir itirafla bu boluun her naslsa-somehow- nasl ve neden
olmusa, doluluk ve sonsuz potansiyel alan olduu sonucuna varmtr.

Bilimin ulat bu noktada nedensellik artk geerliliini yitirmitir. Tabiatta gzlemlenen sebepsonu ilikisi dncesinin yerini, bu ilikiyi dzenleyenin tabiat arkasnda ve tabiatn boyutlarnn (zaman-mekan) dnda olan bir alan olduu dncesi almtr. Ancak bilim bu alann vcudunu da her naslsa var olan eklindeki bir bilinmezlie terk ederek gz ard etmekten baka bir zm bulamamtr. Artk nedensellik bilimsel yaklamn temeli olmaktan kmtr. TEVHD VE NEDENSELLK

Bilimin geliimine paralel olarak srekli deien bilimsellie dayal felsefelerin hala devam eden
elikileri ve tkanklklar 14 asr ncesinin insanla slamla sunulan tevhit anlayyla tamamen zmlenmitir.

slam ulemas tarafndan ayrntda fakllklar olan muhtelif kozmolojiler oluturulmu olmakla birlikte
gnmz biliminin deneyleriyle de uyuan en arpc slami tanmlamalar ve erevelemelerin Bediuzzaman tarafndan yapld grlmektedir. Bediuzzamana gre hadisatn vcut ve ileyii iki sebep tr kapsamnda incelenmelidir. Birincisi zahiri(grnrde) sebepler, dieri hakiki sebeplerdir. Grnrde sebepler tabiat kanunlar erevesinde nedensellik olarak aklanan A nn B ye yol at zanndr ki bunun asl, iktiran yani biraradalktr. A dan sonra B nin gelii, konulan kanunlarn gerektirdii bir arada oluun sonucudur, hakiki sebep deildir. Hakiki sebep ise eyann btn boyutlarna hakim olan Kudret-i lahiyedir. Zahiri sebebin hakiki sebep sanlmas bir illiyet atf sapmasnn sonucudur. Farkl boyutta bir elin tuttuu tabancann tetii ekilerek bir insan ldrlm olsun. Tabancay tutan eli grmeyen kiiye gre adam tabancann kendisi kendi kendine ldrmtr. Gizli eli gren kii irade ve kudretin o ele ait olduunu dnr. Bu rnekte illiyetin-gerek sebebin baka bir unsura verilmesi, olaya mdahil olan btn boyutlarn kavranamamasndan kaynaklanmtr.

Nedensellik yle bir mantktan doar. Sadece cismaniyet boyutunda kalan gzlem veya deney
sonularna gre A faktr gurubu varken B faktr gurubu olumakta; A faktr gurubu yokken B faktr gurubu olumamaktadr. Bu durumda iki faktr gurubu birbirinin nedeni gibi grlmektedir. Oysa nc bir durum vardr ki bu da A faktr gurubu varken B faktr gurubunun var olmamasdr. te modern bilim bu duruma dair rneklerle karlamamakta, karlat birka rnei ise metafizie iterek yok saymaktadr. Baz Yogilerin tabiat kanunlarnn gerei olan zahiri sebepler yokken bedenleriyle dorudan uu yapabilmeleri, bazlarnn maddi bir koruyucu olmadan yanan ate zerinde etkilenmeden dans edebilmeleri, baz tarikatlarda vcutlarna i batranlarn acma, kanama gibi tabiat prensiplerine paralel bir sonula karlamamalar, velilerin bir anda bir ok yerde bulunabilmeleri, Hz. Peygamberin (asm) mbarek parmann iaretiyle Ayn ortadan ikiye ayrlmas, sevgili Resuln(asm) on parmandan bir orduyu doyuracak ekilde sularn akmas, baklaryla baz kiilerin cisimleri uzaktan hareket ettirebilmeleri, parmaklarla okumann, ayak topuklaryla koklamann yaanlan ve belgelenen gerekler olmas nc duruma dair rneklerdir ki nedenselliin reddi anlamna gelecek bu nc durum srarla bilimin dna itilmitir.

Bediuzzaman bir faktr vcudun sebep olabilmesi iin gereken kudret, ilim gibi vasflardan sadece
birisinin irade olduunu vurgular. Zati iradesi olmayan varlk hi bir eyin hakiki sebebi olamaz. Zahiri sebepler incelendiinde bilinsiz varlklarn hibirinde zati ilim vasf olmad gibi irade vasf da olmad grlr. Ancak mahluk varlklar iradeli-iradesiz olmak zere iki snfta yaratlm, iradeli olan varlklarn ilim, kudret ve irade gibi vasflar ise son derece snrlandrlmtr. nsan irade sahibi olanlara bir rnektir, tan ise iradesi yoktur.

Zahiri sebep irade sahibi olursa -mutlak kudret ve ilim zati olarak kendisine ait olmadndan zahiren
meydana getirdii sonucun sadece tercihi yetkisi eline verilmitir. Sonucun vcudu ise tamamen asli sebebe aittir. rnein ta yerinden kalkp bir aaca trmanmay irade edemez. Buna kudreti de yoktur. nsan ise kollarn kaldrmay irade edebilir. Ancak bunu yapacak kudret kendisine ait deildir. Beyin ve sinir sisteminde kurulu bir mekanizma yoluyla insann zati bilgisi, kontrol ve kudreti haricinde dorudan hakiki kudretin dahli ve iradesinin uyumasyla bu hareket gerekleir. Ancak insann iradesi de snrlandrlmtr. nsan bir aa olmay irade edemez; nk bu hakiki kudretin iradesiyle uyumaz. Ancak hakiki kudret byle bir iradeyi kabul edip ilim ve kudretiyle taktir etseydi insan aa ta olabilirdi.

Zahiri sebebin iradesiz olmas durumunda ise tercih ve sonu her ikisi tamamen asli sebebin yan
Yaratcnn elindedir; sonu onun yaratmasyla gerekleir. Bu anlamda bir aa iradesiz olduu halde iradeli insann asla yapamayaca harikalkta iler yapar. Dnyann Gnein etrafnda dnn irade eden Yaratc olduu gibi bunu gerekletiren de Odur. Ancak btn bunlar koyduu vcutsuz, itibari, Ona gre deiebilir, bize gre, onun tarafndan tespit edildiklerinden mutlak olan kanunlar erevesinde yapt iin Mutlak rade bizim nazarmzdan gizlenmektedir. Mutlak radeyi kavramakta glk ekmemizin sebebi iradenin her eyi, taktir ettii sabit bir dzenlilikte kuatmas ve acze hi dmemesidir. nk her ey zddyla bilinir. nsan zihni snflandrmalar ve karlatrmalar sayesinde kavrar. Bir ey dierlerine gre snflandrlamyor ve karlatrlamyorsa var olduu halde vcudu asla fark edilemez. Gnlk zaman fark edebilmemiz iin gece ve gndz yaratlmtr. Daha kk zaman birimlerinin fark edilebilmesi iin insanlar asli vcudu olmayan itibari zaman l birimleri oluturmulardr. lim, Kudret gibi Yaratcnn dier isim ve sfatlar mutlak olduu iin yani rnein Dnyay dndremedii hibir gn olmad, denizleri yanllkla dalarn zerine salmad iin sathi bak varla nfuz etmi olan bu isim ve sfatlar varln zatndan zannettirmektedir. Yamurun dzensiz yamas bile tabiidir olaandr eklindeki dnceyi nasl da sarsabiliyor...

Bediuuzzamana gre eya mlk ve melekut cihetlerinden oluturulmutur. Mlk ciheti bilimin de
zerinde odakland zaman/mekan boyutlu fiziksel vcut dnyasdr. Melekut ciheti ise zaman-mekan d, mekann vasflarndan bamsz, tam nurani, ruhani, soyut vcutlarn bulunduu alemdir. Melekut ta mlk kadar alemdir yani yaratlm, sonradan var edilmitir. Vcudunun varl mlki alem gibi bir baka vcudun varl ile kaim olabilmektedir. Mlki-fiziki vcut melekti-ruhani alemden yansmalarsramalar eklinde tezahr eder. Bu vcudun, dolayl vcut kayna melekuttur; melekutun dorudan vcut kayna ise Kainatn Nur-ul Envar olan Yaratcsdr.

Bediuzzamann buraya kadar getirdii Kurani erevenin kuantum fiziinin tespitleriyle rtmesi
hemen dikkat ekmektedir. Ancak bu noktadan sonra ne sylenebilecektir?

Kuantum fiziinin uzay ve zaman d dedii mutlak ilim, kudret ve bilincin mevcut olduu uzay alemin
zndeki boluk/yokluk durumu (Vacuum State) zerinde yaplabilecek tek ey tahminler yrtmektir. Bilim bu vcudun her naslsa var olduunu syler. Transandantal Meditasyon tekniinin sahibi Maharishi bu alann Yaratcnn kendisi olduunu syler. nsanlarn yapt her yorum kapal gzle file dokunan kiilerin filin muhtelif uzuvlarna ilikin tanmlamalarna benzer.

Bu sorun Risale-i Nurda ilenirken Kudret-i ilahiyenin eyaya taalluku -ilgisi ve temasnn eyann
melektiyeti vastasyla olduu vurgulanr. (Bkz Mektubat, Hakikat ekirdekleri) Yaratc ilim, irade, kudret, gayra benzememe, zatyla kaim olma... gibi zati vasflarnn tesinde afi, Rezzak, Mzeyyin, Cemil, Muhyi gibi isim ve unvanlara sahip olan mutlak varlktr. Bu mutlak varlk ile yarattklar arasndaki taallukun kavranmasn kolaylatrmak iin Gnele Dnya arasndaki iliki rnek olarak kullanlr. Dnya Gneten ok uzak mesafede olduu halde Gne nuraniyeti vastasyla ve manyetik etkisiyle Dnyann her noktasna nfuz ve tesir edebilir. Gnein uurlu olduunu; , radyasyonu gibi zati unsurlarn kontrol edebildiini varsayalm. Ayrntya girmiyoruz; tpk farkl tonlarn komprime edildii Gne gibi, Mutlak uur sahibi olan Kainatn Yaratcsnn bin bir ismi vcut verdii alemin melekutundan yansr. Melekut bir ayine gibidir. Gkyzne baktmzda grdmz Gnele, bir keye koyduumuz ayinede yansyan Gne vasf olarak birbirinin ayndr. Ayinenin kabiliyetine gre Gneten daha fazla veya daha az k toplanp yanstlabilir. rneimizdeki ayine Bediuzzamann bahsini ettii melekut alemi, kuantum fiziinin szn ettii vacuum state dir. Ayinede Gnein veya nn zati vcudu yoktur. Ayineden yansyan fizik vcutlu k temas ettii vcudu str yan sonu meydana getirir. Oysa ayineden yansyan n zahiri kayna ayine olduu halde, yani k ayineden kyor gibi grld halde ayinenin iinde n fizik vcudu yoktur ancak itibari imajiner vcudu vardr. Tpk madde tesinin boluk durumunun harika vcudun kayna olmas ancak ierisinde hibir ey olmamas gibi... Dikkat edilirse modern bilim Maharishinin yapt gibi maddenin arkasndaki boluk durumunu tpk slamn Allah tanmlamasna paralel vasflarda tasvir etmekte, ancak ayinedeki Gne ile hakiki Gne arasndaki ayrm yapamamaktadr. Zaten bunu insanlar kendi akllaryla yapamazlar. Kendisini perdeler ve zahiri sebepler arkasnda gizleyen, ancak varln yaratt sistemlerdeki korkun harikalklarla ilan eden Yaratc bizi var ettii dzlemde kavrayabilmemiz imkansz olan zatn bize elileri vastasyla bildirmitir.

Bediuzzaman zerrelerin vcuda klarn Kudret-i lahiyenin sevki ve esmasn eyann melekutuna
tahidiyle ortaya kan bir ihtizaz olarak tanmlar. (bkz. 30. Sz, kinci Maksat) Vcut boluk durumu ya da zaman-mekan dndan yani melekti alemden Onun esmasnn parlts olarak yansr. Onun isim ve sfatlar arasndaki lim, rade, Rezzak, afi, Kayyum ve dier anlamlar varlk zerinde okunabilir hale gelir; buradan hareketle lim, rade, ifa, Rzk gibi hususiyetlerin bizzat eyann kendisinde var olduu sanlr. Yani zahiri olan hakiki gibi alglanr. Oysa zahiri ile hakiki arasndaki ayrm yapabilmek iin cismin aklsz uursuz, basit, brakldnda rasgele hareket eden bir karakter tadn grmek yeterli olabilmeliydi. Bir tabancann yerinden kalkarak bir insana dorulup namluyu ekmesi akllara smyor da, bir milyar galaksinin uzayda kendi kendilerine dans edileri bilimsellie nasl syor? SLAM BAKI AISI

Tabiatta gzlemlenen zahiri sebep-sonu ilikininin esasnn iktiran-bir aradalk olduunu kavrayan
bir mmin hadisata nasl bir gzlkle bakacaktr?

Zahiri sebeplerin gerek sebepler olmadklarnn anlalmasnn kaytsz bir teslimiyete yol aaca
sanlmamaldr. Esasen Yaratc dnyada da, zahiri sebeplere gerek duymakszn uhrevi alemde olaca gibi hikmetini geri plana alarak dorudan Kudretin tecellisiyle yoktan yarattn grnr klabilirdi.

Bilindii gibi islami literatr yce Yaratcnn ina ve ibda suretinde iki tr yaratma biimi olduunu
vurgular.(Bkz. Bediuzzaman, 23. ve 26. Lema) na tipi yaratmada mevcut varlklara yeni rglenmelerle farkl vcutlar vermek sz konusu iken ibda suretinde yaratmada varlklara hi yoktan vcut giydirilmektedir. Yaratc ibday maddenin zne gizlemi, inay ise dnda yanstmtr. Cisim tesi vcutlar ise tanmndan da anlalaca zere ibda suretinde bir yaratmann sonucudurlar. Yzeysel ve cismani nazar varln ina suretinde yaratldn dndrr ve gsterirken kuantum mekanii maddenin madde d bir boyuttan -maddi boyuta gre yokluk aleminden - srayarak vcuda geldiini yani yaratln zde ibda suretinde-yoktan olduunu tespit eder.

Yaratc taktir etse idi insanlar- yaln kaldnda ruhlarnn yapabildii gibi -vcudun yoktan var
edildiini kavrayabilirlerdi. Ancak Yaratc dnya aleminin imtihan platformu olmasn taktir etmi, bu platformda saysz esrar pek ok hikmetlerle gizlemitir.

nsan hareket halinde aralksz inkiaf eden bir mahluktur. Hem insann zati ftrat hem de bu varln
ierisine gnderildii mekan byle bir inkiafa insann iradi tercihiyle imkan tanyacak ekilde var edilmeliydi. Maddi veya manevi zenginliin ahsa deer ve ehemmiyet kazandrmas ancak ahsn bu deerlere kavumak iin rpnmasyla sz konusudur. Aln teriyle kazanlmayan zenginlik, ilim gibi btn deerler ne bunlara sahip olanlar tarafndan ne de dierleri tarafndan sayg ve nem ithamnn gerek kayna olamaz. Oysa yce Yaratc koca kainat bir tarafa ama en ok sevdii mahluku insan bir baka tarafa koymakta;kck insan hayalin kavrayamad cismani evreni bile aarak dorudan yaratcsnn efkatine ulaabilmektedir.

u halde insan srekli renebilmelidir. Bunun iin ftratnda ve kainattaki bilinmezlikler yaratlmaldr.
nsan dzenli bir ekilde almal, almann sonucunun ecrini grebilmelidir. Bunun iin zahiri bir sebep sonu ilikisi gereklidir. nsann kendisine verilene liyakati iin istemesi gerekir. Atl bir ekilde oturarak istemekle verilene liyakat kesp edilemez. Zahiri sebeplerin ihdas edilmesi fiili dua-istemekanlamnda bir rpn zorunlu klar. Hayatn duraanlnn nne geilmesi , bir rpda geecek dnya hayatnn heyecanl meguliyetlerle dolu olmas insan iin bir saadet kaynadr da...

Mmin zahiri sebepleri reddetmez. Ancak Yaratcnn esbabn arkasndaki hakiki sebep olduunu
grr, ilim vastasyla harfi manay yakalamaya alr. Madde zerindeki Bediuzzamann tabirince eser-i itkan- sanat sanattaki var edicisini kabule zorlayacak harika rglenmeler-przszlkler kefedildike tarifsiz bir heyecan kayna olurlar. Mminler sebeplere btn gleriyle sarlrlar ancak sonucu hi bir zaman sebeplerden beklemezler. Sonucun Yaratcnn klli iradesinin kendi czi iradelerini kabulyle gerekletiini bildiklerinden istediklerini verene byk bir sevgi ile balanrlar. Aacn dalndan uzatlan bir meyvenin arkasnda harfi mana Yaratcnn rahmet elini gsterir. Sofra

zerendeki eitli nimetler, harika harmonik ses veya grntler Kainat Hakimi ve Sultannn kck kuluna zel birer ikram olduklarn haykrmaya balarlar. Mmin bu gerei grdnde, varln kaynana kavumak isteyen ruhu klp onun nuruna snma, zerreleri Onda yok olma arzusu ile yanmaya balar. nk fanide yok olu bakide var olua dnmektedir. Bu halin zirvesindeki mminin yakalad ycelik karsnda cennet dahi klmeye balar. Mutlak gereklii tam olarak kavrayan mmin, iinde bulunduu her eylem ve durumda, grnrde zahiri sebeplerle temas ierisindeyken gerekte binlerce perde tesinde ama ah damarndan daha yaknnda olan Yaratcnn huzurunda olduunun bilincindedir. Muhammed Bozda Kpr Dergisinde Yaynlanmtr.

You might also like